15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef Sahibi: Curahuriyeı Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şırketi adına Nadir Nadi, • Genel Yayın MudurU: Hasan Cemal, Müessese Mudüru: Eraine Uşaklıgil, Yazı İşlerı Mudurü: Okay Gonensin. • Haber Merkezı Müdüru: Yalfia Bayer, Sayfa Dıizeni Yönetmeni: Ali Acar, # Temstlcüer ANKARA: Valçın Dogan. 1ZMİR: HikmctÇetinkaya, ADANA: MchmclMercaa. lstanbul 1 laberleri: Rehı Öz, Dış Haberkr: Efgua Bakt, Ekonomı: Osmaa Ulagay. Kühur: Aydıa En> eç. Magazın: Yılçıa Prkşea, Spor Danışmam: AMalkıdir YBcthnM, Düzekme: Rtfik Du rbaş, Araşurma. Şakia Alpay, Iş Sendıka; Şâkna fctteaci. Haber Arastıraıa: Ufuk G« Memir, • Koordınalör Aknel Konıbaa, # Malı Işler Erol Efkut, Ilan: Ziya Ergene, Halkla llıjkiler: G ü U t m Kopr, Idarc: Hturrn Gartf, Işletmer Sadaa SÖBBKZ. Basan ve Yayarv Camkııriyel Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocajı Cad. 39/41 Cagaloglu tstanbul, PK 246lstanbul, TH: 526 10 00(9hat), Tetot: 22246 • Burotar. Aakan: Zıya Gokalp Bulvan Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 33 11 4147, Tele*: 42344 • lzmir Haiıt Ziya Bulvan No: 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30 Telex: 523S9 # Adaaa: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Teta: 62155. TAKVÎM 30 Eylül 1985 Imsak: 4 27 Güneş: 5.52 ögle: 11.59 Ikindi 15.17 Akşam: 17.56 Yatsı: 19.16 22. Antalya Altın Portakal Film Yarışması'nda ŞENAY KALKAN Atıf Yılmaz'ın "Dul Bir Kadın" adlı yapıtı en GÜNGÖR TÜRKELİ iyi film seçiİirken, Sinan Çetin "14 Numara" ANTALYA 22. Antalya Aladlı filmiyle en iyi yönetmen ödülüne değer tın Portakal Film Yanşması'nda görüldü. Hakan Balamir "14 Numara" adlı En İyi Birinci Film ödülü'nü Atıf Yılmaz'm "Dul Bir Kadın" filmdeki rolüyle en başarılı erkek oyuncu, filmi kazandı. Sinan Çetin En Zühal Olcay, "Amansız YoV'daki oyunuyla en Başarılı Yönetmen seçüirken, En başarılı kadın oyuncu, "Bir Avuç Cennet" te Başarılı Kadın Oyunculuğu'na Tarık Öcal, en başarılı müzik yapımcısı seçildiler.Zühal Olcay, En Başanlı Erkek Oyunculuğu'na da Hakan BalaOrhan Oğuz ödülü oybirliğiyle alırken, diğer mir uygun görüldü. yarışmacılar, oy çokluğu ile kazandılar. Ödüller, Antalya Belediye Başkanı ve Atatürk Stadı'nda düzenlenen törenle sahiplerine AKSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yener Ulusoy dün saat 14.15'te verildi. Altın Portakal "Dul Bir Kadın"ın makam odasında noter huzurunda Seçici Kurul'ca düzenlenen tutanağı açtı ve sonuçlann "Türk fllmcüiğine ve Antalya Festivaline hayıriı olmasını" diledi. Lütfü Akad (Baskan), Müşfik Kenter, Selda Alkor, Metin Deniz, Rekin Teksoy, Süreyya Duru, Nijat Gökçe, Alpaslan Öner, thsan Yüceözsoy, Halim Horasan, Mevlate Aydın ve Süleyman Akyüz'den oluşan Seçici Kurulun değerlendirmesi şöyle: En îyi 1. Film: "Dul Bir Kadın" (Yönetmen Atıf Yılmaz), En İyi 2. Film: "14. Numara" (Yönetmen Sinan Çetin), En İyi Sanat Kıırumu ödüUeri beliriendi ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Sanat Kurumu 198485 sezonu Tiyatro Ödülleri belirlendi. Prof. Sevda Şener, Atila Sav, Doç. Dr. Aml Çeçen, Doç. Dr. İlber Ortaylı, Doç. Dr. Ayşegül Yüksel, Tamer Levent ve Ünsal Piroglu'ndan oluşan seçici kurul, En İyi Oyun Yazan ödülü'nün "Dosya" adlı yapıtından ötürü Tuneer Cücenoglu'na verilmesini kararlaştırdı. Seçici Kurul Özel ödülü'nün ise, kısa bir siire önce yıtirdiğimiz Erkan Yücel'e oyunculuk sanatına değerli katkılanndan ötürü verilmesi uygun görüldü. En İyi Yapım ödülü'nün bu yıl için verilmemesini kararlaştıran seçici kurul, En İyi Yönetmen ödülü'nü "Bir Şehnaz Oyıurdaki başansı dolayısıyla Ergin Orbey'e verirken, aynı dalda "Hüzzam" adlı oyundaki başanlı yönetimiyle CMcay Poyraz'ın övgüye değer bulunmasını kararlaştırdı. En İyi Erkek Oyuncu ödülü, "Bir Şehnaz Oyun"daki rolüyle Ergtın Uçucu ile "Otelci Kadın"daki rolüyle Alpay Izburak arasında paylaştınlırken, aynı dalda "Sessizligin tçinden" adlı oyundaki başarısıyla Burak Sergen övgüye değer görüldü. En tyi Kadın Oyuncu ödülü'nün "Hüzzam"daki başarılı oyunu dolayısıyla Meral Üner Nutku'ya verilmesi, bu dalda "Sessizligin lçinden"deki başarısıyla Serap Kaçmaz'ın övgüye değer bulunmasına karar verildi. Seçici Kurul, En İyi Çevirmen ödülü'nün, yeterli inceleme olanağı bulunamadığından bu yü için verilmemesini kararlaştırdı. En İyi Sahne Müziği ödülü, "Bir Şehnaz Oyun" ve "An Şu Gençler" adb yapıtlardaki başanlı calışmalan nedeniyle Cem Idiz'e verilirken, bu dakla "Hüzzam" oyunundaki başarısıyla Mehmet Turgut övgüye değer bulundu. Seçici Kurul, En İyi DekorGiysi ödülü'nün, "Ben Anadolu" ve "Töre" adlı yapıtlardaki başanlı dekorlarıyla Hüseyin Mnmcu'ya verilmesini oybirliğiyle kararlaştırdı. öte yandan, Seçici Kurul, Türk Tiyatrosu'na uzun yıllar emeği geçen yazar ve sanatalan değerlendirmek amaayla Tiyatro Onur ödülü adı altında ödül oluşturulmasına ka rar verdi ve Haldun Taner'i değer gördü. 3. Film: Bir Avuç Cennet (Yönetmen Muammer Özer) En BaşeTilı Yönetmen: Sinan Çetin "14 Numara" En.BaşarıIı Senaryo: Muammer Özer "Bir Avuç Cennet" En Başanlı Kadın Oyuncu: Zühal Olcay "Amansız Yol" EN Başarılı Erkek Oyuncu:Hakan Balamir "14 Numara" En Başanlı Yardımcı Kadın Oyuncu: Keriman Ulusoy "14 Numara" En Başanlı Yardıma Erkek Oyuncu: Engin Inal "Bir Kadın Bir Hayat" En başanlı görüntü yönetmeni: Orhan Oguz "Dul Bir Kadın", "Amansız Yol" ve "FuHna Gönüller" filmleriyle. En Başanlı Müzik Yapımcısı: Tank Öcal, "Bir Avuç Cennet". Seçici Kurul, Aliye Rona ve Turgut Ören'e Türk filmciliğine şimdiye kadar yaptıklan hizmetlerinden dolayı onur ödülü verilmesini ve 23. Antalya Film Festivali'nde yarışmalarda en başanlı "sanat yönetmeni" ödülünün konulmasmı önerdi. öneri AKSAV'ca kabul edildi. Yarışmalarda Orhan Oguz oybirliğiyle ödül alırken, diğer yarışmacılar oyçokluğuyla aldılar. Ödüller dün gece Atatürk Stadyumu'nda düzenlenen bir törenle sahiplerine verildi. TRT televizyonu bugün başlayacak yeni yaytn döneminde, haftada altı gün sabah yayım yapacak. TRT yetkililerinden alınan bilgiye göre, sabah yayınlarında daha çok magazin, haber, röportaj ve hava durumu ile ilgili konulara ağırlık verilecek. Yeni yayın döneminde TV yayın saatleri şöyle belirlendi: Sabah yayım, pazartesi çarşamba 0709.00, salı perşembe 10.0012.00 bu günlerde akşam yaymlan ise 19.0024.00 arasında sürecek. Cumartesi, pazar sabah yaymlan saat 10.00'da başlayacak kesintisiz olarak saat 24.00'e kadar devam edecek. Cuma günleri ise sabah yayım yapılmayacak. TV bugün sabah 07.00'de açılıyor İcmatın tçinden yayımlanıyor ANKARA, (a.a.) lcraatm Içinden" programı televizyondan bu akşam yayımlanacak. Başbakan Turgut Özal, programda hükümetin göreve geldiği günden bu yana yapılan çalışmaları anlatacak. Başbakan, özellikle bürokrasi, konut ve enflasyonla ilgili açtklamalarda bulunacak "lcraatm tçinden " programında, yurttaşlarla yapılan röportajlara^ da yer verilecek. Sinan Çetin Hakan Balamir RiminVde Türkiye neden yok? Belçika sineması, şenlikte değişik. özgün bir anlatım düzeyine de erişebilen "lstanbul" adlı fılmle temsil ediliyor. Rimini'de Türkiye ile ilgili tek sözcük buydu. MEHMET BASUTÇU RtVdNİ Rimini denildiğinde, sinemaseverlerin aklına, kuşkusuz Fellini adı gelecek. 1920 yılının ocak ayında, Adriyatik Denizi kıyısındaki bu gözde tatil kentinde dünyaya gelen Federico Fellini'nin tam elli üç yıl sonra çocukluk anılannı, sorunlarını, bunalımlanru dile getirdiği unutulrnaz filmi "Amarcord" un ince şiiri, olağan olarak Rimini gerçeğini öğüterek milyonlarca insanın gözünde efsaneleştirecekti. Yönetmenin kamerasuıdan suzülerek gelen Büyük Otel ile, sıcak bir eylül güneşi altında kente hafifçe üstten bakan zarif Büyük Otel'in somutluğu arasındaki fark, sinemanın hem yaşamla, hem de düşle sarmaş dolaş olduğunu ne güzel anlatıyor! Bizim gördüğümüz "Grand Hotel'de, 2028 eylül tarihleri arasında Fellini'nin anılanna eşlik eden "Avrupa Sinaması"ydı. Bu güz, kuzeye ve biraz da doğuya doğru genişlemiş bir "Avrupa Sineması", Teatro Novelli'nin ve eski kentin merkezindeki iki sinema salonunun karanlığını doldurmuştu. Avrupa Sineması, özellikle de Italyan Sineması, bunalım içinde değil mi? Evet, öyleyse karamsarlıktan kunulup önlemler almak, savaşmak gerekli. Avrupa Ekonömik Topluluğu üyesi ülkeler, kültürel alanda da dayanışmaya giderek yedinci sanata yardım elini uzattılar. Fransa'nın Kültür Bakanı Jack Lang'ın çabalanyla, AET sinemaya da ödenek ayırmaya başladı. Rimini Şenliği bu girişimlerin somut bir örneği olarak geçen yıl doğuyor ve Fellini'nin çizdiği bir afişin altında açtığı bayrağını sevinçle onaylayanların sayısı umulanın üzerinde oluyordu. ödül dağıtmayan şenlikte iki ana bölüm var ve her ulke birer fılmle katılıyor bu bölümlere. tlki o ülkenin sinema yazarlarının oylarıyla belirlenen yıhn en iyi yapıtlanndan oluşuyor. Ikincisinde ise, her ülkede en çok gelir getiren filmler sunuluyor. Ru iki listedeki adlar arasında iki kez tekrarlanına rastlamak kuşkusuz az beklenen bir olay, ama 2. Rimini Şenliği'nde Belçika Sineması her iki bölumde de aynı yapıtla, seyirciyi genel beklentilerini gıdıklayarak kendine bağlarken de&isik. özgün bir anlatım duzeyine de erişebilen "lstanbul" adlı filmle temsil ediliyor. Rimini'de Türkiye ile ilgili tek sözcük de bu oldu... Şeniikte Türk Sineması'ndan örnekler sunulmaması, bir noklada anlayışla karşılanabilir. Geçen yıl yalnız AET ülkeleri çerçevesi içinde kalan "Avrupa Sineması" bu kez sınırlannı genişletme kararı almakla olumlu bir adım atmış oluyordu. İlk aşamada ancak Avusturya, Finlandiya, İsveç ve İsviçre gibi ülkelere doğru açılan Rimini Şenliği'nin önumüzdeki yıllarda Türk Sineması'na da kapılannı açması beklenibilir. Bir yıhn en iyi ve en çok izleyici toplayan filmleri arasında, "ParisTexas", "Les Ripoux", "No Man's Land" gibi, adlan Avrupa sınırlannı aşmış yapıtlar da olağan olarak yer alıyordu. Ancak, bellibaşlı şenliklerde karşımıza çıkmayan ülkelerin sinemalanndan gelen örnekleri ilgiyle izledik. Bu arada, Norveç'ten İtalya'ya dek, sıradan sinema seyircilerinin, değişik kültürel ortamlarda biçimlenmiş genel beğeni duzeylerini karşılaştırma olanağının her an karşımıza çıkmadığını da belirtmeliyiz. Hızla gelişen Rimini Şenliği bile, 1985 güzünün sinema olayı "Ran"ın güçlü soluğuyla birlikte gelen olağanüstü guzellikteki sinema anlanmn etkisinden kurtulamıyordu. Ancak, Riminililer, güneşli bir pazar sabahı saat dokuzda Akira Kurosawa'nın filmini görmek için kuyruk, lar oluşturmamışiardı. Halbuki, iki gün önce Paris'te, Beaubourg Kultür Merkezi önunde düzenlenen büyük açıkhava gösterisine Fransızlar akın akın koşmuşlar, olaylar çıkmıştı... Gelecek yıl, Rimini'de Türk Sineması'nın örneklerini de izleyebilmeyi diliyoruz. 2. Rimini Avrupa Sineması Şenliği'nden notlar: KIRIKKALE fa.a.) Cumhurbaşkanı Kenan evren, Kırıkkale yakıniannda kurulmakta olan Orta Anadolu Rafınerisi'nde incelemelerde bulundu. Evren, öğleden sonra ilk olarak Kınkkale'nin Kutludüğün köyünegeldi Burada yurttaşların sorunlarım dinleyen Evren, daha sonra Kınkkale yakıniannda kurulmakta olan Orta Anadolu Rafınerisi'ne geçti. Cumhurbaşkanı Evren, rafinerideki tesisleri gezerek, yetkililerden çalışmalar konusunda bilgi aldı. Cumhurbaşkam Kenan Evren akşam üzeri Ankara'ya döndu. Evren, inceleme yaptı Orgenerai Sözer S. Ârabistan'da ANKARA, (OM.) Hava Kuvvetleri Komutanı Orgenerai HalilSözer, Suudi Arabistan'a gitmek üzere, dün uçakla Ankara'dan aynldı. Suudi Arabistanı Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral AMullah Abdülaziz AlHamdan'm resmı konuğu olarak ziyaret edecek olan Orgenerai Sözer, çeşitli kurum ve kuruluşlarda incelemelerde bulunacak. Sözer, Suudi Arabistan'daki temas ve ziyaretlerini tamamladıktan sonra, 3 ekim perşembe günü Türkiye'ye dönecek. ESKA Bilim ve Sanat ÖdüUeri Yanşması sonuçlan açıklandı. Kazananlar ödüllerini törenle aldılar. ENKA ödüUeri sahiplerini buldu vatuvan sanatçı öğretim elemanı İstemihan Taviloglu birinciliği, "Yaşam Güzel" adh yapıtıyla Kemal Sünder ikinciliği alırken, Muammer Sun "Ondokuz Mayıs" adlı yapıtıyla üçüncülük, "Müzik Bizimle" adlı yapıtıyla mansiyon kazandı. Gürer Aykal, Faruk Erengül, Aydın Gün, Ayşegül Sanca ve Ertugrul Soysal'dan oluşan seçici kurul ikinci mansiyona ise Cenan Akın'ın 'Süslensin Yurt" adb yapıtını değer gördü. ÖYKÜ DALI Oktay Akbal, Nejat Gülen, Prof. Şara Sayın, Haldun Taoer, Prof. Dr. Tahsin Yücel'in oluşturduğu öykü dalı seçici kurulu Sabahattin Kudret Aksal'a "Vav'lar" adlı öyküsüyle birincilik ödülünü verdi. Aksal ödülünü Haldun Taner'den aldı. "Tann" adh yapıüyla Nihal Çeliker ikinciliği, "Eski Bir Balerin" adlı yapıtıyla Feyza Hepçilingirler üçüncülüğü kazandı. Bu dalda Ahmet Yurdakul'a "Kiraz Zamanı", Dinçer Sümer'e ise "Maviydi Bisikletim" adlı öyküleriyle birer mansiyon verildi. EKONOMİ DALI "Turizmin Türk Ekonomisin ANKARA, (ANKA) TürkIş Genel Eğitirn Sekreteri Kaya Ozdemir, tarırn kesimi asgari ucretinde bazı iyileştirmeler olduğunu belinerek bu nedenle karara muhalif kalmadıklarını söyledi. Kaya özdemir. ANKA muhabirinin konuya ilişkin sorusunu yanıtlarken, Sanayi ve Tanm kesimi asgari ücretlerinin ilk defa aynı tarihten itibaren yürürlüğe gireceklerini ifade ederek şöyle dedi: "Böylece Tanm ve Sanayi asgari ücretlerinin >ürürliik tarihleri arasındaki bir aylık zaman kapandı. Aynca, tarun kesimi asgari ücreti, sanayi kesimi asgari ücıednden daha buyuk bir oranda arttınldı. Bilindiği gibi, sanayi kesimi asgari ücret artış oranı yüzde 68.81 iken, bu oran tanm kesimi asgari ücretinde yüzde 70.15 oidu. Ttirktş, tarun asgari ücretinden memnun Kültür Servisi ENKA 1985 Bilim ve Sanat ÖdüUeri sonuçlan belli oldu. Dün, Sadi Gürçelik Spor Sitesi'nde yapılan bir törenle ödulleri sahiplerine verildi. Bu yıl birincilikleri öykü dahnda Sabahattin Kudret Aksal, müzik dalında İstemiban Taviloglu, ekonomi dalında Prof. Dr. Hasan Olalı ve Doç. Dr. Alp Timur, fotoğraf dalında Yusuf Tuvi aldılar. Inşaat dalında ise seçici kurul birinci, ikinci ve üçüncülük ödüllerine değer yapıt bulamadığı için iki mansiyon verildi. Dün ENKA Spor, Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı'nca yaptınlan, henüz bazı ünitelerinin tamamlanmadığı Sadi Gürçelik Spor Sitesi'ndeki tören ENKA Yönetim Kurulu Başkanı Şarık Tara'mn konuşması ile başladı. Mustafa Yolaşan'ın sunuculuğunu yaptığı törende daha sonra ödüllerin açıklanraasına geçildi. MÜZİK DALI Bu yıi "Gençlik tçin Şarkı Kompozisyon" adıyla düzenlenen yarışmasında ödül alan yapıtlan, Devlet Opera Sanatçısı Mesut tktu ile piyanist Nurten Kolçak seslendirdi. Bu dalda "Biz Genciz" adlı yapıtla Hacettepe Üniversitesi Devlet Konser deki Yeri" konusunda düzenlenen ekonomi dalındaki yarışmada ise birincilik ödülünü Prof. Dr. Hasan Olalı ile Doç. Dr. Alp Timur ortak çalışmaları ile kazandılar. Yüksel Akkaya ikinci, Doç. Dr. Ismel Sabit Barulçugil ise üçüncü oldu. Ekonomi seçici kurulu, Prof. Dr. Kubilay Bavsal Korkmaz İlkorur, Prof. Dr. Ha>dar Kazgan, Dr. Namık Kemal Kılıç ve Prof. Dr. Nazif Kuyucuklu oluşturuyordu. INŞAAT Birincilik, ikincüik ve üçüncüluğun verilmediği inşaat dalında ise Dr. Yük.Müh. Hidayet Şaraç ile Inş.Yük.Müh. Erol Önder mansiyon aldılar. Dört dalda da birinciye 4 milyon lira, ikinciye 2 milyon lira, üçüncüye 1 milyon lira ile mansiyonlara 300 biner lira verildi. FOTOGRAF DALI "Türkiye" konulu fotoğraf yarışmasının birincisi ise Yusuf Tuvi oldu. Sabit Kalfagil ikinci, tzzet Keribar ise Uçüncülüğe değer görülürken, Nuri Bilge Ceylan, Nevzat Çakır, İlyas Göçmen, Sabit Kalfagil, Orhan Karaalioğlu, Yılmaz Kaini, İzzer Keribar, Mehmet Kısmet, Yusuf Tuvi, Safa Yapımcı. Kâzım Zaim de mansiyon kazandılar. Pansiyonculuk başvurusu ANKARA, (0M.J Yurtlara yerleşemeyerek açıkta kalan öğrenciler için uygulanacak öğrenci pansiyonculuğu için başvurular bugün baştıyor. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun, 1982 yılında başlattığı öğrenci pansiyonculuğu, bu yıl da Ankara ve tstanbul illerinde gerçekleştirilecek. "To Vima'l haftalık oldu ATİNA (a.a.) Yunanistanda çıkan hükümet yanlısı "To Vima" gazeıesi mali zorluklar yüzünden bundan böyle yalnızca pazar günleri yayımlanacak. Gazete yetkilileri, geçen yıhn mali kaybının yaklaşık 800.000 dolara ulaştığını açıkladılar. GELENEKSEL SİYASET ! Fransız Komünist Partisi'nin başında kara bıılutlar dolaşıyor Dış Haberler Servisi Fransız Komünist Partisi yönetiminin başmda kara bulutlar dolaşıyor. Ne var ki bu bulutlann ardında kim ya da kimler var, basit bir fırtına mı kopacak yoksa yöneticileri yerlerinden edebilecek şiddetli bir kasırga mı patlak verecek, henüz kimse ciddi bir tahminde bulunamıyor. 1984 kasımında yayımlanan "KremlinFKP" adlı kitap, ufuktaki fırtınanın ilk habercisi olmuştu. Kitap, 1978 eylülünde ölmüş olan Merkez Komitesi uyesi ve partinin kıdemlilerinden Jean Kanapa'nın bıraktığı söylenen notlara dayanarak yazılmıştı. Kitabın yazarı olarak gözüken "Jean Fabien"in takma ad olduğu belirtiliyordu. Kitap, Fransız kamuoyunda ve FKP çevrelerinde yankılar uyandırdı. Çünkü Varşova ku\rvetlerinin 1968 ağustosunda Çekoslovakya'ya müdahalesi üzerine FKP yönetimi ile Moskova arasında başgöstermiş olan bunalıma yeni bir ışık tutuyordu. Eğer iddialar doğruysa, o tarihte de parti genel sekreteri olan George Marchais bir sure Jean Kanapa ile birlikte Sovyetler'i eleştirmiş, daha sonra da FKP ile SBKP'nin üişkilerinin yeniden "normaUeşmesi*'ni sağlamıştı. Ancak geçen günlerde yine "Jean Fabien" imzalı ve yine Jean Kanapa'nın anılanna, notlanna, bıraktığı belgelere dayanarak kaleme alımnış "Yoldaşlar Savaşı" adlı kitapta Marchais'nin, zaman içinde, koltuğunu.sallantıdagörerek Moskova'cılar safına geçtiği ileri sürülüyor ve bunun hangi koşullarda, nasıl cereyan ettiği anlatılıyor. Iddiaya göre, Moskova 1977 martında FKP'ye ağır bir mektup göndererek politikasını değiştirmesini talep etmişti. Moskova'nın, FKP içindeki yandaşlanna güvenerek kendisine karşı güçlü bir kampanya başlatmasından çekinen Georges Machais de Kanapa'nın ölmüş, Sosyalist Parti ile ortakiığın bozulma noktasında olduğu koşullarda Avrupa komünizmi çizgisini sürdürmenın kendisini koltuğundan etmesinden çekinerek tavrını değiştirmiş ve Moskova'nın isteklerine uygun bir çizgi benimsemişti. Bir süre, Moskova'ya kafa tutmuş, Avrupa komünizmini ürkekçe de olsa savunmuş FKP'in 1977 yılının ikinci yarısından itibaren yeniden GEORGE MARCHAİS Yoldaşlar Savaşı adlı kitapta, zaman içinde, koltuğunu sallantıda görerek Moskovacılar safına geçtiği ileri sürülüyor. geleneksel Moskova'cı çizgisine dönmuş olmasının perde arkası iddiaya gore boyleydi... BtR GRUP KOMÜNİST Bekleneceği gibi, her iki kitapta öne sürülen iddialar FKP yönetimince şiddetle reddedildi, kışkırtmadan, düzmecilikten vb. söz edildi. Ancak Le Monde gazetesinin 26 eylül tarihli sayısında yer alan ve "bir grup komünist" adına konuşan "Jean Fabien" ile yapılmış röportaj, tartışmaya yeni bir boyut getirdi. Çünkü "Jean Fabien" takma adıyla konuşan kişi, FKP içinde yönetime karşı mücadeleettiklerini vurgulayarak kendilerini gizlemelerini şöyle açıklıyordu: "Cizliliğe başvurmuş ornıamız bizim için siyasal bir gerekliliktir. Komünist hareketin tarihinde parti yönetimine karşı mücadele girişimleri, genellikle, başansız kalır, çün FKP'nin, kimliklerini saklayan bazı yöneticileri, Marchais yönetimini sıkıştıran ve Fransız Komünist PartisiSSCB ilişkilerine ışık tutan belgeler açıkladılar. Jean Fabien takma adıyla konuşan kişi şöyle diyor: "FKP yönetimi, kendi çıkarlarını partinin ve ülkenin çıkarlarından önde tutuyor." kü yönetim parti aygıtına egemen durumdadır. FKP'nin son kongresinde "yenilenmeciler"e ne olduğunu gördük. Gizlilik, etkili olma kaygımızdan ileri geliyor." Ancak "Jean Fabien", soz konusu demecinde, Georges Marchais'ye meydan okuyarak onunla kamuoyu önunde tartışmaya hazır olduğunu da belirtti. Bir soru üzerine, "Jean Fabien", FKP Genel Sekreterinin Moskova'nın baskıları karşısındaki tavrını şöyle değeriendirdi: "Marchais, Sovyetler'in gondermiş oldugu mektubu kamuoyuna açıklayarak kendi politikasını destekleyenlere >aslanabilir ve kamuoyunun tanıklığına başvurabilirdi. Kısacası duruma Tilovari bir karşılık verebilirdi. Oysa mektubu gizli Cutmayı ve her şeyin aygıt içinde kalmasını yeğledi. O bağlamda hesabını yaptı ve sonunda Sovyet baskılanna boyun egdi. Biz bu konuşmayı yaptığımız sıralarda Avrupa komünizmi yanlısı kıiçük Finlandiya Komünist Partisi, komşusu kardeş Sovyet Komünist Partisi'nin bölme çabalanna kamuoyi' onünde direniyor. Sovyet Komünist Partisi, FKP'ye gönderdiğine benzer bir mektubu geçenlerde Fin Komünist Partisi'ne de gonderdi. Ama Fın Komünist Partisi direniyor." FKP'nin, Sovyetler'in baskısıyla mı solun birliğini bozduğu, yoksa Sosyalist Parti ile kopmadan ötürü mü kendisini zayıf durumda hisseden Marchais'nin Sovyet baskısına boyun eğdiği biçimindeki bir soruyu "Jean Fabien" şöyle yanıiiadı: "70 yıllannda, Sovyetler, Batıda komünist partilerin bagımsızlık hareketiyle karşı karşıyalar: A\rupa komünizmi. Bu hareket üç a>ak üzerinde yukseliyor: SSCB'den bağımsızlık; SSCB ile bağın yerine Batılı komünist partilerin birligi; kıtasal duzeyde genişletilmiş sol birlik (komünist ve sosyalist partilerin birliği). Yani "birbirinden ayrılmaz ve tehlikeli bir üçleme" SBKP'nin gözünde. İşte Sovyetler 1976'dan itibaren bu toplu politikaya karşı saldınlarını yoğunlaştırdılar. Uluslararası komunizm üzerindeki hegemonyalannın da, II. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da oluşmuş statükonun da bozulması fikrini kaldıramıyorlar. Öte yandan, 1977de artık FKP ve SP de solun birliğini istemiyoriar. SP, Mitterrand başkanhk seçimlerini göz önunde tutarak FKP'nin gölgesinden kurtulup merkezsağdaki oylan yanına çekmek istediği için; FKP, Sovyet baskısı parti yönetimini zayıflattığı için. Eğer solun birliği sağlam kalsaydı ve Marchais, Mitterrand'a yaslanabilseydi belki de Sovyet baskılanna direnebilirdi." "Jean Fabien", ellerinde hâlâ başka belgeler de olduğunu belinerek 1986 milletvekili seçimlerinden önce toplanacak parti büyük kongresinde parti yönetiminin susturmuş olduğu militanlann bu belgelere yaslanabileceklerini belirtti ve sözlerini "FKP yönetimi kendi çıkarlannı partinin ve ülkenin çıkarlarından önde tutuyor" diyerek bilirdi. İSTANBUL (THA) Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Yıldınm Aktuna, yatak sayısının son derece yetersiz kaldığına dikkat çekerek, "akıl hastamız çok, akıl hastanemiz yok " dedi. Dr. Aktuna, 500 bin akıl hastasımn bulunduğu ülkemizde toplam 4 bin 300 yatak kapasiteli aln hastane ile hizmet verilebildiğini söyledi. Buna göre, bir yatağa 116 akıl hastasımn düştüğünu belirten Aktuna, 'dünya genelinde ülkelerin toplam nufusunun yüzde l'ı akıl hastası olarak kabul edilir. Bu oranı ülkemize uygularsak 50 milyonluk Türkiye'de 500 bin akıl hastası olduğunu kabul ediyoruz Akıl hastası çok hastane wk MOSKOVA (OM.) Sovyetler Birliği'nde bacalardaki kunımdan rimel imal ederek satan bir şebekenin başındaki A. Bele polsky bu işi yapmakta kullan dığı fabrikanın çalışanlanna suspayı olarak rüşvet vermekten idama mahkum edildi. Şebekenin öteki üyeleri de çeşitli hapis cezalanna çarptırtldılar. Sovyet gazetesi "Sotsialistic• heskaya lndustriya"da dün yer alan habere göre, olay rimeli kullanan kadınlann gözlerinin yanmafından şikâyet etmesiyle ortaya çıkarıldı. Açıkgöz Sovyet idama mahkum oldu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle