20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nnda da, öykülerinde de baş yeri vermesi bundandır. Denebiür ki, o bize düşüncelerinin, sezişlerinin çoğunu mekânsal düzenlemelerle anlatmıştır; ama onun yapıtı gene de dilsel bir yapıttır ve elimizdeki kitabın yazannı bu incelemeye iten de, böyle bir dilsel sözlemden, mimari mekân kavramlannın çok çeşitli yorumları için yararlanmaktır. Bir mimar yazar için, mimari bir yapının insan mekân ilişkisindeki ruhbilimsel ve toplumbilimsel öğeleri açısından, Kafka bulunmaz bir kaynaktır kuşkusuz. tşte bu amaçla, Gürhan Tümer, Kafka'nın iki romanı ile bir öyküsünü, inceleme konusu olarak seçmiş. tki roman, Şato ile Dâvâ, bir öykü ise, "Bir Savaşın Tasviri" adlı kitaptaki Yuva öyküsüdür. Hemen söyleyeyim, bu öykü benim gözümde Kafka'nın en önemli yapıtıdır. Böceğimsi küçük bir hayvan, soluk soluğa gelip toprağın altmda kendine bir yuva açar, korku içindedir, çünkü her an bir düşman gelebilir. Bizim küçük hayvan, toprakta bir delik acıp onun içine sığınmakla yetinmez, yuvayı iyice oyduktan sonra, başka bir yandan bir delik daha açar, bu hem bir kaçma, kurtulma yolu, hem de düşmana karşı bir şaşırtmaca önlemidir; bununla yetinmez, düşmana kandmcı yollar açıp tuzaklar da kurar; sonra odalarından birine inip biraz uyumak, karnını doyurmak isterse de toprağın altından, hem de çok yakından gelen birtakım seslerden ötürü yeniden korkulara kapıhr, gürültü kesildikten sonra, İcapılanndan birine cıkıp çevreyi gözler, dinler, ama aşağı indikten sonra gene de rahat değildir, mekân onun korkusunu bir türlü di ndirmemektedir. Şato romanında ise, Kadastrocu (Bay K.), akşam karanhğında şatonun köyüne varır, ama şatoya bir türlü giremez, oysa oradan çağırılmıştır , beklemeye karar verir, boşuna, bir mekân elde edemeden ordan oraya sürünür durur; bir okula hademe olarak atanır, ama ona bir oda verilmediği için, eğreti olarak sınıflarda yatar kalkar. Uyumsuz (saçma) bir durumdur bu, eğretilik onun ruhunu da biçimlendirmektedir. Dâvâ romanında avukatlar bir türlü mahkeme salonuna giremezler, her girişimlerinde, mahkeme kâtibi onlan sille tekme merdivenden aşağı atar. Gürhan Tümer şöyle diyor: "Şato da, Dâvâ da, Yuva da, Kafkasal sorunların, mekânsal sorunlar haline getirilmesinden başka bir şey değildir." Bunu "Kapıda kaleğreti olmak" diye özetleyebiliriz. Oysa, "Mimarlığın ayıncı niteliği, insanı da içine alan üç boyutlu bir mekânda var olmasıdır." İmdi Kafka, uyumsuzluğu (saçmalığı), mimari yapıtın bu işlevini tersine çevirerek anlatıyor demektir. Burada mimari yapı bir simge değildir, korkunun, güvensizliğin, yalnızlığın dile çevrilmesidir: Mekâna girmek isteme, mekâna sokmama, mekândan kovma. Üstelik Kafka'da bu mekânların çoğu sıkımak, içeri girememek, girilse de 22 MART 1985 şık ve dardır. Kısacası, Kafka'da insan mekân ilişkisi tersine çevrilmiştir, demek insan yersiz yurtsuz, güvensizlik içinde kalmıştır, çevresine de, kendine de yabancılaşmıştır, toplum dışına itilmiştir. Çağımızın tragedyasıdır bu. İşte sayın Gürhan Tümer, bu özgün yaklaşımı ile, bize Kafka'nın bunahmını çok yakından duyurmaktadır. Ancak yazarın, sona doğru yöntem değiştirmesi bende durdurucu bir etki yaptı. Neydi bu değişiklik? Artzamanlı ve ruhbilimsel bir ele alışa geçmek. Açıklayayım: Kafka'nın yapıtındaki bunalım, Yahudi olmasından kaynaklanıyormuş; Almanca konuşan Çekoslovakyalı bir Yahudi olmasından. Evet, çok söylendi bu söz, hatta onun Hitler faşizmini haber veren bir peygamber olduğu da ileri sürüldü. Doğru mudur, değil midir, durmayacağım üzerinde. Ancak şunu belirtmekle yetineceğim: Böyle bir açıklama yolu var idiyse, yazar niçin konuya insan mekân ilişkisınden girdi? Doğrudan Yahudiliği ele alsaydı daha kestirme davranmış olmaz mıydı? Elbet o zaman da kitabın adını değiştirip, "Yahudi Mekân tlişkileri" yapmak gerekecekti ve böylece Kafka'nın insansalhğı ve evrenselliği ortadan kalkacaktı. Oysa Kafka'nın romanı Yahudiliğin romanı değil, çağımızın romanıdır. Bir Fransız yazarı şöyle diyordu: "Bugün işimiz, kâhini Kafka olan bir çağın canstz kişileriyle, homo absurdus'leriyle uğraşmaktır." Yuva ve Korkıı MELİH CEVDET ANDAY övüneceğimiz bir araştırma: tnsan • Mekân tlişkileri ve Kafka. Çok kısa bir zaman içinde okuyup bitiriverdim; öyle ki, okurken okuduğumun ayırdında değildim sanki, kaptırmışım kendimi. Böylesi gerçekten özgün kitaplar, sanırım, çok azdır bizde; biz daha çok yabancı büyük düşünürlerin düşüncelerini aktarmayı yeğleriz. Böyle yapmakla iyi de ediyoruz, çünkü kültür evrenseldir, onun dışında kalınamaz; ancak biz ona katkıda bulundukça onu kendimize mal edebiliriz. İşte, bir ytiksek mimar olduğunu sandığım sayın Gürhan Tümer'in "İnsan Mekân tlişkileri ve Kafka" adlı kitabını bu açıdan değerlendirdim ve özgün bir yapıt bulduğumu belirttim. İnsan mekân ilişkisi mimarhk sanatmın önemli bir sorunu, belki de temeli ve özüdür; Kafka ise bir romancı. îmdi yazarımız, Kafka'nın iki romaru ile bir hikâyesini, insan mekân ilişkisi açısından ele almakla hem bu önemli mimarlık sorununu yazınsal bir kaynağın ışığına çıkarıyor, hem de bu ilişkinin yazınsal bir yapıtta kendi ağırlığını nasıl duyurduğunu ortaya koyuyor. Peki, bu karşılaştırmanın ya da uygulamanın gereği nedir? Bu sorunun iki yanlı bir yanıtı olacaktır: Bunlardan biri, insan mekân ilişkisi gibi özgül (ve hatta soyut) bir sorunun genelliğe *ve somutluğa kavuşması; vazgeçilmez koşuludur mekân. ik^ncisi ise, insanın kendi mekâ Bir yer doldurmadan varolununını bflinçle algılamasıdır. Ayn maz. Ama biz, bunca önemli ca, Kafka gibi şaşırtıcı bir yazar olan mekâna dokunamayız, göda mekân karmaşasının ne bü remeyiz onu, görmeden, dokunyük yer tuttuğunu da buna ek madan inanmak zorundayız lersek, konumuzun önemi, aşa ona. Kant'ın onu, kafarun önsel ğı yukan, belirlenmiş olur. Bu ulamlarmdan (kategori) biri sayaçıdan, modem bir araştırma ni ması da bu yüzden değil mi? Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Anteliği kazanmaktadır yapıt. siklopedisi'nde, bu kavramın Şimdi kitabın adındaki bir sözcük üzerinde durmamız gere "uzay, yer, çevre" sözcükleriyle de karşüanabileceğini belirtir. kecek. "Mekân" sözcüğüdür bu. Yazar, önsöziin bir notunda, Ben Gürhan Tümer'in sözünü bu sözcüğün Türkçe olmadığını ettiği "boşun" sözcüğünü bilmibelirttikten sonra, "oylum"un yordum, onunla ilk karşılaşdaha çok "hacim" anlamına mamdır. geldiğini, "boşun" sözcüğünü Imdi "mekân"ın, mimarlık ise pek doyurucu bulmadığını sanatında başhca yeri tuttuğunu eklemektedir. Demek terminde söylemek elbette çok olağan karbir kesinliğe vanlmamıştır daha. şılanacaktır. Kitaptan alıyorum, Ama biz, kavramı anlamaya yö Auguste Perret, mimarlığı "menelik kimi açıklamalara girersek kân düzenleme sanatı" diye taiyi ederiz sanırım; kitabın anla nımlamış. Ama bu mekân dümı için de gereklidir bu. zenleme işinin çağlara göre de"MekâıT'ın Fransızcası "pla ğiştiğini düşününce konu biraz ce'\ "espace", "localite"; İngi kanşır gibi oluyor. Bir başka düşünür, "Mimarlık, bir düşünce lizcesi "place", "locality", yapısının mekâna "space"... Demek Batılılar bu kavramı bir değil, birden çok izduşürühnesidir" demiş. Öyleysözcükle anlatmak zorunda kalse d ö n duvar ve tavan, bir yamışlar; biz ise yabancı bir söz pının mimari bir yapı olduğunu cükle oyalanıp gitmişiz. soylemeye yetmez; "içinde yaşa"Mekân" Arapçadır, "kevn" nıJan olmak" yapırun maddesinsözcüğünden türemiştir, "içinde den başka bir şeydir ve bu şey bibulunulan yer" demektir. Merze hem insan ruhunu hem de çaleau P o n t y , "Varoluş ğın dünya görüşünü yansıtır. İşte mekânsaldır" demiş. Buradan Kafka'nın, bu şasırtıcı yazarın, mekânsalhğın varoluşsal niteliği boyvına mekânla didişmesi, meçıkıyor ortaya. Evet, varolusun kânsal düzenlemeye, romanla PENCERE Zamane Solcusu Solcu musun? Solcuyum. Ne demek solculuk? Solculuk, emekien yana olmak demek... Hımmm... Solculuk, yenilikten yana olmak demek... Hımmm... Solculuk, toplumsal düzeni ahnteri felsefeslnin değer yargılanna oturtmaya çalışmak demek... Hımmm... Solculuk, insanın insanı sömürmesine karşı çıkmak demek... Hımmm... Solculuk, halkın iktidannı kunmaya çalışmak demek... Hımmm... Solculuk, emperyalizme karşı çıkmak demek... Hımmm... Demek sen solcusun?.. Evet... Marksizme bulaştın mı? Hayır. Leninizme? Hayır. Maoizme'?* Hayır. Troçkizme? Hayır. Düşün bakalım: Gençliğinde böyle eğilimlerin oldu mu? Toplantılara katıldın mı? Ya da yakın çevrende böyle düşünenler var mıydı? Sosyalistlerle içli dışlı oldun mu? Radikallerle, Kemalistlerle güçbiriiği yaptın mı? Hayır. Tepeden inmecilerle? Hayır. Peki, nasıl solcusun? llımlı, yani mutedil... Devletçiliğe karşıyım, özgüriükçüyüm, çoğulcuyum, yasam büyüklerimi saymak, küçüklerimi korumak... Sosyal demokrat gibi mi?.. Eh, onun gibi bir şey... Halkçı mısın? Evet. Yani Halkçı Parti'den mi? Onu demek istemedim... Demokratik sol mu? * Eh, onun gibi bir şey... Nasıl bir şey? İşte öyle bir şey... Kaç bildiriye imza attın? Hiçbir bildiriyi imzalamadım. Sol demeklerden birinde çalışmışlığın var mı? Yok... Devrimci sendikalarda? Yok... Sabıkan? Allah göstermesin... Hiziplerle ilişkin oldu mu? Vallahi billahi olmadı. Ama solcusun. Evet, solcuyum. • AR4DA BİR AHMET MARUF BUZCUGtL, M.E.B. Teftiş Kurulu Eski Başkanı AFŞtNELBİSTAN LİNYİTLERİ IŞLETMESİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Müessesemiz ihtiyacı olarak teknik şanname, imalat resmi ile idari şartnamelerine göre kapalı teklif almak suretiyle a$ağıdaki maizemeler imal ettırilecek ve saun alınacaktır. Malzeme Cinsi ve S.No: özellikleri:Miktar: Dosya No: thale Tarihi: 801875.K/850O98 15.4.1985 1 lkili band 1000 Adet rolesi 18.4.1985 29.K/85O083 2 Muhtelif 29 Kalem elektrod 25.4.1985 35.K/85OO85 3 Muhtelif 115 Kalem Elk. Mlz. 29.4.1985 4 Muhtelif 27 Kalem 37.K/85O084 kablo 2 Teklif zarflan, ihale günleri saat 15.00'e kadar AEL Müessesesi Genel Muhaberat Şefliği'ne verilmiş olacaktır. 3 Teklif zarflan ihalerun yapılacağı gün saat 15.30'da Elbistan'da AfşinElbistan Linyitleri lşletmesi Müessesesi Ticaret Şube Müdürlüğü'nde açılacaktır. 4 Şartnameler, Elbistan'da AEL Ticaret Müdürlügü'nden, Ankara'da Türkiye Kömür Işleuneleri Genel Müdürlüğü KST Ankara Şubesi Yani Hipodrum Kat: 11 'den, tstanbul'da Beyoğlu Istiklâl Cad. Odakule İş Merkezi No: 284288 Kat: 12'de TKİ tstanbul Satınalma Müdürlügü'nden temin edilebilir. 5 thaleye banka teminat mektuplanyla iştirak eden firmalar, teminat mektuplarının geçerliliği için ihale opsiyon süresi içinde teminat veren bankaca bu teminat mektuplanm teyit ettireceklerdir. îlgili bankalarca teminau teyit edilmeyen teklif mektuplan geçerli sayılmayacaktır. 6 Postadaki vaki gecikmeler dikkate alınmaz. 7 Müessesemiz 2886 Sayılı Kanun'a tabi değildir. Basın: 13439 • OÇTUt&TkfiEĞfR ORMANGÖLKAR BİRARADA nown 9n Ödünde Boyutlar 1982 Anayasası'mn sağladığı olanaklar içinde demokrasiye geçiş köprüsü üzerindeyiz. Bu köprünün hiç de kısa olmadığı, koşarak geçme yolunda iktidarın en küçük bir çaba göstermediği anlaşılmaktadır. Oysa, bilindiği gibi, demokrasi, kendine bu adı veren tüm temel ilkeleri taşıması koşulu ile demokrasidir. Çoğulcu, parlamenter demokrasinin dayanakları olan kimi öğeler vardır ki, onlan yok varsayıp demokrasiye ulaşıldtğı savını ileri sürmek olanaksızdır. Örneğin, bir "hukuk devleti" olma kuralından en küçük bir ödün, çoğulcu, parlamenter düzene ilişkin demokrasi tanımlamasınaters düşer. Dönemin olağanüstü ve kaçınılmaz koşulları içinde, 1402 sayılı yasa uyarınca öngörülmüş olan önlemlerin ve yapılmış olan işlemlerin bir bölümü son bulmuş ve milli eğitim örgütünde çalıştıklan yeıierden alınmış olan kamu göreviilerine ilişkin 1402 sayılı yasa uygulaması brtmiştir. Beklenen ve yapıtması gereken nedir? Bu kamu görevlilerinin işlerine öncelikle ve ivedilikle dondürülmeleri ve askıya alınmış olan haklarının geri verilmesi değil midir? Hayır, öyle yapılmamaktadır. Bu kez yönetim, hiçbir yasal dayanak ve hukuksal neden göstermeden ayınma yönelmekte, bunlardan kimini almakta, kimini alma işlemini savsaklamaktadır. Sanıklıklan bile saptanmamış, hiçbir soruşturma geçirmemiş, yargı organlarının karşısına çıkarılmamış bu pırıl pırıl insanlar için bu kez, "Bizden", "Bizden değil!" Ya da, "Sağcıdır alınsın!", "solcudur alınmasın!" türünde, benzeri ölçülerin kullanıldığı söylentilerinin yayılmasına neden olunması, bir hukuk devleti niteliği ile bağdaşır mı? 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın temel öğelerinin başında yansızhk, "dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezbep ayırımı" yapmama yükümlülüğü gelmektedir. Oysa görülen nedir? Amaçlı kadrolaşma sürdürülmekte, bağnaz, tutucu ve yanlı olmanın saptanması yeğlenmekte, başarı, yetenek, kazanılmış haklar goz ardı edilmektedir. "Hukuk devletiyiz!" demekle hukuk devleti olunamıyor... Laiklikten de ödüne güncel bir örnek vermek istiyoruz, içimiz yana yana: Başkomutan Atatürk bugün de içlerımizde başkomutandır. Harp Okulu'nun her yıl yapıtan diploma törenlerinde, Atatürk'ün okul numarası okunmakta ve gür bir yanıt gönüllere dolmaktadır: "İçimizde!" Başkomutan Atatürk, milli eğitim topluluğunun da değişmez başöğretmenidir. Ordumuz Başkomutan Atatürk'ün ışığındadır. Milli egitimimiz de başöğretmen Atatürk'ün ışığında olmalı ve kalmalıdır. Hiçbir milli eğitim bakanı Atatürk'ün benimsediği ve Türk gençliğine bıraktığı ilkelere, onun düzeyine aykın bir tutum ve davranış içinde olamaz. Hele hele, O'nun laiklik ilkesine ters düşen bir kafa yapısını eyleme dönüştüremez. Ya da dönüştürmemelidir. Ne görüyoruz? Sayın Bakan Dinçerler, Almanya'da resmi nitelikteki gezisinde, kendisine yönertilen, Kuran kurslanna ilişkin soruya yanıt olarak: (x) "Bu beni ilgilendirmez, ilgili kimse gidin onu bulun" diyebilmektedir. Bakanın bu sözleri üzerine, "Siz milli eğitim bakanısmız ve ehliyetsiz hocalara teslim edilenler de Türk çocukları. Sizden daha başka ilgili var mı?" biçimindeki soruya da, Sayın Dinçerler'in verdiği yanıt çok ilgirtç ve çok üzücüdür: "Burası Almanya, buradaki Kuran kurslarından bana ne, Türkiye'ye gelirsen seni de Kuran kursuna koyarım" demiş ve ciddiyerten yoksun bir yanıt vermekten kaçınmamıştır. Ne yazıktır ki sayın bakan, o gezisi sırasında iki yüz elli Türk çocuğunun bulunduğu bir derşlikte, bu öğrencilere yöneltilecek hiçbir soru yokmuş gibi, "İslamın beş şartf'nı sormuştur. Yabancı bir ülkede öğrenim gören gençlerimize Atatürk Türkiyesi'ne ilişkin hiçbir öğüt, hiçbir ders konusu yokmuş gibi, "din dersi" vermeyi yeğlemiştir. Sayın Dinçerler, Atatürk'ün cumhurbaşkanı, İsmet İnönü'nün başbakan olduğu dönemlerde, mutlu bir rastlantı sonucu, milli eğitim bakanı olsaydı, sürdürdüğü yanlı kadrolaşmanın, tutucu yönetim, iş ve işlemlerinin birini bile gerçekleştirme gücünü kendinde bulabilir miydi? Başöğretmen Atatürk, Sayın Dinçerler'in Almanya gezisindeki bu yanıtlarını, bu tutum ve davranışlannı öğrenseydi, hiç kuşkumuz yok, bakanlık kottuğu kendisinin çok uzağında kalırdı. Bu durumun, ilgililerin ve yetkililerin gözlerinden kaçmayacağına inanıyoruz. Aradan yarım yüzyılı aşkın bir süre geçmiş olmasına karşın, cumhuriyet döneminin çok gerisinden, ta Osmanlı Devleti'nin "Maarif Nezareti"nden gelen bu sesler, kulağımızda yankılar, yüreğimizde titreşimler yapmaktadır. Sanırız demokrasiye geçiş köprüsünün çok uzun oluşu değikjir tek neden? Bu geçışi içierine sindiremeyenlerin, göze alamayanlann, kendi gölgesinden korkanların giderek gölgeye dönüşmeleri gibi bir görünümün egemen olması, yaşanmaya başlanmasıdır tek neden, tek sorun. (x) Mılliyet Gazotesi'nin 14 Şubat 1985 tarıhli sayısı: Rıfat Akkaya, Franklurt. KARTALKAYA DİSKOTEK BEŞ ÇAYI SKİLİFTLER KAPALI YÜZME HAVUZU TAM PANSİYON Her Perşembe, Cuma ve Pazar Kesin hareket KORU OTELİ iTUHBAN ABANT , OTELİ nmnıı || «t|T..f||î REZERVASYON İÇİN TAM YETKİÜ A 1OO1 turlzm Barbaros Bulvan 35 Beşiktaş 1611074 1618226 Altıyol, Sevimli işhanı Kadıköy33616601612281 OHTOB [\.£ GEÇEN TATİLLER KALIClOtR ERZjLJHlJM J K BAŞMÜDÜRLÜĞUNDEN Erzurum Tekel Başmüdürlüğü stok ambarlanndan 19851986 yıbnda Başmüdürtüğe baglı AğrıDoğubeyaatPatnosEleşkinTaşlıçayDiyadinTutak ldarelerine karşıhklı olarak Idare lehine It 25 azalır, çoğalır 2600 Ton Tekel Mamulatı ve her türlü Tekel emtiası taşıttırılacaktır. Nakliye lhalesi Tekel İşletmeleri Genel Müdürlüğünün AlımSatım ve ihale yönetmeliği hükümlerine göre teklif edilen en düşük bedeller üzerinden açık eksiltme usulü ile yapılacaktır. Bu işe aiı muammen bedel 18.828.600 lira olup % 3 geçici teminat miktan 564.858 TL.dir. Tekel 2886 sayılı kanuna tabi değildir. İhale 11.4.1985 günü saat 14.OO'te Erzurum Tekel Başmüdürlüğü merkez binasında AlımSatım ve İhale Komisyonu marifetiyle yapılacaktır. 1 Müracaat müddeti en son 11.4.1985 günü saat 9.00*a kadardır. 2 Ihaleye katılacak nakliyecilerin nakliye işleri ile iştigal etıiklerini gösterir Ticaret Odası'ndan almış oldukları belgeyi Komisyona ibraz etmeleri gerekir. 3 thale müddeti bir yıldır. lhaleye ait sartname mesai saatleh içerisinde ErzurumErzincanKars BaşmüdüTİükleri ile Ağrı Müdürlüğü'nde görülebilir. lstekliiere ilanen duyurulur. Basın: 13518 İLAN TÜRKİYE GEMİ SANAYİİ A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN a) Genel Müdürlüğümüz Tersaneleri ihtiyacı (12) ton kalay saıın alınacaktır. b) Satın alınacak kalay maksimum 5O'şer kgMık külçeler halinde ve %99,80 Sn, "?oO,0016 Fe, ^0.0004 Cu terkibinde olacaktır. c) İhaleye katılacak firmalar "ihaleye esas teknik şartnameyi 10.000TTL. mukabilinde, TÜRKİYE GEMİ SANAYİI A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Merkezi Teknik Büro Müdürlüğü Meclisi Mebusan Cad. No. 66 Ona Blok Kat 5 SalıpazanISTANBUL adresinden satın alacaklar ve şartnarne satın alındı makbuzu kopyasını tekliflerıne ekleyeceklerdır. Sartname belirtilen adreste ücreısiz olarak görülebilir. d) Teklifler 30 gün opsiyonlu olacaktır. e) Son teklif verme tarihi 22 Nisan 1985 Pazartesi saaı 16.00'dır. Geçici teminat mektubt istenmeyecektir. Basın: 13353 TEKEL İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Samsun Merkez Müdürlüğüne bağlı Taşova Y.T.B. Işleme Müdürlüğümüzün ihtiyaa olan 1 adet buhar kazanı ve armatürleri mevcut şartnamesine göre kapalı zarf yöntemi ile iç piyasadan satın alınacaktır. 2 İhalesi 12.4.1985 günü saat 15.00'de Tekel İşletmeleri Genel Müdürlüğü merkez binası II. İhale Komisyonu'nda yapılacaktır. Zarfların saat 14.00'e kadar komisyona verilmesi gerekmektedir. 3 Geçici teminat 300.00O TLMır. 4 Bu işe ait şannameler Malzeme Grubu Müdürlügü'nden 1000^ TL. karşılığında temin edilebilir. 5 İsıekliler en az üç ay süreli geçici teminat mektuplan ile şannamesinde istenilen diğer belgeleri ihale komisyonuna vermiş olacaklardır 6 Tekel 2886 sayılı kanun kapsamında olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta, kısmen yapmakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. 7 Postada doğacak gecikmeler ile lelgraf ve teleksle yapılacak başvurular geçersizdir. İlanen duyurulur. Basın: 12812 Yüreğini yokla bakayım, içinde ne var? Solculuk var. Nasıl solculuk? Pirü pak... İdeolojik bir akım içinde misin? Allah göstermesin... Devrimci misin? Haşa... Toplumda emekçi sınrflan var mı? Yok... Sermayeciler, holdingler, parababaları... Onlar da yok... Peki, ne var? Devleti yönetenlerle ortadirek var. Nasıl solculuk yapacaksın? Ben de onu düşünüyorum. Ne yapacağını bilmiyor musun? Biliyordum, ama unuttum, işe nereden başlayacağımı şaşırdım. Ama önce kiliseye gidip günah çıkartacağım, camiye gkjip nafıle namazı kılacağım, havraya vanp hahamın elini öpeceğim, ardından evliyaya adak adayacağım. Yetkili makamdan sabıka kaydımı çıkarıp suçsuzluğumu kanıtlayacağım, yetkisiz makamdan sakıncalı kişi olmadığımı belgeleyen kâğıt alacağım, geçmışimi unutup hayata yeniden başlayacağım, bir ruh doktoruna gidip psikanaüz yöntemiyle içimi boşaltacagım, patronumdan izin aldıktan sonra solculuğa yeniden, nereden, nasıl başlayacağımı düşünecegim, ama çok korkuyorum, geceleri sağıma yatıp soluma dönüyorum. Köşeyi döneyim diye Allahıma dua ediyorum, fiyatlara baktıkça ne olacak halimiz diyorum, yine en iyisi, "serbest piyasada solculuk" diyorum, acaba siz ne diyorsunuz? Ne diyeceğim, zamane solcusu böyle olur diyorum, Allah seni sağcılara bağışiasın diyorum, böylesine solculukla toplumda iktidar olunmaz, ancak sanık olunur diyorum... İLAN BOGAZLIYAN 2. ASLtYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN 1982/415 Davacı kasabadan Melahat Akbulut tarafından davalılar Mehmet Tanbolat ve ark. aleyhine açtıgı mirasta istihkak davasında: Davacı eşi ile birlikte yurt dışında 10 yıl çalıştıgını tasarTuflannın bir yerde toplandığını eşinin 1980 yılında öldüğünü, Türkiye'de 2 gayTİmenkul aldıklannı yansımn kendisine ait oldugunu Boğazlıyan İş Bankasındaki 240.000 bin liranın faizinin ve yansımn kendisine ait olduğunu eşinin 5000 mark borcunu ödediğini aynca 57.157 TL. tntikal Vergisi ödediğini bunlann mirastan düşülerek kendisine ödenmesı için dava açtığından davalıaın adresi belli olmadığı gibi zabıtaca da tespit edilemediği gibi dava dilekçesi ve davetiyenin ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla, davalının 16.4.1985 günlü (S: 9'a) dunışmaya gelmesi aksi takdirde gıyap karan çıkarüacagı, dava dilekçesi ve davetiye yerine gecmek üzere ilanen tebliği olunur. Basın: 13546 İLAN BAKIRKÖY ASLİYE ALTINÇI HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ^DEN DOSYA NO: 1983/676 Davacı Zikriye Topçuoğlu vekili Av. Bahtiyar Yılmazer tarafından davalı Ziya Yalnızyiğit aleyhine açılan velayetin nez'i davasında: Davacı vekili dava arzuhalinde müvekkili ile davalı evlenmiş olup. bu evlıliklerinden 12.9.1% 7 doğumlu Savaş ile 38.1968 doğumlu Serap isimli iki çocukları olduğunu, taraflann bir süre sonra boşandıklarını ve müşterek çocukların velayetlerinin davalıya verildiğini, davalı babanın çocuklarının infak \e iaşesi ile giyim vesair ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi ilkokulu bitirdikten sonra okutmadığını. netice itibarıyla taraflann müşterek çocukları Savaş ve Serap'ın velayetlerinin davacıya verilmesini istemiş, ancak davalının gösterilen Osmaniye, Yedi Ocak Mah. No: 88/B Adana adresine tebliga: yapılamamış, yaptırılan zabıta tahkikatı akim kalmış olması üzerine, davalıya ilanen tebligat yapılmasma ve duruşma günu olarak 19.4.1985 günü saat 10.30'a ulikine karar verilmiştir. Karar gereği. davalı Ziya Yalnızyiğit'in gösterilen Osmaniye, Yedi Ocak Mahallesi, No: 88/B Adana adresinde bulunmayan davalıya yukarıda ya2ilı duruşma gününün ve dava özetinin tebliği makamına kaim olmak üzere ilan olunur. 11.3.1985. TEK SINIRLI SORUMLU PİCLE E^EKJRİK DAĞJ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜGÜ'NDEN ENH. TESİSİ YAPTIRILACAKTIR. 1. Müessese Müdürlüğüınüzce asağıda karakteristikleri belirtilen ENH, 34,5 Kv. 1/0 AWG iletkenli, demir direkli ve şartnamelerinde belirtildiği gibi (Proje + Malzeme + Montaj) olarak yaptırılacaklu. YAPTIRILACAK ENH. TESİSİNİN: İLİ: İLÇESİ: GRUP NO: ENH ADl: UZUNLUĞU: D.Bakır Merkez 852109 ŞahabanSarıcak 38750 Mt Yeniköy 2. Bu işe ait şartnameler 15000 TL. bedel karşılığında 1. Aliemiri sokak No: 14 Diyarbakır adresindeki Müessese Müdürlüğümüz Tesis Grup Müdürlügü'nden temin edilebilir. 3. Bu ihaleye katılacak firmalann önceden sartname alarak belirtilen kurallar dahilinde yeterlik belgesi alması gerekmekte olup, yeterlik belgesi almak için son başvuru tarihi 5.4.1985 günü saat 17.00 olup, ihaleye katılacak firmalara yeterlik belgeleri 9.4.1985 tarihinden itibaren Tesis Grup Mttdürlüğü'nden verilecektir. 4. Yeterlik belgesi alan firmalar tekliflerini sartnamede belirtilen esaslar dahilinde 15.4.1985 günü saat 12.00'ye kadar aynı adreste bulunan Müessesemiz Muhaberat Servisi'ne verecekler ve teklifler aynı gün alenen açılacaktır. 5. Bu iş için geçici teminat, teklif edilen bedelin ^o 3'üdür. 6. Müessesemiz 2886 sayılı yasaya tabi değildir. Basın: 13411 İLAN ERZURUM ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİNDEN Davacılar Behice, Seyfettin ve Selahattin Uçar tarafından davalılar Vehbi Değirmenci, Muhsin Tünç, Ali Tunç, Mehmet Uçar ve Emine Uçar aleyhlerine açılan nüfus kayıt tashihi davasının yapılan yargılaması sonunda verilen karar gereğince: Davacılann mahkemeye verdikleri dilekçeleri ile davacılardan Seyfettin ile Selahattin'in annelerinin isminin Nazime olduğu halde üvey anneleri Emine'nin üzerine kayıt edildiklerini keza diğer davacı Behice ise babasının Vehbi Değirmenci olduğunu nüfusa üvey babası olan Mehmet Uçar adına kayıtlı olduğunu iddia ederek bu kayıtların düzeltilmesini istemişlerdir. Mahkememizce yapılan yargılama sonunda Erzurum merkez Börekli köyü nüfusunun cilt 099, sayfa 30 kütük 15'de nüfusta kayıtlı bulunan davacılar Selahattin ve Seyfettin Uçarın Emine olan anne adlarırun iptali için Nazime'den olma olarak nüfusa tescillerine, diğer davacı Behiç Uçar'ın da Mehmeı olan baba adının iptali ile Vehbi Değirmenci olarak nüfusa tesciline karar verilmiş olup davalılardan Vehbi Değirmenci'nin adresi meçhul olduğundan ve tüm aramalara rağmen adresinin tespiti mümkün olmadığından İLANEN kararın tebliğine karar verilmiş olup işbu ilanın yayın tarihinden itibaren bir içerisinde davalı Vehbi Değirmenci'nin yukarda hüküm metni yazıh karan temyiz etmek istediği takdirde Erzurum Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nin 981/626 esas 983/322 karar sayılı dosyasına temyiz dilekçesi vesair evrakları ile birlikte müracaat etmesi temyiz etmediği takdirde Vehbi Değirmenci yönünden hükmün kesinleşeceği İLAN olunur. 7.3.1985. Basın: 13286 . . TEK . TURKIYE ELEKTRIK KURUMU SINIRLI SORUMLU VAN GÖLÜ ELEKTRİK DAĞITBVl MÜESSESE MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1 Müessese Müdürlüğümüz, Karabük Demir Çelik Fabrikalarında tahsis edilen 415 ton muhtelif cinste demirin, Van merkez ambarına nakliyesı yapılacaktır. 2 Bu işe ait sartname TEK S.S. Van Gölü Elektrik Dağıtım Müessese Müdürlüğü Sıhke Cad. Kızılay Rant Tesisleri Van. Adresindeki Satınaima Şube Müdürlüğünde 2000. TL. dilekçe karşıhğında temin edilebilir. Sartname bedeli Van Emlak Kredi Şubesinin 7 nolu hesabına yatınlacaktır. 3 Son teklif verme tarihi 5.4.1985 perşembe günü saat 14.30'da Satın Alma Komisyonunda alenen açılacaktır. 4 Anılan saat ve tarihte yapılmayan teklif ve postadaki gecikmelerden Müessesemiz sorumlu değildir. 5 Müessesemiz 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi değildir. Basın: 13619 İLAN İST. 3. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN 1984/10 Ves. Kezban ve Mehmet'ten 1914'te doğma Habibe Demir'e M.K.'nın 355. maddesi gereğince layin olunan vasi Av. Halide Fimat Altan vazifeden affedilmiş olup, yerine lst. Barosu Avukatlarmdan Av. Cevdet Saruhan 7.1.1985 tarihinde vasi tayin edilmiştir. llan olunur. 18.1.1985 Bastn: 5962
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle