17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ŞUBAT 1985 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 G. Kore'de demokrasi için yürüyüş Güney " Kore'de "askeri diktatörlüğe"karşı çıkan binlerce kişi ile toplum polisi arasında çatışmalar meydana geldi, ve gözyaşartıcı bomba kullanarak göstericileri dağıtan polis, 200'e yakın kisiyi Tutukladı. ABD'nin Pasifik ayağı kayıyor Yeni Zelanda'nın nükleer gemilere izin vermemesinden sonra, Avnstralya Pasifikte MXfüzesi denemelerini desteklemeyeceğini açıkladı. karann bu nedenle değiştirildiği belirtiliyor. Başbakan Havvke Washington'da partisi ve hükümeti içindeki muhalefeti doğrulayarak "Partisi içindeki sol ekibin MX konusunu bir silah olarak kullanmaya başladıklannı" soyledi. Yeni Zelanda ve Avustralya hükümetlerinin kararları iki ülke ve ABD arasmda karşıhkh askeri ve güvenlik işbirliği Anzus anlaşmasını, tarihinin en derin bunalımıyla karşı karşıya getirdi. Dünyanın ekonomik ve askeri merkezinin Pasifık'e kaydığının söylendiği bir dönemde Anzus'un parçalanması özellikle ABD için "hiç istenmeyen" bir gelişme. Yeni Zelanda Başbakanı David Lange'ın bölgenin nükleer silahlardan arındınlması konusundaki kararlı tutumu bu nedenle ABD yönetimini öfkelendiriyor. Lange, Yeni Zelanda topraklarında nükleer silahların bulunmaması halinde ülkesinin bir savaş durumunda Sovyetlerin hedefi olmayacağını belirtiyor. Anzus îttifakı, tarihinin en derin bunahmıyla karşı karşıya Doctoris Honoris Causa SAMtM LÜTFÜ Oxford ülkemizde her yıl Cambridge ile yaptığı geleneksel • kürek yarışmalarıyla ünlü. Oysa, gerek Oxford gerekse Cambridge yüzyılların bırikıminin ürünü olan yüksek eğıtım düzeyleri, sık sık uluslararası alanda sözü edilen başarılı bilimsel araştırmaları, çoğunluğu dalında dünya çapında otoriteler olan öğretim üyeleri, yalnız İngiltere'nın değil, aynı zamanda Avrupa'nın en eskı ve değerhlerı arasında onde gelen kıtaplıkları ve yayıneyjerıyle de farklı bir üne sahıptirler. Oxford Ünıversitesi ingilız dilinde de en önde gelen otorrte olarak kabul edilen bir kurum. Geçen hafta yüzyılların bu ünlü Oxford Üniyersitesi yine pek ünlü bir doktor adayını geri çevirıverdi. Aday, İngittere'nin Başbakanı Margaret Thatcher'dı. Bayan Thatcher ülkenin bu "muhafazakâr" ünıversitesinin onur doktorluğuna (Doctoris Honons Causa) aday gösterılmişti. Bilindiğı gıbi, günümüzde doktor unvanını kazanmanın iki yolu var. Bunlardan birıncısi, bılinen bilimsel çalışma yolu. Doktoriuğun, bilimsel çalışmayadayanmayan.kazanılanunvanın da bilimsel geçerlilıği olmayan ve görunüşte daha kolay ikinci yolu ise, kendı alanında tanınmış kışılerın, özellikle her zaman değılse bıle genetlikle polıtıkacılann, üniversıteler üstünde moral etkınlığı olan saygın kışı ya da kuruluşlar tarafından aday gösterılmesı suretıyle verılen Onur Doktorluğu (Doctoris Honons Causa) prosedürüdur. Söz konusu yöntem, aday gösteren kişi ya da kuruluş ile, unvanı verecek olan kurum arasında daha önce gerekli görüşme ve yoklamalar yapılmış olduğundan, daha çok basit bir formaiitedir. Daha başka bir deyişle Doctoris Honons Causa adaytıkları pek geri çevrilmez. Bu kez öyle olmadı ve İngıltere nin en "muhafazakâr" kurumlarından biri olan Oxford, Muhafazakâr Başbakan Thatcher'dan "onur doktor"u unvanını esirgedi. Acaba Oxford Üniversıtesı neden Bayan Thatcher'a "onur doktor"luğu vermıyor? Açıklanan gerekce, Thatcher yönetiminin devlet bütçesinden bilimsel araştırmaya aynlan fonları süreklı olarak kısması. tum uyarılara karşın bu tutumunda dırenerek, son yıllarda bilimsel araştırmalar alanında yalnız iki süper güç ABD ile Sovyetlerin değil, aynı zamanda Japonya'nın da ardına düşmüş olan ingiltere'nin önde gelen ülkelerle arasındaki uçurumu daha da derınleştirmiş olmasıdır. Yalnızca bu gerekçenin bile Thatcher ile ilgili isteğin geri çevrilmesine rahatlıkla yeteceği söylenebilir. Ne var kı, olay bu nedenle sınırlı kalmıyor. Margaret Thatcher ışbaşına geldiğınden bu yana ekonomik alanda Friedmancı, monetarist polıtıkayı uygulamaya çabalarken, İngilız Muhafazakâr Partıst'nın yüzyıllann deneyimı sonunda gelıştinp oluşturduğu, görecelı ılımlı politıkayı da bir yana ıterek hızla sağ kanadın sağ ucuna doğru kaymaya başlamış bulunmaktadır. Söz konusu yönelişın, Muhafazakâr Partiyı de, ona yandaş birçok kuruluşu da tedirgin ettığıni belirtmek gerek. Thatcher'ın Friedmancı, monetarist ekonomik uygulamasıyla atbaşı gıden vahşi sağ polıtıkasının, yerleşmiş İngilız demokrasısinın kurumlarını sarsması, hiç değilse oyunun kurallarını zorlaması bakımından tutucu kuruluşlan da tedirgin etmesi doğaldır. Demir Leydi, kendine bu ünü kazandıran tutumuyia geleneksel tutucu kalıpları da kırarken, ıp üstünde yürümektedır. Bugüne dek çeşitli ve bir daha bir araya gelmesı güç etkenlenn birleşimiyie kamuoyunun tam bir seçim bozgununa yol açabilecek tepkisinden yakayı sıyırabilmiş olan Bayan Thatcher'ın şansının bundan sonra da aynı derecede yaver gıdeceğı kolayca söyienemez. Bu arada Thatcher polıtıkasının İngilız siyaset sahnesınde kutuplaşmaları keskınleştırmek yoluyla demokratik kurumların yaranna gelışmedığı, demokrasiyi daha da gelıştırmek bir yana onun geleceği konusunda ciddi endışeler yaratıcı bir doğru Ituda ilerledığini de belirtmek gerek. İşte Thatcher'ın Oxford'dan Doctoris Honoris Causa (Onur doktorluğu = fahri doktorluk) unvanını alamamasının öbür nedenleri de bunlardır. ». ntfiu Oxford'u bu kararı dolayısıyla eleştırecek olanların kendilVrine fazla yandaş bulabileceklerı de söyienemez. Gerçekten de, pek kolay elde edilır gibi gorünen fahrı ya da onur doktorluğu unvanı için, kişioğlunun bilimsel araştırması olmasa bile, bilıme dolaylı da olsa katkıda bulunması gereklidir. Söz konusu olan katkı ise ya bilimsel araştırma olanaklannı arttırıcı parasal bir katılım bıçiminde gerçekleşecektır, ya da bilimin rahatça filizlemp boy atacağı özgürlük ortamının yaratılma veya sınırlarının genişletilip geliştırilmesi biçimınde olacaktır. Bayan Thatcher'ın politikası bu iki katkıyı da sağlayacak nitelıkte olmadığına göre Oxford'un ona fahrı doktor unvanını vermemesine de şaşırmamak gerek. BangladeşHe sıkıyönetimi protesto yürüyüşü AzerbaycarCda gizli dini kitap şebekesi yukalandı WASHINGTON (Ajanslar) Pasifık'in 33 yıllık Anzus anlaşması büyük bir krizle karşı karşıya. Yeni Zelanda'nın Amerikan nükleer gemilerine limanBangladeş'in Başkenti Dakka' lanna giriş izni vermemesiyle orda 500 avukat, "Sıkıyönetimin taya çıkan bunalım, Avustralya derhal kaldınlması'' isteğiyle bir hükümetinin ABD'ye MX füze yürüyüş düzenledi. Ülkede, sıkı denemeleri için verdiği desteği yönetimi protesto eden 13 bin çekmesiyle yeni bir boyııt kazanavukat, 20 ocaktan bu yana dı. mahkemeleri boykot ediyor. Anzus askeri ittifakının geleceği Washington'da Avustralya Başbakanı Bob Hawke ile ABD Başkanı Ronald Reagan arasında göruşülüyor. Hawke'nin Reagan ve ABD Savunma Bakanı Sovyet A zerbaycan 'ında Islarhi Casper Weinberger ile yaptığı görüşmelerde gergin havayı yuyetle ilgili kitap basan ve dağımuşatmaya çalışacağı belirtilitan bir grubun ortaya çıkanldıyor. ğı bildirildi. Azerbaycan Komünist Partisi yayut organında yer akm bir habere gort dört yü içinde 36 milyon lira değerinde dini kitap dağıtan grubun üyeleri, 4 üe7 yıl arasmda hapis cezalanna çarptınldı. Kitaplar Azerbaycan Petrol Bakanhğı Matbaası '• nda basüıyordu. (a.a.) Bob Hatvke Partisindeki sol muhalefete boyun eğdu Avustralya'nın bir yandan Washington'da ittifakın dağılmasını engellemek için çaba gösterirken, bir yandan ABD'ye Pasifık'te yapacağı MX füzesi denemelerinde yardımcı olmayacağını açıklaması, muhalefetin buyük tepkisine bağlanıyor. Avustralya muhalefeti Yeni Zelanda hükümetinin nükleer gemilerin limanlanna girişine izin verme Ronald Reagan: Amerika'nın dünyadaki askeri ağı delindi. mekte kararlı davranmasından sonra Bob Hawke hükümetinin de nükleer silahlar aleyhinde benzer bir tutum takınmasım istemişti. Havvke MX denemelerine yardım kararından vazgeçildiği haberini Washington'da "acil" telefon konuşmalarından sonra verdi. Avustralya'da Havvke'nin Işçi Partisi içinde büyük bir muhalefetin başladığı, Thatcher: Halk istemezse Cebelitarıkh vermeyiz LONDRA (AP) Ingiltere ile Ispanya arasında Cebelitarık'ın gelecekteki statüsu konusundaki görüşmeler başlarken, Başbakan Margaret Thatcher, parlamentoda yaptığı konuşmada, Cebelitank halkının rızası olmadan, sömürgeyi Ispanya'ya terketmeyeceklerini söyledi. Thatcher, şöyle dedi: "Cebelitank'ta yaşayanlar demokratik ve ozgür biçimde isteklerini açıklamadan, bureyı tspanya'ya terketmeyecegiz." 1704'ten beri bir lngiliz sömürgesi olan Cebelitank'ta 1967 vılında yapılan halkoylamasında çoğunluk, lngiliz hükumranlığı altında kalmayı istemişti. Oylamada 44'e karşı 12 bin 138 kişi, lngiliz yönetıminde kaJmak istemişti. Spiros Kipriyunu: Erken seçim yok STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunan yejkilileriyle görüşmek üzcre Atina'da bulunan Kıbns Rum Yönetimi lideri Spiros Kipriyanu, parlamentoda çoğunluğu oluşturan komUnist AKEL ve Muhafazakâr DHSY partilerinin kendisini istifaya çağırması yüzünden Kıbns Rum kesiminde erken seçime gidilmesinin sözkonusu olmadıLefkoşe'de bir basın toplantısı ğını açıkladı. düzenleyen KKTC CumhurbaşYabancı gazetecilerin katıldı kanı Rauf Denktaş ise Kipriyağı bir basın toplantısında Kipri nu'yu "kendi halkının çıkariayanu, Kıbns Rum kesiminde sec nndan çokYuııanLstan'ın uJedigi menlerin yıizde 67'sini temsil stratejiye hizmet etme amacıyla eden AKEL ve DHSY'nin Kip New York zirvesinden kaçmış riyanu'yu New York zirvesinde olmakla" suçladı. Denktaş, bunön anlaşma taslağını imzaJama dan sonraki hanrhklann başansı dığı için eleştirmelerine ilişkin için yanlış yorumlara yol açmasorulan yanıtlarken, şöyle ko yacak yeni bir taslağın hazırlannuştu: "Bu anlaşmazlıklardan ması gerektiğini belirtti. dolayı Kıbns'ta erken seçime gidilmesi sözkonusu degüdir. Kıbns Cumhuriyeti'nde pariamenter değil, başkanlık sistemi geçerlidir. Demokratik ilkeler çerçevesinde göruş ve taktik aynlıklan olabilir. Ancak Sayın Denktaş ön anlaşma taslağını imzalamak istiyor, diye de Kıbns'ta erken seçime gidilmesi gıüünçtür." Rıza Pehlevi: îran'da Türkiye modeli laik hjir yönetim kuracağız Şah'ın oğlu Rıza Pehlevi, "Humeyni 'yi devirip Türkiye modeli laik bir yönetimle iktidara geleceğiz" dedi. Şah 'ın son başbakanı Şahbur Bahtiyar ile birlikte Paris'te çalışmalanm sürduren Rıza Pehlevi, Paris'te çıkan Şah yanlısı "Kıyım " gazetesine verdiği demeçte, şöylf konuştu: "Ergeç mollalardan yaptıklannın hesabı sorulacaktır. 4 yü 6 aydan beri Irakla anlamını bilemediğimiz bir savaş içindeyiz. Küçük çocuklan cepheye göndererek, savas kazanmaya çahsan bugünkü yönetime bütün Iran halkı karşıdır.'' (AP) tsrail^ FilistinHleri taradı: 9 yarah Dış Haberler Semsi Lübnan'ın güneyindeki Sur kenti yakınında tsrail birlikleri tarafından kuşatılarak arama yapılan bir Filistin mülteci kampı ve çevresinde çauşmalar meydana geldiği bildirildi. Lübnan'ın güneyindeki Sur kentine 3 km uzaklıktaki BulşEl Smeli mülteci kampında, dün sabah arama sırasında çıkan çatışmada, 9 kişinin yaralandığı öğrenildi. BeyTut radyosu da Israil helikopterlerinin önceki gece kamp yakınlannda bulunan Şii Emel örgütüne ait bir teknik okula makineli tufek atışı açtığmı haber verdi. Radyo 30 kişinin yaralandığı ölaydan sonra çok sayıda öğrencinin tutuklandığını belirtti. Wn\a<tn Sendikası tatil köyünde kayak yapıyor. Polonyaideri Lech gizli polisince oldürülen rahip Popieluszko davası sürerken, Dayanışma liderinin hayli suskun kaldığı dikkati çekiyor. Devlet Başkanı General Jaruzelski'nin Gdansk tersanelerine geçen ay yaptığı ziyaret sırasında yetkililerce "zorunlu izne" aynlan Walesa, rahip davasmda konuşmaması için büyük baskt altında bulunuyor. (Telefoto: AP/a.a.) n aıesa laıııae tntiliit> Polonya'mn yasadışı Dayanışma ı »aiesa, bir LEFKOŞE (AP) Tahran'da yasadışı "Halkın Mücahitleri" örgütünün giriştiği saldırılarda iki kişinin öldüğu, 3 kişinin yaralandığı bildirildi. Saldırılardan önce New York'tan bir açıklama yapan Halkın Mücahitleri örgütü, Iran'da Humeyni rejimine karşı yeni bir saldın kampanyasına girişeceğini ilan etti. Bu arada, Federal Almanyanın Frankfurt kentinde Iran'ın "Meüi" bankasının şubesine yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucu 15 kişi yaralandı. Olaydan sonra Alman Haber Ajansı DPA'nm bürosuna telefon eden bir kişi bu saldırıyı, "tnuı İmparatoriuk Monaışisi Fedaileri" adh bir örgüt adına üstlendi. Genel olarak "tslami Sosyalizm"i savunan "Halkın Mücahiüeri" adlı gerilla örgütü, 1979'da Iran devrimi sırasında yasal faaliyet gösterdikten sonra yasaklanmış ve yönetime karşı giriştiği kanlı terör eylemleri döneminde şiddetle bastınlmıştı. Tahran'da saldırılarda 2 ölü lider ligini sürdürüyor,.. en iyisini,en iyi sartlarla sundialıni HİNDİSTAN^DAKİ CASUSLUK SKANDALI Doğu Alman ve Polonyah diplomatlar kovuldu Dış Haberler Servisi Hindistan'daki casusluk skandaîmın bo^tları giderek genişliyor. BBC Radyosu, olaya adı kanşan Doğu Alman ve Polonyah diplomatlann Yeni Delhi hükümeti tarafından sınır dışı edildiğini bildirdi. a.a. ajansının haberine göre ise, olaya adı kanşan bir Sovyet diplomatı da sınır dışı edildi. Hindistan'da yayımlanan yüksek tirajlı "tndian Express" gazetesı, sosyalist ulkelerin büyükelçiliklerinde çalışan ve olaya kanşan tum diplomatlann Hindistan'dan ayrıldıklarını belirtti. Sovyet Büyükelçiliği ve Hindistan Dışışleri Bakanlığı gazetenin haberi ile ilgili olarak açıklama yapmadı. Bu arada, hukumet görevlisi ve işadamı olarak casusluk suçlarnasıyla tutuklananların sayısının 200'ü aştığı belirtiliyor. Casusluk skandalı ortaya ilk çıktığı zaman, dört üst düzey kamu görevlisi, üç de önde gelen işadamı tutuklanmıştı. HAFtZE ÇARDAK ile ABDULLAH ÜIVVER evlendiler. Samsun 27.1.1985 TIMEB Olf/STAHO «1 VTCR1OPS • Kabiosuz uzaktan kumandalı y PALSECAM j BETA sistem sanyo Sanyo Orunteft Turtclye G«nel Dtetribütörü ELPA Sanayı Uamollerı Pazarlama ve Tıcare) A Ş Cumnurıyel Bulvarı 2I2/1 IZMIR T Ö 2 1 7 8 48 2 1 7 8 0 7 2 1 6 8 6 4 2 1 6 8 40 Z3ı5OOpesin*35.OOOtaksit*10ayvade Marmara Bölge»! Dtetribülörü 3uro ve Muzık Sıstemlerı Tıcaret A S Abueı Hurrıyel Cad Hacıonbaşılar Iş Merkea Kat 5 Ş<şlılstanbul T e M 4 6 1036 146 1037 148 52 81 SANYO ınrten TuKıyedeESlz™ BeMra*SaıayıveTcareiAS C4İ &&>«sSer«teLra*nekte<* "AıaıurK Buivan 223/ 9 KavaklıdereAMKARA Tel 26 99 20 Vbrdun dört bir köşesine yayılmış 2000 SANYO satosınclan birine gelin, LİDERh sağladğı buavantajdan yararlanın. Gecikmeden. Merhaba Vasamak "CÜZZAMOAN KORKMAYtNIZ CÜZZAM KOLAY BULAŞMAZ.' CÜZZAML* S HSKOtS7OKOB
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle