17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 HABERLERİN DEVAMI 14 ŞUBAT 1985 ANKARA'dan YJIÇIN DOOAH (Baştarafı 1. Sayfada) HP Genel Başkam'nm Başbakan Turgut özal ile MDP Başkanı Turgut Sunalp 'e afla ilgili yazdığı mektubun zamanlaması bize ilginç geldi. Çünkü, mektubun yazümasına ilişkin zamanlama af konusunda en üst düzeyde "nasıl bir görüş bulunduğuna" ilişkin önemli ipuçlan veriyor. Son on günü geriye dönüp şöyle bir değerlendirirsek, afla ilgili en üst düzeyde "olumlu bir havantn varhğım" görebiiiriz. Geçen hafta içinde HP Genel Başkanı Calp ile MDP Başkanı Sunalp Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafmdan aylık olağan görüşme için Çankaya 'ya davet edildi. Bu görüşmeden hemen sonra HP Grup Başkanvekili Onurai Seref Bozkurt'un bir açıklaması dikkat çekti. Bozkurt açıklamasında' 'Millet MecKsi 'nde bulunan üç siyasal parti bir araya gelmeli ve af için bir yasa tasansı hazırlamah" dedi. Cumhurbaşkanı ile Calp'in görüşmesinin hemen ardından böyle bir açıklama yapılması, açıktır ki, afla ilgili Çankaya'da "olumlu bir havanın varlıjtına" işarettir. Türk asıllı bir Bulgar askeri Yunanistarfa sıgındı STELYO BERBERAKİS ATİNA Türk asıllı bir Bulgar askeri Yunanistan'dan siyasi sığınma hakkı istedi. Ahmet Hüseyinof (21) adlı Ttjrk asıllı bir Bulgar askeri, önceki gün Bulgar sınınnı aşarak Yunan makamlarından siyasi sığınma hakkı istedi. Yunanistan ile Bulgaristan'ın sınır oluşturduğu Rodoplar bölgesinde sınır nöbetçisi olduğu açıklanan Ahmet HnseyinoFun teslim olduğu Yunan makamlarına, "Bulgaristan'daki rejime karsı geidlği, bu nedenle Yunanistan'dan sıgınma hakkı istedigi" açıklandı. Ancak Yunan basını, Ahmet Hüseyinofun Bulgaristan'ın bölgedeki Türk azınlığı ile olan anlaşmazlıklardan Yunanistan'a kaçmış olabileceği üzerinde duruyor. Alınan bilgilere göre, Yunan makamlan olayı Dışişleri Bakanlığı'na bildirecek. Ahmet Hüseyinof haklonda olumsuz bir hüküm çıkmazsa, Atina'nın 70 km. doğusundaki "Lavriyon göçmenler kampına" teslim edilecek. Belediye (Baştarafı 1. Sayfada) meyen tstanbullnlar"dan özür dilerken, "meteoroloji yuznnden gafil avlandıklanm" söyledi. "Özür dileyen" Belediye Başkam, "Sabah saat 06'ya dognı yağan kar Istanbul'u ve İETT'yi ga/il avladı. Meteorolojinin hava tahminini dognı yapamamasının acısını tstanbullular çekti. Meteorolojinin yanlış tahmin yapması yuznnden sabah saatlerinde aracını kullanamayan ve işine zamanında gidemeyen bütün hemşebrilerimden özür dikrim" dedi. Dün "ansızın gden" karla şaşkına dönen Istanbul'un bir daha "gafıl avlanmaması" için Belediye "Kötu Hava ŞartJan Kontrol Merkezi"adlı bir servis açtı. Bu servis "hayatı etkileyen yagV larda çauşmalan tek elden yüriitecek." Numaralan da 528 28 48 526 21 00 520 89 10. Istanbul'da hava sıcakhğı 17 derece birden düştü ve kentte sıfırın altında eksi 45 derece ile son iki yılın en soğuk günü yaşandı. Balkanlar üzerinden gelen soğuk hava gece yansından sonra Trakya bölgesini etkisi altına aldı. tstanbul'da sabah saat O5.OO'te başlayan yağmur, yerini kısa sürede lapa lapa yağan kara bıraktı. Sıcakhğın sıfınn altına düşmesi ile buzlanan yollar, gün aydınlanıncaya kadar karla kaplandı. Kar yağışı saat 09.00'dan sonra yerini buz parçası ile kanşmış "kırç" denen yağışa bıraktı. Rüzgânn da etkisi ile bu yağış, yollarda yürümeye çaüşan Istanbullulann yüzünü adeta "iğneledi. " Şubatın ortasında "karakış"lığıru gösteren hava, tstanbul'da şöyle bir görüntü yarattı: Trafık, tam anlamıyla "felç" oldu. lETT'nin haz'rlıksızhğı onbinlerce Istanbulluyu yolda bıraktı. özel otomobil sahiplerinden, trafiğe çıkmaya "cesaret" edenler, zincir takmadıklan için yollann tıkanmasına neden oldular. Taksiler, müşteri almak yerine bir köşede beklemeyi yeğlediler. Taksilerde, "taksünetre" yerine "özel pazarlık" sistemi geçerli oldu. Duraklar, umutsuzca otobüs bekleyerj yolcularla dolup taştı. Sefere çıkabilen İETT otobüslerine arka kapıdan da binildi. Küçükçekmece'de oturanlar, bulabildikleri otobüsle Aksaray'a 2 saatte gelebilirken Göztepe'de oturanlar da yürüyerek Kadıköy'e 2 saatte indiler. Yürüyenler için en büyük "eğlence" yolda birbirlerinin üstüne kayan taşıtlan seyretmek oldu. Başta zincirsiz İETT otobüsleri olmak üzere kayan taşıtlann tıkadığı yollarda trafik saatlerce kilitlendi. Boğaziçi Köpriisü'nden de uzun bekleyişler sonunda geçilebildi.. Sabah saatlerinde şehir hatlan vapurlan seferlerini normal yapamadı. Yoğun kar yağışı görüşü engellediği için, vapurlar ağır yolla ve sürekli düdük çalarak 20 dakikalık Kadıköy Karaköy arasını yanm saatten fazla sürede alabildiler. Istanbul Belediyesi "Istanbul'a kar yagdığını" öğle saatlerine doğru "fark etti". Sabah saatlerinde ortalıkta görülmeyen belediye ekipleri daha sonra yolara çıkarak caddelere tuz ve komür döktüler. TRT de kar yağışından geç haberdar oldu. Istanbul Radyosu saat 10.00'a kadar kardan söz etmedi, yol durumuna ilişkin haber vermedi. İşine gidemeyen Istanbullulann yanı sıra, oğrenciler de yollarda perişan oldu. öğretmenlerin de gelemediği okullanna ulaşabilen oğrenciler, saat 10.00'da okullann iki gün tatil edildiğini öğrendiler. tlk ve orta dereceli okullar için tatil karan alınırken, üniversitelerdeki sınavlar iptal edildi, İTÜ'de sınavlar, 18 şubatta yapılacagı bildirildi, okullann tatil kararı 10 haberlerinde verilirken, Istanbul Radyosu yine, ne vapur seferlerinden ne de Boğaziçi Köprüsü'nün durumundan söz etti. Yoğun kar yağışı sonunda karla kaplanan Yeşilköy Havaalanı trafiğe kapandı. Kardan demiryolu da etkilendi ve banliyö seferleri ile şehirlerarası seferler gecikmeli olarak yapılabildi. İstanbul'daki hastanelerin ortopedi polikliniklerine dün 30 kadar yurttaş "karzede" olarak geldi. Karda düşerek yaralananlarda kol, bacak, el ve ayak bileği kırıklan ile zedelenmeler saptandı. Kentte 25 hasarh, üç de yaralanrnalı trafik kazası meydana geldi. Kars'tan babasının cenazesini kaldırmak için Istanbul'a gelen işadamı Ozcan Inan (51), Londra asfaltı üzerinde, özel otosunun lastiklerine zincir takarken öldü. Istanbul'da kar kahnlığı 3, yüksek semtlerde ise 7 santimi buldu. Trakya bölgesinde karla birlikte gelen soğuk hava tüm yaşamı etkiledi. Kırklareli'nde hava sıcakhğı 12 dereceye kadar düştü. Okullar pazartesi gününe kadar tatil edildi. Trakya'da haberleşme ve ulaşım aksarken, birçok yerleşim merkezi elektriksiz kaldı. Izmrr'de iki gün süren lodos bölgedeki seralann yıkılmasına, elektriklerin kesihnesine ve haberleşmenin aksamasına neden olurken Antalya bahardan kalma günler yaşıyor. Dün Antalya'da hava sıcakhğı 18 derece oldu. POLTITKA VE OTESI MEHMED KEMAL 150'liklerin Öyküsü... 150'likler" aslında 150 kişi değil; bir 300'lük, bir de 600'lük iki defter daha var. Yurt dışına atıfacak ve bir daha yurda giremeyeceklerin listesf de bu kadar değil. Kim paçayı kurtarmış, kim kjme kızıyorsa bu listeye alınması için çaba gösteriyor. Defter, yani defterdeki listeler üstüne Meclisin gizli oturumunda görüşmeler yapılırken her kızan adam, her kızdığı adamı, "Ne alçaktır o, ne namussuzdur o, ne vatan hainidir o!.." diyerek listeye sokmak istiyor. Mondros Antlaşmasını, Sevr Antlaşmasını imzalayanlardan yakayı kurtaranlar, Vahdettin'e eşlik ederek paçayı sıyıranlar kurtuluyorlar. Kurtulamayanlar ise yanıyoriar. 9 Eylül 1922'de Yunan ordusu İzmir'de denize dökülüp şavaşın Mustafa Kemal tarafmdan kazanıldığı anlaşıldığında İstaribul'da bir paniktir başlıyor. Öyle ya şimdiye kadar Anadolu harekâtına karşı çıkmış, padişahın ve işgal ordularının yanında yer almış kişiler ne olacaktır? Hele Ali Kemal'in istanbul1 dan kaçınlarak İzmir'de linç edilmesi haberleri gelince korkanlar soluğu ya İngiliz elçiliğine siğınmada, ya da yurt dışına kaçmada bulmuşlardır. Dost evlenne saklananlar da kurtulamıyorlar, çünkü birkaç gün barınıyorlar, sonra yakayı ele veriyorlar. Sonunda 150'likler üstünde duruluyor. İşin tuhaf yanı, 150'lik listeyi gizli celsede Meclise sunan kabine üyesi Ferit (Tek) daha önce Damat Ferit kabinesinde de bakanlık etmiştir. Bunu kendisi de bildigi için listeyi okur, içine yeni adlar ekierken ter üstüne ter döküyor. Yazar, gazeteci, devlet adamı, politikacı ve bir Osmanlı aydını olan Ali Kemal'in dramı çok hazindir. Atatürk'ün dediği gibi, o zamanlar Anadolu harekâtına her Osmanlı aydını inanmamıştır İnanmadı diye hepsinin dışlanması, bu okumuş yazmış, bgcerili kişilerden yeni iktidann yoksun kalması demektir. Ali Kemal, Nurettin Paşa'nın işgüzarlığı ile sorgusuz sualsiz linç edilmiştir. Lozan Konferansı'na İsmet Paşa, Hasan Saka ile birlikte giden Rıza Nur şöyle anlatır: "Akşam üzeri İzmit'e vardık. Ortalık karanyordu. Nurettin Paşa'nın karargâhı İzmit'te idi. Bizi istasyonda karşıladı. Bir yanında ismet, bir yanında ben gidiyoruz. Ali Kemal'i sordum, "Şimdigörürsünuz" dedi. "Nerede?" diye sordum. Gene, "Şimdi görürsünüz" dedi. Çok tuhaf cevap. Yanımızda Miralay Mojen de var. Fransız albayı. Petrol ile yoğrulup yakılmış kül topları alevlerinin ortasında bir sehpa. Bir adam asılmış, uzun beyaz gömlek giydirilmiş, ^öğsünde bir yazı, "Artin Kemal" yazıiı. Fransız albayı bana, "Oldürdükten sonra mı asmışlar?" diye soruyor Adamdan utandım. Elbette öldürülmüş birini asmâk adiliktir. Yalan söyledim, "Divanı harp karar vermiş, asmışlar" dedim. Bu bir cinayetti. Hem de bunu bir ordu komutanı yapıyordu. Bir kumandanın Türk askerine böyle bir leke sürmesinı bir türlü çekemedim. Bu iş bana pek acı geldi. Sofraya oturduk, baktım, bana anlattığı gibi Fransız subayına da anlatmıyor mu? Hepsini geberttikten sonra astığını söylüyor. Bir de öğünüyor, keyif duyuyor. Hiç olmazsa bu rezaleti yabancılardan sakla! Açtım ağzımı, yumdum gözümü. Dedım ki, "Be Nurettin Paşa.'. Ali Kemal'i buraya Ankara'ya gönderilsin diye yolladılar. Bu bir hukuktur. Ankara'da yargılanacaktı. Orası hükümettır. Sen, hiç hükümet var mı, yok mu önem vermedin. Herifi tut, adamları topla öldürt.. Sen bir kumandansın, bu senin görevin mi? Cellat mısın sen? Bu bir cinayettir. Ankara yargılayacaktı, belki aklanacaktı, belki idam edilecekti. Bunlara mahkeme hüküm verir. Siz burada insan öldüremezsiniz. Siz bir cinayet işlediniz. Hem hukümete başkaldırdınız, hem hükümetin tutuklattığı insani öldürdünüz. Bari böyle çirkin bir cinayeti yabancılardan saklayınız" Bunu sofrada herkesin önünde söyledim, yirmi kişi kadar vardı. Büyüklenerek havalarda uçan Nurettin Paşa kül gibi oldu, hiçbir lakırdı söyleyemedi." 150'likler epeyce yurt dışmda kaldılar. Bunların arasmda askerler, yöneticiler. düşmanla işbirlikçiler bulunduğu gibi, tanınmış yazarlar da vardı. Refik Halıt Karay, Refii Cevat Ulunay, şair Rıza Tevfik. Bunlar yurda döndüler, gazetelerde yazdılar. İlhami Soysal arkadaşım, 150'lıkleri ıncelemiş, bir kıtap yazmış. (3ür yayınlarından çıktı. İlgi duyanlar aynntıları ordan okuyabilirler. f~\ |9 „ • Başbakan Turgut Özal'ın eşiSemra Özal, Bakanlar Autfaşoakan ı urgut uzaıın eşı bemra (Jzal, Bakanlar KuUZCIl Ul yCTÎlCSlruluüyelerinineşlerine dün Devlet Konukevi'nde bir öğle yemeği verdi. Yemekte, Curhhurbaşkant Kenan Evren 'in kızı Şenay Gürvit ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Secdet Üruğ'un eşi Secla Üruğ da bulundular. Bayan Ozal'ın verdiğiyemeğe, bakanlıklann üst düzey yetkililerinin eşleri de katıldılar. (Fotoğraf: a.a.) Bulgaristan için gizli otunım (Baştarafı 1. Sayfada) ruz kaldığı baskılara ve isim değiştirmelere ilişkin haberlerin son zamanlarda büyük yoğunluk kazandığını ve soydaşlanmıza yapılan haksız davranışlar hakkında Türk basınında ve yabancı basında geniş yayınlar yapıldığını anlattı. Türkiye'ye göç etmiş soydaşlanmızın bir kısmının aile veya yakınlannın halen Bulgaristan'da olduğunu ve çeşitli yollarla kendilerine intikal eden haberleri geniş şekilde izlediklerini ve dikkatle üzerinde durduklannı söyleyen Halefoğlu şöyle devam etti: "Bu haberier karşısmda üzüntü duymamak elde degildir. Soydaşlanmızın arzulan hilafına isimlerinin degiştirildiği ve bunun tüm Bulgaristan sathında yayılan bir uygulama olduğu belirtilmektedir. Basın haberlerinde Bulgar kuvvetleri ile Türk asılldar antsındaki çatışmalardan ve hatta ölüm ve yaralanma olaylanndan da söz edilmektedir. Ölüm olavlan basında 40 ile 800 kişi arasmda değişen rakamlarla verilmiştir. Bu konuda bize intikal etmiş resmi bilgiler yoktur. Bulgar resmi ağızlan ise Türklere karşı girisilmiş bir hareket olmadıgını, ismi degiştirilenlerin bu işi kendi nzalanyla yapbklanm, ölüm ve yaralanma olaylanmn doğnı olmadığım belirtmektedirler." Halefoğlu, olaylann geçtiği yerlere gitmek isteyen basın mensuplarına Bulgar makamlannca imkân tanınmadığmı beUrterek, "Bu dunım karşısında ister istemez ateş olmayan yerden duman çıkmaz sözü hatıra gelmektedir" diye konuştu. 22 Ocak 1985'te Bulgaristan'a tatil için gidecek Türk turistlerin rezervasyonlannın iptaline ilişkin bir tnesaj geldiğini de anımsatan bakan, sorunlan diyalog yoluyla çözmeye çalıştıklannı ve meseleye tamamen insani açıdan yaklaştıklarını ifade ile şunları söyledi: "En yüksek düzeyden başlayarak yaptığımız çeşitli girişimlerimizde bu hususu açıklıkla ortaya koyduk. Ankara'da Bulgaristan Büyükelçiliği ve Sofya'da Bulgar makamlan nezdinde birçok teşebbüsler yapümıstır. tlişkilerimizde raenfi istikamette bir tırmanmaya yol açılmasını arzu etmiyoruz. Böyle bir gelişmenin ber iki tarafın da lehine olmayacağını düsünüyoruz. Sogukkanlı tutumumuzun temel nedenlerinden birisi budnr. Hükümetin konuya gereken önemi vermedigi gibi bir düşünceye kapılanlar veya böyle degerlendirmeler yapanlar varsa, büyük bir yanilgı içinde bulunduklannı da açıklamak isterim." HP GRUBUNUN GÖRÜŞLEHP grubu adına konuşan Salib Alcan, Bulgaristan'da Türklere karşı soykınm uygulandığını söyledi. Ateş olmayan yerden duman çıkmayacağına göre bu şikâyetlerde büyük bir gerçek payı bulunduğuna dikkat çeken Alcan, hükümetin tatmin edici resmi bir açıklamada bulunmamasını eleştirdi. Bulgaristan'daki olaylardan öraekler de veren Alcan, özellikle Bulgar Devlet Başkanı Jivkov'un iktidara geçmesinden sonra hortlayan Türk düşmanhğınm kat kat arttığını belirterek "Başta hükümetimiz ve dünya kamuoyu çirkin olaylara daha fazla seyirci kalmamalıdır. Bulgaristan'daki kitlesel soykınma son verilmelidir. Zorla beyin yıkayanlardan adalet mahkemelerinde yaptıklannın hesabı sorulmalı ve zehir saçan yılanın başı ezilmelidir " dedi. Alcan, Birleşmiş Milletler'in derhal olaya el koymasım da istedi. ANAP'IN GÖRÜŞÜ ANAP grubu adına konuşan Eskişehir Milletvekili tsmet Oktay, Bulgaristan'daki TUrk asıllılara uzun süredir baskı yapıldıgını ancak, son günlerde bu durumun dayanılmaz ve insanlık dışı boyutlara ulaştığını söyledi. Bulgaristan'daki Türklerinin isimlerinin Bulgar isimleriyle değiştirildiğini, Türkçe konuşmalarının yasaklandığını anîatan Oktay, BBC'nin son yayınlanna göre son iki hafta içerisinde 200 Türkün öldürüldüğünün anlaşıldığını belirtti. Türklerin yoğun olduğu bölgelerde baskılann artan bir biçimde devam ettiğini ifade eden Oktay, "Bulgar yetkilileri bu konuda herhangi bir yorum yapmaktan kaçınmaktadıriar. Türk ırkının imhası yolunda çok ciddi tedbirler uygulanmaktadır. Bu yeni bir siyonizmin başlangıcıdır. MarksistLeninist ideolojiyi savunan Bulgaristan kendi anavasasını da inkâr etmektedir" dedi. Oktay, konunun Cumhurbaşkam, Başbakan, Meclis Başkanı'na iletildiğini, genel görüşme isteklerine katıldıklannı sözlerine ekledi. DAYI'NIN KONUŞMASI önerge sahiplerinden ANAP'lı İsmail Dayı, Bulgaristan Türkleri için acil ve uzun vadeli tedbirlerde gecikmemek gerektiğini belirterek, "Devletimizin ve bükümetimizin bu dikkat ve gayret içinde oldugundan şüpbem yok" dedi. Bulgaristan'da Türklere yapılan haksız davranışlan anlatan İsmail Dayı, Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkililerinin bu acil olaylardaki tutumun ve milletvekillerinin ortak hassasiyetini şükranla andığını söyledi. Diğer önergenin sahiplerinden HP'li Yılmaz Hastürk de konuşmasında Bulgaristan'daki Türklere karşı ciddi bir asimilasyon ve jenosit uygulandığını söyledi. Önerge üzerinde MDP grubunun görüşlerini açıklayan Faik Tarımcıoglu Bulgaristan'da Türk asıllı Bulgar vatandaşlarına yöneltilen oîaylann soykınm olduğunu belirterek, "Bize göre Bulgaristan'ın resmen maskesi düşmüştür" dedi. Hükümetin içinde bulunduğu zor durumu bildiklerini anlatan Tanmcıoğlu, meselenin çok nazik ve hassas olduğunu da kaydetti. . Taruncıoğlu Bulgaristan'da "din adına", "ideoloji adına" işlenen cinayetlerle "vahşet", "kan", "znlüm" tabloları yaşandığinı belirterek, şöyle devam etti: "Insanca yaşamak için feryat eden bu günahsız ve masum insanlar yaşadıklan ülkenin devletine mi karşı geldiler, kanunlannı mı çignediler? Suçlan ne? Snç Türk ve Müslüman olmak mı? Bu günahsız ve masum insanlara reva göriilen işkence, toplu baskı, gayri insani ve haysiyet kıncı cezalar, muameleler toplu kıyımlar ne için ve ne adına?" Tanmcıoğlu, "Topluca katletmek, geniş bir arazide bir nevi açık hapistaane hayatı yaşatmak düpedüz faşist, ırkçı ve şovenist baskı ve uygulama degil midir? Bunun bir adı vardır. O da soykınmdır" biçiminde konuştu. Tanmcıoğlu, faşizm ve nazizmin, 1949'dan beri Marksist ve sosyalist olduğunu iddia eden bu küçük komşumuz eliyle hortlayıp hortlamadığını da sordu. Calp'in liderlere gönderdiği mektuptayer alan "Terörvebölücü eylemler dışmda kalan suçlarda bir af yasası çıkartdmasına" Çankaya yeşil ışık yakmakta mıdır? Calp'in yine mektubunda yer verdiği "Düşunce suçlannın af kapsamına ahnması" önerisine de Çankaya olumlu mu yaklaşmaktadır? HP Grup Başkanvekili, BALGÖÇ'ÜN Çankaya görüşmesinden hemen sonra bir demeç vererek son bir ÖNERtSÎ kez daha "havayı koklamtş" ve ardından da Calp önceki gün mektubunu liderlere göndermiştir HP Genel Başkanı 'nın Çankaya'dan böylesine önemli ve duyarlı bir konuda yeşil ışık sezmeden herhangi bir girişimde BURSA (Cumhnriyet) Kıbulunması beklenemez. sa adı BalGöç olan Balkan GöçCalp'in mektubuna partiler menleri Kültür ve Dayaruşma ilk anda nasıl tepki gösterdi? Derneği Başkanı Mümin GenMektubun gönderilmesinden bir çoğlu, Bulgaristan'daki TUrk saat kadar sonraydt, önceki gün azınlığın sorunlarının çözümü meclis kulisinde Sayın Turgut Sunalp'e rastladık. Sayın Sunalp için yeni bir anlaşma yapılma"Daha okumaya vakit bulama sını isteyerek, "Mesele parçalandım, biraz önce geldi ve ben de nuş aileler meselesi değildir" dehemen Meclis Genel Kurulu 'na di. inmek zorunda kaldığım için baGençoğlu, dün düzenledigi kamadım, şimdi gidip okuyaca basın toplantısında göçmen yurtğım, sonra da arkadaşlarla taşlann yaşadığı diğer illerde de değerlendireceğim"dedi. Gaze örgütlenmeye çalıştıklannı söyteci arkadaşlar Meclis Genel Ku ledi. Bulgaristan'daki baskılann rulu'ndan önceki akşam saat soykınma dönüştüğünü öne sü19.00 sıralarında ayrılırken ben ren Gençoğlu, konuşmasmda sozer soruyu Başbakan Sayın runun parçalanmış ailelerden Özal'a yönelttiler. özal, "bana kaynaklanmadığını savunarak, mektup gebnedi" karşılığını ver hükümetin olaya bu açıdan yakdi. Herhalde o saatlerde henüz laşmasını istedi. kendisine ulaşmamıştı. Dünya kamuoyunun ilgisini 'irAf konusunda bundan önce gerek Başbakan özal, gerekse çeken baskı iddialannın sona erAdalet Bakanı Necat Fldent, bir mesi için "soykınma derhal son verilmesi gerekir" diyen Mümin birieriyle çelişen çeşitlı açıkiamalarda bulundular. Ve af bekleyen Gençoğlu, şunJan söyledi: binlerce kişiye olumlu olumsuz "Bulgaristan'daki yakınlanmoralşırınga ettiler. Ama, şimmız için üç istegimiz var: Bundi artık ortada daha net bir dular soykırunın derhaj durdunürum vardır. Calp yazdığı mekması, değiştirilen isinüerin iadetupta "Geün, ortak bir toplantı si, göç konusunun giindeme alıyapalım ve affın çerçevesini narak yeni bir göç anlaşmasının çizelan" diyor. Konu artık ne yapılmasıdır. Bu mesele söylenbirbiriyle çelişen demeçlerle gediği gibi sadece bölünmüş aileçiştirilebilir, ne de ayaküstü açıkler meselesi değildir. Bütun Türk lamalarla. Sayın Özal ile Sayın halkıniD meselesidir. Göç söz Sunalp Sayın Calp'in önerdiği konusu olursa sadece parçalan"af zirvesine" yanıt vermek ve mış aileler degil, tüm Türklerin zirveye katılarak konuyu karaBnlgaristan'dan göç etrnesi gerera bağlamak zorundadırlar. kir." Tüm Türkler Bulgaristariflan göç etmeli Rl Ayakkabı ve yan sanayii ürünlerinin tanıtıldığı 2. Ayakkabı Sanayii Fuarı dün Etap Marmara Oteli'nde açıldı. tstanbul Valisi Nevıat Ayaz 'ın konusmasıyla açdan fuara 34 firma katılıyor. Fuarda ayakkabı fiyatlarıntn 1015 bin lira arasmda değistiği gözienirken, erkek ayakkabılannda 35, bayan ayakkabüannda 70 bin liraya ulaşan fiyatlar dikkati çekti. Ozetle 2. Aynkkabı Sanayii Fuarı Turktş Genel Başkanı Yılmaz, yann toplanacak Türklş Başkanlar Kurulu toplantısında, hükümet ile yapılan zirve toplantısı konusunda bilgi verecek. Bu arada Türktş 'in 2821 sayılı sendikalar yasası ile 2822 sayılt toplusözleşme grev ve lokavt yasalarmda yapılmasmı istediği değişiküklere ilişkin teklifleri, bugün Başbakan Turgut özal'a sunulacak. Türkİş Başkanlar Kurulu toplantısı ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ §IPAL "İki emekli" Soru: 1 9 4 7 Teknik Elemanlar Alınacaktır Bankamız Emlak ve Mimari Işler Müdürlüğü'nde görevlendirilmek üzere YiiksekMakina Möhendisi ve Yüksek Mimarlar aranmaktadır. Adayların • 30 yaşını geçmemiş, • Askerlikle ilişkisi olmayan, • Seyahat edebilir olmalan gerekmektedir. Parasal Haklar: a 75.000.TL. (Brüt) aylık giriş ücreti, b Banka mensuplarının tabi olduğu. yabancı dil sınavını kazananlara brüt, 1. Derece Ingilizce Fransızca Almanca Arapca Digerleri 120.000.TL 30.000.TL 30.000.TL 30.000.TL 20.000.TL 2. Derece 60.000.TL. 15.000.TL 15.000.TL 15.000.TL 15.000.TL 3. Derece 30.000.TL Bağımsız OtomobilJş Sendikası'na göre 27 işçinin daha işine son verildi. Otomobiltş Sendikası 'ndan edinüen bilgiye göre Yenibosna'da kurulu Sanmak Sanayi Makineleri ve Tekmak Teknik Makine A.Ş. ile Bayrampaşa'da kuruluTeknikConta işyerinde toplam 27 işçinin iş yasasının 13. maddesine göre iş akitleri feshedildi. (UBA) 27 işçinin iş akitleri feshedildi tstanbul Hilton Oteli'nde 1984 yüı süresince en fazla konuk bulunduran 17 kuruluşun ödülleri verildi. ÖdüUerin lî'ünü çeşitli şirketler, 3 'ünü seyahat acenteleri birini de ABD tstanbul başkonsolosluğu aldı. tstanbul Turizm, Vitur ve Vip Turizm 'den ohışan üç seyahat acentesinin yam stra ödül alan öteki 13 şirket şunlar: Chase Manhattan Bank, C. ttoh, Mitsui, ENKA, Oto Marsan, Koç Holding, Sumitoma, Maruboni, Citibank, Paşabahçe, Senatör Kalemleri, S.T.F.A., HEMA. Hikon'dan 17 kuruluşa ödül dogumluyum ve 1967 tarihinde SSK'va bağlı olarak çalışmaya başladım. tlk 4 yılda 720 gün prinı ödendiğini saptadım. Tiırkiye genelinde kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlarındışmda ve özel sektorde, özellikle küçük esnaf ve sanatkârlar ile atölye sahipleri yanında çalışan işçilerin doğaldır ki, bunlar sendikasızdır büyük çogunluğu, öyle inanıyonım ki, bu tür prim kayıplarına uğramaktadır. İki tanıdığımdan birisi kamu kuruluşunda 25 yılda 9000 gün prim ödeyerek r o75 oranında üst düzeyden emekli olurken, diğeri özel kunıluşlarda 29 >ılda ancak 5000 gün prim ödeyebildigi için °%60 oranında ve alt düzeyden emekli olabildi. Şimdi her iki emekli de aynı zamanda, aynı mekânda. aynı geçim sıkıntısı içinde biri, diğerinden neden daha az maaş alsın. Ve bazı işverenlerin bilinçli olarak ziyan ettikleri prim günlerinin cezasını işçi neden çeksin? İşçi aleyhine bu tür uygulamalann önüne geçilemez mi? Emekliler arasında, özellikle memur ve işçi ile alt düzey ve üst düzey ayırınüannda daha hakça bir uygulama getirilemez mi? Özel sorulanma gelince: 1 İlk dört yıldan sonra primlerim asgari ücretten tam olarak ödendi. İş krizi nedeniyle işimden çıkartılacagımı ögrendim. İsteğe bağlı sigortalı olursam kaybım ne olur? 2 İsteğe bağlı sigortalı olınam 20 yılda emekli olmamı engeller mi? 3 İsteğe bağlılıkta üst düzeyden prim odemesi var mıdır ve ne kadardır? E. K. İSTANBUL 'Eleman ve malzeme' konulu seminer Yapı Endüstri Merkezi'nce düzenlenen "Turizm yapüannda eleman ve malzeme seçimi konulu seminer merkezin Harbiye 'deki konferans salonunda bugün yapılacak. Seminer nedeniyle düzenlenen teknik sergi de 9 gün süreyle açık kalacak. olmak üzere. aylık yabancı dil tahsisatı, c Yılda dört kez, brüt aylık ücret tutarında ikramiye, d Diğer personellere sağlanan tüm parasal haklar, ödenecektir. Adayların bir fotoğrafıyla birlikte 28.2.1985 tarihine kadar, T. GARANTI BANKASI A.Ş. PERSONEL MÜDÜRLÜGC, ISTİKLÂL CADDESI, MIHCIOGLU HAN, BEYOGLUÎSTANBUL adresine şahsen başvurmaları rica olunur. Müracaatlar gizli tutulacaktır. Cağaloğlu Vı da soygun Cağaloğlu Nuruosmaniye Caddesi'ndeki Gündoğdu Han ile Babıali yokuşundaki Beyhan Han'a dün sabaha karşı giren kimliği beürsiz soyguncular kapılanm kırdıkları 28 işyerinin 6 'smdan yaklaşık 15 milyon lirahk altın, ziynet eşyası ve para alarak kaçtılar. GARANTI BANKASI Yanıt: Sosyal Sigortalar Yasası "Çalıştınlanlar, işe alınmalarıyla, kendiliğinden (sigortalı) olurlar. Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında hak ve yükümleri sigortalının işe alındığı tarihten başlar. Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümunden kaçınılamaz ve vazgeçilemez sözleşmelere, sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamaz." demektedir. Ancak bazı işverenlerce Sosyal Sigortalar Yasası yok sayılmakta ve Yasa'nın tanıdığı sosyal güvencelerden işçüer yararlanamamaktadır. Bu konuda alınan önlemlerin ise yeterli olduğu söylenemez. Yasa tam anlamıyla, kamu kurum ve kuruluşlan ile yasalara saygılı işverenlerce toplam olarak uygulanabilmektedir. Bugün %33,5'ten başlayan işçi ve işveren prim hisseleri, yasalara saygı duymayan işverenlerin ödemedikleri primlerin yükünü de icermektedir. Bu konuya çoğu kez değindik. Gene de değineceğiz. Sorularınıza gelince: 1 İsteğe Bağlı Sigortalı olmanız durumunda bugün için primlerinizin asgari ücretten odenınesi nedeniyle, aynı ucret üzerinden ve yalnızca % 20 oranında Malulluk, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalan primi ödemek durumundasınız. Bunun da parasal karşılığı, Ocak 1985'ten geçerli olarak ayda 5.336 TL.'dir. 2 İsteğe bağlı sigortalı olmanız 20 yılda (kadın sigortalı olarak) emekli olmanızı engellemeyecektir. 3 İsteğe bağlı sigortaya "ödenecek primler, sigortalının, yazılı istekte bulunduğu tarihten önce prim ödediği son takvim yılı içinde elde ettiği ve sigorta primi hesabına esas tutulan kazançlar toplamının prim ödeme gün sayısına bölünmesiyle, bulunacak ortalama günluk kazanca göre ahnır." Sigortah dilerse "takvim yılı başından üç ay önce Kurum'a yazıyla bildinnek şartıyla her yıl" prime esas alınan ücretini %1O oranında arttırabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle