25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER rinden itibaren kısıntıü bir de başlanılması zorunda kalındığı" mokrasinin uygulanmasına kar bildirmiştir. şın Avrupa Konseyi'nin üyesi 15. maddenin getirdiği istisna olarak kalabilmiştir. hükmü, zamanla ve askıya alıBu durumun hukuki nedeni nan insan haklarına ait kısıtla12 Eylül 1980 günü sabahı Av maların şumulü bakımlanndan rupa Konseyi Genel Sekreterine, sınırlıdır, bazı koşullara bağlıdır. Avrupa tnsan Haklan Sözleşme Hayati tehlike ortadan kalktığı si'nin 15. maddesi hükümlerine zaman, âkit taraflar sözleşmegöre gerekli ihbar mektubunu den doğan vecibelerini tekrar göndermiş olmamızdır. üstlenmek zorundadır. Bu sınırSözleşmenin 15. maddesi, landınlmanın tabii neticesi olaönemli bir istisna hükmUnü ta rak da konseyin yetkili organlaşır: "Savaş halinde veya ulusun nna bir kontrol hak ve görevi hayaünı tehdit eden bir kamu düşmektedir. lnsan Haklan Söztehdidi durumunda, her âkit ta leşmesi, Türkiye'nin bir milli karaf, bu sözleşmede ön görülmüş nunu hükmündedır. Bu sözleşbulunan vecibelerden uzaklaşan meyi umursamamak, hükümletedbirleri alabilir. Ancak bu ted rini hiçe saymak, kanuna karşı birlerin, durumun gerektirdiği saygısız bir davraruşur. Bu neasgari şümulde olması ve uluslar denle, lnsan Haklan Sözleşmearası hukuktan doğan diğer ve si ile yüklenilen vecibelerin ve cibelerle çatışma halinde bulun peşinen kabul edilmiş bulunan mamaları gerekir. Bu istisna kontrol ve müeyyide mekanizhükmü, savaşta ölenler hariç, masının gereği, icabında konseyyaşama hakkı, işkence ve kötü den ihraç olanagı dahil, konseymuamele yasağı, kölelik ve mec ce yapılan, tavsiye, telkin ve işburi çalıştırma yasaklanna ait, lemlerin, iç işlere müdahale olasözleşmenin 2. 3. ve 4. madde rak yorumlanmaması icap eder. Ieri ile 7. maddesi için işlemez." Sözleşme ve eki protokoller ve 7. madde, "hiç kimsenin, işlen Avrupa Konseyi Statüsü ile kadiği tarihte kanunen suç addedil bul ettiğimiz hususlar dışında yameyen bir hareketinden veya ih pılan eieştiri ve baskılar ise humalinden dolayı cezalandırıla kuki temelden mahrumdur. Ülmayacagı veya suç için o tarihte kenin zaafa düşmesine, bölünsaptanmış cezadan daha ağır bir mesıne müncer olabilecek konumüdahaleler ise cezaya mahkum edilemeyecegi lardaki tarafımızdan hiçbir zaman kabul ni amirdir. edilemez. Avrupa lnsan Haklan Sözleşmesi'nin 15. maddesinin 3. fıkrası ise "bu istisna hükmünden HOŞGÖRÜ SINIRLARI yararlanan her âkit tarafm, alı AŞILMAXTADIR nan tedbirler ve bunlann gerekTürkiye, sözleşmenin 15. çeleri hakkında Konsey Genel maddesi hükümlerine uyduğu Sekreterine bilgi vermekle görev içindir ki, konseydeki üyeliğini lendirilmekte ve ayrıca tedbirle bugüne kadar muhafaza edebilrın uygulamadan kaldırıldığı ve miştir. Çünkü konseye 12 Eylül sözleşme hükümlerinin tekrar 1980gününden itibaren, sağlam uygulanmasına başlandığı tari temeller üzerine oturtulacak gerhin de genel sekretere tebliği" çek bir demokrasiye mümkün en yükümlülüğünü getirmektedir. kısa zamanda dönüleceği kesin Nitekim, Avrupa Konseyi vaadi en yetkili ve yüksek düze>nezdindeki daimi temsilciliğimiz, de çeşitli vesilelerle ifade olunbu ihbarı, 12 Eylül 1980 tarihli muştur. bir mektupla, genel sekretere Bugün, TBMM'nin onayına yapmıs ve "Türkiye'deki haya sunulmuş (ve belki de bu yazının ti tehlike durumu izah edilerek çıktığında kabul edilmiş) bulusıkıyönetimin geçici olarak bü nan "Polis Görev ve Yetkileritün illerimizde uygulanmasına ne ait Yasa Tasansı"nın bir istisna hükmünü, daimi karakterde bir polis devleti rejimi haline sokmuş olduğu şeklinde yorumlanmasını beklemek hatalı bir tahmin olmayacaktır. Gerçekten de, bu yasa ile 15. maddenin saptadığı müsamaha sınırlan aşılmaktadır. Belki bu sayede Türkiye'deki sıkıyönetim uygulaması kısa sürede sona erecektir. Fakat bünyesinde disiplinli, hiyerarşiye saygılı, geleneği olan bir askeri idarenin yerini bu defa sürekli şekilde, lnsan Haklan Sözleşmesi'nin koruduğu insan haklannı her an ihlal edebilmesi ihtimali bulunan bir polis kontrol ve baskı sistemi alacaktır. Avrupa Konseyi ve AET kuruluşlan da, Türkiye'deki geniş çevreler gibi, bu gelişmeden ciddi endişe duymaktadırlar. Bu kanun nedeniyle Batı Avrupa ile ilişkilerimizin yeni ve daha ciddi bir buhran dönemine girmesi ve iplerin kesin olarak kopması bile ihtimal dahilindedir. Başbakan özaJ bunu, gösterdiği sert tepki ve yasa tasansının onaylanmasındaki aceleciliği ile göze almış görünmektedir. Içeride ve dışanda sonılan soru şudur: Türkiye'nin, istikrar, güven ve huzurunun sağlanması için, ordunun kontrolundaki sıkıyönetim ile daimi bir baskı rejimi yaratabilecek olan "polis devleti" şekillerinden başka seçeneği yok mudur? Türkiye Cumhuriyeti, özgürlüğü, egemenliğini, toprak bütünlüğünü, iç huzuru ve güvenliğini konıyabilmek için, demokratik yollardan hal şeklini bulmakta acz içinde midir? Yukarıdaki iki sistemden başka olanak yoksa ki buna inanmak zordur bunlardan acaba hangisi, ister istemez tercih olunabilir? Bu konuda Mr. Morgan, Brüksel'den talimatı da olsa, Türkiye'ye ders veremez, ihtarda bulunamaz ama bizlerin sadece vatandaş olarak, fikir ve endişelerimizi, sayın başbakanın da uygun gördükleri gibi, açıkca beyan etmemiz hak ve görevimizdir. 13 HAZİRAN 1985 Polis TasarIM ve Avrupa 'Avrupa Konseyi ve AET kuruluşlan da, Türkiye'deki geniş çevreler gibi, bu gelişmeden ciddi endişe duymaktadırlar. Bu kanun nedeniyle Batı Avrupa ile ilişkilerimizin yeni ve daha ciddi bir buhran dönemine girmesi ve iplerin kesin olarak kopması bile ihîimal dahilindedir. PENCERE Yasalar ve İnsanlar?.. Kimi yasalar vardır, varlığından kimsenin haberi yoktur. Binlerce kanun maddesinin tümünü nasıl bileceksin? Avukatlık mesleği de bu yüzden uzmanlık dallarına ayrılıyor: Kimi ceza davalarında yetkindir, kimi hukuk, kimisi ticaret davalarında ustadır, kimisi de kaçakçılık... Ne var ki stradan bir yurttaşın yasalardan habersiz olması işlediği suçu bağışlatmaz. SEMİH GÜNVER Büyükelçi Konseyi'nin Danışma Meclisi ve AET'nin Avrupa Parlamentosu, Strasbourg'ta aynı çatı aJtmda münavebe ile toplanmakta ve Türkiye'deki durum konusunda aralannda sıkı bir işbirliğini sürdürmektedirler. Kendi kulüplerinden birisinde tam üye, öbüründe ortak üye olan Türkiye'deki "Sui Generis Demokrasi", Batı Avnıpalı hükümet ve kuruBatı Avrupalı olmanın ilk ko luşları tatrnin etmemekte ve onşulu Avrupa Konseyi üyesi ol ları, çekingen ve mesafeli davmak ve Konsey'in statüsündeki ranmaya itmektedir. Radikal ükelere ve Avrupa Insan Haklan politika adamlan, "Demokrasi Sözleşmesi ile yüklenilen vecibe ya vardır ya da yoktur, Sui Gelere saygıu davranmaktır. Tür neris Demokrasi olamaz" dekiye, 1949 yıündan beri Avrupa mektedirler. Konseyi'nin devamlı üyesi ve Türkiye'yi bir an önce Batılı 1954'teTBMM'ce onaylanan anlamda gerçek bir demokrasiAvrupa Insan Haklan Sözleşme ye kavuşturmaya yardımcı olsinin bağıtçı (âkit) tarafıdır. Şu mak isteyen Batılı dostlarımızın anda, Avrupa Konseyi ile ilişki ardından, Türkiye'yi bu fırsatlerimiz gergin ve cekişmelidir. tan faydalanarak, zaafa düşürBağlanmız kopma derecesine meyi, Avrupa'dan koparmayı, gelmiştir. Konseyin üzerimizde bölmeyi ve çökertmeyi tasarlaki kontrol ve baskısı devam et yan şer kuvvetleri de mevcuttur. mektedir. İyi niyetlilerin, kötü niyetlilerin istemeyerek oyunlanna geldikleAET'NtN BEKLEDİCt ri de bir gerçektir. YEŞtL IŞIK Türkiye için önemli sorun, bu bozabilmek ve dostlarıAET'nin ortak üyesi olan oyunubaşkalannın entrikalanna mızın TUrkiye'nin bu kuruluşla ilişki alet olmalarını önleyebilecek leri de 1980 yıb sonlarından be davranışlan, bizi çeviren dış ri dondurulrnuş haldedir. Türk dünyanın gerçeklerine sırtımızı devlet adamlarının ve bazı par dönmeden planlayabilmek, bir lamenterlerimizin iyimser beyan taraftan, yurdun güvenliği ve salarına karşın bu ilişkilerin 1988 vunulmasını sağlamak, öbür taseçimlerinden önce düzelmesi ih raftan demokrasiyi gerçek antimali pek zayıftır. lamda kurabilmek için cesur ve AET üyesi olabilmek için ilk hızlı adımlan atabilmektir. Bunkosul, gerçek bir demokrasiye lardan biri, öbürüne feda edilemez. tkişinin aynı zamanda gersahip olmaktır. AET, Türkiye hakkmdaki gö çekleştirilmesi başan olacaktır. Türkiye, 1980 Eylül'ünden bu rüşünü ve tutumunu değiştirmek için Avrupa Konseyi'nden yeşil yana, önce demokrasinin askıya ışık beklemektedir. Avrupa alınmasına, sonra 1983 seçimlesaymaktadır. Dışişleri Bakanı Halefoğlu, son açıklamasında "Türkiye'nin Batı politikasına sadık kaldığını, Avrupa ile bağlannı asla koparraayacağını ve demokrasinin başkalannın istedikieri için değil. Türkiye'ye en uygun sistem olarak seçilmiş ve benimsenmiş oldugunu" açıklamak zaruretini hissetmiştir. AET'nin Ankara Temsilcisi Gwyn Morgan, büyük bir fütur suzlukla, "Polis Vazife ve Selâhiyetleri Kanun Tasansı"nın yasalaşması halinde "TürkiyeAET ilişkilerine adeta öldurücü bir darbenin ineceğini, ikili ilişkilerin en az beş yü buzluğa konulmasına yolun açılacağını, ikili •ilişkilerin canlandınlmasına yö' nelik girişimlerin büsbütiin rafa kalkacağmı" basına açıklamış ve "Yasa tasansının yürürlüğe gir' mesini önleme yolunun bulunmasıru ümit ettiğini" sözlerine eklemiştir. • Bu açıklama, bir uyan, bir ' tehdit ve bir bakıtna da Türkiye'de görevli bir diplomatın ti• tizlikle kaçuıması gereken "icişlere açıkça bir müdahale"dir. Morgan belki iyi niyetli, fakat acemice beyanına karşı sert tepkiler, haklı olarak gösterilmiştir. Ancak böyle bir hareket Türkiye'de ilk kez vuku bulmamakta. dır. Bu çeşit olumsuz davTanışlann kapısını geçen yü ABD Büyükelçisi Hupe açmıştır ve gerekli yanıtı da almıştır. Duyulan üzüntünün bir başka tarafı da, yabancı ülkelere ve ' Avrupalılararası kuruluşlara ve onlann temsilcilerine bu gibi eleştiri ve uyanlan rahatça yapabümeleri olanağını sağlayan zih' niyet ve davranışların kendi tarafımızdan hazırlanılarak verilmesidir. Bir iç sorunumuz olan ' 'Polis görev ve yetkileri kanun tasansı" konusunda Avrupa'nın müdahalesinin hukuki nedenleri nelerdir? Bu hukuki nedenlerin arkasında hangi siyasi amaç' lar yer almaktadır? Türkiye kendisini Avnıpalı Ya Başbakan? Onun durumu nedir? Bu soru güncelleşti. Çünkü Başbakan Özal, Internationat Herald Tribune gazetesine bir demeç vererek, DİSK ve Barış Derneği sanıklarını suçladı. Özal'a göre sanıklar, komünizm propagandası yapmışlardı; sosyal demokrat görünümünde komünist idiler; ayrıca DİSK, komünistlerden para alıyordu. Özal'ın demeci haklı bir tepki yarattı. Çünkü "yürütme yargıya müdahale ediyordu." Başbakan, 7982 Anayasası'na ve Türk Ceza Kanunu'na göre suç işlemişti. Hem de söz konusu davalar, sıradan kovuşturmalar değildi; uluslararası alanda, çağdaş dünyanın kamuoyunda izlenen ve bilinen olaylardı. Başbakan, Anayasayı ve Türk Çeza Kanunu'nun ilgili maddesini bilmiyor muydu? Bu sorunun da bir anlamı yoktu. Çünkü Sayın Özal'ın çiğnediği, bir kanun maddesi değil, uygar dünyanın paylaştığı evrensel bir hukuk kuralıydı. • Öyle sanıyoruz ki Başbakan Özal, yürürlükteki davayı etkilemenin yasalara aykırı olduğunu bilir; ama Barış Derneği ve DİSK davaları gündeme girince, kendını tutamaz, hukuka ters mantıkla konuşmaktan alamaz. Ne yazık ki bu tutum yalnız Başbakan Özal'a özgü değildir; yönetimde yaygındır; daha önce de örnekleri görülmüş, gazetelerde yayımlanmıştır. Yürütmenin önde gelenlerinin yargıyı etkilemek yolundaki çabaları, kuşkusuz adaletin işini zorlaştırır. Kimi yargıçlar devletin ve hükümetin önde gelenlerinin dava konusunda söyledikleri sözlerden etkilenebilirler; ya da somut koşullar, yargıçları ikilemlere düşürebilir. Çağdaş devlette yargı bağımsızlığı zorunluğu, bu tür kuşkuları önlemek içindir. DİSK ve Bartş Derneği davaları yargılama sürecindedir. Bu davalara her aşamada bakan sayın yargıçlar, siyasal iktidann tutumu karşısında ne düşüneceklerdir? Dava sanıklarını yargıç kararından önce suçlu olarak dünya kamuoyuna ilan eden iktidar, bu sonuca kendini bağlamış ve ağırlığını terazinin bir kefesine koymuşsa, yargıçlara düşen görev nedir? Başbakan Özal'ın International Herald Tribune gazetesine verdiği demeçten sonra bu soru devlet ve millet hayatında birincil önemle gündeme girmiştir. İnsanlık tarihinde çok örneği var; benliğini hukuka ve adalete adamış nice yargıç, iktidar gücünü elinde tutanlann her tür çabasına karşın bağımsız kalabilmesini bilmiştir. Bu bir karakter sorunudur. Umarız ki Başbakan Turgut Özal'ın mahkemeleri etkileme çabası boşa çıkar; yargıçlar Barış Derneği ve DİSK davalarında vicdanlarmın sesini dinler, yasaların gereklerine uyarlar. Ayrıca bir noktayı da aydınlığa kavuşturmakta büyük yarar bulunmaktadır. Başbakan Özal, International Herald Tribune'de DİSK ve Barış Derneği sanıklarını suçluyor; ama ileri sürdüğü suçların hiçbiri çağdaş bir ülkede suç sayıtmıyor. Batı demokrasilerinde, DİSK ve Barış Derneği davalarında görülen suçlar suç olmaktan çıkmış, demokrasinin gereğine ve yurttaşlık hakkına dönüşmüştür. Bu bakımdan Başbakan, "üyesiolmaya özendiğimiz Batı dünyası"n\n karşısına ters bir görünümle çıkmış olmuyor mu? OKTflY AKBAL EVET/HAYIR Güvercinler Er Geç Uçacak... Güvercin uçurmak bir ustalık işidir. Tutacaksın, hızla havaya fırlatacaksm. Güvercin, kanada kuvvet göklere yükselecek. Bir beceri, bir alışkanlık ister. Sayın Erdal Inönü bunu başaramamış, güvercinleri yeterli güçle havaya fırtatamamış, güvercinler yere düşmüş! Bir otobüs dolusu gittiler. Gece anlatıyorlar: Çok kalabalıktı, çok sıcak vardı, çok polis, çok kontrol, çok engel yardı, çok zoriuk çektik, paçalarımızı kaldırtıp aradılar, ikide bir kalabalıktan birini çekip aldılar, surlann üstünde bile güvenlik güçleri vardı, otobüslerden indirtip hüviyet sordular, konuşmaJarı duyamadık, hem çok kişi konuştu, bir şey anlayamadık, çok sıcaktı, hava bunaltıcıydı, Erdal Bey meydan hatibi değil, halkı selâmlamasını bile bilmiyor, coşturucu sözler söyleyemiyor... Yine de!... Ama yine de Saraçhanebaşı'nda ktrkelli bin kişi bir araya geldi. Hapishanelerin boşaltılmasını istedi, tencerelerin boşluöunu gösterdi, barış, özgürlük, demokrasi özlemini duyurdu. "Ozgürlükten korkmayalım". İnönü'nün sözlerinin ana teması buydu bence... Bu halk özgürlüğe layıktır. Bu halk, en büyük mutluluklara layıktır. SOOEP Genel Başkanı açık konuştu: "Türkiye'de demokrasi ancak halkın ona sahip çıkmastyla var olacak; yerleşip. gelişecek. Türkiye, yeniden insanların özgüriüklerini rahatça, korkmadan kullandıkları bir ülke olmalıdır." Bu, bir parti liderinin sözleri değil yalnız; özgür bir toplumda yaşamak isteyen, 'demokrasi' adı verilen bir düzende kendini çağdaş uygariığın bireyi olarak duyan, duymaya hakkı olan her yurttaşın, hangi partiden olursa olsun, hangi düşüncenin yandaşı olursa olsun, herkesin ortak öztemidir. Erdal İnönü'yü hiç görmedim, hiç konuşmadım. Yalnız kendisinden bir mektup aidım. İki yıl önce şöyle yazmıştı: "... düşüncelerini en saygılı bir şekilde ifade ederken böyle cezalandırılma inanılmaz bir şey. Inanılmaz olduğu için de çabuk geçmesi gereken bir durumdur diye avunmaya çalışıyorum. Yalnız, düşüncelerden korkmak galıbe kurtulunması daha zor bir hastalık. Bakalım daha ne kadar çekeceğiz." Herkesin bildiği bir sözdür, ama yinelemekte yarar var. "Her toplum hak ettiği yönetime kavuşur". Durup dururken 'al sana bu özgürlükleri veriyoruz, bu haklan, bu güzellikleri, bu tatları veriyoruz" demezler. Biz toplum olarak bir çok şeyi 'tepeden' aldık! Atatürk çıktı, alın size bağımsızlık, özgürlük, insanca yaşamak haklan, güzellikleri dedi. Toplum öncüleri çıktı dahasonra, onlar da bizlere yeni insanca kavramlar sundular. Başka toplumlarda nice çatışma, nice acı çekme, nice kan, ter dökme karşılığında elde edilen haklar, olanaklar. özgürlükler bizlere kolaylıkla sunuldu. Bizler daha bilincine varmadan, bu hak ve özgürlükleri yeterınce kullanmayı öğrenemeden çekip aldılar elimizden 'bunlar sızin için lüks şeylerdir, siz bunları hak etmediniz' diye diye... Hep yaşadık, ayrıntıya girmeye ne gerek var, hepimiz biliyoruz. Bir toplum, daha iyi, daha özgür, daha çağdaş bir yaşamı 'hak etmeli'... Bu yüzden türiü engellere, olanaksızlıklara karşın Sosyal Demokrasi Partisi'nin Saraçhanebaşı'ndaki on binlerce kişilik toplantısı önemli bir olaydır bence... Yitirilmiş, elden kaçırılmış hak ve özgürlüklere dönüş yolunun başlangıcıdır. Bilinçli yurttaşların bir araya gelme girişimleridir. 'Düşüncelerden korkmamak', tam tersine yurt ve ulus yararına düşünceleri savunmak, yaygınlaştırmak, haklan aramak, istemek, yanlış gidişlere dur demek özlemlerinin somutlaşması... İstanbul'a bir kaç saat uzakta bir ilçedeydirn o akşam. Bir rastlantı işte! Oysa bu toplantıyı izlemeyi ne kadar istiyordum, olmadı. Ama ilçeden otobüs dolusu gidenler gece dönüp anlartılar bu tarihsel günün coşkusunu... Eleştirerek, yanlışlıkları belirterek... Uyanık, bilinçli yurttaşlarımız her şeyi biliyoriar, görüyorlar, anlıyorlar. Yanılgı uçurumlarına bir kez daha düşmek, bölünmek, parçalanmak istemiyorlar. Demokratık sol, sosyal demokrasi, halkçılık, kısacası Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimcilik, çağdaş uygarlık yolu, bugün bilinçli halkımızın yoludur. Bu yolda yürüyenler birlik içinde olmalı, özlemlerini birlik içinde gerçekleştirmeye çalışmahdır. Her bölücü eylem hele şu donemde bir çeşit ihanettir. Bunu böyle bilmek gerek... SODEP'in Saraçhanebaşı gösterisi türiü yanlışlıklara karşıngericiliğe, tutuculuğa, Atatürk devrimine ters düşen işlere karşı halkımızdaki direnmenin yeni bir göstergesidir. Doğum ve Kadın Hastalıklan Uzmanı RENKLI 3 SİSTEM YONUNUZ! KUM ÖMER ISİDA şiir lsteme Adresi: llke Dağıtım, Narlıbahçe Sok, Eser Han, Kat: 1 Ist. tel: 520 66 66 \ I 21.1 I I KDV.Bandrol ve şehirlerarası nakliyesi dahil 231.000 LIRA! TEŞEKKUR Kızımızın doğumu sırasında ve doğum sonrasında yakın ilgi ve çabalannı gördüğümüz PEŞI TAKSİTLE, 10 AY Jin. Operatör Dr. NEFİ DEMİRCİ Jin. Operatör Dr. M. ALİ SEVERGİL Jin. Operatör Dr. MEHMET BAŞMAN Narkozitör Dr. EMRE BAYSAL Ebe NAİLE ATILGAN, Hemşire CAHtDE EK^l, Hastabakıcısı ŞAİSTE KARA ve diğer Vatan Hastanesi Doğum Servisi personeline teşekkürü borç biliriz. SACİDE VE TUGRUL ERÇETİN • PAL/SECAM/NTSC, üç sisfem. • Portatif 37 ekran. Ses ve görüntü için tam otomatik ince ayar. # Otomanyetik renk düzenleyici devre. • 90240 Volt arasında koruyucu dahili regülatör. • VHFUHF kombine tuner. TOSHIBA Her zaman, her yerde CekocözümSüper cözüm Duvar çatlaklannda Çekomastik KOMASTIK" PORTATİF, ÜÇ SİSTEM, RENKLİ TELEVİZYON Bütün Türkiye de, BEKO ve AYGAZ bayilerinde. İLAN METNİ TOPRAK MAHŞULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 400.000 ADET POLİPROPİLEN UN ÇUVALI SATINALINACAKTIR. Şartnameleri Ankara'da Genel Müdürlük Malzeme ve tkmal Daire Başkanlığı ile İzmir, Istanbul, Konya, Diyarbakır, Afyon, Iskenderun, Erzurura ve Samsun Bölge Müdürlüklerimizden bedel mukabilinde temin edilebilir. Kapalı zarfla teklii alma yoluyla yapılacak ihalede geçici teminat ile biriikte verilecek diger vesaik ve şartlar, şartnamesinde belirtilmiştir. Teklifraektuplan28.6.1985 günü saat 14.0O'e kadar Genel Müdürlük Haberleşme Şuöe Mudürlüğü'ne verilecek ve a>nı gun saat IS.Offıs komisyon huzurunda açılacaktır. Postada vaki geeikmelerie telgraf ve telexle gdnderilecek teklifler kabul edilmeyecektir. Müessesemiz 2886 sayüı devlet ihale kanununa tabi değildir. Basın: 19022 Baımın * GAZETESİ Bayram günlerl yurdumuzun heryerlnde okuyablleceğlniz gazete İSTANBUL BAYRAM CAZETESİ dlr. llân vererek yıiksek tlrajından yararlanabileceğlnlz yegâne gazete, ofset baskılı İSTANBUL BAYRAM CAZETESİdlr. Adres: Gazeieciler Cemiyetı CagaloğlutSTA NBUl. Tel: 522 12 22522 54 08526 80 46 ISTANBUL İLAN ANKARA 9. AŞLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN Dosya No: 1985/47 Tebliğ edilecek: Nuri GeboloğluSezenler Sokak l/8Ankara. Duruşma günü: 11.7.1985 saat 11.25 Davacı Osman Yılmaz vekili Av. Huseyin Aslan tarafından Nuri Gebologlu aleyhine mahkememize açılan mülkiyetin tespitı davasında davalının adresi bulunamadığından dava dilekçesi ve duruşma günü ilanen tebliğ edilmiş davalı duruşmaya gelmediğinden ilanen gıyap kararı çıkartılması karar altına alınmış olmakla yukarıda duruşma günu ve saati yazılı zamanda davalı Nuri Geboloğlu'nun duruşmada hazır bulunmasına, kendisini bir vekille temsil ettirrnesine ya da mazeretini belirtmesine, duruşmaya gelmediğı mazeretinı bildirmediği takdirde yargılamanın H.U.M.K.'nun 509. 510 maddelerı uyarınca gıyabında yürutuleceği gıyap karan yerine geçerli olroak uzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 18942 Dr. İLDENİZ KURTULAN Hastalarını 9.0016.00 saatleri arasında MERTER TEŞHİS KLİNİĞİNDE kabul etmektedir. Simitaş 4. Blok, giriş katı, Kınalıtepe Sokak, Merter. 575 25 96 575 00 61
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle