23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 HAZİRAN 1985 EKONOMİ CUMHURİYET/9 TURKIYE'den Hayalî ihracata karşı yeni önlem ANKARA (a.a.) "Hayali ihracaf'ın önlenebilmesi için ihracat bedellerinin nakit olarak yurda getirilmesi uygıılamasına kısıtlama konuldu. Merkez Bankası'nın Hazine ve Dış Ticaret MUsteşarlığı'nın konuya ilişkin kararını duyuran genelgesinde şöyle dehildi: "thracat bedellerinin ihracattan önce ithalatçı adına hareket eden iiçiincii şahıslarca efeklif olarak yurda getirilmesi için bu kişilerin yurda giriş tarihinden önce düzenlenmiş bir vekaletname ile ithalatçı adına hareket etmeye yetkili kılınmış bulunmaları gerekiyor." Edinilen bilgiye göre, karar, özellikle işçi girişlerinin yoğun olduğu dönemde, bazı ihracatçıların nakit döviz alıp kurallara uymayan ihracat yaparak vergi iadesine hak kazanmalannı önlemek amacıyla uygulamaya konuldu. Devlet tahvili de kirahk oldu Bazı küçük bankalar, devraldıkları l yıl vadeli yüzde 4952 faizli devlet tahvillerini paraya çevirmek için bir yıl beklemiyor. Bu bankalar, muteber müşlerilerinin 15 gün ya da bir ay vadeyle kullanabilecekleh paralannı bonkaya çekebilmek için önceden saptadıkları bir "faiz merdiveni" uyannca kısa vadelerle tahvil satışı yapıyorlar. Bu yöntem tahvillerin "kiralanması" olarak yorumlanıyor. müşterilerinin 15 gün veya 1 ay den devlet tahvilleri devralan bazı küçük bankalar, bunları paraya çevirmek için 1 yıl beklcmiyorlar. "Muteber" vadeyle kullanabilecekleri paralannı bankaya çekebilmek için önceden saptadıkları bir "faiz merdiveni" uyannca ve kısa vadelerle tahvil satışına geçiyorlar. Devlet tahvili satışına öncülük ANKARA, (Cumhuriyel Bürosu) Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın haftalık devlet tahvili ihalelerinden pay alan bazı özel bankaların ellerindeki tahvilleri, kısa süreli mevduat kabulü için, "banka cüzdanı" gibi kııllandıkları izleniyor. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan 1 yıl vade için yüzde 49 ile 52 arasında faiz üzerineden bir özel bankamn uygulamasına göre, elinde 20 milyonun ustünde atıl para bulunan ve bu parayı 15 günluk bir süre için değerlendirnıeyi amaçlayan işadamıııa, banka, elindeki tahvilin getircceği faizin biraz altında bir düzeyde getiri öneriyor. Anlaşma sağlanırsa, para bankaya, tahvil dc müşteriye gidiyor. Belirlenen vadenin sonunda müşteri, elindeki tahville bankaya başvurduğunda, anapara ve faiz gelirine kavuşuyor. Bankalara satılan devlet tahvilleri, her türlü vergi, resim ve harçtan istisna tutuluyor. Dolayısıyla bir bankaya örneğin yiızde 50 faizle satılan devlet lahvilinin yıllık getirisi aslında yüzde 40'lık Kurumlar Vergisi istisna Bankalar, devlet tahvillerinden ekstra kâr ediyor EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY sı da göz önünde tutulduğunda yüzde 70'i buluyor. Banka bu tahvili çok kısa süreler içinde devrederek nakit paraya kavuşunca, bu paranın kullanımından kazandığı faiz geliri de devletin tanıdığı oranın üstüne ekleniyor. Ancak banka açısından dikkat edilecek bir nokta, devlet tahvilinin belirlenen süre sonunda bankaya gcri dönüşü oluyor. Geleceğin Türkiyesi Nasıl Güzel Olacak? 2. Dünya Savaşı sonrasında bir yandan o büyük felaketin yaralarını sarma, yıkılanları yeniden yapma çabaları sürerken biryandan da sayıları her geçen gün artan "azgelişmiş" ülkelerin nasıl kalkındırılacağı sorunu sanayıleşmiş zengin ülkelerin gündem maddesi olmuştu. Kimilerince "kalkınma ekonomisi" diye adlandırılan kuramlar dizisi de o dönemde geliştirilmeye başlanmıştı Kendi gelişme ve kalkınma yöntemlerini şu ya da bu şekilde "azgetişmiş" diye adlandırdıkları ülkelere örnek göstermeye çalışan Batının kuramcılarına göre "azgelişmişlik"Xen kurtulmanın en önemli önkoşullarından biri, o güne dek kırsal toplumun içine, kapalı dünyasına hapsolmuş insanların bu dar çerçeveyi kırarak yeni tüketim hevesleri edinmeleri, bu hevesleri tatmin etmek için de daha fazla çalışmaya, daha fazla üretmeye, daha fazla satmaya yönelmeleriydi. "Azgelişmiş" ülkelerin insanlarını bu yöntemle kalkınma yoluna sokmak için az çaba harcanmadı. Bir yandan bu ülkelere ABD'nin başını çektiği bir çabayla kalkınma yardımı akıtılırken bir yandan da bu ülkelerin insanlarının Batı'nın tüketim kalıplarını benimsemeleri, Batı mallarını kullanır hale gelmeleri için gerekenler yapıldı. Daha fazla tüketmenin, daha çeşitli mal ve hizmetleri kullanarak yaşamanın "daha iyi yaşama" olduğu kavramı yıllaryılı "azgelişmiş" ülke insanlarının kafalarına işlendı. Türkiye de bu süreçten nasibini alan ülkelerden biriydi. Bugün hâlâ sokaklarımızda dolaşan 1950'li yılların Amerikan otomobilleri bu "açılım"\r\ belki en somut kalıntılarıydı, ama bu yöntemle kalkınmanın en belirgin ve önemli ürünü, bugün tartışma konusu olan Türk sanayii, özellikle de özel sektör sanayii ıdi, kuşkusuz. Türk halkının daha fazla ve çeşitli mal tüketme, daha iyi giyinme, beslenme istemlerinin; buzdolabıyla, çamaşır makinesiyle, televizyonuyla, halısıyla, perdesiyle, daha iyi bir evde oturma özleminin sonucu olarak ithal ıkamesi sanayileri hızla serpildi. Bu yöntemle sanayileşmenin ya da kalkınmaya çahşmanın hata ve sevapları tamamen ayrı ve önemli bir tartışma konusu. Ama tam bu yola girmişken bazı çıkmazlarla karşılaşan sanayileşme çabasındaki ülkelere Batı'nın yeni önerisi ne? Kemer sıkmak, halkın tüketimini frenlemek. Sanki en hızlı büyüyene değil, en hızlı daralan ekonomiye madalya verilecek. Halkına en iyi kemer sıktırabilen "yılın ekonomi bakanı" seçilıyor, Batılı yayın organlarınca. Sayın özal'ın bu bakımdan çok başarılı bir örnek oluşturduğunu ve övüldüğünü biliyoruz. Sayın Özal'ın uluslararası alanda ün kazanan bu "kemer sıktırma" başarısına ek olarak bir de ekonomi dışı konulardaki ıcraatıne ve Türkiye'nin genel ortamına bakınca insan geleceğin Türkiyesıni görür gibi oluyor. Geleceğin Türkiyesini satırbaşlarıyla şöyle düşünmek çok mu gerçeğe aykırı acaba? • Ücretler ve maaşlar sürekli olarak erozyona uğrarken, elektrik fiyatları sürekli yükseldiği için işçilerın, memurların, emeklilerin yaşadığı semtlerde güneş batınca karartma başlıyor. Kitap ve gazete zaten satın alınamayacağı için evde okuma diye bir sorun yok. Okula devam edebilen çocuklar mum ışığında ödev yapıyor. Buzdolapları terkedilirken teldolaplara ilgi büyük ölçüde artıyor, modern teldolap sanayii gelişiyor. O gün gıdasından blraz kesmeyi göze alanlar akşam bir iki saat televizyon seyredebiliyorlar. • Su da elektrik gibi çok pahalı olduğu için seyrek yıkanmak moda haline geliyor, karanlık sokaklarda herkes birbirini kokusundan tanıyor, "Serap hanım, vallahi sensin, kokundan tanıdım" gibi espriler yaygınlaşıyor. Çamaşır makineleri atılırken çeşme başlarında çamaşır şölenleri yapılıyor, "yılın çamaşırcı kızı" seçiliyor. • Sanayi önemini kaybettiği için kapanan fabrikalar "serbest ticaret bölgesi"ne ya da camiye dönüştürülüyor. Oruç tutmayanların "komünist" sayılarak idam edilmesi için önerilen tasarı sert muhalefete rağmen meclisten geçiyor. Takke, siyah çarşaf, tespih ve ibrik sanayiileri en parlak yıllarını yaşıyor. • Boş bulunup elini nişanlısının omzuna atan gençler derhal karakola celbedilirken, kâğıt fiyatlarına rağmen ayakta kalabilen tek gazetede kadın vücudunun bütün geometrik varyasyonları ve "e//y/e ağzına verdi", "yalatmadan duramıyor", "Arabınklni görünce dudağı uçukladı" gibi nezih olduğu kadar dine ve ahlaka da uygun olan başlıklar yer alıyor. Bu başlıkların en etkilileri duvarlara da yazılıyor. • Hastanelere girmek çok pahalı olduğu için yoksul hastaların Japon usulü ölüme terkedileceği, sevimli vadiler belirleniyor. Buralara hasta götürmek için ucuz tarifeli otobüs seferi düzenlenmesine başbakan karşı çıkıyor, "herkes kullandığı hizmetin bedelini ödesın" dıyor. • Üniversite öğrencilerinin tek tip, zorunlu kıyafetini dikme tekelinin YÖK'e yakın birisine verilmesi ortalığı karıştırıyor. Ünlü bir sanayicımiz, "1 milyon takımın tek bir firmaya sipariş edilmesi tekellerle mücadele anlayışını baltalar" diyor. Dünya yalnızca ABD'siyle, Japonyasıyla değil, Hindistanıyla, Güney Koresiyle, Singapuruyla "dördüncü sanayi devrimV'ne ayak uydurmanın yollarını ararken, bizim çağdaşlaşma yoluna çok önceden çıkmış olan Türkiye'de bugün bunları düşünebilmemiz bile komik değil, biraz acı galiba. Tekstilde gerçek ihracata doğru ANKARA (ANKA) Federal Almanya'ya yapılan toplam ihracatta tekstil ürünlerinin payı gidcrek azalıyor. Ocakmart döneminde Federal Almanya'ya 319.1 milyon dolar düzeyinde ihracat yapılırken, tekstil ürünleri bu ihracatta 170.5 milyon dolarla yüzde 53.4 oranında pay aldı. Geçen yılın eşdöneminde söz konusu ülkeye toplam 349.3 milyon dolarlık ihracat yapılmış, bu miktar içinde tekstil Ürünleri ihracatı 236.6 milyon dolar olarak gerçekleşerek yüzde 67.8 oranında bir paya sahip olmuştu. öte yandan, Isviçre'ye yönelik toplam ihracat yılın ilk çeyreğinde geçen yılın eşdönemine göre yüzde 83 oranında 171.2 milyon dolar azaldı ve 206.5 milyon dolardan 35.3 milyon dolara düştü. Söz konusu ülkcye yönelik tekstil ihracatı da 106.3 milyon dolardan 14.1 milyon dolara indi. Ulaştırma: Cazip ama riskli Vlaştırmadepolama sektöründe yılın ilk 5 ayında sermayeleri tutarı 24 milyar lirayı aşan 1814 şirket kurulurken, 311 milyon lira sermayeli 387 şirket faatiyetine son verdi. Imalat sanayii ve inşaat işleri de özel sektör için en cazip yatırım alanları. ANKARA (a.a.) Türk ticaret hayatında özel sektör için en cazip ve riskli sektörlerin başında "ulaştırmadepolama" sektörü geliyor. Bu sektörde 1985 yılının ilk beş ayında 1814 şirket kurulurken, 387 şirket ticari hayattan çekildi. Böylece kurulan her 5 şirkete karşılık, bir şirketin tasfiye edildiği ortaya çıktı. Devlet tstatistik Enstitüsü'nün verilerine göre, imalat sanayii de özel sektörün en çok ilgi gösterdiği alanlardan biri. Ocak mayıs donemleri arasında 24 milyar 19 milyon lira toplam sermayeli İlk 5 ayda şırketleşme Sektorler Tarım ve ormancılık Madencilik İmalat Insaat ve bayındırlık Toptan ve perakende ticaret Ulastırma ve depolama Mali kurulu} ve sigortalar Kurulan şirket sermayesi (adet) (milyon) 71 3.530 79 1.817 1522 24.019 1755 12.538 297 1814 308 13. 760 24.038 1.487 Kapanan şirket sermayesi (adet) (milyon) 123 17 10 387 4 133 13 10 311 5 BANKERLER GİBİ Bankaların tahvil "kiraladıklan" müşterilerine tanıdıkları faiz oranları, vade ve anapara miktarına göre değişiyor. Bu ilkeler doğrultusunda hazırlanan "faiz merdiveni" listesi, Banker Kastelli'nin son döneminde uyguladığt yöntemleri andırıyor. Pakdemirli: AET tekstil kısıtlamasını kaldırabilir ANKARA (UBA) Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Ekrem Pakdemirli Avrupa Ekonomik Topiuluğu'nun Türk tekstil ürünlerine uyguladığı kotanın 30 haziranda kaldınlma ihtimalinin olduğunu söyledi. Ekrem Pakdemirli, konuyla ilgili olarak UBA'ya yaptığı açıklamasında AET'nin Türkiye çıkışlı konfeksiyon mamullerine uyguladığı kotanın tek yanlı olduğunu ifade ederek kotanın 1 ocak ile 30 Haziran 1985 tarihi itibarıyla geçerli olduğunu hatırlattı. "30 haziran tarihinden ilibaren meveut kotanın kaldınlma ihtimali olduğu gibi, yıl sonuna kadar genişletilerek uzatılma ihtimali de bulunmaktadır" dedi. 1522 yeni şirket imalat sanayiinde faaliyet göstermeye başladı. Aynı sektörde 133 milyon lira sermayeye sahip 123 şirket faaliyetine son verdi. Yılbaşından mayıs ayının sonuna kadar tarım ve ormancılık sektöründe 71, madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe 79 şirket kurulurken, sö7 konusu her iki sektörde kapanan şirket olmadı. Tarım ve ormancılık sektöründe Mahmutpaşa bayramda da canlıydı Ekonomi Servisi Mahmutpaşa'da, bayram öncesindeki alışveriş canhlığı, bayram sırasında da sürdü. Bayram gezmesine çıkıp da yollarını Mahmutpaşa'dan geçiren lstanbullular, "heın ziyaret hem de ticaret" yapabildiler. Bayram günü müşterileri arasında izinli askerler ve dar gelirli yurttaşlar çoğunluktaydı. Mahmutpaşa'nın en pahalı bayramlıklan beş bin liradan satılan kot pantolonlar ve kadın elbiseleriydi. "Yanm elma gönül alma" diyenler elli ya da yüz liraya da bir şeyler alabiliyorlardı. tisnaf, zabıta korkusu olmadan satış yapma rahathğındaydı. Çocuk pantolonları 2 bin liraya 3500 liraya, gömlekler 10002500 liraya, bebek ayakkabıları 1000 liraya satılıyordu. kurulan şirketler 3 milyar 530 milyon lira sermaye ile, madencilik ve taş ocakçılığı sektöründeki şirketler ise 1 milyar 817 milyon liralık toplam sermaye ile ticaret hayatına girdiler. Aynı dönemde bayındırlık ve inşaat sektöründe de 12 milyar 538 milyon lira sermayeli bin 755 şirket kuruldu. 12.6 milyon bin lira toplam sermayeli 17 şirket de bu seklorde başarılı olamadı ve kapandı. Sönmez Havayolları zam yaptı BURSA (a.a.) Bursalstanbul arasında karşılıklı uçak seferlerini sürdüren Sönmez Holding Havayollan, bu sabahtan itibaren zamlı ücretle taşımacıhk yapacak. Yeni tarifeye göre, Bursalstanbul arası yolcu taşıma ücreti 4500 liradan 7500 liraya çıkarıldı. Yeni uygulamada gidiş geliş ücreti 14 bin 250 lira olacak, seferlerde çocuklardan 3750, bebeklerden 750 lira Ucret alınacak. Sönmez Holding Havayolları, Bursalstanbul hattında pazartesi ile cuma günleri arasında günde karşılıklı iki, cumartesi günü ise karşılıklı bir sefer yapıyor. büyüyilnce pilot olmak istiyor Ekonomi Servisi Mısır Çarşısı ile Bahçekapı'daki lş Bankası binası arasında kurulan seyyar bayram pazannda, bir otomobilin üzerinde, elinde mikrofon, gömlek satmaya çalışan çocuk, sesinin yettiğince bağırıyor: "1000 liraya gömlek, burada, burada," diye. Yaklaşıp birkaç soru sormak istiyoruz, otomobiltezgâhın sahibi "işin aksayacağı" gerekçesiyle karşı çıkıyor önce, sonra kısa kesmek şarttyla görüşmemize razı oluyor. Satışı bayağı olumlu etkilediği anlaşılan küçük satıcıya bir sandık Ustünde yönelttiğimiz sorular ve cevaplan şöyle: Senin adın ne? ÇOCUK Resul. Resul, kaç yaşındasın? RESUL 10 yaşındayım. Okula gidiyor musun? RESUL Evet. Bu yıl ilkokul beşinci sınıfa geçtim. Burada ne zamandan beri çalışıyorsun? RESUL Dört gündür. Sana günde ne kadar para veriyorlar? RESUL 25003000 lira. Günde kaç saat çalışıyorsun? RESUL 78 saat. Peki Resul, simdi bayramın dördüncü günündeyiz, senin arkadaşların gezip eglenirken, sen burada akşama kadar çalışıyorsun, bu senin zoruna gitmiyor mu? RESUL Yok. Çahşmak çok güzel. Canım istediği için çalışıyorum. Sonra tembelliğe hiç ihtiyacım da yok. Bunan sonra her yaz çalışacağım.. Herhalde okul masraflarını çıkarmak için. RESUL Yok, babamın durumu iyi. Kendisi konfeksiyoncu. Ama ben yine de çahşmak istiyo 10 yaşındaki mikrofonlu satıcı hazırlanıyor İSTANBUL (THA) ABD' nin Türk tekstil ürünlerine kota koyma girişimleri sürüyor. Bir süre önce akrilik ipliğe kota koyan ABD'nin şimdi de "twill" ve "drill" adlı pamuklu kumaşlara göz diktiği belirtildi. Hazır Giyim ve Konfeksiyon lhracatçıları Birliği Başkanı Sırn Gültekin konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "ABD, Türkiye'nin ihraç ettigi 'twill' ve 'drill' kumaşlanna kota koyma girişimlerine basladı. Karar verildiği an kota uygulanmasına başlanır. Türkiye'nin tekstil ihracatının ABD gibi büyük bir pa/arı bozabilecegini düşünmek mümkün degildir. Ç'ıinku I ürk tekstil sanayi büyük degildir ve ABD uzak bir ülkedir. Anlayaınadıgımız nedenlerle konulan kotalar ise Türkiye'yi sıkınlılara götürmektedir. Genel İhracat düşmesi içinde hazır giyim ve tekstil ürünleri ihracatımız da nasibini almaktadır." Gültekin, AET heyetiyle Türkiye'de yapılacak görüşmeler konusunda da şöyle konuştu: "AET heyeti geldiğinde, Türk tekstil ve konfeksiyon ürünlerine konulan ve konulmak istenen kotalann kaldınlmasını talep edecegiz. Çünkü 1985 yılında gerek ABD, gerekse, AET'nin uyguladığı kotalar, Türkiye'yi fevkalade sıkıstırmısür. " ABD yeni kotalara Çekoslovakya'nın yatınmlan artacak ANKARA (a.a.) Türkiye ile Çekoslovakya arasında geçen mart ayında Ankara'da imzalanan Karma Ekonomik Komisyonu'nun Sekizinci Dönem Protokolü Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı. Resmi Gazete'de yayımlanan protokol, Türkiye ile Çekoslovakya arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve Çekoslovakya'nın Petlas, Taksan ve Temsan'daki yatırımlarının arttırılmasını öngörüyor. Protokol uyannca, Türkiye ile Çekoslovakya sanayi ve enerji alanlarındaki mevcut işbirliğini de geliştirecekler. Protokolde, Petlas lastik imalatı fabrikası projesinin kısa zamanda gerçekleştirilmesi vurgulanarak, Petlas taşıma bandı projesine ilişkin anlaşmanın da temmuz ayında imzalanabileceği belirtildi. Faslı işadamları görüşmeye başlıyor ANKARA (a.a.) TürkiyeFas Üçüncü Dönem Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) toplantısı öncesi görüşmelerde bulunacak 50 kişiden oluşan Fas işadamları heyeti temaslarına bugün başlayacak. Ankara'da Devlet Bakanı Kflzım Oksay tarafından kabul edilecek olan Fas işadamları heyeti, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Mahir Barutçu ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Faralyalı ile de görüşecek. DUNYA'dan Güney Kore, ABD pazarına otomobil satnıa peşinde Ekonomi Servisi Güney Kore, Birleşik Amerika pazannda "otomobil" satmaya hazırlanıyor. Haberi veren Herald Tribune Gazetesi, G. Kore'de saat başı işçi Ucretinin 2 dolar, ABD'de ise 24 dolar olduğunu vurguluyor. 24 saat üretim yapmak için işçilerine çağrı yapan Hyundai Motor firması, GUney Kore'de gerçekleştirdiği otomobil üretiminde oldukça "yüksek hedefler" belirlemiş durumda. önceleri kendi küçük iç piyasası ve bazı Asya ülkelerine otomobil satışı yapan firma, bugünlerdc ABD piyasasına da girmeye hazırlanıyor. Gelecek yılın başında Amerika'ya satılması hedeflenen Güney Kore arabalarının önden çekişli olduğu ve 50006000 dolarlık fıyat taşıyacağı belirtiliyor. 'Kos vatandui ko$, iyi mal bunlar' rum. Resul, ileride eğer okursan tabii, hangi Universiteye, yüksekokula girmek istersin? RESUL Ben askeri okullara girmek istiyorum. Pilot olmak istiyorum. Neden doktor, mühendis degil de pilot. RESUL Çünkü göklerde uçmak istiyorum. Sana simdi günde 5 bin lira ücret verseler ve bu işin sürekli olsa, okumaktan vazgeçer misin? RESUL Hayır vazgeçmem. Bana ne kadar para verirlerse versinler yine de vazgeçmem, çünkü okumayı çok seviyorum, okulu çok seviyorum. YENİ YASANIN AKSAKLIKLARI UYGULAMADA ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI Tarım satış kooperatifleri bakanlık ^sultası' altında BARIŞ KUDAR İZMİR 1935 te çıkartılan 2834 sayılı yasayı ortadan kaldıran ve 1984 yılında yururlüğe konulan 238 sayılı kanun hükmündeki kararnameyi onaylayan 3186 sayılı yasanın Tarım Satış Kooperatifleri Birliklcrini KlT'leştirmekten öteye götürdüğü iddia ediliyor. Amacı "Üreticiler, karşılıklı yardıın, dayanısma ve kefalet suretiyle mcsleki faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarım saglamak, Urünlerini daha iyi şartlarda degerlendirmek ve ekonomik menfaallerini korumak amacıyla, aralannda sınırlı sorumlu, degişir sayıda ortaklı ve degişir sermayeli, tüzel kişiliği haız Tarım Satış Kooperatifleri kuranilirler" biçiminde açıklanan 3186 sayılı yasa, Tarım Satış Kooperatifleri ve Öirliklerinin kuruluş aşamalanndan en küçük işlevlerine değin her girişimlerinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın iznini alma zorunlııluğunu getiriyor. Yasada yer alan maddelere göre üretici ortak yönetime katılabiliyor, ancak çoğunluk bakanlık tarafından atanan temsilcilerin elinde bulunuyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın istekleri doğrultusunda karar alınmaması durumunda da atama ile gelenler değiştirilebiliyor. 2.11.1935 tarihinde giren Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri ile ilgili 2824 sayılı yasanın daha demokratik bir yasa olduğunu savunan TZOB Genel Başkan Vekili Reşit Kurşun, Türkiye'de bulunan 22 Tarım Satış Kooperatifi Birliği ortağı 2 milyon ureticinin bakanlığın kararlanna körü körune uyma duıumunda bııakıldıklannı öne surdü. Kurşun, "Soluk alıp vermenin dahi bakanlığın iznine tabi tutulması, hıır kooperatifçiligi yok etmektedir" diyerek kooperatif birliklerinin yönetimlerinin bakanlığın atadığı kişilerin "sultası" altına gireceğıni ve bundan üretici ortaklann zarar göreceğini vurguladı. Reşit Kurşun sözlerini şöyle tamamladı: "Netice olarak, 3186 sayılı kanunla kooperatif ve birlikler bir çıkmaza itilmiştir. Adil çözüm yolu bulmak ve ortağın hakkını adil bicimde korumak çok zorlaşmıştır. Büyük Üretici kuruluşlarını bu hale getirmenin günahı çok agır olacaktır. Önümüzdıki yıllarda da bu agır günahı, yine çilekeş Turk çiftçisi mi, yoksa bu kanunu çıkaranlar mı çekecek, hep birlikte göreceğiz." BİR ÖRNEK Her iş ve girişim için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan izin alma zorunluluğunun aksaklığı Tarişte görüldü. 1932 yılında incir üreticilerinin bir araya gelerek kooperatifler birliği oluşturmasıyla kurulduğu varsayılan Tariş "kuruluş yıldönümü kutlama senlikleri haftası" için hazırladığı yönetmeliği bakanlığın onayını almak üzere Ankara'ya gönderdi. 39 haziran tarihleri arasında kutlanması öngörülen şenlik haftası bakanlığın yönetmeliği onaylamaması nedeniyle bu yıl yapılamadı. Tariş yetkilileri onay çıktıktan sonra ancak önümüzdeki yıl kutlama senlikleri haftasını kutlayabilcccklerini söylediler. Yanm yüzyılı aşkın bir süre önce kurulan 70 bin ortaklı Tariş'in kutlama senlikleri yapmaması ortakları arasında tepkilerle karşılandı. Adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, "Bu yasa ile kıpırdamamız bile bakanlığın iznine labi. Bu yüzden de elimiz kolumuz baglı bakanlıktan çıkacak kararı beklemek zorundayız. Bu yasa ile 50 yıllık Tarım Satış Kooperalifleri ve Birliklerinin canına okunmuştur" biçiminde konuştu. Çekler,elektronikte dışa açılıyor Ekonomi Servisi Televizyon, video müzik seti gibi elektronik ev aletlerinde yatırım yapmak üzere Batı sermayesi için Çekoslovakya'da bazı imkânlar ortaya çıkmış bulunuyor. Prag yönetimi sözü edilen elektronik ev aletlerinde yabancı sermayeye bazı imkânlar tanınabileceğini açıkladı. Daha doğrusu bu alanda Çekoslovakya Batı sermayesine daha esnek kurallar uygulamak niyetinde. Bu çerçevede, yabancı sermayeye yüzde 49'luk pay vererek yoint venture anlaşmaları da yapılabilecek. Kaya F.rdem Erdem: İthalat üretichnize zarar vermez ANKARA, (a.a.) Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, "stok yapılarak, suni fiyat yükselmelerine mudalıale amacıyla bir kısım ithalal yapılmasının, üreticiye bir zararı olmadığı" görüşünde bulunduğunu belirtti. Erdem, Ankara Ticaret Borsası Dergisi'ne yazdığı "ihracatın ekonomimizdeki yeri" konulu yazıda, "Tarım ülkesi olan Türkiye'nin tanmsal ürünler ithal etmesini" eleştirenleri cevaplarken, şunları kaydetti: "Biz, hükumet olarak pazar bulunmasına çok önem veriyoruz. Bir pazarı senelerce ugraşarak zoıiuklarla bulursunuz. Buldugunuz pazara sürekli mal akışını sağlayamazsanız, o pazan kaybedersiniz. Geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu sene ürün bol, satalım; Gelecek sene ürün az, satmayalım denilirse, hiçbir pazarı elde tutamayız. Tarımımızın gelişemeınesinin ardında bence, bu yanlış gorüş yatmaktadır. Sonuçta, üreticimizin urunu degerleniyor, üreticimiz bundan kazançlı cıkıyorsa, ihracını yaptıgımız ınalı da ithal ederiz." L. Amerika dış sermayeyi arıyor Ekonomi Servisi Latin Amerika ülkelerinin yabancı sermaye girişini yeniden hızlandırmak için kolları sıvadıkları bildiriliyor. Bölgeye 1981 yılında 41 milyar dolarlık yeni yabancı sermaye yatırımı yapılırken, bu rakamın geçen yıl 12 milyar dolara düşmesi Latin Amerika hükümetlerini yeni önlemler almaya itiyor. Hükümetlerin bu konuda ilk adımı attıkları ve Inter American Development Bank'ın bünyesinde Inter American Development Coporation (IIC) adlı bir kuruluşun oluşturulması için girişimlerc başladıkları haber veriliyor. Başlangıç sermayesi 200 milyon dolar olarak belirlenen IlC'ye Latin Amerika ülkeleri, ABD ve bazı Batılı ülkeler katkıda bulunacaklar. Kuruluşun Dünya Bankası'na bağlı IFC gibi çalışacağı bildiriliyor. Kâğıt sanayieisi Seka zamlarına karşı ithalat tehdidi savurdu Cekay Kâğıtçılık yetkilisi Cemil Karanfil, "Az miktarda yapılan kâğıt ithalatını arttırarak Seka 'yı kaliteli üretime ve fıyat düşüşüne zorlayacağız" dedi. İSTANBUL, (THA) Kısa adı SEKA olan Türkiye Selüloz ve Kâğıt Pabrikaları'nın kâğıt ve karton urunlerine yaptığı yuzde 2 ile 49 oranmdaki zamlar, özel sektör üreticilerinin del'ter ilhaline karar almalarına neden oldu. Özel sektör kâğıt üreticileri, SEKA'nın zamınını tepkiyle karşılayarak, fiyat artışlarını önlemek için özel sektöre karşı ithalat kozunu kullanan hukıımetin karşısına kendileıinin de ithalatla çıkacaklarını soylcdilcı. C'ekay Kâğıtçılık yetkilisi Cemil Karanfil en kısa surede harekctc gcçerek, navlun ücretlerinin düşük olduğu ltalya ve Avusturya'dan defter ithal edeceklerini belirterek, şöyle dedi: "SEKA'nm kalitesiz ve pahalı kâgıtlarına karşılık, biz kalitesi yüksek ve daha ucuz defter ithal ederek, fiyalların duşmesini saglayacagız. Az miktarda yapılan kâgıl ithalini de arttıracağı/. Ucuz fiyatlardan piyasaya sürecegiıniz defler ve kâğılların satışı ile piyasadaki kâgıl üreticileri fiyatları duşureceklerdir. Çunku ithalal rekabel yaratacak. Kaliteli ithal defter ve kâğıdı özellikle SERMAYE PIYASASINDAN HAZIRLAYAN YENER KAYA Sermaye piyasası bayram nedeniyle geçen haftanın önemli bir bölümü kapalıydı. Bu nedenle "Sermaye Piyasasından" bölümünü buhafta yayımlayamıyoruz. SEKA'yı kaliteli kâğıt ürelimine yöneltecek." İTO Kâğıt Grubu Meclis Üyelerinden Kenan Öziç de, beynin gıdası olan kâğıdın bu denli pahalanmasından sonra beyin açlığınııı buyuyeceğini kaydederek, şunları söyledi: "Hükumetin KİT'lerin hesaplarını zam ile dü/eltmeye çalışması piyasamızı allak bullak ediyor. Bunun başka yolları da vardır. Tek çozüm yolunun zam olarak görülmentesi gereklidir. Bir süre sonra bir çok yayın basılamaz hale gvlccvk. Bu zamlann onlenmesi için hukuınelin yaptığı yontvıne başvurulması, yani fonlann yuksekligine bakılmaksı/ın özel sektörün ithalal yapınası gerekir. " DOVIZ KURLARI Merkez Bankası doların esas Dövizın Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şilını 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florıni 1 isveç Kronu 1 Isviçre Frangı 100 Italyan Lıretı 100 Japon Yeni 1 Kuveyt Dınarı 1 Sterlin 1 S.Arabıstan Riyalı kurunu 504 lira 58 kuruş olarak belırledı. Döviz Döviz Efektif Efektif Ahş Satış Alış Satış 529.55 534.85 529.55 540.14 352.68 356.21 335.05 359.73 24.78 25.03 24.78 25.28 174.20 175.94 174.20 177.68 8.64 8.73 8.21 8.61 57.07 57.64 57.07 58.21 154.61 156.16 154.61 157.70 60 16 60.76 60 16 61.36 207.38 209.45 207.38 211.53 27.27 27.54 25.91 27.82 213.79 215 93 203 10 218.07 1751.12 1768.63 1663.56 1786.14 683.91 690 75 683.91 697.59 145.08 146.53 137.83 147.98 Alıııan savunmasına tüketim desteği BONN, (ANKA/DPA) Federal Almanya'da vergiden elde edilen gelirler devlet bütçesinde önemli bir yer tutuyor. Ulkenin yıllık savunma harcamalarının üçte biri tüketim maddelerine uygulanan vergi gelirleriyle karşılanıyor. Alman hükümetinin özellikle tütüne uyguladığı vergiden önemli bir gelir elde ettiği ve bu verginin ülkenin tüm gelir kaynakları arasında yedinci sırada yeraldığı bildiriliyor. TUtün, kahve ve alkollü içkilere uygulanan "tüketim vergisi"nden geçen yıl 14 milyar mark, yaklaşık 5 milyar dolar gelir elde edildi. Bu tutarın bu yıl da yinelenmesi bekleniyor. Bu arada, çalışanların en çok gelir vergisi ödcdiği ülkelerden biri durumunda bulunan Federal Almanya'da yılda 163 milyar nıark (yaklaşık 50 milyar doları) gelir vergisi sağlanıyor. Bu rakamı 110 milyar mark (36 milyar dolar) ile KDV gelirleri izliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle