19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 11 HAZİRAN 1985 Ozetle Gazeteci yazar Mehmet Ali Taşçı, tstanbuVda öldü. Taşçı çesitti gazetelerde fıkra yazarhğı yapmıs aynca "Yol Verin Dağ (Baştarafı 1. Sayfada) Çünkü o partilerin ikisi de 6 Kasım 1983 seçimleri öncelar" ve "Sebilhane Bardaklan" adü iki öykü kitabı yayımlamış sindeki koşullara uyarak; yeni kurucularını ve milletvekili tu Mehmet Ali Taşçı yann Üsküadaylannı devletin başında bulunanlann onayma sunarak dar Valide Camande ikindi vaktikurulmayı,birer halk örgütlenmesi olarak değil, çatı örgütkıunacak cenaze namazmdan leri olarak kurulmayı içlerine sindirebilmişlerdir. Doğuşsonra, Ümraniye Mezarlığı'nda tan gelen bir farkları yoktur: Yapıları, tutumları da pek farkh değildir. toprağa verüecek. Kendüeri de aralannda önemli bir fark görmüyor olma3. Şeker Fuarı lılar ki şimdi birleşmeyi düşünebiliyorlar. Bunun sadece hukuki formülünü bulmakta güçlük çekiyorlar. Ğazeteci Taşçı öldü 'DSP, îlk sosyal demokrat parti olacak' Rahşan Ecevit DSP^yi Yalçın Doğan Aydınhalk ikiliği ve halkı yönetimden uzak tutma eğilimi Osmanlı döneminden gelen bir geleneğımizdir. Bu gelenek kınlmadıkça ne demokrasi, ne sosyal demokrasi olur. ÎJlkemizde koşullara değil, sosyal demokratlığın gereklerine uyularak kurulan ilk parti, Demokratik Sol Parti olacaktır. Klasik devletçilik konusunda da solda olduğunu öne süren öteki partilerden ayrılıyoruz. Devlet kapitalizmine dönüşen bir devletçilik yerine, devletten de, özel sektörden de çok%Jhalkın ağırlık taşıyacağı bir ekonomik düzen düşünüyoruz. bunun sakıncalarını azaltıcı bir örgütlenme modeli izliyoruz. Bunlar, Demokratik Sol Parti'nin, kuruluş yöntemi bakımından olduğu kadar, yapısal özelliğini de belirlemiş oluyor. kadar ne kadar etkisiz kaldığını gösterdi. Basının yardımcı olması bile bunu önleyemedi. Ama eğer örgütlenen halkın sesi toplumdan ve Meclisin içinde yükselirse, hiçbir gtiç buna kulaklannı tıkayamaz. Bu bakımdan biz, klasik devletçilik konusunda da, solda olduğunu öne süren öteki partililerden ayrılıyoruz. Devde özel sektörden de çok halkın ağırlık taşıyacağı bir ekode özel sektörden de çok halkın ağırlık taşıyacağı bir ekonomik düzen düşünüyoruz. Bu amaçla, işçiler ve kooperatifleşen köylüler için özel fonlar ve kurumlar getiriyoruz. Partinin iç düzenini ve işleyişini anlatırken, bir bakıma, programa da değinmiş oldunuz. Rejim konusuna yaklaşımıruzın öteki partilere göre, temel farklannı da açıklar mısımz? RAHŞAN ECEVtT Kurulu partilerin tümü, rejim çerçevesini ister istemez içlerine sindirmiş göriinüyorlar. Rejimde bazı değişiklik ve yumuşama isteklerini öne sürerken bile, rejimin son derece daraltılmış olan çerçevesine bir diyecekleri olmadığını vurgulamaya kendilerini adeta mecbur sayıyorlar. Bu doğuşlanndan gelen koşullanmanın etkisinden kurtulamadıklannı gösteriyor. Bu partilerin bazı yeni tasanlara, yasalara itirazlanm okuyup dinledikçe ben şaşınyorum. ftirazlardan bir çoğu, kuşkusuz, yerinde... Ama bu yasalar, tasanlar genellikle, yeni Anayasamn uzantüan veyadoğal sonuçlan...Oysa, kurulu partilerden hiçbiri, Anayasa konusunda açıkseçik bir tavır ortaya koyamıyor. Olsa olsa, bazılan, Anayasamn kenanna köşesine, o arada günah savma kabilinden, bazı geçici maddelerine, şöyle bir değinip geçmekle yetiniyorlar. Hatta bazılan, kendi üyeleri, örgütlen tarafından zorlandıklarında, "Şimdi bunların sırası değil, başımıza iş açmjıyııı" yollu uyanlarla, lafı ağızlara tıkıyorlar. "Demokrasiye geçiş dönemi" sözünden bile kaygılanıp, "Anayasa yürurlüktedir, dolayısıyla dcmokrasiye geçmiş durumdayız" diyorlar. Yani bu Anayasa demokrasi için yeterli güvenceymiş gibi konuşuyorlar. Hemen hepsi, daha geniş haklar ve özgürlükler istediklerini, genel sözler halinde söylüyorlar. Ama iş bazı somut Anayasa, hatta yasa hükumlerine geldi mi, "Aman bizi şimdi o konnlara sokmayın, yanlış anlamalara yol açar" gibi özürlerle işin içinden sıynlıveriyorlar. Bu davramşın özellikle de "sosyal demokrat" olduğunu öne süren partilerin üst katlannda görülmesi çok ilginç. "3. Şeker Fuan " Ramazan Bayramına 10 gün kala Pangaltı în Seçkinler denen... d Sineması'nda açıldu Şeker "Seckinler" denen kesimden otuzarkırkar kişinin bir Fuan "nm bir geleneği olarak açıaraya gelip de, "haydi arkadaşlar, madem ki, partilere miihşı yapan Kadriye KarayeVe beş saade çıkü, biz de bir parti kurup onaya sunalım" demebin liralık bedava alışveriş yap siyle gerçek bir sosyal demokrat parti kurulmuş olmaz. tırüdu Şekerleme, çikolata, ka Bir sosyal demokrat parti veya bizim deyişimizle, bir dekao, lokum üreten 43 yerli mokratik sol parti, ancak bir halk örgütlenişi olarak doflrmamn katıldığı fuar 20 hazi ğarsa ve tepeden değil, temelden kurulursa, gerçeklik taran perfembe gününe kadar açık şır. kalacak, "Ne yapalım, biz kurnlnrken koşnllar ancak o kadarına erveriyordn" demek, mazeret değildir. Her ilerici hare Türk gemisi beş ket kendi koşullannı kendi yaratır. Ülkemizde, koşullara değil, sosyal demokratlığın gerekhcdyan gencini lerine uyarak kurulan ilk parti, Dcmokratik Sol Parti olakurtardı caktır. ABDnin Norfolk limanmdan is Demokratik Sol Parti'nin, sosyal dekenderun'a kömür getiren Obo mokrat olduklannı söyleyen öbiir iki Zihni gemisinin Aıor Adalan partiden başbca farklan neler olacakür? açıklarmda yardım isteyen beş ttcdyan gencini kurtardığı bildiRAHŞAN ECEVtT Demokratik Sol Parti, kunıluş rildi. Zihni Holding'ten verilen yöntemivle. iç düzeni ve isleyişiyle, programı ve tutumuybügiye göre, kaptan Mustafa Varai, imdaı mesajı üzerine gemi la, rejim sorununa yaklaşımıyla, Türkiye'deki tüm partinin yolunu değiştirerek dümeni lerden farkh olacakür. Kunılu partilerden bir önemli aynkınlan ve hızla su almakta olan hğı da geçmişe dönük değil, geleceğe yönelik oluşudur. "TritschTratsch" adlı yann yardtmına gitti. Beş genç kurtanhrBiz kolay yolu seçmedik ken, tekneleri battı. Gemi Bunlan biraz daha açar mısımz? ÖrItalyan beş genci 6 haziran perneğin karuluş yöntemindeki farkhlık nefembe giinü Sicilya'nın Porto reden kaynaklanıyor? Empedocletimanındakaraya ÇJkardu RAHŞAN ECEVtT Istense bu parti de ikiüç ayda kurulabilirdi. Ama biz kolay yolu seçmedik. OlabildiğinBelediyeye 43 tstanbul BelediyesVnin satın aldığı iş makinelerinden bir bölukendileri de aralannda mü daha dün tstanbul'a geldl ABD'den 11 müyon dolar karşıönemli bir fark hğmda satın alınan 43 iş makigörmüyor olmalılar ki, nesi Vatan Caddesi'nde sergilendL Anakent Belediye şimdi birleşmeyi Başkaru Bedrettin Dalan iş madüşünebiliyorlar. Bunun kinelerini niçin sergilediklerini sadece hukuki açıklarken, "Biz sorunlann çözümü olan bu makineleri gösterformülünü bulmakta mekle hemşerilerimize bu güçlük çekiyorlar. sorurdan en kısa zamanda çözeceğimizi gösteriyoruz, Onlann psikolojiUrini düzeltmek, moral vermek için burada tefhirettik" ce yurdun en uzak köşlerine kadar erişmeye ve daha kurudedi. Daha önce gelenlerle beraluş hazırhklan sırasında, geniş halk katılımını sağlamaya ber şu anda 60 is makinesi alı çalıştık. Demokrasi, en basit tanımıyla, halkın kendi kenmmın tamamlandığını belirten dini yönetmesidir. Köylümüze, işçimize, kadınlanmıza, tek Dalan, ithaüne karar verilen 325 bunun gereklerini yerine getirmenin kendilerine düştütek iş makinesinin geüsinin 1 ay içinğünü anlattık. de tamamlanacağını kaydetti. Aydınhalk ikiliği ve halkı yönetimden uzak tutma eğilimi, Osmanlı döneminden gelen bir geleneğımizdir. Bu geFmyeUtks'un Sefaköy'de yaptmtlenek kınlmadıkça ne demokrasi, ne sosyal demokrasi olur. cağı ilkokulun temeli dün Istan Biz bu geleneği daha bastan kınna kararlıhğıyla yola çıkbul Valisi Nevzat Ayaz tık. Bir hayli de mesafe aldık. , tarafmdan atıldu Temel atma töreninde konuşan Penyelüks lek Bu kararlılığı paylaşan köylüler, işçiler, esnaf ve sanatstit tşletmeleri sahibi Hasan kârlar, kadınlar, onbinlerce kurucu adayımızın büyük çoGürel, eğirimin gelişimdeki öneğunluğunu oluşturuyor. Üniversite gençhğine siyaset yasakmine değinerek okul yaptırma landı; biz de tarlada, fabrikada, atölyede çalışan gençlere nın her vatandaşın görevi yöneldik. olduğunu söyledL Tahsilini ta Toplumumuzda, çalısan halkın örgütlenmesi ve örgütlü mamlamamanuı içindeukde ol olarak yönetime ağırlığını koyabilmesi öteden beri engelduğunu belirten Gürel bu lenirdi. Şimdi büsbütün güçleştirildi. Biz, bu güçlüğü aşnedenle ilkokuüar yaptırdığuu mak üzere, Demokratik Sol Parti'nin, halk için, çalışan bettrtti. İki kattan oluşacak Ha halk için, bir kaynak örgüt, bir ana örgüt olmasım gözetisan Gürel tlkokuhı Vıu/ı 100 mü yoruz. yon liraya mal olması Partilerin köylerde, mahallelerde örgütlenmesine izin vebekleniyor. rilmiyor. Halk o yoldan da yönetimin dışına itiliyor. Biz açıldı anlatıyor Yönetime sürekli katılım Partinin iç düzenindeki ve işle>işindeki başlıca farklılık ne olacak? RAHŞAN ECEVİT Üyelerin parti yönetimine sürekü katılımını, yaygın ve etkin katılımını, tuzuğumuzle güvence altına alıyoruz. Yönetim kurullan dışında da, her üyenin belirli görevleri ve sorumlulukları olacak. Merkezle örgüt birimleri arasmda ve örgüt birimleriyle tek tek üyeler arasmda sürekli haberleşme ve karşılıkh düşünce akımı sağlanacak. Böylece üyeler, dolayısıyla halk, politikaların oluşumunda etkili olacak. Bu yalnız demokrasi açısından değil, kalkınma açısından, hakça gelişme açısından da gerekli... Çünkü halkın derdini en iyi halk bilir. Toplumsal refahın yolu, yoksul halkın poliükalan, ve yönetimi etkileyebilmesi oranında açılır. Varhklılann çıkarı her zaman toplum yararına değildir; güçlülerin kalkınmasıyla toplumun ve ülkenin de kalkınması güvence altına alınmış olmaz. Ama halkın yararı toplum yararı demektir. Halkın kalkınmasıyla bütün toplum ve ülke kalkmmış, o arada varlıkhlar da güvenceye kavuşmuş olur. Aynı zamanda daha sağlıklı ve adaletli bir sosyal güçler dengesi kurulabilir. Kendilerine "aydın" diyenler Varlıkhlar, seçkinler, kendilerine "aydın" diyenler, bunca zamandır yönetimi ellerinde tuttular da ne oldu? Sonuç, demokrasimizin, ekonomimizin halinden, sosyal düzenimizin bozukluğundan belli.. Biz, yönetimde artık halkın ağırlığı duyulsun istiyoruz. Partimizin, iç işleyişi, bunun gerçekleşmesini kolaylaş Eşref saatinin gelmesi Sanki demokrasinin, eşref saati geldiğinde, gökten inmesini bekliyorlar. Gerçi bazı yasalara karşı çıkıyorlar, ama sorun yeni yasalardan, tasanlardan kaynaklanmıyor. Sorun, bir ölçünün ötesinde iktidardan da kaynaklanmıyor. Sorun, rejime yeni anayasayla biçilen kaftandan ve Anayasanın arkasındaki devlet ve toplum anlayışından kaynaklamyor. Bu devlet ve toplum anlayışımn demokrasiyle ilgisi yoktur. Anayasa bir günde, bir yılda değişemeyebilir. Ama gerçek demokrasinin ülkemizde tüm unsurlarıyla kurulup işleyebilmesi için gerekli ortam ve kamuoyu şimdiden hazırlanmaya başlamazsa, Türk ulusu, o daracık kaftamn içinde, daha çok uzun süre bunalıp ezilir ve demokrasiye geçiş, zaman içinde kolaylaşacak yerde, büsbütün güçleşebiUr. Yani iş işten geçebilir. Oysa kendilerine "Sosyal demokrat" diyen partilerin yctkilileri, çekingenlikten bu konuda adeta hedef şaşırtıyorlar. Bazı yasalara karşı çıkmakla görevlerini yerine getirmiş olduklarını sanıyorlar. örneğin, yine polis yasasasını ele alalım; insan haklan ve demokrasi açısından, bu yasa tasarısının iler tutar yani yok. Ama bu yasanın Anayasadan, Anayasamn 1723'ncü maddelerinden kaynaklandığım bilmezden geliyorlar, gözden kaçırıyorlar. Anayasamn bu hükümleri değişmedikçe, herhangi bir iktidar, sokak terörünü önleme bahanesiyle, sürekli teröre dayanan bir yönetim kurabilir. Bunun üstünde hiç durulmuyor. iş makinesi SODEP ve HP'nin Bir sosyal demokrat parti veya bizim deyimimizle bir demokratik sol parti, ancak bir halk örgütlenişi olarak doğarsa ve tepeden değil, temelden kurulursa gerçeklik taşır. Yine polis tasarısı... tıracak biçimde düzenlenmektedir. Halkın yönetime katılma olanaklan genişletüirken, devlet ve toplum yönetimi bakımından gerekli bilgilerle donatılması da zorunludur. Bunun için, Demokratik Sol Parti'de, sürekli ve yaygın eğıtim öngörülmektedır. Bu, halkı yönetime hazırlayan ve örgütlenmenin yolunu yordamını halka anlatan bir eğitim olacaktır. İşçi hakları kaldırıldı Şimdi Türkiye'de işçilerin tüm haklan kaldırıldı. Kooperatifçilik, yeni yasalarla, bazı komünist ülkelerde bile görülmedik ölçüde devlet baskısı ve kontrolü altında. Daha doğrusu iktidann yönetimi altına alımyor. Ücretliler ,emeküler, köylüler gitgide yoksullaşıyor. Halk hiçbir seye sesini çıkaramasın, devletin kolluk güçleri karşısında halkın can güvencesi bile bulunmasm, "Polis her an evimi basabilir, sokakta canıma kıyabilir" korkusuyla, vurttaş boynunu buküp herşeye katlansm diye, hiçbir demokratik ülkede benzerine rastlanamayacak yasalar çıkanlıyor. Bütün bunlara karşı, tek tek bazı partiler, politikacılar, yazarlar, konuşup yazdıklarında, güçlülerin ve yetkililerin kulak asmadıklanm görüyoruz. Penyelüks ilkokul yapürıyor Halk ve aydmlar Sosyal çalışmalar Öte yandan, Demokratik Sol Parti'de, sosyal çalışmalar, siyasalçalışmalar kadar önem taşıyacaktır. Sosyal çalışmaları da partililer, kendi köylerinden, sokaklanndan, mahallelerinden başlatacaklardır. Ülke sorunlan için düşündükleri çözümlerin küçuk çapta somut örneklerini, öncelikle, kendi çevrelerinin sorunlannda arayıp oluşturacakları çözümlerle göstereceklerdir. Programımız da her konuda geniş halk katılımına dayanan bir devlet yönetimi amaçhyor: O açıdan, Demokratik Sol Parti'nin programıyla tüzüğü, birbirini tamamlamaktadır. İkisi de bir bütündür. Yurttaşlarımız bunu, birkaç güne kadar kitap olarak yayımlanacak olan DSP program taslağmda ve tüzük özetinde görebileceklerdir. Anayasayı değiştirmek.. Oysa Anayasayı değiştirmek istemek, Anayasamn tanıdığı bir haktır. Demokratik Sol Parti, halktan alacağı güçle, bu hakkı kullanacaktır. Biz, aslında eskı Anayasaya, eski rejime dönmeyi de istiyor değiliz. Eskisinden daha ileri, ama eskisinden daha iyi işleyecek ve bir yandan halkı ve demokrasiyi güçlendirirken, bir yandan da devletin daha etkili biçimde işlemesini sağlayacak, yurttaşı daracık bir rejim kaftanı içinde bunaltmayacak bir Anayasa düzeni amaçlıyoruz. Bunlar programımızda aynntılanyla açıklannııştır. Açıklanan aynntılar da belirli bir demokratik devlet ve toplum anlayışma dayandırılmıştır. Ama halk örgütlenirse Ama eğer halk etkili biçimde örgütlenirse ve tüm bu yoksulluğu, baskılan, ıstıraplan günlük yaşamlarında duyanlann içinden çıkıp gelenler, siyasaJ karar organlannda ağırlık kazamrlarsa, onlann sesine, ister istemez herkes kulak verir. Bir Gökova olayı, bizlere en haklı konularda bile örgütsüz halk sesinin, köyden kasabadan hükümete ulaşıncaya Devletçilik konusu... Siyasal güç, ekonomik güçten ayn oluşamaz.Onun için, halk, ekonominin de egemen gücü olmalıdır. Programımızın başlıca özelliklerinden birini bu oluştunıyor. SÜRECEK TASINDIK Yeni Adresimiz. Karaköy İş Merkezi KemeraltıCaddesi,No:80 Kat:5 Karaköy,Istanbul Telf:143 80 30(10Hat) Tlx:24709cmastr (Baştarafı 1. Sayfada) Almanya dışmda hiçbır sosyalist ülke kamuoyuna iletilmemiş olması da ilginç bir nokta. Türk Rumen ilişkilerinin ekonomik gündemindeki karşıuklı ticaret hacminin 250'şer müyon dolara çıkarılması ise daha önce ilke kararına bağlanmış, ancak önemli gelısme sağlanamamış bir konu. Türkiye'nin Romanya'ya ihracatı 1983'te 58 milyon dolar, 1984'te 57 milyon dolar olurken, ithalatımız 1983'te 184 milyon dolar, 1984'te 118 milyon dolar, oldu. 7.5 milyar doları bulan dış borçlannı tasfiye etmek ve çok sıkı bir programİa ekonomisini toparlamak çabasındaki Romanya ile ticaret hacmini, onlann lehine olan 61 milyon dolarlık farkı yok ederek artırmamn güçlüğü ortada. Her kuruş dövızini sıkı sıkıya hesaplayarak harcamak durumunda olan Romanya ile ticari ilişkilerin dengeli gelişmesi zaman alacağa benzer. Balkanlarda daha sıcak li bir gelır kaynağından yararlanmak isteyen Romanya, son yıllann yakın temasları içinde Köstence Trabzon RoRo hattında kolayca buluştular. Salt Iran'a yönelik trafıği rahatlatacak olan Kostence Trabzon hattma geçen hafta sağlanan anlaşma ile Köstence Istanbul hattı da eklendi. Kostence Istanbul RoRo hattı biraz zaman kaybına karşılık, düşük maliyeti dolayısıyla nakliyecileri kolayhkla cezbedebilir. Şu anda yüzde 90"ı Bulgaristan üzerinden Avrupa'ya ulaşan TIR'larm ne kadanna bu yol daha cazip gelecektir? Bu henüz bilinemiyor, ama sürekli artan nakliye kapasitesi için bu yeni hatlann ileriye dönük çok önemli bir yatırım olduğu kuşkusuz. Bulgaristan üzerinden yılda yaklaşık 30 bin geçiş yapan Türk TIR'cıları ise kısa bir süredir bunaltan ve bezdiren cezalardan kurtulmuş durumda. Her köşebaşında çıkıveren ve "komşu" deyip cezayı bastıran Bulgar trafık polisleri de ülkelerinin bir geYılda 35 bin TIR'ın geçişini çiş yolu olarak kazandığı dövizsağlamak zorundaki Türkiye ile den kolay vazgeçemeyeceğini an"bir transit ülkesi" olup, önem lamış olsalar gerek. ROMA, (Cumhuriyet) Papa suikastı davası bugün Ağca'nın yarım kalan sorgusuyla devam edecek. Başkan Santiapichi'nin, Ağca'ya, davanın Türk sanıklan ile ilgili sorular sorması bekleniyor. Cuma günkü son duruşmada Ağca, soruşturma yargıcı Martella'ya Bulgar bağlantısı konusunda söylediklerinin bir kısmının kendisi tarafmdan uyduralduğunu söylemiş, daha sonra, "KGB ve Bulgar gizU serviskrince tehdit edildigini" ileri sürerek, sorulacak sorulara yanıt vermeyeceğini bildirmişti. Ağca, mahkeme başkanının ısrarlı soruları karşısında Martella'ya verdiği son ifadeyi doğrulamış, ancak başkanın, savcının ve avukatlarm bu ifade Uzerinde soracaklan sorulan yamtlayamayacağını söylemişti. Başkan, Ağca'nın bu a^klaması üzerine, "Öyleyse yalnızca Türk sanıklan ile ilgili ifade ver"demiş ve şu sorulan sormuştu: Mehmet AtiAğca yine mahkeme önünde "Silahı kimden ve nasıl aldınu? Silakı anrken yanuda kimler vardı? SUahın, Baga'ya teslimi sırasında yanındakikr kimlerdi? Oral Çelik'in suikasttaki payı nedir? Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu Başkanı Mnsa Serdar Çelebi Ue nerede karşdaştuuz, neler konuştunuz? Serdar Çelebi'nin suikast konusundaki sorumlulugu oedir?" Ağca cuma günkü duruşmada bu sorulan yanıtlayıp yanıtlayamayacağı konusunda herhangi bir açıklamada bulunmadı. Başkan'ın sorulan Üzerine "Avukatım ile görüştükten sonra konuşacagun" diyen Ağca'nın bugün ne gibi açıklama yapacağı bilinmiyor. Sanıet Arslan9ın iadesi görüşülüyor LAHEY (a.a.) ttalyan yetkililer, Roma Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan "Bulgar bağlantısı" davasında Mehmet Ali Ağca'nın Papa II. Jean Paul'ü yaraladığı tabanca ile aynı seriden bir Browning silah ile Hollanda'da yakalanan Samet Arslan'm ttalya'ya iadesi konusunu göriişüyorlar. Roma Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan davada, iddia makamım temsil eden Savcı Vittorio Marini, Lahey'de polis ve bakanlık yetkilileri ile görüştükten sonra Italya'ya döndü. Hollanda Başsavcısı Leo Van Der Laan, Marini'nin ttalyan Adalet Bakanlığı yetkilileri ile Arslan'ın iadesi konusunda Hollanda'ya başvurup vurmama konusunu görüşeceğini bildirdi. Hollanda'da uzerinde yasadışı yollardan sılah bulundurmak suçundan tutaklanan Samet Arslan, çarşamba günu Roermond kasabasında mahkeme önüne cıkacak. At'ın Japonya'dan taşıdığı başarı (Baştarafı 1. Sayfada) cek para yaklaşık 130 milyon Türk Lirası'dır ve bu, kendisinin de Tokyo'da belirttiği gibi bir değil, üç ila beş Türk filminin yapımına yeterli bütçe demektir. Ama asıl ilginç olan, ödülün Türkiye'nin son dönemde kendisine "model" aldığı, gitgide artan bir ekonomik ilişki içine girdiği bir ülkede kazanılmış olmasıdır. Bu, Türk sinemasının Japonya'daki ilk odülüdür, ama ilk başarısı değildir. Daha once de "Hakkâri'de Bir Mevsim" filmi bu ülkede geniş bir dağıtıma girmiş, çok olumlu bir seyirci ve eleştirmen tepkisi almıştı. lşte iki ülkeyi, iki halkı birbirine gerçek anlamda yaklaştıran olaylar bu tür olaylardır. Sanatın ve kulturün yön verdiği olaylardır. Özal hükümeti, böylece bir türlü sevip benünseyemediği "Genç Tnrk Stneması" eliyle çok güzel bir armağan kazanmıştır; açılmak, yaklaşmak istediği bir ülkenin kamuoyunu sinema denen çağdaş iletişim araanın kapılanndan geçen iki güçlü, sağlam yapıtla kendi halkına, kültürüne yaklaştırma fırsatını elde etmiştir. Başbakan Özal'ın veya bakanlanndan birinin, Japon hükümet yetkilileriyle gerçekleştirecekleri ilk buluşmada, Japon yetkilinin bu ödülü anımsatması ve böylece sıcak bir hava yaratmak istemesi hiç de şaşırtıa olmayacaktır. Olayın bir diğer güzel yani da, Turkiye hakkında görülmemiş bir düşmanlık halkası oluşturan, sinemamn görüp görebildiği en ırkçı filmlerden biri olan "Gece Yana Expresi"nin yapımcısı David Puttnam'm da jüride, üstelik başkan olarak bulunması ve "At" fdmimn ödül almasım desteklemekle kalmayıp, "Gece Yansı Expresi"m yapmaktan dolayı "utanç duydugunu" ve "At'ın ödül almasına katkıdafllbulunarak günah çıkannaya y 'f''g1nı" açıklaması olmuştur. Böylece, "Gece Yansı Expresi"nin tüm dünyaya Türk düşmanlığı saçtığı günlerde kamuoyunda yansıyan bir dilek, bu filme baska fılmlerle yamt verme dileği de gerçekleşmiş olmaktadır. Bir ülkenin aleyhindeki eylemlerin, yapıtların yarattıgı olumsuz havayı dağıtacak olan bu tür fılmler, ödüller ve başarılardır. O nedenle, bu başanları alabildiğine desteklemeli, ulusça ve devlet çe bağnmıza basmalıyız. COLAKOĞLU DIŞ TİCARET A.S. NotrTelefonlarımız ve teleksimiz değişmemiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle