18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLERÎN DEVAMI 28 OCAK 1986 Af çağnsı (Baştarafı 1. Sayfada) çağnsında bulunarak, "Geiiniz, anlamsız bir biçimde 84'üncü maddeyle ugraşacağınıza anayasa degişikliğini de içerecek kapsamlı ve eşitlikçi bir af yasasını beraber hazıriayalım" dedi. Oktay, affa her zamankinden fazla gereksiniın duyulduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu: "Toplnmurauzda Ceröriin bdli bir sistem içerisipde hazırlıklı, bilinçli ve kapsamlı bir politika iiriinü olarak geliştirildigi sezinlenmektedir. Bunun planlayıcüan ortaya çıkanlamamışür. Bütün bu ncdenkr karşısında zor dönemi yaratanlann yalnızca hapisbanedekiler olduğu konusu kuşkuludur. Aynca teröriin büyük boyutlara uluşmasında ve önlenemenıesinde siyasaJ iktidarlann ve toplumun da kendi ihmalkri vardır. Birçok insan, özellikle birçok genç kendikrini suç ortamında bulmuş, çoğu kez irade ve kararian dışında suç işlemeye adeta ıtilmişlerdir. Kamu vicdanını rahatsız eden ba nedenler karşısında af bu dönemde de kaçınılmaz olmuştur. Ancak üzüntü ile belirtmek gereldr ki, iktidar affa gereken ciddiyetle yaklaşmamıştır. Esasen iktidar, toplumun güçlü kesimleri için af gerçekleştirtniştir. Döviz kaçakçılannı, karşılıksız çek düzenleyenleri affetmiş, imar affı ve vergi affı getirmiştir. Ancak kapsamh bir aftan söz açılınca oyalayıcı, savsaklayıcı ve kararsız bir tutum sergilemiştir." Oktay, anayasanın 87 ve 14. maddelerinin Meclisin af yetkisini sınırladığını da belirterek, düşünce suçlannı da kapsayan bir af için anayasa değişikliğine gidilmesi gerektiğini vurguladı. AF ÖNERİSİ NE GETtRtYOR? SHP'nin af ve toplumsaJ barışa katkı yasa önerisi, 27 Ocak 1986 tarihine kadar islenmiş suçları kapsıyor. öneriye göre, bu tarihe kadar verilen idam cezaları infaz edilmeyecek. Öneri ölüm cezalannın 30 yıl ağır hapse, birden çok ölüm cezasının da yaşam boyu ağır hapis cezasına çevrilmesini öngörüyor. Yaşam boyu ağır hapis cezaları ise, 24 yıl ağır hapse çevriliyor. Yasa önerisi ile hapis cezalannın 10 yılı affediliyor. Öneriyle kapsam dışı bıraİcılan 15 ayrı suç dışındaki suçlarda üst sınırı 10 yüı geçmeyen hapis cezaları için kovuşturma yapılamayacağı, 10 yıldan daha fazla hapis cezası alanların bu cezalannın 10 yıhnın affedileceği öngörülüyor. öneriyle para cezalannın tümü affedilirken taksirli cürümler için de af getiriliyor. SHP'nin hazırladığı af önerisî anayasanın af kapsamı dışında bıraktığı devlet aleyhine işlenen suçları kapsam dışı bırakıyor. Sağ ve sol eylemciler arasında eşitliği sağlamak amacıyla TCK'nin 146 ve 313. maddelerinde yer alan suçlardan hüküm giyenler af dışında bırakılıyor. SHP'nin af önerisi 15 ayn suçu af dışında bırakıyor. Öneriyle af kapsamı dışı kalan suçlar şunlar: • Atatürk aleyhine işlenen suçlar, • Kasten veya tedbirsizlik, dikkatsizlik veya yazılı kurallara aykjrı tutum ve davranışlan sonucu ormanlann kısmen veya tamamen yanmasına, yok edilmesine ve daraltılmasına neden olan suçlar, • Kolluk görevi üstlenenlerden, devlet memurlanndan veya herhangi bir sebeple devlet gücünden yararlananlardan bireylere karşı yasa dışı silah, cebir veya şiddet kullananlar, eziyet edenler, kendilerine kötü ırıuamele yapanlar, • Devletin kişiliğine karşı işlenmiş TCK 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 135/2, 136, 137, 138, 139, 140 ve 145. maddeleri, • TCK'nin devlet kuvvetleri aleyhine cürümler olarak niteliği 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 155, 156, 157, 158, 161. maddeleri. • TCK'nin 168, 171 ve 172. maddeleri, • Özgürlükler aleyhine işlenen cürümler olarak nitelenen TCK'nin 174, 175, 176, 177 ve 178. maddeleri, • 500 bin lirayı aşan zimmet, ihtilas, irtikap ve rüşvet cürümleri, • Adam öldürme, öldürmeye teşebbüs suçlan ile yağma, yol kesme ve adam kaldırma suçlanndan biri ile bağlantılı olmak kaydıyla TCK'nin 313. maddesinin uygulandığı haller, • Devlet ihalelerine hile ve fesat karıştırılmasına ilişkin TCK'nin 366, 367, 36«. maddeleri, • Yangın, su baskını gibi kamunun esenliğine kar$ı işlenen TCK'nin 369, 370, 373 ve 374. maddelerinde yazılı cürümlerden 411 ve 412. maddelerde yazıh biçimde işlenenler, • Kamunun sağlığma karşı işlenen TCK'nin 394, 395, 396, 397, 400 ve 401. maddelerinde yazılı cürümler, • Uyuşturucu maddelere ilişkin TCK'nin 403, 404 (2 nolu fıkra hariç), 405, 406, 407 ve 408. maddelerinde yaah cürümler, • TCK'nin 414,415, 416, 417, 418. maddelerinde yazıh cebren ırza geçme ve küçükleri baştan cıkarma cürümleri, kadın ve kız kaçırmaya ilişkin TCK'nin 429, 430 (son fıkra hariç), 431 ve 439. maddelerinde yaalı cürümler, fuhşa kışkırtma ile ilgili TCK'nin 435 ve 436. madde hükümleri, • Askeri Ceza Kanunu'nun hıyanete ilişkin 55, 56, 59. maddeleri ile isyana dair 94, 100, 101, 102, 103 ve 104 ile ırza tecavüz hakkındaki 152. maddeleri, • Ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında yasanın 12. maddesine giren cürümler, • Kaçakcüığm Men ve Takibine Dair Kanun'un değişik 26, 27, 28, 29, 30, 32. maddeleri ile 25. madde dışında kalan haller için 33. maddesi, 35. maddenin ilk fıkrası, 36. maddesi ve 25. madde dışında kalan haller için 41. maddesi hükümleri, • Kültür ve Tabiat Varhklannı Koruma Kanunu'nun 65, 68. ve 74. maddelerinde yazıh cürümler. KISMEN INDİRtM SHP'nin af önerisiyle bazı suçlarda da verilecek cezanın yansının indirilmesi öngörüldü. Buna göre, indirim iki yıldan az, beş yıldan fazla olamayacak. Kısmen indirimden, evrakta sahtekârhk, TCK'nin 404. maddesi iki numaralı fıkrasında yazılı kullarunak için uyuşturucu bulundurma suçu, yangın, su basma gibi kamu esenliğine karşı işlenen cürümler, yağma ve yol kesmeye ilişkin cürümler, zarann tamamını karşılama koşuluyla dolandıncılık ve görevini kötüye kullanmaya ilişkin suçlar yararlanacak Yasadan yararlanacak hükümlüler, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten başlamak Uzere beş yıl içinde altı aydan fazla özgürlüğü bağlayıcı ceza aldıklan takdirde, haklannda daha önce verilen cezamn kalanını da çekecekler. ÖĞRENCtLERE AF SHP'nin af önerisi ile orta ve yükseköğretim öğrencilerine de af getirildi. Öneriye göre disiplin veya başka bir nedenle kayıtları silinen öğrenciler üç ay içinde başvuruda bulunduklan takdirde kayıtları yenilenecek. Kayıtlan yenilenen öğrenciler, aynldıklan sınıf veya sömestrde öğrencilik sıfatlannı devam ettirmek ve sınavlara girme hakkı kazanacaklar. SHP'nin af önerisinden sıkıyönetim nedeniyle görevlerinden uzaklaştırılan kamu görevüleri de yararlanacak. Aynca yasa yürürlüğe girmeden önce kıtasından veya görev yerinden izinsiz uzaklaşmış veya izin süresini özürsüz geçirenler, yoklama kaçağı olanlar, askerlikten kurtulmak için hile yapanlar af hükümlerinden yararlanacaklar. Hayali (Baştarafı 1. Sayfada) da da, şirketin dövizi hangi yollardan sağlandığı konusuna girilmiyor. Başbakanhk'tan bir yetkili,1984 yılında ülke dışına kaçak yollardan 300 milyon dolar değerinde 30 ton altın çıkışı olduğu yolundaki tahminini dile getirdi. Aynı yetkili,"Hay«ü ihracat dövizlerinin bir bölümüniin,altın karşüığı olduğundan kuşkulanıyoruz" diye konuştu. Yurt dışına altın kaçıran örgütler, altın bedeli dövizlerini, yurt dışına düşük bedelli mal gönderen veya hiç mal sevkiyatı yapmayan ihracat şirketlerine satıyorlar. Şirketler, kaçakçılara ödedikleri komisyonu, yurda getirdikleri döviz için aldıklan vergi iadesi ile karşıhyorlar. PARA AKLAMA OPERASYONU Hayali ihracataltın kaçakçüığı arasındaki bağlantıya ilişkin bir diğer istihbarat da, Isviçre bankalan tarafından Merkez Bankası'na iletildi. 1985 yıh ağustos ayı başı ile eylül ayı ortasına kadar süren bir dönemde, Merkez Bankası'nın altın ithalatına karşın iç piyasa fıyatlannda yukan doğru kıpırdanmalar gözlendi. tsviçreli bankacılarla görüşmeler sırasında Türkiye'ye sözkonusu dönemde uluslararası mafya tarafından 500 milyon dolar tutannda döviz sokulduğu belirlendi. örgütün Türk yardımcılan, bu dövizle piyasadan kaçak altın toplamaya başlayınca, fıyatlann yükseldiği saptandı. 5 ton dolayındaki altının yine kaçak yollardan lsviçre'ye kaçırıldığı, örgütün Türk tarafına ilişkin komisyonun ise hayali ihracat dövizi olrak ülkeye aktığı belirlendi. Uluslararası mafya ise daha önce Miami ve Cayman adalan gibi yörelerde yürüttüğü "para aklarna" operasyonunu bu kez Türkiye'de gerçekleştirmiş oldu. İsviçre borsasında altını piyasaya süren mafya elindeki dövizi yasal hale getirdi. UĞUR MUMCU GOZLEM ÖğrencUere 'uygulama oteW açı/dı Ş ^ h oteli, dün Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu tarafından hizmete açıldu Emiroğlu lisenin hemen yanında kurulan 5 katlı otelin açılışında yaptığı konuftnada "Bundan on yıl önce bu çapta bir otelin uygulama yapmak için tahsis edileceğini düşünmezdik blle, bu hadise Türkiye'nin turizm bakımından gelmiş olduğu noktayı ve turizme verilen önemi gösterir" dedu Emiroğlu, daha sonra beraberinde Istanbul Valisi Nevzat Ayaz olduğu halde oteli gezdi ve lobideki şark köşesinde Vali Ayaz'la beraber bağdaş kurarak öğrencilerin ikram ettiği Türk kahvesini içrt. Otelciler Birliği Başkanı Yılmaz Tecmen de konuşmasında, yeni açılan uygulama oteline turist müşterinin kabul edilmesini tstedu 72 yataklı ve iç donanımı için 130 milyon lira harcanan otelin bir gecelik yatak ücreti bin lira. Otelde başlangıçta sadece öğretmenlerin müşteri olarak kabul edibnesi düfünülmüş. Nitekim otelin ilk müşterisi de Maraf'tan tstanbuVa tayin edildiğini ev bulamadığı için küçük çocuğuyla bir otelde kaldığmı bakana söyleyen ilkokul öğretmeni Naile özener oldu. (Fotoğraf: ASIYE UYSAL) Danimarka kilidi gevşedi (Baştarafı 1. Sayfada) göruşüldüğü öğle yemeğı sırasında, Danimarka Dışişleri Bakanı EHemeııJensen ilk defa bir ıtirazda bulunmadı ve "herkes okey derse ben de karşı çıkmım" yaklaşunı içine girdi. "Kilit ülkr" olarak nitelendirilen Danimarka bu tutumuyla "kilidin gfyşedijini" ortaya koyarken, Yunanistan, beklenildiği gibi niyetini tekrarladı. Atina sözcüsu Pangalos. Dışişleri Bakanı Vahil Halefoğlu'nun bütün diğer başkentlere Onaklık Konseyi talebini içeren bir mektup gönderdığıni ve Yunanistan'ı "es gcçüğini" söyledi. "Bizi adam yerine koymuyoriar mı?" sorusunu soran Atina temsilcisi, Orlakhk Konseyi konusunda kendilerineresmibir talep gelmediğıni, bunun için de konunun tartışılmasında yarar görmediğini belirtti. öğle yemeğinin "menBsiinii" oluşturan bu tartışmalarda; Hollanda, tngiltere, Federal Almanya, Italya ve Fransa Dışişleri Bakanlan'nın "Tiırkiye AET ilişkilerinin canlandınlmasıııın gerektl|i" yaklaşımı içine girdikleri gözlendi. Ancak, tanışmaların bitiminde, Ortakhk Konseyi için şımdiden bir karann "erken olaaıgı" göruşünde bırleşildi ve "Danimarka'daki sol muhalefeti gocundurmamak için" Holianda'nın "işi ptşirmek amaayla sessiz ve derinden çalışmalar" yapması kararlaştınldı. Buna göre, 1 haziran tarihine kadar AET dönem başkanlığını surdurecek olan Lahey, Turkiye ile AET arasında en yuksek karar organını oluşturan Ortaklık Konseyi'nin bir araya gelmesi ıçin "inisiyatifiai kullanacak". Diplomalik gözlemcilere göre, söz konusu konseyin bakanlar düzeyinde toplanması ya bahar sonunda ya da lngiltere'nin dönem başkanlıgım üstlenecegı 1 hazirandan sonra gerçeklesecek. öte yandan, Halefoğlu'nun ortaklık Konseyinin toplanmasına ilişkin mektubu, Atina ve Bruksel'deki AET Komisyonuna göndermemesi dün poleraik konusu oldu. "Türkiye'ye •lerjisi" ile tanınan eski Fransa Dışişleri Bakanı ye şimdiki AET Komısyonu Akdeniz havzası sorunüusu Claude Cheysson, gazetecilerin "Tiirkiye konnsu ne otdo" sorusuna "buou göruşmrtlik" cevabım verdi. Cheysson, gerçeği yansıtmayan bu cevabım tamamlamak için de "nevi şahana mönhasır" açıklamalanndan birini yaptı. Paris diplomasisinin eski sorumlusu, "Bizun on Qu iıyemiz var. Bunlardan biri mektubu almamış, ustelik biz de, yani komisyon da almadı. Bu bizim Ankara'mn böyle bir talebinden haberdar olmadıgjmızı gösterir. Türkler »dres dtfttrierine bir daba baksın" şeklinde konuştu. Cheysson'un bu sözleri ise gazeteciler tarafından manidar karşılandı. Konunun açıklığa kavuşması için kendilerine basvurduğumuz Bruksel'deki Türk yetkililer, Cheysson'un sözlerinin gerçeği yansıtmadığını Yunanistan'a mektup gönderilmemesine rağmen. Başbakan Turgut özal tarafından bir mektubun 16 ocakta AET Komisyonu Başkanı Delors'a iletildiğini belirttiler. "Mektup Sorununun" bu tür bir polemiğe yol açması da, dünkü toplantının gündemine geldi ve Hollanda'nın, Türkiye'nin Yunanistan'a da bir çağn yapması için Ankara nezdinde girişimlerde bulunması bakanlar tarafından benimsendi. Çeşitü AET kaynakları ise, hükümetler ve bakanlar düzeyindeki Ortaklık Konseyinin toplanması için Türkiye'nin ne bütun başkentlere, ne de vurutme organı komisyona mektup göndermek zorunda olmadığını ifade ettiler. Bu kaynaklara göre, "ana yöntem" AET dönem başkanlığını yüruten ba$kent nezdinde talepte bulunmakla sınırlı. UFUKTA NE GÖZÜKÜYOR AET dışişleri bakanlarının dün Türkiye've ilişkin "mülereddil" yaklaşımı, Bruksel'deki diplomatik gözlemcilere göre, "kölünun sonunu ve iyinin başlangıanı" gösteriyor. Gözlemcıler. herhangi bir tarih tespit edilmemesine ve kesin karar aluunamasına ragmen, dün ortaya çıkan havanın "genelde oiamlu" olduğunu vurguluyorlar. Yine bu gözlemcilere göre, Türkiye'nin Ortaklık Konseyi talebinin 12 Eylül'den bu yana ilk kez AET dışişleri bakanlan seviyesinde ele alınması "bile" başlı başma bir gösterge oluştunıyor. Belçika başkentindeki genel kanı, "haranın biraz daha ısranasın] belüedikten sonra" Türkiye AET Ortaklık Konseyi'nin gerçekleşeceği ve bunun da Ankara Brüksel ilişkilerinin normalleşmesi anlamına geleceği şeklinde. Banker (Baştarafı 1. Sayfada) "Kararnamelerde bankere borçlu olanlar unutulduğu için zaman geçti." Tasfıye kunılu başkanı bunu şöyle anlatıyor: "Bankere ortak gözükenlerin tümü banker sayıldı, ama bankere borçlu olanlar banker sayılmadı. Yani, bankerin şirketine yüzde 1 payı olan yüzde yüz sonımlu tutularak kararname yasaları çiğnenmiş oldu. Bankere borçlu olanlar unutulunca, onlar da mallannı yakınlanna devrettiler. Şimdi onlardan tek kuruş alamıyonız, çünkü malı yok gözüküyor. Bankerleri de, bankerzedeteri de bu şahıslar dolandırmış oldu. Şimdi bankerter her satışa itiraz ediyorlar, sorun çıkartıyorlar. Bunun nedeni çok açık. Zaman geçtikçe mailanmn degeri yüksetiyor, borçlannın değeri ise düşüyor." Bankere borçlu olanlardan bu paralann tahsil edilemeyeceğinin ortaya çıktığını anlatan tasfiye kurulu başkanı şunları söyledi: "Tasfiye islemleri bitmeyecek. Raybank'ın tasflyesi ortada; düzenli besap, defter, yani her şey muntazam olduğu halde on yıllarca sürdü. Bankerlerin hesabı kiubı yok, alacaklan tahsil edilemiyor. Mallarına alıcı çıkmıyor, onun için tasfiye bitmez. Kimse Usfiyenin bitmesini beklemesin." Ithal et sataıı kasap gi ilk giinden bu yana var. Ancak tek tek kasaplan denetlemek oldukça güç oluyordu. Bundan sonra, Büyükşehir Belediyesi'nin de katkılarıyla, ilçe belediyeleri konunun üzerine daha ciddi bir şekilde gidecek ve vatandaşın kandırılmasını önleyecektir." Büyükşehir Belediyesi'nin *tthal et satılır' levhasını zorunlu kılan talimatnamesinin dayandırıldığı Pazarhksız Satış Kanunu1 nun birinci maddesi, perakende olarak satılan tüm maİlann üzerinde bulunacak eükeüerde 'mahn cinsi'nin açık olarak yazılmasını emrediyor. (Baştarafı 1. Sayfada) et satan kasaplan belirleyip.belirtilen levhalan tukeücinin görebileceği bir yere asmalannı sağlayacak. Levha asmayan kasaplara 3 giinden 1 haftaya kadar öneri 27 Ocak 1986 tarihine kapatma cezası verilecek. kadar işlenen suçlara verilen Ithal et satan kasaplann önceölüm cezalannın infaz edilme likle 'vicdanen' ithal et sattığını mesini öngörüyor. Öneriden ya ilan etmesi gerektiğini belirten rarlanacak tutuklu ve hükümlüBüyükşehir Belediyesi Genel lerin sahverilme işlemlerinin, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten Sekreteri Atanur Oguz. "Ancak başlamak üzere en geç 30 gün böyle davranmayanlar için zabıiçinde tamamlanacağı da hükme ta talimatnamemizin ilgili maddesi ni uygularız" dedi. İthal et bağlanıyor. satan kasaplann, bu durumu bir levha ile ilan etmelerini sağlamak MDP: UZLASMA için, ilçe belediyelerine talimat SAĞLANABİLIR SHP'nin hazırlayarak TBMM yazıldığını belirten Büyükşehir Başkanlığı'na sunduğu af yasa Belediyesi Kontrol Dairesi Başsı önerisi MDP tarafından "uz kanı Zekai Savaşlar da, konu ile laşma sağlanabilir" bir teklif ilgili talimatlann uygulanması için ilçe belediyelerine yardımcı olarak değerlendirildi. da olacaklannı söyledi. Savaşlar, MDP Genel Başkanı Ülkü Cumhuriyet'in yayını üzerine Söylemezoglu, SHP'nin af tek "Çok önemli bir noktaya deginlifı ile ilgili oiarak ANKA muha^ diniz. Teşekkür ederiz" dedi. İtbirine yaptığı değerlendirmede, hal et satanlann tüketici tarafınkendilerinin de af konusunda dan bilinmesi için, fevkalade cidhazırladıklan bir önerileri bulun di tedbirler almdığını da ifade duğunu ve bu öneride de 10 yıla eden Savaşlar, ancak uygulamakadar olan cezalann affedildiği, da ilçe belediyelerinin eİcsiklikleri idam cezalarının yaşamboyu olduğuna işaret ederek, şu bilgihapse çevrildiğini hatırlatarak. leri verdi: "Tekliflerimizde ortak bir hay"İthal eti 800 liraya alıp li nokta var. Biz özellikle devle 15001600 liradan satmak, fahiş tc karşı işlenen suçlarda anaya kâr anlamına gelir. Bu nedenle sa çerçevesinde kalmak levha asılınca, fahiş kâr da önisüyoruz" dedi. lenecektir. Bizim bu konudaki çalışmalarımız, ithal etin geldiSöylemezoglu özetle şöyle konuştu: "Bu konu çok hassas ve ka (Baştarafı 1. Sayfada) muoyunun ödemle beklediği bir yen öğretmenlerin durumlan ne konu. İstismara da tahammülii olacak? yoktur. Biz kendi teklifimizi af EMİROĞLU Soruşturması konusu gündeme gelsin diye ver biteni gönderiyoruz. Turkiye'dedik. Yoksa ilk de bu teklif geç ki öğretmen açığını bu sekilde sin de demiyoruz, biz böylesine kapatmış oluyoruz. Bu şekilde hassas bir konuda diğer partiler15 bin 400 öğretmen bulunmakle asgari müştereği bulmaktan, . tadır. Bunlardan 6 bininin soruşuzlaşmadan yanayız. Görülüyor turması tamamlandı ve atamalar ki, iki teklifin de birbiriyle çakı yapıldı. Bu işlemi çabuklaştırşan birçok noktası bulunuyor." dık. Bu görev vermeler ne kaDYP'DEN SHP'YE dar sürede bitecek? DESTEK YOK EMİROĞLU En geç 1,5 a\ DYP, SHP'nin dün TBMM içinde bitmesi lazım. Başkanlığı'na sunduğu af öneri Öğretmen açığı çeşitii illersini desteklemeyeceğini bildirdi. de valilerin vekil öğretmen ataDYP Genel Başkan Vekili Ba ması ile kapatılıyor. Bu durum kl Tug, konuyla ilgili olarak ne zaman düzelecek? ANKA muhabirinin sorusunu EMİROĞLU Yedek öğretyanıtlarken, kendilerinin hazırmen meselesi, son atamalarla soladığı bir af önerisi bulunduğunu belınti ve "Biz vatana. mil nuçlandırılmış olacak. Meslek okullanndaki öğretlete bayrağa silah çekmeyen men açığı devam ediyor? mahkumlann belli ölçüde ve belEMİROĞLi; Mevcut öğli düzeyde affedilmesinden retmen yetiştiren YÖK'e bağlı yanayız" dedi. okulların kapasitesini arttıracaBaki Tuğ, bu konudaki görüş ğız. Aynca sozleşmeli istihdama kadar varan bir tedbirler paketi lerini şöyle özetledi: düünüyoruz. "Bizce önemli bir nokta şu Bunlar sanayide çalışan usdur. Halen goriilmekte olan da talar, kalfalar mı olacak? valar var. Bu davalarla ilgili af EMİROĞLU belli şartlar düşüncesinin ortaya konulması, arayacağız. Öğretmen olacak kidavalan yünitmekte olan görev şinin belli bir tahsili olması lalileri etkiler ve adaletin istenilen zım. teknik eğitim okullarında ölçüde gerçeklemesini engeller, uygulamalı derslerde bu tur eleşu anda duruşmalara devam manlardan yararlanacağız. eden samklarla ilgili affın dava İmam Hatip Liselerinde lar sonuçlandıktan sonra gunde karma öğretim rai yapılacak, kız me gelmesinde yarar vardır, ak erkek a>n mı öğretim gorecek? si halde sakıncalı sonuçlar yaraEMİROĞLU Bu konuda tılır biz kendi önerimizi gerçek ben sovleyeceğimi daha önce bilçi buluyoruz." dırdim. 9 bin (Baştarafı 1. Sayfada) çe gösterilmeden görevlerinden alındı \e yerlerine Tunceli Valiliği tarafından atama yapıldı. Tunceli Valisi il dışında olduğu için Cumhuriyet muhabirinin telefonla gorüştuğu Vali Yardımcısı Nevzat Ünsal, bazı yuntaşlann il sınırı dışına çıkanlmalan konusunda "surgiin" sozunün çok çirkin olduğunu belirterek, "Buna il dışına çıkanna cezası dijebiliriz" dedi. Bu yurttaşlar için bir "mahkeme karan" olmadığını, buna da gerek bulunmadığını, "yasal yetki"nin kullanıldığıru bildiren Vali Yardımcısı, tebligatların vali imzası ile yapılmasına karşıhk, "Bunlan siz Elazığ 8. Kolordu Komutanlığı'na sorun" şeklinde konuştu. Yurttaşların, "zaraıiı faaliyef'lerde bulunnıaları nedeniyle ortamın değiştirilme&i için il dışına çıkarıldığını belirten Nevzat Ünsal, gönderildikleri illerde de bu >aırttaşların "zararlı faaliyef'lerde bulunmalan halinde yine cezalandırılabileceklerini söyledi. Vali Yardımcısı, "Siz, tam bilgileri kolordudan alın" görüşünu yineledi. SHP, MKYK üyesi ve eski Danışma Meclisi'nin Tunceli temsilcilerinden Kamer Ğenç, Tunceli'de insan haklarının ayaklar altına alındığını \e ANAP'ın Tunceli'de seçim kavbetme hıncını halktan aldığını one sürdu. Genç, daha önce de 25 yurttaşın yargı karan olmadan 5 yıllığına il dışına gönderildığini hatırlatarak, "Hak arama yolları devlet terörü yaratılarak. korku verilerek kapatılmaktadır. Bağımsız yargı organlanna ait yetkiler mulki âmirlerce çekinilmeden kullanılmaktadır. Aynca halkın oylarıyla seçilen muhtarlar vilayete çağrılarak ellerindeki mıihürler zorla alınmakta, verlerine seçimsiz mülki idare âmirlerinin keyiflerine gore atamalar vapılmakta ve halkın oylarıyla ala> edilmektedir" dedi. Kamer Genç, anayasanın kuvvetler ayrılığı ilkesine göre yargı yetkısinin bağımsız mahkemelerde olduğunu da hatırlatarak, bu yetkınin başkalarınca kullanılamayacağıru bildirdi ve "Tunceli ilinde ise anayasanın bu temel ilkeleri askıya alınmış, anayasa ve hukuk, yerini keyifliğe, şahsi takdire dayanan kişisel yonetim despotizmine terketmiştir" şeklinde konuştu. Tunceli'de Işkence (Baştarafı 1. Sayfada) ri almalan karşılığında vanlan anlaşmanın ikinci maddesinde işkence konusunda şu hüküm getirilmişti. "Avrupa İnsan Haklan Bildirgesa'nin 7. maddesi uyannca Türk hükümeti 1 Şubat 1986'da, 1 Temmnz 1986'da ve 1 F.kim 1986' (Baştarafı 1. Sayfada) da büdirgenin (işkenceyi yasaklayan) 3. maddesinin (gozalü işkullarunak üzere Amerika'ya lemleri de dahil olmak üzere) eğitime gönderilen 20 emniyet Turk yasalan ve uygulamada gegörevlisinin eğitimlerinin tareğince uygulanıp uygulanmadımamlandığı ve bu görevlilerin gını, Avrupa Konseyi Genel Sekdönüşü ile birlikte makinelerin reteri aracıhgıyla Avrupa Kondevreye gireceği kaydedildi. ABD'dan getirtilen yalan ma seyi İnsan Haklan Komisyonu'na bildirecektir. Raporlann hepkinelerinden ikisi Emniyet Genel si Avrupa İnsan Hakları Müdürlüğü'nde kullanılacak. Komisyonu için hazırlanacak ve Kalan 8 yalan makinesi ise önbaşka bir amaçla kullanılamayaceden belirlenen 8 ile dağıtılacak. caktır." Yalan makinesi kullanarak sorgulama yapılacak iller ise şunlar: Edinilen bilgiyegöre, Avrupa "Ankara, tstanbul, İzmir, İnsan Haklan Komisyonu'na veAdana, Tunceli, Van ve Sam rilecek olan ve Dışişleri Bakansun" lığı'nın koordinasyonunda haSorgusu yapılan kişinin, sor arlanan rapor, büyük ölçüde sogu sırasında, solunum sistemi, nuçlandınlmış bulunuyor. Rakan dolaşımı, vücut dirençlerin porda işkence olaylarının ve dide değişimler ve terleme tepkile ğer gayri insani veya haysiyet rini saptayarak değerlendiren ya kırıcı ceza ve uygulamaların önlan makinesi, bu yolla sanığın lenmesi amacıyla yürütülen çadoğruyu söyleyip söylemediğini hşmaların ve getirilen yeni duyüzde 95'e varan bir olasılıkla zenlemelerin konu edileceği bilbelirliyebiliyor. dirildi. Yalan makinelerine bağlanaBuna göre, raporda Emniyet rak sorgulamalan yapılacak ki Genel Müdürlüğü'nce sorgulaşilere, sorgu sırasında, sorulacak ma yöntemlerine getirilen ve geolan sorular, daha önce bir kez tirilecek olan yenilikler aynntıh •sorulacak ve daha sonra "evet bir şekilde anlatılacak. Raporda, hayır" şeklinde cevapları alınauygulamaya konan sorgulamacak. nın video kasetlerine çekilmesi Turk polis sistemine yeni gire işlemi, ayrıca önümüzdeki güncek olan yalan makinesi uygulalerde kullanılmaya başlanacak masının amacı polise yönlen olan yalan makineleri ve aynalı dirici ve yardımcı olmak şeklin odaların da işkence olaylannı de açıklanıyor. öte yandan önlemek amacıyla alınan onlemyalan makineleri ile tespit edile ler olarak gösterilmesi beklenicek ifadelerin mahkemede kanıt yor. olarak kullanıhp, kullanılmayaYetkililer, Avrupa İnsan Hakcağı ise henüz kesinlik kazanma ları Komisyonu ile yapılan yazışdı. Bu arada yalan makinesi maların tam bir gizlilik içinde ifadelerinin en azından "yargı yürütülmesinin esas olduğunu cın lakdir yetkisi" içinde değer belirterek, bu kararda aynntıh lendiniebileceği belirtiliyor. bilgi vermekten kaçındılar. \alan (Baştarafı 1. Sayfada) Emekli Tümgeneral Celil Gürkan'ın gazetemizde yayımlanan anılannda 12 Mart döneminde istanbul Sıkıyönetim Komutanı Faik Türün'ün emrindeki Erenköy'de Ziverbey Köşkü'ndeki sorgu yöntemlerini öğrenmiştiniz. Sayın Gürkan, anılarını "12 Mart'a Beş Kala" başlığı ile kitap olarak yayımladı. Gürkan'ın anıları ile 12 Mart öncesi ve sonrası aydınlandı; birçok karanlık nokta gün ışığına çıktı. Ziverbey Köşkü'nde birçok seçkin aydını, kurmay subayı ve bir generali sorguya çeken ve sorgulara "Burası konlrgerilla teşkilatıdır"d\ye başlayan bu görevliler, yetkilerini hangi yasadan alıyortardı ve niçin "Burası kontrgerilla teşkilatıdır" diyorlardı? 12 Mart döneminde "bomba davası" nedeniyle yargılanan emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan da Ziverbey Köşkü'nde en ağır işkencelerden geçmiş ve işlemediği bir suç zorla kendisine kabul ettirilmek istenmişti. Talat Turhan'ın bu olayiara ilişkin anılarının bir bölümünü gazetemizde okumuştunuz. Turhan "bomba davası"ndaki savunmasını kitap olarak yayımlamış bulunuyor. "Bomba DavasıSavunma" başlığı ile yayımlanan kitabın bir bölümünü açarak okuyalım: ST 3115 Talimnamesi'nin Amerikan talimnamesinden tercüme edildiğini Amerikan emperyalizminin ulusal kurtuluş savaşlarını önlemek için geliştirdiği yöntemler icerdiğini açıklamıştım, Konuya, daha da aydınhk getirmek üzere; ST 3115, "Gayri Nizami Kuvvetlere Karşı Harekât" adlı bu talimnameden bazı bölumlere göz atmamız gerekiyor: Sayfa 4, madde 5, fıkra: B: ... Büyük bir gayri nizami kuvvet, kaide olarak, biri açık faaliyet gösteren gerilla unsuru, diğeri gizli faaliyette bulunan yeraltı unsuru olmak üzere iki müşekkel unsurdan terekküp eder... (...) TalimnamedB gizli faaliyet gösteren yeraltı unsuru ise 12 Marttan sonra ortaya çıkartılmış bulunan kontrgerilla örgütüdür. Cüneyt Arcayürek'in "Demokrasinin Sonbahan" adlı anı kitabının 372'nci sayfasını açarak sayın Bülent Ecevit'in konuya ilişkin sözlerini okuyalım: Özel Harp Dairesi'nin her ikje silah depoları vardı. Buraya bağlı olanlar "çok memleketsever insanlar" diye alınmışlardı. Bu daire gereğinde bu silahları kullanacaktı. (...) Sankamış'taydım. Biriikte yemek yediğimiz komutana "özel Harp Dairesi'ni" sordum. "Var" dedi. "Hepsi çok memleketsever insanlardır" diye ekledi. 0 sırada çevrede MHP il başkanı da geziniyordu. "MHP il başkanı da mı bu daireyle?" d'ıyecek oldum, general "O başında" demez mi?.. Yurt bütünlüğüne karşı eylemli bir saldırı halinde "özel Harp Dairesi" elbette savaşın gerektirdiği bütün yol ve yöntemlere başvuracaktır. Bu, devletin hem hakkı hem de görevidir. Tartışılan konu bu değildir. Tartışma konusu: Bu örgüte alınan sivillerin işlevlerı; görev sınırları ve yaptıkları eylemler ve örgütün gerilla saldırısı ile ilgili olmayan olaylardaki kullanılış amacı ve biçimidir. Bugünlerde Tercüman gazetesinde "kontrgerilla" konusu üzerinde görüşlerini açıklayan eski Özel Harp Oairesi Başkanlanndan emekli Tümgeneral Cihat Akyol'un, Silahlı Kuvvetler Dergisi'nin 1971 yıh mart sayısında, "Gayri Nizami Kuvvetlere Karşı Harekât" başlıklı yazısından bir parça alalım: Halkı mukavemetçilerden ayırmak için sanki ayaklanma kuvvetleri yapıyormuş gibi müdahale kuvvetlerince zulme kadar varan haksız muamele ömekleri ile sahte operasyonlara başvurulması tavsiye edilir... Ne demektir "sahte operasyonlara başvurmak?" Emekli Tümgeneral Akyol'un "Sanki ayaklanma kuvvetleri yapıyormuş gibi müdahale kuvvetlerince zulme kadar varan haksiz muamele ömekleri ile sahte operasyonlara başvurma" görüşü ne anlama gelmektedir? Türkiye'de birçok olay, karanlıkta kaldı. 12 Mart öncesinde kimlerdi istanbul'da Kültür Sarayı'nı yakanlar? Marmara yolcu gemisi ve Eminönü arabavapurunu batıranlar? Bunlar hiç ortaya çıkmadı? 1973 yılında basbakanlık tarafından yayımlanan "Türkiye GerçekleriTerorizm" başlıklı kitapta bütün bu eylemlerin MarksistLenınist'lerce yapıldığı yazılmış; ancak hiç kimse bu eylemlerden ötürü mahkum olmamış; bu suçlar nedeniyle yargılananlar da, sıkıyönetim mahkemelerinde birer bırer aklanmışlardır. Öyleyse kimlerdi bu eylemleri yapanlar? Bunların bırer kontrgerilla eylemi olduğunu ileri sürüyor değiliz... Değiliz, çünkü elimizde böyle bir kanıt yok. Konu ile ilgili daha başka sorularımız da var: 13 Nisan 1970 günü Doktor Asteğmen Necdet Güçlü, İbrahim Doğan ve Ali Güngör adlı ülkücülerce öldürülmüştü. Cinayette kullanılan iki silah, o sırada Silahlı Kuvvetler'de teğmen rütbesı ile görev yapan Fehmi Altınbilek ve Mustafa İlerisoy'un üzerlerine kayıtlıydı. O günlerde bu köşede olay aydınlansın diye yırtındık durduk; ancak kimse kulak vermedi. Bu iki tegmen terfi etti Katillerden biri MHP Gençlik Kolu Başkanlığına getirildi. Öteki katil ise ÜGD Başkanıydı. Bu eylemlerinden ötürü 12'şeryıl ağır hapse mahkum olan katıller, 1974 yılında çıkarılan Af Yasası ile salındılar. 1 Mayıs 1977'de Taksim alanındaki korkunç olay, aydınlanmadı. Ankara'da 1979 yılında Yükseliş Koleji önünde patlatılan "Amerikan yapısı ordu malı bomba "nın ardındaki giz çözülemedi. Malatya Belediye Başkanı Hamid Fendoğlu'na gönderilen bombanın kimlerce hazırlanıp postalandığı da bırtürlü anlaşılamadı. Birçok cinayet karanlıkta kaldı. Birçok olayın üstüne gidilemedi. Devletin görevi bunları ortaya çıkartmaktı. Türkiye'de milhyetçilik adına birçok cinayet işlendi. Solculuk, devrimcilik adına da öyle... Bu cinayetlerin bir kısmı aydınlandı; bir kısmı da karanlıklara terk edildi. Kimlerdi bu cinayetleri ışleyenler? Kontrgerilla sorununu ele alırken, CIA görevlisi David Galula'nın daha önce bu köşede bırkaç kez sözünü ettiğimiz "AyakJanmaları Bastırma Hareketleri Teori ve Tatbikatı" adlı kitabının Türkçe çevirisine de gözatmak gerekecektir. Kitaptan bir parça aktaralım: Ayaklanmayı bastırmakla görevli olan kuvvetlerin bu liderieri bulduğu gibi, bunlar da halk arasından muharip kimseler bulmalıdıriar. Bulunacak muharip kimseleri bir arada tutabilmek için bu liderierin yardıma, desteğe ve bir siyasi partinin rehberiiğine ihtiyaçları vardır.. Şunları öğrenmek istiyoruz: Devlet adına "sahte operasyonlara" başvurulur mu? Bu bir... İki: Kontrgerilla savaşı yapacak olan sivil kişiler, "bir siyasi partinin lideriiğinde" biraraya getirilirler mi? Getiriliyor ve getirilmışse, hangi siyasal partidir bu? Talat Turhan'ın kitabmı okuyun; Emin Değer'in "CIA, Kontrgerilla ve Türkiye" kitabmı inceleyin; Celil Gürkan'ın anılarını okuyup, değeriendirin; bu kitaplarda bambaşka bir Türkiye göreceksiniz. Evet Sayın General Akyol, yeniden soralım: Devlet adına başvurulacak "sahte operasyonlar" ne demektir? 12 Mart öncesi ya da sonrasında böyle "sahte operasyonlar" olmuş mudur, olmamış mıdır? Ne demektir "sahte operasyon?" Ne demektir, "sanki ayaklanma kuvvetleri yapıyormuş gibi müdahale kuvvetlerince zulme kadar varan haksız muamele ömekleri?" Devlet adına kimler yapacaktır bu eylemleri? NACİ AĞABEYİMİZt (NAÖ ANAN) yitirdik. Yüreğjmizde yaşayacak. Sevgili KARTOĞLUKÜLEKÇİ AİLELERİ AKUPUNKTUR TEDAVİ MERKEZİ Dr. BAHA ÇELİK 16.0019.30 arası Lütfen randevu alınız. Tel: 166 18 14 Adres: Onaklar Cad. Onur Ap. No: 2 K: 1 D: 2 MECİDİYEKÖY
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle