17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Türkiye'den AET'ye uyarı: Sahıbı tumhuri>et Maibaacılık le Gazeteuhk Turk Anonım Şırkeu adına Sadır Nııdi. • Genel >a\:n Viuduru Hasan Omal. Muessese Viuduru Emine Işaklıgil. Yazı Ijlen Muduru Oka> Gonensın. • Haber Merkezı Muduru Nalçın Ba>er. Sa)la Duzenı \onfmenı Ali Acar. # Temsıhıler ANk \ R A ^alcınDogan.İZMIR HikmelC, elinkava. ADANA. MehmetMercan. Kunbul Haberlerı RchaO;, Dıs Haberier Ergun B»lcı, Ekonomi Osman ilaga), Kukur A*dm Emeç, Maga/in Valçın Pekşen, Spor Damşmanı Abdulkadir Vuceimaa, Duzelıme Refik Durbaş, ^ra$tırma Şahîn Alpa>, t§ • Sendıka Şukran Kttenci. Haber Ara$urma l fuk Culdemir. # Koordınaıor Ahmtt KonıUan, # Malı Işler Erol Krkul, llan Liy* lrj>ene. Halkla İLs^ıler Gulderen Koşar. Idare Hus«>in Gurrr, Işletme Ondtr (,tlik. Basan ve Yavan l umhurnet Maıbaacılık ve Gazetecılık T.A.Ş. Turk Ocağı Cad. 39<41 Cagaloğlu Istanbul. PK. 246tstanbuI, Tel: 526 10 00 (9hat). Telex: 22246 0 Buroiar Ankara: Zı\a Gokalp Bulvarı Inkılap Sokak. No: 19'4 Tel 33 11 4147, Tdex 42344 • İzmir. Haln Zıya Bulvarı No 64/3, Tel 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 • Adana: Çakmak Cad. No 134 Kaı 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. TAKVIM 2~ ARAL1K 1985 Imsak: 5.48 Guneş: 7.20 Oğle: 12.10 Ikindi: 14.29 Akşam: 16.49 Yatsı: 18.16 "AET'nin kapıları kapanıyor" AET, Kıbns'ta bölünmeyi teşvik ediyor Cheysson 'un, AET'nin gümrük birliği için yalnızca Kıbrıs Rum tarafını tanıdıklarım açıklamasım tepkiyle karşılayan Dışişleri Sözcüsü Yalım Eralp, AET'nin bu tutumunun Kıbrıslı Rumları "inatçılığa ve uzlaşmazlığa" iteceğini belirtti. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, Avrupa Ekonomik Toplulukları Komisyonu ve topluluğa uye ülkelerin hükiimetlerinden AET'nin Kıbrıs Rum yönetimiyle gümrük birliği gonişmelerini başlatma yolundaki kararını yeniden değerlendirmelerini istedi. Türkiye topluluğun bugüne kadar izlediği adadaki her iki kesim karşısında belii bir dengeyi gözeten Kıbns politikasından ayrılması ve ardından adaya giden AET Komisyonu Guney Akdeniz Komiseri ve eski Fransız Dışişleri Bakanı Claude Cheysson1 un "yalnızca" Rum tarafını tanıdıklannı açıklamasıyla ortaya çıkan gelişmeler uzerine dün AET'yi uyardı. Bu konuda AET üyeleri nezdinde yaptığı girişimlere ek olarak Ankara, dün bir de açıklama yaparak tutumunun altını çizdi. Dışişleri Bakanlığı'nca bu konuda yapılan açıklamada, "AET'nin Kıbns'la gümrük birliği kurulmasını amaçlayan müzakereleri, munhasıran Kıbns Rum larafıvla ytırütmek lasavvurund» olmasını ve Kıbns Tiirk larafının bu sürecin dışında bırakılmasını anlamak ve tecviz elmek mumkün degildir" denildi. Açıklamada devamla"Bu konuda ileri süruldügü gibi Yunanistan'ın şantajına boyun egilmis ise bu AET içir. gerçek bir talihsizliktir" dendi. DENKTAŞ'A TAM DESTEK Dışişleri'nin açıklamasında KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denklaş'ın bu konuda yaptığı açıklamalara da geniş bir şekilde atıf yapılarak kendisine arka çıkıldı ve böylelikle görüşlerinin aynen benimsendiği duyunıldu. Bu çerçevede Ankara Denktaşın "AET'nin Gümrük Birligi kararının BM Genel Sekreteri'nin iyiniyet göre>i dahilinde yiiriitmekte oldugu çozüm bulma gayretlerini elkisiz ve anlamsız hale getireceği ve adada bölünmeyi kökleşlirecegi" yolundaki sözlerini hatırlattı. Ankara'nın açıklamasında, Denktaş'ın "Kıbrıs Rum liderierinin AET ile Gümrük Birliği'nden Kıbrıs Türk haJkının iktisaden çökertilmesi ve siyasi planda tecrid edilmesi amacıyla yararianılması gerektigi" yolundaki demeçlerine dikkat çektiği de altı çizilen bir aşka husus oldu. AET KENDİStYLE ÇELİŞİYOR Bu alıntılardan sonra açıklamada AET'nin takındığı tutum ile kendi Kıbrıs politikasına da ters duştüğü kaydedildi. Bu konuda aynen şoyle denildi: "AET'nin Gümrük Birliği müzakerelerinde komiser Cheysson'un ileri sürduğü şekilde Kıbns Türk tarafının varlıgımn nazarı itibare alınmaması halinde, iki (arafın birleşmesinden yana olduğunu belirtegelen AET, bu davranısıyla adada bölünmeyi daha da kökleştireceği için tam bir çelişki içine düşmiiş olacaktır. Kıbns Tiirk tarafının adanın siyasi ve iklisadi kaderine orlak olma arzusunun ve bu >öndeki teşebbüslerinin engellenmesi değil, teşvik edilmesi gerekir. Kıbn s Rum liderierinin gümruk birligi iie aslında bangi amacı giittülderini gösteren demeçlerinin konunun AET ve iiye ülkeler hiiktunetleri tarafından yeniden değerlendirmeye tabii tutulraasını gerekli kıldığı inancındayız ve bunun yapümasını bekliyoruz." tBRE. ÜLKELERE GÖRE FARKLI Konuyia ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dışişleri sozcusu Yalım Eralp AETnin tutumunun Kıbrıslı Rumları "inatçılığa ve uzlaşmazlığa" iteceğini kaydetti. Sigarunm tehlikesi BOSTON, (ANKA) Sigara ıçenlerin kalp krizine yakalanma olasılığının özellikle 55 yaşmdan sonra başladığı belirtildi. Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yapılan çalışmaya göre, sigara tiryakileri, 55 yaşına dek bu alışkanlığı sürdürdüğünde, kalp krizine yakalanmayı da hemen hemen garantilemiş oluyor. Sigara içmeyen bir kişi ile karşılaştmldığında 55 ya da daha yukarı yaş grubundaki bir tiryakinin kalp krizi geçirme olasılığı üç kez dahafazla aynı üniversitenin araştırma ekibi tarafından \ yapılan bir başka çalışmaya \ göre de, kalp krizi geçirdikten I sonra, bir kişinin bu hastalığın izlerini tümüyle vücudundan atması için, en az iki yıl geçmesi gerekiyor. NİLGÜN CERRAHOĞLU MADRİD "İspanya ve Portekiz'in de AET ailesine katılmasıyla Avrupa bugün için doğal sımrlanna ulaşmıştır. Bundan böyle topluluk içinde kuzey güney arasındaki güç dagılımı da dengelenmiş olacaktır. Artık siyasal birlige dognı gidecek daha güçlü bir Avrupa için harekete geçmenin zamanıdır". Bu sözler, geçenlerde Madrid'de 12'lere genişleyen Avrupa üzerinde bir konferans veren Altiero Spinelli'ye ait. Avrupa federalistlerinin babası, eski AET Komisyon Başkan Yardımcılarından ve halen Avrupa Parlamento,su Siyasi Kurumlar Komisyon Başkanı olan Spineili'nin 12'li Avrupa'nın geleceğine yönelik bir soruya verdiği şu yanıt ise Türkiye'nin 12'li AET içindeki görülebilir geleceğini açıkça ortaya koyuyordu: "Tabii" diyordu. Spinelli, "YunanJsUo, Danimarka ve tngiltere gibi, siyasi birlige yönelik •ülımlan sürekli olarak engelleyen ülkeler, dilerierse bu isbirliğinin dışında kalabilirler. Biz, diger AET ülkeleri siyasi birlik için hızımızı arttınz. Yunanistan. Danimarka ve fngiltere, bu dunımda ekonomik ortak pazar içinde kalırlar, ama siyasi Avrupa'dan dışlanıriar. Bu ülkeler için daima adboc uygulamalar bulunabüir..." AET TRENİ KAÇTI MI? Artık AET'nin içinde yer alan mevcut ülkeler için bu tip kaygılar söz konusu olursa; Türkiye gibi topluluğun dışında ve toplulukla sorunlu ilişkiler içinde olan bir ülkenin, 12'lerle ne gibi bir geleceği olabilir ki? Görünüşe bakılırsa Türkiye AET trenini kaçırmıştır. Tren Yunanistan'ın tam üyelik taJebini hemen izlememekle kaçmıştı.İspanyaPortekiz'i siyasi gerekçelerle saflanna aJan AET'nin gitgide "siyısi" ağırlığı biyürken içinde bir Yunanistan olan AET'ye girmek, Türkiye için her geçen gün zorlaşmaktadır. Kaldı ki ispanya ve Portekiz'in üyeliklerinin ülkemizin toplulukla olan mevcut ekonomik ilişkilerini de etkilemesi kaçınılmazdır. TÜRK TEKSTtLİNlN GELECEĞİ Ekonomik alanda ilk akla gelen Türk tekstilinin AET içindeki geleceğidir. Bundan böyle, AET piyasaJarına Portekiz ve özellikle rekabet gücü yüksek lspanyol tekstil ürünleri de girmektedir. Her ne kadar Türk tekstil ürünlerine konan mevcut kotalar üzerinde bir değişiklik yapılması söz konusu değilse de, bu durum, tekstilde doyuma ulaşan AET pazan içinde Türk tekstil ürünlerinin gelecekteki payının arttınlmasını olanaksız hale getirmektedir. Tanm ürünlerine gelince, bundan böyle 12'li Avrupa içinde zaten yıllardır rekabette güçlü lspanyol meyve ve sebzelerine artık gümrük duvarlan dereceli olarak kalkacaktır. Her ne kadar şimdiki halde Türkiye1 işçilerinden sonra gelecektir. Bu, Avrupa'da halen çalışmakta olan 1 milyon 700 bin lspanyol ve Portekizlinin Türk işçileri üzerinde elde ettiği tartışmasız bir avantajdır. Kaldı ki, sadece Ispanya'daki 2 milyon 800 bin işsizin AET'nin işsizlik oranının ytizde 12'ye vardığı emek piyasası üzerinde baskısını hissettirmesi de kaçınılmazdır. Tekstil: Artık AET pazarlanna Portekiz ve lspanyol tekstil ürünleri de girmektedir. Tekstilde doyuma ulaşan AET pazarında Türk tekstil ürünlerinin payını arttırmak olanaksız hale gelmektedir. Türk i f ç i l e r i : Portekiz ve tspanya'nın tam uyeliğinden sonra, AET ülkelerinde Türk işçilerinin iş bulma umutları hemen hemen kaybolmuştur. Avrupa'da halen çalışmakta olan 1 milyon 700 bin Portekiz ve lspanyol işçisi, Türk işçilerine karşı tartışmastz bir avantaj kazanmıştır. Kaynak transferi: Avrupa'nın mali kaynaklarım İspanya ve Portekiz gibi düşük gelirli ülkelerle paylaşmak durumunda kalması, Türkiye gibi ülkelere yapılabilecek kaynak transferinı sınırlamaktadır. nin AET ulkelerine büyük miktarlarda taze meyye ve sebze ihracatı söz konusu değilse de kuru Uzüm, incir gibi kuruyemiş ihracatımızın etkileneceği açıktır. tŞÇİLERİMİZ ETKtLENECEK İspanya ve Portekiz'in AET üyeliğinin en önemli etkilerinden biri de hiç şüphesiz, AET ülkelerinde çalışan Türk işçilerinin konumu üzerinde olacaktır. Şimdiye dek AET'li işveren 10 AET üye ülke işçilerinden sonra, işe almada önceliği Türk işçilerine vermek zorundaydı. Bundan böyle ise Türk işçilerine tanınan öncelik 12 üyenin SANAYt SEKTÖRÜ Tekstil dışındaki sanayi mallarında ise, AET'nin güneye genişlemesi, Türkiye için şimdiki halde çok büyük sorunlar yaratmamaktadır. Ancak sanayi sektöründe artan rekabet, yabancı yatınmlan çekmek isteyen Türkiye için olanakları sınırlayan bir unsurdur. İspanya yoluyla Avrupa pazarına atlamak ve bu pazara ihracat yapmak isteyen Japon ve ABD'ü yatınmcılar (ITT, AT ve T, SONY, FORD, GM.) son aylarda bu ülkeye özellikle micro chip, elektronik ürünü, otomotiv sanayii gibi alanlarda büyük yatınmlar yapmışlardır. Bütün bunlara Türkiye1 nin kaybettiği potansiyel yatınmlar olarak bakıiabilir. Aynca bundan böyle Avrupa'nın, mali kaynaklannı İspanya ve Portekiz gibi düşük gelirli ülkelerle paylaşmak durumunda kalması Türkiye gibi ülkelere yapılabilecek kaynak transferini çok sınırlayıcı bir gelişmedir. Türkiye açısından en endişe verici sorunlardan biri de budur. SfYASt KAYGILAR Her ne kadar AET'nin 12'lere doğru genişlemesi Türkiye için bu gibi endişe verici ekonomik ve mali sonuçlar doğuracaksa da işin asıl kaygı verici yanı aslında siyasidir. Avrupa bu genişlemeyle uzun yıllar dikta rejimleri altında yasamış bu iki "yoksul" îberik üikesinin genç demokrasilerini güçlendirmek uğruna birtakım özverileri göze almıştır. Türkiye için de AET, benzeri bir siyasi kaygı uğruna, benzeri bir özveriye girişmeyi düşünebilir mi ? Bu konuda görüşlerini aldığımız yüLsek duzeyli AET görevlileri ve Avrupalı politikacılann bu soruya yanıtı şimdiki haJde kesin bir "hayır"dar. Çünkü söz konusu çevrelere göre, Türkiye'nin olası bir AET üyeliğinin bu çerçeve içinde ele alınması için demokrasinin çok daha güçlü temeller üzerine oturtulması gerekmektedir. Asbest ile kanserin ilgisi ANKARA, (a.a.) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı yetkililerine göre, içme sularında asbest bulunmasıyla kanser arasında herhangi bir ilgi kurulamıyor. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetlen Genel Müdürii Utku Ünsal, "Asbest kanserojen bir maddedir. Ama solunum yoluyla alınması halinde kansere yol açabilir" dedi. Dünya Sağlık Teşkilatı 'nin "İçme Suyu Kalitesi İçin Klavuz'' (Cuidehnes For DrinkingH'ater Quality1985) adlı raporunda, içme suyunda asbest ve amyant bulunmasıyla kanser arasında ilişki kurulamadığının belırtildiğini anlatan Utku Ünsal, Ingiltere'de hazırtanan "B.T. Comnis"raporunda da aynı görüşün paylaşıldığını kaydetti. L'Espresso Dergisi'ne göre: Ağca, Italya'da yılın ünlüsü Derginin ileri gelen yazarlarından Nello Ajello, Ağca'ya gönderdiği yeniyıl mesajındaşunları yazdı: "Sayenizde Italya'da terorizmi neden yenebildiğimizi anladık. Dolayısıyla istemeyerek de olsa ülkemize iyilik ettiğinizi söylemem gerek..." ROMA (Cumhuriyet) Italya'nın en çok satan dergilerinden " L ' Espresso" da 1985'in en ünlü kişileri içinden seçilen 20 kişi arasında Mehmel Ali Agca da yer aldı. Dergide, Italya'nın en önemli başyazarlanna bu unlü 20 kişiye yeni yıl dileklerini kapsayan mesajlar da yazdırıldı. Başta Italva Başbakanı Bettino Craxi olmak üzere, Fiat Otomotiv Kuruluşunun Yönetim Kurulu Başkanı Giovanni Agnelli, İngiltere Kraliçesinin gelini Lady Diana, unlü modacılar, " r o c k " şarkıcısı Madonna ülkenin özel televizyon imparatoru Conti bu 20 ünlü arasında yer alan kişilerden bazıları. Ağca'ya, derginin ileri gelen yazarlarından Nello Ajello tarafından yazılan yenî yıl mesajında Ağca'nın seçiliş nedenleri şöyle sıralanıyor: "Ağca, mahkeme salonunda boy göstererek gazete okuyuculanna ve televizyonlara geçen gecelerimize heyecan kattı. Lrperticiliğin ustası olmakla. siirprizin, beklenmeyenin papazlığını yapmakla, heyecan tekniğini doruk noktasına vardırmakla Hitchcock'un en iyi yapıtlannı bile kıskandırabilir. fersah fersah geride bırakabilirsiniz. Eğer televizyondaki izleyicilerinize Rebbibia Cezaevi'nde sizi ziyaret etmeleri için bir davetiye göndermek olanağı bulunsaydı, hapishane dolup taşardı. Bu olay, hiç kuşkusuz çok eğlenceli olurdu. Çünkü Fatima'nın esrarından Pasienza'va ABD'de tutuklu bulunan ve Papa davasıyla ilgili ol Oyuncak seçimine dikkat İSTANBUL, (THA) Çocukların, belirli oyuncak ve oyunlara yönelmelerinde çevrenin etkisi olduğunu ve ailenin bu konuda çok dikkat etmesi gerektiğini bildiren Prof. Rıdvan Cebiroğlu, "Çocuklarımza yanlıs oyuncak vermeyin" dedi. Aile içinde, erkek çocuklar saldırganlıkla ilgili oyunlara yöneldikleri halde, kızlann daha yumuşak oyunlar seçtiklerini vurgulayan ruh ve sinir hastalıkları mütehassısı Prof Cebiroğlu, oyunlarin seçilmesinde aılenin etkisi olduğunu ve bu olaya "sosyal kalıtım" adı verildiğini söyledi. Erkek çocuktann kız, kızlann da erkek oyunlarına yöneltilmelehnin sakmcalı olduğunu kaydetti. 27 Aralık 1979.Afganistan hükümetinin davetlisi olarak gelen ve ülkeyi işgal eden Sovyet askerleri Kabil'de devriye geziyor... Afganistarvfla işgaün 7. yıh Dtş Haberler Servisi Toplumsal iç dinamizmi yuzyıllardır çok yavaş bir tempoda seyreden Afganistan, Guney Asya'da sahip olduğu önemli stratejik konumundan oturü, her zaman bölgede egemenlik kurmak isteyen çeşitli güçlerin hedefi oldu. Geçen yüzyılda Rusya ve İngiltere'nin işgal girişimleriyle karşılasan uJke, somürgeci güçlere karşı ciddi bir direniş gosterdi ve belli bir bağımsızlığı hep muhafaza ettı. 20. yüzyılda ABD ve SSCB ile olan ilişkilerinde dikkatli bir denge kurmayı başaran Afganistan Krallığı, zamanla kuzey komşusuna, subaylarını Moskova'da eğitime gönderecek denli yakınlaştı. 1973 yılında bir askeri darbeyle krallığı devirerek Cumhuriyet kuran Davud Han döneminde de, SSCB ile sıkı ilişkiler, artarak surdü. Ancak 1960'ların sonundan itibaren Hint Okyanusu'na giderek artan bir ilgi duyan Moskova, ABD'de Carter yönetiminin Iran'la uğraşmasını da fırsat bilerek bağlantısız Afganistan'ı.Sovyetlere dost, "sosyalist" bir ülkeye donüştürmeyi tercih etti. Çoğu Moskova'da eğitilmiş subaylar, 1978 nisanında darbeyle Davud Han yönetimine son verdiler. Afganistan Demokratik Halk Partisi adını ta Sahte ilaç BURSA, (a.a.) Bursa Eczacılar Odası Başkanı Nejat Vardar, piyasada sahte ilaç miktannın hızla azaldığım belirterek, "Sahte ilaca artık eskisi gibi yatırım yapıbnıyor. Sahtekârlık, cazibesini yitirdi" dedi. Nejat Vardar, İl Sağlık Mudtirlüğü ile Eczaalar Odası tarafından yapılan denetimlerde, özellikle son uç ayda, sahte ilaç tur ve miktarında buyuk azalma görüldüğünü bildirdi. Vardar, bu konudaki yasalann eski olduğunu, ' 'Sahte ilaçla halkın sağlıği ile oynayanlann, paraya çevirüebilen küçük hapis cezalanyla kurtulduğunu" söyledi. 2 7 Aralık 1979'da Afganistan hükümetinin davetlisi olarak gelen ve ülkeyi işgal eden Sovyet askerlerine karşı Afgan halkının bağımsızlık savaşı sürüyor. Sovyet yönetimi 7 yıllık bir süreden sonra, barışçı bir çö'züm bulmak için muhaliflerle doğrudan görüşme yapılması gerektiğini belirtti. şıyan Komünist Partisi'nin Genel Sekreterı Nur Muhammed Taraki Devlet Başkanı oldu. İktidara geldiğinde ancak birkaç yıllık bir geçmişi olan parti, aslında Bayrak ve Halk adJannı taşıyan yayın organlan çevresinde kümelenmiş, iki fraksiyona a>Tilmış durumdaydı. İktidar da, bu iki fraksiyonu birleştirmeye yaramadı. Tersine gorüş ayrılıkları büsbutün derinleşti. Çok geçmeden Bayrak grubunun lideri ve Devlet Başkanı Yardımcısı Babrak Karmal haziran 19 7 8'de Çekoslovakya"ya sürgune gönderildi. "Devrim" ise, birbirinden keskin kararnamelerle "yukarıdan" dayatılmaya çahşılıyordu. Toplumun iç dinamiğinden kaynaklanmayan, tersine ülke dışından ve silahlı kuvvetler aracılığıyla dolaylı olarak getirilen "devrim" henoz buyoık ölçude feodal donemi yaşayan Afganistan toplumunun çok buyuk bir kesiminden doğal olarak şiddetli bir tepki gördü. Feodal bir toplum yapısının olağan bir sonucu olarak direniş, kırsal bolgelerdeki çeşitli kabilelerden kaynaklandı ve doğal olarak İslam dinini temel alan bir ideolojik zemin üzerinde yürutüldü. Afgan ulusunun henuz tam anlamıyla bi' çimlenmemiş olduğu toplumsal koşullarda, kabile farklıhkları, Afgan direniş hareketinin bugüne dek bir türlu aşılamayan zaafına, yani bolünmüşlüğüne yol açtı. Haikı ezmekle suçlanan Taraki, 1979eylülünde Başbakan Hafizullah Amin tarafından devrildi. Bu gelişme, Sovyetler Birliği ve Moskovacı partiler tarafından "Afgan devriminin >eni bir aşaması" olarak sunuldu! Karşıdevrimcilikle suçlanarak öldurülen Taraki'nin yerine Amin, Devlet Başkanı, Başbakan, Savunma Bakanı ve Parti Genel Sekreteri oldu. Bazı yumuşama önlemleri yürurlüğü konarak muhalefet hafifletilmeye ve bölünmeye çalışıldı. Ancak bu arada kendi kişisel oyununu oynamaya kalkışan Amin, kaçınılmaz olarak Sovyetlere ters duştü. Parti de fraksiyon savaşı Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda vuruşacak denli keskinleşmiş "devrimci yönetim"in ulkede hemen hiçbir otoritesi kalmamıstı. Kendi haline kalsa, çok geçmeden işbirlikçi yönetimin yıkılıp gideceği besbeUiydi. dugu söylenen Bapco Ambrosiano olavıyla ilgili İtalv an kadar el atmadığınız hiçbir bilmece kalmadı." Mesajda aynca Ağca, İtalyanca da pek de iltifat anlamına gelmeyen "Napolili" sozcüğüyle "Napolili T ü r k " olarak nitelenip, şu cümlelerle devam edilivor: "Fakat her seye ragmen, ttalya'va iyilik ettiniz. (Burada kinaye ve hafif alay var.) Tüm büyük aktörler gibi siz de buyuk bir destekten yararlandınız. Bu destek, yargıç Se>erino Santiapichi idi. Santiapichi, sizi tanımadan önce sabır ne demek bilmezdi. Siz suçlannızm fantezLsini yaşarken, karşınızda Santiapichi hukuk devletini temsil ediyordu. Sayenizde İtalva'da terorizmi neden yenebildiğimizi anladık. Dolayısıyla istemeyerek de olsa, ülkemize iyilik ettiğinizi söylemem gerek. Bu bakımdan, bir anlamda hayranınızım." AIDS buzdağına benzetildi ANKARA, (ANKA) Türkiye gündeminin önemli maddelerinden birini oluşturan çağm hastalığı AIDS, bu kez de Hacettepe Üniversitesi tarafından dü'zenlenen bir sempozyumda hemen her yönuyle lartışıldı. Sempozyumda konuşan Doç. Emin Kansu, AIDS'lı bir "buzdağı aysberg"e benzeterek, "halen bu aysberg'in su altında kalan, yani bilinmeyen, görünmeyen bölümünün oranı yüzde 65 olup, oldukça ilginç bir orandır" dedi. AIDS'in özellikle 1981 yıhndan bu ya~ na artış gosterdiğine dikkat çeken Doç. Kansu 4 yıl once sadece 31 olan AIDS olgusu sayısının, 1985'te 12 bin 600'e yitkseldiğinı açıkladı. AIDS'in kan ve çeşitli sekresyonlar yoluyla bulaştığına dikkatı çeken Doç. Erdal Akalın, "Özellikle sağlık personelinin korunması bakımından, dis hekimleri, kan, tükürür ve diğer salgılara yakın olduklan ağız bölgesi ile sıkı ilişkide olduklan için, gözlerini korumalıdırlar " diye konuştu. Kalp krizîne igne tedavisi MICHIGAN, (a.a.) Ame rika'da yapılan bir araştırmada kalp hastalan için, şeker hastalarımn günlük olarak kullandıkları ensülin iğnesi gibi iğne ile kullanılabilecek bir ilaç yapıldığı açıklandı. Henuz deneme aşamasında olan ilaç, iyi sonuç verdiği takdirde, kalp krizi geçirenler ilacı iğne yoluyla kendi evlerinde günlük dozlar halinde uygulayarak ikinci bir krizi engelleyebilecekler. Michigan Üniversitesi kardiyaloglarından Eriç Topol, gönüllü hastalar üzerinde bugüne kadar yapılan denemelerde, yeni ilacın damarlardaki tıkaruklığı açarak kalp krizinin yinelenmesini engellediğini söyledi. Topol, şimdiye kadar ancak 30 hasta üzerinde araştırma yapıldığını, ancak sonuçta yüzde 80 başan elde edildiğini de belinti. Ilacm artık laboratuvarda tüm hastalar için seri üretime girebilecek duzeye geldiğini söyleyen Topol, ileride kalp hastalarının evlerinde günluk dozlar halinde bu ilacı iğne yolu ile alarak tıpkı şeker hastalarının ensülin iğneleri benzeri bir koruma sistemi geliştirebileceklerini de açıkladı. 7 ayrı örgüt Bunun sonucu olarak tumu de İslamlığı kendilerine temel aldıkları halde, kabile aynlıkları aaır bastığı için. bir turlu birleşemeyen başlıca 7 örgut ortaya çıktı. Ancak şu son iki yıldır mücadelelerini belli bir olçüde eşgudüme bağlamak uzere bir üst konsey oluşturan İslamcı direniş orgütlerinin kazandıklan ilk başanlardan sonra, Sovyet işbirlikçisi yönetim geri adım attı. Davetli işgalciler İşte bu koşullarda,"Afganistan Hükümeti'nin çagrısı üzerine" Sovyet ordusu büyük bir "enternasyonal dayanışma örnegi" göstererek 27 Aralık 1979'da imdada geldi! Sovyet birlikleri yanlannda Prag'da sürgün yaşayan Babrak Karmal'in doldurmuş olduğu bir teyp kasetini de getirmeyi ihmaİ etmemişlerdi. Afgan halkı iki gün boyunca Karmal'ın kasetten sesini dinledi: Karşıdevrimciler alt edilmiş, dost Sovyet askerleri ülkeyi emperyalizmin pençesine düşmekten kunarmışlardı! İki gün sonra Babrak Karmal şahsen gelerek başkanlık koltuğuna oturdu. O zamandan beri Afganistan halkının bağımsızhk mücadelesi, Sovyet birliklerinin sayı ve ateş giicü olarak gördüğü takviyeye rağmen yükselerek sürdü. O kadar ki, sonunda önceki gün Pravda'da yayımlanan bir yazıda, Sovyet yönetimi, "sosyalizm" diye sunduklan şeyin, Afgan halkının büyük çoğunluğunca reddedildiğini itiraf ederek, soruna barışçı bir çözüm bulmak için, muhaliflerle doğrudan göruşmeler yapılması gerektiğini belirtti. Ocakta piyasaya çıkıyor "Türk Playboy'u kültür ağırhklı" MPerginin basdacağı kâğıt halya'dan ithal edilecek. 1500 liradan satılacak dergi, 152 sayfa olacak.Playboy'un Genel Yayın Yönetmeni Ali Saydam, reklam fiyctının çok yüksek olacağını sövledi. İstanbul Haber Servisi Dünyaca unlu erkek dergisi "Playboy" Turkiye'de de yayın hayatına başbyor. Halen 12 ülkede birden yayımlanmakta olan dergi, ocak ayından itibaren Karacan Yayınları tarafından aylık olarak yayımlanacak. Turk Playboy'unun genel yayın yönetmeni Ali Saydam, Türkiye'nin içinde bulunduğu demokrasiye geçiş döneminde düşunce ozgürlüğüne de onem verilmesı gereğini hatırlatarak cinsel özgurluğün de bunun bir parçası olduğunu belirtti. Bu yuzden derginin AmerikaL yoneticilerinin Turkiye'de yayına başlamaya karar verdiklerini anlatan Saydam, "İlk kez bir Müslüman ülkede va.vımlanacak olan dergide, yüzde 20 oranında cinsellik olacak. Geri kaian yuzde 80'i ise edebivat ve kültür agıriıklı olacak. Dergimizde sağlıksız cinsellik olmayacak" şeklinde konuştu. Derginin basılacağı kâğıdın halya'dan ithal edüeceğini ve bin beş yüz liradan satılacak derginin 152 sayfa olacağını söyleyen Ali Saydam, kalitenin Amerikalı yöneticiler tarafından da sürekli denetleneceğini belirtti. AMERİKALILARA YÜZDE 10 Ali Saydam, reklam fiyatlannın da çok yüksek, örneğin arka kapak için 7.5 milyon lira olduğunu AmerikaLların satıştan ve reklam gelirinden de yüzde 10 alacaklarını sovlerken, "Gazete ve diğer dergiler, dergimizden kaynak belirterek alınıı >apabilecekler. Ancak fotoğrafları orijinal olarak biz vereceğiz" dedi. Çinli gençler ve klasik müzik PEKİN, (a.a.) Çinli gençlerin, pop muziğini bırakarak klasik müziğe yöneldikleri bildiriliyor. İngilizce yayımlanan China Daily gazeıesinin haberine göre, bu yıl pop müzik kaset ve plak satışlannda büyük bir gerileme kaydedildi. Gazete, 30 yaşın altındaki gençlerin, artık pop müzik dinlemez olduklarını yazdı. Son dörı yıldanbuyana, "hafif müzikten" hoşlanan gençlerin artık öncelikle Beeıhoven, Brahms ve Bach dinledikleri belirtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle