14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLER 18 AĞUSTOS 1985 ftOZI F.M UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) fa KemaTm kapitalist emperyalizme karşı örgütlü halk gücüyle savaş verdiği 1921 yılında sahnelenmiştir. Amaç Kuvayi Milliye'yi sırtından hançeriemektir. 1925 şubattnda başlatılan "Şeyh Sait isyanı" Türkiye ile İngiltere arasında Musul sorunu hakkında görüşmelerin sürdüğü günlere denk düşürülmüştür. Amaç Musul'un Türkiye'den koparıhp alınmasıdır. 192730 yılları arasındaki Ağrı ayakianmasına öncülük eden, "Xwebudun" örgütü Ermenilerce desteklenmektedir. 193638 yılları arasındaki "Dersim isyanı" Atatürk'ün Doğu ve Güneydogu Anadolu'da toprak ağalığını kaldırmak için hazırlıklar yaptığı günlere raslamaktadır. Amaç, doğu ve güneydoğudaki feodal ayrıcalıkları korumaktır. Yine şöyie kısaca anımsayalım: Lozan Anlaşması Musul bötgesi için bir çözüm getirememişti. Sorun Türkiyeİngiltere arasında askıda kalmış, sorunun karşılıklı görüşmelerle çözülmesi uygun görülmüştü. Konunun Türkiye ve İngiltere arasında görüşüldüğü sırada, patlak veren "Şeyh Sait Isyanı" "padişahlık, hilafet, şeriat" gibi gerici isteklerle ortaya çıkıyordu. Hiyaneti Vataniye Kanunu" bu isyan sırasında çıkartılmıştır. Din ve kutsal kavramları siyasal amaçla kullanan etnik ayaklanmacılar bu yasa gereğince cezalandırılacaklardı. Jsyan bastınldı. Ancak Türkiye, Musul'u yrtirdi. İngilizler yaptıkları ptanda başarılı olmuşlardı. Şeyh Sait İsyanı'nın Türkiye'ye maItyeti Musul'un kaybıydı. Şeyh Sait'in İngiliz silah fabrikalanna silah sipariş ettiği de sonradan anlaşılmıştı. Ayaklanma gerici görüntüdeydi, ancak kökeninde etnik ayrımcılık yatrnaktaydı;ve bu gericilik ve aynmcılık Musul sorunu nedeniyle İngiltere tarafından destekleniyordu. Bugün araştırmalar sonucu ele geçen belgeler, Kurtuluş Savaşı öncesinde Amerikalılar ve İngilizlerin gerek Kürtlere ve gerek Ermenilere para ve silah yardımı yaptıklarını açıkça ortaya koymuştur. ingilizlerin bir Kürt devletinin kurulması için Kürt liderleriyle Avrupa'da beraber çalıştıkları belgelere bağlanmıştır. Ermenilere sağlanan destek tek yönlü değildir. Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara hükümetine silah ve para yardımı yapan Sovyetler, Dışişleri Bakanı Çiçerin aracılığıyla yardım almak üzere Moskova'ya giden Ankara hükümeti temsilcisi BekirSami Bey'den "Van ve Bitlis'in Ermenilere bırakılmasını" istemiştir. Sovyetler'den gelen bu istek üzerine Mustafa Kemal'in Bekir Sami Bey'e gönderdiği 16 Ekim 1920 gün ve 595 şifre, 273 karar sayılı talimat şöyleydi: ... Muayyen bir kıtayı arazinin bir ekaliyete terkini istemek emperyaiist bir fikri mahsul ile hareketten başka bir şey değildir. Ankara hükümeti milliyesi, emperyalizme karşı müdafa ve mücadele kastı ile teşekkül etmiş bir hukümet olduğundan emperyalizmin eşkali marufesinden (bitinen şeklinden) olan böyle bir talep ve iddiayı kabul edememekte mustardır (zorundadır)... Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrasında doğu ve güneydogu bölgelerimizde Kürt ve Ermeni devleti kurma girişimleri kapitalist ABD ve İngiltere taratından açıkça desteklenmiş ve öğrütlenmiş MarksistLeninist Sovyetler Birliği de silah ve para yardımını Ermenilere toprak verilmesi koşuluna bağlamak istemişti. Dün Hıristiyan İngiltere tarafından "hilafet, padişahlık ve şeriatçâk" istekleriyle kışkırtılan azınlık ırkçılığı bugün de hiç kuşkusuz başka güçler ve devietlerce MarksistLeninist görüntülerie sunuluyor. Amaç değişmez; padişahçılık ve şeriatçılık gibi Marksistlik ve Leninistlik de azınlık ırkçılığının maskesidir. Amaç bölgede bir Kürt devleti kurdurtmaktır. Böyle bir devletin kurulmasında birden çok ülkenin çıkarı vardır. Hele Ortadoğu'daki sıcak savaşları düşünürseniz... Doğu ve güneydogu yörelerimizdeki Kürt ve Ermeni devleti kurma planları dün olduğu gibi bugün de dış destekle sahnelenmektedir. Suriye'de Ermeni ve Kürt silahlı kamplan bulunmaktadır. Avrupa'nın birçok kentinde Ermeni ve Kürt örgütleri birlikte çalışmaktadırlar. Kürt ve Ermeni örgütleri Batı istihbarat odaklarının gözleri önünde eylemler koyuyorlar. Konu bu açıdan çok düşündürücü değil midir? Yapılan açıklamalar çok yararlı olmuştur. Bölücülüğü çirkin amaçlarıyla birlikte sergilemek onlarla mücadele etmenin yollarından biridir. Açıklıkta yarar görüyorum... 1402'lik profesörden ; (Baştarafı 1. Sayfada) '. 21 yıl Ege Üniversitesi'ne hizmet " vermiştir. Görevden ahnması, ; önceld 1750 sayılı Üniversiteler ' Yasasi veya 2547 sayılı Yükse' kögretim Yasası'nın kurallanna ve bu yasalann öngördügü koşnüara göre yapılmış bir işlem değUdir. Davacuun iiniversite ögretim üyesi ve devlet merauru olarak kazanılmış tüm haklan, . yasalann korunması altındadır. Davacı ilk kez görev isteyen aday • olmadığı için, geçen zaman içinde yindenen yasal düzenJemeler• le konınan bir kadrosu vardır" görüşleri savunuldu. 1. Izmir Idare Mahkemesi'nde . dava açan Prof. Dr. Tayyar Bora'nın avukatı Giiney Dinç, Türkiye'de ilk olarak 1402 sayılı yasa ile üniversiteden uzaklaştı. nlan bir öğretim üyesinin dava açtığını belirterek dava dilekçesinde şu görüşlere yer verdi: "Olaganüshi dunım yani sıkıyönetim artık yoksa, olaganüstü yollann ve tedbirlerin de sona ermesi ve olagan hukuk düzeninin tüm gerekleriyle geri gelmesi dogaldır. Bn nedenle Izmir'den sıkıyönetimin luddmlmasıyla birlikte, sıkıyönetim işlemleri arasında balunan dgvacuun görevine son verme karan, bütün sonuçlanyla birlikte kalkmıştır. Yukarıda özetlediğimiz olgulardan yola çıkan davaamn Ege Cniversitesi Rektöriügtt'ne gönderdiği 26.7.1985 gün1 dilekçesi, (Boş bulunan öğreM tim üyelerı kadrolarına atamalann usul ve şartlannın 2547 sayılı yasada belirtildiği ve bu nedenle rektörlükçe yapılacak bir işlem bulunmadığı) gibi, olaya uygun düşmeyen ve anlaşılmast güç bir gerekce ile reddedUmiştir. Davaiınııı yanıtuıda açıklanan •edenler, ilk kez göreve alınacak yeni ögretim üyeleri için geçerli olabilir. Davacıya uygulanan işlem, sıkıyönetim süresince (göreve ara verilmesi) niteliğindedir. Sıkıyönetimle birlikte önlemler de sona erdigine göre, davacının heraen eski görevine başlatüması gerekirdi." ABD'de (Baştarafı 1. Sayfada) Liberal eğilimli lobi grubu "People for the Amerikan Way (Amerikan Yaşam Tarzından Yana Kişiler)", bu konuda yayımladığı raporunda ABD'de son bir yıl içinde sansürcülüğün yüzde 40 artış gösterdiğini belirtti. Raporda, sansür efaliminin artışma, muhafazakâr gruplann Salinger'in "Gönülçelen"ini, Steinbeck'in "Fareler ve tnsanlar"ını ve Nazi katliamından kurtulan bir Yahudi kızının anılanndan oluşan "Anne Frank'ın Günlügü"nü okul kitaplıklarından uzaklaştırmayı başarması neden gösteriliyor. Raporda, New York'taki McGrawHUl Book Co. yayınevinin şu savunması da yer alıyor: "9. sınıf öğrencUeri (15 yaş) için kötii ya da şaşırtıa bir dil içeren pasajlan çıkarmak politikamız geregidir." . Raporda aynca Kaliforniya'nın Berkeley Üniversitesi'nde de bir defasında bir grup liberalin "anti Sovyet" olarak nitelendirdiği bir kitabı üniversite müfredatından çıkarmaya kalkışarak, aynı şeyi denediği yer aldı. Rapora göre Virginia'daki bir yayınevi ABD'nin en kutsal metni olan "Bagımsızlık Bildirgesi"ni bile sansür ederek "yadsınamaz" kelimesini metinden çıkardı. Ayvahk eşrafından merhum Salim KAPTAN ve eşi Hanife KAPTAN'ın oğullan, Kemal ve Cenibe trtem'in damatları, merhum Leman ve Neriman KAPTAN ile Kenan KAPTAN'ın kardeşleri, Kemal, Suat ve Selim'in sevgili babalan, Aysun KAPTAN'ın sevgili eşi, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi eski öğretim üyesi, eski Izmir Fuarı Müdürü, Ege Seramik kurucusu VEFAT Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Aziz naaşı 19 ağustos pazartesi günü ikindi namazından sonra Alsancak Hocazade Camii'nden kaldırüacaktır. Allah rahmet eylesin. AİLESİ Dr. İSMET KAPTAN kitlenin varhğı büyük bir güç ve büyük bir siyasal servettir. Ancak bu kitle 10 yıllardır ortanın solu ve demokratik sol bir partiye oy yagdırmış, ancak iktidar yüzü ve nimetf görememiştir. Birçok bedel ödemiş ve bu bedeltki günsürecek kuçük kurultaleri hep sineye çekmiştir. Fakat yın açılışını yapan Gürkan, kobu inançlı kitlenin direnci artık nuşmasında "Demokrasi kuşutükenmek üzeredir. Demokratik nun tek kanatla uçmaya zorlansol düşünceye olan inancı ve maması için iktidar olmaya baglılığı çok dddi biçimde aşınmecburuz" dedi. Kurultaya, ma tehlikesiyle karşı karşıyadır. SODEP Genel Başkam Erdal Bu kitle haklı olarak artık iktitnönü, genel başkan yardımcıları dar olmak istemektedir. Kendive MKYK üyeleri konuk olarak sine, iktidar yolunu açmayan katıldılar. Gürkan küçük kurulhiçbir sosyal demokrat kadroya tayı açış konuşmasında şunları Utifat etmeyecektir ve bu yolu tısöyledi: kayacak olanlan da bagışlama"Bn birleşme halkın siyasete yacaktır." egemen olmasının ve onu belirGürkan birleşmeye karşı çılemesinin simgesi olacakbr. Iki kanlann, HP ve SODEP'in iki partinin yönetici ve üyeleri, parayn secmen kitlesi olduğu ve bir tflerinuı dayanışmalanna ehverişsiyasal ihtiyaca yanıt verdiği yoII bir ortamda geçmeyen 6 Kasun lundaki görüşlerinin gerçekçi olve 25 Mart seçimleri nedeniyle madığını da kaydederek, sosyal birbirlerine karşı yabancdaşmışdemokrasinin sınıf kavgasım ve lardır. Ancak bu köklü ve kalıegemenliğini reddettiğini, sosyal cı bir yabancılaşma olmamıştır. katmanlar arasında uzlasmalar Siyasal yasamımızda bir mubulabildiğini ve ortak çıkar nokvazaa soz konusu ise söz konutaları oluşturduğunu belirterek, sn obbilirse bu ancak biriiktelik "Böylesine iddialı bir uzlaşma bilinci bu ölçüde yüksek ortak doktrinin kadrolannın kendi tabanı iki ayn parti halinde tuticierinde ve kendi aralannda uzmak için harcanan ve barcanalaşmalar bulamamalan, kendilecak çabalar için soz konusu olarinin inandıncıuğında büyük zabilirdi. tki seçimi ayn ayn geçirfîyetler dogurabilir. En kolay ve miş ve birbiriyle yanşmış iki paren sade nzJaşmalan beceremeyen tinin birleşmesi özünde son dekadrolar nasıl olur da çok daha rece güç bir istir. Yartşma, kanşık ve karmaşık sosyal uzlaşGürkan 1.5 saat süren konuş malan bulup topluma sunabilirfarklılaşma zoranJnhıgu ve büincini de beraberinde getirir. Bu el masının önemli bölümünde HP ler?" ifadesini kullandı. SODEP birleşmesinden söz etti. verişsiz gibi göriicen konuma Demokratik rejimlerde güçlü Gürkan sözlerini şu cumlelerle ragnten bugün iki parti birleşme bir ana muhalefet partisinin iksürdürdü: yolunda önemli mesafeieri arkatidarı adeta kendisi ile gizli bir "Demokrasi için sağhklı top koalisyona zorladığmı ve destek lannda bırakabilmişlerdir. Bu lumsal dengderin saglanabilmesi başanda yatan bütün gizem, halaldığı kitlelerin ihtiyaçlannı ona için ve demokrasi knşunun tek kımınn bu konudaki kararlılıgıkarşılatabildiğini kaydeden Gürkanatla uçmaya zorlanmaması dır, Bugün eger bu aşamaya vakan, HPSODEP birleşmesinin için iktidar obnak mecburiyetin demokrasi ve parlamentoyu sağrabüdikse bu hiçbirimizin ürünü deyiz. Yoksa 10 yıl sonra yenideğildir. Hiçbirimizin hanesine hklı biçimde işleteceğini ve gideden, sıfırdan başlamak zonında yazılaraaz. Bu, doğrudan. dayarek daha çok güven ve saygınhk kalabUiriz. Bu nedenle sosyal denılmaz, direoilmez ve yanıtsız bıkazandıracağını belirtti. mokratlann ve demokratik sorakılamaz çagınyı çıkaran halkıGürkan, HPSODEP birleşlun birlik ve bütnnluğüne içtenmızm ürünüdür ve onun hanesimesini gönüllerine sığdıramayan likle yardımcı olmak ve katkı ne yazılmabdır. Halk. kendisini sağlamak, bir demokrasi görevi bazj odaklann HP'nin tabanını en saglam bir biçimde koruyadir. Boyle anlıyorum, böyle kav yitirdiği ve birleşmenin gereksiz cak tek ve güçlü bir siyasal örolduğu yolunda sözler sarfettiknyorum. Bu nedenle de sosyal güt istiyordu. Buna karşı çıkmak lerini, ancak HP'nin üye kaydetdemokratlann iktidar hırsına saolamazdı ve olmadı." hip olmalanm diliyorum. Bu his mesinden de endişe duyduklanGürkan, halkın HP ve SOnı, her iki partiyi anlamsız bir si ne pahasına olnrsa olsun güç DEP'in ikisini de istediğini ve bir yarışa itmek istediklerini anlatelde etmeye yönclik bayağı bir ana şefkati ve adaleti ile bağnbırs değil, demokrasiyi işletme tı. na bastığını belirterek, "Ne SO ye ve ona kabcılık kazandırmaGürkan konuşmasında birleşDEP'e HP'yi yok etme, ne de meden sonra başkanlık konuya yönelik kutsal bir hırs olarak HP'ye SODEP'i yok sayma şansunda da, "Ne benim ne de saanlıyor ve algılıyorum. sı vermiştir. İkisinin de yaşamayın tnönü için genel başkanlık sını, ancak birleşerek yaşamalaBugün Türkiye'de yüzde sorun olacaktır" deyince çok alnnı istemiştir'. Bu buyrugu duy 40'lan aşan bir sosyal demokrat kışlandı. Kurultayın yapıldığı Ankara'daki Ses Sineması'nın duvarları "tşkence insanlık suçudur", "Sosyal banş için geniş kapsamlı af", "Güneşimiz sosyal demokrasinin iktidar yolunu aydınlatıyor", "Emeğe saygı, düşünceye özgürtük, insana sevgi, işte sosyal demokrasi", "Güvenlik soruşturması ve fişlemeye son", "Holding ve sermaye partisi deADANA SABANO ANADOLL TEKSTÎL MESLEK LtSESl 01223 01355 05681 06004 10037 10147 10216 10382 10554 10561 10605 ğil, hak ve halk partisiyiz", 10828 10835 10838 10926 10985 10986 11016 11033 11165 11273 11787 "Ozai hükümetinin tüm partizanlığı ve haksız uygulamaları11884 11900 14904 15436 15895 19796 19878 19974 nı sosyal demokratlann güç birADANA SABANCI ANADOLU TEKSTİL liği ile yeneceğiz" yazılı büyük MESLEK ÜSESİ boy pankartlarla donatıhnıştı. 0240 0404 0662 0875 1125 1213 1238 1580 1852 3700 3715 4108 5256 Kurultayda Gürkan, tnönü ve 5385 5956 6439 6593 6594 8564 8690 8735 8768 8913 9981 0018 0050 SODEP Genel Başkan Yardım0097 0145 0150 0152 0159 0217 0219 0256 0257 0258 0282 0349 0368 cısı Türkân Akyol'un arasında0377 0400 0523 0540 0541 0585 0606 0612 0665 10706 10712 10940 ki koltukta oturdu. 11027 11029 11095 11098 11190 11192 11206 11269 11475 11478 Memduh Ekşi, Temel Ateş, 11493 11534 11537 11542 11557 11560 11585 11607 11610 11620 Gündüz Onat ve Deniz Baykal 11623 11637 11664 11747 11783 11827 11852 11855 11875 11877 gibi eski parlamenterler dışında 11881 13804 13921 14198 14443 14457 15480 16234 17357 Ecevit hükümeti dönemindeki çok sayıda teknokrat ve bürokANKARA ANADOLU TtCARET LtSESt ratın 00530 00881 01226 02089 02350 02358 06128 06259 06434 06509 06710 hazır küçük kurultay salonunda 13691 13786 13869 13914 13927 13930 13943 14162 14165 14170 14216 dı. bulunması ilgiyle karşılan14247 14261 14386 14390 14417 14424 14434 14444 14818 14826 14827 HP 14910 14940 15098 16032 16033 16040 16041 16060 16063 16217 16219 Vecihi Genel Başkan Yardımcısı Ataklı, Aydın Güven 16233 16240 16256 17665 Gürkan'ı açış konuşması için ANKARA ANADOLU OTELCtÜK VE TURİZM kürsüye çağırmadan önce kısa bir konuşma yaptı ve soldaki MESLEK ÜSESİ 00300 00509 00658 00858 01306 01322 01528 01568 01572 02240 birleşmenin karşı çıkılamaz bir 03435 04078 05453 05672 06152 06164 06187 06214 06220 06278 olgu olduğunu vurguladı ve 06314 06321 06362 06363 06457 06554 06681 06686 06753 08513 kongre delegelerinden HP yöne08671 08920 13674 13714 13748 13814 13817 13846 13870 13879 timinin birleşme çabalanna yardımcı olmalanm istedi. tl baş13884 13918 13953 14159 14322 14354 14488 14744 kanları Atakh'ya "Demokrat ANKARA ANADOLU OTELCtÜK VE TURİZM MESLEK paşa" diye tezahürat yaptılar. LtSESt 114 HP milletvekili 63 il başka14807 14912 14920 14925 14952 15465 15567 15675 15862 15876 nı ve milletvekili olmayan 10 15990 16029 16034 16038 16061 16131 16142 16201 16286 17030 MKYK üyesi olmak üzere 187 kişiyle toplanması gereken kü17236 17258 17745 19795 çük kurultaya Kanada'da buluANTALYA ANADOLU OTELCİLtK VE TURİZM MESLEK nan eski Genel Başkan Necdet LİSESt Calp'in yanı sıra 30 delege gel0806 0920 1009 1312 1342 1917 3433 3470 3698 3910 3920 3933 3955 meyince 157 kişi ile küçük kurul3957 4019 4100 4112 4972 4976 5010 5011 5028 5094 5126 5127 5131 tay yapıldı. 5133 5188 5192 5252 5258 5271 5280 5311 5317 5319 5324 5355 5370 Başlannda baretlerle Çayır5372 5375 5376 5386 5409 5456 6022 6367 6602 06682 07124 07360 han'dan gelen bir grup işçi SO07974 07978 08009 08490 08501 08594 08610 08741 088J9 10038 DEP Genel Başanı tnönü ile HP 10163 10758 11555 15526 15659 15666 15689 17041 17285 17292 Genel Başkanı Gürkan'dan ken17429 dilerini işyerlerinde ziyaret etmelerini istediler. Birer çiçek sunup tSTANBUL ANADOLU TİCARET LtSESt 0356 1525 5999 6001 6009 6010 6018 6038 6048 6074 6083 6096 6116 birleşmeyi heyecanla karşüadık6129 6165 6179 6180 6181 6193 6208 6215 6229 6243 6249 6272'6307 lannı ifade ettiler. 6379 6385 6386 6395 6401 6436 6512 6531 6580 6608 6620 6622 6751 Gürkan konuşmasına saat 10.30'da başladı. Bir buçuk sa6776 7109 7290 7300 7312 7355 7387 15049 at kürsüde kaldı. Konuşma sıraİZMİR ANADOLU TtCARET LİSESİ sında sık sık kesilen ve "Halkçı 0594 1096 6151 6347 6368 6760 7295 7362 7365 7982 7993 8004 8008 Gürkan, başkan Gürkan" slo8462 8467 8470 8478 8483 8497 8522 8525 8545 8608 8623 8642 8659 ganlanyla izienen Gürkan'ı SO8675 8713 8769 8772 8787 8790 8812 8820 8825 8858 8884 8887 8888 DEP Genel Başkanı Erdal tnö8921 8926 8927 8947 15303 15305 15599 15603 17601 nü'nün ilgiyle izlediği, konuşmaK O N Y A A N A D O L L T t C A R E T LİSESİ ların bazı yerlerinde başıyla 01675 03324 03326 03331 03333 03334 03335 03373 03375 03382 onayladığı ve kimi zaman da al03422 03444 03451 03452 03457 03459 03467 03476 03491 03508 kışladığı görüldü. Gürkan, en 03518 03524 03530 03531 03553 03562 03569 03571 03572 03575 büyük alkışı "Ne benim ne de 03587 03604 03610 03625 03628 03639 03642 03658 03659 03681 Sayın tnönü için genel başkanlık sorun olmayacaktır" sozüy03711 03712 03725 06526 08524 15304 17011 19958 le aldı. Gürkan'm alkış toplayan bir başka cümlesi ise "Sosyal demokratlara iktidar yolunu tıka(Bastaraji 1. Sayfada) vanların bağışlanmayacağım" tstanbul, Mustafa Karamızrak En yüksek puanm 279.485 Isparta. Seytaan G. Yüksel ts ifade ettiği cümle oldu. olarak belirlendiği, Anadolu tanbul. ELEŞTtRİLER meslek liseleri sınavı sonucunda ilk on dereceye giren öğrencileöte yandan, haziran ayında Küçük kurultayın öğleden rin isimleri şöyle: merkezi sistemle yapılan okul dısonraki oturumunda sadece parHüseyin Karakuş tstanbul, şı lise bitirme sınavlannın sonuçtili milletvekillerinin söz almak Remzi Oten Konya, Neslihan İarı da belli oldu. Merkezi sisiçin divana başvurduklan görülE. Yüksel İzmir, Ümit Durak temle yapılan okul dışı lise bitirdü. Bunun üzerine Gürkan, il Adana, Okan Yavaş tstanbul, me sınavlarına giren öğrenciler başkanlannın da konuşma hakLevent Ağsakal Konya, Petek durumlarını okul müdürlüklekı bulunduğunu, ilçe yöneticileKoşmaz Ankara, tltaan Arslan rinden öğrenebilecekler. riyle delegelere de söz'verilebile Birleşme halkuı eseri (Baştarafı 1. Sayfada) vekillerinin büyük çoğunluğu, birleşmeden yana olduklarını ve HP yönetiminin bu konuda yaptığı girişimleri desteklediklerini bildirdiler. mazlıktan gelmek mümkün değildir" biçiminde konuştu. fki partinin birleşmesi amaayla HP ve SODEP kanadında yapılan çalışmalan anlatan Gürkan, Ranşan Ecevit ile yaptığı görüşmeye değinerek DSP'nin son sosyal demokratlann birliği çabalanna bu aşamada katkı sağlayamayacağı, uzlaşmalara ve ortak çözümlere şimdilik yanaşmayacağının Rahşan Ecevit'in kamuo\Tjna yaptığı açıklamadan anlaşıldığını kaydetti. Sosyal demokratlann son 35 yılda kısa süreli hükümet olmalan dışında iktidara gelemediklerine işaret eden Gürkan sözlerini şöyle sürdürdü: "1950 yılıoj başlangıç alırsak 35 yıldır ortanın soiu ve demokratik sol düşünce Türkiye'de iktidar olmamıştır. Kısa sürelerle bükümet otanuş, fakat iktidar olmamıştır. Demokrasinin geçmiş dönemde kesintilere uğramış olmasında sosyal demokratlann hiçbir suçu ve günahı yoktnr. Çünkü iktidar olamamışlardır ki, oraşumlann nedeni olsunlar. Ancak 35 yıl iktidar olamamakla belki de iktidar olanlar kadar bu aksamalann günahına dolaylı olarak ortak olmuşlardır. 35 yıldan sonra iktidar olamayan bir sosyal demokrat yapay aynlıgının ve bölünmenin ortadan kaldınlması yolunda barcanan çabalann doruk noktalanndan birini de bugün yaşıyoruz." Anadolu meslek liseleri sınavını kazananlar ceğini hatırlattı. Bunun üzerine ilk sözü Sıvas Milletvekili Mustafa Kemal Palaoğlu alarak "Zirvede ve kapalı kapüar ardında iki parti genel başkannıın vardığı mntabakat siy.asi karar olarak açıklanmıştır. Öneriler örgütün temiz elleriyle yogunılup hamur edilmdiydi. Burada Türk aydınının büyük kısmı için demokrasi gardrop elbisesi gibidir. Bayramlık elbise gibi istediği zaman giyer, istedigi zaman çıkanr. Oysa yan çizilerek demokrasi olmaz. Çofnmnznn iç dünyasında bir Ikinci Mahmnt orunıyor. Efendim, bu amaç o kadar güzel ki, diyonız. evet işte orada demokratlığımız bitiyor" dedi. Palaoğlu'nun konuşması sırasında bazı delegelerin konuşmaaya sözle sataştıklan duyuldu. HP tçel örgütünden bir bayan delege, "Siz bayramlık dbiselerinizle tabana inememişsiniz. Birleşmeyi taban istiyor. DSP propagandası yapıyorsunuz" diye bağırdı. Genel Başkan Gürkan'ın müdahalesi üzerine konuşmasını sürdüren Palaoğlu, "Eski bir partinin güneşi altında yaşadık, demek olmaz. Önce ideoloji belirienmeli, sonra birieşümeUdir, Sayın Genel Başkan Gürkan'ı dinledim. Güzel • i edebiyat, popülist bir tiradbr dı. Sonıyonım Sayın Gürkan, nasıl yapacaksınız? Halkçılığı sağ partiler de söyledi. Kapitalist bu düzenle mutabık mıyız, değil miyiz? Önce bunu soylemek lazım" dedi. Palaoğlu'nun konuşmasının ardından 30'a yakın konuşmacının söz almak için divana baş vurdukları görüldü. Konuşması tartışmalara yol açan bir başka konuşmacı da ihraç istemiyle Disiplin Kurulu'na verilen tstanbul Milletvekili Sabit Batumlu idi. Batumlu birleşmeye karşı olmadıklannı, ancak "hilei şeriyeli" birleşmeye karşı olduklarını söyleyince bütün salondan, "Açıkça terbiyesiz. Sen UIusu ile, Ankan ile parti knr" sesleri yükseldi. Gürkan'ın müdahalesi üzerine sözlerini sürdüren Batumlu, Calp yönetiminden de memnun olmadığını ve Calp'in yıkılması için imza verdiğini söyleyince salonda gtilüşmeler oldu. Batumlu konuşurken birçok delege ve milletvekili, "Kürsüden indirin şunu. Konuşturmayın. Sol bir partide böyle bir adamın kürsüye çıkmaya, laf söylemeye hakkı yokrur" diye bağınnca Gürkan yeniden müdahale etti. Bilecik tl Başkanı Tank Eralp da konuşmasında isim vermeden Ecevit'i kastederek, "Zamınında Yüce Divan'da yolsuzluktan yargılanmış 11 adama elini uzattın da şimdi niye bizim uzatlıgımız eli sıkmıyorsun?" ifadesini kullandı. Kütahya tl Başkanı HaUl Gfimüş, konuşmasında birleşmeye olumlu yaklaştı. Malatya tl Başkanı Özgün Nas, ilke olarak birleşmeden yana görüş taşıdıklannı belirtirken, kadro ve örgütlenme sorunlarına öncelik verilmesini istedi. Malatya Merkez İlçe Başkam Yaşar Öztürk'ün alkış topladığı konuşmasında HP miljetvekillerinin tabana inmemesinden yakmması, salonda bulunan milletvekillerinin itirazlarına neden oldu. Küçük kurultayda söz alan diğer il başkanlarından çoğu, birleşmeyi sa\Tjndu, bazı sorunlara değinenler oldu. HP'li belediye başkanlan ve ilçe başkanlan adına yapılan konuşmadan sonra kurultay çalışmalan bugüne bırakıldı. Bu arada Divan Başkanlığı'na verilen bir önerge benimsenerek, Bülent Ecevit'e annesini kaybetmesi nedeniyle başsağlığı telgrafı çekilmesi kararlaştırıldı. Genel Başkan Gürkan imzası ile çekilen telgrafta, "Değerli büyiiğümüz, aziz anneniz Nazlı Ecevit'in vefatı, bizleri, HP KUçük Kongre üyelerini teessüre boğmuştur. Acılanıun paylaşır, başsağlığı dileklerimizle saygılar sonanz"denildi. MEHMED KEMAL POLJT1KA VE OTESI Kimi, "Hadi ulan at arabası...." diye söver, kimi de daha kızmışsa, "Defol buradan eşek arabası!.." der kalayı basar. Arabanın atı da, eşeği de sövmede araç olarak kullanılabilir. Türkü fena değildir Arabaya taş koydum imanım Arabaya taş koydum, Seni gelecek diye imanım Sol yanımı boş koydum. Ardından arabası dört teker gelir, ama uzatmayalım. Türkü değil mi hepsi birbirine benzer, arabalar da öyle. istanbul Beledıyesi at arabalarına takmış, at arabası istemıyormuş, ille de motorlu olsun diye tutturuyormuş. Nideceksiniz ki, motorlu arabanın babası at arabası değil mi? Belediyeciler bunu saymıyorlarmış. Bizim gazetenin yazdığına göre nerde ellerıne bir at arabası geçerse Yenikapı'ya çekiyorlar, orda, dozerle kırıyorlarmış. Gördünüz mü siz şimdi arabacıların başına gelenleri? Elbette arabacılardan çok araba atlarının başı dertte. Bunlar arabaya alışmışlar, başka işlere koşulamazlar, ne yapsınlar? Bir arabacı diyor ki, "Araba çalışmayınca at da çalışmaz, at çalışmayınca evdeki çoluk çocuk da aç kalır..." Araba deyip gecmeyin, parayı şişirme ekonomisi uygulanalıberi araba, at fiyatları da alabildiğine kabarmıştır. Düşünün bir at, 150 bin lira; arabası 800 bin lira; bunun koşumu, ahırı, sapı, samanı, şunu bunu, bir sayıya vurun kaç milyon ediyor! Bunu duyan bir dostum, "Yahu" dedi. "Bu kadar ediyor mu? Ben çok uzakta değil, 1975 yılında, bir Reno arabayı, kaskosu da içinde 62 bin liraya almıştım. Demek on yılda bir at arabası onu birkaç kat aştı, ha? Gözünü sevdiğimin ekonomi politikası, kimini dağdan aşırır, kimi de arabasıyla düz yolda şaşırırf' Arabacılar belediyenin hışmına uğrayınca düz yolda şasmışlar, ne edeceklerini bilmiyorlar. Önceden de "Sizin arabalan kıracağız" diye bir şey söylememişler. Burada yalan olmasın, 1957'lerde bir şeyler söylemişler, ama sonradan pek üstüne gitmemişler. Arabacıların sözcüsü eski milli güreşçilerden İsmet Barışkan kulak bükmeler için şunları söylüyor: "1957 yılında bize kooperatif kurdurttular. Bankalar, belediye bize faizsiz kredi verdi. Bizim için Datsun marka kamyonet getirildi. Ancak bu arabalar da bize verilmedi. Bu arabalan belediyede çalışanlann yakınlarına ucuzucuzsattılar. Bizi hiçbir zaman adam yerine koymadılar" Gördünüz mü olanlan? Şimdi yeni baştan bir savaş daha başlıyor. Bakalım gene kimler zengin edilecek? Bir zamanlar, bir büyük kentimizde, bir büyük sermayecimizin elinde taksimetreler kalmıştı. Getirmiş, taksimetreleri satamamış. Ancak!.. Kendine yakın bir belediye işbaşına gelince, elde kalan taksimetrelere gün doğmuştu. Belediye meclisi bir karar almış, "Bütün arabalar taksimetreli olacak, hem şu marka taksimetre..." demişti. İşte bizim sermayecinin taksimetreleri su içinde müşterisini bulmuş, satılmış, kesesi dolmuştu. Sade onun değil, bal lutanlardan kimilerinin de... Gelelım İstanbullu arabacılara... Diyorlar ki. bu arabaların plakaları var, surücülerinin ehlıyetleri var, atların sağlık karneieri var, vergisi mergisi veriliyor, ama gene bulduklarını kırıyorlar. Yenikapı'ya götürüp buldozerlerin altına atıyorlar. Bunları kırmasalar, araba yasağı olmayan illere. ilçelere gönderseler, odun olmaktan çıkar. değerlendirilirdi, bir işe yarardı. Bereket atlara bir şey yapmıyorlar. Elde atlar kalıyor. İHer araba sürücüsü en az 78 nüfusa bakıyor. Aralannda yüksekokulda okuyan çocuk sahipleri var. Bir atın günlük masrafı bin lirayı bulur. At, çalışacak kendine bakacak, artanı ile de çoluk çocuk geçinecek. Şimdi at arabasız kalıp kendine bakamayınca çoluk çocuk da açlığa mahkum değil mi? Dozerlerin kırdığı arabalann resmini gördüm, tekerler bir yana gitmiş, gövdeler bir yana, araba mezarlığı da hüzün veriyor. Araba deyip gecmeyin! Alt yanı dört teker demeyin! Belki sıra adadaki favtonlara bile gelebilir. Çevreyi fena halde kirletiyor diye yakınmalar var. Motorlu arabalar isteyebilirler. Arabası dört teker İskeleye kum çeker Demeyin. sakın ha!.. Her araba bir ekmek kapısı. Ekmek kapılarını, tedbirini almadan kapatmayın, kimseye hayrı dokunmaz. Arabası Dört Teker... ÇAUŞAIVLAR1N SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Sigortalılığım 1956'da başlıyor" SORfJ: Sosyal Sigortalar Kurumu'na yaklaşık 19 yıl prim ödedim. Sigortalılıgım 1956'da başlıyor. 1981'de 25 sigortalılık yılımı doldurmaya 6 ay kala cezaevine girdim. O zamandan beri de cezaevinde bulunuyorum. Bu durumda 25 hizmet yılını doldurmak için eksik kalan altı ayın primini borçlanma ya da başka bir yolla ödeyerek emekli olabilir miyim? Eger böyle bir olasılık varsa. cezaevindeyken emekli olabilir ve emekli maaşı alabilir miyim? YANIT: Sosyal Sigortalar Yasası'nın "Yaşhlık Aylığından Yararlanma Şartlan"na ilişkin 60. maddesine göre emekli olabilmenin koşullanndan biri de, sigortalının; "Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmamış olmakla beraber, kadın ise 20, erkek ise 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 5000 gün, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödemiş ohnası şantır.'' 1956 yılında sigortalıhğınız başlamakta ve yasanın aradığı 25 yılhk süre de 1981 yılında dolmuş bulunmaktadır. Bu 25 yıllık süre içinde yaklaşık 19 yıl (6.840 gün) Yasanın aradığı gün sayısı olan 5.000'den 1.840 gün de fazladır. Yasal olarak 1981 yıhnda siz emekli olma hakkını kazanmış durumdasınız. Ancak yasa bu haklan yararlanmayı, yazılı istekte bulunmak koşuluna bağlamıştır. Cezaevinde bulunuşunuz, emekli olmamza engel değildir. Bulunduğunuz ilin Sosyal Sigortalar Kurumu Bölge Müdürlüğü'ne adınıza vekil kılacağınız bir kişi başvurabilir ve oradan alacağı basılı formları size doldurtup, kuruma verdiği tarihten sonraki ay başından başlamak üzere size emekli aylığı bağlanır. Özal'a (Baştarafı 1. Sayfada) ma rejimi tavsiye ettiklerini söyledi. Doktorlar, Başbakanın arzu ettiği takdirde önümüzdeki hafta sonunda Türkiye'ye dönebileceğini beh'rttiler. Özal bu arada, Methodist Hastanesi'ne bağlı diş kliniğinde görevli Türk diş hekimi Dr. Erdal Köksöken'e de protez yaptınyor. Köksöken'in bir protez uzmanı olduğu ve yaptığı takma dişlerin gerçek dişlerden ayırt edilmediği belirtibyor. TAN Bir gazetenin anatomisi ISTANBUL > * GAZETESİ Bayram günleri yurdumuzun her yerinde okuyabileceğiniz gazete İSTANBUL BAYRAM GAZETESİ'dir. İlan vererek yüksek tirajından yararlanabileceğiniz yegane gazete, çfset baskılı İSTANBUL BAYRAM GAZETESİ dir. ADRES Gazeteciler Cemiyeti Cağaloğlu İSTANBUL Tel: 522 12 22 522 54 08 526 80 46 Haberler nasıl yaratılıyor, 700 bin kişi TAN'ı neden okuyor? Tan'ın babası Rahmi Turan ve Gölge Adam Tan'ı anlatıyor. • Ürdünlü diplomatın katili nerede saklanıyor? • Ali Topuz.DSP tabanı seçkin yöneticilere rağmen birlik isteyebilir • Türk Hava Kurumu töhmet altında! • Sabte tablolar üzerine Sabancı da konuştu • Altındağ Belediye Başkanı Atılgan para dağıtıyor • Cem Karaca vatandaslıktan cıkarılıs öyküsünü anlatıvor Sınav sonuçlan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle