17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EYLÜL 1985 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Ankara, Washıngton (Baştarafi 1. Sayfada) payı vardır. Olayın bu yanını şimdilik geçelim... Ankara'dan kamuoyuna yansıtılmak istenen izlenim, Amerika ile sıkı bir pazarlığın eşiğinden içeri adım atıldığı yolundadır. Pazarlık, adı üstünde karşılıklı bir alışveriştir; tek taraflı işlemediği gayet lyi bilinir. Nitekim 12 Eylül 1980 sonrasında Amerikan askeri yardımının hem miktar olarak arttığı, hem de koşullarının düzeldiği bir gerçektir. Başbakan Özal'ın da bu kanıda olduğu bilinmektedir. Ama bir başka gerçek daha söz konusudur. Türkiye bu gelişmenin karşıtığı olarak beş yıllık bir savunma işbirliği anlaşması çerçevesinde Amerika'ya birçok yeni askeri olanaklar tanımıştır: Yeni üsler; mevcut üslerin modernleştirilmesi gibi... Bugün gelinen noktada ise Ankara, Amerikan askeri yardımını, Silahlı Kuvvetlerimizin çağın gereklerine, NATO standartlarına uyabilmesi, yetişebilmesi bakımından yetersiz bulmaktadır; Türkiye'nin üstlenmiş bulunduğu yukümlüiüklerden dolayı Amerikan katkısının arttırılmasını istemektedir. Bu görüşünde son derece haklıdır Ankara. Silahlı Kuvvetlerimizin tepe noktalarında bu konuda geçerli olan hassasiyetin ne gibi nedenlerden kaynaklandığını gayet iyi bilmekteyiz. Bununla birlikte madalyonun bir de öbür yüzü vardır. Bir başka deyişle, bir pazarlık ta, bir talepte ortaya çıkınca karşı tarafın tutumu ne olabilir; acaba bu konuda yeterince hazırlıklı mıyız? Bu, üzerinde durulması gereken bir sorudur. VVashington, "askeri yardımı arttırırız, ama..." diyerek, önümüze yeni bir fatura çıkarabilir mi? Bize göre ülkemiz, ulusal güvenlik ve çıkarlanmız açısmdan yapabileceğinin sınırına çoktan dayanmıştır. Dış politika gereklerimiz, nazik bölgesel dengeler, daha fazlasını kaldırabilecek durumda değildir. O zaman Amerikan tarafına sadece "Bizden bu kadar; katkınızı arttırın" diyebilecek miyiz? Bu öneriye yanaşmazlarsa, yükumlülüklerimizi azaltrna yoluna gidebilecek miyiz? Bu konuda Özal yönetimi acaba ne ölçüde kararlıdır? Kuşkularımız var... Elli milyonluk Türkiye'nin Amerika'ya karşı kullanabileceği birçok kozun olduğu açıktır. Buna inanıyoruz. Ama şu günlerde Amerikalı diplomatları bu konuda nedense çok rahat görmekteyiz. Umursamaz bir hava içinde görünmektedirler. Yanılmayı isteriz... . Kendi elimizle son yıllarda ülkemizin dış p"olitikadaki manevra alanını çok daralttığımızı düşünüyoruz. Oysa Türkiye'nin, hem köklü devlet geleneğinden, hem de bölgesel konumundan ve gücünden kaynaklanan birçok değerli koza sahip olduğunun bilincindeyiz. Kullanabılene tabii... Mafya davasında Türk tanık Meclis'te 84. madde (Baştarafi 1. Sayfada) bu konudaki yasa önerisini ekim ayı içinde TBMM Başkanhğjna sunacaklarım açıklamışU. Yine bugün toplanacak olan HP ve MDP Mecüs Gruplannda da 84. madde gündemin başında yer alıyor. MDP grubunda, anayasanın 84. ve geçici 15. maddesinde iktidar partisince yapılması düşünülen değişikliklerle ilgili olarak oluşturulan komisyonun raporu tartışüacak. Beş milletvekilinden kurulan komisyonun raportörü Rıf at Beyazıt, raporu gruba sunacak. Edinilen bilgilere göre, komisyon her iki anayasa maddesinin de değiştirilmesine karşı. Komisyon, "milletvekili transferini önlemeyi amaçlayan" 84. maddenin değiştirilmesi için bir neden görmüyor. Komisyon, bir milletvekilinin partisinden aynlarak bir başka partiye gitmesini de doğru bulmuyor. ANAP'm partilerin birleşmesini engellemek amacıyla 84. maddede değişiklik istediği görüşü egemen. Bir başka görüş de, ANAP içinde 1520 kadar üyenin durumunun endişe yarattığı yönünde. Başbakan özal'ın bu durumundan ürktüğü, bu nedenle bağımsızlar, MDP ve HP'den sadık adamlar kazanma çabasında olduğu görüşü ortaya atıhyor. 84. maddenin bir ay süreyle askıya alınması "siyasi ayak oyunu" biçiminde nitelendiriliyor. 14 ANAP'LffiAN 7'Sİ KARŞI ANKA'mn yaptığı ankette görüşlerini açıklayan 14 ANAP'lı milletvekilinden 7'si "evet", 7'si ise "hayır" dedi. ANAP'lı' milletvekillerinin konuyla ilgili görüşleri şöyle: Alaattin Fırat Muş Milletvekili: Bugünkii şartlara baktığımuda bir kısım partinin parlamento içinde olduğunu, bir kısım partinin ise birtakım nedenlerle dışanda olduğunu göriiyonız. Bence 84. madde tamamen ortadan kaldınlmalı ve herkes yerine oturmaudır. Arzu eden istediği yere gidebilmelidir. 84. madde kısıtlayıcı bir unsur taşımaktadır. Bilmiyorum. Başka Avnıpa ülkelerinin anayasalannda böyle kısıtlayıcı bir madde var mı? Fırat, asıl verilmesi gereken mücadelenin "demokrasi" olması gerektiğini, herkesin düşüncesini özgürce açıklayabilmesini savunarak, "Demokrasinin ve Medisin saygınlıgı, kamuoyuna sunacagımız mesaj açısmdan 84. maddenin kökten kaldırılması gerekiyor'' dedi. 84. maddeyi "eve çagrdan miıfire yasak koyma"ya benzeten Alaattin Fırat, "Bu millet biri secip göndermiş. Hem emanet ediyonız, hem de güvenmiyoruz. Elbette hiçbir milletvekili pazaruk konusu olmak tstemez. Ftkat programını befenip girdigi parti, programının ve Ukelerinin tam aksine bir yola girersc ne olacak? 84. maddeye göre parti degiştiremez. Değişürirse milletvekilligi düşer. Demokrasilerde en büyük cezayı anayasalar degO, millet verir" biçiminde konuştu. Adana Milletvekili Çerçi ise 84. maddeye bile ihtiyaç duymayan bir zihniyete sahip olduğunu ve böyle bir maddenin anayasaya nasıl girdiğini anlayamadığını söyledi. Çerçi, "Kend partiani begenmeyen milktvekil fikir sahibi bir insan olarak baş ka bir partiye geçebilmelidir. Bı madde benim için ha var, hf yok" dedi. Bingöl Milletvekili Mehmet Ali Doğuşlu, Ankara Milletvekili tsmail Saruhan ve Bolu Milletvekili Fuat Öztekin 84. maddenin askıya almmasıyla "şiiphe" ve "dedikodu"lann ortadan kalkacagını savunurken, Malatya Milletvekili Fahri Şahin de bağımsız milletvekili sayısımn gittikçe arttığını belirterek, "Bagımsız milletvekili hizmet götüremez. Maddenin askıya aiınmasında fayda var" diye konuştu. Konya Milletvekili Kadir Demir ise görüşunü, "tçenleki partiler var. Dışardaki partiler var. Açaum bu maddeyi de isteyen istediği yere gitsin. Bir defaya mahsus olmak üzere askıya alınmasında hiçbir zarar görmüyorum" şeklinde açıkladı. 84. maddenin askıya alınmasına "karşı" çıkan milletvekilkri ise şunlar: Mithat Akpak Sakarya Milletvekili: Konuşmaya dahi deger bulmuyorum. Gündeme getirilmesini bile iyi karşılamadım. Milletvekili transferine karşıyım. Çabucak dejenere olacak bir sistem getirecek. Yann bir başka parti iktidara geldiğinde bir de ben açayım şu anayasayı derse ne olacak o zaman? Serafettin Toktaş Balıkesir Milletvekili: Bugün için askıya alınmasını sakıncalı görüyorum. Çünkü demokrasiye tam manasıyla geçtiğimize inanmıyorum. Onun için bir sure daha ertelensin dilivorum. Örnegin milletvekili ara seçimlerinden sonra duşnnülebüir. Samsun Milletvekili Berati Erdogan. Burdur Milletvekili Necip Oguzhan Artukoglu, Tokat Milletvekili Talat Sargın, Sıvas Milletvekili Mahmut Karabulut ve lzmir Milletvekili Süha Tanık da 84. maddenin askıya alınmasına karşı çıktılar. Bakan Kalemli: Ücretlerdeki artış, tirün fiyatlarma yansıtılmanıalı ANKARA, (CumhDriyet Bürosa) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kalemli, "tşverenlerin işçi ücretlerindeki artışlan her zaman iirun fiyatlanna yansıtması gerekmiyor" dedi. Mustafa Kalemli, ANAP'ın "Petek" adh gazetesine verdiği demecte, Türk mületinin emeği kutsal kabul ettiğini belirterek, "Hazreti Peygamber'in (işcinin hakkını alnının teri kunımadan veriniz) şeklindeki mübarek sözleri emege duyulan saygının en veciz ifadesi. (Hiçbir kul, kendi nefsi için istedigini, mümin kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz) ayeü kerimesi ile günümüz sosyal adalet ve sosyal dayaruşma anlayışına ilham kaynağı teşkil edebilecek parlak bir ışık degil midir?" görüşunü savundu. Kalemli, işverenlere de bir konuyu anımsatmak istedigini belirterek şöyle dedi: "Ücreti artan işçi, daha iyi bir hayat seviyesine kavuşacafından, daha verimli çalışacakur. Bu ise üretimin artmasına sebep olacak ve işletmeye yeni imkânlar sağlayacaktır. Bu bakımdan işçi ücretlerindeki artışların her zaman ünın fıyatlanna yansıtılması gerekmemektedir. Hükümetimiz, işçilerimizin meselelerinin gerçek sahibidir. Onlann çalışma ve yasama sartlannın iyileştirilmesi için gerekii tedbirleri almayı başta gelen görevlerinden biri olarak kabul etmektedir. İşçisine hakkını veren, memleketine gerçekten hizmet etmek gayesiyle çalısan işverenin de destegi yine biziz." (Baştarafi 1. Sayfada) da F16 savaş uçağı, 12 Hawk uçaksavar füzesi ve 72 Stinger füzesi verilmesini öneren 1.5 ile 1.9 milyar dolar tutanndaki yardım paketini sundu. Reagan, Kongre'ye bu yardunın Ürdün'e yapüması gerektiğini, çünkü bunun Kral Hüseyin'in Ortadoğu'daki banş çabalannı destekleyici nitelikte bir siyasi anlam taşıdığını ifade etti. Ürdün'ü, FKÖ ve tüm Ortadoğu'yu ilgilendiren diplomatik gelişmeler Washington'da cereyan ederken, Amman ve bütün ülke sakin günlük yaşamını sürdürüyor. Bununla birlikte Ürdün'de bir haftalık bir ikametin yarattığı birikim ve çevreyi tanıma şansı, çok istikrarlı ve sakin gözüken, bu ülkenin hayli hassas ve çok uzak olraayan bir gelecekte bozulmaya müsait bir denge üzerine oturduğu gözlemini yaptınyor. Bu denge Lübnan'dan çıktıktan sonra FKÖ kadrolannın bir bölümünün buraya gelmesiyle nazik bir hal almış. FKÖ, Ürdün'ü kanlı bir iç savaş sonrası terk ettiği 197071 öncesigörüntüsünde değil. örneğin, 1967'den 197 l'e dek Şeriya (Ürdün) Irmağı boyunca Füistin direnme hareketinin askeri üsleri vardı. Bu mevkilerden birkaç kilometre ötedeki Batı Yakası'na her gün gerilla saldınlan yapılırdı. Bugün bu bölgede tek bir Filistin silahlı varüğı yok. Filistin direnmesinin 1%8'de en şanlı muharebesine sahne olan Karame kasabasını boydan boy^geç Filistiıriıı kadeıi masada tik. Yıllann izleri süinmiş. Karame, bugün Gor böİResinin sulama faaliyetlerinin düzenlendiği bir tanm merkezi. Ajnman'da da FKÖ'nün silahlı varbğı yok. Sadece Filistin Parlamentosu yerine geçen Filistin Ulusal Konseyi'nin Amman varoşlanndakimerkezinin önünde bir kamyonete oturtulmuş ağır makineli tüfekten başka bir Filistin silahı ve askeri görmek mümkün değil. FKÖ'nün askeri değil siyasi biçimde Amman'a yaklaşık 14 sene sonra dönüşü bile Israil'in huzurunu kaçırdi. tsrail liderleri sürekli olarak Ürdün'ü tehdit ediyor. tsrail'in ürkmesinin iki nedeni var: 1 Siyonist devlet, 1982'de Beyrut'a kadar Lübnan'ı işgal ettiği zaman FKÖ'nün sonunu getirmeyi hesaplamıştı. Oysa Amman'daki FKÖ varlığı, FKÖ'nün saygınlığını ve uluslararası arenada hareket yeteneğini koruduğunu gösteriyor. 2 Aynca Lübnan'dan çıkan FKÖ siyasi cihazının tsrail'in burnunun dibine gelmesi de Tel Aviv'i korkutuyor. Ürdün'le işgal altındaki Batı Yakası'nı sadece daracık bir nehir ayınyor. Batı Yakası halkı Ürdün vatandaşlığını koruduğu için Amman ile Kudüs, Nablus, Ramallah, Bethlehem, Hebron ve diğer Bau Yakası şehirleri arasında yoğun geliş gidişler ve insan ilişkileri var. Dolayısıyla bu, FKÖ'ye Batı Yakası'na yönelik planjama, enformasyon, finansman olanakları veriyor ve oradaki mücadele ile yakından bağlantı kurma ve yönlendirme şansı sağlıyor. Işte bu yüzden tsrail, Batı Yakası'nda son günlerde hemen her gün silahh eylem olgusu da göz önünde tutulursa FKÖ'nün Ürdün'deki siyasi varlığından dehşetü rahatsız olarak Ürdün'e tehditler yağdınyor. Bu tehditlerin pek de yabana atılmaması gerekiyor. Çünkü 15 yıldır rahata ve istikrara alışmış olan Ürdün ve hatta Ürdün'deki Filistin burjuvazisinin, bu istikrann bozulmasından ödü patlıyor. FKÖ kadrolannın Amman'daki değerlendirmelerine bakılırsa, Israil'in Ürdün'e saldırması söz konusu değil. Ancak istikran bozmak için bir Israil saldınsı gerekmiyor. Tıpkı Beyrut'ta ya da Lübnan'ın diğer bölümlerinde olduğu gibi bubi tuzaklı otomobiller, birkaç suikast girişimi Ürdün'deki nazik dengeyi altüst edebilir. FKÖ ile Ürdün arasındaki ilişkileri etkileyebilir. VVashington'da bugün Kral Hüseyin ile Reagan arasında başlayacak olan görüşmeler istenen sonuçlara erişmezse ve Batı Yakası'ndaki silahlı mücalede tırmanma gosterirse, Ürdün'deki yüzeysel ve yapay gözüken istikrarın bozulmasının önü de açüabilecek. Aslında Amman'daki FKÖ kadrolan ile yakından temas, Batı Yakası'ndaki mücadelenin tırmanışının FKÖ yönetimi ile doğrudan ilgili bulunmadığmın ipuçlanru veriyor. İşgal altındaki topraklarda yürütülen mücadele buraya, yani Doğu Yakası'na sızan bügüere bakılırsa genellikle kendiliğinden eylemler ya da orada son 23 yıl içinde gelişmekte olan İslami hareketin oluşturduğu havanın bir sonucu. NEW YORK (a.a.) ABD bugünden itibaren Mafya ile ilgili iki davaya sahne olacak. "PızzaBağtantısr' adıylaanılan davada bazı Türklerin de adı geçiyor. Yaptığı ihbarlarla Mafya'ya ilişkin pekçok aynntımn ortaya çıkmasını sağlayan Sicilya Mafyasımn babalarından Tomasso Buscetta ve Mafya'mn bir başka babası Carlo TottoloHo bugünkü davada tutuksuz olarak yargılanacaklar. 57 yaşındaki Buscetta, kan davası sonucu iki oğlu, kardeşi ve öteki 4 yakınının Mafya babalannca öldürülmesi üzerine örgüt hakkında önemli ihbarlarda bulunmayı kabul ederek Mafyamn "sessizlik" yeminini bozmuştu. TÜRKLERtN BACLANTISI ABD'deki Italyan Mafyasının önemli ölçüde çöküşüne yol açan ve New York yeraltı dünyasının tanınmış adları Tommasso Buscetta ile Carlo Tottolollo'nun tutuklanmalarmdan sonra Isviçre1 de sürdürülen "Puza operasyonunun" karanlıkta kalan birçok noktasına bir Türk'ün tanıklığıntn açıkhk getireceği belirtiliyor. Bu tanığın, Ankara'da eroin kaçakçıhğı yaptığı gerekçesiyle ölüm cezası istemiyle yargılanmakta olan Mehmet Yüdu olduğu bildiriliyor. New York Savcısı tarafından başlatılan pizza operasyonu sırasında tutuklanan Carlo Tottolollo ile Tommasso Buscetta'nın Isviçre'deki Suisse Bank'a çeşitli tarihlerde 4 milyon dolar yatırdıklan belirlendi. Paranm kimin adına yatırıldığını öğrenmek isteyen New York Savcısı çalışmalarım tsviçre'ye kaydırdı. Savcı, bu çahşmalar sonunda bankadaki hesabın, Interpol tarafından aranan "San Avni" adıyla bilinen Türk Yaşar Avni Musulluya ait olduğunu da ortaya çıkardı. ttalyan Mafyası ile ilgili olarak Logano'da yargılanmakta olan ve Sarı Avni'nin sağ kolu olan Rum asıllı Paul Varidel adlı kişinin kilit adam olarak New York savcısına Mehmet Yıldız'ın adını verdiği kaydedildi. SSK'hlann aylıklarında memur rrıaaş katsayısı esas alınacak Sonın dolu açılış (Baştarafi 1. Sayfada) sinde bildirilen kitap listesi ile ilçe milli egitim müdürluklerinden gelen listeler birbirlerini tutmuyor. Ögrenciler ilk haftaya kitapsız olarak giriyoriar. • Okul yönetimleri, sınav düzenleme, sınav sonuçlannı alma, değerlendinne gibi işlerle uğraşırken, ders dağıtımının ve sımf dağılımının yapılmasına yeterli zaman yok. Yine cumartesi ve pazar günleri yapılan sınavlann sonuçlan bugün ve yanndan önce almamayacağına göre, sınıf belirlemeleri yapılamayacak. • Geçen bir hafta boyunca 8.30 19.00 saatleri arasında sınav yapan öğretmenler, sınav kâğıtlaruu okumanın ardından yogun bir haftaya giriyoriar. Ögrencuerin ilk hafta içinde ögretmenlerce yönlendirilip yönetilmesinde sorunlarla karşılaşüacak. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroglu da, 198586 öğretim yılmm başlaması nedeniyle yayımladığımesajında, "Hızla gelişen ve değişen bir dünyada gençlerimizi ve çocuklanmızı, anayasamız ve Milli Eğitim Temel Kanunumuzda belirtilen amaç ve ilkelere göre yetiştirebilmenin tek yolu, Atafürkçü çağdaş eğitim anlayışı içinde milli egitimi bir devlet politikası haline getirmekten ANKARA (ANKA) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanların gelir ve aylıklarının hesaplanmasında devlet memurlanna uygulanan katsayının esas alınması kararlaştırüdı. Bakanlar Kurulu'nun önceki gece yaptığı 4 saat süren toplantısında, 506 sayılı SSK yasasının 2 maddesinin değiştirilmesine ilişkin kanun hükmünde kararname kabul edildi. Buna göre, Sosyal Sigortalar Yasası uyannca gelir ve aylıkların hesaplanmasında genel bütçe yasasıyla devlet memurlanna uygulanan katsayı esas alınacak. geçer" dedi. Emiroglu mesajında, veli ve babalardan da okulla ve diğer eğitim kurumlan ile sarnimi işbirliği içine ginnelerini isteyerek, öğrencilere hitaben şöyle dedi: "Ögretim yılı başlarken, sizlerden yüce milletimize layık ve hayıriı evlatlar olarak yeüşmek için çok çalışmanızı istiyonım. Çalışmayı seviniz, aflenizi, arkadaşlarınızı, ogretmenlerinizi, okulunuzu, milleünizi, vatanınızı, bayragınızı çok seviniz." Üniversiteler de 198586 öğretim yılına 17 ekim tarihleri arasında başhyorlar. Üniversitelerin açılış tarihleri şöyle: Akdeniz Üniversitesi 3 ekim', Anadolu Üniversitesi 7 ekim, Ankara Üniversitesi 2 ekim, Atatürk Üniversitesi 7 ekim, Bogaziçi Üniversitesi 1 ekim, Cumhuriyet Üniversitesi 7 ekim, Çnkurova Üniversitesi 4 ekim, EHcle Üniversitesi 7 ekim, Dokuz Eylül Üniversitesi 4 ekim, Ege Üniversitesi 7 ekim, Erdyes Üniversitesi 7 ekim, Fırat Üniversitesi 7 ekim, Gazi Üniversitesi 7 ekim, Hacettepe Ünrversltesi 3 ekim, tnönü Üniversitesi 7 ekim, Karadeniz Üniversitesi 7 ekim, Marmara Üniversitesi 2 ekim, Mimar Sinan Üniversitesi 7 ekim, Ondokuz Mayıs Üniversitesi 7 ekim, Orta Dogu Teknik Üniversitesi 1 ekim, Selçuk Üniversitesi 4 ekim, Trakya Üniversitesi 2 ekim, L'ludağ Üniversitesi 7 ekim, Yüdız Üniversitesi 4 ekim, Yüzüncü Yd Üniversitesi 1 ekim. Üniversitelerde açıhş törenleri için hazırlıklar sürdürülürken, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ile Ankara Üniversitesi'ndeki açüışlara Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Metin Emiroğlu'nun da katılması bekleniyor. Geçen yıl üniversitelerdeki öğretim yıhnı, "en yeni üniversite" olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde açan Cumhurbaşkanı Kenan' Evren'in de bu öğretim yılını "en eski üniversite olan" tstanbul Üniversitesi'ndeki açılış törenine katılarak başlatması bekleniyor. Organ Nakli ve \anık Hastanesi açıldı ANKARA, (aJD Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı Hastanesi dün törenle hizmete girdi. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Mehmet Aydm, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'de dializ imkânlarının yetersiz olduğunu, dializ aletlerinin hastalann yüzde 5'ine cevap verebildiğini söyledi. Aydın, dializ merkezlerinin açılması için 1.5 2 milyar Hraya malolacak bir program hazırlandığını bildirerek, bunlarm finansmanında çeşitli sorunlarla karşüaştıklarını söyledi. Vakfa en çok bağışta bulunan "Cici Anne" tarafından törenle hizmete açılan 60 yatak kapasiteli Vakıf Hastanesi 1.5 milyar Hraya maloldu. New "fork şimdi günltik (Baştarafi 1. Sayfada) bakanlarımn bir araya geldiği 40. dönem genel kurul çalışmalannın sürdüğü Birleşmiş Milletler binasındaki uluslararası diplomatik faaliyetler, dört gün önceki fırtınayı unutturdu bile. BM merkezinin ikinci katındaki genel kurul salonunda Polonya Başbakanı General Wojciech Jaruzelski konuşuyor. Kendisinden önce kürsüde, Ortadoğu'daki durum karşısmda karamsar bir şekilde konuşan Ürdün Kralı Hüseyin vardı. Jaruzelski'den sonra ise, sırasıyla Doğu Alman, Madagaskar ve Afganistan Dışişleri Bakanlan Genel Kurula hitap edecekler. Genel Kurul salonunun hemen yanındaki delegeler holünde ise, yoğun bir diplomatik traftk yaşaruyor. Bir köşede Norveç Dışişleri Bakanı Savan Stray ile Israil Dışişleri Bakanı lzak Şamir yanlarında resmi heyetleri olduğu halde bir köşede resmi bir görüşme yürütüyorlar.Stray, Şamir'in anlattıklannı ciddi bir şekilde dinliyor. Şamir'in yanında zabıt tutan tsrailli diplomat ise bir zamanlar Ankara'da görev yapan David Granit'ten başkası değil. Resmi ziyaretlerde kapalı kapılar aıdında büyük bir gizlilik perdesi ardında yapılan diplomasi görüşmeleri burada herkesin ortasında son derece olağan bir sohbct gibi yürütülüyor. Yandaki koltuğa otursanız belki gazeteci olarak "çok gizli" konuşmalan duymamz mümkün olacak. Delegeler holünün "East River' a bakan koşesindeki bar, Afrikalı diplomatlar tarafından işgal edilmiş durumda. Barın müdavimlerinden biri de galiba lrlanda Dışişleri Bakanı Peter Barry. Barmenden bir duble lrlanda viskisi istiyor. Barmen ise, rafuki lrlanda viskilerinin bütün çeşitlerini Barry'nın önüne getiriyor seçmesi için. Barın hemen arkasında, camın yanındaki masada ise, Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu yanında yakın kurmayları Müsteşar Yardımcısı Ecmel Barutçu, BM Işleri Genel Müdürü Oktay Aksoy, Kıbrıs tşleri Müdürü Tugay Uluçevik ve danışmanlan Onur Öymen ve Okyar Günden ile birlikte sabah ardı ardına yaptığı dört görüşmenin yorgunluğunu çıkarıyor. Kahveler Bakandan. BM Genel Sekreterinin verdiği akşam yemeğinde, alfabetik sıraya göre Halefoğlu'nun yamna Tanzanya Dışişleri Bakanı oturdu. Afrikalı meslektaşı ile sohbetinde, Türkiye'nin Tanzanya'daki Büyükelçiliğini kapatması nedeniyle özür dilemesi gerekebiliyor. Tanzanyalı bakan ise, Türk Büyükelçiliğinin kapanmış olmasından dolayı ahnganlık belirtmiyor: "Biz de parasızlıktan birçok büyükelçiligimizi kapaüyoruz." MDP Genel Başkanı Ülkn Söylemezoğlu'nun basına yaptığı "Dışişleri Bakanı nereye gitü?" şeklindeki açıklamayla ilgili haberler buraya da ulaştı. Halefoğlu, MDP Genel Başkanı'nm bu açıklamasım nasıl karşıladığı sorulduğunda herhangi bir yorumda bulunmamayı yeğledi. Bununla ilgili olarak yapılan değerlendirmelerde iki olasüık üzerinde duruluyor. Bunlardan birincisi MDP'nin dış politika uzmanlarının genel başkanlarını yeterince bügilendirmedikleri, ikincisi ise Söylemezoğlu'nun gazetelerde Halefoğlu'nun New York'a gittiğini bildiren haberlerin Söylemezoğlu'nun gözüne çarpmamış olması. MtLLİ PİYANGO ÇEKtLDİ 50 milyon çeyrek büete çıktı tKRAMÎYE KAZANAN NUMARALAR 50 MİLYON LİRA 162312 (Finike. Istanbul, Samsun, lzmir 40 MİLYON LtRA 025700 (Saris, tstanbul). 30 MİLYON LİRA 503786 (Afyon, Istanbul). 20 MİLYON LtRA 488836 (Mersin, Istanbul). 10 MİLYON LİRA 220242 (Samsun) 8 MİLYON LtRA 831395 (Bursa, İstanbul). 6 MİLYON LtRA 923333 (Samsun, İstanbul). 4 MtLYON LtRA 165938 689492 2 MİLYON LtRA 017909 124815 338968 383549 536846 1 MİLYON LtRA 040952 090669 125805 262570 340433 495023 662326 746283 939168 990853 500 BİN LtRA 027567 095146 121283 125444 179776 247563 257728 265298 393733 420032 469943 728613 836206 952155 969783 400 BtN LİRA 016564 049441 061252 131043 141901 234657 362024 412785 446524 520781 534951 566363 750031 777580 791895 838545 866481 902917 978850 300 BtN LİRA 028244 042990 117802 284404 306745 311704 349782 358174 389962 424168 476509 513616 530924 531143 542249 634457 662529 700831 711777 725625 727516 751835 761699 815330 829004 851267 864754 200 BİN LtRA 002398 004388 015482 060796 066543 076365 181264 205585 212917 326340 331523 331630 357692 361662 410192 440807 454205 476601 080487 314089 458621 620804 802445 972805 196448 345963 421977 525459 626313 705392 733320 828826 049009 088674 269497 333803 432085 491092 485609 489913 499940 534710 536477 565065 597413 641971 663953 724111 752139 773662 780944 882478 882581 889137 899833 9603% 983211 50 BtN LtRA 010744 012087 013879 027041 033066 049345 072644 075324 075511 089824 108975 114093 114168 120326 120980 133411 199045 223625 231986 234764 238027 239676 242033 260992 282800 284529 303389 313173 343952 348512 350591 377900 382825 393190 393345 402475 427750 451274 465991 493582 499125 499163 505505 512320 523788 533034 554524 570818 573009 608049 613577 615529 638421 670291 676631 682671 696647 701300 701465 708337 741367 758786 791200 791212 815993 845124 874470 889309 914323 915288 960781 969011 992882 994112 994638 20 BİN LtRA 03472 03694 05323 11936 14113 14194 17635 24153 41970 42394 43926 50206 50901 54611 58672 62053 62830 63151 65134 69298 73227 73483 73620 81982 90061 94622 95270 95971 96621 97923 10 BtN L t R A 0İ10 0882 1077 4197 1248 1438 1762 1988 2345 2421 2522 3528 4454 4792 5317 5730 6054 6168 9677 9959 Bir ölçüde de Güney Lübnan'da Israil işgalinin "boynımu kıran" Islamcı güçlerin başan521134 525902 576640 595746 sının verdiği ilhamın bir ürünü. 602117 604728 641735 642420 Şu sırada Amman'ın gözleri 662279 663455 672407 733495 Washington'a dönmüş iken, ku733529 750462 845699 863556 lakları Lübnan'da. Trablusşam'920445 937657 946952 994926 da. İslami Tevhid Hareketi'nin 995142 Suriye'ye karşı verdiği ölüm ka100 BtN LİRA ' lım savaşı büyük bir dikkatle iz001186 007620 032755 083100 leniyor. Özellikle iki yıl önce 086578 087147 091505 105598 Trablusşam'da Tevhid'le omuz 146430 149653 184531 186569 omuza çarpışmış olan FKÖ kad200426 209942 217480 226836 rolannca Trablusşam'm dış dün234531 239043 256814 260585 ya ile bağlantısı ve dolayısıyla te271106 302377 309229 310157 lefonlar kesik olduğu için ora333536 333807 344905 372416 dan alınan bilgiler çok küvvetli 409432 413874 423367 424742 telsiz vericüeri ve alıcılan arasın438731 457486 466323 485136 daki bağlantıyla elde ediliyor. BİR GECEDE 4 BİN MERMt Trablusşam'da bir gece içinde Suriye topçusu kente tam 4 bin mermi ve roket yağdırdı. Suriye yanlısı Alevi müisler, kuzeyden Suriye Toplumcu Milliyetçi Partisi (Şam denetiminde bir Lübnan partisidir) güneyden, Lübnan Komünist Partisi de kentin İslami Tevhid Hareketi lideri Şeyh Sayid Şaban'ın yaşadığı Samra semtinin bulunduğu doğu yönünden Tevhid'in sımsıkı direndiği kente girmeye çabalıyorlar. Trablusşam'a paralel olarak önceki gün Beyrut'ta da son günlerin en büyük silahlı tırmanması meydana geldi. Beyrut Havaalanı kendisini terk edişimizden 5 gün sonra kontrol kulesi ve pistine isabet eden top mermileri nedeniyle faaliyetini durdurdu. Amman'daki FKÖ kadrolarj Beyrut'taki tırmanmamn Trablusşam'da baş,latılan amansız Suriye saldırısından dikkatleri çelmek ve Trablusşam'daki durumun vehametini örtmek için Şam rejimi tarafından bilinçli olarak parmaklandığını öne sürüyorlar. Sonuç olarak, Kral Hüseyin'in ÜrdünFilistin adına bugün Washingtqn'da başlattığı barış* girişimi, Ürdün'un hayli nazik bir istikrar zemini üzerinde seyrettiği ve Lübnan'da kan banyosunun yaşandığı günlere denk geliyor. Tüm sinyaller Ortadoğu'nun şiddete ve daha büyük istikrarsızlığa sahne olacağını haber veriyor. Polonyada (Baştarafi 1. Sayfada) af Uan ediknesi yolunda atılacak önemli bir adım olduğunu söyledi. BM'nin 40. kuruluş yıldönümü dolayısıyla New York'a gelen Jaruzelski, burada "Washington Post" ve "New York Times" gazetelerine verdiği demeçlerde, ülkesinde seçime katılma oranının yüksek olmasının beklendiğini belirtti. Jaruzelski, bu oranın yüzde 7580 arasında olması halinde, bunun ülkedeki istikrann bir göstergesi olacağını kaydetti. Polonya'da kapatılan Dayamşma Sendikası lideri Lech Walesa, kısa bir süre önce 13 ekimde yapılacak olan seçimlerde oy kuÜanmayacağını açıklamış, Polonya halkının aa seçimi boykot etmesini istemişti. Walesa, parlamentonun 460 sandalyesi için, yakuzca Komünist Parti tarafından seçilen adayların mücadele edeceğini belirterek, seçim sonuçlarımn halkın gerçek görüşünü yansıtmayacağını söylemişti. GALATASARAY SÜPER PİYANGOSU (Baştarafi 1. Sayfada) iresi Başkanı Ülkü Kuranel'in muhalafet partileri grup başkan vekillerine TRT'nin ilkelerini anlatacağı öğrenildi. Kuranel'in haberlerin yayımlanmasındaki kıstaslar yanında, TRT'nin üst düzey yönetiminin görüşlerini de muhalefet temsilcilerine aktaracağı beürtiliyor. HP Meclis Grup Başkan Vekili Seyfi Oktay, toplantıdan bekledikleri sonucu alamadıklan takdirde, TRT Yasası'nda değişiklik önerisini TBMM'ye getireceklerini söyledi. Oktay, "Muhalefetin haberierinin sansare tabi tutulduguou" belirtti. TRT'nin, demeçlerin içeriğine ilişkin herhangi bir ayrım yapmasından yana olmadıklarını kaydeden Oktay, hükümeti eleştiren demeçlerin TRT'de yayımlanmaması ile kurumun siyasal iktidann bir aracı, bir organı haline dönüştüğünü vurguladı. Oktay şöyle dedi: "Hükümet TRT'den bangır bangır bağınyor. tcraatın tçinden'ler, lörenlerde bakanlann konuşmalan ile kamuoyu tek yönlü ve iktidar lehine oluştunıluyor. Buna haklan yoktur. Ölçü olarak da yasarun 20. maddesinde yer alan (haber degeri) öne sürülttyor. Halbuki muhalefeün haberieri sansüre tabi tutuluyor. Bundan böyk yasayı degtştirmek de dahil her türiü roekanizmayı harekete geçireceğiz. TRT'yi yakın takibe alacagız." MDP Grup Başkan Vekili Ali Bozer grup başkan vekillerinin demeçlerinin yayımlanmasının kendileri için çok önemli olduğuna değinerek, çarşamba günkü toplantıda bu konu üzerinde durulacağını söyiedi. Muhalefet Erşad yarın (Baştarafi I. Sayfada) ruşmelere ise, 2 ekimde başlanacak. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Başbakan Turgut Özal tarafından onuruna verilen yemeklere katılacak olan Bangladeş Devlet Başkanı Erşad, resmi görüşmelerin yanı sıra, Büyük Tiyatro'da Devlet Halk Dansları Topluluğu'nun gösterisini Evren'le birlikte izleyecek. Heyetler arasında yapılacak görüşmelerde ise başlıca bölgesel ve uluslararası sorunlar, Kıbrıs sorunu ve Bulgaristan'daki Türklere yönelik baskdar ele ahnacak. Aynca, iki ülke ticaret hacminin dengeli bir biçimde arttmlması yolları üzerinde durulacak. Bangladeş Devlet Başkanı Erşad, 3 ekimde Ankara'dan lstanbul'a geçerek, kentin tarihi ve turistik yerlerini gezecek. Erşad ve beraberindeki heyet, 5 ekimde Türkiye'den ayrüacak. "ADIM: 131 DOĞAN DEĞERİM: 3300.000.TL" SÜPER ŞÖLENE KATIUN; Çpkılış 19 Flim 1985, Cunuripsi günü Su[x>r Sanatı;ılann Spor Scr^i SAT1Ş YER1IJU: Mlll! I'1UM,C)B r i ! MIKKI71IRI M \NUll llAlk IKMI lil 1111 RIM1I MU.VM \R1)\ III R MRDI VEFAT VE TEŞEKKÜR 18 Eylul 1985 günü yefat eden, Karadeniz üniversitesi öğretim üyelerinden. değerli aile buyüğumüz, Doç. Dr. K. NACİ DUMAN'in hastalığı sırasında bütün olanakları kullanarak tedavisiyle ilgılenen tüm doktorlara, cenaze torenine gelen, mektup, telgraf ve çelenk gönderen, telefon veya ziyaretle acımızı paylaşan ve ayrı ayrı teşekkür etme olanağı bulamadığımız tüm dostlarımıza ve yakınlarımıza teşekkürlerimizi sunarız. 6 BtN LtRA 069 376 552 577 714 4 BtN LtRA 12 47 64 86 AMORTİ 3 6 AYRICA: 1111 CUMHURİYtT ALT1NI AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle