25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CVMHURİYET/6 11 TEMMUZ 1985 D O G U m TATİL.. Yalçın Pekşen DOGU'DA TATİL M I ? YazanÇizen: İsmail Gülgeç VAN GÖLÜNÜ GÖRDUĞUNUZDE MAVILİĞINE, GÜZELLIĞİNE INANAMIYORSUNUZ. VANLILAH FEŞTIVAL AFİŞLERİNE "AHRETTE İMAN, DUNYADA VAN" DİYE YAZMIŞLAR, AMA AHRETTE YAŞAMAYA DEVAM ETMİSLER. YOL BOYUNCA CAY ICECEK BİR YER BULAMADIK BİR DE ÇEVREDE TEK AĞAÇ GÖRMEDİĞIM HALDE TARIHİ YAZITLARDA BURALARIN SIK ORMAN OLDUGUNU OKUYUNCA VANLILARIN GERÇEKTEN DUNYA NIMETLERİYLE ILGILENMtülĞİNI ANLADIK Doğunun doğusu: Lütfen bütün şortlar valizlere \an'dan Diyarbakır'a doğru yola çıkarken rehberimiz garip bir cümle kurdu: "Artık şortlar valizde olacak. " Arkadan bir cümle daha ekledi: "Doğunun da doğusuna gidiyoruz." Doğunun da doğusunda gördüklerimiz: "Family tea garden"lar, Müslümanlığın unutulan şartı: Temizlik, Mardinkapı uygarlığı, büyük oteldeki küçük sürprizler ve uyuyan uyandırma servisleri... BIZIM TAN ORAL'DAN DUYDUK.TARIHİ VAN KALESİ BÖYLE DEVENİN SIRTINDA DÜŞÜNÜLÜRMÜŞ FAKAT BİZE KALIRSA AĞAÇSIZ YEŞILSİZ KALAN DEVE KALKIP GİTMİŞ VE VAN KALESİ DUZE INMIŞ YURDUMUZDA BIRÇOK TARIHİ KILİSE VAR. BUNLARDAN BIRÇOĞU CAMİ OLARAK KULLANILDIĞI IÇIN.AKDAMAR KİLİSESİ DE SANS ESERI YIKILMAKTAN KURTULMUŞ BU GEZİMIZDE DE GÖRDÜK YABANCILAR ELLERİNDEKİ KİTAPLARDAN YURDUMUZDAKİ W.C'LERİN KALITESI KONUSUNDA BILGİLERE BİLE SAHIP OLURKEN. BİZ EN ÖNEMLİ YERLER İÇİN KAYNAK KİTAP BULAMADIK. BİR TANE BULDUK. ONU DA DOĞU MERAKLISI REHBERİMİZ (AYNI ZAMANDA SANAT TARIHİ UZMANI) PERRAN ÜSTÜNDAĞ'LA PAYLAŞAMADIK DOĞU DEYINCE AKLIMIZA YOKSULLUK . CORAK TOPRAKLAR GELIRDİ OYSA GORDUK Kı ALABILDIĞİNE BEREKETU TOPRAKLAR , ZENGİNLİK. VE YİNE ALABILDIĞİNE YOKSULLUK * MAHRUMİYET BÖLGESİ DOĞU SARTLANMAMIZ DİYARBAKIR'DA SONA ERDİ V/W2MI 5 Van'dan Diyarbakır'a doğru yola çıkarken rehberimiz garip bir cümle kurdu: "Artık şortlar valize..." Arkadan şu açıklamayı yapmadan kimse bir şey anlayamadı: "Yakası, kolları fazla açık bluzlar, gömlekler de valize konacak.. Taa Kapados'a (Ürgiip) kadar..." Sonra bir cümle daha ekledi: "Bugiin doğunun da doğusuna gidiyoruz." Sabahın erken saatlerinde haritalara göre Van Gölü kıyısında olması gereken Tatvan'a varıyoruz. Fakat göl kıyısına ulaşmak için verdiğinıiz uğraş boşa çıkıyor. Bir sürü engel, barikat ve dikenli teli aştıktan sonra Denizcilik Bankası oteline varıyoruz. Onun bile önünden gol görünmüyor. Yolda gördüğümüz "Family tea garden"ların hepsi ramazan nedeniyle kapalı.. Bu "aile çay bahçeleri"nin bize pek faydası yok, ama lngiliz diline katkılan büyük. Çünkü daha önce lngilizcede "Family lea garden" şeklindc bir kullanım yaratılmamış durumda... DtYARBAKlR IIUICAMt (•) Diyarbakır Ulucami, Anadolu camilerinin ilk ve en iyi örneklerinden biridir. 1091 tarihini laşıyan çiçekli kiîfı kitabesinde Selçuklu Sultanı Melik Şah 'ın adı vardır. Planı Şam 'daki Emeviye Camisine bağlanır. Emeviye Camisi'ni esasiı bir şekilde onartan Melik Şah, bu caminin onarımdan önceki planlarmdan esinlenmiştir. Cami, Melik Şah'tan sonra çeşitli değişikliklerle bugUnkü durumunu almıştır. önünde etrafı yapılarla çevrili dikdörtgen bir avlu vardır. Burada bulunan 11171118 tarihli kitabede Btiyük Selçuklu Atabeyi tnanoğlu Ebu Mansur el Aldı'nın ve Melik Şah'ın oğlu Ebu Şuca Muhammed'in adları geçer. Camiyi ilk kez yapan mimarm adı Elbenna Hibbetullah Gurugani olarak belirtitmiştir. larını gölgelik bir yere çekmiş olarak görev başındalar. Bir turist otobüsü geçmeyegörsün, hemen ellerindeki Hürriyeı'i bir kenara bırakarak işbaşı yapıyorlar. Işlerinin son derece ehli oldukları da ilk bakışta anlaşılıyor. Çünkü gözlerini bir an için bile olsa otobüsün carnlarından ayırmadan evrakları inceleyebilmek epey zor bir işolmalı.. Allahtan otobüsümüzdeki hatunların "cinsi latif" kavramı ile ilişkileri en az yarım yüzyıl önce sona ermiş durumda. Kontrolleı çabuk bitiyor ve en fazla 5 dakika içinde serbest bırakılıyoruz.. nı bile giymeden koştular ve artık alıştığımız şeyi istediler: Tükenmez kalem... Yöre farkı olmaksızın tünı çocuklarımızda birden başlayan bu kalem merakını ne kadar düşündükse de çözemedik. Biı zamanlar gazeteye duyulan düşkünlük (sigara kâğıdı olarak kullanmak için) şimdilerde tiikenmez kalemedönüşmüştü.. Bu istekteanlaşılmayan bir taraf da, hiç ayrıcasız gezdiğimiz her yerde çocukların aynı şeyi istemesiydi. Aralarmda var olduğu anlaşılan görünmez anlaşma acaba nasıl yapılmıştı? Malabadi Köprüsü'nü geçtikten sonra evlerin çatılarında görülen kocaman karyolalar grubumuzun ilgisini çekiyor. Sıcak yüzünden damda yatmak zorunda kalan yöre halkı, herhaldc karyolaiarını indirip çıkarmak zahmetindcn kurtulmak için, tüm çatıyı demirden veya tahtadan kocaman dev karyolalar haline getirmişlerdi. Yol boyu yabancılarla sohbet cdiyorduk. Ulkemize gclmeden önce Türkiye hakkında birçok kitap okumuşlardı. Fakat Anadolu medeniyetlerinin çokluğu ve karışıkhğı, okunan kitapların çeşitliliği ile birleşince kafalan biraz karışmıştı. Örneğin bizi (tsmail Gülgeç ile beni) Asurların soyundan, Hititlilerle karışmış Urartulann Moğol istilası altında Selçuklulara dönüşmüş Osnıanoğullarının torunlarının yeğenleri falan gibı bir şey sanıyorlardı. Bu yüzden Hitit çivi ya/ısı karşısında ırcne bakar gibi bakışımızı bir lurlü anlayamıyorlardı. Rehberimiz Teoman"la birlikte ne Asurlular, ne Hititliler, ne Hurriler, ne de Urartularla hiçbir ilgimiz olmadığını anlatana kadar epey çaba harcadık.. Fakat acaba hiçbir ilgimiz yok muydu? Acaba bu inanışlannda Hitit, Asur, Urartu ve Hurri kalıntıları ile şimdiki Türk köy ve kasabalan ara.sındaki Inanılmaz benzerlik rol oynamıyor muydu? Bunu bilemiyoruz.. PURDUE.DUİC RTUU3U . Trafik iş başında Bitlis'ten Diyarbakır'a doğru doğanın rengi iyice sarıya donüştü. Daha önce yeşil çayırlarda otladığmı gördüğümüz hayvanlar artık ağaç altlarına, dere kenariarına, batakhklara serilmiş durumdalar. Biz de sıcağın farkındayız, ama türn peneereleri açık otobuitc jirndilik yakınan yok... Sık sık trafik kontrollerine uğruyoruz. Trafik polisleri araba Görünmez anlaşma Tatvan'dan beri ilk kez Malabadi Köprüsü kenarında otobüsten inen grubumu? sıcak yüzünden tokat yemişçesine yine otobüse doluştu. Bu arada köprüden çok, bir duvarın küçük gölgesine sığınmış ayakta bekleşen bir eşekle sıpasının fotoğrafı çekildi. Köprünun altında ylı/eıı çocuklar bizi görünce külotları Diyarbakır'da ilk ziyaret ettiğimiz yer Ulucami (*) oldu. Geniş avlunun gölgelik yerlerinde sakatlar, yaşhlar, kadınlar ve çocuklar uzanmış uyuyorlardı. Bu sıcakta tutulan orucun doğal sonucu olsa gerekti bu... Ama acaba neden cami avlusundaydılar. Üzerlerinden kalkıp inen sinek bulutu neyin nesiydi? Sinek bolluğunu yaratan pisliği kim yaratıyordu? Madem ki Müslümanlığın kurallarına uyuluyordu, bir kural da tenıi/lik değil miydi? O şart neden unutulmuştu? Çöpler arasından T.C. Diyarbakır muzesine (Zincirli Medrese) yol alırken caminin 16. yüzyılda yapılmış tahtadan kapısını yolun kenanna atılmış bulduk. Çocukların oyun aleti olup çıkmıştı... Ağzını tülbentle örttükleri maşrapalarla su satan çocuklarla birlikte Zincirli Medrese'nin kapısına ulaştık. Kapı kapalıydı. Çocuklar "Bekçi içerde uyuyordur" dediği için kapıyı çaldık. Çocukların tahmini doğru çıktı. Müze bckçisi 5 tane iskemleyi yan yana getirmiş, bunların üstüne serdiği havluların arasmda resmi elbisesiyle kestirerek il'tarı bekliyordu. Uyandırdığımız için bize çok kızdı. Hatta, "oruçlu birine bunu yaptığımız için" Müslümanlığımızdan kuşkulandı. Müze gezmek için oruçlu bir adamın uyandırılmasını bir türlü aklı almadı. Sonunda rehberimizin "beş dakikada çıkacagı/" yollu teminatı üzerine "oruç agzını" kapadı. Gerçekten bcş dakikayı bile doldurmadan müzeden çıktık. Mardinkapı uygarlığı Diyarbakır surlarında Mardinkapısını da gezdik. Aşağı yukarı 10 gündür birçok uygarlık gezmiştik. Fakat hiçbir uygarlık bizi Mardinkapı uygarlığından fazla etkilemedi. Ramazan pideleri sokakta, kaldırım taşları üstünde ve bir sinek bulutu altında satılıyordu. Herkes pla.stik torbalar içindeki sarı, kırmızı ve kahverengi sıvılar içiyordu. Bi zans Imparatoru Constanz'ın yaptırdığı Mardinkapı surlarına çıkarı merdiven şimdi gcnel tuvalet olarak kullanılıyordu. Bu yüzden yukarı çıkmak olanaksızdı. Gölgede 40 derece olduğunu öğrendiğimiz sıcaklıkıa Büyük Otel'egıriyoruz. Büyük Otel iki yıldızlı güzel ve modern bir yapı. Adını Fransızcaya çevirince (Grand Hotel) grubumuza beğeni çığlıkları attırıyor. Fakat otele duyduğumuz hayranlık uzun sürmüyor. l.okantasında 16 kişilik grubumuza bir öğlc yemeği hazırlanması iki saati aşıyor ve "Koyıınu mu kesiyorlar?" yollu şakalar yerini kızgınlığa bırakıyor. Mutfaktan gelen haberler hep tatsız.. önce tüpgaz bitiyor. (Tabii yedeği yok.) Yenisini altnak için biri yollanıyor. Sonra ocak bozuluyor. (Tabii ikinci bir ocak da yok.) Rehberimiz "Yahu bırakın yeınek yapmayı, hir salala. bir yogurt verin, yeler" diyor. Otelde salata ve yoğurt ol madığı yanıtını alıyor. Sonuçta saat 16.00'ya doğru (sabah kahvaltısını 06.00'da yapmıştık) soğuk mezelerden oluşan bir ordövr tabağı önümüze geliyor. Aşağı yukarı oruç tutmuş durumdayız. 10 saattir ağzımıza bir şey koymadık çünkü... İkinci sürpriz bizi odalarırr da bekliyor. Aslında odalar Çv..> güzel döşenmiş.. Mobilyalar ve duvar ceviz kaplama.. Fakat pencereleri neredeyse tavanda.. Herhalde fazla güneş almasın diye yapılmış olan bu değişiklik ne yazık ki amacına ulaşamamış. Çünkü yeri iyi ayarlanmamış olan pencereler güneşin, tam odanın ortasına girmesini sağlıyor... Yine de şükrediyoruz. Çünkü otel temiz ve suları akıyor.. Otelin tüm odaları dolu.. Bu yüzden akşam yemeğinde de lokantada kuyruk var. Saat 21 .OO'e doğru yemeğe iniyoruz. Boş masa bulabilmek için 21.45'e kadar bekliyoruz. Garsonların bizi farketmesi de 20 dakika alıyor ve sonuçta o güne kadar yediğimiz en özensiz yemek geliyor önümüze: Saf suya yakın yoğunlukta bir mercimek çorbası, tatsız tuzsuz bir yeşil fasulye salatası, kurumuş bir pilav üstünde lezzetsiz bir tavuk kemiği parçası... Bunları yiyebilen yok. Tüm umut biı tas yoğurt bulabilmekte. Fakat yoğurt yine yok. "Niye yok? Diyarbakır'da yogurt üretilmiyor m u ? " Bu sorulann karşılığında anlamsız bir gül' 1 'ten başka yanıt da yok gars larda... Saat 23'e doğru yorgunluğun son kertesinde uyumak üzere odalarımıza çekiliyoruz. Alışık olmadığıtnız bir sıcaklıkta, uzun bir otobüs ve yorucu bir kent gezisinden sonra, iyi beslenmemiş olarak ayakta geçirdiğimiz süre 17 saate yakın. Ve son sürpriz bizi yataİua bekliyor. Seyahat şirketi diliyle bu sürprizi şöyle ifade etmek olası: "Gece uyurken ycrli film seyretme imkânı." Tavandaki pencereler yüzünden göremediğimiz bir açık hava sinemasının tüm gürültüsü odalarımızın içinde. Ustelik yataklara girdiğimiz sırada daha ilk filmin yarısı bile olmamış. Bir süre sonra film bitiyor. Gelecek programları öğreniyoruz. Ben ikinci filmin ortalarında uyuyabiliyorum... Akşam sürprizleri Milletvekillerh, yazlık villaların arsası için girişimde bulunuyor GEZDİK, GÖRDÜK, BEĞENDİK HHilletvekîllerinin beğendiği araziyi biz de gezdik ve beğendik. Ibibik kuşları cıvıl cıvıl ötüyordu. Kışın avcıların bıldırcın ve tavşan avladıklan arazi, dalgaların getirdiği isîiridye kabuklarıyla doluydu. Kazılmca 3 metreden tatlı su çıkan arazinin arkası yemyeşil çam ormamydı. Sincapların cirit attığı ormanın içinde geniş çayırlarda inekler otluyordu. Arazinin içinden denize dökülen Aksu Çayı'nın kefal ve levreği pek meşhurmuş. Denizde ise tekne ile biraz açılınca, grida, mercan, kefal, levrek bol bol çıkıyormuş. yından batıya doğru 1 kilometreden fazla uzanıyor ve Acısu'ya kadar 396 dönümlük bir yeri kaplıyor. Denizden 10 metreye ANTALYA Milletvekilleri yazlık villaları için Antalya' kadar kumsal olan arazi daha sonra üzerinde dikenlerin yetişnın 25 kilometre doğusundaki tiği kumlu toprağa dönüşüyor ve Kundu köyü kıyılarını beğendiler ve deniz ile orman arasında ormanda bitiyor. Antalya Körfezi'nin en uç noktası Adrasan kalan 396 dönümlük arazinin Hazine'den 49 yıllığına kiralan Burnu'na kadar görüş alanı olan arazinin karşibinda karlı Beydağnıası için girişimlere başladılar. ları da yükseliyor. ANAP Antalya Milletvekü'.eri Milletvekillerinin beğendiği Cengiz Dağyar ve Ali Dizdarogaraziyi biz de gezdik. lbibik kuşlu'nıın öncülüğünde sürdürülen ları ve sarılıklar cıvıl cıvıl ötüyorçalışmalar sırasında kıyı bandındaki arazinin yetmeyeceği dü du. Kışın avcıların bıldırcın ve tavşan avladıklan arazi, dalgaşüncesiyle orman alamndan da bir kısım yer alabilınek için Or ların getirdiği istiridye kabukları ile doluydu. Köylülerden biri man Idaresi ile tcmasların devam ettiği öğrenildi. Ancak bu bölge yeşil dikenleri gösterip, "Develer bunu çok sever, agıını burnin turizm yatırım alanı olması nedeniyle Kültür ve Turizm Ba nunu kanalmadan yer. Ama artık deve kalmadı" dedi. kanlığı yetkililerinin buna karşı çıktıkları belirlendi. Bir başka köylü, cipçik denen Kunduluların anlattığına göre otu kökleyip, kökünden çıkan sütü toplayınca jikletten daha geçen nisan resmi plakalı siyah arabalarla köye gelen bir grup güzel sakız yapıldığını anlattı. milletvekili araziyi beğendiler ve Aksu Çayı'nın sazlıklarında çocuklar balık tutuyordu. Aksu'köylülerle kahvede yaptıkları sohbet sırasında "Bu köyden ol nun kefal ve levreği pek meşhurmak isleriz" dediler. Yine köy muş. Acısu'dan da nıendik çıkarmış. Denizde ise tekne ile bilülerin anlattığına gore Şeker Bayramı öncesi Başbakan Tur raz açılınca grida, mercan, kefal, levrek... gut özal'ın Antalya'ya gelişi sırasında ANAP milletvekili DağAksu'nun denize döküldüğü yar, köyü bir kez daha ziyaret et yerde köylüler çardak, çadır kurti ve beraberinde Orman Başmü muşlardı. Traktorlerden biri dedürü olduğu halde deniz kıyısı nizin içine kadar girmiş etrafınna inerek ormandan almak da çocuklar oynuyordu. istedikleri yeri gezdi. Kazınca 3 metreden tatlı su çıkan arazinin arkası yemyeşil çam Antalya'nın Aksu bucağına bağlı Kundu köyü otomobille ormamydı. Sincapların cirit atkent merkezinden 20 dakika. tığı ormanın içinde geniş çayırUluslararası Havaalam'ndan 10 larda inekler otluyordu. Köylülerden biri ormanın içindeki gedakika uzakta. Pamuk ve domaniş düzluğıı gosterip, "Burası bites yetiştirilen koy, Aksu çayının /im havaalanımız. İlaçlamu denize döküldüğü kıyıdan 2 kiuçuklurı buraya iııer" dedi. lometre kadar içeride kurulmuş. Kıyı en dar yeri 150. en geniş yeri Bir başkası kıyıyı grtsterdi. "Biz 300 metre olmak üzere Aksu ça çiftcilik yaparız ama ilaçlama zamanı zehirlenmeyelim diye kıyıya göçeriz. Kıyı bizim yaylaını/dır. Herhalde bize de bir yer bırakırlar" dedi. Antalya'nın doğusunda düşünülen yeni kıyı yolu yapıldığı zaman Kundu köyünün Lara Plajı'na uzaklığı 8 kilometre olacak. Daha doğrusu Kundu, Antalya'nın mahallelerinden birine dönüşecek. Milletvekillerinin beğendiği araziyi görmek üzere kıyıya inmeden önce, köyün kahvesinde oturup konuştuk. Biz konuyu kıyıdaki araziye getirmek istedikçe Kundulular tarlada kalan domateslerden, DSl'nin aldığı haksız sulama paralarından, asfaltlanmayan yollarından söz ettiler. Köylüler, sorunlarını anlattıktan sonra, millctvekilleri için uzun zamandır sorun olan yazlık yer bulma konusuna gelebildik. Kahvede oturanlar gördükleri ve duydukları kadarı ile ve zaman zaman birbirleriyle de tartışarak "konu"yu anlattılar: "Önce, Scrik'in Belek mevkiinde yer bulmuşlar. Sonra bizim burayı duymuşlar. Aksu Belediye Başkanı Hüseyin Acun tavsiye etmis burayı." DENtZ SOM GÜNGÖR TÜRKELİ yonetıcıler hızla artıyor Haberleşme sorunlanrun cözümü için Spacenet'i seçen yönetici sayısı ğün geçtikçe artıyor. Elektronik özel telefon santralı Spacenet, İOO'ü aşkın üginç özelliğiyle, istendiğinde artırüabilen kapasitesiyle, bugünkü ve yannki telefon santralınızdır. PTTNetaş işbirüği ve en etkin şatış sonrası servisi ile Spacenet, ülkemizin 800'ü aşkın seçkin kuruluşunda hjzlı,ekononıik, düzenli haberleşme sagjamaktadır. Sizin dç işyerinize Spacenet almanızın mutlaka bir zamanı, Spacenet'in işyerinize uygun mutlaka bir modeli ,vardır. Netaş tstanbul: 335 Hartlma fhcfrk Tttoommıkıufcm A.Ş. 11 00 Ankara 3ü 59 16 30 67 44 lzmir 21 65 06 21 18 95 Sabah telefonun sesiyle uyandım. Saat 07.30.. Oysa bugün 06.30'da kalkılıp, O7.3O'da yola çıkılacaktı. Ne oldu? Prog"Nisanın ortalarında siyah ramda değişiklik mi var. Telefoarabalar geldi, ama onlardan nun ucundaki sesten anlıyorum önce bir gece evvelinden Köy ki değişiklik falan yok. RehbeHi/metleri Müdürü Uğur Bey rimiz Teoman, "Yalçın abi, çageldi. Greyderle yol açıldı burabuk in, grup harekel ediyor" didan denize doğru." yor. "Üç resmi arabaydı. MillelveAşağı inince anlıyorum ki, tekilleri vardı. Bes laneydi galiha. lefonla uyandırma servisi görevCengiz Dagyar vardı, llüseyin lisi tam bizi uyandıracağı sırada özalp vardı. Ötekilerini tanıyauykuya dalmış. Ne yapsın? Bizi madık, ama müdiirler falan da uyandımıak için sabaha kadar vardı." uyaııık kalmanın sonucu olsa gerek. Kendiliğindeıı uyananlar "Kıyıdaki arazi bizim köyiın birbirlerini uyaraıak hazırlanarazisi değil. Zamanında kadastnuşlat. Bi/ Ismail'le cn sona kalro geçerken almamışız orayı. Hazine'nin yeri şimdi. Hazine' dığınıız için bir çay bile içemeden sabahın 40 derece sıcağında den kiralayacaklaımış. 49 yıllıMardin yollarına duşüyoıuz "•ğına mı, 99 yıllığına mı n e . " ne de Buyuk Oteldeıı kunu "Artık biz bir daha deni/.in ğıımıi7 ivin hoşnudu/. Otobüsyiizunü göremeyi/." tc bir silre otelin durunıu konu"Nedcnmiş o. Bize de 100 şııluyor. Rehbeı Teoman, bir nıetre bir yer bırakacaklarmış ara yaıııma gelerek şunları söyya." lııyor: "Milletvekillerinin bize çok "Allah bu meınleketi turizm faydası olıır. Balık satan/ onlapallamasından korıısıın.. (.orüra üç biııe." ><>rsıın oiel bira/ doldu mu, her Antalya Vahsı Bahaeddin (,\ıney ve Bclediyv Başkanı VeniT >ej aksnor. Bu durumda (urizm bir kırc putlnr... Bir daha da l>'lııso> Aııkuıa'ya gitmişlerdi kimse ut'lımv.. Bıından da oluAııtalya'dakı yeıkililer, " k o n u " rıız..." Haklı galiba... ile bizzat valiliğiıı ilgik'iHİiı"*"" \> kendilerinin l ' ; , 1 ; , uitgısi olmauığıııı soyledilcı. Yarııı: Murdinl'rfn
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle