21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EYLÜL 1985 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Hollanda ve nükleer füzeler Hollanda Dışişleri Bakanı Hans Van Der Broek, hükümetinin, Hollanda topraklanna ABD yapısı orta menzitli füzeleri yerleştirmeyi kabul edebUeceğbü açtkladu Hollanda, konuya itişkin kesin karannı 1 kasımda açıklayacak. BM Genel Kurulu'nda, konuşan Van Der Broek Sovyetler Birliği'nin Doğu Avrupa'ya orta menzUU SS20 füzeleri yerleştirmeyi sürdürmesi hatindt Hollandalılann, topraklanna Pershing ve Cruise füzeleri yerleştirmeye hazır olduklannı beürtti. Roma'daki Sovyet Dışişleri Bakanlığı'nda görevliyken orîadan kaybolan KGB'nin 5 numaralı adamı Vitali Yurtçenko'nun ABD'ye sığındığı ortaya çıktı. KGB uzmanı CIA'nın elînde Vitali Yurtçenko, Stalin'den beri Batı'ya geçen en önemli casus POUTIKADA SORUNLAR ERGUN BALQ YVASHINGTON (AP) KGB'nin Stalin döncminden bu yana Batı'ya iltica eden en büyük casusu, ClA'nın elinde. Geçen ay Roma'daki Sovyet Dışişleri Bakanlığı'nda görevli bulunduğu sırada ortadan kaybolan Sovyet gizli haberalma örgütü KGB'nin 5 numaraü adamı Vitali Yurtçenko'nun ABD'ye iltica ettiği ortaSri Lanka'da, Tamil bölgesinin ya çıktı. Bir aydır Amerikan bağvnsızhğı için mücadele eden Merkezi Haberalma örgütü gerillalarm ülkenin guneyinde (CIA) tarafindan sorguya çekilen •bulunan Batticaloa bölgesinde Yurtçenko'nun, CIA yetkilileriikisi polis üç kişiyi öldürdükleri ne, ABD'de Doğu hesabına çabiUtirîldi. PoHs yetküiierinin yap lışan çok sayıda üst düzeyde catıgi açıklamaya göre, bir araçla susun adlannı verdiği bildiriliyor. karakolun ihtiyaçlanm almaya Yurtçenko'nun açıklamalarının gelen poüslere ateş açıUa. Bu ateş dünyanın çeşitli ülkelerinde faasonunda ikisi polis ve biri dükliyet gösteren Sovyet casuslarını kân sahibi olmak üzere üç kişi büsbütün telaşa düşürmesi beköldürüldü. (UBA) leniyor. Son zamanlarda Federal Almanya'daki Doğu Almanya casuslannın birbiri ardına telaşa kapılıp Doğu Almanya'ya il Sri Lanka'da Tamiller 3 kişiyi öldürdü KGB MERKEZİ Sovyet gizli servisi KGB'nin Moskova 'daki merkezi. Ayru bina hem merkezi '''sorgu cezaevini", hem KGB karargâhını barındmyor. tica etmelerine neden olarak da Yurtçenko'nun Roma'da bulunduğu sırada ortalıktan kaybolması gösterilmiştı. Yurtçenko, ABD, Batı Avrupa ve Latin Amerika'daki Sovyet casusluk faaliyetleri hakkında aynntıh bilgilere sahip olması açısından casusluk bağlamında anahtar kişi olarak görülüyor. Beyaz Saray, Yurtçenko'nun CIA'ya yaptığı açıklamalar hakkında bilgi verme konusunda son derece ihtiyatlı davranıyor. Beyaz Saray basın sözcüsü Edward Djerejian, bu konuda ba Harg'da onanm için faaliyet dıırdu sına hiçbir açıklama yapmamak için yönetimden kesin emir aldığını söylüyor. Ancak Amerikan New York Times gazetesi Reagan yönetiminde görevli baa yetkililere dayanarak verdiği haberde, KGB'nin 5 numaralı adamı ve gelmiş geçmiş en "bilgili" Sovyet casuslanndan biri olan Vitali Yurtçenko'nun, Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü'ne ,bugün CIA'da görevli çok sayıda Sovyet casusun adlannı açıkladığını yazdı. 1930'lu yıllarda Josef Stalin döneminde iki Sovyet istihbarat ajanının Batı'ya iltica etmesi önemli bir casusluk skandalı olarak nitelenmişti. Vitali Yurtçenko'nun o dönemden bu yana Batı'ya sığınan en üst düzeydeki KGB ajanı olduğu belirtiliyor. Yurtçenko olayı hakkında ABD Dışişleri ve Adalet Bakanlığı son derece ağzı sıkı davranıyor. Geçen 25 haziran tarihinde Roma'daki Sovyet Büyükelçiliği'ndeki görevine başlayan Yurıçenko, 1 ağustosta oradaki Sovyet yetkililerine "Vatikan müzesini gezecefini" söyleyerek büyükelçiükten ayrılmış, ABD'ye sığındığı önceki gün ortaya çıkıncaya kadar da kendisinden hiçbir haber ahnmamıştı. Haliç ve Habercilik Yeni Sovyet Başbakam Nikolay Rizkov Körfezde iyi haber alan kaynaklara göre tran, Irak hava saldınlan sonucu büyük hasar gören Harg adasındaki petrol dolum tesislerinin faaliyetlerini durdurdu. Kaynaklar aşure ayı dolayısıyla tatilde bulunan tran üst düzey yöneticileriyle görüşülemediğini, bu nedenle haberin henuı dotrulanmadıtım bHdirdiler. Yunan gizli servisinde temiztik yapüaeak STELYO BERBERAKJS ATİNA Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu, önceki günkü Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı acıklamada Yunan Haberalma Örgütü KYP'de önemli değişiklikler yapılacağını söyledi. Papandreu, bir süredir Yunan kamuoyu için gittikçe önemli boyutlar kazanan bir konuyu açıklığa kavuşturarak Yunan Haberalma örgütü KYP ile Yunan Polis örgütü ElAs arasında şiddetli bir sürtüşme bulunduğunu, bu durumun kabul edilemez olduğunu söyledi. Papandreu, bu olaya bağh olarak KYP içinde degişiklik yapılacağını açıkladıktan sonra sözlerini şöyle sürdürdü: "KYP 1981 yıluıa kadar vatandaşlan ideolojilerinden &aptırmak ve bunlan fişlemek amacıyla faaliyet gosteriyordu. Ancak, 1981'den bu yana yatauz ulusal giıvenlik amacıyla çahşması için elden gelen yapılmıştır." öte yandan, Mitsotakis ise, casusluk suçlamalarıyla ilgili olarak Atina Sorgu Yargıçbğı'nda verdiği ifadeyle ilgili hiçbir açıklama yapmadı. Mitsotakis ifadesini verdikten sonra sorgu yargıçlığından çıkarken gazetecilerin sorulannı yarutlamayı reddetti, sadece "Hükümet ve Başbakanın, adaleti bu gibi siyasi işlere alet etmesinden derin üzüntiı daydum. Hükümet bu tnr davranışlarıyla ülkenin hem siyasi, hem de adli mekanizmasma zaı v veriyor. Bu konuda daha fazla açıklama yapamam. Partim önümüzdeki günlerde konuyu parlamento gündemine getirecektir" dedi. Fransa: Y.Zelanda karışmasın Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas, Yeni Zelanda hükümeti tarafindan yapılan suçlamalara cevap vererek, Fransa'nın "kendi topraklannda" gerçekleştirdiği nükleer denemelere başka ülkelerin kanşmaya hakkı olmadığı görüşünü savundu. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Roland Dumas, diğer ülkelerin de kendi topraklannda nükleer denemeler yaptığmı, onlara kimsenin karışmadığını vurguladı. r» Ci ! ! • • • • • B*>'<»î Saray'da dün ABU Keagan•şevaranaaze gönişmeyapan Sovyet Dışişleri Bakanı Eduardşevardnadze, ülkesinin gelecek hafta Cenevre görüşmelerinde nükleer silahsızlanma alanında yeni bazı önerilerde bulunacağını resmen açıkladı. Şevardnadze, Reagan 'a Mihail Gorbaçov 'un mektubunu okudu. Reagan ile Gorbaçov 1920 kasım günlerinde Isviçre'nin Cenevre kentinde doruk görüşmeleri yapacaklar. (Foto: AP/a.a.) goruşmesı Başkanı RonaidReaganue«r ŞilVde kadınlar gösteri yaptı Şili'nin başkenti Santiago 'da demokrasi isteğiyle yürüyüs yapan yüzlerce kadına mühadele eden polis, 50 kadmı tutukladı. Yönetim, örtceki gün de iki sendikacıyı daha tutukladı. Batıya sığınan KGB ajanı FRANKFURT, (a.a.) F. Almanya (ZDF) Televizyonu'nda önceki akşam ikinci ' bölumü yayımlanan "Uhulsrarası Terör" konulu belgesel programda, Türkiye'yi 12 Eylül'e getiren terörun arkasında Sovyetler Birliği'nin bulunduğu öne sürüldü. ZDF'de bu açıklamayı, Sovyet Gizli Haber Alma örgütü KGB'nin Batı'ya sığınan görevlilerinden Arkadi Çernenko yaptı. Daha önceleri Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulunan Çernenko'nun açıklamalan sesi değiştirilerek yaymlandı. Çernenko, 1967 yılında Andropov'un Sovyet Gizli Haber Alma Teşkilatı Başkanlığı'nda bulunduğu sıralarda, bu teşkilatın Batı Avrupa ülkelerinde huzursuzluk yaratmak için terörist yetiştirmeye başladığını söyledi. KGB eski temsilcisi, bu teröristlerin mensup oldukları örgütler arasında Filistin Kurtuluş örgütü, Sandinistler, 'Sovyetler Türkiye'de terörü destekledi' BASK, BaaderMeinhof ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nu da saydı. 70'li yıUarın başından itibaren Türkiye'ye çok sayıda silahın sevkedildiğini kaydeden Çernenko, Türkiye'nin Sovyet Gizli Haber Alma Teşkilatı (KGB) için en önemli görev bölgesini oluşturduğunu söyledi. Yaklaşık üç saat süren "Uluslararasa Terör" konulu programda Suriye'nin, Türkiye'nin en büyük düşmanlanndan biri haline geldiği vurgulanarak, Ermeni tedhiş örgütü ASALA'mn Suriye'de örgütlendiği ve Ermeni teröristlerin bu ülkede eğitildikleri kaydedildi. Ermeni teröristlerin eğitimi için Suriye'de 5 ayn kamp kurulduğunu açıklayan Alman TV'si, bu arada bin kadar Filistinli teröristin de Sovyetler Birliği'nde eğitildiklerini bildirdi .Belgesel dizinin önceki akşamki ikinci bölümünde, aynca Italya ve Fransa gibi bazı Avrupa ülkelerinin terör örgüt Larnaka baskını: tsraiVin iade isteği reddedildi Kıbns Rum Yönetimi, çarşamba günü Larnaka ümanında üç Israifliyi öldüren 3 Filistinlinin Israil makamlanna teslim edilmesi isteğini reddetti. Yönetim, lsrail 'e olayia ilgili bilgi verdiğini, ancak yargı yetkisinin Rum mahkemesinde olduğunu belirtti. Bu arada Limasol'da da dün bir Lübnanh, silahü saldunda öldürüldü. Yunanistan Kenya'dan özür diledi Gemisinde bulunan kaçak 11 yolcuyu denize attığı için yargılanan Yunanlı kaptaran avukatmın kullandığı "ırkçı" ifadeler nedeniyle Yunanistan Kenya'dan "özür" diledi Kenya hükümetinin resmi yayın organı "The Kenya Times"gazetesinin bildirdiğme göre, Yunanistan büyükelçisi Alexander Afendulis, Yunanlı avukatm sarfettiği "ırfcçı nitelikli sözlerin" Yunan halkının Afrikalüara olan gerçek duygularım ifade etmediğini belirtti. (UBA) F.Almanya'da 9. casus da kaçtı BONN, (AP) Federal Almanya'nın Bavyera eyaletinde görevli bir mühendisin daha Demokratik Almanya'ya kaçmasıyla casus Alman sayısı 9 oldu. Bir devlet mühendislik bürosunda çalışan mühendisin iki hafta önce ortadan kaybolduğunu belirten Federal Savcüık Sözcüsü Jürgen Förster, mühendis hakkında casusluktan soruşturma açıldığını açıkladı. Förster, Doğuya kaçan mühendisin Doğu Almanya'dan karısına gönderdiği bir mektupta, Federal Almanya'daki hayat koşullanndan memnun olmadığını bildirdiğini söyledi. Çekoslovakyada terör eylemi VİYANA (AP) Çekoslovakya yetkiliieri, sınır yakınlannda terörist bir saldırı meydana gelmesi nedeniyle Avusturya sınınndaki başhca geçiş noktası BergPetrzalka'nın kapatıldığını bildirdi. Çek yetkiliieri ilk kez ülkede terör eylemi meydana geldiğini bildirdi. A vusturya sımrında bir geçiş askeri kordon aldına alındı. donu altına alındığını ve kan dökülmesini önlemek için gereken tedbirlerin uygulandığını bildirdi. Avusturyalı görgü tarukları, sınırın Çekoslovakya yakasında yoğun bir şekilde askerlerin devriye gezdiğini bildirdi. Avusturya İçişleri Bakanlığı'ndan alman bilgiye göre iki ülke arasındaki sınır kapısı, sabah se Ajgan mücahüleri: Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı öldü Afgan mücahitleri, Afganistan Kara Kuvvetleri Kurmay Başkarunın mücahitUrce kullanılan ikmal yoUannın kesibnesini amaçlayan harekâta katılan birliklere komuta ederken öldüğünü bildirdiler. Mücahitlere göre ölüm olayn kurmay başkanının bindiği aracm mayına çarpması sonucu meydana geldi. Avusturya Basın Ajansı'nın bildirdiğine göre Çekoslovakya yetkiliieri, sımnn Çekoslovakya tarafının askeri birüklerinin kor MEXİCO C t n , (AP) Mexico .City'de geçen hafta meydana gelen korkunç depremi önceden saptayan Meksikalı sismoloji uzmanları, aynı bölgede iki büyük deprem daha yaşanacağını açıkladı. Geçen hafta kentte 5 bin kişinin ölümüne ve ülke ekonomisinin olağanustü zarar görmesine yol açan iki büyük depremden sonra kent 46 kez daha sallandı. Bu arada, Mexico Cityde yirminci yüzyılda meydana gelen bu en büyük deprem yüzünden Meksika hükumeti, ABD'den 21 yıldır ilk kez borç istemek zorunda kaldı. Yakın ve güçlü komşusu ABD ile olan ilişkilerine her zaman belirli bir mesafe koymaya çalışan ve bu ülke ile ilişkide olmasına kızde kapandı, on buçukta açıl ! yol açan ortak noktaları azaltmak için çaba gösteren Meksika, dı, fakat çok kısa zaman sonra ABD'den son yardımını 1964 yıyeniden kapandı. hndaki büyıik deprem felaketinDoğu Avrupa ülkelerinde tede istemek zorunda kalmıştı. Esrör eylemleri olduğu konusunda ki ABD Başkanlarından John şimdiye kadar haber verilmesi görülmüş şey değil. Terörist sal Kennedy'nin "îlerleme için birlik" programına katılmayı dınlara iü'şkin söylentiler olduğu oluyor, ancak bunlar genellikle reddeden Meksika, Amerikaü yardım gönüllülerini hiçbir zadoğrulanmıyor. man kabul etmedi. Avusturya Otomobil Derneği Meksika'da iki yeni depremin OEAMTC, Bratislava yakmladaha meydana geleceğini, Mekrındaki sınır kapısında yaklaşık 200 taşıtın kuyruk oluşturduğu sika Ulusal Üniversitesi sismoloji uzmanları açıkladı. nu bildirdi. leriyle hükümetler düzeyinde sözlü anlaşmalar yaptıklan belirtilerek, "Bu anlaşmalar bu iilkeleri de eylemlerin bedefî olmaktan kurtaramadı. Onlar, ne kadar büyük bir hataya düşrüklerini çok geç anladılar" denildi. Terörü destekleyen ülkeler arasında Sovyetler Birliği'nin ilk sırada yer aldığı öne sürülen programda, bugün dünyada terörsüz bir gün bile yaşanmadığı ve dünyadaki terör olaylaruun yüzde 40'tan fazlasınm Batı Avrupa ülkelerinde meydana geldiği vurgulandı. PTOgramda, Fransa'nın bugün siyasi sıgınmacılara kucak açan bir ulke haline geldiği belirtilerek, adlan açıklanmayan üst düzeydeki Fransız polis yetkililerinden alınan bilgiler verildi. ZDF, "ASALA'niD BaU Avrupa ülkelerinde çok sayıda terör eylemi gerçekieştinnesine, Fransa'nın Ennenistan kurulması fikrini sembolik olarak desteklemesi neden oldu" ifadesini kullandı. MOSKOVA, (BBC.a.a.) Sovyetler Birliği Başbakam Nikolay Tikonov'un sağlığı bozulduğu için, kendi isteği ile görevinden alındığı açıklandı. Yüksek Sovyet, bu göreve Komünist Parti Politbüro üyesi Nikolay Rizkov'u (56) getirdi. Sovyetler Birliği'nin resmi haber ajansı TASS'a göre, 80 yaşındaki Tikonov, Komünist Parti Genel Sekreteri Mikafl Gorbaçov'a bir me'ktup göndererek son zamanlarda sağlığının çok bozulmuş olduğunu ve doktorlann kendisine emekliye aynlmasını öğütlediklerini bildirdi. Tikonov, 1980 yılında başbakanlığa getirilmişti. Bu arada belirtildiğine göre, çalışma hayatına makinist yardımcısı olarak başlayan Tikonov'un siyaset alanındaki başansında yakın dostu, eski Devlet Başkanı Leonid Brejnev'in büyük rolü olmuştu. Politbüronun en kıdemli üyesi durumundaki Tikonov, iç ekonomik sorunlar ve dış ticaret konularında ülkenin en yetkili kişilerinden biri sayılmasına rağmen, liderlik mücadelesinin dışında kalmıştı. BBC, olaya ilişkin haber yorumunda Tikhonov'un Brejnev grubunun son adamı olduğuna dikkati çekti. BBC, ayrıca Tikbonov'un yerine atanan yeni Başbakan Rizkov'un da Sovyet liderı Gorbaçov'a yakın olduğunu ve Gorbaçov'un ekonomik reform programını benimsediğini belirtti. Boylece yeni atamayla Gorbaçov'un gücü daha da artmış oldu. Brejnev ekibinin 'son temsilcisi' olarak bilinen Tikonov'un yerine başbakanlığa, Gorbaçov'un reform programmı destekleyen Nikolay Rizkov atandı. Sovyetler'de Tıkonov görevden alındı Mexico City'de yeni korku Haliç, hepimızin bildiği gibi istanbul'un kronik yarası. Aslında Haiiç'le Boğaziçı'ne sadece İstanbul'un yaraları olarak bakmak yanlış olur. Bunlar tüm Türkiye'nin yaralarıdır. Çünkü doğanın bu olağanustü iki armağanını günümüzdekı acınacak duruma getiren ve bu olgudan tedirgin olmayan bir toplum çağdaşlık ölçülerine ters düşer. Haliç ve Boğaz'ın günümüzdeki durumları, bu bakımdan İstanbul'un çok ötesinde, bir düzenin iç kapayıcı ve korkutucu simgeleridir. Haliç konusunda yıllardır yazıldı, konuşuldu. istanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, ilk kez bu işe gerçekten sarılmtş bir yönetici izlenimini veriyor ve şimdiye dek yöneticilerden dinlemeye alışık olduğumuz edebiyatın dışında somut adımlar atıyor. Dalan, belki kişisel ihtirasının ıtici gücü ile bu işe sarıldı. Tarihe geçmek isttyor. Belki, İstanbul'a karşı gerçekten duyduğu büyük sevgi onu bu yola itiyor. Belki her iki neden de rol oynuyor. Ancak Dalan'ın Haliç sorununa sanlmasmın nedenleri bizi ilgilendirmez. Önemli de değildir. Bir istanbullu olarak bizim için önemli olan yıllardır kanayan yara görünümündeki Haliç konusunda ilk kez bir hareketin başlamış olmasıdır. Bu, olurrv lu bir gelişmedir. Ama Haliç'te ytkım başlayalı beri, basınımızda bu konuda çıkan haberlerle, fotoğrafların zaman zaman, sansasyona yönelik ve tek yanlı oldukları göze çarpıyor. Haber ve fotoğrafların sunuluşunda, durumu objektif olarak tüm yönleri ile vermek yerine, okurun en fazla ilgisini çekecek biçimde sergilemek eğilimi ağır basıyor. Gzetelerde yayımlanan haber ve fctoğraflarda, yıkılan bina ya da ışyerlerinin sahiplerinin protestoları, yakınmaları ve çeşitli iddiaları yer alıyor; çarpıcı görüntüler sergileniyor. Âma bu binaların hukuki ve fiziki durumları, ne şekilde yapılmış otdukları, teknik bakımdan ne durumda oldukları,beledıyenin görüşleri ve teknik raporlar hakkında hiçbir bilgi verilmiyor. Ozetle, galiba işin biraz kolayına kaçılıyor. Bir iki çarpıcı resim ve ayaküstü alınmış bir demeç yeterli görülüyor. Kimi yakınmalar kuşkusuz haklıdır. Beledive, bazı haksızlıklar yapmış olabilir. Ama Haliç gibi hassas bir konuda gazetecinin görevı, her haberi, her fotoğrafı hemen yayımlamak değil, haber ve iddialar üzerine kılı kırk yararcasına gitmek, iddiaları tüm yanları ile inceledikten sonra bunları basmaktır. Aksi takdirde kamuoyunda Haliç operasyonunun tümüyle zorbalık ve haksızlığa dayandığı izlenimi uyanır ve böyle bir gelişmeden de Haliç'teki yıkım işlemine sadece özel çıkarları açısından karşı çıkanlar yararlanır. Bu olgunun son örneğini 22 eylülde Perşembe Pazan'ndaki bir iş hanının yıkılması oluşturdu. İş hanının, iskambil kâğıdından bir şato gibi, yıkılışını sergileyen koca koca fotoğraflar yer aldı gazetelerde. İş hanının yıkılışı, bazı haberlerde heyecanlı bir dille anlatıldı. "Görkemli biçimde" yıkılmıştı iş hanı. Büyük bir operasyon yapılmıştı. Çevik kuvvet ekipleri, ellerinde otomatik silahlarla operasyona katılmıştı. Kimi totoğratların altındaki resim altları da daha az heyecanlı değildi. Fotoğrafta görülen "Meksika'daki deprem değil, Haliç'teki yıkım"di. Evet, sanki yapılan Haliç'i temizleme operasyonu değil, yabancı bir işgal ordusunun İstanbul'da terör havası estirmesi idi. Otomatik silahlı polisler, korkunç ve "öfkeli, homurtulu" grayderler, yerle bir edilen binalar. İstanbul dehşet içinde idi. Bu arada yıktırılan iş hanının sahibinin iddiaları da tüm ayrıntıları ile verilmişti. O gün bu konuda çıkan haberleri okuduk. Belediyenin iddialanna, teknik adamların ve yetkililerin görüşlerine rastlamadık. Sadece yıkılan hanın sahiplerinin iddialarını öğrendik. Madalyonun öteki yüzünü, ancak Sayın Hasan Pulur'un 2Ş eylülde çıkan yazısından öğrenebildik. Hasan Pulur, yılların getirdiği deneyımle gazetecilik dersı verıyordu. Bedrettin Dalan'a telefon etmiş ve bir de onun görüşlerini almıştı. Dalan'ın iddiaları, tüm gazetelerde geniş yer ayrılan, iş hanının sahiplerinin iddialanndan çok değişikti. Dalan, "öfkeli, homurtulu" grayderler tarafindan "yerle bir edilen" ve basınımızda çarpıcı fotoğrafları yayımlanan iş hanının fen adamlarının raporlarına göre çökme tehlikesi içinde olduğunu öne sürüyordu. Başka şeyter de söyiüyordu Dalan. Şu, otomatik silahlı poiislerın eşliğinde, büyük operasyon/a kurban edilen binanın kaçak yapılmış olduğunu, bu konuda ellerinde belge bulunduğunu belirtiyordu. Sayın Hasan Pulur, şehrin göbeğinde koca bir binanın nasıl olup da kaçak yapıldığma şaştığını belirtiyor, sonra da, "Surası Türkiye, her şey olur" demeye getiriyor. Doğrusu buna biz de şaşırdık; ama en az onun kadar bir şeye daha şaşırdık: İş hanının yıkılışı konusunda basınımızda yer alan haberlerde, hep binanın sahiplerinin iddiaiarını görmemize karşılık, Dalan'ın iddialanna rastlamayışımıza... Bu konuda bir de Dalan'ın görüşlerini sorma zahmetıne katlanılmamış olmasına. Şu Haliç konusunda yıllardır yakındık durduk. Tam bir hareket başladığı sırada ise haberler o biçimde veriliyor ki, neredeyse projeye karşı olacağımız sanılacak. Uyarma ile yıpratma arasındaki farkı gözden kaçınrsak, sonunda bu işe soyunmuş olanlar "bu memlekette tek kahraman biz mi kaldık" derler ve bu sevdadan vazgeçebilirler. Sonra ne olur biliyor musunuz? Basınımızda, 21. yüzyıla girerken Haliç'in bu çağdışı durumunun bir ülke için utanç simgesi olduğu yolunda yazılar yazılır. Haliç'in terk edilmiş, acınacak durumunu sergileyen koca koca fotoğraflar çıkar. Haliç'teki işyerleri ile kaçak binalann gerek çevreye. gerekse insan sağlığına ne denli zararlı olduğuna ilişkin incelemeler yayımlanır. Ünlü "Altın Boynuz"u ne hale getirdığimiz en dokunaklı bir dille anlatılır. Ve Haliç'i kurtarma kampanyası açıhr. Biz, bize benzeriz vesselam. TRABLUSŞAM^DA SON GELİŞME Suriye Müslüman bölgesini bombaladı Dış Haberler Servisi Lübnan'ın kuzeyindeki Trablusşam kentinin çevTesinde mevzilenmiş Suriye birliklerinin kentin İslami Birlik Hareketi milislerinin elinde bulunan bölgeleri yoğun top ve roket ateşine tuttuğu bildiriliyor. Sovyet yapısı T52 tanklarıyla donatılmış 3 bin 5 yüz Suriye askerinin dün öğleden sonra başlattığı ve sonradan devam eden uzun menzilli top ve roket ateşi sırasında meydana gelen can kaybı konusunda kesin bilgi alınamıyor. Ancak yetkililer, iki haftadır Trablusşam'da süren çarpışmalarda en az 229 kişinin öldüğünü 609 kişinin de yaralandığını belirtiyorlar. Trablusşam'daki Islami Birlik Hareketi yoneticüeri, Suriye'nin kentte denetimi sağlamak amacıyla büyük bir saldırı hazırhğı içinde olduğunu belirtiyorlar. Kentteki yoğun çarpışmalar nedeniyle birçok insanın 15 eylülden bu yana kenti terk etmek zorunda kaldığı kaydediliyor. tsrail savaş uçaklannın Lübnan'ın doğusundaki Bekaa vadisındeki Filistin mevzilerine saldında bulunduklan bildiriliyor. lsrail saldırısına gerekçe olarak, Güney Kıbrıs'ta Larnaka Limanı'nda bulunan bir yattaki 3 Israillinin Filistinli olduklan belirlenen gerillalarca öldürülmüş olması gösteriliyor. Bu arada İsrail'in işgal altında tuttuğu Arap topraklanndan Havful'da bir otobüse girişilen silahlı saldırı sonucu 7 İsrailli yaralandı. Filistinli gerillalar tarafindan düzenlenen saldından sonra durumun gergin olduğu ve kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildiği bildiriliyor. Öte yandan Beyrut'ta Hıristiyan ve Müslüman milisler arasında sınır olan Yeşil Hat çevresindeki çatışmalarda 3 kişi öldü. Kentin bazı kesimlerinde de Müslüman milisler arasında meydana gelen çarpışmalan protesto etmek amacıyla dün genel grev yapıldı. Sayda'da da FKÖ lideri Yaser Arafat'ın yakın adamlarından Abu Yusuf Adavi, dün uğradığı suikast girişiminden yara almadan kurtuldu. Sayda kentinin denetimini ellerinde bulunduran Nasırî milislerinin guvenlik polisi, Adavi'nin saldından yara almadan kurtulduğunu belirttiler. Guvenlik polisi, olaydan hemen sonra iki Filistinli şüphelinin gözalrına alındığını bildirdiler. ANC artık sadece süngesel bir güç Güney Afrika'daki ırkçılık aleyhtan en büyük gerilla örgütü olan ve Zimbabwe'de sürgünde bulunan Afrika Ulusal Kongresi'nin, ülkedeki siyah ayaklanmasına hiçbir somui destek sağlayamadığı belirtiliyor. Dış Habericr Servisi Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki bir numaralı ırkçılık aleyhtan gerilla örgütü Afrika Ulusal Kongresi (ANC) ve örgütün 23 yıldan bu yana tutuklu bulunan lideri Nelsen Mandeta, bu ülkedeki siyahlann ırkçı beyaz azınlık yönetimine karşı verdiği mücadelenin simgesi durumunda. Ancak örgütün simgesel bir güç olmaktan ileri gidemediği, Güney Afrikalı siyahlar için somut bir güç niteliği taşımadığı belirtiliyor. Intenutional Herald Tribune gazetesinin haberine göre, Güney Afrika'daki siyah liderler ve Batılı gözlemciler, bu ülkedeki siyah ayaklanmasmın Afrika Ulusal Kongresi tarafindan hazırlanmadığı ve silah bakımından önemli ölçüdedesteklenmediği göruşündeler. Bir ANC üyesi, "Afrika Ulusal Kongresi liderieri ber ne kadar kabul etmeseler de, bu ayaklanmanın ardındaki giç gerilla örgütü degil" diyor. Ancak gerilla örgütünün lideri Nelson Mandela'nın 23 yıl hapis yamktan sonra kendisini hiç görmemiş genç siyahlar için manevi bir güç simgesi olduğu belirtiliyor. Afrika Ulusal Kongresi'nin, ırkçılığa karşı ayaklanan siyahlara yeterli sayıda el bombası ve diğer silahları sağlamakta başan elde edemediği, gözlemcilerin ortak görüşü. ANC'nin Zambiya'nın başkenti Lusaka'daki karargâhlarına Güney Afrikalı ajanlann sızması nedeniyle örgüt, Güney Afrika'daki siyah liderlerle bağlantı kurmakta güçlüklerle karşılaşıyor. Güney Afrikalı yetkililer, geçen temmuz ayı ortalarında kornşu ulke Svaziland'da gizlenmiş olan çok sayıda Sovyet yapısı cephaneliği ele geçirmişlerdi. Afrika Ulusal Kongresi'nin, bu silahları Güney Afrika'ya ulaştırmaktan aciz olması nedeniyle, ayaklananlara cephaneleri kendilerinin gelip çalmalannı önerdiği bıldirilivor. Sürgündeki en büyük Güney Afrikalı ırkçıhk aleyhtarı örgüt olma özelliğini halen koruyan Afrika Ulusal Kongresi, son 20 yılda Zambiya dışında 21 ülkede daha bürolannı açarak uluslararası burokratik bir örgut durumuna geldi. Isveç, Norveç, Hollanda, Finlandiya ve Irlanda hükümetleri, ANC'yi Güney Afrika halkının temsilcisi olarak kabul ediyor. Örgütün yılük bütçesi gizli tutuluyor. G.Afrika'daki Batılılar: tngiliz işadamlan, devrik Angola Devlet Başkanı tarafindan yıllar önce tngiltere'ye kaçırüdığı iddia edilen, 1.5 milyon sterlin (1 milyar 100 milyon lira) değerinde 43 elmas satın aldı. Elmaslann beşpara etmez cam parçalan çıkması üıtrine işadamlan Güney Afrikalı elmas tüccan Ronald Skjoldhammer 7 dava etti. (AP) 1 milyar liralık dolandırıcdık Kıyamet kamyonu ABD Başkanı Ronald Reagan ve ordunun komutanları için kıyamet kamyonları geliştirildiği bildirildi. Hükümet belgelerine göre, nükleer bir savaş halinde karargâh olarak kullanılacak olan kamyonlar, haberleşme sistemleriyle donatılntış dunımda. DİRENÎŞ Güney Afrika 'da bir toplu cenaze töreninden bir göriintü. Genç siyah direnişçinin sırtında "Irk aynmı altında banş olmaz" yazıh.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle