Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HABERLERİN DEVAMI 4 ARALIK 1985 Aynı okulda ayrı oturmayı (Baştarafı I. Sayfada) çeşıtlı kuruluşlan gezdığını, ban kuruluşlan habersız olarak denetledığını dıle getırerek, Izmır Imam Hatıp Lısesi'nde gelışen olayı şöyle anlattr "O denedeme sırasında vaktiyle bana intikal edeo bBgflere daronarak, okul modur vekiline sordum. Dedım ki, burada kız ogrencilerle erkek ogrenciler ayn sınıflarda mı ofcuyor? Soruşumun nedenı. bana ınukal eden bilgı boyleydı. Aynı bına ıçinde ayn «yn sınıflarda tedrisat yapılıyorşekündeydı. Okul Mudur Yardımcısı da bana 'evet öyle dedı. Tabıi bunu tasvip etmem mumkun degildı. Zira bir okul içinde kız ve erkek ogrenciler ayn ayn sınıflarda tednsal yapacak olurtarsa bu, bizim daha ılkokul çaglanndayken yaşadıgımız donemlere döamek olurdn kı, bu tasnp edılemez." Çocukluğu sırasında, tramvavlarda, sınemalarda, okuilarda ve plajlarda kadın ve erkeklenn ayrı olduklanaı belırten Cumhurbaşkanı Kenan Evren, "Bu donemde ve a>nı okul içerisınde teneffuse çıkarken, okula girip çıkarken. beraber oluoacak, derse gınnce ay n sııuflarda otunılacak. Bu tabu ki camno akü" dıye konuştu. USULSÜZLUK VAR Kız ve erkek öğrencılenn ayn okutulmasından valının haberı olması gerektığını bıldıren Cumhurbaşkanı Kenan Evren sözlennı şöyle sürdurdü. "Valiye dedim kı, 'Bunu berum kabul etmera mumkun değıl, neden böyle oldu^' Mudur Vekıli, 'efendım vehler böyle ısıedı deyince benim verdigim direktif, 'Bu Mıllı Eğıtım BakanlığTrun vereceğı dırekufie olur' biçimindrydı. Ertesi gun Vali bana dnrnmu açıkladı. 'Efendım' dedi, 'aynı okulda değıl, kızlar ayrı bır okulda, erkekler ayrı bır okulda okuyorlar' dedi. Bcn de dedim ki, 'ayn a>rı bınalarda olsa olur Nıte kim kız lısesı var, kız meslek lısesı var ama aynı bınada bu durum olursa bunu kabul etmem' dedım. Siz sojlemediniz, ben de bilmiyordum dedim." Cumhurbaşkanı Kenan Evren daha sonra, olayın araştırmasrnı yaptığını, Izmır Imam Hatıp Lısesı'nde usulsüz taşınma olduğunu söyledı Cumhurbaşkanı Kenan Evren şövle konuştu "Bu okulda usulsuz taşınmalar olmuş. 1973 senesınde bu okul aynlmış; kızlar konaktaia bınaya, erkekicr Hatay'da benim gittigim binaya aynlmışlar. Fakat bu aynlış da vaJıligın bilgisınde olmamış. Mılli Egılım Muduru'nun emnvle olmuş. 19T7 stnesıne gelınce valı buna meşnılok kazandırmak ıçın bır emir yayımlamış. 1983'e kadar bo>le devam etmiş. 1983'te (aiebe adedi çoğalmış bu sefer de Vılayet Mıllı Egıtım Muduru'nun emnvle tekrar bırleştiriltaiş. Vıne raliliğia baben yok. Bakanlıkla muhabere devam ederken Mıllı Egitim Muduru emir veriyor 'bırleşsın' demış. Bırleşınce sınıflar 60 kişıye vuksdmış. lmam Hatip Lısderi'nin yönetmeligi 50 kışiden fazutsma cevap venniyor ve çıft tednsala da musaade etmiyor Durum boyleyken. Bakanlıkla muhabereler surerken okul muduru kımseye sormadan binalan tekrar ayınvor. tşte usulsuzluk burada Belkı Mıllı Eğıtım Bakanbgı da taşıyın diyccek. Zaten Bakanlık sonı sonnuş, 1983'ten beri. Okulda bazı eksıkjıkler vamuş, sonradan bunlar gıderilmış. Ancak okuInn muduru boy1« kendı başma okul taşıyamaz.'' "AYNI BİNADA OLMAZ DEDİM" Cumhurbaşkanı Kenan Evren daha sonra, kız ve erkek öğrencılenn ayn bınalarda okumasına karşı olmadığım beJırterek, şöyle dedı "Beaim soylemen istedigim husus bu. Yoksa, ayn okulda tedrisat yspılıyor, kızlar bir okulda, erkekler başka bir okuldaysalar şımdı onu kaldır, bırleşlır Benim kastım bu degıl. Aynı okul ıçensınde ayn ayn sınıflarda tednsaı >apılıyorsa. ben bunu lasvıp etmem. Bu doğru degıl, şımdi bu konuyn açıkiığa kavo^lurduk." Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nın kendı oluşturduğu programlar olduğunu ve bazı çaJışmalar yaptığmı, Türkıye'ye ne kadar meslek lısesı, ne kadar normal lıse, ne kadar da lmam Hatıp Lısesı lazım olduğunu planladığını söyledı Evren, bu planın ıhtıyaca göre yapıldığmı vurgula>'arak, "E£er böyle yapmayıp da halkın istegıne bırakacak olursak, o zaman planlama alluükılmaz" dedı Bakanlığın elınde meslek lısesı ya da dığer Iıselerı yapmak ıçın bazı kıstaslar olduğunu belırten Cumhurbaşkanı Evren, 10 bırun altındakı nüfuslu yerlerde meslek lısesı açılmadığını söyledı Evren, Bakanlığın, açtığı okullara laboratuvar, atölye açmak ve öğretmen tayın etmek zorunda olduğunu ve bunun ıçın de planlama gerektığını anlattı Cumhurbaşkanı Evren, "burava bir okul .vaptım. tlla lmam Hatip Lısesı de yapalım" dıyenlenn yanlış düşünduğunü vurgu layarak, "Eger eldekı lmam Hatıp Lıseien ıhtıyaa karşuıyorsa camileIT vetecek kadar imam ve hatip yetıştirebilıvorsa, o zaman ıhtıraç yok demektır MUIı Eğıtım Bakanlıgıınız da zaten bu ısukamette" dıye konuştu 10 derslıklı ve 350öğrencımn okuyacagı 45 mılyona mal olan ılkokulu açan Cumhurbaşkanı Kenan Evren, bu davranışlann desteklenmesı gerekıığını ve Türkıye'de okullaşma oranının önumuzdekı yıllarda yüzde 90'lara çıkacağını söyledı Açıüş törerunde Mıllı Eğıtım Gençlık ve Spor Bakanı Metın Emıroğlu ıle Ankara Valisı Cahıt Bayar da bır konuşma yaparak, vurttaşlann okul acmalanndan duvdukları memnunıvetı dıle getırdıler HalUfi konu alan 'Olay tarnşüdı Papa davasına askıdadır Dozer egemenligı vardır. Ben, Bedrettin D a l e n : Oldukça gerçekçi, tabii bir programdı. ekranda kendısınden 500 bın lıra istediğıŞ e a e r Akyol:Program taraflıydı.Haliç'te,dozeregemenliği var. mi sövleyen şahsı ne gördüm ne de tanınm. Birçok müvekkilimin elinı bfle sıkmaAbdalkadlr Knşin: Sözlerim kesilerek montaj yapılmış. dun. Böyle şeyleT ayaklanna dolanacaknr Uğar Dandar: Programı yayımlamamam için tehdit edildim. Program yapımcısı Uğur Dundar da tstanbul Haber Servisi Telev izyonda öncekj gece yayımlanan Uğur Dundar'ın hazırladığı "HaBç" konulu "CMay" prograrru sonrasında konuyla Ugili çeşitli çevreler degoşik yonımlarda buJunurken, program yapımcısı Uğur Dundar bır açıklama yapaıak bazı şahıslar tarafından tehdit edildigjni söyledı. Otoy programını Belediye Sarayı'nda ızieyen Anakent Beiedıye Başkanı Bedrettin Dalan, programı "oidskça gerçekçi bakhtğuaa" söyledı. Perşembepazan'nda bdedıye ile mahkemelık olan 84 esnafın temsücisı olarak programda yer alan Abdaikadir Kaşin ise, programın "taraflı ve montajUrdaB ibaret" olduğunu belirtirken, Perşembepazan esnafııun avukathğını fistlenen Ş«aer Akyoi da, "Program, HaHç laynmda zulmedenicrie, zufaaafcoşgöstcrneye çahşanlan bettriemiştir" şeklinde konuştu. Taraflar program hakkındakı görüşlerini şöyle belirttiler: Abdnlkadir KUJİB: Bütün söylediklerım kesilmış. Monte edilmış. Ben "Biz Perşembepazan'nı tarihi perspektifi içinde olduğu gibi muhafaza etmek ve beiedjyenia >erecegi teklif projeler çerçevesinde restore etmek ve turizme açmak istiyoruz." demiştım. Lafımın sonu tamamen kesilmış ve sözlerim, "Sadece Perşembepazan'ıu olduğu gibi muhafaza etmek istryoruz" şeklinde yavımlanıp, ardından Halıç'ın pısiığı gosterıldı. Tamamen tek yanü bır yayındı. Bedrettin Dalan: Oldukça gerçekçi, tabıi bir programdı. Perşembepazan'nm kendı pısliklenni gösterdı. Gösterilenler büdiğını kadanyla onlann ışyerlenydi. Şener Akyol: Haliç kenanndakı dttzenlemeyı program ve programı yapan kadar herkes ıstiyor Bunu istemeyen hıçbir Türk yok. Ama bu Turkler ıkiye aynbyor. HaUç kıyısında zulmedenler ve bu zulmü hoş göstermeye çalışanlar. Halıç'te Anayasa program hazırlıklan sırasında gaynmenkulleri yıkılacak bazı yurttaşlann kendısıyle göruşme talebınde bulunduklannı, kendısının de Istanbul Beledıyesi ile ihtilafb olan bu yurttaşlarla görüşüp bazı çekimleı: yaptığını söylerken, bu konuda programda Belediye Başkanı'na da sorular yönelttığını hatırlattı. Ancak bu semtin nasıl kullanıldığını belgeleyen görüntüleri çektiğı sırada aynı grup tarafından adeta orada çakşamaz duruma gennldiğını de anlatan Uğur Dundar, bu gruptan Annan Minasyan adlı bır kışınin, tstanbul ve Ankara TRT'ye telefonlar yağdırarak istediklen bıçımde program yapmasıru talep ettıklennı söyledı. Dundar, açıklamasında, "PrognuDiB yayınımian öace 34 telefonla programıa yayınlanınasınjB TRT ve Uğur Dundar İÇİB hayırtı olmayacağı şeklinde tebditier geidi. Ben Sogukoluk programında büe görunuşte hukuku savunaa bu kişilerce, bu denli açık ve oet olarak tehdit edUmemiştim." şeklinde konuştu (Baştarafı 1. Sayfada) tı. Artık korkmana gerek yok, konuş" dıve bağırdı Ağca görevlılenn mudahalesıyle verıne oiurtuldu Bovlece Papa suıkastı davasına Itai>an haber alma orgutlerı de kanştırılmış oldu Mahkeme, 29 Aralık 1981 gunu Ağca'nın cezaevınde ıfadesını alan ıkı ıstıhbarat gorevlısını de kapalı bır oturumda dınlevecek Dunku duruşmanın sabahkı bolumunde yazarımız Ugur Mumcu tanık olarak dınlendı Ağca, duruşmanın sabahkı bolumune katılmadı Comora uyesı Pentıco, 1982 >ılı ocak aşında orgut lıden Rafella Citlolo'nun tutuklu bulunduğu Ascclı Pıcone Cezaevı'nden Sardınja Ada sı'ndakı AsınoraCezaevı'negoturulurken, yolda olduruleceğını haber aldıklarını. bu suıkastın onlenmesı ıçın ttalyan Askerı Haber Alma Ör gutu (SlSMI)'ye başvurduklarını, StSMI Başkan Yardımcısı General Musumiçı ıle bu konuda göruştuklerını anlattı General Musumıçı'n.n lıderlen Cıtıola'run nakıl ışını 20 gun kadar gecıktıreceğını.buna karşılık o sıralar aynı cezaevınde kalan Ağca'dan Bulgarlan suçlayıcı nıtelıkte ıfade almalarına yardımcı olmalannı ıstedığını söyledı Pentıco, General Musumıçı'nın Ağca'ya ımzalatılmak uzere bır vazılı metın getırdığını, Ağca'nın bu metnı ımzaladığını ılerı surdu Pentıco, daha sonra 1981 sonlannda, Ağca ıle ılerde örgut emnnde kullanacakları duşuncesıyle ılışkı kurduklarım, örgutlerıne bağlı olan cezaevı rahıbı Santıni aracılığıyla kendısıne elbıse, gomiek, ayakkabı veçıkolata ıle bır Italvanca sözluk gönderdıklenrı anlattı General Musumıçı'nın Ağca ıle kurdukları bu ılışkıvı bıldığını ve kendılerıyle avukatlan Madona aracılığıvla temasa geçtığını de anlatan Pentıco, cezaevı muduru odasında. örgut lıden Cıt tola ve kendiMyle bu konuvu akşam saat 17 00'den 20 00'ye kadar uzun bır konuşmada ele aldığını ılerı surdu Penuco'nun sözunu ettığı General Musumiçı, Mafya ıle ılışkı kurup 1980 yılında Bologna tren ıstasvonuna vapılan 80 kışınin ölumuyle sonuçlanan saldırıyla ilgılı olarak suç kanıtlarını değıştırmekten 5 yla mahkum olmuştu Geçen yıl Pışmanlık Yasası'ndan yararlanarak Comora orgutu hakkında açıklamalarda bulunan Pentıco'nun annesı de Napolı'de dılzenlenen bombalı saldırı sonucu oldurulmuştu MUMCL'NLN TANIKLlGl Duruşmanın sabahkı bolumunde tanık olarak dınlenen vazarımız LgurMurncu, merkezı Frankfurt'ta bulunan Ulkucu Turk Federasvonu Genel Başkanı Musa Serdar Çelebı ıle MHP Genel Başkanı Alpaslan Turkeş arasında yakın ılışkıler bulunduğunu soyleyerek, bu ılışkıyı gosteren banka hesap numaralarmı açıkladı Çelebı, Mumcu'nun bu sözlerıne karşılık Turkeş ıle para alış venşı olmadığını, Mumcu'nun bu da vada sıvasal goruşlen nedenıvle "siyasal tanıklık" vaptığını sovledı Mumcu, kıtaplannda ve yanlanndakı Çelebı ıle ılgıü bılgılenn kaynaklarııu açıkladı "Ya2dıgım.her satınn bclgesi MHP ve yan kuruluşlan davasının dosyalanndadır" dedı Uğur Mumcu, vaklaşık 2 saat suren tanıklıgı sırasında daha önce sorgu vargıcı Martella'ya verdığı ıfadelenm doğrulayarak, ıfade tarıhınden sonra da aynı konuda araştırmalar vaptığını ve bunlan yavımladığını belırttı Bu arada Musa Serdar Çelebı, Uğur Mumcu'nun 1971 yılında komunıst duşuncelennden dolayı yargılandığmı sövleverek, ıfadelerının gerçeklerden çok sıyasal husumet taşıdığını söyledı Bunun uzenne, mahkeme başkanı Sanlıaptcbı. Mumcu'dan 12 Mart 1971 dönemınde hangı suçtan yargılandığını ve yargılama sonunda ne olduğunu sordu Mumcu, 12 Mart 1971 oncesınde Ankara Hukuk Fakultesı'nde asıstan olarak çalıştığını, 12 Mart dönemınde fakültede vaptığı konuşmalar v e çeşıtb vayın organlanndakı yazıları nedenıyle komünızm propagandası vapmak suçundan yargılanıp, bır yılı askın cezaevınde kaldığını, yargılama sonunda beraat ettığını söyledı Çelebı, bu arada Mumcu'nun sözünu keserek. "Mahkum oldu" dı ye bağırdı Mumcu "Mahkum olmadım. beraat etüm" dedı Çelebı, mahkeme başkanı Santıapıchı've Mumcu'nun Ceza \asası'nın 141 maddesı gereğmce yargılandığıru, bu maddenın de "devlete karşı ıhttlal yapıp, anıf hâküniyeti kunnayı" yasakladığım söyledı Başkan Santıapıchı, bunun uzenne gulerek, "Bu maddeyı bılınm. Bizım eskı ceza yasasından ahnmıştır" dedı Mumcu, bunun uzenne, "Bu jasa Mussob'ni dooemindeki yasadır" dıye konuştu Serdar Çelebı, Uğur Mumcu'nun sıyasal goruşlen nederuvle mahkemeye kasıtlı, eksık ve yanlış bılgı verdığıru soyleyınce Mumcu, "Sözlerimın hepsi belgelere dayanıyor. Bu belgelen de sorgu jargıcı Martella'va verdim. Çelebı, Turkeş ile hıçbir ılışkısınin olmadıgiiu soyluyor. Ben bu ılışkıvı banka adı ve hesap numarası vererek kanıtlıyorum. Istelik belgelen de mahkemeye tenyorum" dıve konuştu Başkan daha sonra Mumcu'ya aralannda Musa Serdar Çelebı ve Yılma Durak'ın da bulunduğu Tumpaş şırketıvle ılgıh sorular sordu Mumcu, bu şırketın MHP yandaşlarınca kurulduğunu ve kurucularuı serbest bıldınmlen ıle ilgılı belgelerın de 12 Evlul 1980gunu Turkeş'ın partı merkezındekı kasasından çıktığını, bu olayın da şırket ıle partı arasındaki ılışkıyı yeterınce kanıtladığını söyledı Mumcu, bu savların daha once Ankara Sıkıvönetım Savcılığı nca da ılen sunılup ıddıanameve konduğunu da söyledı Mahkeme Başkanı, Mumcu'va Bekır Çelenk'ın film kaçakçılığı yaptığını nereden oğrendığını sordu Mumcu, 1980'den önce Türkıye'ye bırçok malın kaçak olarak sokulduğunu, film sanayıımn de filmlerı kaçak vollarla sağlandığını çeşıtlı çev relerden öğrendığını, ayrıca Çelenk'ın de kendısıne "sılah kaçakçılığı yaprruyordum. Film işleri ıle me>guldum, film getıriyordum" dedığını belırttı Başkan Santıapıchı, Mumcu'nun "teknık bir damşman" olarak dın lendığını sovleyerek, Mumcu'nun Martella'va ıfade verdıkten sonrakı gelışmelerı kıtabına yazıp yazmadı 9 Italyan ğını sordu Mumcu "Silah Kaçakçılığı ve Teror" adlı kıtabımn Martella tarafından halyanca'ya çevnlıp dava dosyasına konduğunu, kendısımn Manella tarafından kıtapta yer alan olaylarla ilgılı olarak tanıklığa çağnldığım, 1983 yılı şubat ayında Martella'ya verdığı ıfadeden sonra, Avrupa'nın bırçok ulkesınde araştırmalar yapıp belgeler topladığıru ve bunlan gerek kıtaplannda, gerek gunluk yazılannda yavımladığını söyledı Santıapıchı, "Papa, Mafya, Ağca" kıiabını aldığını, kılabın ba1 zı bölümlerını tercume ettırdığın ancak butunünu okumadığını sövl verek, "Kitabınızda Ermenilerle Ugilı bolumler var mı?" dıye sordu. SHP: ANAP şantaj (Baştarafı I. Sayfada) Meclıs'te gundem dışı bır konuşma vaparak HPSODEP bırleşmesının Sıvasal Partıler Vasası na avkırı olduğunu ıddıa ettı SHP Genel Başkanı Aydın Cuven Gurkan. "Ozal kendısını Cumhunvet Başsavcısı venne koymaya heveslenraekledır," dedı Gurkan, sıvasette şantajm çırkın olduSunu da sovledı ANAP Başkanlık Dıvanı'nda gun deme gelen ve dun Eyup Aşık tarafından gundem dışı bır konuşmavla Mechs'e getınlen, "SHP'nin oluşumunun yasalara aykın oldugu" ıddıası konusunda Başbakan Turgut Ozal. ANAP'ın SHP mılletvekıllerının uyelıklennın duşurulmesı yolunda bır polıtıkası olmadığını söyledı, SHP'nin kuruluş bıçımıne ılışkın ıddıalanmn "hukuki bir konu" olduğunu bıldırdı Ozal, konunun Anayasa'nın 84 maddesı ıle hıçbir ılgısı olmadığını da kavdettı \NAP Başkanlık Dıvanı'nda alınan karar gereğınce SHP'nin oluşumunu dun Meclis'e getıren ANAP'lı Eyup Aşık, sı>ası partılerın kurulurken, bırleşırken, fesh olurken yasalara uvmak zorunda bulunduklannı kavdettı. "Herkes kanunlan IŞİIK geldigi gıbı vorumlamamalıdır. Bu harekeller 12 Eylul'e donme oztemıdır" dıve konuştu 'kşık, SHP'mn yenı bır partı mı, \oksa HP'run ısmı değışmış bır paru mı olduğunu sorarak, bu sorulann açıklanmasını istedı SHP'lı Turan Beyazıt, oturduğu yerden bu tur gundem dışı konuşma yapılamavacağını belırtınce. ANAP'lı başkanvekılı Abdulhalım 4ras, Aşık'tan konuşmasını surdurmesmı ısıedı Bu arada dıh surçen. Aşık, "Şayet CHP, afedersınız SHP, HP'nın devamı ıse feshettigı ılçe teşkılallan aCaamaJanndan sonra 30 gun içinde kongrelenoı yapmak zorundadırlar," dedı Yapılan atamalann kâğıt uzerınde mı, yoksa sozlu mu 1 olduğu sorusunu da vonelten \şık, kongreler >apılmadığı taktırde, SHP'nin orgutu olma>an bır partı durumuna geleceğınıonesurdu Aşık, hıçbir partının hukuk otorıtelerıne ve kamuoyuna farklı açıklamalar >apamayacagım belınerek. bazı mılletvekıllennın durumu önceden kavrayıp. HP'den aynldıklannı so>le>nnce. bu kez bağımsız Nun Lzel, sıra kapaklarını vurarak Eyup Aşık'ı protesto ettı Aşık konuşmasını bıtınnce SHP'lıler tarafından ayakta alkışlandı Konuyu ılk kez gundeme getıren Mehmet Keçecaer ıse, locadan Aşık'ın konuşmasını ızledı CA?.VER'İN Gundem dışı sözalan SHP'lı Cuneyt Canver, sozlenrun sonunda ANAP'ın, mılletvekıllıklennın duşurulmesı konusundakı faalıyetlerıne de değinerek şunları so>ledı "Ne vapmışız da vekillıgimızı duşnrecekler? Ruşvet mı aldık. rakınİanmıza kredı raı temın etlık? Holdinglere uşaklık mı ettık? Hodn meydan. gorelım bakalım gucunuzu. Şantajı bıze degıl, lerons! trmenılen tanıyan ABD'ye yapın." SHP Genel Başkanı Avdın Guven Gurkan, ANAP'ın, HPSODEP bır leşmesının vasalara aykın olduğu ıd dıalanm yanıtladı Gurkan, sorunun "bukukı" değıl, butunuyle "sıyasal" olduğunu belınerek, "'Sayın Ozal kendısını Cumhunvet Başsavcsı >enne koymaya heveslenraekie" dedı Olavın SHP'jı hivbır bıçımde endışeye duşurmedığını sö>le>en Gurkan, konu ıle ilgılı olarak Cumhunyet'ın sorularını yanıtlarken "Burada hukumetlenn, bakanlann. bugun oldugu gıbı mılletvekılennın mudahale etmesıne gerek joktur. Cumhunyet Savcıbgı bu gorevı kendılıgınden yapmakla yukumludur yasa geregı" dıye konuştu ANAP'IN KORKLSL ANAP'ın tepkısının kendını terke dılmış gucsuz ve zayıf hıssettığının gostergesı olduğunu kaydeden SHP Genel Başkanı Gurkan, şunları sovledı •'Sonın. hukuki bır sorun değildır Hukuki bır sonın olsavdı. 4 N 4 P başkanlık dıvannun bu olçude ügılenmesı beklenmezdı. Çunku ılke olarak ANAP'lılar hukukla ilgılenmezler. Olay, butunuyle sıyasaldır. A\\P'ın korkusu ve urkunlusu yenılgının telaşım gostermektedır. fiu olay, bızı kendı açımızdan endişeve duşurmemektedır. Ancak, Turkije'de ıktıdan elıne geçıren guçlenn ve partılenn. demokrasıden nasıl kolayca fedakârlık yaptıklannı gormek, bizde karamsartık uyandırmakladır Sıvasette şantajın, korku vermenın, tehdıtın, aba altından sopa gostermenın, urkunlu yapmava çalışmanın, sakat, çırkın ve yanlış şeyier olduğunu dusunuyoruz. Bu uslubun yenıden sıyasetımıze girmış olması bızi uzmektedır." Konunun ANAP'ı ılgılendırmedı ğını, sıvası partılenn vasalara ve tuzuklere uygunluğunun Cumhunvet Savcıiığı'nca denetlendığını belırten Gurkan, "Lger bızım Sıyası Partıler Yasası'na ve tuzuge aykın bır gecıkmemız soz konusu olursa, Cumhunvel Savcılığı bu uyanyı kendiligiaden yapar," dedı Gurkan. bugun Turk halkının vuzde •'0'ının hukumete karşı olduğunu da büdırerek, sorunun buradan kavnaklandığını savundu \e sözlerim "Korku, telaş, şıddet, ofke buradan kaynaklanmaktadır. SHP buna aldırmadan banşçıl. vasalar ıcensindeki sıyasal mucadelesını surdurecektır. Turkıve'de ofkelenen >e telaşlanan bep kaybetmıştır bugune kadar. Ozal da kaybedecektır" şeklinde ta mamladı Başbakan Ozal, bır ara Genel Kurul'dan ayrılarak Grup Başkanvekılı Haydar Ozalp ve Genel Sekreter MusUfa Tasar'la bulıkte SHP kulısıne gıttı ve SHP mılletvekıllenvle konuştu, şakalaştı, oğut verdı SHP'lıler de Başbakan'a cevap verdı özal, kendısıne ıkı panının yasalara uvgun bır bıçımde bırleştığını anlatan ve Selahattin Tafiıoglu'nun SHP mılletvekıllerının uyelıklennın duşunilmesı yolundakı onerısını cıddıye aimamasım ısteyen Turan Beva zıt'a, "Onu aşagıda goruşecegız. \ma korkmayın, sıze bır şey yapmayacagız " dedı SHP Mılletvekılı Be>azıt, bunun uzerıne Başbakana, "Milletveküligim duşerse, herhalde beni vali yaparsınız" karşıhğını verdı Beyazıt, daha sonra özal'a Hazıne vardımından SODEP'e duşen pa>i da alacaklannı sövledı Özal bunun uzenne, "HP'nin Hazıne vardımını almakta da galıba guçluk çekeceksinız. Dtmvat'a pırince giderken, evdekı bulgurdan olmavın sakın" dedı ve gulerek, "Korkmayın korkmann. alırsınız" dıye konuştu Başbakan Ozal SıvaM Partıler Yasası'ndan da bazı maddeler okuyarak, SHP'lılere, "Bakın buıdan bır an once yerine getınn, mesele bıtsın" oğudunde bulundu Beyazıt, sohbet sırasında Ozal'a, ANAP'lı Aşık'ın komışmasının buyuk bölumunu kaçırdığını hatırlata rak, "Bır hukuk şahaserıvdı. Dayanamadık. avakla alkışladık" dedı SHP'lı Banş Can da, Ozal'a "Sız Siyası Partıler Yasası'nı okumamışsımz" dı>e uyardı Ozal, SHP'hlerın vanından a>rılırken ana muhalefet partısı mılletvekıllennden 84 mad de değışıklığı onerısını ımzalamalarını istedı ANAP Başkanlık Dıvanı'nın ön cekı gun vaptığı toplantı>a ılışkın soru sormak ısteyen bır gazetecıve Özal şöyle dedı "Sen nasıl olsa bildiginı vazıyorsun. Soru ıle alakan yok scnın. Benım kafamdan gecenlen vazıyorsun." Ozal. daha sonra basın mensupla nna nasıhat ettı ve "Kardeşım koşe yazan olsan vorum vap, ona bır şey demem. Ama haber nıtelıgınde vorum yapma, yanlıştır" dedı Anavasanın 84 maddesının değıştırılmesıne ılışkın bır gelışme olmadığını da soyleyen Özal, daha sonra sımrlı bır şekılde grup toplantısına gırdı Aydar toprağa verildi (Baştarafı 1. Sayfada) değil vıllardır emek verdigi Turk basınında herkesin ağabeyiydi" dedı Konuşmasına 'her ınsan doğar, gelışır ve aramızdan a>rılır' dıyerek başlayan Doğan sözlennı şo>le surdurdu. "Ancak gazelecınin aramızdan aynlması sadece kendi yakınlarına değıl, içinden geldiği topluma da buyuk bır acı veriyor. Bunda gazetecinın kimliginin. kişiliginin, toplumdaki yerinin onemli olduğunu sanıyorum. Sadece Cumhurivet çalışanlannın değil, vıllardır emek verdiği Turk basınında herkesin agabeyi olan Kemal agabeyin kimliginde bovlesine bir toplumsal sorumluluğu taşıması vureğimizdeki acıvı daha da katmerleştirivor. Ancak geride bıraktıgı, yetiştirdiği insanlara yani bizlere her an vurguladıgı durustluğu, toplumsal sorumlulugu vuregimizde hissetmek tek tesellımiz oluyor." Kemal \ydar'ın durustluğun, erdemın, arkadaşlığın, bırlıktelığın sımgesı olduğunu soyleyen Doğan, "Bu erdemi içimizde duyabıldigimiz, bıze ogrettiğı bırlikteliği yaşayabıldiğimiz olçude ona olan gorevimızi yerine getirebileceğımizı duşunuyorum" dedı Daha sonra SHP Genel Merkezı onunde bır toren duzenlendı Bu torende konuşan SHP Genel Başkanı Aydın Guven Gurkan da, Aydar'ın aılesıne \e partılı arkadaşlarına başsağhğı dıleyerek şunları söyledı "Sayın Aydar'ın kaybından duyduğumuz acı çok buyuk. Korumasız insanların demokrasiyi ozledıği gunlerde onları savunacak olan partinın kurulmasında çok buyuk katkıları oldu. Ancak, buyuk ozverilerle kurdugu partısinde uzun sure hizmet etme şansı olmadı. Partisinin onun umutlannı gerçekleşUrmede saglayacağı başarı, onun rahal yatmasında onemli bir etken olacaktır." Aydar'ın cenazesı saat 11 OO'de TBMM onune getırılerek burada saygı duruşunda bulunuldu Torene, TBMVI Başkanı Necmettin Karaduman, Başbakan Turgut Ozal, SHP Genel Başkanı Aydın Guven Gurkan, bakanlar, mılletvekıllerı katıldılar Aydar'ın aılesı ve vakınları ıle eskı parlamenterler de torende hazır bulundular Karaduman, Ozal ve torene katılan dığer kışıler, Aydar'ın eşıne başsağhğı dıleğınde bulundular Kemal Aydar'ın cenazesi Hacıbayram Camıı'nde kılınan oğle namazından sonra Cebecı Asrı Mezarhğı'nda toprağa verıldı SOSVAL DEMOKRAT LİDERLER Hacıbavram Camiı'ndeki cenaze toreninde, sosyal demokrat liderler bir araya geldi. SHP Genel Başkanı Avdın Guven Gurkan ve Krdal İnonu, Rahşan Ecevil'i DSP Genel Başkanlıgına gelişi vesilesiyle kutlarken, tebriklerını eşi Bulent Kcevit'e vonelltiler. Dortlu bulusmada İnonu, Bulent Ecevit'e, "Sizı tebriğe gelmek istiyonız. Onumuzdeki hafta uygun bır vakit bulabilirsıniz herhalde" dedi. Ece>itin yanıtı gazetecilenn ne anlama geldiğini kestiremediklen bir tebessum oldu. Bu arada Ecevıt, İnonu ile bir sure sohbet etti ve "Anneniz ve eşiniz nasıllar?" diye sordu. inonu, "İviler, sagolun" dedi. Ecevit, İnonu'ye ayrıca, SODEP Genel Başkanlığı'ndan avrıldıklan sonra İstanbul'da mı yoksa Ankara'da mı kaldığını sordu. İnonu, "İstanbul'dayım" diye yanıtladı. EcevK ıle Gurkan arasındaki sohbet ise, Ankara'da dun yaşanan kar olayı ile sımrlı kaldı. Gurkan, Ecevit'e, "kar, Oran'ı etkilemiştir. Kar yagdığında genellikle Oran'da yollar kapanır" dedi. Ecevit bu arada cenaze torenine gelen eskı Genel Başkan Necdel Calp ile tokalaştı ve kendisine, ABD'de teda>i gören eşinin sağlık durumunu sordu. Hacıbavram (amiının onu dun ogle saatlerinde sosyal demokrat kanattakı eskı ve yeni birçok politıkacı ve eskı bakanın birarava gelmelerine sahne oldu. Bir donemler CHP kabınelerinde gorev almıs çok savıda bakan ve eski CHP li parlamenterler Ece^it'in vanına gelerek kendisivle el sıkıştılar. EVREN İN TELGRAFI Cumhurbaşkanı Kenan Evren, gazetemız eskı Ankara temsılcısı ve SHP Ankara Mılletvekılı Kemal Aydar'ın olumunden uzuntu duyduğunu bıldırdı Cumhurbaşkanı Evren, dun TBMM Başkanı Necmettin karaduman, SHP Genel Başkanı Aydın Guven Gurkan ve Kemal Aydar'ın eşi Sevim Aydar'a ayn ayrı telgraf çekerek başsağlığı dıleğınde bulundu Mumcu, Ermenilerle ilgılı çeşıtlı yayınlar yaptığını, örneğın Isvıçre'mn Basel kentınde ortaya çıkartılan ve Ülkucu Mehmet Şener, Abdullah Çatlı ve Oral Çelik'ın de kanştıkiarı uyuşturucu madde tıcaretının Ermeriılerce yönetıldığını söyledı ve kıtabında bu olavın da yer aldığını belırttı Santıapıchı'den sonra söz alanSavcı Mannı, Ağca'vı Ankara'da saklayan MusUfa Dflucı'nın herhangı bır örgute uye olup olmadığını sordu Mumcu Dıkıcf nın Ulkucu Memurlar Derneğı'ndegörev yaptığını söyledı Mannı Mumcu'va "Dıkici ile Çelebi tanışıyoriar mı?" dıye sordu Mumcu, "Dıkici ve Çelebı'nın birbirlenni tanıyip tanmadıklan konusunda bıigi sabıbı olmadığını" söyledı Bunun uzerıne Santıapıchı, Mumcu'nun Martella'ya Çelebı üe ilgılı "aynı ofiste" çalıştıklannı ıfade ettığmı sovleyerek, soruyu yenıden sordu Mumcu, Türkçe'de bır devlet kunımunun daıre sözcuğü ıle anlaşıldığını, Musa Serdar Çelebı ve Mustafa Dıkıa'run Toprak ve Tanm Reformu Müsteşarlığı'nda çalıştıklannı, ancak yuzlerce memur olan bır devlet daıresınde herkesin bırbınyle tanışıp tamşmadıklannın belh olmayacağım söyledı Mumcu, Sanuapıchı'nm konu üzennde ısrarla durması uzenne şöyle konuştu "1980 oncesi ozellikle Toprak ve Tanm Reformu Mustesariıgı ıle Gumruk ve Tekel Bakanlıgı'na MHP mılıtanJan aUmdüar. Çeiebı ve Dikici de bu mılılanlardandır Ben Martella'ya bunlan sovledun \ncak Dikici ile Çelebı tanışıyoriar mı tanışmıyorlar mı btlemem. Her ıkısı de 0 tarihte kuçuk memuriardı. Turkıve'de daıre sozcugu ofis şeklinde ıtalyanca'ya çevnlınce aynı odada calışnorlar gibi bır »nJam çıkmış olabılır. \nla(mak istedigim aynı parlının egemenligındeki devlet daırelerinde çahşmalandır. Partizanlıgı vurgulamak ısıedim." Iran'la (Baştarafı 1. Sayfada) dar dengesızlığe ızın verılıyor. 1986 yılı ıçin planlanan yenj uygulamada Turkıye, petrol ıthalatını, tran'ın mal alımına bağlı olarak ayarlayacak Muşterek hesabın gözden geçırilmesı ve dengeye oturtulması ıstemı de yıllık olarak değıl, 3 ayda bır yapılacak. Irak savaşının finansmanını ancak petrol ihracatı ıle sağlayabilen iTan'ın, daha fazla petrol satabılmek ıçın Turkıye'den ıthalatını da aksatmayacağı düşunulüyor. ÖZAL'IN SOZLERİ 400 milyon dolarlık demır çelik akredıtıfı sorununun Başbakan Özal'ın 3 Ocak 1986'da başlayacak îran gezısı sırasında basbakanlar duzeyınde ele alınması beklenıyor. Başbakan Turgut özal, dun yapılan ANAP grup toplantısında da Iran'la ıhşkılere değinerek, basından, bu konudakı haberlennde daha dıkkatli davranmasmı istedı. Özal şöyle dedı: "Şuna çok dikkat etmemiz lazıın. tran'la olan ilışkılerımızde basınımız manşeti atıyor. Diyor ki, Humeyni rejımi... Biraz da ağır laflar. Her memleket işine biz mudabaie etmeyiz. Bir an için onların sevdigi bir insan olduğunu kabul ediniz. Sizin çok sevdiğiniz lider mahiyetindeki bir insana dışandan bir laf sojlenmesine ne kadar çok kızdığınızı tasavvur ediniz. Orada da aynı şe>i duşunmek mecburiyetindeyiz. Aynı reaksiyon onlarda da goruluyor. Karadenizli nakliyeciler iş alamazlarsa, işleri azaiırsa, bu gibi yajınlann bunda katkısı olduğunu duşununuz. Çunku ben ga>et ı>i biliyorum, bırçok konularda ithaiatı yavaşlatmışlardır. Ama bu mudur sebep, başka mıdır soylejemera, bıze gelen haberler İran Meclisi'nde devamlı olarak bu konu muzakere edilmekledir. Biz Iran'ia dostuz. İçıslerine mudahalel edemeyız. Iran milleti ile dostlugumuzu soylenz. Ararruzda iyi bir munasebet >ardır. Irak'la da aynısı vardır. Nasıl onlarla UgUi, onlann liderleriyle ilgılı en ufak bir şey soylemiyorsak, basınımızın da bu konularda daha dikkatli olmasını tavsije ediyorum." Ankara'da (Baştarafı 14. Sayfada) "BM gozetımındekı dolayu goruşmelere ılışkın usul yonunden mulahazalanmız var. Bu goruşmelerin soruna laraf olmavanlar arasmda duzenlenmesi ongoruiuvor. Babrak Karmal rejirnı. Pakıstan ve İran. Babrak'ın haysıyeti bir Rus askennınkınden fazla değildir. Pakıstan ve İran, Afganıstan'm ışgalinden etkılenen taraflardır. \slı laraflar Ruslar ve mucabıtlerdır. Conışmelerde taraf olarak ısimlen geçmeven de bunlardır. Bu eksıklık is« gonışmelen çıkmaza sokuyor. Ruslann, BM gozetinunde goruşmelerden yana gozukmelennın nedenı dunyayi aldatmak ıçındır Boylece, soruna banşçıl çozum yolundan yana olduklannı goslermek ıstıyorlar. Oysa. sureklı olarak asker sayisııu çogaltıyorlar. Bır de, mılletımizın cıhad nıhunu zayıflaimak hesabı guduyoriar. Afgan halkında sılabiı dırenışten başka da bır yol bulunduğu duygusunu varatmayı hedeflıyorlar." Gulbeddın Hıkmetyar, Ruslarla tek bır şartla göruşebıleceklennı. onun da gerı çekılmerun takvımı ve bıçımı olduğunu söyluvor Ruslargen çekıleceklennı açıklamadan goruşme sozcuğunu ağzına almak ıstemıyor ISLAM LLKELERİ YARDIM EDIYOR MU? Islam ulkelen Afgan direnışine yardım edıvor mu? Hıkmetyar gulumsuvor, "Gerçekten yardım etselerdı, bu soruyu sornuudınız" dıyor "Oyle ulkeler var kı, Ruslann korkusundan Afganı»tan konusunaa agzıru açıp tek bir soz sojleyemez. Oylelen de var kı, Amerikalılar ışaret vermeden bir şey sojleyemez. Bazılan goçmenlen kabul edıyor. Bazılan sadece SIJTJSI destek venyor. Buna da teşekkur edıyoruz." Teşekkurune en çok hak kazanan Pakıstan "3 milyon muhacınmızi kabul etti. Bu, takdıre şaysndır" dıve konuşuyor Ya Iran'1 "İran'da 1.5 milyon muhacuimiz var. Pakıstanda oldugu gıbı Afganıstan kapüannda degil. lçerilerde yerleşlırildiler. Anıa bunu da lakdır edıyoruz." \FG\NİSTA1VDA DLRLM Hıkmetvar'a gore, şu anda \fganıstan'da 230 bın Sovyet askerı var 1 milyon 100 bın de şehıt. Kayıplann buyuk çoğunluğu sıvıl halk Bu rakarrun ancak yuzde 4'unu mucahıtler oluşturuyormuş Buna karşılık, mucahıtlerın Afgan topraklannm yuzde 90'ım denetledığını bıldırıvor Gulbeddın Hıkmetvar Sovyetler1 ın Afganıstan'ı ışgal etmekle çok buyuk bır hata ışledıym, çunku Afgan dıremşırun sınır otesındekı Musluman Sovyet cumhurıvetlerını etkıieyeceğım one suruyor "Eger Ruslar Afganıstan'ı ışgal etmeselerdı, şımdı ne yapacaktınız?" dıve soracak oluyoruz Geçmışıvle .1gılı bılgı veriyor Lısevı bıtırdıkten sonra Kabıl Unıversıtesı'nm muhendıslık bölumunu bınncılıkle kazanmış Elektrık muhendıslığı okurken son sınıfta sıyası faalıvetlen nedenıyle tutuklanmış, 1 5 yıl hapıs vatmış "Mucadelemız Davut Han zamanında başlamıştı. Kralıyet rcjımını devırmek ıçın yola çıkmıştık. O yuzden tutukiandım. Tarakı ve Emın rejımleri dönemınde \fganıslan'da Islamı hareket çok buvumuştu. Halk ve ordunun buyuk bolumu bızunle bırlikleydı. Rejım yıkılmak uzere oldugu ıçın Babrak'ı gelırdıler ve Afganıstan'ı işgal ettiler" dıve konuşurken, sıyası ışlevının Rus ışgalinden sonra başlamadığını anlatmak ıstıyordu Çeşıtlı Afgan dırenış orguılermın oluşturduğu bırlığın sozculuğunu de ustlenen, Hızb ı Islamı lıden Gulbed dın Hıkmetyar dun Turkıye'den aynld! Barış2 Davası Mahkeme yetkisizlik îsteğini reddettî ABD'ye sert (Baştarafı 1. Sayfada) kum edeceğını sözlenne ekledı. ANAP Grup Başkan Vekıli Haydar Özaip, SHP Grup Başkan Vekıh Seyfi Oktaj, MDP Grup Başkan Vekıh Aü Bozer ile bağımsız uyeler Murat Sokmenoğln ve Abdurrahman Demirtaş'ın ımzalarını taşıyan önergede sözde Ermenı ıddıaları ıle ilgüi karar tasarısının endışe ıle izlendığı kaydedılerek, "Bu tertip ittifakça kabul edilemez. Dostluk ilşikilerine ağır bir darbe ındirecek, buyuk yaralar açacaktur" denıldı. Milli menfaatlerin inkârı anlamındakı karar tasarısının ıttıfakın nıhunu sarsacağı vurgulanan önergede, "ABD Kongresine çağnda bulunuyor ve buyuk bir batayı onlemeye davet ediyoruz" denıldı tstanbul Haber Servısi Banş Derneğı2 Davası'nda da avukatlann ve samkların sıkıyönetımın kalkması nedenıyle asken mahkemelerın gdrev >apamavacaklan konusundakı ıstemlerı reddedıldı Dokuz sanık ıle beş avukatın katıldığı dunku oturumda soz alan saruklardan Turgut Kazan 1402 sayılı yasanın 23 maddesınde veralan, sıkıyönetım kalktıktan sonra Askerı Mahkemelenn goreve devam edeceklerı hukmunun "zımmen ılga" edıldığını one surerek, "Ilga olrnus bır madde vururlukten kalkar Yururlukten kalkan bır maddenın anavasaya aynlığı tartışılamaz" dedı Anavasava aykırüıktan bahsetmedıldennı, mahkemece görulen bır a>kırılığın Anavasa Mahkemesı'ne gonderılmesı gerektığıne değınen Turgm Kazan, "Bir mahkemenın vargı velkısı tarlışmalar ortamında bırakılamaz Bu konuda hukukun ne oldugu ortaya konuimalıdır. Kaynağı anavasada bulunmayan bir yetkı ısraıia kullanılamaz. Aykınlık açıktır. Hukuk devletı boyle bir aykınlıgı yok sayamaz" dedı Daha sonra soz alan avukatlar da aynı konudakı ıstemlennı ayrıntılı olarak açıkladılar 2 numaralı \sken Mahkeme verdı|.ı kararında, mahkemeJenn gorev ve yetkılerının kanunlarla duzenlen dığını, bır kanunun ana>asa>a aykın olmasının o kanunun >ururlukten kalkması ıçın yeterlı olmadığını bıldırdı Bır kanunun Anavasa Mahkemesı'nce ıptal edılmeden mahkeme hukmu ıle ortadan kalkamavacağı nın açıklandığı kararda kanunların hangı yollarla ıptal edıleceğının esaslara bağlandığı belınıldı Mahkeme tum bu gerekçeler doğrultusunda samklann ve avukatlann ıstemlerım reddettî Banş Demeğı1 Davası'nın Asken Yargıtav 'dan donmesının beklenmesıne karar veren mahkeme, duruşmavı 7 Ocak 1986 gunune erteledı Dışişleri iki süper (Baştarafı 1. Sayfada) bıldırdı Cenevre zırvesınm sonuçları hakkında bılgı vermek uzere on gune yakın bır suredır Ortadoğu'dakı başkentlerı dolaşarak, bır yandan da nabız yoklayan Murphy, Şam, Amman, Muskat, Islamabad, Kahıre, Kudus ve Şam'dan sonra gıttığı Suudı Arabıstan'ın başkentı Rıyad'dan bu akşam Ankara'ya geçecek Dışışlerı Bakanlığf ndan verılen bılgılere gore, beraberınde Ulusal Guvenlık Konseyı uyesı James Coviey ve ABD Dışışlerı Bakanlığı'mn Ortadoğu uzmanlarından Jeanne Cretz'ın de yer aldığı bır heyetle dolaşan Murphy, Ankara'da 24 saat kadar kalacak ve son anda bır değışıkhk olmazsa tek resmı temasını Dışışlen Bakanı Vahit Hakfoğlu ıle yapacak Dışışlerı Sozcusu Yalım Eralp, dun göruşmelerın gundemı konusunda gazetecılere bılgı verırken, "Sayın Murphy bize bilgi verecek. Biz de Ortadoğu'ya ilişkın goruş ve değerlendirmelerimizi kendisine ileteceğiz" dedı Sozcu, bır gazeteanın "Ortadoğu'da ne gibi gelişme bekleniyor?" şeklındekı sorusuna "Bu tur danısmalann yapılması için muhakkak bir gelişme beklenmesi şart değildir. Cumhurbaşkanımız Birleşik Arap Emırlikleri'nden donuşunde verdigi demeçte Turkive'nın Ortadogu ıle yakından ilgüi olduğunu belırtmiştir. Turkive'nın goruşlerini Batıya daha sık bır şekılde anlatma imkânı bulmasının vararı vardır" şeklinde konuştu Sozcu, Turkıye'nın Ortadoğu'da daha etkıh bır rol mu oynayacağı sorulduğunda da "Bizim tutumumuz kalıcı bır çozum için goruşlerimizi aktarmaktan ileri gitmez. Kaldı ki bu her zaman yaptığımız bir şeydir" dıye konuştu Ankara, Cenevre zır\esı sonrasında gırılen sureçte Ortadoğu'\la ilgılı olası gelışmelerı ne şekılde tahmın edıyor? Dışışlerı Bakanlığı'nın ust duzey yetkılılerı dun ılk kez "ABD \e So>yetler Birliği'nin Ortadoğu'da muhtemel bir uzlaşı için çaba sarfettikkrini" bıldırdüer Dışışlerı Bakanı Vahıt Halefoğlu'na yakın bır kaynak, Ankara'ya ulaşan bılgılerın ışığında Cumhuriyet'e yaptığı deferlendırmede. "ABD ile Sovyetler Birliği'nin bolgede banş surecinin akibeti bakımından tutumian onem taşıyan ve uzerinde etkide bulunabılecek ulkeler aralannda vapılabilecek muhtemel bır uzlaşının gerektirdiği yola sevketmek için çaba harcamakta olduklan izlemmini alıyoruz" dedı Halefoğlu'na vakın bu kaynak, Cenevre zırvesının sonuçlarının ılk aşamada "genel" kalsa da orta donemde Ortadoğu bolgesım etkıleyecek sonuclar doğurmasını bekledığını de bıldırdı ve ıkı super gucun bu amaçla temaslanna aslında zırve oncesınde başladıklarını bıldırdı Cenevre sonrasında ABD ıle Sovyetler Birliği'nin olası bır uzlaşı ıçın bolgede yoğun bır dıplomatık faalıyet yuruttuklerı sırada Murphy'nın bu konuyu goruşmek uzere Ankara'ya gelmesı Dışışlerı Bakanı Vahıt Halefoğlu ıle yapacağı goruşmelere ozel bır onem katıyor Bu goruşmeler sırasında HaIefoğlu'nun Ortadoğu'da kalıcı bır barış arzulandığı takdırde hangı hususlara dikkat edılmesı gerektığını anlatması ve bu çerçevede FKO faktorunu dev re dı şı bırakacak formullerle bır yere varı'amayacağını dıplomatık bır dılle Murphy'e ıletmesı beklenıyor Oçilerimiz (Baştarafı 1. Sayfada) Sosyalist Cumhurıyetı yönetıcılerıııı açık bır şekılde Turk buyukelçiıerını hedef gostermekle suçladı Dışışlerı Bakanlığı Sozcusu Y'alım Eralp, dun gazetecılerın sorularını yanıtlarken bır donem Ermenıstan Cumhunvetı Dışışlen Bakanlığı gorevınde bulunmuş olan John Kırkosyan'ın bır makalesınde Washıngton Buyukelçısı Şukru Elekdağ ıle Parıs Buyukelçısı Adnan Buiak ıçın "bunlar seleflerininkilere layık tescilli suçludurlar" demesının "buvukelçileri hedef gostermek" anlamına geldığını bıldırdı. Eralp, "Bu yazının sahibi bu yü oldu. Ama bu kişınin, soz konusu yazıyı sonımlu bir mevkide bulunduğu zaman sorumsuzca yazdığı inkâr edilemez. Bu yazı Sovyet makamlarının bize defaalle beyan ettıkleri goruşlere taban tabana zıt bir yazıdır" şeklinde konuştu Sovyet makamlan, Turkıyenm Ermenı ıddıaları doğrultusundakı yayınlar uzenne yaptığı gırışımler karşısında genellıkle "bu yazılan yazan kişilerin resmi huviyeti yoktur" yanıtını vermekteydıler Sozcu, dun Kırkasyan orneğını vererek Sovyet makamlarının bu yanıtlarının "havada kaldığını" ıfade etmış oldu Ankara dun ayrıca Melkon>a: nın durumu konusunda Fransaya basın aracılığıyla bır mesaj gonderdı. Eralp, "Melkonyan konusunda alınacak karar herhalde Fransa'nın terorle mucadele karşısındaki sıyasal iradesinin bir gostergesı olacaktır" dedı. ARIF SAĞ KONSERİ 8 Arahk 1985 Pazar gunu ESKİŞEHİRKIRKA Lise Salonu'nda