15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EYLÜL 1985 HABERLER CVMHVRİYET/9 iGürkan ve Söylemezoğlu, Başbakanla 1.5 saat görüştü ANAP, HP ve MDP'nin Başkanhk Divanları üyeleri L sorunları yemekli bir toplantıda yeniden ele alacak. Gürkan: Meclis çaiışmaları konusunda önemli mesafeler kaydedeceğiz. Fevkalade, birbirini anlayan bir dilde / konuştuk. Parlamento içi zirve Dl\miK/GORDlK Söylemezoğlu: .t Başbakanı ılımlı bir < • hava içinde gördüm. önümüzdeki günlerde de partilerarası diyaloğun sürrvesinde mutabık kaldık. ANKARA (Cumhuriyet Bn. rosta) Başbakan lurgut Özal, < HP ve MDP Genel Başkanlan• nı dün Başbakanlık Konutunda '• kabul ederek yaklaşık 1.5 saat süren bir göriişme yaptı. Aydın . Güven Gürkan ve Ülkü Söylemezogiu'nun istemi üzerine ger• çekleşen görüşmede, muhalefet liderlen, Meclis çaiışmaları ve • komisyonlann Başkanlık Divan ÜÇ LİDER HP Genel Başkanı GürkanTa MDP Genel Başkanı Söylemezoğlu, Başbakanlık Konutu'nda ÖzalTa l.S saat süren bir görusme yaptüar. Meclis çaiışmaları ile ilgili eleştirileri Basbakan'a tteten muhalefet Uderleri,Özal'dantoplantılann sürdürübnesi sözünu aldılar. (Foıoğraf: RIZA EZER) lannın ohışturulması konulanndakı eleştırilerini Başbakana aktardılar. özal'ın her iki lidere "bakabm, incrieyeliın, aramızda daha gdrüseHnı" dediği öğrenildi. Devlet Bakanı Mesut Yümazın da bulunduğu görüşmede, Başbakan, muhalefet liderlerine "Siyasette kavgaiı bir ortamın gelmemesine bzen gösterilmesini, 1988 genel secimlerine huzur içinde gkffimesini" dilediğini belirtti. Muhalefet ile iktidar arasındaki bu görüşmede, öne sürülen eleştirilerin partüer arasında geniş bir toplantıda yeniden gözden geçirilmesi anlayışı doğdu. özal'ın önerisine göre partilerin Başkanlık Divanı üyeleri önümüzdeki günlerde birlikte yemek yiyip bu konuyu ele alacaklar. Toplantıda af konusuyla ilgili hiçbir göruşme yapılmadı. Ancak muhalefet af konusunda ve dış politika sorunlanna ayn bir toplantı dizisinin duzenlenmesini istediler. Bu isteğe Başbakan karşı çıkmadı. GÜRKAN'IN AÇKLAMASI HP Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan, görüşmeden sonra MUHALEFETİN İSTEKLERİ Komisyonların Başkanlık Divanı'nda muhalefetin temsil edilmesi Kanun kuvvetindeki kararnamelerin zamanında Meclise yansıması Meclis çalışmalarında muhalefete teknik ve personel desteği meclis kamuoyu ilişkilerindeki kopukluğun giderilmesi Dış politika konusunda bilgi verilmesi Yerel yönetimlerde partilerarası transferin önlenmesi gazetecilerin sorusu üzerine, Meclisin çalışma biçimi üzerinde durulduğunu beürterek şunları söyledi: "Komisyonlann başkanlık divanında muhalefetin temsil ediltnemesini önemli bir eksiklik sayıyorduk. Bunu ilettik. Çok birikmiş kanun kuvvetindeki kararnamelerin zamanında Medise yansımamasının çok ciddi bir biçimde Mecüse ait yasama erkinin hükümete devri gibi vahim bir sonuç doguracagı konusunda duşuncelerimizi açıkladık. Bunun dışında Meclis faalivetlerinde muhalefet partilerinin yeterince teknik ve personel destegine sahip olmadıgı konusundaki gonışlerimizi ifade ettik. Birçok yasanın çok biıyük bir hızla Meclisten geçmiş olması nedeniyle kamuoyunun yeterince aydınlatılmadığı, partilerin yeterince hazırianamadığı, muhalefet partilerinin bir oldu bitti ile karşılaşması konusundaki duşuncelerimizi ifade ettik. Meclis ve kamuoyu ilişkilerinin kopuklvgu konusunda neler vapabuîriz. Bunu görüştuk." Gürkan hükumetin çoğunluk partısi hükümeti oldugunu, ancak Meclisin millet iradesini temsil ettiğini vurgulayarak, Meclisin iyi bir biçimde işlemesi ve saygmhğını arttırmanın ortak görev oldugunu söyledi. Gürkan, Başbakan Özal'ın da konuya bu biçimde yaklaştıgını ifade ederek, "Sanıyorum sayın Meclis Baskanının da katkılan ile Meclisin çalısması konusunda önemli mesafeler kaledecegiz. Fevkalade birbirini anlayan bir dilde konuştuk" dedi. AF ÖNERİSİ MECLİSE SUNULUYOR Gürkan bir sonı üzerine de HP ile SODEP'in hazırladığı af yasa önerisinin önumuzdeki hafta başında TBMM'ye sunulacanı belirtti. Gürkan, Başbakan •zal'ın getirilen butün önerikr üzerinde duşuneceğini belirttiğini vurgulayarak, "Af konusunda iktidar partisi ile hiç kuşkusuz önemli siyasal goruş farkhlıklan vardır. Bugun bu konuda göriışmedik. Ama yann siyasal görüş farklılıklan nedeniyle ciddi bir bunalım çıkarsa, elbette Başbakan Özal Ue goruşüruz" dedi. Gürkan, hükumetin Meclise getıreceği ilk tasannın vergi yasalan oldugunu, Başbakanla yaptıklan görüşmeden af konusunun askıya alındığı izlenimini edindiğini bildirdi. SÖYLEMEZOGLU'NUN SÖZLERİ MDP Genel Başkanı Ülku Söylemezoğlu ise, görüşmede ağırlık noktasını Meclis çalışmalarının oluşturduğunu bildirdi. Muhalefet olarak icranın hâkim olduğu bir sistem değil, Meclisin meseleleri göruştuğü bir ortamın yaratılmasını ıstediklerini belirten Söylemezoğlu, komisyonlann Başkanlık Divanı'nda muhalefetin de yer alması gerektiğini, muhalefetin yasa önerilerinın gundeme aünarak görüşulraesi konusunda ısrar ettiklerini söyledi. Hükumetin bırçok konuda yetki aldığını, yasa gucundeki kararnamelerin ise komisyonlarda beklediğıni ifade eden Söylemezoğlu, "Sanki icra Meclisin üstünde gibi, Meclis dışlanıyormuş gibi bir durum doğuyor. Biz bunu, gelecekte demokrasinin yerleşmesi açısından dogru görmüyoruz" dedi. Söylemezoğlu, anayasanın 84. maddesinin partilerarası transferle bir yere varılamayacağı göruşüyle getirildiğini de beürterek, Başbakan özal'a bu prensibe yerel yönetimlerde de uyulması konusunda göruşlerini belimiklerini söyledi. MDP Genel Başkanı, dış politika konusunda Meclisin bilgilendirilmesini de Başbakandan istediklerini sözlerine ekledi. tki lider, ileride gerek duyulduğunda Başbakan özal ile yeniden göruşeceklerini belirterek, "Sayın Başbakanı, ılımlı bir hava içinde gorduk. Bunu olumlu bir gelisme olarak degerlendiriyorum. Önümüzdeki günlerde de partilerarası diyaloğun sunnesinde mutabık kaldık" dedi. "tNANILMASI ZOH" 6ÖRÜNTÛ Opus Grubu Açıkhava Tıyatrosu'nda Yataktan yenı kalkmış gıbı görünen beş genç pijamaya benzer gıysılerı ile sahneye tırladı (Fotojraf: MEHMET AKİF) Opus konserinden izlenimler 40O0'i aşkın gencın 3000 veya 6000 lıralık bilet ücretleri ödeyerek Aqkhava Tıyatrosu'nda yapılan Opus topluluğunun konserine neden gittiklerini anlamak, fazla genç olmayanlar içın kolay anlaşılabilecek bir ış değildı. Çünkü şarkı söylemek içın taa Avusturya'dan kalkıp gelmiş Öpus'u dinlemek yerine kendileri bağırıp çağırıyor ve şarkıları grubun elemanlarına söyletmek yerine kendileri söylüyoriardı. Bu sozlerimle gençlerı eleştırdiğim sanılmasın.. Pop konserlerinde tüm dünyada durumun böyle olduğu artık bıliniyor. Müzık grupları mılyonluk elektronik aygıtlarıyla dünyanın bir ucundan kalkıp, başka bir ucuna gidiyorlar ve Konserin bundan sonraki böiümünde de Opus grubu bütün çabalarına ve son model elektronik aygıtlarmın desteğıne karşın, genç seyircilerin bağırış, çağırışlarını bastırmaktan acız kaldı. Bu gürültüyü bastırabılenler sadece, Açıkhava Tiyatrosu'nun deneyımlı firıko ve gazoz satıcıları oldu.. DUYULMAYAN GÜZEL SES Çevremde konuşan gençlerden anladığıma göre grubun solıstimn sesi çok beğenılmışti.. Birçoğu "çocuğun sesi çok güzel" diye fikrinı belirtiyordu. Ah! Ogüzel sesi bir de ben duyabılseydim.. Fakat olmuyordu. Hele sıra "Live is life" adlı en sevilen parçaya geldiğinde daha da büyük bir kıyamet koptu. Özellikle bu parçayı Opus grubunun söylemesine hiç gerek kalmadı. Çünkü onların yerine 4000 kışi hep bir ağızdan söylüyordu. Belki bu nedenle grup, parçayı ikinci kez soylemeyi denedı ama yıne başaramadı. Müziğı duyamasak bile öncelerı hiç olmazsa hareketlerı görebilıyorduk. Grup elemanlarının hareketlerı de son derece ilgınçtı örneğin gıtar çalan iki müzısyen bu aletleri çalmaktan çok yemeye uğraşıyorlar gibıydiler. Org çalan ise aletinı parçalamaya çalışıyor ama bir türlü başaramıyordu. Göğsundekı tışortta "Live ıs life" yazılı olan grup şarkıcısı belli ki şarkı söylüyordu ama sesi duyulmadığından bir ağrıdan dolayı ısdırap çeker gibi bir izlenim yaratıyordu. Sadece baterı çalan eleman, bateri çalıyor gıbiydi.. İkinci parçadan sonra seyirciler daha iyi bağırabilmek ve daha çok zıplayabılmek için ayağa kalktıklarından sesin ardından görüntü de kayboldu. Protokol koltuklarında oturan bızler iskemlelenn arkalıklarına oturarak kaybolan gorüntüyü biraz olsun yakalamayı başardık. Bu durumda ben zamane gençlerını anlamanın ne kadar guç oldugunu duşundüğumu sanırken, sağdan soldan omuzuma vuranların "Devlet artık fakir babası değil, zengin anası 55 Cindoruk: Özal yük oldu D Y P Genel Başkanı Amasya, Göynücek ve Taşova'da yaptığı konuşmalarda, "Meclis bu yükü milleıin sırtından indirmelidir. Milletin, devletin ve demokrasinin önü açılmalıdır. Çare parlamentonun içindedir" dedi. HASAN UYSAL AMASYA Doğru Yol Parti' si Genel Başkanı Hüsamettin Ondonık, tarun ürünlerinde bugun ortaya çıkan düşüklüğün, ülkenin ekonomik dengelerini etkileyecek güçte olduğunu ve bu acı sonu, yanlış taban fiyat politikası, aşın gübre zamlan, çiftçinin desteklenmemesi, yüksek faiz, tanm ilaçları fiyatlanndaki tırmanmayla, serbest tohum ithalinin doğurduğunu söyledi. Cindoruk, "Hnbubat, pancar, çeiük, fındık, zeytio gibi belli başbUnm üriinleriııin düsük renıınr" dedi. kolteieri iklim şartlanna baglaHüsamettin Cindoruk, Amasya Göynücek ve Taşova'da yaptığı konuşmalarda Türkiye'nin, tanm ürünlerinde kendi kendisine yeten bir ülke olmaktan çıktıgını, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da, zorunlu ihtiyaç maddelerine ve yaürun mallanna ayırması gereken KİT döyiz olanaklarını tanm ürünleri ithalıne sarfettığini belirtti ve bu yü ithal edüecek tanm ürünleri için 22.5 milyar döviz ödeneceğıni söyledi. Enflasyonun yine % 5O*ye yaklaştıgını, bütçe açıgının tahmin ettikleri gi bi bir trilyonun üstünde oldugunu ve vergi gelirlerindeki artışın, bütçe tahminlerinin altında kalmaya devam ettiğini kaydeden Cindoruk, şöyle dedi: "Hakümet çiftcryt borchıdur, ttrttn bedeüni pesin ödemiyor. Bazı büyuk holdinglerden alacmklıdır, vergisiııi aiamıyor. Möteahhide borcunu veremiyor, yabnmlar yuriımuyor. Artık devlet fakir babası degil, zenginlerin anasıdır." DYP Genel Bakanı, iktidarın asgari ücret pazarlığında tek kuruşun hesabını yaparken, Başbakan'ın ABD'de 9 milyara özel uçak alma denemesine giriştiğini ve bunun milletle alay etmek anlamına geldiğini bildirdi. Hüsamettin Cindoruk, Başbakanın ve Başbakan yardımcısının, Türkiye'nin son beş yülık ekono mik tablosundan sorumlu olduklannı kaydetti ve "duran ekonominin baş rniman başbakandır" dedi. Yıllardır "bu yü olmadı gelecek yda" gerekçeleriyle halkın oyalandığını bildiren Cindoruk, Meclisin bu iktidan düşürerek, 1986 bütçesini yapma firsatını vermemesini istedi. DYP Genel Başkanı, grevsiz, lokavtsız, yurüyuşsüz, toplu pazarlıksız ve sıkıyönetim otoritesi altında geçen beş yılı bile kullanamayan bir Başbakan'ın, ülkeye yalnızca yük oldugunu, böyle bir başbakanı kendi partisinin de, Meclisin de, demokra•sinin de taşıyamayacağını vurguladı ve "Meclis bu yükü mUletin sırtmdan indirmelidir. Milletin, devtetin ve demokrasinin onii açılmalıdır. Çare parlamento idndedir" dedi. "UVE IS UFE" Gençlere gore bu şarkıcının sesı güzeldi, ama duymak kısmet olmadı karşılarında soylenen şarkıları dinlemek yerine, bağırıp çağırarak durmadan alkışlayan bir kalabalık buluyorlar. Kısacası ıskemlede oturup sessız sedasız müzık dinlemek ve parça bıttığınde alkışlamak şeklinde bilinen eski konser kurallarını gençlerin "taktıkları" yok.. Opus'un konserinde de böyle oldu.. Gençler bu gösteriye gelirken Amerikan tıpj spor beyaz ayakkabılar giyme dışında hiç bir kurala uymamaya sankı yemin etmiş gibıydiler.. YAĞMUR YAĞDIRMAMA DUASI Aslında konserı ıkı gunden berı bekliyorlardı. Salı gecesı yağmur yağdığı ıçin gösterı ertelenmiştı ama 4000 kadar genç her olasılığa karşı Açıkhava Tiyatrosu'nun önünden aynlmamışlardı. Ertesi gün havada yıne yağmur bulutlarının dolastığını görünce birçoğunun yüreği ağzına gelmış ve neredeyse "yağmur yağdırmamaduasına" çıkmışlardı. Yağmurdan korkmaları ıslanacakları için değildı. Fakat elektronik müzık aygıtlarmın bir damla suya bıle tahammülü olmadıgı bıliniyor ve yağmur yağarsa konserın ıptal edıleceğınden korkuyorlardı. Çok şükür korktukları başlanna gelmedi ve ikirtcı gece gösteri yapılabildi. stanbul îankaeılıgında Jüyükolay: uyarıstyla kendime geldim. Söylediklerine göre ellerine basıyormuşum. Elleri mı? Elleri yerde ne arıyordu peki? Ne yeri? Meğer ben çoktan iskemleden ınıp bir duvarın üstüne çıkmışım. Uyarılar üzerine yeniden yerıme döndüm. SAĞIR KONUŞMASI Konser sürerken bir ara bir arkadaşım beni görerek yanıma geldi. Aramızda büyük bir olasılıkla şöyle bir konuşma geçti: Merhaba nasılsın? Evet yağacak gibi görünüyor ama yağmıyor.. Teşekkür ederım. Ben de iyiyim.. Sabahtan beri bu durumda ama.. Bu kadarına da şükür.. Itekçok tyiciniizin ve teımızın bckledigi gtingdiyor... GENEL MÜDÜRLÜGÜ KİDVNHJL'A GEÜVMl. I. Taşocağı Caddesi No.7 Mecıdiyeköy İSTANBUL Telf: 172 22 50(12Hat) Telex: 30072 Gmob tr30102 Oıgm tr 30073 Org tr Saat 20.30'da başlayacak olan konser için gençler saat 18.00'den ıtıbaren Açıkhava'nın önünde toplanmışlardı. İki buçuk saatlık bekleyiş sonunda da heyecan doruk noktasına ulaşmıştı. Kolay değildi... "üve ıs life" adlı parçaları ile yılın en "hit" grubu olan Opus biraz sonra sahneye çıkacaktı işte.. Bu yüzden saat 20.25'te bir gencin mikrofona doğru yaklaştıgını görünce artık kendilerini tutamayıp ilk çığlıkları attılar. Fakat bu çığlıklar biraz sonra ıslıklara dönüştü. Çünkü mikrofonu eline alan genç Opus'u takdim etmek yerine "Fikrı öne gelir misin" şeklinde bir anons yapmıştı. Belli ki kalabalık yüzunden kaybettiğı arkadaşını anyordu. Neyse ıslıklar da fazla sürmedi. Saat tam 20.30'da sunucu İzzet Öz mikrofona gelerek "inanılması zor" müjdeyi verdi. "Opus sahneye çıkmak üzereydi.." Oz'un seyırcılerden bir de ricası vardı "sahneye minder ve yastık atılmamasını" istiyordu. KULAKLAR SAĞIR OLUYOR Sonunda.. Evet sonunda taranmamış saçları ve pijamaya benzer gıysılerı ile yataktan yenı kalkmış gıbı gorünen beş genç sahneye fırlayarak (evet.. gelerek veya çıkarak değil, fırlayarak.) aygıtlarmın başına geçtıler ve "Opus Pokus" adlı ilk parçalarına başladılar. Benım duyabıldiğım ilk ve son melodıler de bu parçaya aıt olanlar oldu. Çünku şarkı bıttığınde yapılan tezahüratla geçici bir sağırtığa uğrayan kulaklanm ancak konser brttıkten bir süre sonra açılabildi. TEK KURAL Gençler eskimış konser kurallarına boşvenyorlar. Şımdı moda, dinlemek yerine bağırmak.. Ne olsun lyılık sağlık işte.. Aksı tesadüf yahu.. Olur söylerim.. Sende selam soyle.. Doğal olarak bu konuşmayı kafadan atıyorjm ve "büyük bir olasılıkla" dıyorum. Çünkü ikimiz de birbirımizin ne söyledığini duyamadık ama böyle şeyler konuştuğumuzu sanıyorum. Sonunda konser bıtti. Buyük bir şans eseri yağmur yağmamıştı. Yine de fazla bir şey fark etmemişti. Çünkü gençler yağmurdan değil ama bu kez terden sınlsıklam olmuşlardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle