16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Moskova, elçiliğe sığınan Süleymanov için yıınııışamıyor Turkiye'nin Moskova Büyükelçiliği'ne giderek sığınma talebinde bulunan Süleymanov, Ankara'nın izni üzerine, binada yaşamım sürdürmeye başladı. Dış Haberter Servisi Arjantin'de 1976'da darbe ile yönetime el koyan cunıacı komutanlara sivil mahkeme tarafından verilen cezalar, geniş yankılara yol acarken, dış basında da iki ciddi gazete bu olguyu "demokrasinin zaferi" şeklinde yoTiımladı. Bilindjği gibi Arjantin mahkemesi cunta döneminin 9 generalinin 2'sini ömür boyu, 3'ünü çeşitli hapis cezalanna çarptırrruş, 4'ünü de beraat ettinnişti. Fransız Le Monde gazetesi, cuntacılann cezalandınlmasım, ülkede halen "güçlenmekte olan demokrasinin zaferi" olarak yommlarken, İngiltere"de The Fioancial Times gazetesi, yargılamanın sonuçlannın Arjantin'in sınırlannın dışına taşacak kadar anlamlı olduğunu bildirdi. Gazete, gelişmekte olan ülkelerde ilk kez daha önceki dönemin asken yöneticilerinin yasalara uygun biçimde yargılandığına işaret ederek bu olgunun Arjantin'de "temkinli ve usta biçimde tekrar kurulmakta olan demokrasi için "îdhıbr Cumhuri»tl Maıbaacılık »c Gazetecıhk Turk Anonım Şırketı adına \adır Nadi, 9 Oenel \a\in Muduru Hasan Ccmal. Muessese Muduru: Emine l saklıgil. Yazı l>lerı Muduru Ok»> Gontnsin, # Haber Merkezı MuJuru \alçın Bs\er. Savfa Duzcnı Vonetmenı 4li Acar, # Temsılaler ANKARA ^alçınDofcan.İZMIR Hikmel(,etinka>a. ADANA MehmelMercan. TAKVİM 15 ARALIK 1985 Imsak: 5.42 Gunes: 7.14 Isıanbul Haberkrı. RehaOz. Dij Haberler Ergun B»lcı, Ekonomı Osman Uagiv Kultur \ydın Emcç, Magazın Yalçıa Peltştn. Spor Danı>mam \bdulkadir Vuctlman, Duzeltme Rrfik Durbış. Vaştırma: Şahin Alpaj, lş Sendıka Şukran Kctraci. Haber Araşıırma l fuk Guldtmir. # Koordınaıor Ahmel Korulsan. # MaJı Işler. Eroi Erku(, Ilan Zif» trgene, Halkla lhşkıler Guldercn Koşar. Idare Hvseyin Curer, lşletme Onder <,elik. Oğle: 12.04 Ikindi: 14.23 Akşam: 16.43 Basan ve Ya\an. Cumhuri>cl Maibaacıhk ve Gazetecılık T.A.Ş. Turk Ocagı Cad. 39/41 Cagalbglu Istanbul, PK 246tstanbul, Tel 526 10 00 (9hat), Tekx: 22246 # 7 Burolar Ankara: Zıya Gokalp Bulvan Inkılap Sokak. No: 19/4 Tel: 33 1! 414 , Telex. 42344 • İımir. Halıt Zıya Bulvan No: 643, Tel: 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 • \dana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel. 1455019731 Telex: 62155. Yatsı: 18.10 Dış basın komutanlara verilen cezaları yorumladv Arjantin'de demokrasinin zaferi FINANCIALTIMES; Bu dava, yaşamları ve hakları askeri rejimler tarafından istismar edilen ülkelerin halkları için ufak bir umut ışığı oluşturabilir. Agosti Hava Kuvvttleri Komutanı. 4.5 yıl hapis. Videla Kara Kuvvetleri Komutanı. Yaşam boyu hapis. Massera Deniz Kuvvetleri Komutanı. Yaşam boyu hapis. Batan teknede 3 denizci öldü ERDEK, (Cumhuriyet) Erdek Kapıdağ açıklarında batan teknede üç denizci öldü, iki kişi de kayboldu. Olay perşembe gecesimeydanageldi. "Vadi" adlı tekne Bandırma 'dan yüklediği pirit madenini Erdek 'e götürürken, perşembe günü kayboldu. Geminin o gün Marmara Adası açıklannda S.O.S. verdiği veyardım istediği öğrenildi. Yapılan tüm aramalara karşm tekne, Erdek'in Kapıdağ Yanmadası'nın kuzeyinde Turan köyü açıklannda batık vaziyette bulundu. Gemide makineci ve kamarotlardan Kadir Gülmez, Zekeriya Karabulut ve Ahmet Akgül ölü olarak bulunurken, Gündoğdu köyü nüfusuna kayıtlı iki kaptanın ise kayıp olduğu bildirildi. 398 grostonluk teknede kaybolan kaptanların kardeş olduğu belirlendi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Türk asıllı bir Bulgar vatandasııun Moskova'daki Türk Büytikelçiliğine sığınması Tıirk Sovyet ilişkilerinde "hassas" bir durum yarattı. Ankara, dun Mnstafa Süleymanov adındaki Tilrk asıllı Bulgar vatandaşının Türkiye'ye getirilmesınin engellenmemesini Sovyetler Birliği'nden resmen istedi. Bundan alü ay kadar önce meydana gelen, ancak "hassasiyeti" nedeniyle son derece gizli tutulan sığınl ma olayı dün Turk > etkililerce doğrulanırken Dışişleri Bakanîığı sözcüsü Yalım Eralp "Meseleye insani bir acıdan egilmek gerekir" diyerek Ankara'nın bu konudaki beklenti ve yaklaşımını Sovyet tarafina duyurdu. Bu konudaki haber ilk olarak bir lstanbul gazetesi tarafından ortaya aüldı. Gazete, Moskova'ya giden rauhabinnin burada Büyukelçilik binasmda kalan ve aliı aydır dışarı çıkamayan 27 yaşındaki Mustafa Süleymanov ile yaptığı bir söyleşiyi de yayımladı. Söyleside, Süleymanov, Bulgar makamlannca Türklere karşı başlatılan baskılar njdeniyle Türkiye'ye kaçmayı tasarladjğını ve yerel gazeteciler içın düzenlenen bir program çerçevesinde davetli olarak Sovyetler Birliği'ne gelerek Türk Büyıikelçiliğine sığmdığım anlattı. Sağlanan bilgilere göre, Süleymanov'un Bü>ükelçiliğe gelerek siyasi sığınma talebinde bulunmasından sonra konu Ankara'da incelendi ve kendisinin Büyukelçilik binasında korunması kabul edildi. Bu arada, Sovyetler Birliği ile diplomatik kanallardan yapılan bir diii ginşimle Süleymanov'un Türkiye'ye getirilmesinin engellenmemesi istendi. Bu konudaki temaslann altı aydan bu yana sürdürüldüğü. Ancak Sovyet tarafuun henüz tutumunu yumusatmadığı bildirildi. Diplomatik çevrelerde yapılan değerlendirmelerde Suleymanov'a verilecek iznin Sovyetler Birliği'nin Bulgaristan'la ılişkisıni yakından ilgilendirdıği, Moskcva'run Türkiye ile Bulgaristan arasmda bir tercih yapmak durumunda kaldığı belirtildi. Verilen bilgiye göre, Süieymano\ Moskova'daki Türk Buyükelçiliği^ nde kendisine ayrılan bir odada yaşanunı sürdürüyor. Dışişleri sözcüsü Eralp, dün "Süleymanov'un Türkiye'ye getirilmesi konusuoda teınaslanmız siirüyor" demekle yetindi. £t ifİundt: Arjantin'de demokratik olmayan bir dönemin suçlulan, demokratik koşuliar altında yargılandılar. Dava, ülkede demokrasiye geçiş sürecinin başarıya ulaştığının çarpıcı bir göstergesi. vahsetinin ortaya çıkmasını istiyordu. Arjantin halkı bu vabşeü aynntılan ile öğrendikten sonra demokratik sislemin erdemlerini daha iyi anlayacaktı. Alfonsin a>nca, cuntacıian mahkemeye vennezse, bu davranışın sivil yönetimin bir rayıflığı şeklinde yonımlanacağını düşüniiyordu." İNTtKAM HFRSI DEĞİL ADALET DUYGUSU The Financial Times Arjantin'deki dava ile askerlerin sorumluluğu kavramının örnek bir şekilde oluştugunu belirttikten sonra şöyle devam ediyor: "Arjantin'de sivil toplum, askeri yöneticilerin eylemlerine karşı, intikam hırsı ile degil adalet duygusu ile karşüık verebildiğini gosiermişti. Davanın en önemli yanı ise gelişmekte olan bir ülkede biiyiik bir tabunun yıkılmış olmasıdır. Bu tabu da ordunun parlak bir zafer" olduğunu belirtti. The Financia) Times'ın yorumu şöyle devam ediyor: "Bu dava, yaşamlan ve hakları askeri rejimler tarafından istismar edilen uikelerin halklan için ufak bir umut ışığı oluşturabilir. Örnekier etki yaparlar. Mesela General Franco'nun 197S'te ölmesinden sonnı fspanya'nın örnek bir şekilde, banşçı biçimde demokrasiye geçmes», bir dizi La tin Amerika iilkesi üzerinde etki \apinisti. Bu olgu, Arjantin için de bir ornek oluşturdu." The Financial Times, Arjantin Cumhurbaşkanı Raul Alfonsin'in cuntacı generalleri yargılayarak, Arjantin halkına demokrasinin değerini ve önemini anlatmak istediğini belirtiyor. Gazete şöyle diyor: "Alfonsin. mahkemede açıklanacak kanıt ve belgelerle cunta döneminin tiim giicü ve iktidandır." Arjantin'deki davayı"ttlkede demokrasiye geçiş sürecinin başanya ulaştığının çarpıcı bir göstergesi" olarak niteleyen Le Monde gazetesi ise demokratik olmayan bir dönemin suçlulannın demokratik koşuliar altında yargılandıklannı belirtiyor. Le Monde'a göre cunta dönemindeki kaniı ve baskılı yıllann inceden inceye dökümünün yapıldığı bu dava, insan haklanna verdiği önemi her zaman vurgulayan bir devlet başkanının, Raul Alfonsin'in gosterdigi siyasi irade sayesinde başlaUlabildi. Le Monde, Alfonsin'in önceden generaller aleyhine sonuçlanacağına kimsenin ihtimal vermediği bir mücadeleden inatçılığı ve siyasi yetkilerini kullanabilmesi sayesinde başanyla sıyrıldığını belirtiyor. Gazete, bu mücadelenin insan hakları davası ile tamamlanmadığıni, generallerin şu sırada Falkland savaşı ile ilgili bir başka davada yargılanmakta olduklarını da kaydediyor. Halefoğlu Ankara'ya döndü 6. Filo'nun uçak gemisi sah günü tekrar Akdeniz'e açılacak Akdeniz'deki alartn yorgunluğunu, istanbuVda giderdüer 3 8 yıllık Amerikan uçak gemisi Coral Sea'nin 3500 personeli, 2 hafta kadar önce Akdeniz'de seyrederken, Malta'daki Mısır uçağında bulunan yolcuları kurtarmak için alarma geçirilmişlerdi. NİLAY KARMAN Son alarmını, geçen ay sonunda Akdeniz'de seyrederken, Mısır uçağının Malta'ya kacınlması sırasında alan Amerikan 6. Filosu'na bağlı Coral Sea uçak gemisi yaklaşık bir haftadır süren tstanbul ziyaretini salı günü tamamiayarak yeniden Akdeniz'e açılıyor. Takma adı "Ageless VVkrrior" (Ebedi Savaşçı) olan 38 yıllık Amerikan uçak gemisi Coral Sea'nin 3500 personeli, yaklaşık iki hafta önce Akdaniz'de seyrederken Malta'daki Mısır uçağında bulunan yolcuları kurtarmak için kısa bir süre alarma geçirildikten sonra, Mısırlı komandoların olaya mudahalesi uzerine, yeniden yollanna koyulup hafta başında İstanbul'a geldiler. Aslında Coral Sea uçak gemisi, geçen ekim ayında yine Akdeniz'de seyrederken bir başka alarmın eşiğinden dönmüş. Achille Lauro gemisini kaçıran Filistinli hava korsanlarını taşıyan Mısır uçağına müdahale eden savaş uçaklan, Saratoga uçak gemisinden havalandığı sırada, Coral Sea ya da diğer adıyla Ebedi Savaşçı ttalya'nın Siognella üssü yakınlarında bulunuyormuş. Coral Sea uçak gemisindeki F/A18 uçaklannın pilotlarından Atlantalı yüzbaşı Jay VVilliams, "Müdahale sırasında biz de heyecanlı dakikalar geçirdik" diyor. Coral Sea uçak gemisinde bulunan 66 savaş uçağından, 40'ını oluşturan McDonnel Douglas yapımı F/A18'ler, gemi personelince büyuk bir özenle korunuyor. F/A18 pilotu Ja> Williams, Akdeniz'de seyrettikleri sırada özelükle Sovyet savaş gerrüierinin kendilerini zaman zaman büyuk bir dikkatle izlediklerini belirtirken, şöyle diyor: "Asıl niyetleri, F/A181eri yakından dikizieyebilmek, çünkü bu uçaklar ilk kez bu yıl Amerikan donanmasına bağb uçak gemilerinde yer aldı." Coral Sea'de ayrıca, A6 tipi bombardıman ve erken uyarı sistemiyle donatılmış E2C tipi istihbarat uçaklan bulunuyor. Amerikan donanmasının önde gelen uçak gemilerinden 63 bin ton ağırlığındaki, yaklaşık 300 metre (973 feet) enindeki 18 katlı Coral Sea'de, uçaklann kalkışı ve inişi için 3 ayn pist bulunuyor. Coral Sea uçak gemisinin Halkla Ilişkiler görevlisi Deniz suba>ı Jim Giusti'nin verdiği bilgiye göre, iki kalkış ve bir iniş pisti, her 45 saniyede bir uçaklann kullanımına hazır durumda bulunuyor. Coral Sea'deki 3500 personelden 23O'u, uçak gemisinin can damarı olan harekât dairesinde çalışıyor. Sıkı bir koordinasyon içinde çahşan harekât dairesi görevlileri, istihbarat, meteoroloji, geminin elektronik aksamı, hava operasyonları, saldın direktiflerinden sorumlular. Coral Sea'nin 3500 personeli, bir şehir merkezini andıran bu uçak gemisinde kendilerine sağlanan çeşitli sosyal ve ekonomik olanaklardan memnun gözuküyorlar. Gemide personele günde dört kez yemek veriliyor. Coral Sea'nin halkla ilişkiler görevlisi Giusti, uçak gemisinin bir günlük yiyecek tüketiminin, orta sınıfa mensup 5 kişilik bir Amerikan ailesinin üç yıllık yiyecek tüketimine eşit olduğunu kaydediyor. Personelin en çok tükettiği yiyecekler arasmda ekmek, hamburger, sosis ve yumurta başta geliyor. Aynca gemi personelinin kullanımına hazır büyük bir çamaşırhane, birkaç kafeterya, kütüphane, TV izlenebileceİc salonlar bulunuyor. İç içe geçen üç hangarın ortasındaki dev pist ise, genellikle gemi orkestrasının prova yaptığı bir alan olarak kullanılıyor. Biz gemiyi gezerken yaşları 18'le 25 arasında değişen 3 Amerikalı denizci, bu alanda uzaktan kumandalı kuçük otomobilleriyle yarış yapıyordu. Otomobil yanşını izleyen 50 kadar denizci ise, "rally'yi" buyük bir heyecanla izliyordu. Geminin, "dost" ülkelerin limanlarına uğradığı dönemlerde, yaşları 18'le 45 arasında değişen 3500 kişilik personelin üçte ikisi gemiyi terk edebiliyor. Uçak gemisi personeli normal olarak 12 saat süreyle işbaşı yapıyor. Coral Sea, salı günü tstanbul 1 dan aynldıktan sonra Italya'nın Napoli limanına doğru yol alacak. Coral Sea personeli, Noel'i, Napoli'de geçirip, yeni görevlere doğru Akdeniz'de yol alacaklar. ANKARA, (a.a.) Brüksel'deki NA TO Bakanlar Konseyi sonbahar toplantılarına katılan Dışişleri Bakam Vahit Halefoğlu dün Türkiye 'ye döndü. Esenboğa Havaalam 'n da bir süre dinlenen Halefoğlu, bu arada alanda karşılaştığı YÖK Başkam Prof. Dr. İnsan Doğramacı ve Anavatan Partisi A nkara Milletvekili Halü Şıvguı ile bir süre sohbet etti. Halefoğlu, Ermeni tasarısı, beş Avrupa ülkesinin insan hakları ile ilgili davalarından vazgeçmeleri gibi son günlerdeki gelişmelerin iki yıllık yoğun ve soğukkanlı çalışmaların bir sonucu olduğunu vurguladı. Haliç'te yıkım çalışmaları lstanbul Haber Servisi Haliç'i temizleme kapsamı çerçevesinde bulunan Moda Yün Jplik Fabrikast 'nın yıkım çalışmalanna dün başlandı. Ayvansaray'daki 2 milyar liralık bir sanayi yatınmı olan fabrikanın tümüyle kalkmasıyla Haliç kıyısında 7 bin 370 metrekaretik bir alan kazanılıyor. Bu alan için 100 milyon lira istimlak bedeli ödendiği bildirildi. a.aMın açıklaması "Anadolu Haberler Ajanst" imzasıyla bazı gazetelerde yayımlandığı anlaşılan "muhabir arandığına ılişkin" ilanlarla Anadolu Ajansı'mn hiçbir ilgisiyoktur. Bu ilanlara cevap veren ve Mustafa Özçelik adındaki kişiye 2.500'er lira gönderen bazı gençlerin mektuplanyla havale kâğıtları OJO. Genel Müdürlüğü 'ne gelmektedir. Bu mektup ve havale kâğıtları ilgili yerlere sunulmuştur. Bunun gibi, "Anadolu Haberler Ajanst" adı verilerek turistik bazı kuruluşlardan reklam istenilmesiyle de Anadolu Ajansı'mn ilgisi yoktur. NOEVİtTALYA'DA GEÇİRECEK Amerikan 6.Ftlosuna bağb 3500personeli CoralSea uçak gemisinde 66 savas uçağı bulunuyor. Geminin ust güvertesindeki üç uçak pistmden, 45 saniyede bir iki uçak havalanıp, bir uçak inebilir. Coral Sea'da bulunan 40 adet yeni F/A18 tipi savaş uçaklan, gemipersoneli tarafından özenle korunuyor. Gemideki bir günlük yiyecek tüketimi ise, 5 çocuklu bir Amerikan ailesinin üçyılhk tüketimine eşit. Istanbul'ayaptığı rutin "dostluk" ziyaretlerinden birinidaha tamamlayan Coral Sea, sah günü Akdeniıe açılıp,Noel'i Italya'nın Napoli kentinde geçirecek. Paris'te yelpaze sergisi NECLÂ SEYHUN Elbette biliyordum güzel birşeyler göreceğimi. Ama bu denli?.. Paris'te ilk kez açılan bu yelpaze sergisi büyük bir şans, benim orada olduğum zamana rastladı. İki defîle arasmda bir kaçamak yaptım bir sabah saati, müzeden içeri daldım. 1900'lerin sonunu kapının dışında bırakmıştım. Içerde yüzyılın başı vaıdı. Bir kapı, yaşamı böylesine böler mi? Zaman tüneli gibi bir şeydi bu. Geçmiş tüm özelliği ile bu küçücük loş saJonlardaydı. Yelpazelerin altın dönemindeydik. Yelpazesiz adım atılmayan yıllardı bunlar. 1800'lerin sonu, 1900'lerin başı... Girişte masalar vardı. Taa o yıllardan kalma çahşma masalan... Yarım kalmış yelpazeler sahibini bekliyordu öylece... Yelpaze sapları, akıl almaz aletler, sedefler, kabuklar, boynuz parçalan, ipekler, danteller, tuller, tüyler... Bunlan yanm bırakan sanatçı biraz sonra gelecek, işe kaldığı yerden devam edecekti sanki... kanatları, albatros tüyleri, tavuskuşlan... var arada. Yelpaze çok kadınsı bir aksesuar aslında. Bir dönemde erkekler de kullanmışlar, hatta dini amaçlarla da kullanılmış ama, kadına özgu. Kökeni çok eskiiere, millattan önce 2700 yıllarına dayanıyor. Ama Rönesans dönemınde yıldızı parlamış. En parlak yılları ise, 1800'li yıllann sonu ile 1900'lü yıllarm başı. Yelpaze modası bir çılgınlık halinde. Hemen her elbisesin bir yelpazesi var. Genç kız yelpazeleri daha açık, daha aydınlık renkJerde.. Kadın yelpazeleri siyah, beyaz, canlı tonlarda. Küçük kızların bile boynuzdan, kaplumbağa kabuğundan, sedeften yapılıyor. Yelpaze yapımında elma, armut ağacı, akasya, kestane, gıil ağacı ve abanoz kullanılıyor. Fildişi Hındistan ve Afrika'dan geliyor, siyah sedef Tahiti'den, Sydney'den beyaz sedef, Japonya'dan pembe ve yeşil rofleli sedefler... Gotthard kalesinin 100. yılı kudanıyor DOGAN ABALIOĞLU 2ÜRİH TVde, basında 1885 aralık ayında verilen ilk kredi ile yapımına başlanan ve gunun teknolojisine ve koşullarına uygun sürekli elden geçirüen Gotthard kalesinin lOO'fincü >iL kuüanjyor. Kent müzesinde yapı ile ilgili bilgi ve resimler sergileniyor. lsteyen gidip ne menem birşey olduğunu, daha dogrusu odediğı vergılerin nereye giltığini görüp, anlayabilir. Ancak kişi ayrıldığında her şeyi tam öğrenemedıfinin bilincinde olması gerekiyor. Doğasıl savunma içın gerekli gizliligın dışındakiler sergileniyor. Gotthard, 2. Dünya Savaşı'nda Hitler'in gözünü korkutmus. Aynı adı taşıyan dagın (Alp'lerin bir bölümü) içine oyulnıuş 25 km. uzunlugunda 4 bolümden oluşan bu savunma kompleksi için Alman casuslannın ilettiği haberler hiç de iyimser dejilmiş. Aynca kışın yürumenin dışında oralara varmanın olanağı da yokmuş. Aşağıdan niyetlenenleri ise Afganlstan örneği "keklik gibi avumak" işten değilmiş. Şimdi sergilenen, o zamanlardan kalma sılahlar. Yerlerine konulan yenilerin ne oldugu ve nerelere yerleştıgı ise sır. Kalede 1700 görevliden 200'ü, 365 gün devamlı barınabilmek için gerekli işlemlerde bulunuyorlarraış. Ancak yatakhaneler kaç kişilik oldugu açıklanmayan gücü oluşturanların üçte bin için hesaplanmış. Savunmaya katılanlann seçıminde ise dikkatli davranmak gerekiyormuş, çünkü yapay ışıkta bir süre sonra gecegünduz birbirine kanşınca takım moralini bozanlar oluyormuş. ilk yapıldığı yıllarda tutulan gunlüklere göre neredeyseDamlataş mağarası görunumunde olan dehlizlerde giysiler hiç kurumazken; şimdi "peoceresiz" kantinleri, fıruüan, hastaneleri var. Hatta hatta ölen askerlerı, harp koşullarına göre dışarı çıkarıncaya kadar idare edebilecekleri bir gömütlükleri de. "Burada ne kadar kalınabilir" sorusuna kumandan: "Pratikte süresiz" diye yanıtlıyor. Depolar öylesine doluymuş ki 2. Dünya Savaşı'ndan kalma sabunlan halen duruyormuş. Demek ki Isviçre bu anlayışla devam eder, çeşitli dünya göruşü savunanlann, paralanna gelince birleştikleri lek ülke olma ozellığini devam ettirirse bu sabunlan hiç kullanmadan göbekler ötesine aktarabilir. Göbekler ötesine aktarabiiecek bir dıger özellikleri, "Atom savaşında ne olur" sorusuna alınan yanıtta ortaya çıkıyor. Çunku eğer bayanîara da izin venürse. belli bir süre sonra AdenıHavva yerine bu kez Giyom Tell'in çocuklarından türeyecekmişiz. Işık LisesVnin Yildönümü tstanbul Haber Servisi Işık Lisesi'nin 100. kuruluş yildönümü dün törenle kutlandı. Törende konuşan Işık Lisesi Muduru Mahmut Yümaz, lisenin 100 yıl önce dört sınıflı bir i/kokui olarak öğrenime baş/adığını hatırlattı ve Atatürk'ün okulun ilk yıllarında kısa bir süre de olsa bu okulda okuduğunu bildirdi. Törende daha sonra bu yıl içinde emekliye ayrılan öğretmenkre, 40 yıl önceki mezunlara ve 19841985 öğretim yılında üniversiteye giriş sınavında en yüksek puanı alan Işık Lisesi öğrencisi Belkıs Gül Akan'a onur plaketi verildi. Tören lisenin ilkokul bölümü öğrencilerinin folklor gosterileriyle sona erdi. Unlü yelpazeciler Zamanın en unlu yelpazecileri: Duvelleroy. Kees ve Lacbelin.. En şık, en inanılmaz modelleri Duvelleroy yaratıyor. Onu en şık müşterilerle Kees izliyor. Lachelin, Louvre gibi büyuk mağazalarda daha geniş bir müşteri kitlesine sesleniyor. Malları daha ucuz. En ünlü sanatçılar orneğin Paul Inbe, Mucha yelpazelere özel desenler çiziyorlar. Gunün modasına, zevkine uygun... Rus balesinin baş döndürucu büyüsü bu sanatçıların fırçasında yelpazelerde yansıyor... Şıklık, zarafet guzellik... Konserler, baloları, balolar, operaları izliyor... Paris yelpaze modasında birinci, yabancı ülkelere de yelpazeler ihraç ediyorlar. Sonra... Savaş başlıyor; operaiar, balolar, zenginlikler, güzellikler dağılıyor. Yelpaze sanaıçılarının çoğu savaşa gıdiyor.. Atölyeler kapanıyor bir bir... Ve buyu bozuluyor. O dönemin tüm guzelliği şimdi bu sergide işte. Mankenler hiç bitmeyen bir sohbeti, bir dedikoduyu, bir flortu sürduruyorlar yelpazelerin arkasında, vitrinlerde en inanılmaz güzellikte tüyler, sedefler, danteller ve payetler ışıldıyor... Ve boş masalarda boşuna bekliyor yelpazeler sanatçılarını... Yüzlerce yelpaze Duvardaki vitrinlerde ytızlerce ve yüzlerce yelpaze vardı. Sonra o yıllardan sahneler... Mankenler canlı gibiydi. Işte zamanın en linlü yelpazecisi Duvelleroy'da yelpaze seçen şık bir Paris'li kadın... Bir başka köşede bir çay saacinde sohbet eden bir grup, ellerinde yelpazeleri... Bir başka köşede Opera'da bir gece... Fuayede bir sohbet, bir köşede yelpazelerin ardında fısıldaşan iki genç kız... Mankenlerin sırtında o zamanın en unlü modacılardan kıyafetler... VVorth'dan Paul Poiret'den Genç kızlarınki köpük gibi dantellerle süslü. Soylu kadınlann sırtında işleme sanatının en nadide örnekleri... înanılmaz bir goz ziyafeti bu, inanılmaz... Altın simler, inciler, mercimek buyuklüğünde güller, rüya gibi danteller, miniminnacık boncuklar, toplu iğnenin başı buyuklüğünde payetler, nasıl bir iğne gerekli bu payetleri işlemek için, nasıl bir sabır, nasıl bir zaman?.. Bir milyon yılda zor işlenir böyle bir elbise... Nasıl işlemisler, nasıl kıyıp giymijler... Etekler yerleri süpürüyor... Ellerinde akıl almaz güzellikte yelpazeler... Aynı işlemelerle bezeli... Kemik, fildişi, boynuz saplarda bir dantelin tüm incelikleri.. Sedef oymalarda gökkuşağının renkleri yansıyor... Tüyler bugüne değin görmediğim güzellikte. Altın bronz yaldızdan çivit mavisine turkuaza dönen renkler... Hangi kuşun kanadı bunlar?.. Kuğu tüyleri, devekuşu tüyleri, kartal Maden aramak isteyenler fnanılmaz guzellik Sattığı mahn faturasını soran vergi memuruna bıçakla saldurh İşportacı Demircioğlu memurların fatura istemekte ısrar etmeleri üzerine tezgâhından çıkardığı bıçağı çekerek, "Benim çöplüğümde benden fatura istemek ha!" diyerek saldırdı. lstanbul Haber Servisi Mahmutpaşa yokuşundaki esnafların KDV denetimini yapan lstanbul Defterdarlığı vergi kontrol ekipleri, bir işportacının bıçaklı saldırısına uğradı. Yeni yıhn yaklaşması nedeniyle önemli alışveriş merkezlerindeki denetimlerini sıklaştıran vergi kontrol ekipleri, dün saat 14.15'te rın fatura istemekte ısrar etmeleri uzerine tezgâhından çıkardığı bıçağı çekerek, "Benim çöpluğümde benden fatura istemek h a ! " diyerek memurlara saldırdı. Nevzat Yıldınm adlı vergi kontrol memuruyla alt alta, üst üste boğuşmaya başlayan Süleyman Demircioğlu, vergi memurunun sağ elinin orta parmağını derin bir şekilde kesti. Bunun üzerine çevrede kontrollerini surdüren diğer memurların da olay yerine gelmesiyie bıçağı elinden alınan Demircioğlu, Yeşildirek Karakolu'na teslim edildi. İlk ifadesinden sonra Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekiplerine teslim edilen Süleyman Demircioğlu'nun sinirli tavnnın geçtiği ve gazetecilere, "Artist gibi bakayım mı a b i " diyerek espriler yaptığı gozlendi. 1901 yıhndan birmodel. Modacı Doucet'nin elbisesini sık bir yelpaze tamamhyor. yelpazeleri var o dönemde. Çoğu hayvan kedi, köpek, kuş resimleri ile bezeli. Gençler nişan hediyesi olarak yolladıkları sepetlere mutlaka yelpazeler katıyorlar. Gündüz de kullanılıyor yelpaze, gece de... Konserlerde, balolarda, restoranlarda menu olarak yelpazeler dağıtılıyor. Deri ya da kâğıtlan >rapılmış tahta saplı yepazeler sevilen sanatçılara imzalatıhp saklanıyor. Reklam diye birçok firmalar yelpazeler dağıtıyorlar. Yelpazelerin sapları tahtadan, kemikten, Sokağa çıktığım zaman sarhoş gibiydim. Bastığım yeri bilmiyordum. O ne güzellik, ne akıl almaz, inanılmaz güzellikti öyle? Zaman tunelinden bir asır oncesine gidip gelmiştim sanki. Büyu, o kuçük loş salonlarda, elbiselerde, >>elpazelerde kalmıştı. Bir daha hiç erişilmeyecek bir zarafet ve güzellikte... Dışarda guneş ışığında bir başka dunya vardı. Yaşam, hızlı ve yalın akıp gidiyordu işte. Pratik, sade giysiler, kullanışh dupedüz aksesuarlar... Koşuşan insanlar... Aradaki uçurum bile değildi. Apaydı iki dünya... İçimde bir garip duygu, bir eziklik... Kıskançhk mı, özlem mi?.. Belki biri, belki öteki... Belki de hiçbiri değıl. Tamam, bu değişim kaçınılmaz.. Böylesı çok daha günümuze uygun, çok daha pratik, tamam.'.. Ama... Guzellik de güzeliik yanı.. Aradan bin yıl geçse de!.. Kan bağışı kampamusı ANKARA, (a.a.) Türkiye^ de maden aramak isteyenlerin başvurulan 16 aralık pazartesı günü başlayacak. Başvurular 67 ilde bir hafta süreyle kabul edilecek. Başvurularda arama yapmak istenilen bölgenin kooıdinatları bildirilecek. Başvuruların tamamlanmasından sonra veriler bilgisayarla değerlendirilecek. Bir maden arama bölgesi için birdenfazla kişinin başvuruda bulunması durumunda o bötgede, kimin arama yapacağı açık ıhale ile belirlenecek. Memurlara sal Bıçaklı saldırıdıran işportacı da yaralanan Süleyman De vergi memuru mircioğlu Yıldınm işportada kazak satan Suieyman Demircioğlu'ndan mallarının faturasını istediler. Sattığı kazaklar için fış ve fatura kesmesi gerektiğini hatırlatan iki kontrol memuruna sinirlenen Süleyman Demircioğlu, "Burası Mahmutpaşa abi, ne faturası soruyorsun" diyerek memurları kovdu. Daha sonra memurla İSTANBUL (İ'BA) Kızılay Genel Müdurlüğü'nce Kredi ve Yurtlar Kurumu'na bağlı öğrenci yurtlannda "kan bağışı kampanyası" başlatılmasına ilişkin götürülen öneri kabul edildi ve Istanbul'daki yurtlarda kan bağışı kampanyası başlatıldı. Kredi ve Yurtlar Kuntmu yetkilileri kampanyanın gelenek haline getirilmeşinin istendiğini belırterek, "Öğrencilere kan verme auşkanuğmı kazandumaya çalışıyoruz" dediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle