22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EYLÜL 1985 CUMHURİYET/7 Dosyası ŞUKRAN KETENCI Güçlü sendikacıhk güçlü sanayide oluşur I MESS Genel Sekreteri İlhan Lök: İşveren sendikalan ıçinde ilkelerin belirienmesinde öncülük yapan Madeni Eşya Sanayii Isverenleri Sendikası MESS'ın Genel Sekreteri İlhan Lök, günümüzün değertendirmesini şöyle yapıyor: "Sağlık biliminde olduğu gibi ekonomide ve sosyal bilimlerde de sağlıklı sonuçlara vanlabılmesi için ekonomik ve sosyal olaylara doğru teşhıslerin konulması, doğru tedavilerin uygulanması gerekir. Sosyoekonomik bir kurum olan ışverenişçi ilişkileri için de aynı şeyieri söylemek mümkündür. Teşhis araçları yoksa, eksikse veya lyi çalışmıyorsa yahuttedavi uygulayacak kişilerin ve kurumtann teşhis araçlanna itibar etme alışkanlıkları yoksa, ekonomik ve sosyal kurallar uygulanamayacaktır. Buriların yerini, kışısel veya politık ve ıdeoloiik önyargılar ve çıkarlar doğrultusundakı hareketler alacaktır. Özellikle "uzlaşma"fikrinin de eksik olduğu ülkemizde bu durum 12 Eylül 1980 öncesinde ülke sanayıini neredeyseçalışamaz hale getirmiştir. Uluslararası Çalışma Teşkilatı ıstatistıklerine göre, 1970 yılından itibaren 1980 yılına kadar son on Ücretler her maçta m İşte rakibio taktiği: 1. Hükümet, yıl başında "bu yıl enflasyon şu kadar olur" diye bir tahmin yapıyor. 2. YHK ya da Koordinasyon Kurulu, bu tahmindeki rakamı, o yıl yapılacak sözleşmelere "en yüksek zam oranı" diye koyma karan alıyor. 3 . Sözfeşmeler, YHK ya da Koordinasyon Kurulu'nun istediği gibi sonuçlamyor, "tavan" hiçbir zaman aşılamıyor. 4. Yıl sonu geliyor, enflasyon tahmini tutmuyor, ücretler 10 mağlup duruma düsüyor. Bu zincirleme reaksiyon, son beş yıldır başanyla uygulanıyor. Rakamlann ortaya koyduğu gerçek yıl içinde memleketimiz, dönyada, işçi baştna en uzun grevleri yaşayan ülke olmuştur. 19631980 dönemi, Türk işverenışçi ilişkileri müessesesine buyük tecrübeler kazandırmıştır. Bu tecrübeler ışığında, 1983 yılında endüstriyel ilişkiler mevzuatı, ülkemizın ekonomik ve sosyal bünyesine uygun bir düzeye getirilmiş ve 1983 yılının ikinci yarısından itibaren yeni mevzuat yürürlüğe girmiştir. Yeni mevzuat döneminde, resmi ağızlardan, bir milyonun üzerinde çalışanı kapsayan beş bini aşkın toplu iş sözleşmesınin ımzalanmış olduğu söylenmektedir. Türklş yetkililerı çeşrtli vesilelerle özel kesimdeki toptusozleşmelerden genellikle memnuniyetlerini dile getirirken, bu mevzuatla grev yapılamayacağını iddia ederek kamu kesimindeki sözleşmeleri kerhen imzaladıklannı ıfade etmekte, eski mevzuatın iadesıni istemektedirler. Öte yandan yeni mevzuatın grev kurallannda bir değişikük getirmedığı, sadece eski mevzuat zamanında uygulamada Yargıtay kararları ıle açıklığa kavuşmuş olan hususları bünyesine almış olduğu genel olarak tarafsız çevrelerce ve bilim adamlarımızca da kabul edilen bir gerçektir. Aslında, grev mevzuatınm değil, içinde yaşadığımız yıllann sosyal ve ekonomik şartlarının grevlere ve lokavtlara genelde müsait olmadığını kabul etmek, özellikle kamu kesiminde uygulanacak bir grevin lüzumsuz ve başarısız olacağı bilinci ile grev yoluna başvurulmadığını ikrar etmek, Türk sendikacılığmın rüştünün ispatı olacaktır. Aksi halde zamanı, zemini ve her şeyı ile baştan sona hatalı olan iki mini tersane grevinin başarısızlığını bile mevzuata yükleme gayretleri belki birkaç genç sendika liderine avunma imkânı verecektir. Ama, Türk sendıkalannın ınandırıcıltğı ve samımiyeti üzerinde şüphelerı de davet etmiş olacaktır. Sonuç olarak, güçlü sendikacılık güçlü sanayide oluşur. Bu oluşum tabıi ve normal bir oluşumdur. Oysa Türk çalışma mevzuatı, Türk sendikalarına Türk sanayıınin gücünün de ötesınde yasal imtiyazlar tanımıştır. Türk sendikacılığı bu imtiyazlara layık olduğunun imtihanını vermektedir. AğaçIş Başkanı Gürol Erçakır: 5 1983'Ün ikinci yansıydı. Toplu pazarbk dönemini belirleyecek yasalar yeni yürürlüğe girmişti. Sendikalar, birdenbire seslerini yükseltmeye başladılar. Hedef, son üç yıldır sendikalar adına sözleşmeleri bağıtlayan Yüksek Hakem Kurulu, yani YHK'ydı. Sendikalar, YHK'yı ve başkanını oldukça ağır dille eleştiriyor, işçileri fakirleştirmekle suçluyorlardı. Gerçekten de, YHK çalışmaya başladığı 1980 sonundan resmen sözleşme yapma yetkısini elinde tuttuğu 1983 yılına kadar, işyerlerinin konumuna göre 4 ya da 6 yıllığına sözleşme yenilemişıi. Bu yenileme işlemi sırasında da işçiler büyük ölçüde fakirleşmişti. YHK, sözleşme yenilerken şu ilkelere göre hareket ediyordu1. Hukümet, her yılın başında, "Bu yıl enflasyon şu kadar olur" diye bir tahmınde bulunuyor, Yüksek Hakem Kurulu da bağnlayacağı sözleşmelerde bu enflasyon oranını ücret artışlannın tavanı olarak kabul ediyordu. Yıl sonu geldiğinde doğal olarak hükümetin tahmini tutmuyor, enflasyon yıl başında açıklanan oranın çok üzerinde gerçekleşiyor, böylece YHK eliyle sözleşmesi yenilenen işçileT de, reel olarak ücrct kaybına uğramış oluyorlardı. Tabıi YHK yalnız ucretsel sorunlarla ilgilenmedi. Kuruluş yasasında, sendikaların daha önce yaptıklan sözleşmelerin ücret bölümlerini yeniden düzenlemekle görevlendirilen YHK, öteki maddelere de el attı. Yıllardır sözleşmelerde bulunan, uzerinde kesin anlaşmaya vanlmış kimi hükümleri bütün sözleşmelerden çıkarttı. özellikle, çahşma koşullan, iş güvencesi ve işçim'n yönetime katüması anlammdaki bütün hükümler sözleşmelerden özenle ayıklandı. Sosyal haklar donduruldu. Sendikalar, YHK'yı aamasızca eleştirirkcn bir şeyi unutuyorlardı. YHK adıyla çıkan bütün kararlarda Türklş temsilcisinin de imzası bulunuyordu. Ama eleştiriler öyle^oğundu ki, kimse bu sorumluluk payıru akhna getırmedi, böylece sendikalar geçmiş dönemin bütün sorumluluğunu YHK'ya, dolayısıyla hükümete atarak, işin içinden çıktılar. Tüıkiye'de Milli Gelirin Bölünüşü Bir işçi, makinesinin başında. (Fotoğraf: ARA GÜLER) kümet, işçilere yuzde 30'luk bir zammı uygun gördü. özel sektörde ise düşük zamlı küçük işyerlerinin yanı sıra yüzde 60'lar a varan oranlarda bağıtlanan grup sözleşmeleri de vardı. Aynı yıl, enflasyon oranı yüzde 52 oldu. Ücretler yıne mağluptu. YHK düzeni kısmen de olsa gjtmiş, yerine sendikalar düzeni gelmişti. Ama değisen fazla bir şey yoktu. ğerlendirmesi sistemini esas alan bir ücret sistemi yerleşti. Sendikalar, işverenlerin önlerine koyduğu sözleşmelere karşı alternatif görüş bile hazırlayamadan işçilerini hak kayıplanna uğrattılar. Yeni dönemin en büyük tartışmalanndan biri, hukümet tarafından oluşturulan Kamu tşverenleri Koordinasyon Kurulu oldu. Kısaca Koordinasyon Kurulu olarak anılan kunıluşun başhca işlevi, kamu işyerlerindeki işçilerin sözleşmelerinde uyulacak ilkeleri belirlemek, sendikalara bu ilkeleri kabul ettirmeye uğraşmaktı. Kurulun oluşmasıyla birlikte sendika çevrelerinin sesi de yükselmeye başladı. Türkîş, Koordinasyon Kunüu'na karşı rakip bir kurul oluşturdu. Yüzde 43'ün altında bir ücret artışını kabul etmeyeceğini açıklayan Turkİş, zaman içinde Koordinasyon Kurulu'nun koyduğu ilkeler doğnıltusunda hazırlanan sözleşmelere imza atmak zorunda kaldı. tşleyişi ise hiç değişmemişü. Hükümet enflasyon tahmini yapıyor, sonra bu tahmine göre bir ücret artış oranı belirliyor, sendika da bu orana göre hazırlanmış sözleşmeye imza atıyordu. Değisen tek şey, YHK'nın yerine işçinin kendi kuruluşunun, sendikamn gelmesiydi. Ağaçlş küçük bir sendika olmasına karşın, yasal haklann sonuna kadar kullanılmasından yana. Grev hakkını bütün güçlüklerine karşın, kullanmayı en çok deneyen sendikalar ıçinde. Başkanı Gurol Erçakır, konuya ilişkin görüşlerini şöyle özetliyor: "2822 sayılı Toplu Sözleşme Grev ve Lokavt Yasası'nın en belirgın özelliğı, grev hakkını ileri ölçüde kısıtlamış olmasıdır. Grev hakkının kullanılmasında sıyasal iktidara grevleri erteleme yetkısinın tanınması, erteleme halinde uyuşmazlığın doğrudan sıyasal iktidarın ve işveren kestmınin ısteklen doğrultusunda hareket eden YHK tarafından sonuçlandınlması, grev kararının 60 gün içinde ve 6 işgunü öncesınden bıldirilecek bir tarihte uygulanması zorunluluğu, grev sırasında işverene grevı başarısızlıga ıtecek ımkânlar tanınması, buna karşılık grevcılerın, özellikle grev gözcülerinin barınaktan bile yoksun şartlara tabi tutulması, caydırıcı nitelikte ağır ve haksız engellerdır, kısıtlanmalardır. Ağaçiş, tüm olumsuz koşullara karşı iki işyerinde grev başlatmıştır. Bunlardan biri halen devam etmektedir. Grevle birlikte sıkıntılar da sürmektedir. Ancak işçi hareketi bakımından yapılabilecekler de sınırlıdır. Tüm kısıtlamalara, tüm baskıya karşın zaman zaman başarılı bile olunmasa, şartların gerektirdiği her zaman grev hakkı kullanılmalıdır. Ağaçiş bu görüştedır. Kısıtlamalara bakarak, işçi grev hakkını kullanamaz gibi bir sonuca varmak yersizdir. Özellikle yaşadığımız iki deneyim, yasalann işvereni hımaye ettığıni ortaya çıkarmıştır. Bizim açımızdan yine de yıldırıcı olmamıştır." Grev hakkı kullanılmalı tşçiye karşı ortak ilkeler Yüksek Hakem Kurulu'nun ilke kararları, Türkiye İşveren Sendikalan Konfederasyonu TlSK'in belirlediği kurallar ve hükümet tarafından oluşturulan Kamu Koordinasyon Kurulu'nun ilkeleri, yan yana getirüdiğinde birbirlerine çok benziyorlar. Ashnda uç kunıluşun ilkelerinin kökeni, 1980 öncesinde bir işveren kuruluşunun hükümete yaptığı önerilerdi. 1984 yılmda başlayan yeni toplu pazarlık döneminde, sözleşme masalannda taraf olarak sanki sendikalar yoktu. Toplusözleşme masalannda işverenlerin ortak ilkeleri doğrultusunda hazırlanmış metinler göruşüldü, üzerinde ufak tefek değişiklıkler yapıldı ve yaşama geçirildi. Pazarhkta baz alınan nokta, hiçbir zaman 12 Eyiül öncesı sözleşmelerde gelinen nokta olmadı, olamadı. İşe YHK'nın bıraktığı yerden devam edildi. Işyerlerinde işverenin yonetim hakkı kutsal sayıldı. Çalışma koşullafı, işçinin, sendikamn etkinliğinin asla gündeme gelmeyeceği biçimde düzenlendi. Sosyal haklann pek çoğu, yasadaki kadar, yani asgaride bırakıldı. Sözün kısası, toplusozleşmelerin yasalann üzerinde hak geliştirici düzenlemeler yapmak işlevi yerine getirilemedi. lşverenlerin yıllardır savunduğu, iş de Degişen ne oldu ? Derken, yeni toplu pazarbk dönemi başladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik BakanlığYnın bütün geciktirmelerine, yetki karmaşasına rağmen sendikalar teker teker masaya oturmaya başladılar. tlk sözteşmeler imzadan çıkmaya başladığında işçiler bir görduler ki, değisen hiçbir şey yok. YHK döneminden bile kötü sözleşmeler imzalanch, işçiler eskiyi arar hale geldiler, daha da yoksullaştılar. 1984 yüımn sendikalar eli ile bağıtlanan sözleşmelerde 1984 yıh ortalama ücret artışı, bir öncekı yıla göre yüzde 40 dolaylarında oldu. Yüksek Hakem Kurulu, yasaya göre görev süresi sona erdiği halde, 700 bin civannda işçinin sözleşmesim yuzde 25 artı 2 bin lira olarak bağıtladı. Aynı yıl oluşturulan Kamu tşverenleri Koordinasyon Kurulu aracıhğıyla hü tmzalar 'sehven' mi? Yüksek Hakem Kurulu'nun gidip, yerine sendikalann gelmesi ve işçiler açısmdan durumun degişmemesi, akla garip sorular getirebiliyor. Sendikalar, bu denli kötü koşullarda sözleşmeleri neden imzalıyorlar? Bu konuda kendini göruş açıklamak zorunda hisseden kimi sendikalar, "Sehven imzakyoruz" diyorlardı. Bu sendikalara göre çaresizliğin kökeninde, yasalardakı temel hak kısıtlamalan var. Sendikacılar, "İşyerlerinin aşagı yukan yana için grev yasağı var. Yasadaki düzenleniş biçimi ile işvereni anlaşmaya zoıiayacak etkli grev yapma olanağı yok. Grevleri erteleme ve çok genis durdurma vetkilerinin kulbuulması durumuDda da uyuşmazlık YHK'ya gidiyor. YHK"nın ne verecegi onceden belli. Sözieşmeleri YHK'ya gondermemek için imzalıyonız" diyorlar. Türklş bu yıl, tepkisini göstermek amacıyla, YHK'daki üyelerini geri çekti. Ama işçi açısmdan hiçbir şey değişmedi. Türklş daha önce YHK'dan çekilebilmiş olsaydı, belki de durumun bu denli kdtu olması önlenebilirdi. Özel sektör işverenleri ve Koordinasyon Kurulu, ne vereceğini böyle önceden bildirmişken, 2822 sayıh yasaya göre görev yapan YHK'nın pazarlık masasında gclinmiş noktadan geri dönmesine olanak yok. YHK'mn pazarbk masasında göruşmeye konu olan tavan istekten daha azını vermesi de olanaksız. Bu durumda, sendikaların kabul etmediklerini söyledikleri sözleşmeleri neden imzaladıklannı anlamak pek kolay değil. Prof. Toker Derelu Pazarlıktaki durgunluğun nedeni, istikrar politikaları 5 yılda 50 maglubiyet tstatistiklere, yapılan araştırmalara göre son beş yıl içinde işçiler yüzde 50 orarunda yoksullaşmışlar. Bugünkü gerçek işçi ucretleri, 1963'teki düzeyinin epey gensinde. Sosyal hak kayıplannm hesaplanması ise mümkun değil. Işçiliğin maliyetler içindeki pa>ı, aradan geçen 20 yılda yan yanya düşmuş, yüzde 20'den yuzde 10'a inmiş durumda. Gelir dağilımına ilişkin araştırmalann yapılmasından kaçmılıyor. Yine bilimsel araştırmalar, dunyada en ucuz emeğin ülkemizde olduğunu ortaya koyuyor. Ücretler, son beş yılda 50 mağlup. Bir yıl bile enflasyonu geçemeyen ücret duzeyleri her yıl biraz daha kötüye gidiyor. Bu karamsar ekonomik tabloda iyi bir taraf da yok değil. Bu iyi taraf ise işçilerin aklanmış olmalan. Nasıl mı? Uzun yıllar boyu ülkemizde gelişen işçi haklan, ekonomik gelişmenin, büyümenin önundeki en bü>Tik engel gibi gösterilmişti. Gelişemeyen üretimden, büyümeyen ekonomiden hep "ideolojik sendikalann ideolojik amaçlı grevleri" sorumlu tutulmuştu. Daha sonraki yazılarımızda ayrıntılanyla değineceğimiz gibi iş kazalannda yitirilen gün sayısmın grevlerle yitirilen gun sayısımn birkaç katı olmasının yanı sıra, son beş yıldır grev de yok. Işçilik maliyetleri, açıklamaya çalıştığımız gibi neredeyse yan yanya düştü. Peki neden ekonomi düzelmiyor? Hiçbir eylem olmadığı halde neden uretim kapasitesi yüzde 60'lara bile varamıyor? Maliyetler içindeki düşük paylan ve toplusözleşmelerden yararlanabilen 1 milyon gibi bir avuçluk bir işçi kitlesi varken, ücret artışları nasıl enflasyonun başhca nedeni olabilir? Butün bu soruların yanıüanru ekonomistler tartışacak. Ancak, hiç değilse işçilerin butün bu suçlamalar karşısında suçsuz olduklan anlaşıldı. Biraz pahalıya mal oldu ama... İşçiler aklandı. Rakamtarın diii olsa 1979'DAN SÖZLEŞMESİ Y E N İ L E V E N L A R 1979'dan kalan sözleşmeleri yenilenen işçilerin durumu Ücret artışı YHK Koordinasyon Fiyat artışı 1979 % 7080 % 63.9 1980 % 50 % 107.2 1981 % 10 + 3000 % 36.8 1982 % 15 + 3000 % 25.2 1983 % 20+1500 Vo 30.6 1984 % 25 + 2000 veya % 30 % 52.0 1985 % 25 % 40 198O'DE?J SÖZLEŞMESİ YETVİLENENLER 1980'den kalan sözleşmeleri yenilenen işçilerin durumu Ücret artışı YHK Koordinasyon Fiyat artışı % 7080 % 107.2 % 10 + 3000 % 36.8 % 15 + 3000 % 25.2 % 20+1500 % 30.6 % 25 + 2000 veya % 30 % 52.0 % 25 % 40 1980 1981 1982 1983 1984 1985 Sosyal bilimci Prof. Toker Dereli, işçiişveren iliskilerinde bugün geldiğimiz noktayı değerlendirirken özetle şöyle diyor: "Sendikacılık ve toplu pazarlık sistemimizin son birkaç yıldır bir durgunluk ve hatta gerileme içine girdiği açıktır. Gerçı Batı ülkelerinin çoğunda da endüstriyel ilışkılerde sçn 10 yıldır bir durgunluğun varitğı diKkatı çekıyor. Orneğın ABD'de ve Batı Avrupa'nın çoğu ulkelerinde durum böyledir. Ancak Batıdaki durgunluğun çeşıtlı sebepleri vardır. Burv ları şöylece ozetleyebılirim: 1. Yüksek teknolojilerin ve ılerı otomasyonun işgücü yapısında yarattığı değişmeler; 2. Bu değişmelere bağlı olarak "yapısal işsızlik"; 3. İzlenen liberal ekonomıler ve serbest tıcaret dolayısıyla Uzakdoğu ülkelerinin rekabetı; ve 4. Benimsenen Reagan tipi polıtikalar, yüksek faız ve istikrar tedbirleri dolayısıyla artan konjonktürel işsizllk, aynca aynı politikalarda ücretler ve toplu pazarlık konusunda takınılan olumsuz tavıriar. Ülkemiz bakımından Batı için söz konusu olan sebeplerden ilk üçü geçerli değildir. Kanımca endüstriyel ılışkilenn Türkiye'de bir durgunluk ve gerileme trendi içine girmesının ana nedeni, 4. faktör, yani istikrar tedbirleri ve bu arada ucretleri ve toplu pazarlığı bılınçli olarak kısıtlama politikalarıdır. Şüphesız, toplu pazarlık sistemimizin etkinliğini azaltan başka nedenler de vardır. Bunlar arasında 1982 Anayasası'nda ve buna bağlı olarak da 1983 yasalannda getırılen bazı kısıtlamalar zikredilebilir. Gerçekten yeni yasal çerçeve 19631980 arası döneme kıyasla daha sınırlayıcıdır. 1983 yasaları bir taraftan geçmışin aksaklıklannı düzeltmeye yönelik bazı yeni düzenlemeleri lyıniyetle ortaya koyarken, dığer taraftan grev yasaklarını artırarak ve zorunlu tahkime gidilmesinı gerektiren halleri çoğaltarak, bazı hal ve alanlarda toplu pazarlığı eskiye kıyasla dar sımrlar içine sokmuştur. Genellikle "insan" faktörü karşısında olumsuz ya da nötr tutuma sahıp bugünkü ekonomik politikalar er geç değışecektir. O zaman toplu pazarlık sistemimizin genış ölçüde ferahlayacağından, işlevlerinı yerine getıreceğınden emınim. Bunun gerçekleşeceği tarihe kadar ise Türkİş ve sendikalarımız. hükümetle ve ışverenlerle diyaloğunu sürdürmelı, mevcut yasalardan olabıldiğince yararlanmaya çalışırken, yasa değışıklıklerı yönünde işbirliğinden kaçınmamalı, aynca böyle bir geçiş döneminde üyeleri için toplu pazarlık dışında kooperatifçilik, egitim, vb. faaliyetlere de ağırlık vermelidir. 1981 'DEN B\ŞLAY\R\K YEıNtLENENLER 1981'den başlayarak sözleşmesi yenilenen işçilerin durumu Ücret artışı YHK Koordinasyon Fiyat artışı % 15 + 4000 % 36.8 % 15 + 3000 % 25.2 % 20+1500 % 30.6 % 25 + 2000 veya % 30 % 52 % 25 % 40 UIMASIZ ÇALIŞMA İş yasası, ilgilı tüzükler, işçilerin çalışma yaşları ve sağlık koşulları ıle ılgılı bir dızı önlem, ışçıyi koruma hükümleri taşır Özellikle çocuklar korunmaya çaiısılır. Çalıstırdığınızı resmi kayıtlar ıçine sokmazsanız bu yükümlüluklerın tamamından kurtulursunuz İşte bu yastakı bir cocuk, boyunun tavana vardığı bir küçük odada, ıkı dokuma tezgâhının anormal gurultusu ıçinde, sagıriaşmanın ılk adımlarını atar. 1981 1982 1983 1984 1985 Y \RII\: Sendikal gelişme nereye dogru?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle