20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 1985 EKONOMt CUMHURİYET/9 EKONOMDE DIYALOG SAKIP SABANCI 1933'te doğdu. Hastalığı nedeniyle lise öğrenimini yanda bırakmak zorunda kaldı ve genç yaşta iş hayatma atıldı. Halen Hacı Ömer Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan ve çok sayıda firmamn yönetim kurulunda görev yapan Sabancı, aynı zamanda Kocaeli Sanayi Odası Meclis Başkanı ve Istanbul Sanayi Odası Meclis üyesi. yanına bırakınz meseleyi. Adam vergi hatası yapar, yanına kalır. Bu af fetmeler bizim toplumumuzun düzelmemesinde çok ama çok rol oynamaktadır. Genelinde toleranslı olunmasına inanırım ama hele hele bilinçli yapılmış hatalarda af etme kelimesi ağıza alınmamab, testiyi kıranla suyu getiren bir tutulmamah. Taltif her konuda güzel bir araçtır, bazen bir insanın sırtını sıvazlamak, "aferim, iyi yapmışsın" demek inamlmayacak kadar insanlan koşturan, şevkini ve dinamizmini artıran, bu şevk ve dinamizmden topluma güzellikler rüzgârı getiren bir olaydır. Bu konuda kıskanç olmamalıyız. ,\ma bunun evli kanadı, yapışık kardeşi ceza müessesesidir. Hata edene, yanlış yapana mutlak ceza verilmelidir. Mesela bugünlerde güncel olan hayali ihraeat konusu.. Hazine'nin çok düşük olan gelirini arttırabildiğimiz takdirde çocuklarımız için daha iyi okula, hastalarımız için daha iyi hastaneye, sanayimiz için daha iyi altyapıya kavuşuruz. Bu nedenle Hazine'ye kişisel mahmıza sahip çıktığımız gibi sahip çıkmalıyız. Buna kanşanlann cezası ne olmalı sizce? SABANCI "Kimler ki hayali ihracat yapmış ve teşvik tedbirlerinden istifade etmiş, almış olduklan vergi iadelerini geri tahsil edeceğiz" gibi Iaflar kulağıma geliyor. Eğer bu laflar ilgili mercilerin laflan ise yüreğim cız ediyor, haksızhk görüyorum. Kaldı ki, vergi iadelerinin direkt vergi iadesi olarak görünen kısmının yanında ucuz faiz vesaire gibi başka yanları da var. Bütün bunlar hesap edilip hayali ihracat yapana sağlanan tüm menfaatler geriye alınmak istense ben buna bile karşıyım. Bunu yapana "aldığını geri öde, yoluna devam et" denirse testiyi kıranla suyu getiren birbirine karıştınlmış olur. Hırsızlık yapmış bir insan, "pişmanım, senin çaldığım paralannı geri veriyonım" derse onu affetmemeliyiz.. Vergi düzeni konusundaki göriişlerinize dönersek.. SABANCI Bizim memleketimizde vergi nisbetleri az değildir. Meselâ gelir vergisinde yüzde 60'a kadar varan oran Amerika'ya nisbetle bile az değildir. Lakin, vergi tahsilatında başarılı olmadığımızla da vergi tahsilatının Gayri Safi Milli Hasıla içindeki payının yüzde 13.6'ya inmiş olmasından anlıyoruz, bunu kaygıyla izliyoruz. Bu oranın artması gerekirken inmesini makul karşılamak mümkun değildir. Her şeyin fiyatı artarken, yiyeceğin, giyeceğin, araca binmenin, okul yapmanın, hastane yapmanın fiyatı yani maliyeti artarken, vergi tahsilatının düşmüş olması alarmdır, hem de çok büyük alarmdır ülke için. Bu yüzde 13.6 rakamının bizim bünyemize benzer toplumlarda ne olması gerekir diye uzman arkadaşlara sorduğumda, "yüzde 20'lerde olabilir" cevabını ahyorum. Bu yüzde 13'ün yüzde 20'lere çıkması vergi gelirinin yarı yarıya artması anlamını taşır. Bir an için gözlerimizi yumsak, bu yıl için devletin gelirlerinde yüzde 50 artış olsa onun anlamı şudur: Çocuklanmız için daha iyi mektep, hastaJarımız için daha iyi sağlık hizmeti, sanayicimiz için daha iyi altyapı. Işte bütün bunlar daha iyi vergi tahsilatından, daha güçlu Hazineden geçiyor.. Avrupa ülkeleri merkez bankalarının geniş çaplı müdahalesiyle hafta içinde gerilemeye başlayan Amerikan Doları cuma günü söz konusu Merkez Bankası müdahalesinin sürmesine karşın yeniden değer kazanmaya başladı. Ancak bu yükseliş dolann hafta başında erişmiş olduğu yüksek değerlere yeniden ulaşmasını sağlayamadı. Merkez bankalarının geniş çaplı müda Dolar, gene başını kaldırdı Geçen hafta Ulagay sordu, Sabancı yanıtladı: Pranga mahkumuna dönüşen bordro mahkumu inlerken vergi suçu affohnaz Ekonomide Diyalog'un bu haftaki konuğu unlü işadamı Sakıp Sabancı. "Vergi ayı" olarak nitelendirilen mart ayına girdiğimiz şu günlerde Sakıp Sabancı ile bu konuyu konuştuk. Istanbul Sanayi Odası Meclisi'nin ocak ayında yaptığı toplantıda "Sümbül Hanım" Orneğini vererek vergi konusuna değinen Sayın Sabancı 'ya yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle: Sayın Sabancı; siz Istanbul Sanayi Odası'nın bir önceki raecbs toplantısında bir Sümbül Hanım örneği verdiniz ve bu ömek epeyce geniş yankılar yaptı. Siz bu öraekte Sümbül Hanım adıyla manıf bir genelev patronunun pek çok tanınmıs kimseden fazla vergi beyan etmesine dikkati çekiyordunuz, ama sanıyonım bu sadece bir örnekti ve siz bu örneği gündeme getirmekle aslında bir mesaj vermek istiyordunuz. Bu mesaj neydi? Bunu biraz açıklayabilir misüıiz? SABANCI Efendim, 20. asırda ailelerin, kişüerin, toplumlann refaha ulaşabilmelerinde kaçınılmaz olan arayış güçlü hazineden geçiyor. Hazine dinamik ve güçlü gelir kaynaklanna sahipse ve bu kaynaklan, öncelikleri isabetli seçümiş şekilde, bilinçli harcıyorsa •oplum da müreffeh olur. Bizim memleketimizde yıllardan beri vergi reformlan yapacağız, vergiyi tabana yayacağız, vergi alanını genişletip daha adil bir vergi düzenine geçeceğiz laflannın edilmesine karsayım tutmaz, hedefe varamayız kaygısı benim içime yer etmişti. Bunu dile getirmeye çalışırken, "Eskiden beri vergi yasabrında ve uygulamasında istenen performansı gösteremiyonız, bordro mahkumları di>e verginin altında ezilenler, ekonomik gelişmedeki zor şartlar sebebiyle bordro mahkumluğundan lerfi ettiler, pranga mahkumluğu sandalyesine gelip oturdular, öbür yandan kocaman kocaman vergi ziyanlan hâlâ kayboluyor" dedim.. Bunu soylerken yeterince vergi vermeyen ya da hiç vermeyen kişi ve kesimleri kastedi>ordunuz her tıalde.. SABANCI Burada iki ana dilim vardır. Bir tanesi vergiyi az verenler. Bu hadiseyi bir örnekle masa üstüne koymak için 29 Nisan 1984 tarihli Hürriyet gazetesinin ekonomi sayfasında ismiyle ve verdiği vergi rakamıyla ifade edilen Sümbül Hanım'dan bahsetmek ihtiyacını duydum. Bazı yaşam koşullan çok yüksek ve kamuoyunun pekâlâ tanıdığı ünlulerin bile Sümbül Hanım'ın altında kalmalannın dikkati çekici olduğunu söyledim. tkinci dilim ise bundan daha manidar noktasıdır işin. Gidip Sanyer'de kilosu beş bin liraya karides alanlar var, balıkçının önünde bunlar mercedes arabayla cirit atıyorlar ve balıkçı bana Sanyer'e gittiğimde soruyor, "Bey, vergi lisleleri açıklandı, bu insanların adlan hiç listelere girmemiş" diyor.. Bunu Sanyer'deki balıkçı mı soruyor? SABANCI Evet, balıkçı soruyor. Takdirle karşılıyorum bunu ve bu takdirimı de Sanayi Odası Meclisi'nde "Kamuoyunun vicdanı sızhyor, kamuoyu giderek hassasiaşryor, bize İstanbul Sanayi Odası olarak bu konuda dünden farklı olarak yeni görevler düşer, akıla öneriler haarlayalım" diyerek ifade ettim. Basın, vergi listelerinde Sümbül Hanım'ın altında kalanlan araştırdı ve belli isimlerle rakamlar sergilendi. Ancak ikinci bacak olan, adı hiç vergi cetvellerine girmeyen ünlüler, tanınmışlar, senenin üç ayını, altı ayını Avrupa'da geçirenler dikkate alınmadı. Benim bu örneği vermem tabii en başta belirttiğim amaçla ilgiliydi.. Yani vergi düzeninin bir reforma tabi tutulması, daha adil vergi alınması amacı mı? SABANCI Şimdi benim inancım o ki vergi bir lütuf gibi, bir atıfet gibi görülmüştür bu memlekette. Lütfedenler, atıfette bulunaniar vermiş vergiyi, bunlara da ahmak, Anadolu lisanıyla hırbo, enayi, tstanbul tabiriyle saf denmiştir. Vergiyi vermeyen, Hazineyi istismar edene de açıkgöz, işbilen faturası çıkartılmış. Buradan şuraya geliyorum. lmar affı deriz, imar konusunda hata yapanlann Mart halesinin başladığı sah günü 3.47 marka kadar yükselen dolar çarşamba günü hızlı bir inişle 3.33 marka kadar geriledikten sonra perşembeyi sakin geçirdi, cuma günü ise yeniden değer kazanmaya başlayarak 3.36 marka yukseldi. Doların îsviçre Frangı karşısındaki değişimi ise daha dar bir marjda oldu. Salı günü 2.93 Îsviçre Frangına yükselen dolar çarşamba günü 2.84 franga geriledikten sonra cuma günü 2.88 franga yaklaştı. Hafta başında 1.05 dolara kadar gerileyen lngiliz Sterlini ise hafta ortasında 1.09 dolara yükseldikten sonra cuma günü 1.07 dolara geriledi. Merkez Bankası döviz alış kuruna göre doların TL. değeri ise hafta ortasında 487 lirayı aştıktan sonra 480.90 liraya kadar düşüruldü, ancak cuma günü yeniden 484 liraya yaklaştı. Hafta başında 141.20 TL. olan Alman Markı ise hafta sonunda 144.50 TL.'ye yukseldi. Alman Markı yılbaşından bu yana Türk Lirası karşısında kayda değer bir artış kaydetmemişti. AUın dolarla inip çıku Altın fıyatlan haftanın ilk gününü 150 liralık duşüşle açarken dünya borsalarında bir ons altın 290 doları aşamadı. Londra borsasında haftayı 284 dolardan açan bir ons altın salı günü 287.20 dolara yukseldi. Doların sen paralan tuşa getirdiği "sıçraması" sırasında bir ons altın 3 dolar değer kazanarak 290 dolara çıktı. Avrupa Merkez bankalarının dolara "dur demek" üzere çarşamba günü piyasaya 500 milyon dolar civarında para sürmesi altın fiyatlannı da etkiledi ve bir ons altın 288.25 dolara kadar geriledi. Cuma günü ise bir miktar daha değer yitiren altın haftayı 287.60 dolardan kapattı. Dünyadaki altın fiyatlanndaki bu eğilim Kapahçarşı'da da etkisini gösterdi. Pazartesi gunü 3015030300 liradan işlem gören Cumhuriyet altını önce 250 lira değer yitirdi. Hafta ortasında yeniden pazartesi günkü değerine ulaşan Cumhuriyet altını cuma günü değer kaybederek 2990030000 liradan alınıp satıldı. Külçe altın fiyatlan da önce 40 lira geriledi hafta ortasında yeniden 45704585 liraya yukseldi. Külçe altın cuma günü 45104530 liraya geriledi. 30300 4 Verginin altında ezilen bordro mahkumları ekonomik gelişmedeki zor şartlar nedeniyle pranga mahkumluğuna terfi ettiler. Öbür yandan tanınmış kişilerin kocaman vergi ziyanları devam ediyor, Mercedes'te cirit atan bazı ünlüler vergi listelerinde yer almıyor. şın elle tutuiur, gözie görünür, aranılan boyutlarda ve zamanında bu işi yapamadığımız vakıası dimdik önümüzde durmaktadır. Ben Sanayi Odası'nda o konuşmayı yaparken Katma Değer Vergisi'nin Türkiye'ye yeni getirilmiş bir müessese olarak uğradığı reaksiyonlan dikkate alıyordum. Kamuoyunun oluşturulmasında önemli rolü olan basında karşı çıkmalar vardı, Katma Değer Vergisi'ni bir kötüleme yanşı vardı. Oysa, aslında geliri yetersiz olan Hazinemizin Katma Değer Vergisi'ni getirirken kaldırdığı vergiler nedeniyle mahrumiyeti başlamıştı. Bu mahnımiyeti Katma Değer Vergisi'nin getireceği ilâve gelirlerin örtüp geçeceği varsayılıyordu. Bazı yaygaralarla Katma Değer Vergisi'nin şurasını burasını delersek bu var Vergi konusunda bilinçli olarak hata yapana en ağır ceza verilmeli ve bu ceza katiyen affedilmemelidir. Hayali ihracat yapanlara da haksız aldığını geri ver, yoluna devam et denirse, bu hırsızlık yapıp al paranı iade ediyorum, diyen adamın affedilmesine benzer. Efendim, sizin bir işadamı olarak önerileriniz neler, bu vergi denetiminin etkinleştirilmesi ve tahsilatın artınlması konusunda? SABANCI Benim pratik bir işadamı olarak bu konudaki birinci önerim, müfettişler yetersiz, denetimi yeterince yapamıyoruz gibi mazeretleri bir kenara bırakarak pratik tedbirlere yönelmektir. Mesela bizde karayolu (demiryolunu, denizyolunu çok ihmal etmiş olduğumuz için) nakliyatta çok ağır basıyor. Bunu düşünerek Istanbul, Adana, Bursa gibi büyük şehirlerin karayolu giriş çıkışına birkaç trafik polisiyle vergi memuru koysak ve gelen vasıtamn şoförüne, "irsaliyeni ver, yoksa faturanı ver" desek. "Yok" dediği zaman, sorsak "Bu nasıl mal, nereden geliyor, nereye gidiyor, sahibi, alanı, satanı kim?" Ve bu malın alanına, satanına ciddi cezalar, hapis cezası dahil ciddi cezalar versek, elli altmış böyle örnek yapıp teşhir etsek bu çok etkili olabilir inancındayım. Bu, en kısa zamanda çok az elemanla netice alınacak bir tedbirdir bence. Bu konuda televizyona, radyolara, basına daha önemli görevler düşüyor.. , Bunu soylerken basın yayın kuruluşlannın nasıl bir katkıda bulunmasım öneriyor sunuz? SABANCI Mesela siz gazetenizde bu konuyu daha açık, daha cesur kim ne derse desine bakmadan işleyebilirsiniz. Tele%izyon meselâ "dikkat dikkat" bölümünde bu konuya yer verebilir, "cepheye gidip savaşmak nasıl kutsalsa 20. asrın başarılı toplumu için de fatura aramak o kadar kutsaldır, ey kadınlar, ey vatandaşlar buna önem verin" diyebilir. Hepimizin, kanlarımızın, çocuklarımızın temasları vardır, girip çıktıkları, alışveriş ettikleri yerler vardır. Hepimiz her gitiğimiz yerde vergi levhalarına dikkat etsek, sahip çıksak, buna baktığımızı hissettirsek, bakkalda, manavda, doktorda, avukatta isek vergi levhasına baktığımızı hissettirsek inanınız bu çok fayda sağlar. Ve görürsek ki vergi levhasında yakışıksız bir rakam var, o kasabı, o bakkalı değiştireceğiz, etekten başlayıp yukarı doğru her yerde böyle davranacağız. "Bana necilik" bitmeli, görev sadece Maliye Bakanlığı'ndan, vergi elemanlanndan beklenmemeli. Gene Sanayi Odası'nın son meclis toplantısında bir örnek verdim Amerika'dan, dedim ki meşhur Al Capon cinayetler dizisinden hapishaneye girmiştir, fakat vergi hatasından ötürü hapishaneye düşüp orada ölmüştür. Amerika'da üç şeyin çaresi bulunmaz diyorlar, birincisi ölüm, ikincisi vergi, üçüncüsü teknolojik değişim. Çağın gerisinde kalmamak istiyorsanız bunlar şart.. Pardon, burada bir şey sormak istiyorum: Hepimiz gunluk aiışverişimizde vergi levhasına dikkat edip buna göre bazı önlemier alalım, vergi vemeyeni cezalandıralım diyorsunuz. Acaba sizler de sanayici olarak, işadamı olarak mal alıp satüğınız, iş yaptığınu firmaların vergi levhalarına bakıp ona göre bir ayrım, bir tercih yapıyor musunuz? Vergiyi vermeyeni boykot ediyor musunuz? KİM NE DEDİ? Halit Narin (TİSK Başkanı) Ben AET'yi seviyorum. O beni sevmiyorsa tek taraflı aşk olmaz. Ama AET'den kopmamalıyız. Bu nedenle kati üyelik için başvurulmah. Kaya Erdem (Başbakan Yardımcısı) 1984 enflasyonunun yüzde 25'lere düşmeyeceğini, yüzde 4050'lerde kalacağını biliyorduk, ama açıklamadık. Altan Tufan (Gelirler Genel Müdürü) Katma Değer Vergisi'ne zaruret değil mecburiyet olduğu için geçildi. Batılı Ulkelerde bu vergi için üç yıl hazırlık safhası uygulandı. Biz ise 58 günlük bir hazırlıktan sonra geçtik. Bu, Türk halkının zekâsını ve uyum kabiliyetini gösteriyor. Ekrem Pakdemirli (Hazine ve Dış Ticaret Müstesan) Türkiye enflasyon ithal ediyor. Dolann hızlı değer artışı karşısında Türk ekonomisi iki açıdan etkileniyor: Dış borç yükümüz artıyor ve ithalat faturamız kabanyor. Cahit Aral (Sanayi ve Ticaret Bakanı) Herkes hayali ihracatı hiçbir şey yapmadan, gözümüzü kapattığımızda ıhracatın gerçekleşmesi olarak anlıyor. Bu da mümkün değildir. Düşünün bir kez, dışarıya hiçbir şey göndermeksizin kim Türkiye'ye p»ra gönderir? Turgut Özal (Başbakan) Vergi her iktidar ve her icraat için dünyanın en tatsız meselesidir. Vergi, milletin refahı için ferdin cebinden çıkan paradır. Paranıza da devletinize de sahip çıkın. Dünya ekonomisinin 1984'te geliştiğini belirten Kaya Erdem: LUDWIGSBURG/ANKARA, (Cumhuri>et Bfirosu) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, Dünya ekonomik durumunun 1984 yılında gözle görülür bir gelişme gösterdiğini, buna karşın faiz hadlerinin yüksek düzeyini korumasının büyümeyi engellediğini söyledi. "Kaya Erdem, Federal Almanya'nın Ludwigsburg kentinde düzenlenen "Dünya Ticareti, Ekonomik tyileşme ve Dış Borçlar" konulu uluslararası toplantıda dün yaptığı konuşmada enflasyonu kontrol altına almak için uyumlu ve dengeli bir parabütçe politikasının tüm ülkelerce izlenmesinin, her ülkenin kendi koşullarına göre bir duzenlemeye gitmesinin gerekli olduğunu ifade etti. Dünya ticaret ve Odemeler sisteminde korumacılık önlemlerinin gittikçe artan oranlarda devam ettiğini söyleyen Kaya Er Yüksek faiz, büyümeyi engelliyor Geri kalmış ülkelerin borç sorununun çok taraflı ele alınmasını isteyen Başbakan Yardımcısı, "tç pazarı korumaktan vazgeçmemizi isteyenler, ticareti serbestleştirmemize karşın ihraç ürünlerimize korumacılık tedbirleh alıyorlar. Bu rahatsız edici ve şaşırtıcı bir durumdur" dedi. dem, serbest piyasa ekonomisi konusunda ortaya konulan ilkelerin karşılıklı tavizlerle ya da tek taraflı olarak yerine getirilmemesinin güven bozucu bir durum oluşturduğunu anlattı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdem, Türkiye'nin 1980'den bu yana serbest pazar ekonomisi koşullan içinde dışa açılmayı, ticarette liberalleşmeyi gdzeten bir yapısal uyum programı uyguladığını hatırlatarak şöyle dedi: "Son senelerde gördüğümüz lecriibe odur ki, biz ticaretle serbestleşmeyi uyguladıkça, ihraç mallanmıza karşı enduslriyel ülkelerden gelen korumacılık tedbirieri artmaktadır. Bu bizim için çok rahatsız edici ve şaşırtıcı bir durumdur. Zira aynı endüstriyel ulkeler Türkiye'ye üye olduğu birçok uluslararası ortamda yıllarca Türkiye'nin ic pazan koruma politikasından vazgeçmesini tavsiye etmişlerdir. Türkiye, serbest ticaret ve pazar felsefesini kabul eden AET'ye entegre olma çabalarını sürdürürken aynı (opluluktan ihraç mallanmıza kota ve diger korumacılık tedbirierinin konması bizim için üzücüdür." Ekonomik gelişmenin sürdürulmesi için butun ülkelerin kendi programmı uygulaması gerektiğini belirten Erdem, "Eğer biz komşularımızdan kendi evimizi düzene sokmadan evlerini düzeltmelerini istersek saygınhk kaybederiz" şeklinde konuştu. Kaya Erdem, işsizUğin' önlenebilmesi için dünya çapında büyümeyi sağlayacak önlemler alınması gerektiğini belirttiği konuşmasında geri kalmıs ülkelerin dış borç sorununun da çok taraflı bir düzeyde görüşülmesi gerektiğini ifade etti. NELER OLDU? Yeni fatura ve belge düzenine geçildi. Vergi mükellefleri aybaşıyla birlikte yeni fatura ve belgeleri kullanmaya başladılar. Yeni uygulamada anlaşmalı matbaalarda basılan ya da ancak noter tasdikiyle kullanılabilen fatura ve fatura yerine geçen belgeler şöyle: Fatura, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, gider pusulası, perakende satış fişi, makineli kasaların kayıt rulosu, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, yolcu listesi ve taşıma irsaliyesi. Dip koçanlı perakende satış fişi uygulamadan kalkarken, bu fişleri kullananlara ya da hiç perakende satış fişi kesmeyenlere fiş başına 500 lira ceza uygulanması kararlaştırıldı. Yeni fatura düzeni başladı Zamlar birbiri ardına vurdu GATT SÜBVANSİYON ANLAŞMASI DEĞERLENDtRİLDİ: • 'Türkiye ihracat yupamaz duruma gelecek, lira hızla değer kaybedecek' ANKARA, (a.a.) Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) çerçevesinde imzalanan sübvansiyon anlaşmasının Türkiye'nin ihraeatına etkileri tarüşılıyor. Konuyla ilgili soruları cevaplandıran öğretim üyeleri, "Sübvansiyonlann kaldı nlması ile ihracatta bazı giiçlükierie karşılasılabilecegi" görüşünde birleştiler. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Necdel Serin, "Sübvansiyon aniaşması ile ihracatçdarın başlangıçta zoriuk çekecekJerini" belirterek, "ihracatçılar alışdmış sübvansiyonlanndan vazgeçmek zorunda kalacak. thracatta bir azalma olabilir. Ancak anlaşma ile getirilecek uygularua, firmaların verimli birer işletmeye döDüşmelerinj ve en düşük maliyetle üretime geçmelerini sağlayacak, ihracatçılar daha ciddi tedbirler alacaklaı ' dedi. Sübvansiyonlann Kaldırılması ile doğan boşluğun kur ayarlamaları ile uzun süre doldurulamayacağmı da hatırlatan Serin "Sanayi kesimindeki teşvikierin sürdürulebileceğini" sözlerine ekledi. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Bilsay Kuruç, Türkiye'nin ihracatını teşviksiz aıtırmanın mümkün olmadığını söyledi. GATT sübvansiyon anlaşmasının ihracatı olumsuz yönde etkileyeceğini ve önümüzdeki dönemde Türk lirasının önemli ölçüde değer kaybedeceğini iddia eden Kuruç, şunları söyledi: "Türkiye'nin ihracatçıyı destekleme aracı elinden alınmıştır. İhraeat önümüzdeki dönemde gerilemeye başlayacaktır. Türkiye ihraeat yapamaz dunıma gelecek, ticari ilişkileri takas özelliğinin dışına çıkamayacakür. Anlaşma ABD'ye ihracau.ilk anda artırabilir. Ne varki, bunun da kısa bir süre sonra doyum noktasına ulaştıgı görülecektir." ANLAŞMA YARIN RESMEN AÇIKLAMYOR Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Ekrem Pakdemirli GATT Anlaşması'nm yarın resmen açıklanacağını bildirdi. Izmir'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Pakdemirli anlaşmayı açıklamaktan kaçındı. ABD, Türkiye'ye tekstil ABD yönetimi tekstil ithalatında uygulayacağı yeni kısıtlamaları resmen açıkladı. WASHİNGTON, (a.a.) ABD yönetimi tekstil ithalatında uygulayacağı yeni kısıtlamaları resmen açıkladı. Türkiye, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı Ekrem Pakdemirli'nin imzaladığı anlaşmayla bu uygulamanın dışında kaldı. Yeni kurallar "menşe ülke" tanımının daraltılmasını öngörüyor. Eskiden tekstil ürününün dikildiği ülke menşe ülkesi olarak nitelenirken, bundan sonra kumaş kesiminin yapıldığı Ülkenin ilk ülke sayılması kararlaştmldı. Böylece ABD'ye ithalat kotasım dolduran bir ülkenin yarı mamul mallannı bir başka ülkeyedevredip onun kotasını kullanmasının önlendiğini kaydeden uzmanlar nisan ayında yürürlüğe girecek bu kurallarm, 7 eylülden beri uygulanan kısıtlamalardan çok farklı olmadığım belirttiler. Bilindiği gibi Türkiye ile ABD arasında imzalanan ikili Tekstil anlaşmasına gore Türkiye tekstil ihracatına uyguladığı üç çeşit sübvansiyonu 1989 yılına kadar kaldırmayı kabul etmişti. Buna karşıhk ABD de tark giderici vergiyi kaldıracağını bildirmişti. Geçen hafta birçok ürüne zam gelirken daha önce zam karan alınmış bazı ürünlerde de zamlı satışlara başlandı. Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Kurumu'nun Karabük ve İskenderun Demir Çelik Fabrikalan'nda üretilen ve döküm sanayiinin önemli girdisi olan pik çeşitlerine yüzde 1215 oranında zam yapıldı. Bu zammın hemen ardından Metaş demir fıyatlannı kilo başına 2 lira arttırdı. Daha sonra da ozel sektörun blitser bakıra zam yapıldığı gerekçesiyle bakır fiyatlarını yüzde 8 arttırdığı gözlendi. Öte yandan, AEG ve Arçelik fabrikalarınca üretilen buzdolaplarıyla, Tofaş ürünü otomobilier için aiınan zam karar: aybaşıyla birlikte yürürlüğe girdi. Uluslararası Para Fonu (IMF) heyeti geçen hafta başında ve planlanandan iki gün önce geldi. IMF Türkiye Masası şefi Geoffrey Tyter başkanlığında dört kişiden oluşan heyet, hafta boyunca Haıine ve Dış Ticaret Musteşarhğı, Maliye ve Gümrük Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı ve Merkez Bankası yetkilileriyle görüşmelerde bulundu. Önümüzdeki hafta da Türkiye'deki görüşmelerini sürdürecek olan heyetle yeni bir standby aniaşması konusu ele alınıyor. Bir yıl sürecek yeni anlaşma konusunda iki tarafın da olumlu yaklaştığı ve mart ayı sonlarında Türk tarafının iyi niyet mektubunu IMF yönetimine yollamasının beklendiği belirtiliyor. IMF heyeti erken geldi Vergi olayına toplumca sahip çıkmalı, vergiyi vermeyeni ya da az vereni her seviyede boykot etmeliyiz. Bunun için herkes her gittiği yerde önce vergi levhasına bakmalı, yakışıksız vergi verenle alışveriş yapmamalı. SABANCI Bütün alanlarda bu yapılmalıdır. Nasıl ki karım vergi levhasını beğenmediğinde kasabını değiştiriyorsa ben de iş âlemi içinde filan firma daha iyi vergi veriyorsa onun malını aynı malı yapıp yeterince vergi vermeyen firmaya tercih etmeliyim. Bu bilinç, tekrar ediyorum, etekten zirveye kadar yayılmalı. Ben bunu işadamı olarak yapmalıyım. Bir insan yılın üç ayını Avrupa'da geçirir de, arabalan, yaşamı, şusu busu lüks seviyesini bulur da vergi cetvellerinde adı çıkmazsa evvela karısı ona sormalı "yahu sen nerdesin" demeli. Konu komşu demeli ki, "bu adam böyle yaşıyor, neden vergi cetvellerinde yok" demeli. Biz karımıza, çoluğumuza çocuğumuza kendi evimize sahip çıktığımız gibi, kişisel eşyalarımıza sahip çıktığımız gibi bu vergi olayına, Hazine'ye sahip çıkarsak ancak o zaman müreffeh toplum olabiliriz.. Sonuç olarak sizin "pranga mahkumları" olarak nitelediğiniz kesimin vergi yükünün hafifletilmesi de bu anlayışıa yerleşmesinden geçiyor galiba.. SABANCI Vergi yaygınlaştırılabilirse bu takdirde vergi dilimleri bile belli bir zamanda indirilebilir. Verginin ağırlığı da vergi müessesesini ve onda çalışan memurları antipatik yapmaktadır. Halbuki toplumun orta ve uzun vadeli refahı maliye elemanlarının görevlerini i>i yapmalanyla mümkündür. Vergi yaygınlaşabilirse oranlar aşağı indirilebilir ve vergi halka sevdirilir. Son olarak bir de toplanan vergilerin kullanılması konusunda.. SABANCI Demin de söyledim, burada kilit kelime "öncelik". Öncelikler doğru konacak. Vergiyi verenler, hele verginin altında inim inim inleyip de bordro sebebiyle ekmeğinden, tenceresinden, aşından gerçek fedakârhğı yaparak vergi verenler öbür taraftan bu verginin nereye gittiği konusunda da hassastırlaı. Bu bakımdan toplanan verginin doğru önceliklere göre, sağlıkh yerlere harcanması son derece onemlidir. ilk KDV beyannameleri cerildi Geçen yıl cirosu 120 milyon lirayı aşanlarla, iş hasılatı 30 milyon lirayı bulan serbest meslek erbabının ocak ayı Katma Değer Vergisi beyannamesini verme suresi geçen hafta sona erdi. Mükellefler beyannameleri verirken odemeleri de yaptılar. Y'etkililer İstanbul'da 500 dolayında mukellefin KDV ödemek için müracaat ettiğini belirttiler. 1984 yılı Gelir Vergisi beyannameleri mart ayında teslim edileceği için 120 milyon liralık satış hasılatını aşanların kesin sayısı henüz bilinmiyor. Ancak beyanname kapsamına girdiği halde, beyanname vermeyenlerle vergisini ödemeyenlere 26 şubat gününden itibaren gecikme zammı işlemeye başladı. Bağbank'ın ortak ve yöneticileri hakkında da şahsi iflas davası açılması bekleniyor Ekonomi Servisi Bağbank'ın ortaklan ve yöneticileri hakkında da şahsi ıHas davası açılması bekleniyor. ısokta Dergisi'nin haberine göre Vakıflar Bankası müfettişlerinın hazırlayıp Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'na sunduklan ve yaklaşık 10 aydır hiçbir işlem yapılmadan bekletilen raporda çeşitli kişi ve kuruluslara çoğu teminatsız ya da çok değersiz terninadarla toplam 13 milyar liralık kredı kullandınldığı belirtiliyor. Halen Müsteşarlıkta bekletilen raporda "bankanın iflasının istenraesi ve usulsüz kredi kullandırmaları nedeniyle bankayı acz içine düşüren tum banka sorumluları, ortaklar, yöneticiler, genel müdür ve müdurler hakkında 70 Sayüı Bankalar Kararnamesi'nin 68. maddesinin uygulanması" isteniyor. Haklarında şahsi iflas davası açılması istenen kişiler ise şoyle sıralanıyor: Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hadi Özgenç, Başkan Yardımcısı Fahri Dunıkan, Zeyyat Karapazar, Abdülrahim Ot, Necdel Tığın, Akif Krginay, Mehmet Bilir. Vedal Sıırmen, Cevat Vevman. Avni Şahinkaya, Osman Selçuk \e Genel Mudur Dinçer Turgay. Buğday Konya'da 90 liraya yukseldi Türkiye'nin hububat ambarı olan Konya'da, buğdayın kilogramı serbest piyasada 90 liraya yukseldi. Üreticiler başta olmak üzere hububat alımsatımı yapan tüccarlar, fiyatların yükselişini korkunç olarak nitelendirirken, melez buğdayın kilosunun 90 liranm da üzerine çıkabileceğini öne sürdüler. ŞİBKETimDa HABERLER PAMUKBANK "Çekkart" uygulamasında provizyonsuz ödeme sıDiruu 50 bin liraya çıkardı. Banka yetkilüeri büyük miktarda para taşımanın kaldırıldığını ve yıpranmanın önlendiğini belirttiler. ENKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şank Tara, Kanada firmasıyla ortaklaşa yapacakları Akkuyu1 Nükleer Santralı'm zamanından önce bitireceklerini açıkladı. tKTİSAT Bankası'mn yöneticileri için düzenJediği seminer yapıldı. Seminerde bankaların menkul değerler piyasasındaki yeri ve çek kanun tasansı tartışıldı. MARTI Denizcilik 5. yıünı kutladı. 6 kuru ytik gemisine sahip Martı Denizcilik geçen yıl 23 milyon dolarhk döviz girdisi sağladı. Kutlama töreninde beş personele altın madalya verildi. I J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle