16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 NÎSAN 1985 * • * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Hipodromdan 2. 4. re 6. ayuklar karışık ATİLA 1. AYAK: Ilk defa koşacak taylar arasında ayınm yapmak oldukça güç. Aralarında antrenman dereceleri itibariyle en hazır görunenı Buğra'nın yavrusu Menzil. Pıtingo'nun tayı ve Mimoza'mn babadan kardeşi Jest idraanlannda ümit verıyor. Osmangazi'nin işleri fena değil. Ekürisi Roket ise istıkbal vaat eımekle beraber kısa mesafelerde zorlanabilir. Selen'in dahi sürpriz yapabileceği bu koşuda altılıda başta Menzil olmak üzere imkân nispetinde fazla tay yazılmalıdır. 2. AYAK: Geçen yıl İstanbul'da gösterdiği performans ve hali hazırdaki antrenman dereceleri ile Lider I koşunun favorisi görünümünde olmakla birlikte sezonun ılk gunü burada da sürpriz yaratabilir. Bu durumda lktidar ve Inv. Hannony gibi starta kalma huyundan nispeten vazgeçmiş görünen Lover Boy'un dahi kazanma şansı olacakur. 3. AYAK: Dikmanşah koşunun favorisi, Tangos ise en yakın rakibidir. 4. AYAK: Günün en zor koşusu. Rakiplerinden Ostun derecelere sahip olan Gulhan 1 ve Çığ, nortnal formlannı bulamamalanna ragmen koşuyu kazanabilecek güçleler. Form ve performans olarak bu iki atın dısında kalan rakiplerinden üstün bulunan Balaban birinciliğe uzanabilir. Keza Ağahan ve Yasemin 3 kazanma şansına sahiptirler. Bu ayakta çok at yazmakta fayda var. 5. AYAK: Formada Surbatur, nispeten agır kiloyla koşan ekürisi Gürbatur ve Altaylun'a nazaran daha şanslı. Aldatmaz antrenman eksikliginden etkilenmediği takdirde Sürbatur'a en yakın rakip olacaktır. 6. AYAK: Geçen sezon katıldığı her iki koşuyu da kazanan Flöre, antrenmanlarmda da basarüı gözüküyor ve Renova ile birlikte koşunun en şanslı audır. Ercihan ve Hasret ise rakip durumunda olup Miray ve Hanvidar ancak sürpriz şansına sahiptirler. Bulgar polisi, TlK'ın peşinde (Baştarafı 14. Sayfada) maktan korkuyorlar. Kolcu bir kızarsa "vay gelmiş başlanna." Saat 16.00. Işlemler sonunda bitti. Kapıkule'den çıkıyoruz. 200 metre ötesi Bulgaristan. TIR'lar yine bekliyor. Araçların altı, üstü, içi iyice aranıyor. Sıra pasaporta geldi. Görevli pasaportumun sayfaiarını durmadan çeviriyor. Arada bir fotoğrafa benzeyip benzemediğimi inceliyor. Yanındaki gorevli soruyor: "Komşu nereye?" Kısaca yanıtlıyoruz. Arkasından bir başka soru: "Neden kamyonla gidiyorsun?" TIR röportajı yapacağımızı söylüyoruz. Yarım saat oldu hâlâ sorgu sual bitmedi. Genç memurlar transit vizesini basmakta tereddUtlıi: "Kenaraçekin bekleyin" diyorlar. Şoförler için bir sorun yok. Ama benim pasaportumda "gazeteci" yazıyor. Beklemeye devam ediyoruz. Bir saat geçti. Bu kez yanımıza 4 gorevli geliyor. Saçlan kırlaşmış, deneyimli memurlar. Yine aynı sorulan soruyorlar, aynı yanıtları veriyonız. Gidiyorlar. Bekliyoruz. Bir saat daha geçti. Ve pasaportum geliyor. Pasaportu getiren görevii fotoğraf çantamdaki filmlere elkoyuyor. Hareket edip biraz ilerideki meydanda bizi bekleyen diğer TIR'ların yanında duruyoruz. Türk TIR'cılan Bulgaristan'ı 45 araçhk konvoylar halinde geçmeyi yeğliyorlar. Bizi beklerken çay demlemişler. Içiyoruz. Güneş batarken yola koyuluyoruz. Konvoyun en arkasına küçük bir araba takılıyor. Içinde resmi üniformah görevliler var. Bulgaristan'ın ıçlenne doğru yol ahyoruz. Yol >er yer buzlu. Çevre bembeyaz. İleride bir gorevli yol kesiyor. Pasaportlara bakıyor. A.rabanın kenanna çıkıp bozuk Turkçesı>le soruyor: "Komşu Marlboro var m ı ? " Melih paketten bir tek sigara çekip uzatıyor. Gorevli tek sigara değil paket istiyor. "Yok" deyip yola devam ediyoruz. Saat 21.30. Bir TIR parlona çekıp yemek molası veriyoruz. Menü: Kaşar, sucuk, ekmek. Hava buz gibi. Yemeği dışanda sıçraya sıçraya yiyoruz. Yemekten sonra kahve için yandaki kuçük lokantaya giriyoruz. Garsonlar Tiırkçe biliyor. Salonun bir bölürnu kalın kırmızı kadife perde ile ayrılmış. Perde aralık. Içeride uniformalı kişiler oturuyor. Önlerinde küçuk birer kadeh konyak ve kahve. Dışanda kuçuk araba bizi bekliyor. Tekrar yola koyuluyoruz. "Bu gece Bulgarı bitirmek gerek." Oaat 01.30. Çıkış kapısı göründü. Yine evraklar imzalanıyor, araba aranıyor. Genç bir görevü "nescafe" istiyor. "Yok" diyoruz. Aramayı uzauyor. Küçük arabanın da görevi bitti. Geri dönüp uzaklaşıyor. 100 metre ilerideki Yugoslav gümrüğüne giriyonız. Aynı işlemler. TIR tartıhyor. Evraklar damgalanıyor. Araba aranıyor. Pasaportlar incelenjyor. En hızlı işlern 12 saatten önce bitmiyor. Bizim en fazla liseye kadar okumuş şoförlerimiz, bütün işlemleri "tıkır Ukır" hallediyorlar. Hem de yalnızca Türkçe konuşarak. Saat 05.30 oldu. Sonunda Yugoslavya'ya girdik. Yollarda bir karış buz. Koca TIR savrulup duruyor. tlk TIR parkına girip yatıyoruz. Güneşin ilk ışıklarıyla uyanıyorum. Arabanın içi soğuk. Camlardan dışansı görünmüyor. Buz tutmuş. tki kat battaniye ve yorganı aralayıp Metih'i uyandjnyonım. Marşabasıyor. Motordan ses yok. Aku bitmiş.Diğer Türk şoförlerden yardım istemek için dışan çıkıyoruz. Hiçbiri görünmüyor. Erkenden gitmişler. Bir TIR'm geçmesini bekliyoruz. Parktaki çeşme donmuş. Yüzümüzü karla yıkıyoruz. Donmamak için zoraki sabah sporu. TIR'm bir ucundan diğer ucuna koşuşturup duruyoruz. Melih'in fazla telaşlandığı yok. 6 yıldır bu yollarda. "Nasıl olsa birisi geçer" diyor. Bir Türk firmasının TIR'ı yanımızda duruyor. Yarım saatlik bir uğraştan sonra arabayı çalıştırabiliyoruz. Tekrar yola koyuluyoruz. Yavaş gitmek gerek. Yollar hern dar, hem de kaygan. Melib iyi şeyler anlatmıyor: "Şuradaa bir arkadaşımız aşağı uçmuştu.." Bir başka yerden geçerken: "Şurada bir arkadaşımız bir TIR'a çarpmıştı.." Yollar anılarla dopdolu. Biraz ileride polis bir TIR'ı durdurmuş. Yozgaüı thsan. Bulgarisian'da kahve ısmarlamışu bize. Polisle bir şeyler konuşuyor. Ama nece? Yozgath Ihsan Türkçeden başka dil bilmediğini söylemişti. Yugoslav polis de Türkçe bilmez. Melih gülüyor: "Meraklanma anlaşırlar. Hatta ttasan dayı rüşvet büe verip cezadan sıymr " diyor. Gide gele aralarında ortak bir dil oluşturmuşlar. Günün programı . KOŞU: (Şartlı Handikap) C Gr. Araplar Saat: 14.00 500.000 TL. l.Sutator 2. ÇeHkayl 3. Nadas 4. 60 54 52 51 M. Atçı Malatyalı A.Kıhç Davut (ÇÎM) 1300 M. 1 2 3 4 (310) (204) (032) (043) 2. KOŞU: (Maiden) 2 Yş. tngilizler Saat: 15.00 700.000 TL. 1. Otman|azi 2. Roket 3. Sdea 4.JM 5. M«ıil 56 56 56 54.5 54.5 A. Atp Ekren F. Atp (ÇİM) 800 M. 3 2 1 4 5 () () () () () Nedeni SAMÎMLÜTFÜ (Baftarafi 3. Sayfada) bikjiter, Rio ve Sao Paulo'da polisin geceleri oto sürücülerini sürekli olarak san ve kırmızı ışıklarda durmamaları için uyardığını bildiriyor. Güvenlik güçlerinin sürücülerin soyulmalarına karşı tek önlemleri bu. Rio'nun buyük otelleri müşterilerine saati 1015 dolara koruma görevtisi tutmalannı öneriyoriar. Bir kuyumcu, dükkânının vitrinine "Uücevher takıp da hayatınızı tehlikeye atmayın. Mücevherierinizi bize sattn " diyen bir yafta koymuş. Otobüste parasını çalmak ısteyen hırsızı, tabancasını çekip öldüren kişı ne haber konusu oluyor ne de polisiye olay. Bu durumda bazılan, Bu adamlar bu koşullar altında siyasetle nasıl ve neden bu denli yakından ilgileniycrtar, diyebilir. Ancak unutmamak gerekir ki, bütün bu olayların nedeni, ü(keyi uzun süredir egemenliği altında tutan askeri yönetimdir. Ulkenin bugün vardığı nokta 21 yıl önce ıstikrar, güven ve ekonomik büyüme vaatleriyle iktidara el koyan generallerin Brezilya'yı nasıl bir ekonomik çöküntü, istikrarsızlık, güvensizlik, kargaşa, terör ve anarşi batağına attığını gösteriyor. Ve Brezilya halkı bu bataktan elbirliğiyle, özveriyle ve ancak demokrasi yoluyla çıkacağını bildiği içindir ki, demokrasiye açılan kapıyı aralaması beklenen kişinin sağlığıyla bu denli Ilgili. Yabancı gözlemciler de bu umudun boş olmadığını. akıllı, sağduyulu, becerikli ve demokratik bir yönetimin halkın özverili katkısıyla politik ve ekonomik başanya erişmesinin olası olduğunu belirtiyorlar Örneğin Le Monde Gazetesi 18 mart tarihli başyazısında bu dogruttuda görüşlere de yer verdikten sonra, 10 yıl içinde Brezilya'nın önünde çok parlak ufukların açılması için olanaklar bulunduğunu belirtıyordu. Brezilya örneği tek değil. Arjantin'in de durumu Brezilya'nınkinden çok büyük bir değişikliği içermiyor. Son bir kaç yıldır küçüklü büyüklü Latin Amerika ülkeleri, aynı anakara üzerinde, aynı zaman dilimi içerisinde bir gerçeği hep birlikte, acı deneyimler pahasına anlamak olanağını buldular. Sözü editen gerçek, demokrasilere seçenek olarak sunulan askeri yönetimlerin ülkeleri politik, ekonomik ve sosyal açıdan olduğu kadar iç ve dış güvenlik açısından da (iç güvenlik için bakınız Brezilya, dış güvenlik için bakınız Falkiand macerası ve bozgununu yaşayan Arjantin örneklerine) tam bir batağa sürükledikleridir. Bozgunun tescili için askeri diktaların işbaşından uzaklaşmalarma da gerek yok. İşte hâlâ ışbaşında bulunan ve daha bir sure de kalacak görünen Pinochet'nin en büyük destekçi K. Yıhtaz Mamln Osmangazi ve Roket eküridir 3. KOŞU: (Şarth Handikap) 3 Yk. Ingilizler Saat: 15.35 1.000.000 TL. 1. 1B. Harmony 2ÜıcUan 3 tktidmr 4. LMer I 5. Lovcr Boy 62 62 59 53.5 50 Maiatyah Aku E. Yıhkz M. öcal (KUM) 1600 M. 5 (242) 4 (113) 1 (433) 3 (202) 2 (041) (KUM) 1400 M. 4 3 1 2 î (230) (210) (U3) () (033) si ABD'nin basınının ve gizli servislerinin Şili hakkında söylediklerı de Brezilya ve Arjantin'den farklı değil. Üstelik, diktaların sözünü ettiğimiz çıkmazları öylesine küçümsenmeyecek bir zaman parçasını ve öylesine azımsanmayacak sayıda ülkeyi ve insanı kapsamaktadır ki, yerlerine gelen demokrasilerin zaman zaman karşılaşacakları güçlükler bile, askeri diktaların çıkrnaz yol olduğu gerçeğinı ortadan kaldırmayacaktır. Gerçekte sözünü ettiğimiz olgunun kimse tarafından yadsınamaz bir netlikle ortaya çıkması seksenli yıllarda oldu. Bu olgu çağımızın kof bir efsanesini daha geri dönülmez bir biçimde yıkarken, demokrasi yoluna ne yazık ki, çok acı deneylere mal olmuş yeni taşlar döşemekteydi. Belkı ıçınde yaşarken günlük olayların hayhuyu arasında pek aynmına varamıyoruz ama, aslında çok ilginç bir yüzyılda yaşıyoruz. Yüzyılın daha ilk çeyreği dolmadan büyük monarşilerin birer birer tarihe karışmalarına, Batı Avrupa'da klasık demokrasiler gelişirken, Çartık Rusyass'nda yepyenı bir düzenin boy atmasına ve Anadolu'da çağımızın ilk Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın başarıya erişmesine tanık olundu. Yüzyılın daha ilk yarısı tamamlanmadan nazizmin yenilişini, sömürge ya da yarı sömürge ulusların bağımsızlıklarına kavuştuklarını yaşadık. Yirminci yüzyılın üçüncü çeyreği tamamlanmadan, emperyalizmin, denizaşırı maceralanndaki büyük bozgunlarını, ulusal kurtuluş hareketlerınin birbirterıni izlemesini, ulusal bağımsızlığın tüm dünyada büyük ve geri dönülmez adımlar attığını gördük. Yüzyılımızınjçınde yaşamakta olduğumuz dördüncü çeyreğinin ılk yarısı ise, demokrasilerin, insan haklanna dayalı yönetimlerin yalnızca belirli ekonomik koşullar altında geçerli olduğu, ekonominin zora düştüğü anlarda ya sivil ya askeri, ama çoğunlukla askeri diktaların kaçınılmaz olduğu ve bu sonuncuların azgelişmış ülkeler için Frenklerin deyimiyle "Um mal necessaıre" (zorunlu bir şer) oldukları bir süre ülkelerin bu tür yönetımlerle yönetilmelerinin ınsan haklan ve demokrasi açısından pek hoş olmasa ve pek insancıl görünmese de, güvenlik, istikrar ve ekonomik gelişme açısından yararlı, giderek zorunlu olduğu yolundaki boş inanç yıkıldı. Değışen zaman değişen koşullan da birlikte getiriyor ve bir zamanlar "geçerli mi değil mi?" diye tartışılan bazı çözümlerin artık kesınlikle geçersizleştiğı görülüyor. Yirminci yüzyılın dördüncü çeyreğinin ilk yarısı diktaların kof efsanesini yıktı. Güney ve Orta Amerika bu yıkılışın en yoğun yaşandığı bölgeler. Brezilya ve Arjantin de bu gerçeğın en göze batan ülkeleri oldular İşte bunca güç koşullara karşın tüm Brezılyalıların Sao Paulo Kalp Hastalıkları Enstitüsü'nün her gün yayımladığı sağlık bültenlerıni solukları kesilircesine ızlemelerinin ardında yatan neden budur. 4. KOŞU: (Şarth) 4 Yk. tngilizler Saat: 16.10 1.000.000 TL. l.BalJH 2. Tınfos 3. Dikntnpüı 4. Chaapioae 5. Gfc 63 56 56 55 54.5 Ayknt Mtaüa Ekreaı A. Atçı TAHMtV 1. KOŞU: F: Sırbatur, P: Çelikay I, S: Nadas. 2. KOŞU: F: Menzil, P: Jest, S: Osmangazi. 3. KOŞU: F: Lider I, P: Iktidar, S: Lover Boy. 4. KOŞU: F: Dikmanşah, P: Tangos, S: Champione. 5. KOŞU: Balaban, P: Gülhan I, Çığ, S: Ağahan. 6. KOŞU: F: Surbatur, P: Aldatmaz, S: Altaylım. 7. KOŞU: F: Flöre, P: Renova, ETCİhan, S: Hasret. 5. KOŞU (Şarth) B Gr. Araplar Saat: 16.45 700.000 TL. l.SeyflMnl 2. Eader 3.Ç* 4. BtyteTİuzı 5. G i l k t ı l «.Atakan 7. Y M M Ü B 3 (KUM) 1400 M. O. Kandar M. Gnnes OuıkıİK Karakaf Kanta; Sata M. Kmndnr A. Kıbç 3 (000) 7 (000) 5 (001) 4 (413) 6 (004) 1 (242) 8 (121) 60 60 60 58 57.5 58.5 56,5 56.5 8 BalabaB 2 (210) .. KOŞU: (Şarth) A Gr. Araplar iaat: 17.20 1.000.000 TL. l.Alttytam 62 Alon 62 2. Gtrimtnr H. Kay« 57 3. AMatmaz l.Çak 4DuıUD 53.5 Oktay 5. Sanpınar 55.5 Şcrif 6. Sttrimmr 55 Miaia GOrbatur ve Surbatur eküridir 7. KOŞU: (Fr. Handikap) 3. Yş. Ingilizler Saat: 18.00 2.500.000 TL. l.Rcaova 2. flöre 3 Miray 4. HunMar 5. Hastet 6. Erdhaa 7. Ayşe» 8. N.Ctmaoid 58 57 55 54 54 52 49 1400 M. (223) (410) ı (132) 5 (300) 3 (112) 6 (110) 2 4 (ÇtM) GANYAN G.1 G ^ 1 2 3 4 S Y 1 X 2 3 4 G.3 G.4 1 1T "T 2 İ] 3 J] X 4 4 5 6 7 8 ir 9 10 1 G.6 1 (ÇtM) 1400 M. 7 1 5 3 6 2 8 4 (200) (11) (030) (111) (211) (411) (12) (340) 6 7 8 10 11 8 » K> 11 71 5 6 S 6 7 8 9 10 11 12 13 ^4 15 16 17 16 r >: < y 2 3 4 2 3 4 S 6 7| 8 X1 9 10 11 12 13 141 16 17 18 hs ıTT S| ıî5 9 »0 5 6 7 57.5 K. Yıkkz Ekrea A. Atp MnnÜB AkiB Ayknt N. Kawtw A. Kıbç «n 131 M 12 13 14 15 17 18 15 16 17 18 19 20 21 ıTs 16 17 12 13L 14ı Iş, 2] IÎS Î8İ IÎ9İ 20ı 21 16 17 20 9j 13 19 20 21 •t» 20 21 21 Y ABIIV: R l MENLER~ KENTt ÇOK SEV İ Y OR kumas secilir. OIICG Kumaşla başlar giysi. Kumaşla yaşar. Kesimi, biçimi, dikişi kumaş taşır. Kumaş yüceltir giyimi. Terzilerin hünerine hüner ekleyen kumaşlar vardır... ve seçkin hazır giyimev lerinde kumaşlan özellikle belirtilen giysiler. Seçkin giysileri yaratanlar, giyimiyle seçkinleşenler önce kumaş seçerler...kumaşlann içinden Altınyıldız'ı. kayıtsız, şartsız"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle