21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lirtilmiştir. Anayasa'da yer alan kıyılann devletin egenim ve kullanımı altında bulunduğuna ilişkin ana ilke, gerçekte Yurttaşlar Yasamızda yer alan, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi kararlannda gerçek içeriği belirlenen bir kavramdır. Buna göre, devletin egenim ve kullanımı altında bulunan öbür orta mallannda olduğu gibi: 1 Kıyı üzerinde iyelik (mülkiyet) söz konusu olamaz. 2 Herkesin eşitlikle, özşürce, hiçbir karşıhk ödemeksizin ortaklaşa kullanımına, yararlanmasma açıktır. 3 Kıyı bitişiğindeki (kıyı kusağındaki) topraklann sahipleri, toplumun kıyıdan yararlanmasını engelleyemez, üzerinde tekel kuramaz. 4 Herkesin kıyıdan serbestçe yararlanmasını sağlamak, engelleri kaldırmak devletin görevidir. Kıyı yasası, temelde Anayasa'nın bu ana ilkelerine aykın düşmektedir. Önce, yasa, tüzemizde yerleşmiş olan kıyı tanımında yer alan "kayalıklan" kıyı kapsamı dışında tutmuştur. Bu, hem özel kişilerin kayalık üzerinde iyelik sahibi olmalarına olanak vermekte, hem de yasada "dar kıyı" olarak yer alan, genelde "yalıyar" denilen yerlerin kullanım ve yapılanmasında kötü uygulamalara yol açma çekincesini taşımaktadır. Öte yandan, Yasa 6. maddesiyle, kıyıda "özel yapılanmalara" izin vermektedir. Devletin egenim ve kullanımındaki yerlerde ne özel iyeliğe, ne de özel kullanıma yer verilebilir. Geçici 2. maddede, 1972'den önce "kıyıda doğmuş özel mülkiyete konu yapılar" ile Kıyı Yasası'nın yürürlüğe girmesinden önceki yasalara ve İmar Planına uygun olarak yapılan yapılara bu yasanın uygulanmayacağı öngörülmüştür. Kıyının devletin egenimi ve kullanınn altında olduğuna ilişkin Anayasa ilkesi, yasayla hem daha önceki olup bittileri bağışlamak, hem de yenilerine olanak sağlamak yoluyla zedelenmiştir. 12. maddeyle kıyıda yapılması zorunlu kimi tesisler için kullanılan, kıyıda kalan arazinin Hazine adına tapuya yazımlanmasmı öngörmesi de devletin egenim ve kullanımı altındaki sahipsiz mal, orta malı denilen kamu mallan üzerinde iyelik oluşturulamayacağına, bu nedenle de tapuya yazımlanamayacağına ilişkin tüzemizde benimsenmiş ana ilkeye aykın düşmektedir. Kıyıda hazine adına da olsa iyelik kurulması, bunun özel kişilere geçebilmesine olanak sağlar. TOPLUM YARARI İLKESİNE AYKIRI Öte yandan, kıyıda özel iyeliğe, özel yapılanmaya izin vermekle, toplumun kıyıdan eşit, serbest olarak yararlanma hakkı da kısıtlanmıştır. Aynı zamanda öncelikle kamu yarannın gözetilmesi gerektiğine ilişkin Anayasa ilkesi zedelenmiştir. Bu, Anayasa'nın 35. maddesinde öngörülen "iyelik hakkının kullanıiması toplum yaranna aykın olamaz" ilkesine de aykın bir düzenlemedir. Kıyı kuşağındaki toprak kullanımı ve yapılaşmaya ilişkin olarak yasada açık seçik kurallar yerine, esnek toplum yaranna aykırı düşen yapılaşmaya da yol açabilecek bir anlatım göze çarpmaktadır. Kıyı kuşağında toplumun yararlanmasına açık olmayan kullanımlara, yapılaşmalara izin verilmemesi, kıyıdan herkesin serbestçe, eşitlikle yararlanması ilkesinin bir gereğidir. Bir başka anlatımla, kıyı kuşağında belli kişi ya da kişilerin kullanma tekelinde olan villa, yazlık konut, kulüp vb. yapı ve tesislere izin verilemez. Aksine, park, bahçe, plaj, lokanta, otel, motel gibi herkesin girip çıkabileceği, kullanabileceği. böylece kıyıdan yararlanabileceği yapılara, tesislere kıyı kuşa&mda izin verilebilir. Yasa, buna "dar kıyı" başhğını taşıyan 10. maddesinde dolaylı ılarak her anlama çekilebilecek bir anlatımla değinmiştir. "Sahil Şeridi" başlıklı 9. maddede yalnızca kıyı kuşağının en az genişliğini belirtmekle yetinmiştir. Meclisteki görüşmeler sırasında "kıyı kuşaklannda özel kişilerce toplumun yararlanmasına ayrılmayan yapı yapılamaz" önerisinin benimsenmemesi bu açıdan anlamlıdır, üzücüdür. Kıyı kuşağı genişliğinin en az 100 metreden 10 metreye indirilmesi de bir geri adımdır. SONUÇ Kısacası, Kıyı Yasası yalnızca Anayasa'nın öngördüğü ana ilkelere aykın düşmekle kalmıyor, aynı zamanda Anayasa'da kıyılarla ilgili herhangi bir maddenin bulunmadığı dönemde yapılan yasal düzenlemelerden, yüce yargı organlannın geliştirdiği kararlardan çok daha geriye dönüşü yansıtıyor. Bu yasayla kıyı yağmacılığ^m önlemek, kıyılan toplumun yararlanmasına açmak olanaksızdır. Tersine, kıyıdaki kötü kullanımlan, kaçak yapılaşmaları, kıyılann halka kapatılmasını yasallaştırmaktan öteye bir sonuç doğurmaz. Bu da Anayasa'nın kıyılardan yararlanırken toplum yarannın gözetilmesine ilişkin ana ilkesi ile bağdaşmaz. 16 OCAK 1986 Kıyılar Gerçekten Herkese Açık mı? Bu yasayla kıyı yağmacılığını önlemek, kıyıîarı toplumun yararlanmasına açmak olanaksızdır. Tersine, kıyıdaki kötü kullanımları, kaçak yapılaşmaları, kıyılann halka kapatümasım yasallaştırmaktan öteye bir sonuç doğurmaz. Bu da anayasanın kıyılardan yararlanırken toplum yarannın gözetilmesine ilişkin ana ilkesi ile bağdaşmaz. PENCERE • •• Geçen cumartesiyi pazara bağlayan gece Rıfat llgaz'la birlikteydik. Birkaç ay önce hastalanıp süzülen şair, kendini tcpariamış, rakı kadehinin başına geçmişti. Neşeliydi. İlk kez, çok iyi anımsıyorum, Beyazıt'ta bir lokantada kırmızı şarap içmiştik; otuz yıl sonra Florya'da rakı içiyorduk. Eh, bu da az mutluluk değildir. 12 Eylüi döneminde Cide'de gözaltına alınan sanatçtnın başına neler gelmemişti!.. Kolay değil, 1940'larda başlayan gözaltına alınma, tutuklanma, yargılanma öyküsü, 1980'lerde de sürmüştü. Yeryüzünde kaç şair ya da kaç yazar var ki kırk yıl bu çileye katlanmış olsun? Eurovision'a müzik elçisi olarak yolladığımız grubun adı "Beş Yıl önce, On Yıl Sonra" değil mi? Rıfat llgaz'a gelince: Kırk yıl önce, kırk yıl sonra... • Her neyse geçmişteki acılar rakı kadehinde eriyor, yaşanmış çileler soylesiye dönüşüyor; Rıfat llgaz, 12 Eylüt'den sonra başından geçenleri yazacak; söz verdi. Herkes bu kararın keyfryie kadeh kaldırdı. Bir raslantı olarak o gece TV'de "Hababam S/nrf/"nın filmi oynayacak. "Hababam Sıntfı"r\\ tanıtmaya gerek yok. Türk mizah edebiyatında klasikleşmiş bu yapıtın ilk denemeleri, 1950'lerde "Dolmuş" mizah dergisinde yayımlanmış; birbirine bağlı öyküler roman kurgusunda bütünleşmişlerdi. Sonra "Hababam Smıfı" tiyatroya uyariandı; filmleri çekikji. Bunlardan birisini TV'de izleyeceğiz. Ama o ne? Fılmi tanrtmak için düzenlenen programa sevdiğimiz sanatçı Münir özkul katılıyor, Adile Naşit bir şeyler söylüyor Rıfat llgaz'ın adı anılmıyor. Sonra film başlıyor, tanıtma bölümünde Rıfat llgaz'ın adını yine boş yere arıyoruz. Geçenlerde TV'de "Hamlet"i gördük, Şekspir'indi; "Kınk Hayatlar"ı izledik, Halit Ziya'nındı; "Don Kişot"u seyrettik Servantes'indi; "Küçük Ağa" yayımlandı, Tarık Buğra'nındı; şimdi "Acımak" dizisi var, Reşat Nuri'nindir. "Hababam Sınıfı" kimin? TRT, neden Rıfat llgaz'ın adını sansür ediyor? Kırk yıl önce, kırk yıl sonra; sen adamı 1980'lerde haksız yere gözaltına al, hayatıyia oyna; ardından bunca emek döktüğü yapıtını TV'de oynat; ama adını anmak dürüstlüğünü, ahlakım, hukukunu bir yana itele... Münir özkul ve Ertem Eğilmez TRT'nin bu sansur oyununa katılıyortar mı diye düşünürken film başladı; on dakika ya geçti ya geçmedi; Rıfat: Şu TV'yi kapatalım. Rıfat llgaz, canımın sıkıldığını anlamıştı: Boşver, dedi, bak sana yeni şiirimi okuyayım, daha çok taze, 7 ocak salı günü yazdım. Adı? Her Dilde.. Ve okudu: Hangi dilde ağlar çocuklar, Hangi dilde güler? Ağlamak her dilde tek anlamda, Çince, ingilizce, Türkçe. Burnumuzu çeke çeke ağlamak, Belki biraz çocukça, Ağlamak hüngur hüngür Ağlamak içini çeke çeke İnsanca. Benim güzel çocuğum Ya ağlatmak nece? Kölelerden, tutsaklardan başlayıp Günümüzün ozanlanna kadar Gözleri bağlı Sorgularda, işkence evlerinde? Ozan da olsa dizeleıie Ağlatmaya zorlamak Ne Çince, ne ozanca, ne insanca. Kırk Yıl Önce, Kırk Yıl Sonra Prof. Dr. CEVAT GERAY Geçenlerde İmar Yasası konusunda TMMOB Kent Plancılan Odası'nca düzenlenen açıkoturum için hazırlanırken, dostum Oktay Akbal ile Yalçın Pekşen'in kıyıların halka kapatılmasına ilişkin yazılannı birer kez daha yeniden zevkle okudum. Cumhuriyet'in bu iki değerli yazanru, günlük köşelerinde yer alan yanlanyla kıyı sorununun içyüzünü tüm çıplaklığıyla gözönüne serdikleri için kutluyorum. Akbal 10 Haziran 1985 günlü Cumhuriyet'teki "Kıyılar Herkese Açıktır, Ama.." başhklı yazısında "Yürüyorum, yürüyorum, kıyılar baştan başa kapatılmış. Duvarlar, tel örgüler..." diyor. Sarımsakh'da "kıyı boyunca halkın denize girebileceği bir tek yer var: Dört motel... En güzel kıyılar çeşitli devlet kuruluşlarının elinde, deniz çitle, duvarla tutsak kılınmış" diyen Akbal, "Evet kıyılar herkesin... Ne var ki bu yalnızca kâğıt üzerinde" diye yakınıyor. Yalçın Pekşen de 12 Temmuz 1985 günkü Cumhuriyet'teki yazısına "Sahiller Herkese Açık Değil rniydi?" başlığını vermiş. Kilyos'ta Turizm Bankası'nın bir tesisinden çekilmiş iki fotoğrafla denizin içine dek uzanan dikenli tellerle, engellerle kıyının nasıl halka kapatıldığını sergiliyor. Pekşen'e göre, "Askeri tesislerde bile bu ölçüde önlemler alınmış değil." Bir rastlantı, aynı günlerde Mülkiyeliler Birliği'nde çarşamba konferansları arasında yaptığım kıyı yağmacıhğı konulu konuşmamda, hızlı kentleşmenin, toplumsal değişmenin sonucunda güzel kıyılarımızın yerliyabancı açıkgözlerce kapışıldığına değinmiştim. Aynı bağlamda, "Buna karşı savaşım vermesi gereken kamu kuruluşlan, tam aksine çeşitli adlarla kurdukları birtakım tesislerle kıyıların kapışılmasına, halka kapatılmasına öncülük etmektedir" diye eklemiştim. Kıyı yağmasının önlenmesi, kıyılann halka açüması için son on beş yıldır meslek odaları, bilim adamları, aydınlar, yöneticiler uğraş veriyorlar. Yargı organlan, Yurttaşlar Yasası çerçevesinde konuya sahip çıkagelmiş bulunuyor. İmar Yasası'na 1972'de eklenen bir maddeyle kıyıların korunması, toplum yaranna kullanılması için önemli bir adım atıldı. 1975'te çıkanlan bir yönetmelik ile yapılan düzenlemeler ne yazık ki istenen biçimde uygulanmadı. Yönetmeliğin Anayasaya aykırdığı ileri sürülerek açılan iptal davasını Danıştay Genel Kurulu reddetti. 1982 Anayasası'nın 43. maddesiyle kıyılann tüzel durumunu açıklayan, kullanılmasmda, yararlanılmasında "kamu yararı"nm gözetileceğini öngören ilkeler yer aldı. Kıyıların korunması ve kullanılması ilkelerini amaçlayan 3086 sayılı Kıyı Yasası, 1 Aralık 1984'te Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe kondu. Hemen belirtelim ki bu yasa, kıyılan toplumun serbestçe yararlanmasına açmak amacına elvermediği gibi Anayasa'nın öngördüğü ana ilkelere de aykın düşmektedir. ANAYASA'DAKİ İLKELERE AYKIR1 Anayasa'nın ilgili maddesinde "Kıyılar, devletin hüküm ve tasarnıfu altındadır" ilkesi yer almakta; kıyılarla, kıyıîarı çevreleyen kıyı kuşağından (sahil şeridinden) yararlanmada "kamu yararı gözetilir" denilmektedir. Maddede, kıyılarla kı>ı kuşaklarının kullanılış amaçlarına göre derinliğinin, kişilerin bu yerlerden yararlanma olanak ve koşullannın yasayla düzenleneceği be OKIAY AKBAL EVET/HAYIR Çocuğunuzu doğmadan öldürmeyin! SERVER TANILLİ ABD İşbirlikçileri Kimlermiş? "Tevfik Fikret bir Amerikan işbirlikçisi idi." Bay Kabaklı'nın son ozdeyışi bu! Buyük şair, büyük insan Tevfik Fikret ABD işbirlikçisi, öyle mi? Neden? istanbul Amerikan Koleji'nde edebiyat öğretmenliği yaptığı için! Başka? Başka bir kanıt yok!.. Bay Kabaklı'nın kişiliği herkesçe bilinir. Tanzimat'tan bu yana, hatta 3. Selim'den, 2. Mahmut'tan beri sürdürülen çağdaşlaşma, uygarlaşma atılımlarının karşısında bir kimsedir. Hele hele Mustafa Kemal Atatürk'e, onun başardtğı devrimlere büyük bir hınç duymakta ve bunu yıllardır açığa vurmaktadır. Kaç kez yazdık bunu. Mumcu da, Ekmekçi de, en başta İlhan Selçuk da, ben de Bay Kabaklı'nın ve ona benzer kişilerin kafalarında sakladıklan, durumu uygun gördükçe açıklamaktan kaçınmadıkları çağdışı, gerici Atatürk düşmanı görüşlerini sergilemeye çalıştık. "On Kasım'da yapılan o resmi dövünmelerin, o babası tutmuş böğürmelerin, o heykel beklemelerin vakara, haysiyete ve İslamiyetin ecel ve ahret imanına aykın" olduğunu mu yazmadı!.. "Bir mermer yonttular, kâh bir sol yumruk, kâh bir sille, yahut bir tekme gibi milletin üzerine giden bir siluet çıkardılar" mı demedi! "Birtakım dalkavuklar toplandılar, O'nda uzun bir süre uğraşarak meydana getirmeye çalıştıklan kibiri okşamak için 'Atatürk' sıfatını verdiler parrnak zoruyla. Niçin Atatürk? Mustafa Kemal'den önce Türklük yok mu idi? Veya Türklük ondan mı doğmuştu?" diye saldırılar mı yapmadı! Şimdi de Tevfik Fikret'e leke sürmeye çalışıyor! Tevfik Fikret Galatasaray Sultanisi'ndeki başarılı müdürlük görevinden uzaklaştınldıktan sonra Bebek sırtlarındaki evine çekilmiş, yaşamının sonuna kadar Robert Kolej'de edebiyat öğretmeni olarak çalışmış. Öyleyse o bir ABD işbirlikçisidir'! Bir süre önce TRT'den Aydınlar Ocağı'na, TV ekranından Tıp Fakültesi'ne dek her yerde sesi, etkisi duyulan Bay Songar, Tevfik Fikret bir akıl hastasıydı' gibi suçlamalarda bulunmamış mıydı? Bay Kabaklı'nın suçlaması ile birlikte birtakım sorular ortaya çıkıyor: Yabancı okullarda, üniversitelerde ders veren kişiler ABD, ingiliz, Fransız, İtalyan işbirlikçileri midir? Robert Kolej'de edebiyat dersleri veren ünlü adlar arasında benim hemen anımsadıklarım şunlar: Faruk Nafiz Çamlıbel, Necip Fazıl Kısakürek, Behçet Kemal Çağlar vb. Bir ara Tahir Alangu da folklor konusunda ders vermıştı. Bir okulda edebiyat dersi veren kişi ABD işbirlikçisi sayılırsa, ya o okuldan mezun olanlar ne sayılır? Onlar da ABD işbirlikçileri diye suçlanamazlar mı? İlk aklıma gelen adları saysam: Altemur Kılıç, Bülent Ecevit, Ahmet İsvan, Reha İsvan, Rahşan Ecevit, Şakir Eczacıbaşı, Özcan Ergüder, Nezih ve Ali Neyzi kardeşler ve daha kımler kimler... Bunlara da Bay Kabaklı ABD işbirlikçisi suçlamasını yapıştırabilir mi? Ya bugün Boğaziçi Üniversitesi'nde ders verenler, Abdullah Kuran, M. Kemal Öke, Hilmi Yavuz, Şerif Mardin, Suna Kili, Zafer Toprak, Ali Alpaslan, Sina Akşin ve ötekiler... Bu saygın kişiler de ABD işbirlikçisi midir? Amerikan Koleji'nde, Üsküdar Amerikan Koleji'nde, yurdumuzdaki İngilizce öğretim yapan liselerde, hatta Fransızca, İtalyanca öğretim yapan okullarda öğretmen olarak çalışanlar o ülkelerın işbirlikçileri midir? Bilmem, ama Bay Kabaklı'yı yanıtlamak her şeyden önce yabancı okullarda öğretmen, doçent, profesör olarak görev yapanlara düşer... Tevfik Fikret yaşamının son birkaç yılında, Robert Kolej'de edebiyat dersleri vermiş, bu yüzden de Bay Kabaklı'ya göre 'Amerikan işbirlikçisi' olmuş!.. O günden bugüne bu tür okullarda görev alanlar da yabancı ülkelerın işbirlikçisi midirier? Böyle bir suçlamanın ne denli yanlış olduğu ortada, ama bir yaşlı başlı yazar ya da yazar taslağı kalkıp Tevfik Fikret için böyle bir karaçalmada bulunuyor... Hiçbir sıkıntı duymadan, büyük bir Türk şairine korkunç bir saygısızlık yaptığım bile bile... Evet, Amerikan Kolejleri'nde, Boğaziçi Üniversitesi'nde görev yapan sayın öğretim üyeleri, size sesleniyorum, sizler ABD işbirlikçileri misiniz? Bay Kabaklı, Tevfik Fikret'i suçlarken hepinize de karaçalmaya kalkışmıştır, bu suçlamayı yanıtlamakherkesten önce size düşmez mi? devlet ve demokrasi ANAYASA HUKUKUNA GİRİŞ 4. baskı Ödemeli isteme: SAY YAYINLARI Nuruosmanive Cad Türbedar Sok. 4/1 Cağaloğluİst. Tel: 528 17 54. TOPKAPI HASTANESI Tel 524 19 194hat 27.12.1985 gün ve 18971 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan "Menkul Kıymet Alım Satımı Hakkında 4 numaralı Sirküler"in 3'üncü maddesi uyarınca menkul kıymetler borsası üyelerinin, borsaya ilişkin faaliyetlerini yürüttükleri merkez, şube ve bürolannda görülebilir yerlere asmak zorunda oldukları duyuru metni kamuoyunun bilgisine sunulur. SERMAYE PİYASASI KIJRULU'NDAN Fiyati 2.000 TL. VEFAT Merhum Dr. Ekrem oğlu, merhum Reşat Günsey ve Kadire Kavuroğlu'nun kardeşleri, Zekiye Günsey'in eşi, Ekrem, Bedri, Besim Günsey'in babaları, SERMAYE PtYASASI KURULU'NUN TASARRUF SAHİPLERİNE BORSA İŞLEMLERİ HAKKtNDA DUYLRL'SU SERMAYE PİYASASI KURULU'NDAN 27.12.1985 gün ve 18971 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan "Menkul Kıymet Alım Satımı Hakkında 4 numaralı Sirküler"in 3'üncü maddesi uyarınca menkul kıymetlerin alım satımı ile uğraşan aracı kurumların ve bankaların, bu faaliyetlerini yürüttükleri merkez, şube ve bürolannda görülebilir yerlere asmak zorunda oldukları duyuru metni kamuoyunun bilgisine sunulur. (\o: 2) BAŞSAĞLIĞI Arkadaşırruz Doç. Dr. Turgut Önder'in sevgili annesi NAZİRE ÖNDER'in vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağhğı dileriz. Menkul kıymetler borsalarında işlem yapacak borsa üyeleriyle tasarruf sahipleri arasında, yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre kurulabilecek iş ilişkilerine ve borsa işlemlerine açıkhk kazandırmak amacıyla aşağıdaki hususlann tasarruf sahiplerine duyurulmasmda fayda görülmüştür: 1 Borsa Üyeleri; a) Borsada işlem yapmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu'ndan izin almış olan yatırım ve kalkınma bankaları, b) Bankalar Kanununa göre Türkiye'de faaliyette bulunan bankalardan borsada işlem yapmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu'ndan izin almış bulunanlar, c) Sermaye Piyasası Kurulu'ndan "borsa bankerliği belgesi" almış aracı kurumlar, d) Münhasıran borsada işlem yapması Sermaye Piyasası Kurulu'nun onayı ile kabul edilmiş olan borsa komisyoncularıdır. Borsa komisyoncuları, borsa dışında başkaca hiçbir faaliyçtte bulunamazlar. 2 Borsada İşlemler; a) tstisna getirilmediği takdirde borsa kotuna alınmış menkul kıymetlerin alım ve satımı, sadece menkul kıymetler borsalannda yapılır. Tasarruf sahipleri borsada doğnıdan doğruya menkul kıymet alım satımı yapamazlar; borsada menkul kıymet alım ve satımı borsa üyeleri aracılığıyla yapılır. c) Borsada menkul kıymet alıp satmak isteyenler, bu isteklerini, borsa üyelerine alım veya satım emirleri şeklinde ve esas olarak yazvlı verirler. Bu emirlerde, alım ve satım fiyatları belirlenebileceği gibi, fiyat belirleme konusunda üye, serbest de bırakılabilir. Müşteri emirlerinde alım veya satım fiyatları; "limitli", "açılış fiyatıyla" ve "en iyi fıyatla" olmak üzere üç türlü belirlenebilir. d) Alım ve satım emirleri, borsa üyeleri tarafından borsaya intikal ettirilir. Böylece ortaya çıkan arz ve talebe göre "fiyat" teşekkül eder ve menkul kıymetler, esas itibanyla çok sayıda arz ve talebin karşılığı menkul kıymetler borsalarında gerçek değerlerini bulurlar. Bu değerlerin belirlendiği borsalar, tasarruf sahipleri için bilerek karar verebilecekleri en güvenli ortamdır. 3 Borsa Üyeleri; a) Müşterilerinin verecekleri alım ve satım emirlerini, kısmen veya tamamen kabul etmeme hakkına sahiptirler; ancak, nedenini açıklamak zorunluluğu olmaksızın bu durumu müşterilerine veya onlann temsilcilerine hemen bildirmekle yükümlüdürler. b) Tarife dışı komisyon (kurtaj) alamaz veya teklif edemezler. c) Menkul kıymetlerin teslimi ve bedellerinin ödenmesi de dahil olmak üzere borsada yaptıklan işlemlerin tümünden sorumludurlar. d) Borsada işlem yapılması zorunluluğuna istisna getirilmedikçe, müşteri emirlerine konu olan menkul kıymetleri, borsaya intikal ettirmeksizin satınalamaz ve satamazlar. 27/12/1985 Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Basın. 10450 f vefat etmiştir. Cenazesi 16.1.1986 perşembe günü ikindi namazından sonra Koşuyolu Feridunpaşa Camü'nden kaldırılarak Karacaahmet Mezarhğı'na defnedilecektir. Em. Hk ABBAS GÜNSEY AİLESt SERMAYE PİYASASI KURLLUISUN TASARRUF SAHİPLERİNE MENKIL KIYMETLERİN ALIM SATIMI HAKKINDA DUYLIRLSU (No: 1) Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde menkul kıymet ahm satımıyla uğraşan bankalar ve aracı kurumlarla tasarruf sahipleri arasında, yürürlükteki mevzuata göre kurulabilecek iş ilişkilerine açıklık kazandırmak amacıyla, aşağıdaki hususlann tasarruf sahiplerine duyurulmasmda fayda görülmüştür: 1 Menkul kıymet alım satımıyla uğraşan aracı kurumlarca; a) Faiz karşıhğında para toplanamaz. b) Mevduaı sertifikası ve bunlara ait faiz kuponlarının alım satımı yapüamaz. 2 Menkul kıymet alım satımıyla uğraşan bankalar ve aracı kurumlarca; a) Tasarruf sahiplerine karşı "sattıklan menkul kıymeü geri alma", "önceden belli bir fiyati ve geliri garanti etme" gibi taahhütlerde bulunulamaz. b) Menkul kıymetlerin vadesi gelmemiş faiz ve temettü kuponları alıkonamaz ve bu kuponlar, asıl belgelerden ayrı olarak sanlamaz. 3 Tasarruf sahiplerince; a) Satınahnacak menkul kıymetlerin anapara, faiz ve temettü gibi getirilerinin ödenmesi sorumluluğunun, ilgili banka veya aracı kurumlara değil; bu menkul kıymetleri çıkaran ortaklıklara ve varsa garanti verenlere ait olduğu bilinmeli ve satınalma kararları, bu ortaklıklara ilişkin değerlemelere göre verilmelidir. b) Satınahnacak menkul kıymetler için, ihraç tarihindeki değerlemeye esas ahnan ve önceden belli edilmiş olan bilgılerin, bu menkul kıymetlerin ihracı sırasında Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ve mahalli iki gazetede yayımlanmış ve ihraçcı şirket nezdinde de bulunan izahnamede yer almış olduğu dikkate alınmalıdır. c) Satınahnacak menkul kıymetleri ihraç eden ortaklığın yıllık rapor ve mali tablolannın, genel kurul toplantılarını izleyen 30 gün içinde ve aynı gazetelerde ilan edilmek zorunda olduğu, bilinmelidir. d) Sermaye Piyasası Kurulu tarafından, menkul kıymetlerin ihracı amacıyla verilen izinlerin. bu menkul kıymetlerin ve bunları ihraç eden ortaklığın kurul ya da kamuca tekeffülü anlarnına gelmediği, bilinmelidir. 4 Bu aracı kurum veya bankaca; a) Borsa kotunda olmayan menkul kıymetler, her gün işyerinin görünür bir yerinde ilan edilecek fıyatlar üzerinden alınıp saulır. b) Borsa kotunda yer alan menkul kıymetler, ikinci el piyasada, borsa mevzuatı ve kurallan çerçevesinde alınıp satı VEEAT Emekli Hâkim, Avukat ABBAS GÜNSEY (Darüşşafaka Lisesi 933934 mezunu) kardeşimizi, ağabeyimizi kaybetmiş bulunuyoruz. Cenazesi perşembe (bugün) ikindi namazından sonra Kadıköy Koşuyolu Feridun Pasa Camü'nden kaldırılacaktır. Kederli ailesine ve Darüşşafakahlara başsağhğı dileriz. DARÜŞŞAFAKA MEZUNLAR DERNEĞİ TEK SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 3 ADET TRAFO MERKEZİ İNŞAATI YAPTIRILACAKTIR 1) Aşağıdaki cetvelde yeri ve keşif bedelleri gösterilen tndirici Merkez İnşaatları, hizalarında geçici teminat tmarlan belinilen ayrı ayrı üç dosya halinde kapalı zarfla teklif alma usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır. 2) Bu işlere ait şannameler Meşrutiyet Cad. Asmalımescit Sok. No: 63 TepebaşıİSTANBUL adresindeki müessesemizin Makine Ikmal ve Satınalma Grup Müdürlüğü'nden beher dosya için 20.000 TL. bedelle temin edilebilir. 3) Eksiltmelere katılabilmek için önceden şartname satın alınarak fenni ehliyet vesikaları alınması zorunlu olup, a) Firmalar şarınamelerde belinilen belgelerle birlikte fenni ehliyet vesikalarını almakiçin en geç 27.1.1986 günü saat 17.00'ye kadar müessesemiz müdürlüğüne müracaat edeceklerdir. b) Fenni ehliyet vesikaları 30.1.1986 tarihinden itibaren firmalara verilecektir. 4) Tekliller en geç 5.2.1986 günü saat 10.00'a kadar müessesemiz muhaberat servisine elden verilecek ve aynı gün saat 11.00'den itibaren alenen açılacaktır. 5) Kurumumuz 2886 sayılı yasaya tabi değildir. 1985 yılı Geçici Dosya No Yeri Birim Fiatı (TL). T e m i n a t 1986/5 1986/7 KartalMaltepe 7660 No. Merkez Şehremini 2070 Merkez Alibeyköy 8600 Merkez Basın: 103.108.455r 103.805.088r 108.4O5.O0Or 10438 3.093.254r 3.114.153.3.252.150r îır. ODTÜ MATEMATİK BÖLÜMÜ SaintJoseph mezunundan Fransızca ders. 336 18 85 27/12/1985 Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Basın: 10451 1986/9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle