16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ayak uvduramaz olmuşlardı Bu yuzden Avrupa ve Amenka'da araştırma merkezlerı kurulmuş tur Av nca buyuk sanayı kuruluşları, ozellıkle Amenka'da, kendı ıçlennde araştırma merkezlerı kurmuşlar, bu merkezler araştıncılara unıversıtelerın sağ layamayacağı buvuk olanaklar sağlamışlardır Bunun sonucu, sorunlar bırbırım kovalamış, ozellıkle araştırma ve oğretımm bırbınnden avnlması sorunu tartışma konusu olmuştur uzun su re Çoğunlukla "oğretımı unı versıtelere bırakalım, araştırma>ı da araştırma merkezlerıne' duşuncesı ağır basıvordu bu tartışmalarda Ama sonunda böyle bır duşuncenın temelden yanlış olduğu anlaşılmıştır Unıversıtenın yalnız oğretım verı olması, unıversıtenın yıkılması demek olacağı gorulmuştur Bılım her alanda sonsuzca ılerleme ıçınde olduğundan, yalnızca oğretım yapan unıversıte yendıklen ızleyemez duruma duşecektır Kendısı araştıncı rutelığı kazanamamış, oğrendığı ıle yetınen kımse de boyuna ılerleyen bılımlerdekı yenılıklerı ızlevemez olur Araştırıcı olmavan oğretım uvesının kendısı bu duruma duşunce, yetıştıreceğı oğrencıler de çağın gerısınde kalacaklardır elbette Araştıncı nıtelığı olmayan öğretım u>elerınden kurulu bır unıversıte en kısa zamanda yozlaşır ve sonunda yıkılmaya mahkum olur Butun bu sakıncalar bugun artık anlaşılmış olduğundan unıversıteler de görevlerını araştırma ve oğretım görevlennıtam olarak venne getırebılmek uzere kendı ıçlennde >enı duzenlemelere gıtmışler, kendılermı yenıden bıçımlendırmışlerdır UMV ERSİTELERİMİZDE GERILEME Bızım unıversıtelerımızın bugun ıçınde bulunduğu duruma gelınce Bızım ulkemızde de unıversıtenın kuruluşu aşağı yukarı Avrupa'dakı unıversıtelerın kuruluşu ıle aynı zamana rastlı>or Ama unıversıte ıdesının ıçenğının değışmesı, çağdaş unıver sıte ıdesıne davalı bır unıversıtenın kurulması, Avrupa'dakınden ancak 150 vıl sonra, Ataturk'ün 1933 unıversıte reformu ıle gerçekleşebılmıştır O vıllarda Almanya'da egemen olan Hıtler rejımı ıle bağdaşamayan ya da o reum tarafından ulkelerınden kovulan her bırı kendı alanlarının bırer otorıtesı olan Alman profesorlennı hıçbır ulkenın kendılerını kabule cesaret edemedıklerı bır donemde Ataturk, Turk unıversıtesme davet etmış, unıversıte reformu bu otontelerce gerçekleştırılmıştır (Şımdılerde ıse Pakıstan'dan öğretım uyesı getırtılmesı duşunuluyor Bu duruma Ataturk dev rımıru yaşavıp da ıçı sızlamavan yoktur sanınm ) Bu reformla oğretım sıstemı değıştınlmış, çağdaş akademık yetışme ön plana alınmıştır, bunun sonucu unı* versıtelenmızde bılımsel duşunüş egemen olmuş, bızde de bılgın (âlım) tıpın yerını akademık formasyonla araştıncı olarak yetışmış oğretım uyelerı almıştır Ellı yıl suren bu sıstem bugun YÖK Yasası de kökten bır değışıklığe uğramıştır Son yıllarda değışen toplum yapısı ıle bırlıkte unıversıtelerımızde de reform yapılmasını gereküren durumlar doğmuştu gerçı Bu reformları ne yazık kı unıversıtenın kendı ıçınde yapamamış olması dışarıdan "mudahale"yı gerektırdı Bugun unıversıteler ışlemez duruma gelmış, araştırma bakımın dan da, oğretım bakımından da gorev ını yerıne getırememek sıkmtısı ıle karşı karşıya kalnnşür Bunun nedenlen kısaca şövle sıralanabılır 1 Hıçbır hazırhk yapılmadan, oğretım uyesı yetıştırmeden 27 ünıversıte açılmıştır Bu unıversıtelenn oğretım uyesı gereksınımını karşılamak uzere hıçbır akademık formasyonu olmayan kımselere unv anlar dağı tılmıştır 2 Asıstanlık kurumu ve habılıtatıon (doçenthk tezı) kaldınlmış Böylece ılensı ıçm de eleman yetıştırme olanağı kapanmıştır 3 Genç aday doktorasını yapar yapmaz, hıçbır bınkımı olmadan, 10 saat ders yuku ıle unıversıteye oğretım uyesı olarak atanabümektedır 4öğretım uyesı oğrencı sayısı denk tutulmamıştır 5 Planlamasız ve yanlış eğıtım polıtıkası yuzunden ünıversıtelere alabıleceğınden fazla oğrencı almmış Oğretım uyelerı 50 kışıhk derslıklerde 200 300 kışıhk semınerler yapma>a zorlanmıştır 6Çerçeve programların mufredat programı durumuna getırılmesı ve bu ders programlannın okunacak kıtapların bıle YOK tarafından dıkte edümesıyle bılımsel ozerklık kaldırılmıştır 7 Edebıyat Fakultesı gıbı fakultelerde yetışme ıçın çok gereklı olan lısans tezlerı kaldırılmıştır Semınerlerde odev yaptırılamaz olmuştur 8 Ancak profesörle rın doktora >onetebüeceğı kurab kaldınlmıştır 9 Resım, musıkı, tıyatro sanatçılan doktora yapmaya zorlanarak sanatlarından özven ıstenmektedır Doktora ıle sanatçı olunamayacağı gözardı edılmıştır 10 Buçok fakültede öğrencılere yabancı dıl öğretımı sağlanamamaktadır 11OğTencıler sınavdan sınava koşuşmaktan krtap okuyamaz ol muşlardır 12 Bırçok fakultede kıtapbklara parasal sorunlar yuzunden kıtap ve penyodık yayınlar getırtılemez olmuştur. 13Bölüm dergılerı kaldırılmıştır 14 Butun bu olumsuz koşullarda genç oğretım uyesının kendı kendını yetıştınp araştırmaya zaman ve olanak bulduğunu varsaysak bıle, kıtabım 45 yıldan önce yayımlavamaz duruma getınlmıştu' Bolum dergılen de tekele alındığından makalelerını bıle yayımlama olanağı bulamamaktadır SONUÇ Bu durum duzeltılmedıkçe ünıversıtelenmız çağdaş unıversıte olma nıtelığını busbutun yıtıreceklerdır Bunun sonuçları kısa bır sure sonra daha ıyı gorulecektır 1950'lerde yıne aynı yarüış yolla, hıçbır hazırhk yapılmadan, öğretmen yetıştırdmeden, yuzlerce lıse açılmıştı Bırkaç vıl sonra ortaokul dıploması bıle alamayacak nıtelıkte öğrencılerı karşımızda bulduk Gençlenn kusuru değıldı bu Derslerın çoğunu, oğretmenı olmadığından, o dersı hıç görmeden bıtırmışlerdı lısevı Öğrencının kultür duzevı gıttıkçe düştu Sonucun ne olduğu da götuldu sanınm Bırkaç vıl sonra çok daha buyuk sorunlarla karşılaşacağımızı kımse bılmezlıkten gelme melı U ARALIK 1985 Üniversite tdesi Üzerine İJnıversıtelenmızın ıçınde bulunduğu durum duzeltılmedıkçe, çağdaş üniversite olma nıtelığını busbutun yıtıreceklerdır. Bunun sonuçları, kısa bır sure sonra daha tyı gorulecektır. 1950'lerde yıne aym yanlış yolla, hıçbır hazırhk yapılmadan, oğretmen yetıştırılmeden yuzlerce lıse açılmıştı. Bırkaç yıl sonra ortaokul dıploması bıle alamayacak nıtelıkte öğrencılerı karşımızda bulduk. PENCERE "Bilim ve Sanat" dergisi.. Babıâlı tekellesme surecını yaşıyor Butun gazete ve dergıler dort grubun elındedır Mızah televızyon sınema dedıkodu spor, magazın sanat, kadın, elışı, çocuk dergılerıne bır goz attığınız zaman bu dalların belırlı holdıng ağaçlarına bağlandığını goruyorsunuz Çok satışlı gazetelerın (kımı zaman kapaiı, kımı zaman açık) ülkenın en buyuk tekellerıne dayanması, basın özguriuğunu sermayenın sansurunden geçırıyor Turkıye yedı yıllık bır sıkıyonetım donemı yaşadı Bu dont mın yarısı tam askerı yonetım kapsamındadır Bır yandan kâğrt uzerındekı yasal yasaklar, bır yandan sıkıyonetımınden gelen sözlu yasaklar surerken basın ozgurluğunun varlığından soz edılemezdı Bugün de "basın ozgurluğu var" denemez 12 Eylul dönemınde ağırlastırılan yasalarla sıvıl sıkıyonetım suımektedır Olayın çarpıcı sıyasal yanıdır bu, ama, basının daha buyuk sorunu Babıâlfnın tumuyle tekelcı sermayenın elıne geçmesı tehlıkesınden oluşuyor • Boyle bır ortamda tekelcı basının dışında bağımsız yaşamayı sürdurebılen her dergı her gazete paha bıçılmez değer taşıyor "Bılım ve Sanaf bunlardan bırıdır 1985 aralık sayısıyla 6'nci yılına ulaşan dergı, bu guzel olayı okurlarına şu sozlerle yansıtıyor "6 yıla ulaşan okuyucu desteğv 1981'ın güç koşullannda yola çıkan dergınız 6'ncı yılına sız okurtarın tem&l desteğıyte ulaştı Değerlı çabalannızın ve katkılannızın daha da nıtehklı bır "Bılım ve Sanat" yaratacağına ınanıyonız Bthm ve Sanat aydınlığının 6'ncı yılında okurlarımızı kutluyoruz Bılım ve Sanat'a abone olun Abonelıkler armağan ederek dostluklannızı pekıştırın " Demek oluyor kı "Bılım ve Sanaf' sermaye gucunun en baskılı dönemınde yayın yaşamma katılmış, ama, bugunlere dek ayakta durabılmesını bılmış "Mucıze' dır bu Bılımden, sanattan, alınterınden yana bır tek kurumun bıle ayakta kalmaması ıçın amansız bır seferberlığın gündeme gırdığı yıllarda bır avuç aydının çıkardığı dergının yaşayabılmesı ne demektır7 Bunu bılen bılır Anadolu'nun yakın yerındekı gazete satıcısına bıle baskı yapıldığı dönemlerden geçerek bugunlere ulaşmak, okur ıle yayımcının bılıncı buluştuğunda gercekleşıyor Çünku olumsuz koşullar bu turde dergılerı etkıler, yayımcı hıçbır zaman kafasındakı dergıye ulaşamaz parasal eksıklıkler, sıyasal baskılar, kâğıt basımevı dızgı, dağıtım zorlukları dağlar gıbı yığılır Her ay daha guzel değıl daha kotu dergı çıkarmamak ıçm soluk soluğa bır yanş başlar Ote yandan tekelcı basın "Bılım ve Sanat" gıbı dergılerın ışlevlerını koreltmek ıçın, cıcı kâğıtlar guzel baskılar, boyaiı sayfalarla halkı kendıne çekmek yolunda elındekı mılyarları kullanmaktan gerı kalmaz Ben yandan toplumdan soyutlanmış ve fıldışı kulesıne çekılmış yarıaydın, aybaşında elıne dergıyı alınca dudak buker ve aşağılayıcı bır çokbılmışlıkle elınden atar Becerememışler, ne bıçım dergı b u ' Ben çıkarsam yuz kat lyısını yaparım • Bılım ve Sanat'ın onemlı bır özellığı Turkıye'yı bunaltan ağır koşullarda başını dık tutarak yaşamasını bılmesıdır, ıkıncı ozellığı, ayırıcı değıl butunleştırıcı, bırleştırıcı toparlayıcı bılıncın dergısı olmasıdır Baskı dönemlerınde çoğu aydında gerılımlı yaşamın olumsuzluk çıçeklerı açar Rejımın zorbalarına ve sermaye ıdeolojısıne karşı savaşımını surdurmesı gereken aydın,' entelektueller arası" suçlama dıdışme ve tartışma kolaylığında deşarj' olmayayönelır 'Bılım ve Sanat' bu kısır çekışmelerın hedef saptıran alanı olmaktan sakınmıştır Nıce yıllara "Bılım ve Sanaf Prof. Dr. BEDİA AKARSU Sekız yuzyılhk tarıhı ıçınde unıversıtelerın, hepsınde ortak olan, değışmeyen tek bır ıde^ı var Bılım Bılıme hızmet etmek, bılım eğıtımı vermek ve bılım yardımıyla duşunce dunyasının duzeymı yukseltmek, Ortaçağ dan gunumuze değın üniversite lerın ereğıdır Ancak bılım anla yışında durum değışıyor Bılımın ıçerığı ve vöntemıen bakımından eskı unıversıtelerle çağdaş unı versıte tam bır karşıthk ıçınde îlk unıversıtelenn Ortaçağın son dönemlerınde 12 yuzyılda Ital ya, Fransa, lspanya gıbı Latın ulkelennde kurulduğunu göru yoruz 13 yuzyılda Ingıltere'de, 14 yuzyılın sonlarında Alman ya'da kurulan unıversıteler 15 yuzyılda artık \vrupa'nın her yerınde bu arada tstanbul'da da görulmeye başlamıştır Çoğunlukla sanıldığının tersıne Ortaçağda da bu> uk bır kultur yaşamı \ar Ama bu kultur kendı ıçıne kapaiı, araştırmaya açık olmayan bır felsefeye dava lı Bu felsefe de her şeyden once bır öğretıcıdır, araştırıcı değıl Bu felsefe doğruları aramaz, çunktt ona zaten sahıp olduğuna ınanır Bu da kutsal kıtaplar da ve bu kutsal kıtapların yanında Yunan fılozoflannın, ozellıkle Platon ve Arıstoteles'ın yapıtlanndadır Onaçağ Islam dun yasında olsun, Hırıstı>an dünyasında olsun kutsal kıtaplardakı doğrulukla Yunan fılozoflannın yapıtlanndakı doğru luğun bırbırının a>nı olduğuna ınanır Bundan bovle Ortaçağ felsefesı bır dın febefesıdır. Felsefenın görevı de dınsel dogma ları, Ortaçağın dınsel anlayışını bırtakım sağlam çerçevelere yer leştırmektır Doğnılar kıtaplardan öğrenılebıhr Gozonunde bulundurulması gereken valnızca doğru jorumlamaktır. Bılı mın ılerlemesı de ancak eskı ku ramlan yenıden duzenlemek \e yenıden bıçımlendırerek yenı kuramlar gelıştırmekle sınırlı kalıyordu Doğruları kıtaplardan oğrenen, bunları vavan kımse de bılgın (âlım) olu>ordu Unıversıtelerde de bılgınler \enı bılgın ler yetıştınrlerdı Bu donemlerın "unıversıte ıdesı" de bovlece bılgın ıdesı, unıversıtenın gorevı de bılgın >etıştırme oluyordu Ortaçağın kendı ıçıne kapaiı duşunce dunyası Yenıdendoğuş'la (Ronesans) bırlıkte tumden değışmıştır Yenıdendoğuş buyuk buluşlar, yaratmalar ça ğıdır Yenı teknığın getırdığı araçlarla A\rupa kulturu başka yerlere de yayılmava başlamış, dınsel olan ve kılısenın resmı go ruşune dayanan dunya goruşunun yerını büımsel gonış almıştır Bu goruşle deneme ve araştırmalara ver verılmış, buluşlar ve varatmalar bırbınnı kovala mış, ozellıkle doğa bılımı çok gelışmıştır AVDINLANMA, ARAŞTIRMA DUŞUNME OZGLRLUĞU lnsanın her turlu ınançtan sıyrılarak kendıne, usuna guvenıp yalnızca kendı usuna davanarak yaşamı kavramava, duzenlemeve çalışması Aydınlanma Çağı'nda daha bır gelışmış, gunumuzde doruğuna erışmıştır Ama bu, Batıda da kolay olmamıştı Bılımsel duşunuşun, her turlu ınanç ve geleneklerden bağımsız olan özgur duşuncenın egemen olması ıçın ınsanlık yuzvıllar boyu savaşmış, pek çok da kurban vermıstır Ama sonunda u>gar ulkelerde bu sa\aş kazarulmış, eğıtım oğretım laık bır temele oturtulmuş, araştırma ve duşunme ozgurluğu sağlanmıştır Ancak bu bılımsel gelışmeler Avrupa'da da unıversıtelere çok geç yansımış, unıversıteler 18 yuz\u sonlarında bu venı geüşen bılımlere hızmet edecek duruma gelebılmışlerdır Bılımsel duşu nuşe dayalı çağdaş unıversıte idesi boylece ancak 19 yuzvılda gerçekleşebılmıştır Yalnız eskı yı bılen. oku>an değıl, aynı zamanda araştıran aravan ınsan tıpı ortaya çıkınea, eskı bılgın (âlım) tıpımn yerını araştıncı ınsan tıpı alacaktır artık Yenı kuşakların da unıversıtelerde araştırıa olarak yetıştınlmesı gerekıyordu Araştırma çağdaş unıver sıtenın temelıdır Araştırıcılık ıdesı de çağdaş unıversıtenın temel ıdesı olmuştur Bılımın durmadan ılerlemesı, gehşmesı, boyuna yenılenmesı araştırıcıların varlığını da gerektınvor, unıversıte oğretım u\elerının de bırer araştırıcı olmasını zorunlu kıhyordu Kendısı araştırıcı olmayan, araştırıcı olarak yetışmemış bır kımseden yenı araştıncılar yetıştırmesı de beklenemezdı Ancak venı unıversıte ıdesı bazı sorunları da bırlıkte getırdı Unıversıte hem araştırma hem de oğretım gorevını bırlıkte yuklenıyordu Bır unıversıte oğretım uyesının hem araştırıcı hem oğretıcı olması gerekıvordu Bun lann ıkısı de bır vana bırakılamazdı Ama bılımın başdondurucu ılerlemesı, araştırma alan larının genışlemış, uzmanlaşmanın artmış olması, hem araştırma hem oğretım >apma vukumluluğunde olan unıversı telerı guç durumda bırakmış, unıversıteler bılımın gelışmesıne OKT&Y AKBAL EVET/HAYIR Yoksulluk Görüntüleri... eğitimini "Daktilografi" temeli uzerinde yükselterek kolaylaştıran; bilimsel yöntemlerle başanyı kesinleştiren, kısa ve pratik yollarla İŞSİZ GENÇLERE geleceğm en parlak mesleklerinı: BILGISAYARCILIĞI, MUHASEBECILIĞI veya SEKRETERÜĞİ kazandıran; ışı olan çahşkan gençlenn nıteliklennı artıran ve yükselten Bellı kı hastaneden yenı çıkmış Sapsarı bır yuz Ğozlerı yaş ıçınde 'Kocam hastanede yatıyor çoluk çocuk açız, sızlerden yardım nca edıyorum dıyor Trendekı yolcuların hepsı yoksul kesımden Kımının pantolonu, ceketı yamalı, kımının papucu yrrtık, boyasız Ama hepsı de yırmı lıra, on lıra verıyorlar kadına Kendı durumlarım unutarak' Ikı durak sonra başka bır ınce kadın Bu kez kucağında bır bebek O da başlıyor 'Açız kardeşler, çocuğumla açız, bıraz yardım' Yıne trendekı yoksul yolcular ceplerınden, çantalarından on lıra, yırmı lıra çıkarıp uzatıyorlar Yaşlı bır kadın kı o da perışan durumda bır ellı lıra çıkarıp yanındakıne gosterıyor 'Bu ne kadar">' dıye Ellı lıra olduğunu anlıyor Yıne de uzatıyor çocukl'i kadına Yoksulu en lyı yoksul anlar Bu yoksul yolcular avuç açıp yardım bekleyen şu soluk kadınlara acıyorlar Eller.ndekı avuçlarındakını vermekten çekınmıyorlar Beterın beterı var bızden de kötu durumda olanlar var dıyerek Içlerı sızlıyor Karşımdakı sakalları uzamış yaşlı adamla belkı de genç, ama gorunuşü yaşlı goz goze gelıyorum Başını sallıyor bır of çekıyor Derken bır ufak çocuk, elınde balonlar, dudaklarında moda bırtürku 'Mavı mavı masmavı' Bır başkası, defter satıyor Bır başkası 'Kuran'ın kalbıdır' dıye dınsel broşurler satıyor Bır kör adam, elınden tutmuş bır kız çocuğunun, 'Benı bu trenle gıdenlerbıhr dıye yardım ıstıyor Dört çocuğunu geçındırıyormuş da Yureğımız parçalanıyor bu goruntuler bu seslenışler karşıstnda Kentte bır akşam üstu trenı Yaşamdan bır anlamlı kesıt Herkes yoksul, herkes aç herkes bır şeyler bekler gıbı Kımı pıyangodan, kımı Totodan, kımı at yarışlarından zengın olmayı duşluyor Kımılerı de gazetelerın verdıklerı kuponları bırıktırıp şans oyunu oynuyor Kımse emeğıyle daha lyı bır yaşama kavuşabıleceğını ummuyor Çalışarak nasıl köşe donulur? Ya vurgun, ya soygun ya onu bunu kandırmak, ya da kendını satmak, şu ya da bu yoldan' Hep yazmak ısterım, olmaz Aksaray'dakı geçıdın altında, ustune gazete ya da naylon bır ortu sererek yatıp kalkanlar Soğukta, karda, kışta bıle onları çok görmuşumdur Bu yoksulluk goruntulerını otobus, taksı, özel taşıt yolcuları görurler Bır anlığına da olsa ıçlennde bır şeyler sızlar mı? Insanların suründuğu, açlık çektığı, turlu acılar ıçınde canına kıydığı, ahlak dışı yollara ıtıldığı bır toplumda huzur olmaz, mutluluk ıse hıç olmaz Türkıye'nın kurtuluşu Turk halkının daha lyı bır yaşama duzeyıne kavuşturulması Butun bunlar guzel umutlar, guzel sozler1 Polıtıkacıların ağzından hep duyduğumuz Ama ışbaşına gelır gelmez unutulan Herkes koşeyı hızlı donmek yarışında' Bakıyorsunuz genç bır adam onemlı bır goreve gelıyor O görevı gereğı gıbı ustleneceğıne kendısıne guvenceler aramaya başlıyor Çok sıkıntı çekmışmış bır daha o durumu yaşamamak ıçın bırtakım ters yollara sapmak zorunda kalmış1 1 Bulduğu mazeret bu Hem bu sözu ülkenın baş yonetıcısı sayılan bırıne soylemekten de çekınmıyor Ondan, 'Ne yapalım, tyı etmfşsın, once can sonra canan' yanıtı beklıyor' Trende gıdıyorum Boyle şeyler aklıma gelıyor Konuşmalar suratlar Gazetede bugun okudum, bakanların onumuzdekı yıl nerelere gıdeceklerını bır bır sıralamışlar Her bırıne beş altı yer duşüyor' Rekoru Bay Dınçerler kırıyormuş, en çok o gezecekmış Varsın dolaşsın, ışı gucu yok sayılır1 Basbakan a uçak almışlar Rahatça gezsın dıye Başbakan mı gezgıncı tuccar mı? Çat orda çat burda1 Bunca gezı, bunca gıder bunca soz kalabalığı' Sonuçta yurttaşın kazandığı nedır' Hıç Halkımız her dönemde daha beter yoksulluk, umutsuzluk çıkmazlarında çırpınıyor O geldı, bu gıttı' Derken oburu gelecek Ama halk çoğunluğunu duşunen kım? Nufus çığ gıbı artmakta ışsızler ordusu korkunç boyutlar kazanmakta Bır ış bulan da aldığı parayla geçınememekte, yenı başka ışler aramakta Ruşvet salgını almış başını gıtmekte, ahlaksızlık nerdeyse 'ahlak' olmakta Ben boyle şeyler duşunurken, bır yaşlı adam bındı trene Hıçbır şey soylemeden kalabalıkta dolaşıyor Susuyor bakıyor goz lerımıze Anlıyoruz on lıra, yırmı lıra herkes verıyor Bu trenden ınıp oburune bınecek akşama evıne ekmek aş, azıcık guven goturecek Yarına kadar Sonra? Sonrası da boyle daha sonrası da YelkenDünyası 7954 yılmdan beri 38.617 genci iş sahibi yaptı; 14 Dünya rekoru kıran 23 Dünya Şampiyonunu yetiştirdi; Ister Bılgısayar/ı Daktilografi ve veya Bı/gısayar/ı Muhasebe, ıstersenız BASIC COBOL, FORTRAN, PASCAL gıbı Bılgısayar dıl/eny/e PROGRAMCILIK sanatını, bırer bırer veya ıkışer uçer en kısa surelerde, en kolay ve en ucuz oğrenebılmemz ıçın sızlerı de bekhvor Merkezl . Beyazıt Mıthat Paşa Cad 14/1 Beyofllu Şubesı : Istıklal Cad Yonca Han 87/7 Kadıkoy Şutesi Altıyol Kuşdılı Caddesı 6/3 Tel 527 55 25 527 49 03 522 21 06 Tel 149 79 9 3 1 4 9 8 1 0 6 1 4 4 90 11 Tel 338 08 42 336 11 50 AMATÖR BALIKÇILAR SUALTI SPORCULARI VVINDSURFÇÜLER D £ \ ZC N N A R A L I K 1 9 8 5 ^ 5AY I 20 Dunyası YENI HIZVETIMIZ SAT1LIK TEKNELER Dikkat Bu uç şubemızden başka, ŞAMPİYON adı ıle çahşan hıçbır Daktılo, Sekreter ve Bılgısayar kursu şubemız değıldır. G4LERILER "YUZ" RESMIYLE NURİ İYEM 2 20 A/a..k Iş Sanat Gatensı Har Kat 2 Parrrâh>ap»> e *4 20 * 528 66 29526 10 00/112 URART ABIDIN DINO Heykel Sergısı 531 Aralık Floransa Aslanlı Kornıs Sanayıı Umıled $4rttetı kuruluşudur YILBAŞINDA *^ ALACAĞINIZ * SEVDIKLERIIMİZE EN GUZEL ARMAĞAN SEÇKIN IMZALI FLORANSA ÇERÇEVELI BİR TABLODUR le ı I i 1)6 l ) İLAN Turkıye Seluloz, Kâğıt ve Mamullerı Işçılerı Sendıkası (Selulozlş) Olağanustu Genel Kurulu 28 12.1985 gunu saat. 09.00'da Izmıt Inonu Caddesı No: 77'dekı Oğuz Sınema Salonu'nda toplanacaktır. Toplantı gundemı aşağıda gosterılmıştır Ilgılılere duyurulur Saygılarımla RUSTEM KILIÇ AHMET AKCAN G. Başkan G. Sekreter GÜNDEM: 1 Yoklarna ve açılış, 2 Dıvan seçımı, a) Bır başkan b) Ikı başkan veküı c) Ikı katıp 3 Saygı duruşu, 4 Genel Başkan'ın konuşması, 5 Seçım (Genel Yonetım Kurulu seçımı 9 asıl, 9 yedek) 6 Seçım sonucunun ılanı ve kapanış. dzoyn SİSLİ SANAT MERKEZİ Muzık dersı kayı*laruruz Jdfan etnektedır MMSS3K AEDPA NECDET KALAY Resım Sergısı 22 Kasım 11 Aralık JH n ı ?6 I 1985 « M S A İ A T GAURISI VAKKO SANAT GALERİLERİ SUNAR: 3 31 Aralık 1985 Vakko/İstanbul Saı"~ Ozerer P M ı Scrası Sanat Butıfc S , a n Kale ıı T"I|JK B d ^ Kİ[E C£VD€' PAŞA CAD 376 BEKK 165 74 96 FİKRET MUALLA Eaten >"" VMleri 11B019J» a n » atiktıt BILOY SANAT MERKEZİ aı IklKi aontm tlyatro kurîlaıııu ba$l«H}bı »»ncj murlk bak eıoMk ItlkliH «e resım laa«rellttı sannektetfir Bak, kcy Incırl Caö a 3 Sır a M v, K e 5720920 3" BM 5 31 Aralık Vakko/Ankara Mustafa P e ne\ j r ıiın U I' 19041969 Resım Sergısı 720 Aralık Ut. ° e U K <iç • c 46 93 ? CUZZAMLA SAVAŞDERNEGI Merluka «asamak Sergı Salonu KARMA RESIM SERGISI 10 30 Aralık Sabrı Erımal PenHan Kaykal 2ehra Sa» S«ig> GuzeHırpan Um Kııınlı Sanat Bulık Turkıye Gravurlerı Sergısı üıl s at Ka eın TıpK Bas Vakko/lzmır Sı/ar Kalem ^k ba^ı ılar 2 i '6 I e s B TİYATROGÖSTEHı SEHİR TİYATROLARI HARBIYE (140 77 20) I E Re< REVCRestREY 528 66 29526 10 00/412 TC TEŞEKKUR Oğlumuz DOGAN TUMLER'ı başanlı bır doğumla bızlere kazandıran SÜLEYMANtYE DO<İUMEVt doktorlarından Sayın Dr. ALİ SATIR, Sayın Dr. ABİDE YAGMLR, Savın şef Opt. Dr. ŞERAFETTİN TAŞÇI, Ebe MENŞLRE ODABAŞI, Ebe AYGUL ULUTAŞ ve hastabakıcı GULTEN DEMİRHAN'a sonsuz teşekkurlerımızı sunanz NAZMtYE VELl TÜMLER LÜKÜS HAYAT Voneter Hadı, DORMEN 'urkces Satahan EYtBOGLL Yon» er Eng n ULUDAG ANTONIUS ve KLEOPATRA (f alııu Paıar gmılmi 15 00 »« 18 30 4a) NSIMKESMAK L FATIH (526 53 80) 1 BINBIR GECE TuTıçes AK AKSAt* Yoneten L u ı MENASE Trnınt OZAKMAII DEV1HIMRCMRU TAKSİM SAHNESI TUHGUT 0ZAKMAN KUlTUft VE TURI2M IAKANLIGI 1 A K.M BÜYÜK SALON WIUIAM SHAKESPEARE JULIUS CAESAR Oyun 3 Etolum Ycneten Can uufiao 1t> 22 29 A alık 16 00 da ODA TIYATHOSU TAKSİM SANAT 'Ihcfc USKUDAR (333 03 97 AH ŞU GENCLER Muzıkl 3 / U T ı. Bolum Yoneten Rusîu Asyal 10 11 12 13 14 Aralk 20 30 da 14 ftra k 15 0C te W0L KER LUDVI6 RAINER HACHFELO BİR ŞEHNAZ OYUN joneten r> ÇOCLK c NECATI CUMALI DERYA GULU 10 Oyun 2 Bolum Yoneten N ha! A t t a i 12 U 14 A alık 19 00 da 14 A alık 15 00 !e MNCER SUMER llk ve Ortaokul Cagı çocuklan için f L0K0M0PUF USKUDAR Mulurrem SUHARA HARIIYE'de ISLISISLI PISPUSLU ur«c,es ruce ERTEN v r n e ı e r Kahranan ACEHAN V IUBVİGR LUCKER Muzıttl Canı Cocuk Oyunu Yoneten Nına I er 15 22 29 A alık 3 00 t» MARX MEDOFF PERSEMBE SAAT 2l2«ABASI GRUP TAKSİM SANAT Aİhdo BAŞBAKANUK HAZİNE VE DIŞ TtCARET MÜSTEŞARUGENDAN BİLDİRÎLMİŞTİR Hazıne'ce çıkanlan, değışken faıziı 1983 Devlet îç Borçlanma IV Tenıp TahMİlerının, 16 12 1985 tarıhınde vadesı gelen 2 no lu kuponlan ıçın >ıllık ^o 48 5 oranmda net faız ödene cektır Faız odemelerı, TC Merkez Bankası ve TC Zıraai Bankası Şubelerınce >apılacaktır Kamuoyuna duyurulur Basın W527 KUKLACI. Vorsıen Oei (C te< p 3'ar 1 00 Yenı evlı çıft ıçın Boğaz manzaralı kıralık daıre aranıyor 140 75 42 IC les f"ar 00 SEYİRCİLERJMİZ İCİN OYUN •İTİMİNOE HER SEMTE İETT OTOtUSU TANSİS EOİLMİ$TİR MERKEZ GISEMJZ TAKSİM SANAT GALERİSİNDE TEIEFON 145 20 S l SESSÎZLİĞİN İÇİNDEN ı one en Ecde AKISIK GUL SATARDI MELEK HANIM O/un 2 Bolum loneten Sadrettn Mlıc 17 18 1° 20 2 AraU 19 00 da ? Ara k i s n f i l p BULUTSUZLUK OZLEMİ Nepı vavasoğultarı (G«ar) KjnOz (BasVUUI) PtTAp (D^ıvıj) S«ın K0I09İU (Pıyano) j.V r, !.v»l IU ""=•>. 8 19 20 21 Aralık 20 30 a
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle