18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Evrim teorisi, TRT denetiminden geçmedi TAKVİM 1 OCAK 1986 Imsak: 5.50 Sahıbı Cumhun>e( Vlatbaacılık ve Gazetecılık Turk \nomm Şırketı adına N»dir Nadi, Q denel Yayın Muduru Hasan Cem»l, Muessese Muduru Emine l'şaklıgıl, W ı lşlerı Muduru Oka> GoDensin, • Haber Merkezı Muduru Valçın Bajer. Sa\fa Duzenı Yöneımenı Ali Aaır, # Temsılcıler ANValçınDogan.İZMIR HikmetÇetinkasa.ADANA MehmelMercan. Istanbul Haberlen Reiu Oz, Dış Haberler Ergun Balcı, Ekonomı Osman Uag»), Kullur Aydın Emcç, Magazın Yalçio Pekşen, Spor Danışmanı Abdulkadır Yuctlman, Duzellme Rtfik Durb*ş, Araştırma Şahın Mpay. lş Sendıka Şukno Ketencı. Habn • Araşıırma Lfuk Culdemır, # koordınator Mımel Koralsan, • Malı lşler Erol Erkut, llan. Zıya Ergcne. Halkla Üışkılcr Culderen koşar, Idare Huseyin Gurer, tşleıroe: Onder Çelik. Basan ve Yayan. Cumhuriyet Matbaacılık \e Gazetecılık T A.Ş. Türk Ocagı Cad. 39 41 CağaJoglu istanbul, PK 246tstanbul, Tel. 526 10 00 (9hat), Telex: 22246 • Burotar. Aakara: Zıya Gökalp Bulvarı Inkılap Sokak. No: 19/4 Tel: 33 II 4147, Telex 42344 • tamir: Halıt Zıya Bulvan No 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 • Vdana: Çakmak Cad No 134 Kat 3, Tel 1455019731 Telex 62155. Günoş: 7.22 Öğle: 12.12 Ikindi: 14.32 Alcşam: 16.53 Yatsı: 18.19 Siroz tedavisinde yeni yöntem İZMİR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Sirozlu hastalarda en çok ölüm nedeni olan yemek borusu varisleri kanamalannın "sklerozon " maddesi ile kurutularak azaltılabildiği, böylelikle sirozlu hastaya başka tedavi uygulamak için zaman kazamldığı bildirildi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Gonca Tatar, Türkiye'deyalmzca Hacettepe Üniversitesi'nde uygulanan bu yöntemin başanlı sonuçlar verdiğini belirterek, "Sirozlu hastalarda en çok ölüm nedeni, yemek borusunun alt ucundaki varislerin kanamalanna bağa oluyor. Hasla, karaciğer yetmezliğinden değil, varis kanamalarauUm yasammı yitiriyor" dedi. Bir Amerikan şirketi tarafından hazırlanan 26 bölümlük "Dünya Tarihi" adlı dizide, insanın maymundan türediğini anlatan bölüm, TRT Denetim Kurulu tarafından makaslandı. Bu nedenle "Dünya Tarihi", insamn oluşumundan değil de insamn avlanmasından başlatıldı. ANKARA, (Cumhuriyet Biırosu) Televizyonda perşembe günü yayımlanmaya başlanacak olan "Diınya Tarihi" dizisinin "insanın başlangıcı" adını taşıyan ilk bölümünde, insanın maymundan türediğinin anlatıldığı bölümler TRT Denetim Kurulu tarafından makaslandı. Bir Amerikan televizyon şirkeü tarafından 26 bölüm olarak hazırlanan ve dünyanın tüm kıtalannda, Okyanuslar'daki adalarda yaşayan insanlann, tum basan ve acılanyla anlatıldığı dizide dünya tarihi ilkel insandan başlatılıyor. lnsanoğlunun başanlannın anlatılmasına," Bu ö>kümüze baslarken önce insanoğlunun kokenine inmemiz, nereden geldiğimize ve hayvan olan ilk atamızdan nasıl farklılılaştıgımıza bir goz atmamız gerekir" denilerek baslanan dizide insanın köklerinin, tropik Afrika ormanlarında, en az on milyon yıl öncesine dayandığı anlatıhyor. Ancak bu noktadan sonra insanın maymundan türediğinin anlatıldığı uzun bir bölum TRT tarafından kesilince, orjinalinde insanın oluşumundan başlaulan "Dunya Tarihi TRT tarafından insanın avlanmasından başlatıldı. İlk bölümünün başında dizinin içeğiri anlatıhrken "Bu dizide, insanın akrabası olan maymun cinsinden nasıl farkhlaştığı, vahsi kırlarda toprağı işleyerek, ormanlan açıp bataklıkları kurutarak ve bol miktarda yiyecek üretebilmek için buralan tar la ve otlaklara dönuştiirerek, adım adun dunyaya hâkim olduğu anlatdıyor" tumcesinde, "insanın, akrabası olan maymun cinsinden nasıl farklılasüğı" sözlerinin atılmasıyla başlayan evrım teorisi temizliği, insanın öy kusünun, hayvan olan ilk atasından nasıl farklılaştığına göz atüması gerektiğinin belırtildiği bölümle de\am edildi. DAYANILAN KAYNAK TRT denetimi tarafından, insanın maymundan türediğinin anlatılması nedeniyle dizinin makaslanan uzun bir bölumunde şu sozler yer alıyordu: "Insan evrimi uzun, kanşık, yer yer de karanlıktır. Bu konuda dayandığımız tek kaynak, >eryuzunun uzak, vahşi koşelerinde arkeologlar ve antropologlar tarafından bulunan, dağınık durumdaki fosiDeşmiş insan kemikleridir. Biz insanlar, butun canlı turlerinin içinde 'homo sapiens', yani 'insan' denen cinse aitiz." îlkel insan göruntuleriyle verilen bu sözlerden sonra, "kunı kafada göz çukurlannın" görüntüsü eşliğinde "cinsimizin kökleri, tropik Afrika ormanlannda en az 10 milyon >ıl öncesine dayanır" biçimde surdurulen insanın oluşumu şöyle anlatılıyordu: "tnsanoglunun en eski cedleri, geniş çeneli, guçlü kol ve elleri olan maymun benzeri yaraüklar ilk o zaman ağaçlardan inerek yerde yaşamaya ve ayaklan üstünde yunimeye başladılar. Ve isle o zamandan itibaren maymun cinsi ile bu insansı ilkel yaratıklann yolu aynldı. Maymun soyu. ağaçlarda yaşayan bir tür olarak kaldı." MAYMUNDAN FARKLILAŞMA Bu bölumden başka TRT tarafından kesilen bölümlerde insansı yaratıkların ayakları uzerinde yürümeye ve ağaçları terk ederek yerde yaşamaya başladıklaruıın ancak tahmin edılebileceği belırtilırken, şematik göruntulerle insanın maymundan nasıl farklılaştığı, bugünkü insanın kemik yapısının aynısı olan iskeletin 50 bin yıl önce yaşayan ınsanlarda görüldüğü ve insan beyninin bugünku ortalaması olan bin 500 santimetre küpe o zaman eriştiğı anlatılıyordu. TRT tarafından kesilen bölümlerde, elli yıldanberideğışık iklim ve çevre koşullanna uyum sağlamak üzere derı renginde ve yüz hatlannda farklılıklar oluştuğu, Moğollar, Kafkasyalılar, zenciler gibi çeşitli ırkların da böylece ayrıldığı fakat insan vucut yapısında ve zeka kapasıtesinde hiçbir önemli değişikliğin olmadığı, evrimsel gelişmenin esas aşamasının tamamlandığı anlatılıyordu. Evrim teorisinin anlatıldığı bu bölumlerden başka dizide sık sık görulen çıplak insan göruntüleri de TRT tarafından ozenle ayıklandı. Ayrıca dizının üç ve dördüncü bulümlerinde yer alacak olan eski Yunan uygarlığının da aynı şekilde sıkı birdenetimden geçeceği öğrenildi. Sinüzit kansere yol açıyor BOŞ AVLU Topkapt Sarayj'nda harem turu, haremağalanrun yaşadığı yapüardan bafhyordu. Buralara girümiyordu, çünkü içerisi bomboştu. Restorasyon çalışmalannın sürdüğü bos avludan yine boş odalara gviüyordu. (Fotoğraf: ERGUN ÇAĞATA Y) İSTANBUL, (THA) Sinüzit hastalığıntn ılerlemiş hallerinde tek tarajlı işitme azlığt, görme bozukluğu ve kansere yol açtığı belirtildi. Çapa Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Hahık Kösemen, ' 'Basit bir nezie ve soğuk algmhğı üe başlayan üst solunum yollan iltihabı, ihmal edüdiği ya da iyi tedavi edilmediği takdirde sinüslere sıçrayarak sinüzite dönüşebüir"dedı. Sinüzitin aşağı solunum yollarım da etkilediğine değinen Doç. Kösemen, bu konuda da şöyle konuştu: "Sintizıtin uzun süre tedavi edilmemesınin en btiyük tehlikesi, hastaların alın ya da göz altındaki sinuslerinde kanserli tümörlerin oluşmasıdır." t Topkapı SarayCnın Harem DairesVnde yatak yok M. opkapı Sarayı 'ndan bir yetkili harem için şunları söylüyor: "Yabancı kaynakların harem hakkında yazdıklan dedikodudan öteye gidemez. Haremde yaşam konusunda padişah ya da cariyeler dışında hiç kimse bir şey yazamaz. Onlar da yazmamış." Metkili, harem dairesinde yatak olmamasını da şöyle açıklıyor: "Sarayın sakinleri sabit yatak kullanmıyorlar, yer yataklannda yatıyorlardı. Onun için odaların hepsi boş.." Haber Araştınna Merkezi Cumhuriyet'in "Yabancı Gazeteci Gözuyle" köşesinde yayımlanan yazılarında, birisi Ingiliz diğeri Fransız iki gazeteci de farklı tarihlerde aynı soruyu sormuşlardı: Topkapı Sarayı'mn haremi neden kapalı? Harem gerçekten kapalı mıydı? Topkapı Sarayı'mn yetkililerine göre "acıkü." Peki o halde "Yabancüarda neden kapalı olduğu izlenimini uyandınyordu?" Bu sorudan yola çıkılarak yapılan soruşturma "T.C. devletinin 'açık' kavramı ile yabancı gazetecinin 'açık' kavramı arasında sonsuz bir çeüşki" bulunduğu işaretini verince Cumhuriyet muhabiri Cem Hamuloglu, bu çelişkıyi daha iyi kavramak için Harem 'i bir yabancı gibi gezdi. nınluluğu vardır. Çünkü tek başına, labirent gibi koridorlarda kaybolmak mümkündür. Ben bile üç ayda öğrendim. Harem'in tamamı neden açdmıyor? YANIT Tamamının açılmasına gerek yok. Bir şey vermeyecek yeri neden açalım? Oda... Oda, yüzlerce oda... Odalar neden boş? YANIT Eşya kalmamış ki. Burasını Dolmabahçe ile kıyaslamayın. 1850'lerde terk edilmiş. Kendi haline bırakıp gitmişler. Yüz yıl öyle kalmış. 1940'larda onarım başlamış ve kırk senede bunlar bile iyi yapılmış. Gezenler neden Harem'den "kendilerinden yine de bir şeyler saklandıgı" izlenimi ile ayrüıyor? YANIT Herkes elbette istediği izlenimi edinmekte özgürdur. Ancak bomboş odalan açıp ne göstereceksiniz? O boş odaların fonksiyonlan bile bilinmiyor. Çünkü harem hakkında bilgi bırakılmamış. Adı üstünde, "namahrem". Kimse girmemiş ki bılgi bıraksın, biz de ona göre tanzim edelim. Yabancı kaynaklann harem hakkında yazdığı da dedikodudan öteye geçemez, çünkü içeri girememişler. Haremde yaşam konusunda padişah ya da cariyeler dışında kimse, hiç kimse bir şey yazamaz. Onlar da yazmamış. Ancak mimarisi yazılabiur; ne kadar et giriyordu, ne kadar cariye vardı, bunlar yazılabilir. Çunku kayıtları var. Ama padişah şu kadınla şu odada bir arada olurdu gibi yazılar palavradan öteye gidemez. Değil kiminle birlikte olduğu, padişahın yatak odası dahi bugün bilinmiyor. Topkapı Haremi tam bir haremdir, çünkü kimse girememiştir. Nerede yattıklannın bilinmemesi, yataklannın bulunmamasına engel mi? YANIT Topkapı Sarayı'mn sakinleri sabit yatak kullanmıyorlar, yer yataklannda yatıyorlardı. 400 odanın tamammı açmanın da bu yüzden yararı yok. Hepsinin festore edilmesine de gerek yok, çünkü odalar birbirine benziyor. tnsanlar tuğla duvarlan görüp ne yapacaklar. Namütenahıkapılannaçıhnası hata.On yıl sonrası için kötu olabilir. Gerekli olanlar açılacak, örneğin Gözdeler Koğuşu baharda hizmete giriyor. Gazeteci Ebcioğlu öldü tSTANBUL (a.a.) Gazeteciyazar Hıkmet Münır Ebcioğlu dün tstanbul'da öldü. Basm şerefkartı sahibi olan Ebcioğlu, 1904 yılında Istanbul'da doğdu. 1927yılında Vakit Gazetesi'nde mesleğe başlayan Münir Ebcioğlu, çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. Ankara Radyosu'nda spikerlik ve röportaj muhabirliği yaptı. 1984'te Burhan Felek Basm Hizmet ödülünü kazanan Ebcioğlu, "Kendi Yazılanyla Refîk Halit" ve "Hayat EUisinde Başlar" adlı kitaplar yazdı, bunun yanı sıra, birçok roman çevirisi de yaptı. Münir Ebcioğlu 'nun cenazesi, yann Bebek Camii'nde öğleyin kılınacak namazdan sonra, Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Özal, tran ajansına demeç verdi Askeri mahkemelerin 7 yıllık bilançosu: Askeri mahkemelerde bugüne kadar gelen 45 bin 613 dava dosyasından 44 bin 507'si sonuçlandmldı. 12 Eylül öncesinde 5042, 12 Eylül sonrasında 972 kişi anarşi ve terör olaylarında öldü. Bugüne kadar toplam 914 bin 76 silah ele geçirildi. Çeşitli suçlardan 5 bin 624 kişi aranıyor. ANKARA, (a.a.) Sıkıyönetim Askeri Mahkemeleri'ne 26 Aralık 19781 Kasım 1985 tarihleri arasında 45 bin 613 dava dosyası ıntikal ettiği ve bunlardan 44 bin 507'sinin sonuçlandınldığı açıklandı. Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Başkanlığı'ndan verilen bilgiye göre, 13 bin 603 dosya hakkında beraat, 15 bin 897 dosya hakkında da mahkumiyet karan verildi. 15 bin 7 dosya hakkında da çeşitli kararlar verildiği bildirildi. Askeri Mahkemelerde halen 1106 dosya bulunuyor. Sıkıyönetün Askeri Mahkemelerinde 1 Kasım 1985 tarihi itibarıyla verilen ceza surelerinin dağüımı şöyle: 01 yıl aras: 22 bin 912 kişi, 15 yd arası: 10 bin 783 kişi, 510 yıl arası: 6 bin 166 kişi, 1020 yd arası: 2 bin 3% kişi, 20 yıldan fada: 939 kişi, ömür boyu hapis: 630 kişi, idam cezası: 429 kişi, toplam: 44 bin 256 kişi. İdam cezaları 30 Kasım 1985 tarihi itibarıyla şöyle: Onaylanan idam cezası: 32, infaz edilen idam cezası: 27, infaz edilemeyen: 5 (4'u fırarda, biri çatışmada oldu.) Sıkıyönetim bölgelerinde 12 Eylül 1980 öncesinde 9 bin Wı silahlı saldırı olmak üzere toplam 32 bin 893 olay oldu. 12 Eylül sonrası ise bin 5'i silahlı saldın olmak uzere toplam 8 bin 654 olay meydana geldi. Bu olaylarda da 12 Eylül öncesinde 5 bin 42 kişi öldu, 10 bin 417 kişi yaralandı. 12 Eylül sonrasmda ise 972 kişi öldü, 994 kişi yaralandı. 12 Eylül öncesi 29 bin 526 sılah ele geçirildi. 12 Eylül sonrasında ise 782 bin 865 tabanca, 101 bin 657 tufek, iki havan ve 26 roketatar olmak uzere toplam 884 bin 550 silah ele geçirildi. Halen Askeri Mahkemelerde bulunan bin 106 dava dosyasının bulunduklan komutanlıklara gore dağılımı şoyle: Birinci Ordu Komutanlığı 248, tran ve Irak'ı uzlaştımıayı tercih ederim ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) Başbakan Turgut Özal, Turkiye'nin Iran ve Irak 1 la ilişkilerini, "Şu anda bir harpten geçiliyor. Hangisi hakh, hangisi haksız kestirmek zor. Ben iki tarafı birbirine yanaşUnnayı, uzlaştırmayı tercih 44 bin kişi cezalandırddı Uçüncü Ordu Komutanlığı 80, Ege Ordu Komutanlığı 20, Dördüncü Kolordu Komutanlığı 79, Altıncı Kolordu Komutanlığı 192, Yedincı Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı 326, Sekizinci Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı 71, Dokuzuncu Kolordu Komutanlığı 90. 1 Kasım 1985 tarihı itibanyla 262 kişi gözaluncla, 5 bin 502 kişi tutuklu ve 9 bin 805 kişi de hükümlü bulunuyor. 26 Aralık 1978 tarihinden 1 Kasım 1985 tarihine kadar tutuklananlarm sayısı da 67 bin 304 kişi oldu. Sıkıyönetim Askeri Mahkemelerince 424'ü adam öldürme, 2 bin 938'i illegal örgüt üyesi 118'i sıkıyönetim yasaklanna uymamak olmak üzere çeşitli suçlardan 5 bin 624 kişi halen aranıyor. tŞKESCE İDDtALARI tşkence ve kötu davranma iddialarıyla ilgili olarak 135 dosyayla ilgili soruşturma surdurulürken, bu konuda incelemesi tamamlanan 646 dava dosyası hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. lşkence iddialarıyla ilgili halen 9 tutuklu bulunuyor. 39 kişi de tutuksuz yargılanıyor. Bu suçtan yargılanan 366 kişi beraat etti. 107 kişi ise çeşitli cezalara mahkum edildi. Hakkında dosya açılan kişi toplamı ise 521'e ulaştı. Görevden ahna ANKARA (ANKAa.a) Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı tbrahim Düzyol'un bu görevinden alındığı öğrenildi. Düzyol'un YÖK üyeliğine atanacağı öne sürülüyor. PTT Genel Müdürlüğüne ise Genel Müdür Teknik Yardımcısı Emin Taşer'in atanması bekleniyor. Halen bu göreve vekalet eden Taşer'in atama karannın yeni yılm ilk haftası içinde onaya sunulacağı belirtiliyor. Yataksız harem Hazineleriyle ünlu Topkapı Sarayı 'nı gezmeye gelen yabancılann ilk sorulanndan birisi, Harem'in nerede olduğu idi. Çocukluklan, "Dogunun büyiılü haremleri" masahyla suslendiğinden bu beklentilerine uygun bir harem arıyorlardı. Harem turu, haremağalarının yaşadığı yapı ederim" biçımınde değerlendirdi. Özal, tran gezisi öncesinde Iran tslam Cumhuriyeti haber ajansına verdiği demeçte gezinin "birçok sahada yeni ufuklar açacagına inandıgını" söyledi. Özal, Iran'la "sanayi işbirtiginde" bulunmayı dileyerek, "Benim arzum bugünkü şaıilann ötesine gidip, ileride gerçekleşecek buyuk işbirligini sağlam bir altyapıya dayandır 2 0 milyonluk şehir Demek ki, bireylerde "harem kapalı" izlenimi uyandıran olgu, aslında "harem açık, ama gerektigi kadar açık" şeklinde özetlenebilen resmi görüştu. Bu resmi göriiş, bireyin hiç hoşuna gitmese de, belki de saraylann bugüne kadar ulaşmasını sağlayan temel etkendi de. örneğin TTOK Başkanı Çelik Gulersoy, bu konuda şunlan söylüyordu: "Saraylan açmak adına salonlannın konserler ve festivaller için kullanuması dilekleri, tarihi mermer havuzlann >uzme havuzu haline getirilmesi gibi düşünceler, hatta yüksek fıyat verenlere binalann kiralanması gibi fantastik flkirler var. Bu tekliflere bir balmumu yapıştınlmah ve saraylar gibi yerine konulması kesinükle imkânsız olan en degerli varhklan 'olabildiğince ayak altından dışarda tutmak' ilk politika olmalıdır. Bu, kulaklara hoş gelen bir önlem olmuyor, ama İstanbul nufusunun da 20 milyona dogru gittiği unutulmamalıdır." Gulersoy, daha sonra şu örnekleri sıralıyor: • Opera binası son model cihazlar kullanıldığı halde tek bir dügmeye vaktinde basacak teknik kadrolar olmayışı yüzünden yandı. • Çırağan Sarayı, parlamento yapddıktan sonra sadece telefonu olmadığı için kul oldu. • Yddız'daki unlü Arap Izzet Paşa Konagı, bir film gösterisi sırasında tutuştu. Ve bunların hiçbirisinin sorumluları çıkmadı. Gulersoy, tehditleri sıralamakla birlikte sırf tehditler nedeniyle de saraylann kapalı kalması görüşüne katılmıyor: "Mevcut durumda ve gerçekçi olunursa yapılabilecek iki iş var" diyor. 1 Saraylann en az riziko getiren bölumlerinin sadece belirli gttn ve saatler dahilinde ziyarete açılması. 2 Buna karşıhk çeşitli yayınlaria (kitap albüm, kart ve slayt) saraylarla ilgili fikir dünyasının zenginleştirilmesi. Gulersoy, "Bu noktaya kolay ulaşdmadı" diyor. Belli bir birikim, eğitim ve kültür düzeyine ihtiyaç vardı Ve hepsinden önemlisi soru soracak kuşakları gerektiriyordu. Türkiye Cumhuriyeti saraylan açabilecek kadar ödeneğe her zaman sahıp olmuştu. Ama "sarayları bizden neden saklıyorsunuz" diyen kamuoyuna daha yeni sahip oluyordu. Nitekim bir ay öncesine kadar kapalı kalmış saraylan açan TBMM Başkanı Necmettin Karaduman'ın, bugüne kadar hiçbir Meclis Başkanı'na nasip olmamış kadar övgü almasının nedeni belki de buydu.. Istanbullulann, tamamen spontane başladığı için, öğrendiğinde Çelik Gulersoy'u şaşkınlığa uğratan, "Kapıkule'den Çamlıca'ya uzanan yol uzerindeki tüm girişimlerinizi destekliyonız" kampanyası açmalanrun nedeni de belki de buydu. Prof. Gürdoğan Ankara'da öldü ANKARA, (a.a.) Konya Selçuk Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Burhan Gürdoğan (56) yılbaşı tatılı dolayısıyla geldığı Ankara'daki evınde dün sabaha karşı kalp yetmezliğinden oldu. Prof. Dr. Gürdoğan1 m cenazesi yann Ankara'da duzenlenecek torenle toprağa verilecek. Evli ve iki çocuk babası olan Prof. Dr. Gürdoğanın hukukı konularda yayınlanmış dokuz eseri ve çok sayıda bılimsel makale, bıldiri ve karar analizleri bulunuyor. , maktır" dedi. Ozal, Iran ile ekonomik ilişkilerde başta nakliye sisteminin işleyişi ile ilgili olmak üzere bazı pürüzler olduğunu, ancak İran'ın savaş durumundan kaynaklandığını sandığı bu pürüzterin görüşmelerle giderilebileceğini ifade etti. Turkiye'nin IranIrak savaşında adaletli davranmak zonında olduğunu vurgulayan özal, "Turkiye'nin oynadığı roliin tran'a da, Irak'a da faydas olduğuna inanıyorum" dedi. Tan Oral Karikatürctiler Derneği Başkanı Kültür Servisi Karikaturculer Dernetı'nın 12. Olağan Genel Kurul toplantısı dun Gazeteciler Cemiyeti Konferans Salonu'nda yapıldı. Yenı Yönetim Kurulu'na Tan Oral (Başkan), Polat Nahabaş, Turgay Karadag, Semih Poroy ve Sema Undefer; Denetim Kurulu'na da Canoi Kocagöz, Seydali Gonel \e Erdogan Karayei seçildi. Karikaturculer Derneğı'mn 305 uyesinden 28'inin katıldığı Olagan Genel Kurul toplantısı bir süre önce ölen genç karikaturcü Tamer Ocak için yapüan sayg.1 duruşuyla başladı. Divan seçıminden sonra Başkan Semih Poroy tarafından derneğin çalışma raporu, Raşit Vakalı tarafından maü rapor ve Polat Nahabaş tarafından denetleme kurulu raporu okundu. Daha sonra uyelerin Yönetim Kurulu hakkındakı eleştırilerine, değerlendirmelenne geçildı. Bir buçuk yıldan bu yana görevde bulunan Semih Poroy bajkanlığındakı Kamil Masaracı, Raşit Yakalı, Fethi Develioglu ve tbrahün Tapa'dan oluşan Yönetim Kurulu, görevde bulunduğu sure içinde yetennce çalışma yapmadığı ve üyeleriyle ıvı üetişim kurmadığı şeklinde eleştirildi. Yönetim Kurulu'nun çalışmalanrun oy birlıgıyle aklanmasmın ardından da yenı Yönetim Kurulu seçildi. DTCF'nin 50. kuruluş yılı ANKARA, (a.a.) Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'mn kuruluşunun 50. yılı, 9 ocak perşembe gunü Ankara'da duzenlenecek bir torenle kutlanacak. Ankara Devlet Resim ve Heykel Muzesi (eski Turkocağı) Salonu'nda duzenlenecek törene Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Başbakan Turgut Özal'ın da katüması beklemyor. lardan başlıyordu. Buralara girümiyordu, çunkü içerisi bomboştu. Restorasyon çalışmalannın sürdüğü boş avludan sonra yine boş odalara geliniyordu. Boş odalardan sonra yine boş odalar başlıyordu. Daha sonra yemek servisinin yapıldığı bölüme, ardından da haremin eğlence odasına geliniyordu. Tek, eşyalı mekân burasıydı. Odada bir taht, iki büyuk vazo, iki saat, halılar ve bir piyano vardı. Padişahlann, akan çeşmenin sağladığı gurültüden yararlanarak gizli konuşmalaruıı yaptıkları boş çeşmeli salondan sonra boş AltınlıYol'ageliniyordu. Bu rutubetli, izbe, karanlık koridor bir zamanlar cariyelerin, padişahın attığı altınları kapıştığı yerdi. Kadınlann yaşadığı mekânlar kapahydı, çünkü boştu. Harem deyince akla gelen ilk eşya olan "yatak" ise haremde en bulunmayan şeydi. Taş kömürü satışı serbest ANKARA, (THA) Taşkömuru Kurumu 'nun ürettiği taş komurlerıyle sanayi, enerji, ulaştırma ve ısıtma amacıyla kullanılan kok kömurü ve kok kömüru tozlarının üretıci firmalardan sanayicı firmalara satışı serbest bırakıldı. Resmı Gazete'nin dunku sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına gore, satılan kömürlerden alınacak prim veya ödenecek tazminat oranının hesaplanmasmda fındık kömurde rutubet oranı yüzde 5, kuru kömurdekı kul oranı da yuzde 14 olarak belirlendi, toz kömurde ise rutubet oranının yüzde 12, kul oranının da yüzde 15 olması şartı aranacak. Yatak geçmişte yoktu ki... Acaba gözun gördukleri, beyni aldatıyor olabilir miydi? Topkapı Sarayı'ndan bir yetkili bu konudaki sorulan şöyle yamthyordu: YANIT Harem açıktır. Sarayın açık olduğu günlerde, belirli saatler dahilinde 10.0016.00 arasında gezilebilir. Fakat rehberle gezmek zo Harem açık raı, kapalı mı? Altmda t\ti\fnv fntrk&mfni & Kaymakamkğı'nın önünde "Yefil Ankara Gençlik FoInlljur JUlUf*rUJ*il toğrafçısı." Ankara'nın yeşili kalmamış, gençler ise arada bir uğnçor. Ya acele vesikahk için, ya da babalarından da yaşlı foıoğraf makinesiyle sahibini izlemek için. ttdyar fotoğntfp makbustni aldığında gençmiş, makine de yeniymiş. Şimdi ikisi birliku yaşlanmış. Mtkineninekktnmikbeynio, kapağıaçıp 'lbir, iki, üç..."diytsayıppozuayarhyor, küçükçekmecedtbanyoyu yaptyer. OÛnee torununa bırakacaknuf. (Fotoğraf: SANLIERGİNJ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle