19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 HAZİRAN 1985 HABERLER CUMHURtYET/7 DYP'nin demokrasi atağı CtNDORUK'UN BASUN TOPLAINTISINDAN "Partilere konulan yasaklar, demokrasiyi engelliyor" AINKARA'dan YALÇEN DOĞAN Ozal Köprüleri Atıyor önce polis yasası. Ardından kâğıt fiyatlarına yüzde 50 zam. Sonra, 6 aydır ekonomik liberalizmın uygulandığı savunulacak, iki yıla yaklaşan süredir, yani 6 Kasım seçimlerinden bu yana da "normal demokratik döneme biz artık geçtik" denilecek. ANAP iktidarının uygulamak istediği liberalizmin bir ayağı çukurda. Hem de derin bir çukurda. Çukurun içinde özgürlükler yatıyor. Bu yetmiyormuş gibi, yukarıda kalan öteki ayakla özgürlüklerin itildiği çukurun üstü örtülmek isteniyor. Arka arkaya zam yaparak özgürlükler bastırılmak isteniyor. Liberalizmin, ekonomik ayağı özal tarafmdan zam yapılmak için kullanılıyor. Zamlar öyle boyutlara ulaşıyor ki, bu sefer liberalizmin siyasal ayağı önemli darbeler altında eziliyor. özal, Anavatan Partisi'ni kurarken yaptığı açıklamalarda ve daha sonraki yüzlerce, binlerce propaganda konuşmalarında partisini hep "Biz liberal, muhafazakir birpartiyiz" diye tanıttı. Sürekli bir biçimde "liberal muhafazakâr olduklannı" dile getirdi. 1.5 yılı aşkın iktidar deneyinden sonra, günümüzde ortaya çarpıcı bir soru çıkıyor. Özal, liberal muhafazakâr kavramının anlamını gerçekten biliyor mu? Nedir liberal muhafazakâr bir parti olmanın ilkeleri? Eğer biliyorsa, uyguladığı politikalar açıkladığı liberal muhafazakâr ideolojiye neden ters düşüyor? Liberal muhafazakâr sistemde Uzal, partlslnl hep temel olan özgür••liberal lüklerdir. Bireyin muhafazakâr" diye özgürlüğüdür. tanıttı. Hiçbir olay, hiçbir Liberal muhafazakâr kişi ya da kurum slstemde temel olan özgürlüklerden özgürlüklerdir. vazgeçilmesi için herhangi bir ge Blreyln rekçe oluştura özgürlüğüdür. maz. Özgürlük ya vardır, Özgürlükten bir ya yoktur. Liberal kez vazgeçilince, muhafazakâr İktidar, bunun arkası ge Iktlsat polltlkalannı lir. Ayrıca özgürve slyasal amaçlarını lükten "Şu kadar blreyln özgürlüğü İle vazgeçilir, bu kablreyln kendlnl dar vazgeçilir" diye bir ölçü de gellştirmesl olamaz. özgür doğrultusunda çlzer. lük ya vardır, ya Liberal muhafazakâr yoktur. Varlığının olduğunu öne süren ya da yokluğu özal böyle ml nun ölçüsü ola davranıyor? maz. Bu nedenlerle de özgürlükler liberal muhafazakâr sistemde hiçbir nedenle kısıtlanamaz. Yine liberal muhafazakâr bir toplumda yasalar genel olarak kabul edilen geleneklerl yansıtır. Gelenekleri yansıtmayan yasalar tepeden inmedir. Gelenekleri tepeden inme yasalarla sürdürmek mümkün değildir. Eğer yasalar, tepeden inme yöntemleri öngörüyorsa, o zaman geleneklere aykındır. Asıl önemli sonucu toplumun özgürlüklerini kısıtlamaya yöneliktir. Tıpkı polis yasası gibi. Bireyin varlığı, bireyin özgürlüğü liberal muhafazakâr sistemde önde gelir. Liberal muhafazakâr sistem bireyin varlıgını korumasına, kendini geliştirmesine, özgürlüklerini genişletmesine önem verir. Böyle bir slstemin savunuculuğunu üstlenen iktidarlar, iktisat politikalarını ve siyasal amaçlarını bireyin özgürlüğü ve bireyin kendini geliştirmesi doğrultusunda çizerler. Liberal muhafazakâr olduğunu öne süren Özal böyle mi davranıyor? Polis yasası ile bireyin özgürlüğünü siyasal açıdan engelleyen ANAP iktidarı kâğıt zammıyla da bireyin öğrenme, bilgi edinme, kendini yetiştirme, haber alma özgürlüğünü kısıtlıyor. Kâğıda yapılan zamdan sonra 200300 sayfalık bir kitap, KDV ile birlikte bin liradan az olmayacak. Ders kitapları, romanlar, bilimsel yapıtlar el yakacak. Ancak belli bir kesim kitap satın alabilecek. Okuyup öğrenmesi gereken asıl kesimler ise okumaya, yazmaya ve bunun sonucu olarak düşünmeye uzak düşecek. iki nokta daha var. ilki, özal'm bir temel uygulaması. Bu politikaya göre, zarar eden kamu kuruluşlarının açıkları bütçeden karşılanmıyor. Bütçeden karşılanırsa fiyat artışlarına yol açıyor, deniyor. Bu gerekçe ile zarar eden kuruluşların ürettikleri mallara zam yapmak gerek. Liberal iktisat politikasının ana hatlarından biri işte böyle açıklanıyor. Liberalizmin özgürlüklerle ilgili bdlümünde olduğu gibi, Özal bu noktada da yanılıyor. Liberal muhafazakâr olduğunu savunan tüm ülkelerde kâğıt fiyatı devlet tarafmdan destekleniyor. Çünkü kâğıt öğrenme, haber alma özgürlüğünün bir parçası sayılıyor. Kâğıt fiyatları artarsa, bu artışın bireyin öğrenme, kendini geliştirme özgürlüğüne set çekeceği biliniyor. Böyle bir kısıtlama getırılmemesi temel ilke kabul edildiğinden dolayı, kâğıt fiyatları devlet tarafmdan destekleniyor. Yani kâğıt konusunda devlet, eğer ortada bir zarar varsa, sineye çekiyor. Bireyin kendini serbestçe gbliştirebilmesi için devlet kâğıt zararına katlanıyor. Kısacası, Türkiye'deki liberal muhafazakâr uygulama bir başka liberal muhafazakâr sistemde yok. ikinci nokta da şu: Toplum açısmdan önemli iki malın fiyatını alalım. Örnegin bir ekmeğin fiyatı Türkiye'de asgari ücretin 400'de birine eşit. Almanya'da 3200'de birine, Kanada'da 3500'de birine eşit. Bir gazetenin fiyatı ise Türkiye'de asgari ücretin 480'de bıri. Almanya'da 1600'de birine, Kanada'da 1800'de birine eşit. Ekmek ya da kâğıt fiyatı arttığında Türkiye'de insanlar ekmek yemekten vazgeçmeyeceğine göre, kâğıt tüketimini azaltmak zorunda kalıyorlar. Yani, aç kalmak mı yoksa okumak mı diye ikili bir seçenek karşısında, insanlar elbette okumaktan vazgeçiyorlar. Çünkü kâğıt fiyatı artışı nedeniyle dergi, kitap, gazete fiyatlarının asgari ücret içindeki payı yükseliyor. işte bu nispi payın asgari ücret içinde böylesıne yuKsek oldugu bir başxa ıiberaı muhafazakâr iktidar uygulaması da yok. Okumayacaksın, düşünmeyeceksin, bireyin kendini geliştirmesine sürekli engel olacaksın, bunları ekonomik açıdan zorlaştıracaksın, düşünenleri polis yasası ile baskı altında tutacaksın, özgürlükleri siyasal ve ekonomik araçlarınla kısıtlayacaksm, sonra da iktidar partisini "liberal muhafazakâr" olarak niteleyeceksin. işte bu çarpık örneği sadece ANAP iktidarı sergiliyor. Liberal muhafazakâr sistemle köprüleri her geçen gün bir bir atarak... Partilerin teşkilat yasakları, demokrasiyi engeller hale gelmiştir. Sendikacı partiye giremiyor, işveren kuruluşları partilere genel başkan yerleştirmek için seferber oluyor, 100 milyon harcıyor. Üniversite öğrencisi partilere üye olamıyor, yeraltı örgütlerine giriyor. Üniversite profesörlerine siyaset yasak. Yabancı bir bankanın genel müdürü parti kurucusu olabiliyor. Bu yasaklar sürdükçe siyaset yurda yayılamaz. Siyaset, genel merkez tekeline girer. Demokrasi için milletin benimsediği çok parti gereklidir. Çoğulcu demokrasi, yaygın ve köklü partilere dayanır. Kapatılan siyasi partilerin bıraktığı boşluğun doldurulması için önümüze çıkartılan bu engellerin hızla kaldırılmasını istiyoruz. ANKARA, (ANKA) DYP Genel Başkanı Hiisantettin Cindoruk, parlamento içi partilerin "öz evlat", parlamento dışı partilerin de "üvey evlat" muamelesi görmelerinin devam etmesi durumunda sinei ınillete döneceklerini açıkladı ve bunu 1946 1950 arasında Demokrat Parti'nin uyguladığını söyledi. Cindoruk, demokrasinin siyasetin her alana yayılmasıyla gelebileceğini bildirdi. Cindoruk, DYP'nin ikinci kuruluş yıldönümü nedeniyle bir basın toplantısı düzenledi ve demokrasinin kesintisiz, baskısız ve müdahalesiz uygulanmasını istedi. HUsamettin Cindoruk, "Demokrasi, üzerinde tartışılmaz sürekli bir rejim haline gelirse, ülke hızla kalkınacak, ekonomik istikrar ve büyüme kazanacaktır" dedi. DYP Genel Başkanı Cindoruk, parlamento içi partilerin "öz evlat", parlamento dışı partilerinse "üvey evlat" muameleleri gördüğünü söyledi. " ö z evlat" partilerinin her gece devletin televizyonundan, milletin aklını karışiırdığını da ifade eden Cindoruk, "TRT'de tesadüfen politikaya giren ve tesadüfen iktidar ve muhalefet olanlar mahalle kahvesinde konuşur gibi yarenlik edebiliyor" dedi. "Oz evlat" parıilerinın Hazine'den aldıkları paraları faize yatırıp "genel merkez kapitalizmi" yap tıklarını da savunan Cindoruk, şöyle devam etti: "Sadece tabelası kalmış partilere yapılan bu yardım haksız iktisap haline gelmiştir. Genel merkezlerde biriken bu paralar, faizler, tahviller, ileri günlerde TUrk demokrasisinin zorlukla Denktaş: Barış empoze edilemez KKTC Cumhurbaşkanı: Kıbrıs dışmda yetkisi büyük ölçüde tartışılan Kipriyanu ile bizi masaya oturtup ayağımıza alelacele bir şey sarmak çabası vardır. LEFKOŞE, (Cumhuriyet) BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın Kıbrıs sorununda barış görüşmelerini sürdürmeyi ve taraflara bir çözüm empoze et MİHMANHANE'DE Çin Halk Cumhuriyeti Uygur özerk Bölgesi Başbakanı lsmail Ahmet ile "Mihmanhane"de, yani "Konukevi"nde görüşen a.a. ekibt: Soldan ikinci Genel Müdür Hüsamettln Çelemeyi düşündüğünü açıklaması bl, sağında Yönetim Kurulu Başkam Necati Zincirkıran. (Fotoğraf: a.a.) üzerine KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs TUrk halkının barışa hazır olduğunu, ancak kimsenin halka barışı empoze edemeyeceğini söyledi. Denktaş, de Cuellar'ın "empoze' KOnusundaki açıklamasına tepki göstererek, "Kıbrıs dışında yetkisi büyük ölçüde tartışılan KipÇin Halk Cumhuriyeti'nin Uygur özerk Bölgesi rek işleniyor. Orada satılıyor. riyanu ile bizi masaya oturtup Çin'in geneli için tespit edilen fiBaşkanı tsmail Ahmet, "Türk sermayesi ayağımıza alelacele bir şey saryat üzerinden para alıyoruz. Hamak çabası vardır," dedi. Uyguristan'a yatırım yapsın" dedi. TürkÇin len bilinen petrol rezervimiz 1.5 ilişkilerinin gelişmekte olduğunu söyleyen lsmail milyar tondur. Araştırıyoruz. Denktaş, dun yapılan milletRezerv 2 milyar tona çıkarsa, vekili seçimlerinde oyunu kul Ahmet, "Bu geliş gidişlerin daha da artmasını 1987'de işleme şeklini tespit edelandıktan sonra gazetecilerin so istiyoruz. Nitekim şu sırada Istanbul Ticaret ceğiz. Halen Fransızlar, Çungar rularını yanıtladı ve Kıbrıs soruOdası'ndan bir heyet burada bulunuyor" dedi. bölgesinde sismik yöntemle araşnunun çözütnünde yetkinin yetırma yapıyorlar. Tanrı Dağlani hükümel ve mecliste olacağıURİMÇt, (Çin Uygur Özerk idi. özerk il içinde özerk ilçe, rında ise, Amerika ile işbirliği nı söyledi. Denktaş, Kıbrıs Türk özerk ilçe içinde özerk bucalc. Bölgesi), (a.a.) Çin Halk içinde araştırmalar yapılıyor. halkının anayasasını onayladığı Cumhuriyeti'nin Uygur özerk Anlaşması kadar da anlatılması özerk bölgenin yıllık bülnı, cumhurbaşkanını seçtiğini ve zor bir bünye. 1 milyon 650 bin Bölgesi Başbakanı İsmail Ahçesi ne kadar? genel seçimlerini yaptığını hatırkilometreKarehk Uygur Ozerk met, bölgenin merkezi olan AHMET Gejirimiz 7 yüz latarak bu "durum"u bütün Bölgesi "milletlere" göre böylece Urumçi'de a.a'ya verdiği demeçmilyon yuandır. Giderimiz ise 1 dünyanın böylece bilmesi gerek te, "Türk sermayesi Uygurisböluştürülmüş, lakat hepsının tiğini vurguladı. resmi adı "Çin Halk Cumhuri milyar 800 milyon yuan. 1 miltan'a yatırım yapsın" çağrısınRauf Denktaş, Kıbrıs sorunuyeti Uygur Ozerk Bölgesi" ko yar 100 milyon yuan farkı merda bulundu. kezi hükümetimiz karşılıyor. nun çftzümü konusunda, "Iranulmuş. Urumçi'nin orman içindeki Son zamanlarda Pekin de sahibi halktır. Halkın istemetsmail Ahmet'in sunuşu bitin"Mihmanhane Konukevi" bi"Milletler Sarayf'nda yaptığınız digi hiçbir şey olamaz, hiçbir nasında bizim için verdiği ye ce sohbeti soru cevapla devam basın toplantısında, Uygur şey, hiç kimse tarafmdan bu halmekten önce görüştüğUmUz ts ettiriyoruz. özerk Bölgesinin kalkınması için ka empoze edilemez," dedi. Bölgenizde sanayi durumu mail Ahmet, Türkiye ve Çin'in yatınm yapmak u/.ore. butün ülDenktaş şöyle konuştu: nasıldır? banşçı politikalar izlediklerini, kelere davet yaptıgınızı biliyo"Biz özgürlugümüz için, baiki ülkenin ilişkileri arttıkça bölAHMET Çin Halk Cum ruz. Bu davete petrol yatırımlağunsızlıgımız için devletsiz bıragede Türkiye'den gelenler görhuriyeti'nin kuruluşundan önce rı da dahil midir? kıldık. Devlet için mücadele vermeye başladıklarını bildirerek, sanayimiz hiç yoktu. Şimdi başAHMET Evet... Evet. Petdik ve insan toplulugunun hak"Türk kardeşlerimizi konuk etlıca olarak petrokimya, kötnür, rolün araştırılması ve işletilmesi kı olan bir duruma geldik. Bu demirçelik, dokuma, gıda ve gibi konularda zaten işbirliği durumda, banşı müzakere etme mekten çok memnmı oluyoruz" dedi. makine sanayiimiz vardır. Uret vardır. Biz kendimize güveniyoye hazır oldugumuzu diinya biltiğimiz 4.8 milyon ton petrolün ruz. Bunun için de yabancı sermektedir. Ama banş bize empolsmail Ahmet, Cumhurbaşkayarısı diğer eyaletlere götürüle mayeyi davet ediyoruz. ze edilemez." nı Kenan Evren'in Çin'e yaptığı resmi ziyaretle ÇinTürk ilişkileDenktaş, genel seçimlerden ri nde yeni bir dönem açıldığını sonra oluşacak meclisin çalışma kaydettikten sonra şöyle dedi: ya başlaması, hükümetin kurul"Bu gelişlerin daha da artmaması ile Kıbrıs sorununa çözüm sını arzuluyoruz. Nitekim şu sıkonusunda politikanın oluşacarada tstanbul Ticaret Odası'nğını belirttı. dan bir heyet şehrimizde bulunuyor." "Türk sermayesi gelsin, yatırım yapsın" Uyguristarva yatırım daveti tasflye edecegi engeller oluşturacaktır. " Cindoruk, parlamento dışı partilerin TRT'den yararlanamadıklarını hatırlatan bir gazetecinin "Sinei millete dönmeyi düşünüyor musunuz?" şeklindeki sorusuna, "TRT, demokralik bir kuruluştur. Biz teklif ve taleplerimi/i yapıyoruz. Olmazsa sinei millete döneriz. Demokrat Parti de böyle bir uygulamayı 1946 ile 1950 arasında başanyla tatbik etmiştir" karşılığını verdi. Siyasetin yurda yayılabilmesi için gençlik ve kadın kollarının kurulmasını da isteyen Cindoruk şöyle devam etti: "Partilerin teşkilat yasakları demokrasiyi engeller hale gelmiştir. Dört bin nüfuslu ilçede teşkilat kurabilen bir parti 40 bin nüfuslu mahallede lemsilci bulunduramıyor. Binden fazla köy belediyesindc, partilerin teşkilatı yok, ama partili belediye başkanları, meclis üyeleri var. Köylü ile şehirli arasındaki siyaset eşitsizligi neden? Bu önemli bir çelişkidir. Bir milyon nüfuslu ilçeyi de dokuz kişilik yönetim kurulu yönetiyor, 25 bin nüfuslu ilçede de aynı sayıda yönetim kurulu var. Sendikacı partiye giremiyor. İşveren kuruluşlan partilere genel başkan yerleştirmek için seferber oluyor 100 milyon lira harcıyor ve üniversite öğrencisi partilere Uye olamıyor. Yeraltı örgütlerine giriyor. Üniversite profesörlerine siyaset yasak, yabancı bir bankanın genel müdürü parti kurucusu olabiliyor. Bu yasaklar sürdükçe siyaset yurda yayılamaz. Siyaset genel merkez tekeline girer. Demokrasi için milletin benimsediği ve katıldıgı çok parti gereklidir. Çogulctı demokrasi yaygın ve köklü partilere dayanır. Kapatılan siyasi partilerin bıraktıgı boşluğun doldurulması için önumuzc çıkartılan bu engellerin hızla kaldırılmasını istiyoruz." KOKTEYL DYP'nin iki yaşını doldurması nedeniyle gece de Dedeman Oteli'nde bir kokteyl verildi. Genel Başkan Cindoruk, DYP'nin ilk genel başkanları olan Ahmet Nusret Tuna ve Yıldırım Avcı'ya birer şükran plaketi verirken, "Allah izin verirse DYP Uk seçimlerde tek başına iktidar olacaktır" dedi. Kokteylde, Sovyetler Birliği Büyükelçisi Vladimir Lavros ile de sohbet eden Cindoruk, "Ataturk'Un Sovyet Rusya ile olan dış politikasını aynen benimsediklerini" söyledi ve şöyle dedi: "Demirel ve Çaglayangil'in Sovyetler Birligi'ne ilişkin izledikleri politikayı biz de aynen uygulayacagız. Bu bem bölgemiz, hem de dünya barışı için hizmettir." MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, HP Genel Başkanı Necdet Calp, SODEP Genel Başkan Yardımcısı Cezmi Kartay ve Genel Sekreter Hicri Fişek de kokteyle gelenler arasındaydı. Kokteyle çok sayıda yabancı ülke temsilcisi de katıldı. ANKARA'mn tasına bak Siınalp: Aşiret partileri lıükünı süremez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, "Artık bu memlekette aşiret partileri hiikiim süremez. Bu nedenle biz de partimizi tek adam partlsi dunımuna sokmadık" dedi. Sunalp, partisinin Ankara il kongresinde yaptığı konuşmada, MDP'nin komünizmi eritmek ve ortadan kaldırnıak için kurulduğunu ve baştan sona kadar antikomünist bir yapıya sahip olduğunu söyledi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim partfmiz, 1946 ruhundan Uham almıştır. Bu partiye, bu ruhu veren zaü da zaman zaman ziyaret ederek onun nasihatlannı alıyoruz. Ve bu nasihatlar, bizim partimize güç kaüyor." Partiden menfaat bekleyenlerin saflarından ayrıldıklarını da belirten Sunalp, "Bagrımıza bastıgımız bazı arkadaşlar, kendilerf ilerleyemediklerı için bu partiyi yıpratmaya kalkıştılar. Oysa millet yavaş yavaş bize dönmeye başlamıştır. Partiye iltihaklar başladı. Bu nedenle partinin güciinden en ufak şüpheın yok" dedi. Genel Sekreter Ülkü Söylemezoğlu'nun başkanlığında yapılan kongreye tek aday olarak katılan ve başkanlığa seçilen Davut Çelik ise, "Milli Eğitim Bakanlıgı'ndaki atamaları ibretle izlediklerini" söyledi. Konuk edildiğimiz Urumçi, "Mihmanhanesi"nde ziyaretimize gelen tsmail Ahmet, yeme| e geçilmeden önce, Uygur Ozerk Bölgesi Doğu Türkistanhakkında bilgi verdi. Çin'de konusan bütün resmi görevliler gibi lsmail Ahmet de, önce Uygur özerk Bölgesinin "halklarım" anlattı. "Uygur Özerk Bülgesinde 13 millet vardır. Başiıcası Uyguriardır. Sayıları 6 milyondan fazladır. Sonra Han milleti (Çin) geliyor, onlar da S milyondur. Kazak milleti 900 bin, Huey milleti (Müslümanlaşnuş Çinliler) 450 bini buluyoriar. Sonra Kırgızlar, Mogollar, Silolar, Tacikler, Özbekler, Tatariar sıralanır. Daha sonra Dagur ve Rus milietleri gelir, sayıları çok azdır." Genç Başbakan lsmail Ahmet'in bu açıklamaları Çince idi. Pekin Radyosunun Türkçe servisinden Bay Yao çevirmenlik yapıyordu. "Uygurlar, Tatariar, Kazaklar, özbekler diyorsunuz. Bunlar Türkçe anlaşamıyorlar mı?" diye sorduk. tsmail Ahmet sorunun Çinçeye çevrilmesini beklemeden karşılık verdi: "Türkçe danışırlar, ama farklar da vardır." GördUk ki birkaç gün konuşmaya devam etsek tsmail Ahmet'in başbakan olduğu Uygur özerk Bölgesi Doğu Türkistan halkıyla yüzde 70 oranında anlaşabiliriz. Konuşmamızın bundan sonraki kısmi ricamız üzerine Türkçe olarak devam ettirildi. ÖZERKLİK tÇtNDE ÖZERKLİK Doğu Türkistan Başbakanı lsmail Ahmet, daha sonra bölgesinin idari yapısını anlattı. Söylediklerinin özeti, bu idari yapının, "milletlerin" çoğunlukta oluşlarına göre oluşturulmuş, iç içe özerk ünitelerden kurulduğu Ozal: 2000 yıhna dek iktidardayız FARUK BİLDİRİCİ SlDE Başbakan Turgut özal, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde seçimlerin yapılmasının Kıbrıs sorununun çözümünde olumlu bir gelişme olduğunu belirterek, "Çözüme katkısı olabUecek bir etkendir. Belki doğrusu, Rum (arafında da seçimleri beklemekür" dedi. Başbakan özal, eşi ile birlikte tatilini geçirdiği Sırma Tatil Sitesi'nin restoranında dün öğleden sonra bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin sorularını yanıtladı. özal, toplantı öncesi sohbet sırasında "2000 yılına kadar iktidar garanti" dedi. özal bu sözlerinden dolayı önümüzdeki seçimlerde iktidara geleceğini söyleyen SODEP Genel Başkanı Erdal lnönü'nün Uzülebileceğini de kaydetti. Secmen yaşının 18'e indirilmesinden yana oıduklarını belirten özal, bu konudaki anayasa değişikliğinin önümüzdeki genel seçimlere yetişemeyeceğini vurguladı. özal, yeni oy kullanacak 13 milyon dolayındakı gencın kendilerinden yana olduğunu vurguladı. özal, oğlu Efe'ye 12 milyon liraya Toyota marka araba aldığı haberlerinin doğru olmadığını, Efe'nin bir süre, kendisinin Toyota marka arabasını kullandığını, bugunlerde de kullanması için Audi marka arabasını verdiğini söyledi. özal, oftlu Efe'ye lıseyı bitırdiği için bir video kamerası aldığını ve Efe'nin Üniversite sınavlarında işletme fakültelerini tercih ettiğini belirtti. özal, gençlerin YOK Başkanı Prol. Ihsan Dogramacı'dan korkmamalan gerektiğini de ifade etti. Başbakan özal, Adana'da üç turizm sunar ur Bir öpücük, bir ışık (Fotoğraf: RIZA EZER) küçük kızın patates çalarken yakalanıp saçlarının kesildiği yolundaki haberleri araştırdığını ve bu haberin doğru olmadığını söyledi. "Ben buna basında haber üretmek diyonım" biçiminde konuşan özal, gazetecilerin yazdıklan haberleri araştırmaları gerektiğini savundu. özal'm gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar ana hatlarıyla şöyle: • Bulgaristan ile UişkUerimiz aynı minval üzerine devam edecek. TIR'lar konusunda bazı haberier var. Türkiye bu konuda epeydir bir şey yapmıyor. Biz ticaretle siyasetin alakası yoktur diyonız. Basınımızda yer alan haberierden Bulgaristan polisinin etkilenmemesi mümkün degil. TUrk T1R şoförierine Bulgaristan'da agır cezalar verildlği yolundaki haberler dognı değil. • Yurt dışındakflere oy kullanmalan için sistem bulamıyoruz. Zorluklar var. Hele mahalli seçimlerde kullanılan oylara nereleri yazacagız. Bir arayıs içindeyiz. Bu konuya da çözüm getirmek amacındayız. • Asgari Ucret konusu eylül ayı içinde ele alınacaktır. Ne olacağını ben söyleyemem. Bir hesap meselesidir. Memurlara yılbaşında yapılan yüzde 48'in altında veya üstunde olabilir. Japonya dışındaki Ulkelere de tahvil satışı için Turizm Bankası'nın hazırlık yaptığını dile getiren özal, vadesiz mevduat faizinin yüzde 5'ten yukarı çıkarılmasımn ileride olacağını söyledi. Tatilde kilo aldığını belirtti. Başbakan özal, akşam üzeri Side'den Antalya'ya geçti ve güney sahil bölgesi ile Kemer tatil köyünde incelemelerde bulundu, geceyi Antalya'da geçiren özal bugün Kütahya'ya gececek. HERCUMAKESIN HAREKET Ozel otobüs Tam pansiyon \Q&inm9Gmcm MARMARIS MARTI HOTEL Bir çekimin çekici öyküsü ASKERLIKTEKI teftiş fırçası deyimine eşdeğer bir deyim de artık TRT'de oluşuyor. "Çekim fırçası." Cumhuriyet Yurdu öğrencilerinden birkaçı yazdıklan mektupta bu deyimin güzel bir örneğini verdiler. "Yücel Çakmaklı'nın talebesi başkanlığında bir TRT ekibi, eğitim ağırlıklı bir program çekimi için yurdumuza geldi. Çalışma salonlarında ve satranç masası başında yapılan çekimlerden sonra, ekibin yemekhanede çekim yapacağı bildirildi," diye başlıyor öğrencilerin mektubu. Evet, sonra yemekhaneye geçilmiş. İzleyen öğrenciler arasından "yurt standartlarına uygun biri" seçilmiş. Senaryo ve çevre çahşmaları başlamış. Öğrenciler, "inanın" diye yazıyorlar, "ılk kez gördüğümüz beyaz aşçı elbiseleri içindeki kantin sahibi, kameradan ve çekimlerden daha çok ilgi topladı. Zavallı masalar. aylardan beri ilk kez üzerlerinde temiz ve dolu bardaklar gördüler." Çekimlerı izleyen birkaç öğrenciden birinin, çekimlerin biraz daha gerçekçı yapılıp yapılamayacağını sorması üzerine ekip sözcüsü "Elin gâvuru da böyle yapıyor" yanıtı vererek başlamış dünyadaki çekim yöntemleri konusunda oradakileri aydınlatmaya. işin hoş tarafı da bundan sonra başlamış. Öğrenciler yazıyorlar: "Çekim senaryoya uygun olarak yapıldıktan ve yönetimce seçilen öğrenci, yönetmenin verdiği talimat doğrultusunda, kendi görüşlerini açıkladıktan sonra, Yücel Çakmaklı'nın talebesi izleyicilere muhatap oldu. Bir öğrenci çekimlerin daha doğal olup olmayacağını sorunca, yönetmenden, ne gördülerse onu çektikleri yanıtmı aldı." Yurt müdürünün sonradan, soruyu yönelten öğrencıyi "ortalığı alevlendirmek isteyen" diye nitelemesiyle çekimler son bulmuş. Side: Kılıçköpekşiş EGE ya da Akdeniz kıyılarında tatile çıkanlar, sevmeseler de bir gün mutlaka balık yerler. Sevenler ise her gün değişik bir balık yeme imkânına kavuşurlar. Sözümüz, kıyılarımızda en popüler yemek olan balıkşiş üzerine. En güzel şiş kılıç balığından yapılır ya... Öyküyü, Side'de bir motel sahibi anlattı. Side'ye gelen çok yakın dostları balık yemek isteyince, en güzel ızgaraları yapan bir restoranı önermiş, Q FETHIYE SEKETUR Motel GELIBOLU • : , İIALMDDIN L İ3 ™ ÇAVUŞOGLU EDREMrr MOTEL EFEM PEN TATİL KCVÜ «DATÇABODRUM AKTUR VİLLALARI 3FSIKTAŞ Barbaıos, Bulv.trı3S 101 10 74 1fil HT 26161 7? 81 Ailıyol Sevımlı Işridnı KADlKOY Isı Tel 336 1660 Hukukiözlem tebriği BALIKESİR Baro Başkanlığı Şeker Bayramını "Hukuki bir biçimde" kutladı. Baronun "hukuk diploması"nı andıran "tebrikname"sindeki bayramlık dileklerı şunlar. ne, Göbiegıno, unur vermesıne ihtiyacı yoktur. • işkencenin defteri ancak işkencenın ınsanlık dışı bir suç olarak ilan edilmesi ile dürülür. • "Af" bir politik malzeme veya kişisel övünme aracı ya• Hukukun ve yargmın "ge pılamaz. çiş dönemi" olamaz. • Çağdışı yasalardan, anla• Yönetımin, "yargı"yı söy şılmaz yargı dilinden, savunlev malzemesi olarak kullan maya getirılen engellerden anması tehlikelidir. cak köklü bir hukuk reformu ile • Yargmın kimsenin gücü kurtulmak mümkündür bir de "Balıkşiş yemeyin," demış. Oemiş ama, konukları restoran sahibinin önerisine rağmen balıkşiş ısmarlamışlar. Şişler hazırlanırken motel sahibi restoranın mutfağına girmiş ve dostları için yapılan balıkları görünce, tuttuğu gibi çöpe atmış. Meğer, kılıçşiş diye köpekbalığı hazırlanıyormuş. Öyküyü anlatan motel sahibi, "Side'de kılıç yok ki şişini yapsınlar. Üstelik o sabah köpekbalığını yüzerlerken ben gördüm. Çünkü yabancı turistler köpekbalığına bayılır," dedi. Side kıyılarında kılıç balığı olup olmadığını bilmiyoruz ama Akdeniz in tuzlu sularında bol bol köpekbalığı yakal ı m ı>erkes biliyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle