16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ARALIK 1985 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 İSMAİL GÜLGEÇ SEVEMA ATILLA DORSAY HAYVANLAR AHALl IstanbıdMardin arasında Amansız Yol / Yönetmen: Ömer Kavur / Senaryo: Barış Pirhasan, ömer Kavur / Görüntu: Orhan Oğuz / Müzik: Uğur Dikmen / Oyuncular: Kadir Inanır, Zühal Olcay, Yavuzer Çetinkaya, Mine Çaytroğlu, Ümit Yesin, Ferda Ferdağ / Delta Film yapımı (Sınepop, Mıstık, Zafer, vs.) "Amansız Yol"... Ya da tstanbulMardin... Bu film, pek ilgısi yok ama, bana "ParisTexas"ı anımsattı. Yalnız IstanbulMardin deyişinin ParisTexas deyışmı anımsatması nedeniyle değil. Konu/tema benzerliği açısından da.. Çunku nasıl 'ParisTexas'ın kahramanı, Orta Amerika'nın bitmez tukenmez çöllerinde yıllar önce kendisinden kaçan eski kansının çırkefin, diğer bir deyısle 'seks endustrisi'nin batağında kapıldığı yalnızbğı, umutsuzluğu, çaresizliği keşfederse, bu filmın başkişisı şoför Hasan da, yıllar önce 'zengin olmak için' bırakıp gittiği, sonra içerde (hapiste) geçirdiği 'yitik zaman' boyunca da aramak cesaretini bulamadığı eski göz ağnsı Sabahat'ı, önce çocukluk arkadaşı Yavuz'un kansı, sonra da Yavuz'un bilgisi ve itişiyle 'fahise' olmuş, yaşama ve mutluluğa sırtını dönmuş bir yıkıntı halinde buluyor. tki eski sevgili, Yavuz'un kanştığı kirli işler ve kendilerinden sakladığı para nedeniyie peşlerinde olan haydullardan yakalannı sıyırmaya uğraşırken, aralarmda yeniden sıcak bir bağ oluşur gibi oluyor. Sabahat'ın Yavuz'dan olma boyu kadar kıa Ayşe de, bu mutluluğa hazırdır. Ama şu 'kahpc dünya', bu geç kalmış seygınin yaşanmasına, kaçınlmış trenin yakalanmasına izın verecek midir? "Amansız Yol", ömer Kavur'un "Körebe" ile belirlenen uslubunun bir diğer tipik fılmi.. Kavur'un iki filmdeki sinema anlayışı şöyle özetlenebilir: Polisiye $Mofe DONMEK ;Ç;N V £N KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK K*ı, trnfııe sepftur MKiui çızg geiım de RAHAT OYUN Kadir tnanır ve Zuhal Olcay, "Amansız Yol"da çok rahal oyun venyorlar. Kavur'un son çahşmast, Amaikan kara filmltrtnln parlak dönemini antmsattyor. öğelerin işe kanştığı gerilimli bır öyku boyunca bir içseruvenı de vermek, hem bir şeyler arayan ("Körebe"de kayıp kız) veya bir şeylerden kaçan (burada haydutlar) kişilerin öykulerini gerilimli biçimde anlatmak hem de onlann aralanndaki ıhşküen, geçmışten kaynaklanan hesaplaşmaları işlemek.. Bans Pirhasan'la işbirliği sonucu ortaya çıkan ıkı fılmdeki bu ortak gelişim, Ömer Kavur'a bızce oldukça ilginç anlatım öğelen geliştirme fırsatı da veriyor. biçimde gözlemleniyor. Burada, bu gözlem, Istanbul'dan başlayıp, bir TIR kamyonunun tstanbul / Mardin yolculuğu boyunca tüm bu 'guzergâh'a kayıyor. Kavur bu anlamda dekoru yalnızca dramı/olayı destekleyicı, altını çizici bır yardımcı öğe olarak başanyla kullanmakla kalmıyor. Dekoru /çevreyi, aynı zamanda toplumsal bir gözlemin, guncel/çağdaş bir izlenimler dizısinın sahnesine dönuşturüyor. Filmin diğer yandan ve alttan alta bana bu kez bir Türk romanını, "Fikrimitı loce Gülü"nu duşündürmesi, sanırım bundan kaynaklandı. Bu 'gerçekçi çevre' anlayışı bir polisiye öykü anlatırken çevrenin sosyal yapısıyla da gösterilmesi, kavranması çabası, bana Amerikan karafilmierinin parlak dönemini düşündüruyor. leyişin, bir arayışın, bir 'takipin, altını çizmesini, kuçücuk olaylara yuklu bir gerilim katmasını çok iyi bıliyor. Hasan'la Ayşe kamyona yaklaşarak Sabahat'tn kaçmış olduğunu algılarken, kuçük kızın haydutlarca parça parça edilmiş bebeğini bulma sahnesinin ıçerdıği gerilim, buna tipik örnek.. Kavur'un buyuk, savh öykuler yenne bu toplumsal tabanh genlım oykuleri anlatmasını kendi adıma çok başanlı buluyorum. Sinemamızda eksık olan bır tur bu; az denenmiş, denendığınde de başanlı olunamamış. Kadir tnanır olsun, Zuhal Olcay olsun çok rahat oyunlar sergihyorlar. Yavuzer Çetinkaya1 yı ilk kez tam bir kompozısyon rolünde çok inandıncı buldum Küçuk Mine Çayıroğlu, çok ıyı kullanılmış. "Amansız Yol", sinemamızda bır Ömer Kavur dunyasınm sağlam biçimde oluştuğunu gosteren ilginç bır film... PİKNİK PİYALE MADK4 Beliren sosyal çevre Bunların başında "Amansız Yol"un tıpkı "Körebe" gibi, çok ilginç bır çevre betımlemesi yapması var. "Korebe"de tstanbul kentinin gözlerden ırak gecekondu semtlerı, tum toplumsal yoksunluğu, sankı asıl kentten dışlanmışlığı içınde ilginç, gerçekçi Bir arayışm fılmi Diğer yandan Kavur, bir bek Beigesel tadında H1ZLI GAZETECİ bir köy fihni VECDET $E.\ Aına sz bu kadannı bıle oooenımzmakta indk Odıyorsanız, o zamdn sua bi çocuk tzzbarlahztim. Omzğm bu kadannı bıle çızecek yok . Olsun b<z Dayınız da mı yok ° 6oturün kapıdı, o gzsın irnzayı da siz afcarsınız... EPEN Kurbağalar / Yönetmen: Şerif Gören / Hikâye: Osman Şahin / SenaryoGörüntü: Erdoğan Engm / Müzik: Atilla özdemiroğlu / Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Talât Bulut, Yaman Okay, Nesrin Çetinel, Yavuzer Çetinkaya, Hikmet Çelik, Metin Çekmez / Bir Gülşah Film yapımı (Geçen hafta) "Kurbağalar", alabildiğıne dramatik bir sahneyle başlar: Baştan ayağa suya, çamura bulanmış bir adam, sabahın alacakaranlığında, sarsak adımlarla köye doğnı gelır, ortalık yerde düşer kalır. Elindeki torbadan kuçücuk hayvanlar fırlar, hoplayazıplaya çevreye dağılır: Kurbağadır bunlar.. Sonra Elmas Kadın gelir, 'bulaşıcı hastalık'tan ölduğu soylenen adamın sırtından vurulduğunu görur ve köylulere gösterir.. Halil Pehlıvan öldürulmüş, Elmas Kadın genç yaşında dul kalmıştır. Sonra Elmas, ölümden (cinayetten) sorumlu tuttuğu birinin evinin onunde adamı lanet ve de kurbağa yağmunına tutar... Bu vurucu başlangıçtan sonra, olaylann aviu tempo ıle gelışeceğini, Elmas Kadın'ın, \urulan ennin olumunün gizı ve ıntıkamı peşinde koşacağını, kısacası sayısız örnegini gorduğumuz b ' 'ko> filmi' daha ızle>'eceğınizi sanırsınız. Oysa film, bambaşka yollara sapar, bir Trak\'a kasabası üstune bir yığın gozlem içeren neredeyse belgesel tadında bir fılme dönuşjr. Elmas Kadın, 7 yıllık 'mapus danu'ndan çıkan Balkanh'nın Ali, Ah'nın dul anası, Elmas'ın peşındekı bırkaç kışı, Ali veya diğer delikanlılarla tarla kıvılannda duşup kalkan gelişmis ko> dılberlerı, filmın diğer tıpleridir. .Ama film, bunlann yanında sayısız yan tip ve de sayısu. gozlem içerir.. Bir 'su köyiıdür bu: Çeltık, domates,biber ve de sulak yerde bol bulunan kurbağayla geçinen... Kurbağalar, geceleri toplanır, kooperatif merkezine getirilip tartılır, sonra becerikli ellerce kafaları ve ayaklan kopanlıp toplanır. Bir 'erkek işidir, kurbağa toplamak.. Ama kocasmdan kalma aklının ermediğı 'senetler'le boğuşan Elmas Kadın, bu ışe sıvanmak zorunda kalır.. Evine 'dul kadın' istemeyen Alı'nin anası yanaşmaz ya, Ali Elmas'a sevdahdır, onu evınin kadını yapmak ister.. Ama yanıp tutuştuğu Elmas'la bir gecelık beraberlikten sonra vazgeçer gibi olur: Asıl istediği Elmas'ın bedenı midir? Elmas, yaşamayı, direnmeyi ve kurbağa toplamayı sürdurecektır, yanına katılan (katılacak) başka kadınlarla birlikte... ÇİZGILIK KÂMİL MASAK4ÇI BAŞARILI OYUNCU Hulya Koçyiğit'in başanh bir oyun verdiği "Kurbağalar", Türk sineması açısından önemli, ustunde uzun boyhı durulmast gereken bir fttm. yaşaırflar ve gazeteci sonunluluğu Gazeteci, kişilerin 'özd vaşanu'na nereye dek sokulabilir, bu yaşamı hangi sınıra dek sergileyebilir? özel yaşamın dokunulmazlığıyla, özellikle kamuoyu önündeki kişilerin 'sırça kösk'te oturdukian gerçeği, hangi noktada bağdaşabilır? Politıkaa, sanatçı vb. kişilerdcn sıradan kışılere, basın, insanlan, 'gerçekkri yazmmk' mazeretı altında nasıl, nereye dek kullanabilir, onların en önemli, gıderek 'katsal' bildikleri şeyleri ne derece haber ve yoruın konusu yapabilir? Basın özgürluğü, giderek basırun çok şeyi (her şeyi) yazma, sergileme, kanıtlama işleviyle, insan haysiyeti, insan onuru lcavramlan arasında sağbklı bir kesısme noktası yok mudur, olamaz rru, olmamalı mıdır? Bu ve benzeri sorular, bu hafta Ortaköy Sanat Merkezi'nde yeniden gösterilen Sidne> Pollack'm önemli filmi "Yanhs Kmrar Absence of MaHce"de ele alınıyor. Ama bu türden sonılar, sanının ki geçen hafta bu gazetede yayımlanan bir yaayı okuyan tüm dikkatli okurlann da aklına gelmış olmalı. Bu yazıda, bir yazı dizisi nedeniyie bana, dolayıayla bu gazeteye getirilen eleştiri, elbette konumurun dışmdadır: Ülkemi2de düşün/ görüs/ kanı çejitüliğini (yani gercek demokrasiyi) savunmak ıçm yola çıkmış bir yayın organı olan Cumhuriyefin bu tflr bir özgürlüğün örnegini, öncelikle kendi sutunlannda sergılemesi kadar doğal bir şey olamaz. Ama yazıda unlü bır sanatçı çifte ve dolayısıyla onlan (özellilcle hanım sanatçıyı) şöyle böyle bır 20 yıldır bag^ma basmış olan milyoniarca seyırcıye yapılan saldın da, şu unlu 'basın özgiırlugunun bir parçası olarak yorumlanabilir mi? Bu sanatçıların, hele benim neden olduğum bir surtüşme dolayısıyla burda yinelemek istemediğım kimi sözkre muhatap olmalanndan dolayı gerçekten üzgünüm. Yazdıkîarı takdirde, olası yanıtlanm gazetede yayunlamak konusunda genel yayın müdürümuzün sözüne sahip olduklanm belirtirim. Kuşkusuz belli yeteneklerimizle belli yeriere gelmiş, belli köşelere, sürekü ve duzenli yazma olanağına sahıp kişileriz. Eleştinnek, sergüemek, yargılamak, kimi zaman alay etmek, suçlamak, kötülemek... Bunlan, hepimiz, zaman zaman yapıyonız. Ama, hedef aldığımız ınsanlar kim olursa olsun, onlara sözcüklerımizin arasmdan açık biçimde sırıtan bir kinle, nefretle yaklaşmaktan, kişiliklerine, onurlarına, 'mahremiyet'lerine, kutsal değerlerine saldırmaktan kaçınmamız gerekmez mi? Bu tür sorulan, gunlerdk, tekrar tekrar kendune sorup duruyorum. Asıl yanıtlan, kuşkusuz kamuoyu ve okurlar verecek... AĞAÇ VAŞKEN EGIUR KEMAL GöKHA^ TARİHTE BUGUN MLMTAZ ARIKA\ 27 Aralık GEL.EYDEN/ZİtfNAZU K/ZL ISSO'OE 8UGUN, 8£STSO ISE K£MEMÇ£CI /tL£<O 8ACAAIOS, &2 YAÇlNOA /STAMBUL'DA ĞLDÜ. ÇO. CUKLUSUNOA MÛZISS <EMAMLA S/tÇLAMIf, OAHA SGNRA K£MEhÇSv£ MERAK SARA RAK TÜM YAŞAM< 8C~u\: £j SAZİ ÇALMIŞTt ZAMAN/NO 4, ~üe:< MUS Sl ÇEV/SELERJNPE VE İSTA*lgL> •;qZtNC4!Z(KJDA ÇOK UNLU Ol/IA/ ~^£tcO gC^JCS'UAI BAZt gaSTElEei DE VAP D C *ZEI/KİM EMBUM HEPSEfJ İLE t ./•SELOl£UN"J "MEFTUNUM OLAN GOK^JMU SEVDALAEA C/insellik teması Şerif Gören'in bır koy melodramından özellikle kaçınarak, bir tur belgesele donuşturduğu film, alttan alta kuşkusuz yıne cinsellik temasına dayanmakta, boylece Gören'in son yıllarda bu temayı işlediği kimi fılmlerle birleşmektedır. Kendi ozgu bır rıtme sahıp, bu sakın, durağan, ağırbaşlı film, sonunda oldukça ilginç bir çağdaş bır mesaja, kuşkusuz kadınlarımızın da hoşuna gidecek bir bıldiriye ulaşmaktadır. Kimi gece çekirnlerının yetersiz bir ışıklandırma nedeniyie aksaması, finalın yeterli guçte verılememesı, yer yer abartılı bolumler (kurban kesme, kurbağa ayıklama), filmın tam bır başarıya donuşmesını onlese de, "Kurbağalar", gunumuz Turk sineması içınde olsun, Şerif Goren'ın fılmografisi içınde olsun, önemli, değişık bir yer tutan, ustunde daha uzun boylu durulması eerekh bır fılmdir.. TMMOB KAMU ÇALIŞANLARI VE SORUNLARI SEMPOZYUMU Yer: Bayındırhk ve lskan Bak. Konferans Salonu Tarih: 2829 Aralık 1985, 10.00 BILSAK'TA BUGÜN CazCenter: 21.00 E.FINDIKOĞLU ORKESTR.\S1 CafeFojer: 10.00 Lokanta: 22 00 Hafıf muzık Onceden yer ayırtmak ıçm BİLSAK 143 28 79 143 28 99 Yarımzaman çalışmak uzere beklemelı oğrencı aranıvor Şofor ehlıyetı şart SALPIN "ONUH ŞARICtLARtDlfZ. ARASINPA EAI ££VILESİİ; YURUK SEMAl, "GEL, EY DENIZlN AJAZLl KIZl, NUŞİ ŞEJZAg £T " D/Z. îtinalı şekilde panjur ve doğramalarıruz peşintaksıtle yapıhr. Yeni Toptaşı Cad. No: 73 Zeynepkamil Tel: 334 78 62 AK PANJUR 5 0 YIL Ö N C E Cumhurivet Işık söndürme tecrübeleri iyi netice terdi Ankara 26 (Telefonla) Şımdıye kadar 15 vılayet ve yırmı kaza merkezinde yapılan ışık sondurme tecrubelerı umumıyetle guzel netıceler vermıştır. Havadan yapılan kontroller, Eskışehirle 21 Arahk 1935 tenvıratında maskelerın mavı renklı ortulerle yapılması kafı gorülmemiştir. Bu fenerler sıyah ortulerle maskelenecektır. Bundan başka zemıne verdıklen ziya zathı genışlığınde bır sahanın da ayrıca katran veya kumla kapatılması ıcap etmektedir. Fakat asıl muhım denemeler, tehlike ışaretı denemeleridir kı 1935/1985 Iç Işlerı Bakaniığının verdiğı emirle şımdi butün şehır ve kasabalarımız buna hazırlanmaktadır. İstatıstik dersi verilir. TEL: 145 67 13 Sahibinden Piyano Tlf.: 166 83 42 3. ŞAHISLARA DL'YURU Ismet Vardar'ın fırmamızla hıçbır ilışkısı bulunmadığını uçuncu şahıslara duyururuz. Yapılar Mimarlık Barbaros Sağdıç Isıanbulun bu tecrubeterde en iyi netice alanlann başında bulunduğunu gostermiştir. Bılhassa halkın tecrube ışmı cıddı vazıyetlere uygun bır alaka ıle karşüaması bu muvaffakıyetın başlıca amılıdır. Tecrubeler sırasında gorulen bazı ehemmıyetsız noksanlar bılhassa sokak tenvıratı cephesmdedır. Sokak KATt DC NAGt JAvOUE C A T î l A * P1EME UNOlft
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle