10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 16 EKİM 1986 Düğüm Çözmek... (Baştarafı 1. sayfada) 28 Eyiül'de sandıktan çıkan sonuçlar, "siyaset yasağı"nm anlamsızlığını apaçık ortaya koymuştur. Bu olgunun görmezlikten gelinmesi, hem halkta tepkilere kaynaklık edebilecek hem de siyasal istjkrarsıziığa yatınm anlamı taşıyacaktır. ANAP yönetimi de kamuoyundaki hava değişimini görmüyor değildir; siyasal açıdan manevra alanının hayli darakJığının, sıkıştığının da farkındadır. Ştmdilik Sayın Özal, "yasaklar"m kaldırılmasından yana olduğu izlenimini vererek, "201+otomaük referandum" formülünü siyaset sahnesine sürmüştür; ama Cumhurbaşkanı Evren'in "mutabakatı" olmazsa bu işe girişmeyeceğini belli etmiştk; yani konuyu bir kez dalia Çankaya ile irtibatlandırmıştır. Peki Çankaya ne yapacaktır? Bu sorunun yanrtının siyaset sahnesinde taşıdığı ağıriık heıtıalde yadsınamaz. Kulislerde bu konuya dönük spekülasyonların sürdüğü de dikkati çekmektedir. Son dört, beş aydır Çankaya Köşkü'nden yayılan iztenim, Cumhurbaşkanı Sayın Evren'in geçici 4. maddeyie ikjili tutumunun yumuşadığı yolundadır. 1982 Anayasası'nın referandumla kabul edilmiş olduğunu göz önünde tutan Köşk'ün, değişikliğin de halkoyiamasıyla yapılmasından yana olduğu bilinmektedir. Onun içindir ki, Cumhurbaşkanının "201+referandum" dahil bazı formüileri uzmanlara tnceiettirdiği bilinmektedir. Şimdilik açıkça bilinmeyen, bu inceiemelerin sonuçlarıdır. Bizim bu konuda işaretetmek istediğimiz bir başka nokta vardır."S/yasefyasaklan"ntn anlamsıztığı arttk ortaya çıkmıştır; Anayasal bir yasak kağrt üzerinde kalmıştır; bu çelişkiyi yok etmek sağduyuya olduğu kadar, demokrasiye de uygun düşecektir. Aynca bu konunun mümkün olan en geniş fikir biriiğiyle, uzlaşmayta gerçekJeştirilmesi, sürekli arzulanan siyasal istikrara da dönük bir adım olabilecekiir. Bütün bu gerçekler karşısında Cumhurbaşkanı Sayın Evren'in benimseyeceği nihai tutum, taşıyacağı ağıriık açısından, siyasal çevrelerde merak konusudur. Kuşkusuz bu tutumun düğümleri çözücü nitelikie olması temenni edilir. Menderes döneminde de toptan istifa yaşandı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Özal hükümeti bakanlarının, lurgut Özal'ı "rahaüatmak" amaayla istifalarım vermelerine benzer bir olay, 1955 yılında Menderes hükümetinde oldu. Demokrat Parti Meclis Grubunda bakanlar, tek tek kürsüye çıkarak istifa ettiklerini bildirdiler. Ancak Başbakan Adnan Menderes, kendisi istifa etmediği için hükümet istifa etmemiş sayıldı ve Menderes, istediği kişilerden hükümeti yeniden kurdu. Ancak hükümet istifa etmemiş sayıldığı için Cumhurbaşkanına hukümetin istifasını sunmadı, hükümet programı da haarlamadı. Menderes bakanlarının istifa nedeni "dış yardımlar"la ilgiliydi. Dış yardımlarla da yakın ilişkide bulunan üç bakanlık vardı. Bunlann başında Ticaret Bakanı Sıtkı Yırcalı, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştu Zoriu bulu»uyordu. Olayın patlak vefdiği konu, dışardan yardım eden kurumlann, ülke içinde bu yardunlar nedeniyle yapılacak inşaatlara katılma istemleriydi. Demokrat Parti grubu içinde bazı milletvekilleri, bu konuda görüşme acılmasını istediler. Görüşmerün hedefı Ticaret Bakanı Yırcah, Maliye Bakanı Polatkan, Dışişleri Bakanı Zorlu idi. Bu konuda ilk sözü grupta Sıtkı Yırcalı aldı. Başlangıçta Yırcah'nın istifası söz konusu değüdi. Fuat Köpriüü, Yırcah'ya bir pusula göndererek "Sakın istifa yoluna gitme" demişti. Ancak Ticaret Bakanı Yırcalı, konuşması sırasında "Ben istifa ediyorum" deyiverdi. Bunun uzerine ayaklanan DP milletvekilleri, öbür bakanlan da istifaya çağınyorlar, "tstifa, istifa" diye bağırışıyorlardı. Bunun uzerine sırayla Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zor1», Maliye Bakam Hasan Polatkan, arkasından Şevki Çiçekdağ istifa ettiklerini açıkladılar. Başbakan Menderes bir ara gruptan dışanya Meclis, Başkanı Refik Koraltan'ın yanına çıktı. Milletvekilleri coşmuşlar, grupta tüm bakanlann istifalannı istiyorlardı. Adnan Menderes, aşağıya gruba indi. Grupta yaptığı konuşmada, grup üyelerini yaüştırmaya çalışarak özetle, "Slz ber şeyi yapabilirsiniz, hüafeti bile getirebilirsiniz" dedi ve "Fakat böyle bir şey yapmayın, bu dofru degil" diye ekledi. Menderes'i alkışlarla karşılayan grup, yalnız Menderes'in şahsına oybirliği ile güvenoyu verdi. Menderes de istifa eden bakanlann yerine, bazılannı yerinde bırakıp bazılannın yerine yenilerini seçerek, hükümeti oluşturdu. Konu da orada kapandı. Cumhuriyet tarihinde ikinci olay Iktidarda çifte operasyon (Baştarafı 1. Sayfada) olan bakanlar ve parti yönetıcilerinin istifa dilekçelerini kabul etmeyecegi bildirildi. Hükümet ve ANAP yönetiminde Başbakan özal'ın yapacağı değişikliğe ilişkin ilk adım, dün saat 11.45'te toplanan genişletilmiş Başkanlık Divanı'nda atüdı. Başkanlık Divanı'mn üyeleri, karjılıklı sohbet havasında geçen toplantıda Özal'a, değişiklikleri "rahathkla" yapabılmesi için topluca istifa etmeyi önerdiler. Genel Başkan Yardımcıları Mehjnet Keçeciler ile Büleot Akarcalı'nın ısrarla savunduklan bu öneri, Başbakan Ozal'ın, "Madem bana güveniyorsuDUZ, madem bam yetki veriyorsunuz, böyle bir yola gitmeyc gerek yok" sözleriyle reddedildi. Başkanlık Divanı üyeleri, Özal'a hükümette ve parti yönetiminde değişiklik düşünüyorsa bunu bir an önce gerçekleştirmesini de önererek "SHP bile seçimden sonra yönetiminde değişiklik yoluna gitti. Biz ise, hâlâ degişiklik bekkntisi içindeyiz" dediler. ANAP yöneticileri, değışıklik beklentisinin gerek bakanların, gerekse parti yöneticilerinin çalışmalarını aksattığını öne sürerek, en kısa süre içerisinde başbakanın dururnu açıkbğa kavuşturmasını istediler. Üyeleri tek tek dinleyen özal, daha sonra değişiklikler için Başkanlık Divanı'ndan "Um yetki" aldı. özal, hükümet ve parti yönetiminde değişiklik için fazla beklenmeyeceğini bildirerek, Başkanlık Divanı üyelerine kendisine yetki vermelerinden dolayı teşekkür ederek toplantıyı bitirdi. Toplantıdan sonra gazetecilerin sorulannı yanıtlayan özal, ilk kez hükttmet ve parti yönetiminde değişiklik yapılacağını açıkladı ve "Toptan istifa söz konusu degil. ben istediğirai degiştirecegim" dedi. Özal, değişikliğin bu hafta içerisinde tamamlanmaya çalışılacağını bildirerek "Bo hafta içinde degişiklikleri tamamlamaya prensip itibanyla karar verdik. Arkadaşlanm da bu konuda bizimle mutabıklar" dedi. özal, gazetecilerin ısrarh sorulanna karşılık, Başkanlık Divanı'mn topluca istifasının söz konusu olmadığını vurgularken "Arkadışlanm bana bu konodı koisyük göslerecekierini söylediler. Yani ben istedigimi degiştirecegim, toptan istifa söz konusu degil" diye konuştu. özal, toptan istifa yoluna gidilmeyeceğini söylemesine rağmen, TBMM'ye geldiginde Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem ile Genel Sekreter Mustafa Taşar'a haber göndererek hem bakanların, hem de Başkanlık Divanı Uyelerinin istifa dilekçelerini almalarını bildirdi. Bunun Uzerine Kaya Erdem, başbakanın TBMM'deki makamında, Mustafa Taşar da genel kurul salonu ile ANAP kulisinde kendilerine getirilen istifa dilekçelerini gizlice aldılar. Bakanlann, Kaya Erdem'in bulunduğu birinci kattaki odaya çıkarken, istifalannı çevreye duyurmama çabası içinde oldukları izlendi. Bu arada Cenel Sekreter Mustafa Taşar'a istifa dilekçalerini veren Başkanlık Divanı uyelerinin de kendi aralannda "T»mam, tamam" biçiminde haberleştikleri görüldü. Saat I7.00'de başlayan istifa yağmuru, TBMM Genel Kurulu'nda devlet bakanhklannın sayısını artıran tasannın kabulüyle birlikte tamamlandı. Başbakan Turgut özal, TBMM'den aynlırken gazetecilerin istifa ile sorulan uzerine, işaret parmağını dudaklarına götürerek "sus" işareti yaptı. özal, ısrarlı sorular karşısında "No comment" dedi. Başbakan, "Degişiknk konnsunda karar verdiniz mi?" sorusuna da "Hiçbir şey bilmivorum" yanıhnı verdi. Gazeteciler, "Ne zaman açıklavacaksınn7" diye sonınca, Özal, "Birisi açıklar, o zaman ögrenirsiniz" diye konuştu. Gazeteciler, "Biz de bilmiyoruz, kim biliyorsa söyleyin de ona sorahm" deyince, Özal, "Onu da bHmiyorum. hiçbir şey bimiyorum" dedi ve yüriidü. Özal daha sonra a.a. muhabirine bakanların istifalan konusunda şunlan söyledi: "Ben arkadaşlanma hükünette bir operasyon yapacağımı soyledim. Işimi kolaylaştınnak istediler. Tabii banlannı kabul edebiirim, bazdarnu etmeyebüiriın. Bazılannın da görev degiştinneleri söz konusu ohtbUir. Meseic budor. Hukümetin istifası söz konusu değildir. Netice itibanyla yapılacak olan hükümette ufak bir operasyondur." TBMM'den aynldıktan sonra Başbakanlık konutuna çıkan Turgut Özal, burada saat 20.00'den itibaren dar çerçeveo' bazı kabuller yaptı. özal ilk önce Ankara'da bulunan Kuveyt heyetiyle birlikte Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk'ü kabul etti. Daha sonra dikkatleri çeken iki görüşme yapan Başbakan özal, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler ve Genel Sekreter Mustafa Taşar ile konuştu. Taşar, saat 21.30'da konuttan ayrılırken, başbakanın Erzurum'a yapacağı gezi ile ilgili görüşme yaptığını söyledi. Taşar, "Şimdi gend sekreter sıfatıyla çıkıyonım" dedi ve gazeteciler, "Yann(bugün) ne otur?" diye sorunca, "Hiç belli olmaz, yann(bugün) genel sekreter olmayabilirim" yanılını verdi. Taşar, Bakanlar Kurulu'nda yapılacak değişikliklerle ilgili olarak ise, şunları söyledi: "Üç devlet bakanı eklenince, kabine 25 kişiye çıkıyor. Yer de£iştirmelerie 78 degişiklik oUbUir, sanıyonım." Dün gece yansı alınan bilgilere göre Başbakan Özal, bugün Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile yapacağı görüşmede hükumette yapacağı değişiklikleri anlatacak ve atayacağı bakanların adlannı verecek. Cumhurbaşkanı Evren'in bugün yapılacak görüşmede TBMM'den çıkan devlet bakanlıklan sayısı ile ilgili yasayı onaylaması bekleniyor. Cumhurbaşkanının bu yasayı imzalaması halınde, hükümet değişikliğinin bugünden itibaren daha kesin çizgıler göstereceği ifade ediliyor. tlk alınan bilgiler, kabinede 4S bakanın "deplasman" (kaydırılacağı), yeni 3, en çok 4 ismin hükümete gireceğini gösteriyordu. ANAP Genel Merkezi'nden bir Başkanlık Divanı * üyesi, Cumhuriyet'e "özal, bir denge adamıdır. Parti ve hiikümet arasjnda yapacağı yer degiştinneierte bu dengeyi koromaya özen gosterecektir" dedi. Bir başka yetkili ise, özal'ın, "parti yonetimine ağıriık vermeye özen gösterecegini, bu nedenle giiçlü bazı isimleri pani yönetimine getirmeye çalışacagını" söyledi. Başbakan Özal'la görüştükten sonra gece geç saatlerde evine dönen ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler, Başbakan Özal'ın rahat bir degişiklik yapması için istifalarım verdiklerini belirtirken, parti yönetiminde degişiklik konusunda hiçbir fikri olmadığım, bu konuda Başbakan Özal'ın tam yetkili olduğunu bildirdi. Keçeciler, "Siz görevinizde kalıyor musunuz?" sorusuna, "Bilmiyorum, inşallab hayırlı olur" yamtını verdi. ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar ile bazı bakanlar, geç saatiere kadar Ankara'nın çeşitli lokantalannda gnıplar halinde yemek yiyerek, olası değişiklikler Üzerinde konuştular. Hükümetten kimlerin gideceği ve hangı bakanlann kalacağı üzerinde çeşitli varsayımlar yapıldı. Yerini koruyacak bakanlar arasında Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroglu, Dışişleri Bakanı Vahit Halefoglu, Bayındırlık ve Iskân Bakanı Safa Giray, Tanm Orman ve Köyişleri Bakanı Hiisnü Doğan, Maliye ve GümrUk Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk, Devlet Bakanı Kâzım Oksay ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem'in adlan geçti. Bu arada devlet bakanlan Mostafa Tınaz Titiz. Abdullah Tenekeci ile Saglık ve Sosyal Yardım Bakanı Mehmet Aydın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kalemli, Enerji ve Tabii Kaynakla Bakam Sudi Türel ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Anü'ın görevlerini bırakacaklanndan söz edildi. Ulaştırma Bakanı Veysd Atasoy'un Bakanlar Kurulu yerine, partide daha önemli bir göreve getirilecefini öne sürenler bulunduysa da bu söylentinin fazla ciddiye alınmadığı gözlendi. Başbakan Özal'ın 3 devlet bakanlığımn hepsine birden atama yapmayacağı, 1 devlet bakanlığını boş bırakmayı yeğliyeceği de söylentiler arasında yer aldı. Başbakan özal tarafından devlet bakanlığına getirileceği açıklanan Hasan Celal Güzel'in, Yıldınm Akbulut'tan boşalacak Içişleri Bakanlığı'na getirilmesi de öne sürüldü. An,cak bir kaynak Güzel'in devlet bakanlığına atanacağmda kuşku duymadığını ifade etti. ANAP'a yeni transfer olan eski MDFli AH Bozer'in devlet bakanlıklanndan birine atanacağı yolunda yoğun söylentiler çıktı. Bilgisine başvurduğumuz Bozer, dün gece geç saatiere kadar başbakanla bu konuda hiçbir teması ve göriişmesi olmadığım bildirdi. Yeni bakanlar arasında Bursa Milletvekili Fahir Sabuniş'in de adı geçti. Sabuniş'in Sanayi ve Ticaret Bakanhğı'na getirileceği öne sürülürken, Niğde'den milletvekSi secilen eski Vali Akın Gönen'in içişleri ya da bir devlet bakanlığına getirileceği savunuldu. Yurtdışında bulunan Tanm Orman ve Köyişleri Bakam Hüsnü Doğan ile Devlet Bakam Mesut Yılmaz'ın da telefonla Başbakan Özal'a istifalarım bildirdikleri öğrenildi. Devlet Bakanı Mesut Yılmaz'ın partideki genel başkan yardımcılığı görevinden aynlacağı da bir olasılık olarak dile getirildi. ANAP'lüann gece geç saatiere kadar sürdürdüğü kulislerde, Zonguldak seçiminde kendi hataları yüzünden kaybettiği ifade edilen Genel Başkan Yardımcısı Şadi Pehlivanoğlu ile propaganda ve basın ilişkilerini iyi yürütemediğini açıkça söyleyen diğer Genel Başkan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın bu görevlerinden alınacağı savunuldu. Aynca Galatasaray Kulübü Başkanuğı'nı yürüten, bu nedenle partideki, parlamento ile ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini aksattığı söylenen özal'ın bacanağı AH Tannyar'ın da bu görevinden alınacağı ifade edildi. Hiçbir kesin bügjye dayanmayan, ancak Başbakanın yakın çevresinin söylediğine göre, Başkanlık Divanı'nda bu yönde degişiklik yapılırsa boşalacak genel başkan yardımcılıklanna CNtan Sungnrtu, Sabahattin Aras ya da tsroet Oktay'ın getirilebileceği de ifade edildi. Bir ara, Genel Sekreter Mustafa Taşar'ın kabineye alınacağı söylentileri de kulislerde dolaştı. Harta, Parti Genel Sekreterliği'ne lzmir Milletvekili Süha Tanıl'm getirileceği öne sürttldü. Ancak Taşar'ın gece Başbakan özal ile yaptığı görüşmeden aynlırken, "Genel sekreter olarak aynlıyonnn" demesi, Başbakan Özal'dan bakanlık konusunda bir işaret almadığı biçiminde yorumlandı. BÜROKRAStDE DEGtŞÎKLtK Hükümet ve parti yönetimindeki değişikliklerin bürokrasinin Ust kademelerine yansıyacağı yolunda beklentiler de dün gece su yüzüne çıktı. Başbakan özal'ın kabine değişikliğinden sonra secimlerden bu yana boş olan Başbakanlık ve Hazine Müsteşarhklanna atama yapması bekleniyor. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı'na Merkez Bankası yöneticilerinden kaydırma vapılacağı söylenirken, bu göreve halen DPT Müsteşarlığı'nı yürüten Yusuf Bozkurt Özal'ın vekalet etmesi de bir olasılık olarak vurgulandı. Başbakanlık Müsteşarhğı için de İçişleri Müsteşan G«np Demirel, lzmir Valisi Vecdi Gönül, Gaziantep Valisi Abdülkadir Aksu ile Emniyet Genel Müdürii S«ffet Ankan Bedük'ün adlan geçti. Adırun açıklanmasını istemeyen bir ANAP yöneticisi, saat Ol.OCCde şunları söyledi: "Cnmhuriyet Urihinde hiçbir Başbakana gösterflmeyen dayaraşma dün ANAP Başkanlık Divanı uyelerinin ve bakanlann istifası ile gösteriidi. Şimdi Savın Özal'ın. bu da>^nısmayı ve da>anagı özenle değerlendimıesi gerekiyor. Sayın Özal'ın partide ve hükümette yapacağı bu düzenlemelerie ANAP ya oiacak ya da olacak". Özal hükümeti 3 degişiklik gördü ANKARA, (a.cL) Üyeleri dün akşam istifa edert Özal hükümeti, 12 Arahk 1983 tarihinde kurulmuştu. 1983 milletvekili ara seçimlerinde Mecliste 211 sandalye kazanan ANAP'ın Genel Başkanı Turgut özal, 7 Arahk 1983'te Cumhurbaşkanı tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi. Başbakan Özal, 12 aralıkta Bakanlar Kurulu listesini Cumhurbaşkam'na sundu, 19 aralıkta da hükümet programını TBMM'de okudu. özal hükümetinde bugüne kadar üç kez degişiklik yapıldı. Hükümette ilk degişiklik, 26 Ekim 1984'te Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Ankan 'm görevden almmasıyla gerçekleştirildi. Aynı gün İçişleri Bakam AS Tannyar da görevinden istifa ettiğini açıkladı. Ankan'dan boşalan Maliye ve Gümrük Bakanlığı *na Devlet Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, Tannyar'dan boşalan içişleri Bakanlığı'na da Erzincan Milletvekili Yüdmm Akbuutt getirildi. Alptemoçin 'den boşalan Devlet Bakanlığı 'na, Tekirdağ Milletvekili A hmet Karaevti atandı. özal hükümetinde ikinci degişiklik, 5 Ocak 1985'te Devlet Bakanı tsmaii Ö7jdağlar\n istifası sonucu yapıldı. Bu değişiklikle, İstanbul Milletvekili Mustafa Tınaz Titiz, Devlet Bakanı oldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cenuü Büyükbaş Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Sudi Türel de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 'na atandı. Kabinede üçüncü degişiklik ise, 13 Eylüi 1985 'te Devlet Bakanı Cemal Büyükbaş'ın istifası sonucu oldu. Büyükbaş'tan boşatan Devlet Bakanlığı 'na Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakam V'ehbi Dinçerler, Dinçerler'den boşalan Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı 'na da Malatya Milleıvekili Metin Emiroglu getirildi. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) koridorunda hükümet sontnu değil, ANAP Başkanlık Divanı 'na yeni üye olarak kimlerin girebileceği tartışıhp araştınlıyordu. Ne var ki, bütün bakanlann birer birer Ozal'ın buyruğuyla, Kaya Erdem'in oturduğu Başbakanlık odasına gitmeleri, garip bir tedirginlik yarattı. ANAP Başkanlık Divanı sorunu ortalarda gezinirken, bakanların Kaya Erdem'i ziyaretlerindeki anlam, ilk başlarda pek kavranılamadı. Sonra "Venbrnin kerrakesi" ortaya çıktı. ANAP Başkanlık Divanı sorunuyla hükümette yapılacak degişiklik bir yumak olmuş, özal, düğümü çözecek darbeyi indirmeden önce, Kaya Erdem, bu darbeyi kolaylaştıracak ilk hazırlıkları yapmaya başlamışn. Bakanlann hepsi zaten "tam yetktU" kabul ettikleri Ozal'ın Erdem eliyle ilettiği "istifa isteğinT kuzu kuzu yerine getiriyoriardı. ANAP Başkanlık Divanı üyeieriyle bakanlann özal'a "tüm içtentikleriylt istifaHanm"sunup "gereğigibi, diüdiği gibi hareket etmesi için Özal'a gerekli özgürlüğü bir formaUte" olarak sunmalarından sonra, ne bakanlan evlerinde bulup konuşmak, ne de yeni parti yönetitilerini saptama olanağı kalmtştı. Her şey özal'ın kafasuıdaydL "Tik seçici" gibi değil, tam anlamıyla tek seçici" özal, siyasal yaşamında bir kez daha insanların yazgılarım çizmenin eşiğindeydi. Alısageldiğimiz hükümet değişiklikleriyle dün geceki manzaranın hemen hiç ilgisiyoktu. Çünkü Türkiye'de, hatta dünyanın belli başh üikelerinde bir hükümet değişiktiği yapıhrken, başbakanın, en azından kabineye alacaklanyla 'istişari" görüşmeleryapması olağandı. Fakat özal'ın siyasal dünyastnda "istişare" sozcüğü gitmiş, sadece "tek eldm tayin" sözcükleriyle yürütülen bir yöntem egemen olmuştu. Oysa, 1983 ten önceki giinlerde aylar ve aylar boyu beynimizi yıkayan, duygulanmızı harman eden kimi söylevler, hâlâ kulaklanmtzdaydı. "Bu Türkiyt" diyordu bu söylevler, "Ne çektiyse parti Uderlerinin diktasmdan çekti." Yeni "nizam" parti Uderlerinin "diktasmı" kaldıracak, parti içi demokrasiyi gelip yerleştirecek, sıyasai yapılanmalar, bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak buyruklara bağlanmayacaktı. Evet, bütün bunlan halkımız üç yıl dinlemiş ve 1983 'te başlayıp bugüne dek uzanan son üç yılda ise, bırakalım bir parti yönetiminin demokratik düzenlenmesini, hükümet uyelerinin kısa ricalarla "tek eiden gidip, tek elden buyrukla geOnesi" dönemi açılmıştu Dün gece, hükümete kimin gireceğini, kimin çıkanlacağını özal'ın dışında hemen hiç kimse bilmiyordu, ama bizlerin bildiği bir gerçek vardu özal, tanışmalı son MKYK toplantısmda sade bir üye olan eski Genel Başkan Yardımctsı Haül Şıvgmın "tlt geçen ftrsatı iyi değerlendirmek gerektiğine değinen ve hukümetin toptan istifa ederek gerekli duzenlemelerin yapılmasını öneren" açıklamalanna gOsterdiği kızgmlığa karsın, bir bakıma bu yolda hareket ediyordu. Dün gece, hemen her çevrede "kabinede deplasman" deyimi kullanılıyor, yerdeğiştirmelerden söz ediliyor, örneğin verilen görevi "bihakkut" yapmaya çaltşan 7tnaz Titiz'in devlet bakanlığmdan alınacağı söyleniyordu. Oysa Titiz, uygar bir insan, çalımlı davranısları olm9yan bir yeni siyaset adamıydı. Acaba Tıtiz tipinde olanlar "uygar göriinüflerinin" kurbanı mı olacaklardı?.. Kimi çevrelerse, özal'ın eline *V$siz bir fırsat" çtktığını söylüyor, bu fırsatı "kabinede daha gerçekçi ve daha geniş bir değişiklikle" kullanabileceğini, kabineyi bir bakıma eski tas, eski hamam olmaktan çıkararak siyasete taze kan gelmesini sağlayabileceğini öne sürüyorlardı. Doğrusu kab'menin üçte ikisinin gitmesi, üçte birinin yerinde kalmasıyla daha gerçekçi bir adım atılacağını savunanlann, gece yansına dcğru "Bu, küçük bir operasyondur" diyerek özal'ın olayı nitelemesiyle umutlann Niğde'li Haydar ö&lp^ ın kulaklan çmlasın artık birer iğdeye döndüğünü görüyorlardı. Bir zamanlar Menderes, "tkinci Menderes kabinesi olmayacak " diye tafralar atardı. Bugün de Başbakan, "İkinci Özal hükümeti" kurulmasm diye, toptu bir istifayı göze alamıyor, sadece makyaj tazeler gibi bir girişimde bulunuyordu. Tarih tekerrür mü ediyordu, yoksa çıktığı yolda özal tek başına yürüyor muydu, bütün bu gelecek beklentilerini asama aşama izliyorduk. Bugün Cumhurbaşkanıyla, yann MKYK'si ile göruşccek olan Özal, kendine bağlı siyasetçilerin deyisiyle"Ne yaparsa, güzel yapardt..." Bekleyelim bakalım... Canver'e tehdit (Baştarafı 1. Sayfada) AnayasaAdalet Karma Komisyonu'nda, Cumhurbaşkanı için, "Meclise saldınyor" diyerek, hakaret ettiği iddiasıyla, dokunulmazlığmın kaldınlması karan alınan Cüneyt Canver, "Kendimi her tiirlü suçlama karşısında savunmam doğaldır. Veri ve zamanı geldiginde savunmamt yapacağımdan kimsenin kuşkusu olmasın" diye konuştu. SHP'nin Yolsuzluklan Araştırma Komisyonu Başkanhğı'na getirilen Cüneyt Canver hakkında Karma Komisyon tarafından hazırlanan dokunulmazlığının kaldınlmasına ilişkin rapor, da1 ha sonra TBMM Genel Kurulu nda görüşülecek. Rapor, genel kurulda aynen kabul edildiği takdirde Canver, mahkemede yargtlanarak hiiküm giyebilecek. SHP Genel Başkanı Erdal tn.önii, Karma Komisyon'ca Canver hakkında verilen kararla ilgili bir soru uzerine, "Ara seçimde ANAFın kaybı ve Sayın Canver'in yolsuzluklann uzerine gitmesi gibi nedenlerle bu karara vanlmış olabilir" dedi. Karma Komisyon'da DYP htanbul Milletvekiii Sabit Batumlu'nun "evrakta sahtekârlık yaptığı" iddiasıyla ilgili dosya da ele alındı. Karma Komisyon iddiayı yerinde bularak, Batumlunun yargılanabilmesi için dokunulmazhğının kaldırılmasını kabul etti. Batumlu hakkındaki iddia, bu millervekilinin işyerindeki işçiler adına SSK'ya yatırması gereken primleri yatırmadığı halde, sahte evrak düzenleyip, yatırmış gibi gösterdiği iddiasını kapsıyor. Canver ve DYP'li Batumlu'nun dokunulmazlıklannın kaldınlması kararı alınan AnayasaAdalet Karma Komisyonu'nun dünkü toplantısına muhalefet milletvekillerinin büyük bölümü katılmadı. Muhalefete göre istifalar normal DYP Genel Başkanı Cindoruk: Hukümetin yokluğu ortaya çıktı SHP'li Sağlar: Bakanlar değü hükümet istifa etmeli Haber Merkezi ANAP Başkanlık Divanı ve hükümetteki son gelişme, muhalefet partileri tarafından "normal" karşılandı. DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Bu olay hukümetin yokluğnnu ortaya çıkarmıştır " derken SHP Genel Sekreteri Fikri SağJar, sadece bakanlann değil, hukümetin istifa etmesi gerektiğini söyledi. Cindoruk, UBA'ya yaptığı açıklamada, bu kararı beklediklerini belirtti. Cindoruk, "Ortada bir hükümet yoktur. Bakanlar Kurulunda beş altı ismin degişmesi ile kaybettikleri oyları geri alamayacaklar" dedi. Anavatan Partisi'nin iktidarda azınlık partisi olarak daha uzun süre kalamayacağını ifade eden Cindoruk, "Başbakan Özal, ne yaparsa yapsın, sonuç değişmeyecektir. ANAP, önümiizdeki genel seçimlerde iktidardan gideceği gibi, azınlık parti durumuna düşecektir. Onu bundan sonra kimse kurtaramaz" diye konuştu. SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar ise şunlan söyledi: "Biz hukümetin değişmesini istiyoruz. Bu istifa bir oyun ise, yine aynı bakanlar göreve geleceklerse, bu biiyük bir ciddiyetsizliktir. Biz Başbakan dahil, bepsinin gitmesini istiyoruz. Başbakan, önceki giinlerde yaptığı zamlar ve bugün (dün) memura verdiği sadaka zam nedeniyle çekilmelidir." HDP Genel Başkan Yardımcılarından Abdurrabman Necati Karaa ise, asıl istifa edenin ANAP değil, onun uyguladığı ekonomik politika olduğunu ifade etti. Karaa, şunlan söyledi: "Serbest ekonomik düzeninin getirdiği bu sonuç, vatandaşı ANAP'a bir ders vermeye itmişttr. ANAP serbest ekonomik düzen politikasını değiştirdikçe, ne yaparsa yapsın, fayda etmeyecektir. Benim için sürpriz olmadı, zaten böyle bir gelişme bekliyorduk. Bakalım yeni bakanlar neler yapacaklar." RP Genel Başkanı Ahmet Tekdal ise, Bakanlar Kunılunun Başbakan Özal'ı hareketlerinde daha serbest bırakmak için yapıldığını belirtti. FKÖ, Türkîye hesabına (Baştarafı 1. Sayfada) Atina'da yayımladığı bjldiri için "Biz ASALA'nın fsrail'in veya bir başkasının açıklamalan doğrultusunda değil, Filistin davası doğrultusunda konuşuruz" dedi. Atina'da yayımlanan Vradini gazetesinin dünkü sayısında yer alan bildiride, FKÖ'nün Atina ve Lefkoşa temsilciliklerinin bu şehirlerde topladıklan gizli ve önemli bilgileri Ankara'daki FKÖ temsilcisi aracılığıyla Türk hükümetine ilettiği ileri sürüldü. Gazete, bildirinin Atina'da faaliyet gösteren "Ermeni Halk Hareketi" isimli kuruluş tarafından iletildiğini belirtti. Bildiride FKÖ ile Türkiye'nin aralanndaki gizli bir anlaşma çerçevesinde işbirhği yaptıklan da öne sürüldü. Ermenilerin bildirisinde, FKÖ haberalma servisinin, Kürtler ve Ermeniler hakkında topladığı bilgileri, Türk Gizli Haberalma Teşkilatına ilettiği yolundaki iddialara da yer veriliyor. FKÖ Ankaıa ıcııiMİcisi Abu Firas, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada şöyle dedi: "FKÖ olarak biz, vatanımızın işgalcilerden kurtarılması için mücadele ediyoruz. Filistin halkının düşmanlanyla mücadele ve çarpışma halindeyiz. Kendilerini halkımızın bir düşmanı veya düşmanımızın bir müttefiki kabul eden kişiler bümelidiıier ki, biz onlarla da çarpışma halindeyiz. Aynı zamanda biz davamıza yardım eden dostlarımızdan da memnunluk duyanz ve Türkiye bizim bu dostianmızdan biridir." Abu Firas, Lefkoşa ve Atinadaki FKÖ bürolannın görevinin, Filistinlilerin düşmanlanyla ve düşmanlarının müttefikleriyle mücadele olduğunu belirtti. ASALA'nın iddiasını doğrulamak veya yalanlamaktan kaçınan Abu Firas, "Benim ifadem çok açık. Biz ASALA'nın, tsrail'in veya bir başkasının açıklamalan doğrultusunda degil, Filistin davası doğrultusunda konuşuruz" dedi. ONİKİDEN ONİKİYE TÜRKİYE 2. bası, 1100 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlutstanbul Ali Sirmen 12 112 533 Noiu Sosyal Sig. kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. VEDAT KOÇ (Baştarafı 1. Sayfada) da çabşmalanna katııan kapatılan AP'nin Başkanlık Divanı ile Genel İdare Kurulu üyeleri, eski DP ve AP'li parlamenterler, bakanlar ve DYP'nin genel merkez yöneticileri ile milletvekillerine dün bir yemek verdi. 200 dolayında eskiyeni partilinin katıldığı yemekte bir konuşma yapan Demirel, DYP'nin seçimde aldığı sonucun içerde ve dışarda şaşkınük yarattığını bildirerek, meydanlann DYP iktidarı koktuğunu söyledi. Anadolu Kulübü'ndeki yemekte konuklannı kapıda karşılayarak, tek tek "hoşgeldin" diyen Demirel, gazetecüerin, anayasanın 78. maddesine göre TBMM'de 20'den fazla üyeliğin boşalması durumunda, yeni bir ara seçim yapılıp yapılmayacağı yolundaki yeni tartışma ile ilgili bir sorusu uzerine şöyle konuştu: "Benim kanaatime göre, anayasanın 78. maddesi gayet sarih. 20'den fazla boşalma olursa 3 ay içinde ara seçim yapmak gerekir. Anayasa bunu Meclisin karanna da bağlamamış, emredici hükme bağlamış. Yani böyle bir boşalma olursa Yüksek Seçim Kurulu'nun seçimler için çalışmaya başlaması gerekir. Kaldı ki, böyle bir boşalma durumunda anayasayı da yanlış yorumlayarak 'ara seçim yapdmaz' demek seçimden kaçmaktır. Seçimden kaçmak da milletten kaçmak, milletten korkmaktır. Milletten korkmak niye? Kendilerine güvenleri olsa buyrun derler, ara seçimi kabul ederler. Meclisler keyfi davranamaz. Anayasanın emredici hükmünü uygularlar. 20'den fazla boşalma olduğunda ara seçimden kaçmak mümkün değildir". Demirel, Başbakan Özal'ın "Eski siyasiler bütün güçlerini kullandılar, aldıklan oy ortada" biçimindeki sözleri ile ilgili bir soru uzerine de, ara seçimlerin 28 eylülden bir hafta sonra yapüması durumunda ANAP'm oylannın yüzde 20'lere düşeceğini söyledi. Ara seçimlerde, korkuyu ve devlet olanaklarını kullanmayı yenmeyi hedeflediklerini kaydeden Demirel, şöyle dedi: "Madem kendilerine güveniyorlar, yeniden ara seçimden kaçmazlar. Ama eninde sonunda genel seçim olacak". Demirel, "1988 genel secimlerini mi kastediyorsunuz?" sorusunu ise "Tarih vermiyorum. Nasıl olsa olacak " diye yanıtladı ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Eski siyasiler ara seçimlerde kendilerine oy isteyemeduer. Vatandaşın onlara oy verme haklan yoktu. Madem bu kadar iddialılar, Halep orada, arşın burada". Bir yanına DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile Aydın Menderes'i, bir yanına da Sadettin Bilgiç'i oturtan Demirel, yemek öncesi yaptığı konuş Ozal, seçimden kaçma! (Baştarafı 1. Sayfada) dı bile... Anlayacağınız, hiçbir yararı olmadı bu maddenin. Başbakan Özal, bu maddeye önce "banher manttğı" kullandı. 84 askıya alındı. 28 Eylül seçimlerinden sonra madde askıdan indirildi. Sanki kırık kol mübarek! DYP Genel Başkanı Cindoruk, tabii, cin gibi hukukçu. O da anayasanın bir başka maddesine dayanarak Özal'ı sıkıştınyor. Cindoruk, anayasanın 78'inci maddesine dayanarak "şantaj" yapıyor. Ne dtyor madde? ... Boşalan üyBİiklean sayısı üye tamsaytsınm yuzde beşini bulduğu hallerde ara seçimlerin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.. Cindoruk, 20 miltetvekilini istifa ettirerek ara seçim yolunu açmayt düşündükJerini anlatmaya çalışıyor. Demek istiyor ki: Ey Başbakan, sen 84'üncu maddeyi isletirsen, ben de seni ara seçime zoriarım... DYP milletvekilleri Cindoruk'un çağrısına uyarak istifa ederler mi? DYP Grubu, siyasal olgunluğa erişmiş milletvekillerinden oluşmaktadır. 6 Kasım seçimleri ile TBMM'ye 12 Eylül'ün "devlet partisi mHletvekJHeri" olarak giren bu sayın milletvekilleri, şimdi "12 EyjuFden hesap soran DYFnin milletvekilleri olarak" her türlü özveriye katlanacak olgunluğa erişmişlerdir. Bundan ne şüphe! Böyle bir olgunluğa eriştikleri için dün kendilerini "devrim muhaftzlan" olarak niteieyen Cindoruk'un çağnsına uyup istifa ederek ara seçim yolunu açarlar. Her biri bu vatan görevine dünden hazırdırlar. Çünkü Demirel neredeyse, onlar da hemen oradadırlar!.. özal, Cindoruk'un bu "istifa şantajına" karşı bakın ne diyor? Biz de bu istifalan TBMM'de onaylamayız... "istifa", tek yanlı bir işlemdir. TBMM'nin bu karan uygun bulup bulmama diye bir yetkisi yoktur. DYP milletvekilleri milletvekilliklerinden çekildiklerini TBMM Başkanına bildirdikleri anda bu iş bitmistir. Bir de 175'inci madde var. Başbakan, anayasa değişikliklerinin nasıl gerçekleşeceğini öngören bu maddede degişiklik yaparak anayasanın geçici 4. maddesi ile getirilen yasaklannalkoyunasunmak istiyor. Başbakanın amacı, bu aşamada Sayın Cumhurbaşkam'nı siyasal tartışmalann içine cekip, "devletin kendi arkasında olduğunu kanıtlamak" tır. DYP ve ANAP, aynı hamurdan yoğrulmuş iki partkjir. Anayasanın siyaset yasaklan ile ilgili geçici maddesi kaldınldıktan sonra, göreceksiniz, bu iki partinin anayasa konusunda hiçbir uyuşmazlığı kalmayacaktır. öyle ya bu anayasanın "fikir babası" Süleyman Demirel değil midir? Kaldırın 4. maddeyi bakın bakalım, "ustar", hiç yakınacak mıdır anayasadan? Yakmmaz. yakınmaz, hiç merak etmeyin. Rüyasında görse inanamayacağı anayasadır bu; niçin yakınsın ki? DYP ve ANAP'ın amaçları belli, yolları belli. Ya peki SHP ne yapıyor? Bu konuda ne gibi taktikler düşünüyor, ne planlıyor, hangı düşünceyi üretiyor? Anayasa değişikliklerine şu geçici 4. madde nedeniyle bir yol açılmışken, Allah aşkına ne yapıyor SHP? Sosyal demokrat birikim, 12 Eylül sonrasında siyaset koşullannı fizik dünyasına uygulayarak, İnönü'yü zorla siyasete soktu. Peki ya şimdi fizik kurallarının da siyasete uygulanması gerekmez mi? SHP'nin siyasetle uğraşan bir "fizik demeği" değil, siyasette, boşluklar, dengeler ve karşıtlıklar dolu çelişkiler yumağını çözmek zorunda bulunan bir "siyasalparti" olduğu ne zaman akla gelecektir? •« mada da, savunduklan düşüncenin ergeç yeşereceğini ve bundan tedirginlik duymanın ülke yararına olmadığım bildirdi. Demirel, şöyle konuştu: "Bu ses tedirginlik sebebi sayılırsa, huzur ve rababn sebebi ne saydacakbr? Eninde sonunda Türkiye'nin varacagı yer burasıdır. Bu aslında gayri siyasi bir sestir. Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir deyip, sonra da bunu kayıtlı. şartlı hale getirirseniz bu hipokrasidir, çifte standartür. Seçimlerde aldığınız netice büyüktur, çünkü içerde ve dışarda şaşkınlık yaratmışbr. Sürpriz de değildir. Büyük olmasına karşın alabileceğiniz en küçük neticedir. Bu düşüncenin tebahür etmediği, su gibi buhar ohıp uçmadığı görülmüştür. 40 yılda partileşemeyen düşüncenin 3 yılda hiç partileşemeyeceği görülmüştür. Bu düşüncenin su gibi buhar olup uçacağını sananlar aldanmıştır. Tohum var. Yeşerdikce yesil kısımlannı kopanyorlar. Ama kök duruyor. Bu kök, mutlaka birgün meyve verecek duruma gelecektir". Süleyman Demirel, iktidar partisi ANAP'm "Seçimlerde en çok oyu biz akhk, en büyük parti biziz" değerlendirmesine de değinerek, şöyle konuştu: "Aldığı oy yüzde 32, yüzde 42'lerden gelmiş oraya. Yüzde 32 hükümet olmaya yeter mi? Yüzde 32 oy ile hükümet olmaya devam edUebilir mi? Edilmez. Etmeye çalışusan dikiş yerlerinden patlar. Dikiş yerleri neresidir, onu zaman gösterecek". Demirel, kapatılan CHP'nin eski Genel Başkanı Bülent Ecevit'in, siyasi yasaklann kaldınlması için referanduma başvurulmasının siyasi çekişme ortamı yaratacağı yolundaki açıklaması ile ilgili bir soruya ise, "Yorum yapmam" yamtını verdi. Demirel, sorunun "Sizce siyasi yasaklann referandum ile kalkması siyasi çekişme yaratır mı?" şeklinde yöneltilmesi uzerine de şöyle dedi: "Siyasi yasak diye bir şey yok. Oradakine siyasi yasak denemez. Yasak dendiği zaman yasak tadadi (birer birer sayılarak) olacak. Siyasi çekişme ortamı, kelime olarak bir anlamı yoktur. Çekişme ortamı, eğer tartışmaya diyorsanız. ipotek koyuyorsunuz zihinlerin uzerine demektir. Tartışmayı, çekişme saymak kadar da yanlış bir şey yoktur. Bir kere hür tartışmayı, kısu* çekişme veya siyasi çekişme sayıyorsa, hür tardşmadan korkuyor demektir. Hür tartışmadan korkmayın. Ondan korkuyorsanu demokrasiyi falan gerçeklestiremezsiniz. Taruşmasız hür rejim olur mu? Hür tarbsmayı, çekişme, kavga saydığuiız yerde, zihniniz demokrat değildir, Idm sayıyorsa".
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle