20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MART 1985 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 SAMİM LÜTFÜ Politikada çok ünlü bir deyiş "Yalnız ölüler dönmez" der. Yunanistan'daki yeni gelişmeler sonunda Sarzetakisln cumhurbaşkanlığının tek adayı olmasıyla artık bu deyiş de geçerliliğini yitiriyor ve yeni aday ile birlikte, Yunanlıların 1963 ten bu yana Z "zito" "ölümsüz" diye andıkları Grigoris Lambrakis'm hiçbir zaman yok olmayan hayali, Cumhurbaşkanlığı Sarayına dönüş yapıyor. Yunanistan rekortmeni, olimpiyat şampiyonu atlet, bağımsız solcu Pire Milletvekili Grigoris Lambrakis, 1963'te seçim kampanyası sırasında öldürüldüğünde ne kiralık katilleri tahmin edebiliyorlardı olayın böylesine büyüyerek, ulusal bir kahraman ve albaylar cuntası döneminde baskıya karşı direnişin simgesi olacağını, ne de onların iplerini ellerinde tutanlar. Gerçekten sonradan ucu 1967 darbesini gerçeKleştirecek olanlara kadar uzayan iğrenç komplo, hiçbir zaman gün yüzüne çıkmayacaktı eğer genç, yürekli ve onurlu Sarzetakis soruşturmayı yürütmemiş olsaydı. O günlerde 34 yaşında olan Sarzetak;'s, hukuka, ülkesine, insanlığa duyduğu sevgi ve onuruna duyduğu saygının kaçınılmaz geregi olarak, olayın üstüne gidecek, polisin, Yunan askeri yetkililerinin ve o günlerdeki siyasi iktidarın tüm engelleme çabalarına karşın katitler ile onları kullananlara karşı savaş açacak, işbaşında bulunan Karamanlis hükümetinin devrilmesine neden olacak, 1967 darbesinden sonra da bu çabalarının karşılığı olarak 1 yıl hapis yatınlarak onurtandınlacaktı. Sarzetakis, bu olayda kurban Lambrakis ile birlikte büyüyüp kahraman oldu, Vasili Vassılikos'un romanı ve Costa Gavras'ın filmi ile birçok dile çevrilip dunyayı dolaştı. tüm demokrasiden, özgürlükten, hukukun üstünlüğünden yana olan kişilerin saygısını kazandı. İşte geçen hafta Yunanistan'da Karamanlis'in yerine cumhurbaşkanlığına aday gösterilen adam böyle bir kişidir ve tüm dünyada olduğu gibi, kendi ülkesinde de tartışmasız bir saygınlığa sahip olmanın ötesinde birçoklarınca kahraman olarak kabul edilmektedir. Nitekım cumhurbaşkanlığı seçiminde ona oy vermeyeceklerini açıklayan Mitsotakıs bile "Sarzetakis'in kişiliğine itirazımız yok. Ancak uygulanan şekle karşıyız" demek zorunluluğunu duymuştur. Öyleyse neden bu olay, dünyada ve Türkiye'de bazı soru işaretleri dogurdu? Kuşkular giden ile olayı tezgâhlayanın kişiliklerinden kaynaklanmaktaydı. Giden, kendisine vaat edilen destek son anda geri alındığı için çekilen Karamanlis. Kim Karamanlis? Lambrakis öldürüldüğü sırada başbakan. Cınayette parmağı yok. Ama kokuşmuşluğun gelip bir noktada düğümlenmesi üzerine istifa zorunda kalacak, oğul Papandreu'ya göre "demokrasiye inancı su götünir", "Amerika'nın adamı" bir polrtikacı. Gerçekten 1967 öncesinde ülkesinin, aydın, liberal, ilerici, sol kesiminde sevilmeyen, birçok bozukiuğun simgesi olarak görülen bir sağcı politikacı Karamanlis. Ne var ki 1967 albaylar darbesi ve onu izleyen yıllarda yeni bir Karamanlis görüntüsü oluşacaktı. Albaylar darbesinden sonra demokrasi dışı güçlerle uzlaşmaya yanaşmayıp, Paris'teki sürgünde sessizliğe gömülen, 1974'te demokrasinin yeniden kurulması sırasında çok önemli görevler yüklenen, bunları başarıyla yerine getiren. Papandreu'nun ıktidarı sırasında anayasanın kendine verdiği yetkilerı başbakanı uyarıp zaman zaman frenleme doğrultusunda kullanmakla birlikte, bunları hiçbir zaman Papandreu'ya hareketsiz kılmak için araç etmeyen, aralarındaki derin görüş ayrılıklarına karşın, başbakanla uzlaşmayı becerırken, Türkiye ile ilişkilerde gerginlikten çok diyaloğa yatkın, ülkede siyasal istikrarın güvencesi olan ve Papandreu'nun da, sağın da desteğiyle cumhurbaşkanlığının tek adayı olan, geniş toplulukların sevgi ve saygısını kazanmtş bir devlet adamı Karamanlis imajı yerleşmişti artık. İşte olayın Sarzetakisr\n kişiliğinin bile silmekte güçlük çektiği buruk yanı bu yeni Karamanlis görüntüsünden kaynaklanmaktaydı. Olayın üstüne bu burukluğun da ötesinde soru işaretlerim yerleştiren etken ise oyunu tezgâhlayanın politik kişiliğidir. Son ana dek destek vaat ettiği kişiyi "usta (!)" bir Bizans oyıınu ile cumhurbaşkanlığından uzaklaştıran Papandreu'nun kişiliği çevresindeki soru işaretleri olmasaydı, Karamanlis'in gidişi de bu denli telaşa yol açmaz, cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlamak girişimi de, Yunan demokrasisinin parlamenter sistemin tam işleyişi yönünde bir adım olarak nitelendirilirdi. Ama politik geçmişi, Papandreu'nun kişiliği konusunda ciddi kaygılar doğurmaktadır. ABD ve AET'nin Papandreu'dan, şamatacı, geçimi güç bir ortak olmasının ötesinde yakınmaya haklan olduğunu gösterecek, somut ve asal bir politik olayın varlığından söz etmek güçtür. Andreas, bugüne dek ABD'nin ya da AET'deki ortaklarının temel çıkarlanna ters, somut bir davranışta bulunmamıştır, gürültülü çıkışlarının dışında. Papandreu'yu herkesin gözünde kuşkulu kılan, blçeminin gerginlik politikasına çok yatkın oluşudur. O, gerginliği özellıkle Ege'nin iki yakası arasında sürekli canlı tutmayı ve giderek zaman zaman da tırmandırmayı sevmekte, bu oyunu iç ve dış politikasının temel taşı haline getirmeyi sevmektedir. Doğrusu hırçın Andreas'ın 1967'den önceki davranışları gibi, başbakan olduktan sonraki tutumu da Türkiye'ye karşı o . pek sevdiği gerginlik oyununu oynarken, zaman zaman rnacera sınırını aşıverdiğini de göstermektedir. Kısacası Hellenlerin ülkesinin batısından bakıldığında şamatacı, ama zararsız görünen Andreas, Ege'nin doğusundan bakıldığında haklı olarak ciddi bir tehlike diye kabul edilmektedir. Konstantin Karamanlis, gerek Türkiye politikası konusundaki görüşleri, gerek politik deneyimi ve kişiliği, gerek anayasal yetkileriyle bu tehlikeyi önleyebilecek bir güç olarak görülüyordu. Sarzetakis, yaşanmış (ve ölünmüş) bir olayın canlı kahramanı. Onun VassıV/Kos'un romanında Gawas'ın filminde Z ile (Lambrakis) ile yaşarken ölümsüzlüğe kavuştuğunu söyleyenİer bile var. Kimse ondan, onun kişiliğinden kuşkulanmıyor. Kuşkular, Papandreu'nun Z'nin savcısının karşısına Dr. Faust'u ayartmak için tüm hünerini kullanan Mephistoteles rolünde çıkması ya da nıce erdemli ve akyürekli Othello'yu cellada çeviren o sinsi lago'nun postuna bürünerek Kıbrıs'ta yeni trajediler tezgâhlayarak, "Z"nin adını ve içeriğinı değiştirmeve calışacağı kaygısından kaynaklanıyor. Bakalım önümüzdeki günler ve aylar neler gösterecek? Ozetle Filipinler''de Fransız Biiyükelçiliğinde patlama FiUpinler'in başkenti Manila'daki Fransız Büyükelçisi Jacçues Leclerc'in evinde dün gece bir patlama oldu. Patlamadan sonra yangın çıktı. Olay sadece ha~ sara yol açtı. Büyükelçilik sözcüsü, patlamamn nedeninin henüz belirlenemediğini söyledi. Direnisçilerin başarısı iŞ/7 gerillaların düzenledikleri saldırıda 2 İsrail askeri öldü, 5 asker de yaralandı. Dürzi lider Velid Cumblat, "İsyancı Hıristiyan milislerin kafalarını kıracağız" dedi. milislerin "kafalannı kıracağını" söylemesi, Beyrut'taki bunahma yeni bir boyut getirdi. Velid Cumblat önceki gun yaptığı açıklamada, "Bu sahtekâr Hıristiyanlann kafalarını kıracagız. Tekrar silahlanıp, çarpışacagız. Bu komployu bize >utturamazlar" dedi. Cumblat, Samir Geagea'nın başlattığı isyanın, Falanjistlerin şahin ve güvercin kanatlan arasında bir çekişme olduğu yolundaki iddialan da reddetti. Dürzi lider, sorunun bu şekilde gösterilmek istendiğini, ama aslında tsrail yanlısı bir komplo karşısında bulunduklannı söyledi. İSRAtL MÜDAHALE ETMEYECEK Israil'in Beyrut'taki isyancılarla hukümet birlikleri arasında bir çatışma çıktığı takdirde duruma müdahale etmeyeceği açıklandı. Dışişleri Bakanlığı Genel Mudurü David Kımcha, yaptığı açıklamada, "Bu Lübnan'ın iç sorunudur. tsrail müdahalesini genektirecek bir durum yok" dedi. AP'ye gore İsrail yetküileri bunalımın bu aşamasında Suriye*nin de duruma müdahale edeceğina inanmıyorlar. Tel Avi\ yetkililerine göre, Suriye isyancı Hıristiyan milislere gözdağı vererek, anlaşmaya zorlamak istivor. Dış Haberier Servisi Lübnan'da Emin Cemayel yönetimine karşı ayaklanan Hıristiyan milislerin (Lübnan güçleri) isyanı yedinci gününü doldururken, bunalımın çözuleceğine ilişkin henüz hiçbir işaret yok. Durzi lideri Velid Cumblat, Hıristiyan milislerin "kafalannı kıraeağım" söyledi. Suriye tankları ise Hıristiyan bölgesinin kuzey sınırmda mevzilenmiş durumda bekliyorlar. Beyrut'taki bunalım sürerken, Güney Lübnan'da İsrail birliklerine karşı Şii gerillalar tarafindan yeni bir saldırı duzenlendi. İsrail komutanlığı saldırıda 2 İsrail askerinin olduğünü, 5 askerin de yaralandığını bildirdi. İsrail Başbakanı Şimon Peres ise Mecliste (Knesset) yaptığı konuşmada Şii gerillalann yoğunlaşan saldınlan karşısında Israil'in Güney Lübnan'dan çekilme işlemini hızlandıracağını açıkladı. Peres, çekil İsrail, Güney LübnarCdan çekilme işlemini hızlandınyor (a.a.) Namibya'daki SWAPO gerilla örgütünün lideri Sam Nujoma, Çin hükümetine "sürekh' malzeme yardtmı ve diplomatik desteğinden dolayı" teşekkür etti. Nujoma, 11 marttan beri Çin''de Komünist Parti yetkilileriyle temaslarda bulunuyor. (AP) Çin'e teşekkür etti "SW^4PO" lideri Kanada"'da binlerce kişi Reagan'ı protesto etti ÎSRAİL HÜKÜMETİBASK1A L TISDA tsrail hükümeti Lübnan 'da sadece Şii geriUalan tarafmdan hırpalanmıyor. tçeride de giderek artan sayıda İsrailli Lübnan 'dan bir an once çekilinmesi için hükümete yoğun baskı yapıyor. "Şimdi Barıs" hareketinin Lübnan dan derhal çekilinmesi için cumartesi günü duzenlediği gösteriye binlerce kişi katılmıştı. (Telefoto: APa.a.) me işleminin sekiz hafta içinde tamamlanacağını umut ettiğini bildirdi. Gozîemciler Israil'in çekilme işlemini hızlandırma kararı almasının Şii gerillalar için önemli bir başan olduğunu belirtiyorlar. Ancak bir İsrail yetkilisi Güney Lübnan'da "demir yumruk" politikasım sürdüreceklerini belirterek "İsrail, terörisllerin saldınlanna sert biçimde karşılık vennekte kararlıdır" dedi. İsrail hükümeti Beyrut'ta Hıristiyan milislerin ayaklanmasını kışkırttığı yolundaki iddialan ise reddediyor. İsrail Başbakanı Şimon Peres bu konuda bir yabancı gazeteci tarafindan kendisine yöneltilen soruyu şöyle yanıtladı: "Hıristiyan milislerin ayaklanması ile en ufak bir iliskimiz yok. Biz sadece Liibnandan degil Lübnan politikasından da çekiliyoruz." Dürzi lider Cumblat'ın Cemayel'e karşı ayaklanan Hıristiyan ABD Başkanı Ronald Reagan Kanada'ya yaptığı iki günlük resmi ziyaret sırasında Başbakan Brian Mulroney ile silahsızlanma, DoğuBatı ilifkileri ve asit yağmuru konulannı görüştü. Ronald Reagan 'm Kanada ziyaretini protesto eden binlerce kişi, başkent Quebec sokaklannda bir gösteri düzenleyerek Reagan 'ın asit yağmuru, silahsızlanma görüşmeleri ve Nikaragua politikasım eleştiren pankartlar taşıdılar. THE GUARDIAN'ın Yunan ordusu için yorumıı: ABD'de bir rahibe AIDS'ten öldü Yeniden cunta eğilimi doğabilir İngiliz gazetesi, "Papandreu'nun Karamanlis'ten son anda desteği çekerek önlenebilecek bir siyasi bunalımın tırmanmasına yol açtığını" yazdı. LONDRA, (AP) Yunanis tan Başbakanı Andreas Papandreu, Batı basınmın sert tepkilerini çekmeye devam ediyor. Ingiltere'de yayımlanan "The Guardian" gazetesi, "Konstantin Karamanlis'in Devlet Başkanlıgı görevinden aynlmasının Yunan ordusunda yeniden cuntaya dönme eğilimi yaratabilecegini" yazdı. Gazete, "Papandreu'nun, son anda Karamanlis'le çalışmayı reddederek, önlenebilecek bir siyasi bunalımın tırmanmasına yolaçtığı ve bu durumda aklı kansan sosyalistlerin komünistlere o> verebilecegi" belirtildi. " T h e Guardian", "Yunan Basbakanının bu lutumunun nedeninin taâlâ anlaşılamadıgını" yazdı. Federal Almanya'nın önde gelen gazeıelerinden "Die Welt"de, "Papandreu'ya yeni bir ikaz" başlığı altında yayımladığı makalede, Yunan Basbakanının, Sarzetakis'i "Bizans yöntemleriyle" cumhurbaşkanı yapmak istediğini kaydetti. Alman gazetesi, Karamanlis'in istifasından sonra cumhurbaşkanlığına vekalet eden Meclis Başkanı Elevras'ın oy hakkı bulunmamasmarağmen, Papandreu'nun ona oy kullandırmak istemesine işaret etti. Makalede, "Görülüyor ki, Yunan Devlet Başkanı kuşkulu bir şekilde seçilecektir. Artık Papandreu'dan aklı selim veya uzlaşma beklenemez" denildi. "Papandreu'nun durumunun ciddiyetini kavramaktan aciz olduğunu" belirten Die Welt, Sarzetakis'in böyle bir seçimle işbaşına geleceğine, adaylıktan çekilmesinin daha yerinde bir davranış olacağını kaydetti. Alman Gazetesi, "Sarzetakis, aklını kullanmalıdır. Bunun için henüz geç kalmış degildir" ifadesini kullandı. Avrupa insan haldarmı örüşü goruşuyor BRÜKSEL, (Cumhuriyet) Avrupa Konseyi üyesi 21 ülkenin temsilcileri bugünden itibaren iki günluk bir konferans için Viyana'da bir araya gelecekler. Avusturya başkentinde yapılacak bu toplantmın gündemini insan haklarının korunması konusu oluşturacak. Avrupa Konseyi tarafindan ilk kez duzenlenen bu konferansta işlenecek başhca temalar Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin işleyiş mekanizması, insan haklan konusunda Avrupa Konseyi'nin rolü, bilimsel ve tıbbi gelişmeler karşısında birey özgürluğünün korunması olacak. Avusturya Dışişleri Bakanı Leopold Gratz tarafindan sunulacak bir tebliğde, işkencelere karşı bir Avrupa sözleşmesinin hazırlanması istenecek. Aynı bakan, Olum cezasının kaldırılmasına ilişkin protokolün da bütün üye ulkeler tarafindan imzalanmasını isteyecek. İsviçre Dışişleri Bakanı, aynı toplantıda, Avrupa Konseyi İnsan Haklan Komisyonu'nun yetkilerinin arttırılmasının gerektiğini vurgulayacak. Fransa Adalet Bakanı Robert Badinter ise sunacağı raporda bilim ve tıp alanında son yülarda kaydedilen ilerlemelerin hukuki sorunlar da getirdiğine işaret edecek. Badinter, bu dallardaki çeşitli bulgu ve uygulamalann Avrupa Konseyi bünyesindeki bir komisyon tarafindan incelenmesini, uluslararası bir sözleşme hazırlanması için ilk adımlann atılmasını önerecek. San Francisco 'daki bir anaokulunda öğretmenlik yapmakta olan bir rahlbenin AIDS hastalığına yakalanarak öldüğü bildirildi. hgililer, 66 yaşındaki rahibenin, kendisine AIDS mikrobu taşıyan kan verilmesi nedeniyle öldüğünü açtkladılar. (ANKA) Yapay kalple en çok Schroeder yaşadı Wiüiam Schroeder, yapay kalbi ile önceki gün 113. gününü tamamlayarak, bir yapay kalple en uzun yaşayan insan unvanını aldı. Yapay kalp takılan ilk insan olan Barny Clark, 112 gün yaşatılabilmişti. Schroeder'in sağhk durumunun iyi olduğu ve dün ailesiyle birlikte televizyon seyrettiği bildiriliyor. Humana Hastanesi yetküileri, yapay kalp takılan uçuncu hasta olan Murray Haydon'un durumunun da istikrarlı olduğunu belirttiler. ABD yönetimi Sovyetler'e kızdı Shultz: "Karpov, silahsızlanma gizlilik ilkesini çiğniyor." UASHINGTON, (ANKA) Birleşik Amerika yönetimi, Cenevre görüşmelerini yuruten Sovyet Heyeti Başkanı Victor Kerpov'un iki gun önce Sovyet televizyonunda yayımlanan açıklamasını eleştirdi. Dışişleri Bakanı George Shultz, Victor Karpov'un "Sanki Amerikalılar Cenevre'ye görüşmeye değil sadece vıldız savaşlan konusunda bize ders verme>e geldiler" yolundaki sözlerini kmadı. George Shultz, Sovyet baş görüşmecinin bu açıklamayla "tarafların uyulması gereken gizlilik ilkesini çığnediğin i " söyledi. Shultz, aynca Sovyetler Birliği'nce Cenevre göruşmelerinin "propaganda aracı" olarak kullanılmaması konusunda uyarıda bulundu. Gözlemciler, gerek Karpov 'un açıklamasını, gerekse Shultz'un tepkisini Cenevre göruşmelerinin görüşmelehnde Alfonsin ABD'de Arjantin Cumhurbaşkanı Raul Alfonsin, resmi bir ziyarette bulunmak üzere Birleşik Amerika'ya gitti. îngiliz BBC radyosunun haberine göre, Alfonsin Birleşik Amerika 'da ülkesinin demokrusi ve dış borç sorunlanna çö'züm arayacak. Arjantin 'de demokrasinin tam anlamıyla yerleşmesi için Birleşik Amerika 'nın desteğini isteyeceği belirtilen Alfonsin, aynca dış borç yükünün hafifletilmesi için de Hashington '• un arabulucuüık yapmasını isteyecek. (ANKA) çok çekişmeli geçeceğinın bir gostergesi olarak kabul ediyorlar. Bilindiği gibi, 15 ayhk bir aradan sonra 12 martta yeniden başlayan Cene\re görüşmelerinde heyetler, orta menzilli nükleer silahlar, stratejik silahlar ve uzay silahları olmak üzere, üç ayrı konuda goruşmeler yapıyorlar. Göruşmelerin en " z o r " bölümünü oluşturan uzay silahlan (Yıldızlar Savaşı) konusunda anlaşmaya varılma olasıhğı az gorunuyor. Sovyetler Birliği orta ve uzun menzilli nukleer silahlar konusunda bir anlaşma olabilmesi için Yıldızlar Savaşı konusunda da anlaşmayı şart koşuyorlar. Moskova, Yıldızlar Savaşı'nın yasaklanmasını istiyor. ABD ise, üç konu arasında bir bağlantı olmadığını ileri surerek, Yıldızlar Savaşı'nı pazarhk konusu yapmayı kabul etmiyor. gecen hafta çıkan kasırga büyük hasara yol açü. Kasırgada 2 kişi oldu, 40 kişi de yaralandı. Bir kamyonetin uzerine yıkılan ağaç, kasırganm şiddeti hakkında iyi flkir veriyor. u n l ü Venedik BOCHUM'DA YARGILAMA ~ Newsweek7/ı Avrupa grevlerini değerlendirmesi: Batı Avrupada sendîkaların gücü azalıyor Dış Haberler Servisi Batı Avrupa ulkeleri için 1984 yılı ve bu yılın ilk iki ayı grevler dönemi oldu. "Newsweek" dergisine gÖTe bu grevlerin tümünün işçiler hiç bir şey elde edemeden, sonuçsuz şekilde sona ermesi, Batı Avrupa'daki sendikalann güçlerinin azaldığınm gostergesi. Fransa'da hükumetin endüstri alanında yapmayı tasarladığı değişiklikler, işçilerin yoğun protesto gösterileri karşısında büyük ölçüde aksadı. Ancak bu protestolar grevd işçilerin işten atılmasıru ve grevden kayıph çıkanın işçiler olmasını önleyemedi. Hollanda'da ücretlerinin artması istemiyle greve giden devlet memurları, iki ay sonra tek bir kazanç sağlayamadan işlerinin başına döndüler. Federal Almanya'da onbinlerce işçi, "35 saat" sloganı altında, 40 saatlik haftalık çalışma sürelerinin 5 saat azaltılması için grev duzenledi. Bu grev, çalışma süresinin haftada ancak 1,5 saat azaltılmasıyla sonuçlandı. Londralı bir ekonomiste gore " Avrupalı sendikalann gücü azalırken işverenler gittikçe daha güçlü bir konuma gelijor." "Nevvsvveek" dergisine göre Avrupa'daki işçi hareketinin bozguna uğraması, çeşitli ülke Yalçın Özbey: IpekçVyi ben öldünmedun Federal Almanya'nın Bochum kentinde yargılanan Yalçın özbey ilk ifadesinde, tpekçi'yi öldürdüğü şeklindeki beyanları hakkında "Şaka yaptım" dedi. BOCHUM, (a.a.) Abdi İpekçi'nin öldurülmesi olayına karışan Yalçın Özbey 'in sahtecilik ve dolandıncılıktan yargılanmasına Federal Almanya'nın Bochum kentinde dün başlandı. 1979 yılından beri bulunduğu Federal Almanya'dan yaklaşık 15 gun önce Hollanda'ya kaçan ve Almanya'ya geri dönerken sınır polisince yakalanarak tutuklanan Özbe>' duruşmada çelişkili ifadeler verdi. Özbej' Ağca'nın en yakın arkadaşı olmasından ötürü sürekli rahatsız edüdiğini söyledi. Yargıcın, yakalandığı zaman verdiği ifadeyi hatırlatması üzerine, "İpekçi'yi oldürmediğini" öne sürdu, "Polis arabamda bazı evraklar buldu, onun için şaka yaptım" dedi. İşte son gelişmelerdeki kaygılar bu nedenlerden doğuyor. 14 yıla mahkum NeoNazi intihar etti Walther Kesel adında 23 yaşındaki NeoNazi, 14 yıla mahkum olunca, hapishanede kemeri ile kendini astı. Walter Kesel, beş NeoNazi ile birlikte, Frankfurt'ta Amerikan askerlerint çeşitli saldırılar düzenlemek, sabotajlarda buhınmak suçu ile yargılanmış ve önceki gün 14 yıı hapse mahkum edilmişti. (a.a.) Ccırrington: TürkYunan Uişkilerinde tarafdeğiliz LONDRA, (a.a.) NATO Genel Sekreteri Lord Carrington, Türkiye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazhklarda ne kendisinin, ne de bir başka NATO ülkesinin arabulucu rolü oynayamayacağını belirterek, "Türkiye ile Yunanistan bu tarihi anlaşmazlıklannı, bir masaya oturarak kendi aralannda çözümlemelidirler" dedi. Lord Carrington, Londrada'ki yabanc\ gazeteciler derneğinde yaptığı basın toplantısında, Türkiye ile Yunanistan arasındaki aıüaşmazhğın çok ciddi olduğunu ve NATO içinde derin kaygılara yol açtığını söyledi. NATO Genel Sekreteri Lord Carrington, Anadolu Ajansı muhabirinin konuya ilişkin sorusuna verdiği cevapta şöyle dedi: "Dogu Akdeniz'deki mevcut durum, kanımca çok ciddidir ve endişe vericidir." Türkiye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlıkta, tarafsız olarak kalmanın çok güç olduğunu belirten NATO Genel Sekreteri Lord Carrington, şunları söyledi: "Türkiye ile Yunanistan arasındaki sonınlarda diğer ülkeler kendilerini tarafsız olarak göriirlerse, bu soruna yardımcı olabilirler. Ancak tarafsız olmada da bazı güçlükler vardır. Siz kendinizi tarafsız olarak görseniz bile, bu iki ülkeden biri mutlaka arabulucu ülkeyi kendi aleyhinde, anlaşmazlıgı olan ülkenin lehinde davranıyormuş gibi görür." Kıbrıs Rum yönetimi bir KGB ajanını smır dışı etti Kıbrıs Rum yönetiminin, Sovyetler Birliği'nin Lefkoşe Büyükelçiliği'nde diplomatik statü ile görev yapan bir KGB ajanını sınır dışı ettiği bildirildi. Lefkoşe 'de yayımlanan Alithia adındaki Rum gazetesinin bugün verdiği bir habere göre, arahk ayında bir Rum polisinden gizli belgeler aarken yakalanan bu kişi, birkaç gün sonra sınır dışı edildi. (a.a.) 35 SAA T GREY'LERl Federal Almanya'da binlerce işçi, geçen 35 saate indirilmesi için grevler duzenledi. lerde greve giden kömür işçıleri ateşli bir şekilde savunmuştu. sendikalannın aralarında daya Ancak Fransız kömür işçileri • sendikalan o kadar yoksuldu ki, mşma kuramamalarından kaynaklamyor. Federal Almanya"kendi grevleri bile daha bir kaç nın en büyük sendikası 'Deutshafta geçmeden son buldu. İncher Gewerkschaftbund", İngi giltere'de bir yıla yakın süre deliz grevci maden işçilerinin aile vam eden maden işçileri gre\inin lerine mali destekte bulunmuş, kamuoyunu olumsuz yönde etancak "İngiliz Maden tşçileri kilediği ve Ingilizlerin çoğunun Sendikası" ve sendikanln lideri Scargill'in inatçılığından, BaşbaArthur Scargill'le arasına ihtikan Margaret Thatcher'ın da kayatlı şekilde mesafe koymuştu. tılıiından bıktığı belirtiliyor. Fransa'daki solcu sendikalar, fşten çıkanlma korkusunun İngiliz maden işçilerinin grevini da Avrupa'daki grevci işçilerin yıl 40 saattik çalışma sürelerinin isteklerinde direnmelerini engellediği bildiriliyor. Hollanda. Ingiltere ve Fransa'da sendikalara üye olanların savısının önemli derecede duştüğu kaydediliyor. İşçi hareketinin başansızlığında, bir ülkedeki sendikalann tek bir amaç etrafında birleşememelerınm de rolü olduğu belirtiliyor. Bunun başlıca göstergelerinden biri, lngiltere'deki bir grup maden işçisının hâlâ "kazanana dek savaşmakta kararlı oiduklannı" sövlemesi. YEŞILYURT ŞUBEMİZ PEK YAKINDA HİZMETİNİZDE ANKARA GIDATİC.veSAN.A.S. PAZARLARI ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle