23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 ARALIK 1985 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Dış basından Kaddafı: BM'de adalet ve demokrasi yok Libya tideri Muammer Kaddafı, BM örgütünde adalet ve demokrasi kavramlanmn bulunmadığını söyledi. Kaddafı, "Bu nedenU, Afrika ülkeleri bu kuruluş bünyesinde uygulanan oy sistemine karşı mücadele yürütmelidir" dedi. Afrika gezisinin Gana durağında, başkent Akkarada, üniversitede bir konuşma yapan Libya lideri, BM Genel Kurulu nun aldığı kararlann, "Güvenlik Konseyi üyesi ülkeler, bu kararlara karşı çıksalar" da uygulanması gerektiğini ifade etti. Savunduğu bu ilkeyi Bı\Tnin kabul etmemesi halinde, küçük ülkelerin BM'den çıkmalanm İsteyen Kaddafı, "Adaletsizliğe ve hegemonyacıhğa karşı savaşmak zorundayız'' dedi. (a.a.) Cezalar yetersiz bulundu 1976'dan beri Arjantin Arjantin. 24 Mart 1976'da, Peroncu sivil hükumetin başansızlığtm/ırsal bilen Sılahlı Kuvvetferin yönetimi altına girmiş ve sekiz yıl boyunca ulke, birbihnin yerini alan üç cunta tarafından kanlı bir biçimde yönetilrnisti. özellikle ilk cunlayı olustunuı Jorze Videla döneminde tutuklulara işkence uygulanması ve muhalif olduğundan kuşkularulan on bınlerce kiştnm kaçınlıp büyük çoğunluğunun ölduriilmesi gibı olaylar donığa çıkmıştı Bu cuntanın çok yıpmnmasından sonra gelen Roberto Viola döneminde de benzeri uygulamalar sürmüştü. Ancak ekonommin olağanüslu bozulması karşısında bu cunta da yerini bir başka generaller ekibine bırakmtştı. Leopoldo Ga/tieri'nin başkanltğmdaki yeni cunta, çareyı halkın tepkisini dıfan yöneltmekte görmüş ve Arjantin açıkkmndaki Ingiliz sömurgesı Falkland Adalarına asker çıkartmıştı. Ancak tngiltere'nin mudahalesıyle bu girişim bozgunla sonuçianmca Goilieri cuntastnın da sonu görünmüştü. Sihhlı Kuvvetler o koşullarda yeni bir ekibı iktidara getırmeyi göze alamamışlar ve A BD 'nin de baskısıyla Ulkede sivil yönetime dönmek üzere seçim yapılmasına izin vermişierdi. 1983 sonlannda yapılan seçimleri orla sol luter Raul Alfonsin kazanmıstt. Arjantin'de cuntacılar hakkında verilen kararlar geniş yankı uyandırdı <T1)C UU\sl)inç)ton }JObt ABDlsrail casusluk dengesi tsraıl hükümeti, ABD donanmasmda gorevli Jonathan Pollard'ın fsrailli iki dtplomata Amerikan gizti belgelerini satması ile ilgili olarak Washingıon'dan ozur diledı. Ancak casusluk olayı ile ilgili soruşturmayı bağımsız bir organ değil, lsrail hükümeti sürdurüyor. lsrail, soruyurma sonucu elde edilen bilgileri ABD'ye açıklamamakla kalmadı, sorgulanmak üzere Washington'a göndereceğini bıldirdiği fsrailli casus diplomatlann dokunulmazhklarınm kaldırılmayacağını da söyledi. Ancak iki taraj da casusluk olayının aydınlattlması konusunda birbirlerine güvenlerini bildirdiler. ABD Dışişleri Bakanı George Shultz da, Israil'in özürunü veterli bularak "harıka bir açıklama" diye niteledi. Her ne kadar İsrailli yetkılıler ABD'den bilgi sızdırmanm çıkarlarına uymayacağını söyleseler de, her iki tarafın da birbirlerine karşı casusluk yapmakta kendine gore nedenleri var. Bunun dostlukla ilgisi yok, buna karşılık iki ulkenin guvenliği ile yakından ilgili. Ortak çıkarları ve ideolojıleri olan ülkelerin birbirlerine karşı dozunda olmak koşuluyla casusluk faaliyetinde bulunmalan ilışkilere zarar vermez, Pollard olayında ise bu casusluk dengesi bozuldu. Eğer bir Amerikalı lsrail adına casusluk yaparsa büyuk bir suç işlemış olur. İsrail, casusluğu kendı 1 istihbarat ajanlan ile yaparsa, bir İsrailli kendi Ulkesi adına ABD den bilgi sızdırırsa durum değişir. İki ulkenin birbirine olan saygısına ve bağlılığma ihanet edilmiş olur. Pollard olayı da bu anlayışa bir örnek. (6 aralık) Dokuz cuntacıyia ilgili yargılar özellikle cuntalar döneminin kurbanları arasında hayal kırıklığı yarattı. Bu çevreler mahkeme kararlarını yetersiz buldular. Kayıpların anneleri adına konuşan bir yetkili, "sanki bir hile var" dedi. Dış Haberier Servisi Arjantin'de cuntacı generalleri yargılayan mahkemenin verdiği kaıarlar ülke içinde ve dışında yankılar uyandınrken özellikle Arjantinli insan hakları savunuculan, kayıplann yakınlan gibi çevrelerde olumsuz tepkilere yol açtı. Bu çevreler mahkemenin verdiği cezalan yetersiz olarak nitelediler. Geçen nisan ayında başlayan mahkeme önceki gün sonuçlanmış, eski cunta liderlerinden General Jorge Videla ile eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Emilio Massera ömür boyu; bir başka cunta lideri Roberto Viola da 17 yıl hapse mahkum olmuşlardı. Arjantin'deki son cuntanın lideri Leopoldo Galtieri ile üç kuvvet komutanı ise beraat etmişlerdi. Kararlann açıklanmasından Emilio Massera (ömür boyu) sonra, cunta döneminde çocukları kaçırılan, öldürülen annelerin kurdukları "Mayıs Alanı Anoeleri" orgütünün başkanı Hebe Bonafini bir demeç vererek, "Bunlar kesinlikle suçludur. Karar korkunç ve hazin gözükiiyor bana. Sanki bir hile var." dedi. Cunta döneminde büyük baskı altında tutulan bir derneğin başkanı da, "Çok za>ıf bir karar. Neden böyle oldu anlaraıyorum" biçiminde konuştu. Beraat eden Galtieri ve kuvvet komutanlan Falkland Savaş\ sırasında başansızlıklanndan otürii aynca askeri mahkemede yargılaruyorlar. Bu mahkeme henüz sürüyor. Mahkum olan beş cunJorge Videla (ömür boyu) Orlando Agorti (dört buçuk yıl) lerinin ellerinden alınmasını ve her türlü ayrıcalıklarına son venlmesini de karara bağladı. Arjantin'de cunta döneminde kaybolanların aileleri, generaller hakkında verilen kararı yumuşak bularak, önceki gece başkent Buenos Aires'te gösteri düzenlediler. 2 bin dolayında kişinin katıldığı gösteride, protestocular ulkede adaletin bağımsız olmadığını ve Alfonsin hükumetinin suçlulann davasını noktalamaya çalıştığını öne sürdüler. Göstericiler, verilen cezaları yetersiz bularak beraat kararlarının da hükumet için utanç verici olduğunu öne surduler. Ziya Ül Hak E Almanyu'ya gidiyor Pakistan Devlet Başkanı Ziya Ül Hak, önumüzdeki ay resmi bir ziyarette bulunmak iızere Federal Almanya'ya gidecek. Pakistan yetkilileri, daha önce iç gelişmeler nedeniyle bir kez ertelenen ziyaretin önumüzdeki ocak ayında gerçekleşmesi için çalışmalara başlandığını belirttiler. Büyük bir olasılıkla önumüzdeki haftalar içinde Pukistan'da sıkıyönetimin kaldınlmasına iüşkin açıklamanın beklendiğini kaydeden yetkililer, bundan sonra özeüikle iç politika açısından önemli bir engelin çözümlenmiş olacağını belirttiler. (ANKA) tacı adına konuşan General Viola'run avukatı Yargıtay'a başvuracaklannı bildirdi. Ömür boyu hapse mahkum edilen Generel Videla 66 cinayet, 306 kaçırma, 93 işkence ve 26 hırsızlık olayından suçlu bulundu. Ömer boyu hapisle cezalandınlan Amiral Massera ise 3 cinayet, 69 kaçırma, 12 işkence ve 7 hırsızüktan sorumlu tutuldu. Yargılar açıklandığı sırada bir tek General Graffıgna mahkeme salonundaydı ve kararı sessizce karşıladı. Ötekilere haklannda verilen yargılar aynı anda tutuklu bulundukları yerlerde duyuruldu. Mahkeme, aynca mahkum olan beş cuntacı generalin rütbe UNESCO çakşanları bugün greve gidiyor BM Eğüim BObn ve Kültür Orgütu (UNESCO) çabşanlan, penoneün iften çıkarüması konusundaki yönetim kararlanna daha çok katüım istemiyie bugün greve gidecekler. Dün yapılan oylamada, Paris'teki örgüt merkezinde bugün 7 saat süreyle greve gidümesi karan almdı. UNESCO Çaaşanlan Dernegi Başkanı Bruno de Padirac, personel isteklerinin yönetimce yerine getirümesmi sağkmak amaayia, merkez binasmda açltk grevine başladı. Grev karanna Ingiltere'nin kasım aymın sonunda UNESCO dan çıkmannm neden oiduğu beartOiyor. Dünya teröre "hayır" dedi BM Genel Kurulu, terörün suç sayılarak kınanmasım öngören tasarıyı onayladı. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, (a.a.) BM Genel Kurulu, törer eylemlerinin suç sayılarak kınanmasım öngören karar lasansını oybirliğiyle kabul etti. Cuma günü Hukuk Komitesi'nde yapılan oylamada, devlet terorizminden sorumlu olanların belirtilmediği gerekcesiyle, tasarıya ret oyunu kullanan Küba da, Genel Kurul'da olumlu oy verdi. önceki oylamada çekimser kalan lsrail de karar tasansını destekledi. Ancak lsrail temsilcisi Benjamin Netanyahu, Libya, Suriye, Güney Yemen ve tran gibi ülkelerin karara uymayacakları yolunda kuşkulan olduğunu belirtti. Netanyahu, "Karar tasansı için olumlu o\ kullanan ülkelerin bazılan, leröristleri cezalandırmıyor, savunuyorlar. Kaçırma olayla Lauro olayının bir benzerinin tekrarlanmaması için, BM'ye bağlı uluslararası denizcirını önlemi\or, teşvik ediyorlar. Teröristleri • ade etmek yerine de onlara villalar lik örgütune, gemileri hedef alan terör eylemlerini engellemek için önlemler alması veriyorlar" dedi. çağrısında da bulunuluyor. Neıanyahu'nun konuşması sırasında sözuTasarıya, bazı eksik yönleri bulunduğunu nu kesen Libya temsilcisi Ibrahim Ömer de savunan ülkelerin bile olumlu oy kullanmalsrail hukümetini, Araplara karşı devlet tesı, çok önemli bir unsur olarak niteleniyor. roıizmi uygulamakla suçladı. ABD temsilcisi Vernon Walters, tasannın kaKararda, teror eylemlerinin, kimin tarafınbul edilmesinin "yeni bir dönemin başlamadan ve nerede gerçekleştirdiğine bakılmaksının simgesi" olduğunu söylerken, Genel sızın, suç olarak kabulu ve kınanması öngoKurul Başkanı Jaime de Pinies de kararın tarüluyor. Şimdiye kadar bir ulkenin "terorist" rihi bir önem taşıdığını belirtti. diye adlandırdığını, bir başka ülkenin "özgürlük savaşçısı" diye tammlaması yüzunden Jaime de Pinies, "Dünya çapında ürmasorunlar çıktığını kaydeden gözlemciler, kanışa geçen terörün, suçsuz insanların hayararın taşıdığı öneme dikkat çekiyorlar. tınv tehlikeye soktugu bir dönemde, bıilün "Sucsuz insanların hayaUna mal olan >a uye ülkelerin boylesine önemli bir soruna da tehlike>e sokan, temel özgürliiklere zarar karşı nasıl mücadele edilecegi yolunda göveren uluslararası terör eylemlerinin her tiı ruş birliğine varmaları raemnunluk vericirünttn kınanması" istenen kararda, Achille dir" dedi. Htiseyin, 6 yıl sonra Başbakanını kabul etti Yumuşama Suriye Frankfurter Allgemeine'den £t Uîondc UNESCO'yu kurtarmak için Shultz: "Aşırı uçlara karş^*direnmeliyiz99 ABD Dififleri Bakanı George Shultz, on günlük A vrupa gezistnin ilk turunda, dün Londra '• da, tngUtere Başbakanı Margaret Thatcher ile Doğu Batt Ûifküerinde Reagan Gorbaçov dorugundan sonra kaydedüen gelişmelerin ele almdığı bir görüşme yaptı. Thatcher ve Shultz, üd süper dtvkt anandaki suahstzlanma görüşmelerinin devam ettirilmesi ve Ortadoğu sorununa banşçı bir çözüm bulma yolundaki çabalann sürdürülmesi konulannda göriis birliğine vardılar. Londra'da, AngloAmerikan Dostluk Derneği'nde bir toplantıya katılun, Shultz, burada yapüğı konuşmada, FUistin Kurtulus örgutü ile iaşki içinde olan Batıh hükümetleri kmayarak, "Aşm uçlara karşı direnmeliyiz, onlan yatışttrma poütikası izumemeüyiz" dedi. New York Times, Reagan'ın SDlprojesinin ardmdaki gerçekleri açıkladı Yıldız Savaşları aldatmaca ABD yönetimi, Yıldız Savaşları projesinde başarısızlığa uğrayan denemeleri kamuoyundan sakhyor. Projeye katılan bilim adamlan, yönetimin siyasi baskısı yüzunden gerçekleri açıklayamıyor. Dış Haberler Servisi Reagan'ın Yıldız Savaşları projesinde yapılan bilimsel hatalar artık o kadar çoğaldı kı, projenin durüstluğune halel geldiği söylenebilir. New York Times' a göre Yıldız Savaşları projesinin araştırma ekibinde çalışan bilim adamlan, tanık olduklan bilimsel hatalardan dolayı hayli tedirginler. Özellikle, yönetimin karŞilaşılan fı>askolan örtbas etmek için kamuoyuna yanlış bilgi vermesi, bilim adamlarının durumunu daha da guçleştiriyor. Nitekim, projeyle ilgili araştırmaJarın yürütüldüğü, California'daki Lawrence Livennore Ulusal Laboratuvarı ve Nevv Mexico'daki Los Alamos Bilimsel Laboratuvarı run sorumluları, yönetimin kamuoyuna yanlış bilgi vermesinin sorumluluğunu taşımayacakları için istifa ettiler. Ancak, ABD Enerji Bakanı John S. Herrington, bu iddiaları yalanlayarak, bazı bilim adamlarını Japonya:Yıldız Savaşlart için erken Japonya'nm, Amerikan "Yıküz Savaşlan" projesine kaabna kommmdaki kararvu erteUdiği bildirikti. Dtşişleri Bakanı Shintaro Abe, bugün Tokyo'da gazetecUerle yaptığı görüşmede, konuya Uiskin bir karar vermek için henüi erken olduğunu söyledi. Bakan proje hakkmda, Japon hükumetinin dahafazla bilgi edinmek istediğini de belirtti. YILDIZ SA VAŞÇISI Reagan 'ın Yıldız Savaşları programı çeşitli dergilerin yanı sıra Der SpiegeVe sık sık kapak konusu oldu. müşkülpesent olmakla suçladı. ABD Enerji Bakanı Herrington, gelecek ay Nevada çolünde gerçekleştirilecek olan "Goldstone" adlı uzaydaki yeni Lazer denemesiyle ilgili tüm hazırlıklann hızla sürduğünü söyledi. Lazerlerle ilgili denemeleri yürüten fizikçi Edward Teller, geçen aylarda yapılan benzer bir denemenin başansızlıkla sonuçlanmasına rağmen, bunun başarıyla sonuçlandığını açıklamıştı. Oysa fizikçi Teller'a yakın kaynaklardan basına sızan bilgilere göre, bu deneme sırasında, özellikle dinleme aletlerinin yetersizliği yüzunden deneme fiyaskoyla sonuçlandı. Ama Teller, kamuoyuna başanlı olduğunu söylediği bu denemenin geliştirilmesi ve ikinci kez yinelenmesi için Reagan yönetiminden 100 milyon dolarlık bir fon kopartmayı başardı. VVashington, bu denemelerin başansızlıkla sonuçlandığını bile bile, Moskova'nın uzayda nükleer denemeler yapılmasının yasaklanması yolundaki önerilerini reddediyor. Uzaydaki lazer denemeleriyle ilgili bir başka sorun ise, röntgen lazer ışınlannın atmosfer dışına sızamamasından kaynaklanıyor. Örneğin, röntgen lazer ışınlannın SSCB'den ateşlenen nukleer başlıklı bir füzeyi yeryuzunden 324 kilometre yükseklikte imha etmesi için 3 ile 5 dakika arasında bir süre gerekiyor. Fakat ABD yönetimi, Sovyetler'in elindeki teknolojinin bundan daha gelişmiş olduğunun bilincinde. Buna rağmen projenin geliştirilmesi amacıyla uzayda aynı nükleer denemeyi yineleyip duruyorlar. New York Times gazetesi yazarlanndan Flora Lewis, Reagan yönetiminin bu bilimsel hatalara goz yuman tavrını, Stalin'in bir dönem ulkesinde sırf politik çıkarlarına uygun düştuğü için sahte genettk teorileri desteklemesine benzetiyor. Flora Lewis, Stalin döneminde gerçek dışı oiduğu bilinmesine rağmen, desteklenen bu sahte teorilerin, SSCB'de biyoloji biliminin gerilemesine yol açtığını hatırlatıyor. Yıldız Savaşları adı verilen Stratejik Savunma Girişimi projesinde çalışan Amerikalı bilim adamlarının üzerindeki siyasal baskı, bilimsel hataları ve fiyaskolan açıklamalanna engel oluyor. Ancak siyasal gözlemciler, bilimsel hatalann düzeltilmemesi halinde Reagan'ın "en büyük rüyam" dediği Yıldız Savaşları projesinin bu gidişle, "rüya" olarak kalacağı görüşünü savunuyorlar. AMMAN, (AP) Ürdün Kralı Hüseyin, dün Suriye Başbakanı Abdül Rauf ElİCasım'ı kabul ederek kendisi ile görüştu. Gözlemciler, Kral Hüseyin'in 6 yıldır ilk kez bir Suriye başbakanını kabul ettiğine dikkati çekerek, bu olgunun iki ülke arasındaki yakınlaşma çabalarında yeni bir adım oluşturduğunu belirtiyorlar. Araları uzun süredir gergin olan Suriye ile Ürdün iki ay kadar önce birbirlerine yakınlaşmaya başlamışlar ve iki ülkenin başbakanları Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da iki kez buluşmuşlardı. 1970'lerin sonlarına kadar iyi ilişkileri olan Suriye ile Ürdün, Körfez savaşının çıkmasından sonra bozuşmuşlardı. Suriye'nin İran'ı desteklemesine karşıhk, Ürdün savaşta Irak'ı destekliyor. Suriye aynca Hüseyin Arafat banş planına da karşı çıkıyor. ABD'den sonra İngiltere'nin de UNESCO'dan aynlması birçoklan tarafından ikiyuzlülük olarak nltelenecektir. Sofya'da bir süre önce yapılan UNESCO Genel Konferansı'nda Londra sanki daha uzun süre kuruluşun üyesi olarak kalacakmış gibi hareket etmişti. İngiltere'nin bu karannda Washington'un baskılannın etkisi olabilir. VNESCO'nun içinde bulunduğu durum bir bakıma Mitletler Cemiyeü'nin İkinci Dünya Savaşı öncesindeki halini anımsatıyor. UNESCO'daki bu çözülme, Birleşmiş Milleller sisteminin bütününu de etkileyebilir. Bazı ABD aleyhtarlan bunu umduklarını gizlemiyorlar. Fransa UNESCO'nun bu iki AngloSakson kökenli ülkesinin kuruluştan çekilmesinin Moskova ve Batı aleyhtan ulkelerinin Üçüncü Dünya Ülkeleri üzerindeki etkilerini arttırmasma yol açabileceğini iyi biliyor. UNESCO'yu kurtarmak konusundaki en büyük girişimi 40 yıl önce bu uluslararası kültür ve bilim orgütüne evsahipliği yapan Fransadan beklemek bu durumda pek şaşırtıcı olmaz. Bu girişim şimdi başlatılmazsa çok geç olabilir. Paris, UNESCO Genel Başkanı Amadou Mahtar M'bovı'a başkanlık süresinin tamamlanacağı 1987yıhndan önce görevden çekilmesini ihtiyatlı birşekilde önererek genel başkana bir uyarıda bulunabilir. UNESCO'nun bugünkü durumunda suçu olsun olmasın. M'bow, kuruluşun bu duruma geliş konusunda eleştirilerin odak noktası haline geldi. Bu durumda M'bow genel başkanhkta kaldığı sürece UNESCO'yu kurtarmak güç olacak. (7 aralık) Ermeni tider Paris hukümetini tehdit etti PARİS, (a.a.) "Ermeni Ulusal Hareketi" lideri Ara Toranyan, "ASALA Devrimei Hareketi" adlı örgütün lideri Monte Melkonyan'ın 28 kasımda Paris'te tutuklanmasını "tehlikeli bir iş" olarak niteledi ve bunun Ermenileri "aşırılığa itebileceğini" söyledi. Paris'te önceki akşam düzenlenen miüngte bir konuşma yapan Toranyan, "Özellikle Fransızlan hedef alan Agop Agopyan Asala'sının kör saldırılarına hayatı pahasına karşı ko>an ve Ermeni toplumunun önde gelen liderlerinden biri olan Melkonyan'ın tutuklanmast, açıklanamaz bir olaydır" dedi. Toranyan, Paris'te cumartesi gunü düzenlenen saldınlan hatırlatarak, Monte Mekonvan'ın bu tip eylemlere karşı olduğunu kaydetti. Barış ödülü doktorlara gösteriler arasında verildi OSLO, (AP) 1985 Nobel Banş Ödüliı'nü kazanan Nükleer Savaşın Önlenmesı İçin Uluslararası Doktorlar Derneği temsilcileri dun Norveç"in başkenti Oslo'da düzenlenen bir torenle ödullerini aldılar. Tören sırasında Norveç Nobel Komitesi Başkanı Egil Aarvik bir konuşma yaparak, derneğin "tümümiızün, çocuklanmızın ve torunlanmızın yaşama ve gelecek hakkı" için yürüttüğü mucadeleyi övdü. Aarvik konuşmasım şöyle sürdürdu: "Bu yılki banş ödülü daha çok silahsızlanma konusuna ilişkin gibi gozüküyor. Oysa aslında insan haklarıyla da derinden ilgili hatta belki de en temel insan hakkı yeni yaşama hakkı söz konusu. Biz doktorlar bütün dünyanın bir rehine gibi tutulmasına karşı çıkıyoruz. Tek tek her birimizin sürekli olarak yok olma tehditi altında tutulmamıza karşın çıkıyoruz. Silahlanma yanşının şimdi de uzaya taşınmasına karşı çıkıyoruz." Aynı saatlerde tören salonunun dışındaki bazı göstericiler örgutün kuruculan arasında bulunan ve ortak başkanı olan Sovyet doktor Yevgeni Çazov'un Sovyet muhalif Sakharov'un sürgune gönderilmesini kararlaştıran bir kurulda yeraldığını belirterek ona da banş odulu verilmesini kınadılar. Çazov ise odülünu aldıktan sonra yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: "Nükleer silablar konusundaki yanılmaları ilk yıkanlar ve gerçekleri dünyaya haykıranlar bizler olduk. Halklara ve hükümetlere nükleer savaşın yıizlerce milyon kurbanına karşı doktorlann yapabileceği hiçbir şey olmadığını vurguladık." Bilindıği gibi, söz konusu örgüt, beş yü önce ABD'li ve SSCB'li doktorlar tarafından kurulmuş, elliye yakın ülkeden de destek görmüştü. Derneğin biri Amerikan biri Sovyet olmak üzere iki başkanı bulunuyor. Mücahitler 300 Afgan askerini öldürdü Kabü'deki Batıh diplomatlar Afganistan 'ın Herat eyaletinde son günlerde meydana gelen şiddetli çarpışmalarda mücahitlerin 300 dolayında Afgan askerini öidürdüğünü bildirdiler. Batıh kaynaklar aynca mücahitlerin Sovyetler Birliği'nden Kabil'e giden karayolunu da birkaç gün için kapattıklannı ve bir dizi Sovyet ve Afgan askeri konvoyunu pusuya düşürdüklerini belirttiler. (AP) Papandmu'nun gözü kilise maUannda Dış Haberler Servisi Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu, mümkun olan en kısa süre içinde kiliseye ait gayrimenkulleri devletleştirerek topraksız çiftçiye dağıtmak istiyor. Buna karşılık papaz ve piskoposlar, Papandreu'dan önce davranarak emlaklannı elden çıkarmaya çalışıyorlar. Bugün Yunanistan'da binlerce çiftçi başkasının arazisini ekip biçerken, 423 manastır, 3 bin papazıyla birlikte 200 bin hektarlık araziye sahip. Bu toprakların çok kuçiık bir bölümü papazlar ya da çiftçıler tarafından ekiliyor ve otlak olarak kullanılıyor. Kiliselerin bugun sahip oiduğu emlaklar, geçmişte Bizans imparatorlan \e Osmanlı padişahları tarafından hediye olarak verilmiştiPapandreu liderliğindeki Pan Hellenik Sosyalist Partisi, 4 yıl once iktidara gelir gelmez çıkarttığı bir yasa aracılığıyla kilisenin elindeki emlakın satılmasını yasaklamıştı. Ancak kilise, yasanın çıkanlmasından sonra da bir yolunu bularak arazilerini elden çıkarmayı başardı. Kiliseler, tanm alanları dışında, şehirlerde de oldukça değerli arazilere sahip. Bu araziler piskoposlar tarafından "bon filet", kilise mallarının en değerli parçası olarak nitelendiriliyor. Şehirdeki arazilerinin dışında burolara, apartmanlara, villalara, otellere, tiyatrolara ve sinemalara da sahip olan kilisenin Atinadaki kiracılan arasında bar ve genelev sahipleri de var. Kültür ve İçişleri Bakanlığı'nın bulunduğu binalar da kiliseye ait. Piskopos Hierolheos ıse papazları savaşa çağırarak "aslanlar gibi" kükredikleri takdirde "çok şe> elde edeceklerini" söyledi. VEFAT Prof. Dr. İLHAN ULAGAY'ı kaybetmiş bulunuyoruz. Merhumun naaşı 11 Aralık 1985 Çarşamba günü (bugün) saat 10.00'da Istanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nde yapılacak töreni müteakip, Bebek Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Rumelihisarı Aşiyan Mezarlığı'na defnedilecektir. Beyrut'ta kaçırılan iki kişi sahverildi J ^ ^ Lübnan'm başkenti Beyrut'un Müslüman kesiminde beş gün önce kaçırılan iki Hıristiyan dün serbest bırakıldı. Beyrut'taki Amerikan Üniversitesi Hastanesi doktorlanndan Munir Şama ile işadamı Joseph Salame, Şii imamı Şeyh Muhammed Fadlallah 'ın evinde sahverildi. Fadlallah 'ın Iran yanlısı Şii örgüt Hizbullah ile ilişkisi oiduğu biliniyor. ıi ZENGİ*' PAPAZLAR Yunan kilisesi, mallanm devletleştirmek isteyen Papandreu hukümetine karşı sonuna kadar savaşmaya kararlı. Papazlar, hükümet tarafından getirilen satış yasağına rağmen Papandreu 'dan önce davranıp mallanm elden çıkarma telaşı nda AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle