22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 11 EYLÜL 1985 Gene Laiklik ve Dinçerler... orisi tartışmasında, olaylan ınceleyerek elde ediien bilgilerin dini kitaplardaki göriişlere aykrrı olamayacağı iddiasına bağlı kılmıştır. İşte nü, tutumunu değiştirmediği takdirde Dinçerbu tutum, Osmanlı döneminde geçerii olan tuler'i istifaya çağırmış ve şöyie demiştir: "Ssytn Dinçerler, Osmanlı devletinin laik ol tumdur ve laik eğitim ilkesine uymaz." Sayın inönü her zamanki yumuşak üsluduğu, bu devlette dini taasuptan eser bubuyla uyarı görevinı yapmaktadır. lunmadığı gibi çok şaşırtıcı açıklamalar yapmış. Osmanlı İmparatorluğunun, özellikMilli Eğitim Bakanı'nın toplumda laiklik bile Gerileme Dönemi'nde kendinl gösteren dilincini köreltmeye dönük tutumunu eleştirni taassubun, zamanın bilim ve tekniğinin mek demokrasi ve çağdaşlıktan yana olan Türkiye'ye girmesine nasıl engel olduğu sayıherkesin görevi olmalıdır. Düşünce, bilim ve sız örneklerle ortadadır. Sayın Bakan, bu ger sanatın özgürce gelişmesinden yana olanlaçekteh değiştiremeyeceğine göre ne demek rın, laikliği savunmalarından başka hiçbir yol istiyor? Anlaşılan laikliği ve taassup dışı davyoktur. ranışı, sadece başka dinlere mensup insanBu nedenle devlet ve hükümet yaşamı ile ların dini ibadetlerini yerine getirmelerine ulusal eğitimde Atatürk'ün laiklik ilkesinden karışnamak diye anlıyor. ödün verilemez. Bu konuda herhangı bir sapBu yaklaşım, bir aldatmacadan başka bir ma hoşgörü ile karşılanamaz. şey değildir. Kimsenin dini ibadetine karışaEvet, herkesin inanç özgürlüğü tam olmalım diyen yoktur. Sorun, devlet düzenini dini lıdır ve kimse kimsenin ibadetine karışmamaesaslara göre kurup kurmamaktır. Milli Eğitimin laik olması demek, çocuklara öğretilecek lıdır. Ama laik düşünce de öncelikle ulusal eğitimde egemen kılınmalıdır. bilginin kaynağı olarak kutsal kitapları değil, aklın ıştğında tabiatın incelenmesini almak deLaiklik konusu bir kere daha Sayın Özal : mektir. Sayın BaKan, ortaya attığı Darvvin te ın dikkatine sunulur. (Baştarafi 1. Sayfada) UGUR MUMCU (liaftarafı A Sayfada) GOZLEM Evren, 12 Eylül'ün yıldönümü doIayLsıyla konuşma yapmayacak Cumhurbaşkanı Kenan Evren, bugün RP Genel Başkanı Ahmet Tekdal'ı kabul edecek. ANKARA, (a.a.) Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in 12 Eylül'ün yıldönümü dolayısıyla bir konuşma yapmayı ya da bir mesaj yayımlamayı düşünmediği bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Mflşavtri Ali Baransel şöyle dedi: "Sayın Camhurbaşkanınuz, 12 Eylül'ün yüdönaraâ dolayısıyla bir konuşma yapmayı ya da mesaj yayunlamayı düşünmemektedirter." Öte yandan, Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Refah Partisi Genel Başkanı Ahmel Tekdal'ı bugün Çankaya Köşkü'nde kabul edecek. Görüşme isteminin RP Genel Başkanı Tekdal'dan geldiği, bunun Cumhurbaşkanı Evren tarafmdan uygun görüldüğü bildirildi. ANKARA'dan VKKIN DOĞAN (Baştarajı 1. Sayfada) önce, sıcakyaz aylarında Amerikalılann Türkiye'ye ilişkin gözlemlerinde bir değişikliğin variığı gözlerden kaçmadı. Amerikalılar siyasal gözlemlerini özetlikle Meclisin yapısı üzerinde yoğun laştırıyorlar ve çok çarpıcı sonuçlara vanyorlar. Karşılaştıkları politikaalara da aktardıkları gözlemlerindenbiri "Şu andaki Meclisin halkı tam olarak temsil etmediği" noktasında bUlurlaşıyor. Halkın tam olarak temsil edilmesinin Parlamento dısında bulunan ve 6 Kasım seçimlerine girememiş partilerin de seçimlere girmesiyle mümkün olacağını savunuyorlar. Amerikalılara göre, "yeni bir meclisin oluşumu ve böyUtikle halkın bu mecüste tam olarak temsia'" gerekiyor. Bu noktada hemen ekliyorlar: "Gelecek meclis hem halkı tam temsil etmeli, hem de her türlu baskıdan annmalıdır." Amerikalılar bu gözlemlerini Avrupa ile bütünleştiriyorlar. Onlara göre "Türkiye'deki bugünkü siyasal sistem varhğuu korudukça, yani halkı tam olarak temsil etmeyen meclis yeni bir seçimle değişmedikçe, Avrupa kurumlarmm Türkiye'yi benimsemesi çok güç." Başkent kulislerinde Amerikahlar özetlenen görüşlerini arka arkaya sırahyorlar ve hatta şunu da vurgulamaktan çekinmiyorlar: '' Türkiye ile resmi görüşmeler sonrasmda ve çay ya da yemek sırasındaki sohbetlerimizde bu düşüncelerimizi Türk yetkiü'lere de aktanyoruz." Amerikalılarm bu tavır değişikliği başkentte çok sayıda kişinin aklına "Ne oluyor?" sorusunu getiriyor. Amerika baştan beri desteklediği özal'a karşı yeni bir tavır mı alıyor? Ancak bu soru ile birlikte herkes mayıs ayında ABD Kıbrıs Koordinatörü Richard Haas'ın New Orleans'da yaptığı bir konuşmayı anımsıyor. Haas, TürkAmerikan Demekleri genel kurulundaki konuşmasında "Türkiye'deinsan haklan vedüSüncelerinden dolayı tutukevlerinde bulunan dernek üyeleri ve mahkemelerin uzun sürmesi" gibi konularda uzerine düşüncelerini açıklaymca, Türkiye'nin Washington Buyiikelçiliği Amerikan Dışişleri Bakanlığı katında resmi girişimde bulundu. Haas 'ın sözlerinin '' Türkiye 'yi rencide etttği" iletildi Amerikalılara. Ankara, Amerika'mn tavrı, Türkiye'ye bakış açısı konusunda çok duyarlı. Bunu da herfırsatta dile getiriyor. Buna rağmen, Amerikalılar son günlerde başkent kulislerinde "Mectisin temsil niteliği" üzerinde özal'ın ve hatta Çankaya'nın canını sıkabilecek sözlerini pek esirgemiyorlar. Bu davranış yine kulislerde "Avrupa'nın Amerika 'yı sıkıştırması" olarak yorumlanırken, bir başka etken üzerinde daha duruluyor: "Sadece 1 eylülden bu yana değil, ama ondan önce de Amerikahlar Türkiye 'de sessiz bir çoğunluğun bulunmasmdan rahatsu. oluyorlardı. Sessizlik giderek asüıyor. Aşılırken de özal yıpranıyor. Amerikalılar yeni bir seçime gidilmesi durumunda özal'ın seçimleri kazanacağından pek kuşkuya düşmüyorlar, bu nedenle de seçimlerin halkı tam olarak temsil edecek bir biçimde yapümasında bir sakmca görmüyorlar." Çç Ç j g içen köyünde bir operasyon strasında teröristlerce şehit ediien piyade eri Münir Kopuk, doğum yeri olan Bilecik 'in Koyun köyünde torenle toprağa verildi. 7 eylül cumartesi günü bir göçer çadınndan açılan ateş sonucu, Kopuk, şehit olurken bir astsubay yaralanmış, iki terörist de ölü olarak ele geçirilmişti. Şehit er için düzenlenen törene Bilecik Valisi tsmail Tülek, 9. Jandarma Er Eğitim Alay Komutanı ve Bilecik Garnizon Komutanı Jandarma Albay Behram Akdoğan, yüksek rütbeli subaylar ve Münir Kopuk'un yakınlan katüdı. (Fotoğraf: a.a.) Ankara, Lîbya'dan rahatsız (Baştarafi I. Sayfada) Bakanhğı'nda rahatsızhk yarattı. Ankara, Libya'nın Barzani'ye verdiği destekten duyduğu hoşnutsuzluğu dün Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından yapılan bir açıklama ile hissettirdi ve "dostlarının" "bölge ülkelerinin toprak bütünluklerini zedeleyici davranışlar içinde olmamalanna önem atfettiğini" vurguladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yalım Eralp dünkü olağan basın brifinginde gazetecilerin Abdülmaliki'nin açıklamaları ile ilgili sorularıru yanıtlarken "Bizim güvenlik konusundaki göruşlerimiz sanınm dost ve komşulanm z tarafından çok iyi bilinmektedir." dedi. Eralp açıklamasına devamla "Bu itibarla yapılan bazı ince degerlendirmeleri fiUiyatta uygulamak çok zordur?" diye konuştu. Eralp bu ifadesi ile Ankaranın Libya elçisinin Barzani'yi "yalnızca" Irak yönetimine karşı destekledikleri bundan Türkiye'nin aleyhine bir sonuç çıkmayacağı şeklinde getirdiği mantığa katılmadığını belli etmiş oldu. Diplomatik gözlemcilere göre, sözcü, Libya yalnızca Irak yönetimine karşı eylemlerini desteklese de Barzani'nin Türkiye'deki eylemlerini kontrol edemeyeceği ve dolayısıyla Türkiye'de yürüttüğü faaliyetleri desteklemiş olacağı görüşunü duyurmuş oldu. Sözcü daha sonra "Dost veya komşulanmızın bölge ülkelerinin toprak buiünluklerini zedeleyici davranışlar içinde olmamaları önem atfettigimiz bir hususlur" şeklinde konuştu. Ankara böylelikle Libya'nın Barzani'yi desteklemekten vazgeçmesi yolundaki beklentisini oldukça diplomatik bir dille duyurdu ve buna yankzca kendi değil, Irak'ın toprak bütunluğu açısından da önem verdiğini hissettirdi. Libya'nın Barzani ile ilişkileri iyi olduğuna gore, Türkiye'de eylem yürütmemesi için Barzani nezdindeki nUfuzumi kullanabilir mi? Eralp'in kendisine yöneltilen bu soruyu yanıtlarken "Diplomasi bazen sesli, bazen de sessiz yürütülür" diyerek bu olasılığı dışlamaması dikkati çekti.Buarada Abdülmaliki'nin Kaddafi'nin geçen mayıs ayında Kürtlerin bağımsızlığını desteklediği yolundaki açıklaması üzerine kendısınin uyarıimadığı yolundaki sözleri hatırlatıldığında da sözcü yine "diplomasi bazen sesli, bazen sessiz yürütülür" şeklinde konuştu. Bu arada Kaddafi'nin mayıs ayındaki konuşması nedeniyle Libya'ya gerekli uyanrun Trablus'taki Türk Büyükelçiliği'nce yapıldığı başka kaynaklarca bildirildi. Libya temsilcisinin, Batının Türkiye'yi piyon olarak kullanmak istediği yolundaki sözleri hatırlatıldığtnda ise sözcü, "Türkiye'nin dış politikasını Türk hükümeti tayin eder.Türkiye kimsenin piyonu değildir. Libya da bunu gayet iyi bilmektedir" dedi. Abdülmaliki'nin, "Türk basınının uyuduğu" yolundaki sözleri hatırlatıldığında sözcü "Diplomatlaruı Uiskilen her şahsa göre degişir, her yigidin bir yogurt yiyişi vardır" dedi. Sözcu bununla birlikte Abdülmaliki'nin Ürdünlü diplomatın katilinin Libya Büyükelçiliğine sığındığı yolundaki haberlere ilişkin tepkisine katıldığını ima ederek "Birtakım spekülasyonlar çıkanlarak bazı ülkelerin töhmel altında bırakılması dogru değildir" dedi. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI TURİZM SUNAR Her hatta sonu kesin hareket özel otobüs 23 üaç, (Baştarafi 16. Sayfada) di, daha sonra ise Sulfaguanidin içeren tüm üaçlann ruhsatlan iptal edildiği için ilacın tüm serilerinin iptali yoluna gidildi. • Hekoaksilin kapsul adlı ilacın bazı serileri belirlenen standart ağırhğa göre daha az olduğu için iptal edildi. • Kalman tablet adlı ilacın ise "dış konıyucu tabakası"nda bozulmalar meydana geldiği saptandı. • Nötras tablet adlı kalp ve yüksek tansiyon hastalarının kullandığı ilacın ambalajdan çıkanlma sırasında "dagıldıgı ve kullanılamaz" hale geldiği görüldü. • Bir fırmanın ürettiği yüzde 5 Dextroz adlı serumun içinde yabancı cisimler bulundu. Riasin kapsul adlı antibiyotiğin bazı serilerinde, belirlenen teorik ağırhğa göre ,kapsul ajhrlıklan yüzde 16 oranında eksik bulundu. • Onadron gözkulak damlasının nonsteril (mikroplu) olduğu saptandı. • Çripin adlı ilacın bazı serileri belirlenen standart ağırlıkta olmadığı, bazı serilerinde ise "kafein" miktannın fazla olduğu, bazı serilerinde de ağrı kesici etkin tnadde "Setamol"ün fazla olduğu saptandı. • Aritmal adlı kalp ilacının bazı serilerinde ise yabancı madde bulundu. Yokluklarını hiçbir zaman unutamayacağımız, anılarını her zaman yüreklerimizde taşıyacağımız, ortak inanç ve amaçlarımızı hedefine ulaştırarak teselli bulacağımız, partimizin değerli mensupları, çalışkan, özverili, demokrat insanlar MARMARIS MARTI HOTEL 79.000. (Y.P.) MARMARIS ATLANTİK OTEL 48.000. (Y.P.) KUŞADASI ÖMER TATİL KÖYÜ 48.000. (Y.P.) ÇEŞME ALTINYUNUS OTEL 58.000.den itibaren (Y.P.) İBRAHİM TOPRAK NEVZAT CERİT KÖKSAL TOPAL'ı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Ailelerine, partili arkadaşlarına ve tüm dostlarına başsağlığı dileriz. SODEP ADANA İL BAŞKANLIĞI SODEP MERKEZ İLÇE BAŞKANLIĞI Dinçerler (Baştarafi I. Sayfada) nel Başkanı, "Milli Eğitim Bakanı ya bu tutumunu degiştirdiğini açıklamalı ya da görevini bırakmalıdır" dedi. Erdal İnönü, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı'nın "Dürrya OkurYazariık" günü dolayısıyle düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmayı eleştirerek, dünkü açıklamasında şöyle dedi: "Sayın Dinçerler bu konuşmasında Osmanlı devletinin laik olduğu, bu devlette dini taassuptan eser bulunmadığı gibi çok şaşırtıcı açıklamalar yapmış. Osmanlı İmparatorluğunun özellikle Gerileme Döneminde kendini gösteren dini taassubun, zamanın bilim ve tekniğinin Türkiye'ye girmesine nasıl engel olduğu sayısız örneklerle ortadadır. Sayın Bakan, bu gerçekleri değiştirmeyeceğine göre ne demek istiyor? Anlaşılan laikliği ve taassup dışı davranışı sadece başka dinlere mensup insanlann dini ibadetlerini yerine getirmelerine kanşmamak diye alıyor. Bu yaklaşım, bir aldatmacadan başka bir şey değildir. Kimsenin dini ibadetine kanşalım diyen yoktur. Sonın devlet düzenini dini esaslara göre kurup kurmamaktır. Milli Eğitünin laik olması demek, çocuklara öğretilecek bilginin kaynağı olarak kutsal kitapları değil, aklın ışığında tabiatın incelenmesini almak demektir. Sayın bakan ortaya attığı Danvin teorisi tartışmasında olayları inceleyerek elde ediien bilgiler dini kitaplardaki görüşlere aykırı olamayacağı iddiasına bağlı kalmıştır. " Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler, muhalefetin TBMM'de kendisine karşı kampanya açacağına ilişkin haberler konusunda, "Muhalefet bizi yetistiriyor. Elbette görevini yapacaktır, biz de gereken cevabı verecegiz" dedi. Dinçerler, Bakanlık Basın ve Halkla tlişkiler Müşavirliğinin film, radyo ve TV ile eğitim merkezini de içerecek şekilde yeniden örgütlenmesi nedeniyle düzenlenen kokteylde, milli eğitim hizmetlerinin şeffaf hale getirilecegini açıkladı. T0P PATLIYORÜM DEMEZ.. YUVANIZIKORUYUN/ ÖREN KESKİN OTEL 43.000. (T.P.) ALANYA ALAADDİN OTEL 46.000. (T.P.) GELİBOLU BONCUK OTEL 40.000. (T.P.) 16110741618226 16122813361660 yalist Parti Allende'nin liderliğinde "halk biıiiği" programı ile iktidara tırmanıyordu. "Halk birliği" bütün solcu ve ilerici partileri bir araya getirmişti. • 1970 kasımında Devlet Başkanlığı koltuğuna oturan Allende ilk iş olarak, büyük toprakları topraksız köylülere da• ğıtmaya başladı. Bundan sonra sıra "millileştirme" kararlarına geldi. Allende'nin ilk girişimleri, ABD'den gelen tepkilerle karşılaşıyordu. İlktepki, Amerikan kredilerinin kesilmesiydi. Daha sonra Amerikan şirketlerince işletilen bakır madenleri gündeme geldi. Allende, Birleşmiş Milletler'de ITT'nin ülkesinde karıştığı siyasal olaylarm belgejerini açıkladı. Savaş başlamıştı. ABD, halkoyu ile gelen sosyalizmin Güney Amerika'da bir "model" oluşturmasını istemezdi. Daha sonra belgeleri ile açıklandığı üzere. ABD Dışişleri Bakanı Dr. Kissınger'ın da aralarında bulunduğu "Kırklar Komitesi" Şili'de yapılacak bir askeri darbenin hazırlıklarına gırişti. Siyasal propaganda için kullanılan yaym organı "Mercurio" adlı sağ eğilimli gazeleydi. Gazete, ITT şirkelinin elinde ve CIA denetimindeydi. Allende'nin ıktidarında sağ ve sol terör örgütleri kanlı eylemlere girişmişlerdi. MİR adlı silahlısol örgüt yine belgeleri ile açıklandığı gibi CIA planları gereğince sol görüntülü eylemlere başvuruyordu. Siyasal kargaşa, işadamları ile esnafın ortak eylemleri ile sürdürülmekteydi. Ünlü "kamyoncular grevj" bu arada sahneye kondu. Ev kadınları da sokağa döküldüler, grevler bütün Şili'de yaygınlaştırıldı. Allende bu kargaşa içinde yapılan 1973 seçimlerinde de başarı elde etti. Halkın yüzde 43.9'u kendisinden yanaydı. Ancak silahlı kuvvetler içinde cuntalaşma çalışmalan da sürmekteydi. Bu arada, bir jandarma birliği ayaklandı. Allende'nin bakanlarından General Carlos Prats'a suikast yapıldı. Sağ ve sol terör örgütlerince yönetilen bireysel terör, kanlı eylemler ile günden güne tırmanıyordu. Ülke tam bir iç savaş görüntüsündeydi. Darbenin yaklaştığı günlerde kamyon sahipleri büyük bir greve daha giriştiier. Allende, kamyonlara elkonmasını kararlaştırdı. Ancak kamyon sahipleri bu karann uygulanmasından önce kamyonlarını parçaladılar. 4 eylül günü Santiago sokaklarında 800 bin kişi Allende'nin iktidara gelişini kutlayan bir gösteri yaptı. 11 Eylül günü, Şili Silahlı Kuvvetleri, o güne kadar, Allende'ye en yakın görünen General Pinochet'nin liderliğinde ayaklanıp, başkanlık sarayını kuşattı. Uç kuvvet komutanı, Allende'nin istifasını isteyen bir ültimatom yayımladılar. Allende, darbeci generallere şu karşılığı verdi: Haksız bir davranışla sadece kaba kuvvete dayanarak hareket edenlere karşı tarihe geçecek bir örnek olması için her türlü yola başvurarak hayatım pahasına olsa da direneceğim... 64 yaşındaki Sosyalist Devlet Başkanı, bu sözünü tuttu ve darbecilere karşı başında mığfer ve elinde silahla ddğüşerek öldü. Böylece, halkoyu ile iktidara gelen demokratik sosyalızm, ABD tarafından planlanan bir asken darbe ile iktidardan düşürülmüş oldu. Allende olayı, bütün dünyada çeşitli tepkilere yol actı. Demokratik sosyalizmin askeri darbe ile iktidardan düşürülmesi, silahlı devrimi tek yol gören "UltraSol" örgütlere yeni ideolojik dayanak sağladı. Demokratik sosyalizm, ekonomileri ve siyasal rejimleri "militarize" eden ABD ve "proletarya diktatörlüğü"nü tek gecerli yol sayan Sovyet Marksizmi için siyasal ve ideolojik tehlikeler taşıyordu. Güney Amerika'da gelişecek demokratik sosyalizmin evrensel nitelikte bir "model" olmasından birbirlerine karşıt kutuplar endişe duymaktaydılar. Allende olayı, Türkiye'de de tartışıldı. Bu tartışmalardan birini belki bir ibret konusu olur diye aktarmak istiyoruz: Milliyet Gazetesi Başyazarı ve Genel Yayın Müdürü merhum Abdi ipekçı, 19 Temmuz 1976 günü, Başbakan Sayın Demirel ile konuşur. Konuşmanın bir frölümü şöyle: İPEKÇİ Herkes seçimini serbest yapsın. Rejimi değil de, istediği kimseyi serbestçe seçebilecek.. DEMİREL Aslında zaten komünist partisini serbest bıraktığınız zaman, eğer komünist partisi oy ile iktidara gelirse ki, hiç görülmemiştir henüz . Allende geldi, iki üç sene içerisinde tasını tarağını topladı gitti. İPEKÇİ Taşını tarağını toplamadı da beyefendi... DEMİREL İyi topladı iyi.. İPEKÇİ Neyi topladı? DEMİREL Yani toparlandı gitti. İPEKÇİ Siz seçim ile ıktıdara gelmiş kimselerin öldürülerek, zorbalıkla, toparlanıp götürülmelerinden yana değilsiniz herhalde.. DEMİREL Onlar ayrı mesele de neticeyi değiştirmez Yani tasını tarağını topladı gitti. Netıcede gitti değil mi? Geldi de gitti... Demokrasinin inançlı liderler eliyle gerektiğinde başını başındaki inançlar için vererek nasıl korunacağını kanıtlayan Allende'yi bu ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz. Şili'nin yiğit Devlet Başkanı, inançlı sosyalist Allende adı.daha bugünden demokrasi ve sosyalizm tarihine altın harflerle yazılmıştır. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. (Baştarafi l. Sayfada) Cumhuriyel muhabirinin, bir grup doktorun "bira içtikleri" gerekçesiyle Çiftlik Karakolu'na götürülmesi ve kendilerine Polis Yetki Yasası'nın uygulanmak istenmesi yolundaki sorusunu yanıtlarken şunlan söyledi: "Polisin bir grup doktora davranışı ile ilgili haberler çıkması uzerine inceleme emri verdim. Konuyu araştırıyoruz. Polisin böyle bir yetkisi yoktur. DUerim ki, bu harekete maruz kalan doktor vatandaşlanmız şikâyetlerini dognıdan bana bildirsinler. Geregini yapacağız hiç endişelenmelerine gerek yok." . Yıldırım Akbulut Ankara'da trafik polisi Fanık Canlıer tarafından seyyar traktörle domates satan Abmet Büyükorhan (19) adlı gencin öldurülmesi ile ilgili bir soruyu da yanıtlarken, "Ateş açan polis savcılık tarafından derhal tutuklanmıştır. Olayla ilgili benim bilgim vsa. Polisin cinnet getirerek böyle davrandığını sanıyoruz. Çok üziicü bir olaydır. Savcılık gerekli soruşturmayı başlatmıştır" dedi. EMNİYET MÛDüritJ NE DEDİ? Ankara Emniyet Müdürü Ali Akan ise, doktorların karakola götürülmesi ile ilgili haber üzerine. "Çiftlik'teki büfelerin önünde yıllardır bira içilir. Bira içenler hakkında işlem yapılması için bir şikâyet olması gerekir. Böyle bir şikâyet olmadan kimse karakola götürülemez. Böyle bir yetki Polis Yetki Yasası'nda yoktur. Gerekli inceleme yapılacaktır" dedi. EMNİYET GENEL MÜDÜRL öte yandan, Emniyet Genel Müdürü Saffet Arıkan Bedük îli karakol incelemede Keşarfdaki kazada 6 kişi öldü •HHITÜRK ANONİM ŞİRKETİ«MM HALKSIGORTA GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTERMA İLAM KARTAL 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞUNDAN 1985/5 SATIŞ İzalei şüyu suretiyle satışına karar verilen Kartal Tuzla köy içi mevkiinde kâin 33 pafta 2183 parsel sayısmda kayıtlı 3958 m2 miktarlı arsa vasfındaki gayrimenkul İlK'nun hükümlerine tevfikan açık artırma suretiyle satılacaktır. GAYRİMENKULÜN EVSAFI: Gayrimenkul Tuzla'ya girince Istasyon Caddesini takiben Türk Petrol benzin istasyonunu biraz geçince yolun girişinde, solunda içinde 2 kath kârgir yığma evi olan 40 kapı no'lu yerdir. Zemin katına yandan girildikte, bir koridor zemini karomozayik, zeminleri ahşap döşeli 3 yatak odası, banyoda bir tuvalet, mutfak tezgâhlar fayans döşeli ve dolaplan olup ayrıca alaturka tuvaleti de mevcuttur. l'nci kata dıştan beton merdivenle çıkıldığında bu katında, zemin katın aynı evsafta ve aynı ebatta olduğu, ayrıca yol cephesinde bir balkonu bulunduğu, bahçede ise içinde suyu olan ve aynı zamanda içilebilen su kuyusu mevcuttur. Bahçe içinde muhtelif cins meyve ağaçları bulunmaktadır. Köy içine takriben 300 mt. mesafededir. İMAR DURUMU: Ayrık nizama tabi olup yoldan 5 metre, komşu mesafeler 3 metre olmak üzere 2 katlı bina inşasına müsaittir. MUHAMMEN KIYMETt: Bilirkişi raporuna göre 24.790.000r TL. takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış 14.10.1985 günü saat 14.00'den 14.20'ye kadar 2. Suih Hukuk Kalenıi'nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin Vo75'ini ve riiçhanlı alacakhlar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 24/10/1985 günü aynı odada ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflannı geçmesi şartiyle en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin ^olO'u nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellâliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ( + ) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır, aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse lcra ve Iflas Kanununun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve VolO faizden alıcı ve Hefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecetını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 985/5 sayılı dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmaları ilân olunur. ( + ) tlgililer tâbirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 11202 KEŞAN, (Cumhuriyel) Keşan karayolunda otomobil pikap çarpışmasında 6 kişi öldü, 6 kişi de yaralandı. Kaza, Enez yönünden, Kesan'a gitmekte olan Ahmel Kı. zılırmak yönetimindeki KS JX 659 plakalı gurbetçi otomobilinin karşı yönden gelen pikapla çarpışması sonucu meydana geldi. Olayda gurbetçi otomobilinde bulunan Ahmet Kızılırmak, Hüseyin Defterli, eşi Selvinaz Defterti ve kızlan Öziem Defterli öldüler. Ahmet Kızılırmak'ın eşi de yaralandı, Köy Hizmetleri Istanbul 18. Bölge Müdürlüğüne ait lrfan Çelenk yönetimindeki 34 UH 103 plakah pikapta ölenlerin ise Cengiz Demiryoguran ve Nevzat Sankaya olduğu bildirildi. 7 kişinin bulunduğu kamyonette ayrıca Demriz Kavalcı, Haii) Soran, Fethi Aygiin, Mesut Cagıran, trfan Çelenk ağır yaralı olarak Devlet Hastanesine kaldınldı. Eski Korgan Belediye başkanlanndan Bilal Ergül, Fatsa ilçesinde geçirdiği trafik kazasında öldü. Bilal Ergül, Korgan'da toprağa verildi. de, bakanın emri uzerine konuyla ilgili incelemeyi >Tirütmek üzere mufettişlerin görevlendirildiğini bildirdi. Beduk, olayın Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nu ilgilendirmediğini belirterek şunlan söyledi: "Çünkü bu kanuna göre. içki alan \e sarfaoş olan kişi, ancak başkalarını rahatsız edecek şeküde verezaietçıkaracak şekilde taciz ederse, o zaman polisimizin vatandaşımıza yardımcı olması bakımından müdahale etmek imkânı bulunmaktadır. İçkili yerlerie ilgili yonetmelik ise, yalnızca içki satanlar için belirli bazı prosedürü getirmiştir." Odalar Birliği Arşıvı nde yanguı ANKARA, (Cumburiyet Bürosu) Türkiye Odalar Birliğinin arşivinde dün yangın çıktı. Yangının tadilat çalışmalan sürerken bir kaynak makinesinden çıkan kıvılcımlann bodrum katındaki arşiv dairesindeki SEKA'ya verilmek uzere aülan kâğıtlara sıçraması ile başladığı bildirildi. Saat 15.00 sıralarında çıkan yangında, kâğıtlann yanması sonucu 5 itfaiyeci dumandan fenalaşarak hastaneye kaldınldı. Olaya müdahale eden Küçükesat ve Kurtuluş itfaiye grupları, bunun uzerine bu bölümde maske ve oksijen tüpleri takarak çalıştılar. Itfaiyenin çabası sonucu 1,5 saat içinde söndürülen yangında 60 ton su kullanıldığı beUrtildi. Odalar Birliği Basın Müşaviri Tahiı Zengingönül, yangının fazlaca bir zarara yol açmadığıru soylerken, arşivden geriye hiçbir şey kalmadığı sanılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle