16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/Î2 HABERLERİN DEVAMI 1 ARALIK 1985 Gene Soykırım Hikâyesi (1) (Baştarafı 1. Sayfada) arası işbiıiiği" sözünü ağızlarına almaları inandırıcıhktan çok uzak kalmaktadır. Amerika Başkanı Ronald Reagan, "terorizme karşı işbirliği"nden en çok söz eden devlet adamlarından biridir. Kaliforniya Valisi Dökmeciyan'ı Amerikan Soykırımı Konseyi üyeliğine atayan da gene kendisidir. Bugün ABD'nin Kaliforniya eyaletinde "Ermeni soykırımı" iddialarının liselerde ders kitabı olarak okutulması kabul edilmiştir. Sayın Reagan, "terorizme karşı işbiriiği"nden sürekli dem vurmaktadır, ama Ermeni terorizmini özendirici nitelikte bir karar tasarısı Amerikan Kongresi'nde 233 oy toplayabilmektedir. Vte Reagan yönetimi buna karşı yeterli bir mücadele vermekten uzak kalmaktadır. Temsilciler Meclisi'ndeki karar tasarısmda şöyle denilmektedir: "Dünyadaki bütün Ermeniler ve dostları tarafından, özellikle 19151923 yılları arasında Türkiye'de yapılan şoykınmın kurbanlan olan 1.5 milyon Ermeninin hatırasının anıldığı 24 Nisan 1986 tarihinin, insanın insana zulmünün milli anma günü olarak saptanması..." Bu karar tasarısı 4 Haziran 1985'te oylanmış, fakat 233 oy almasına rağmen gerekli üçte iki çoğunluğu sağlayamadığı için kesinleşmemiştir. Işin ilginç yanı, Reagan yönetiminin, kararın, kesinleşmesi durumunda kendisini bağlayacağını Kongre'ye bildirmiş olmasıdır. Karar tasarısının hafta içinde Kongre Tüzük Komisyonu'nda yeniden ele alınması beklenmektedir. Acaba Reagan yönetimi bu karar tasarısına ne ölçüde karşı çıkacakt/r? "Tavşana kaç, tazıya tut" tavrını yeğleyip, tasarının Damokles'in Kılıcı gibi sallanmasına mı yeşil ışık yakacaktır? Bilemiyoruz şimdilik. VVashington Büyükelçimiz Şükrü Elekdağ, VVashington Times gazetesine verdiği demeçte, karar tasarısının kesinleşmesi durumunda TürkAmerikan ilişkilerinin "ciddi ve tamiri mümkün olamayacak derecede zarar görebileceğini" söylemiştir. Haklıdır Sayın Büyükelçi. Anadolu Ajansı'nm haberine göre Büyükelçi Elekdağ, Ozal hükümetinin, "Amerikan askeri tesislerinin Türk topraklan üstündeki varlığı konusunda yeniden değerlendirmeye" yönelebileceğini de ima etmiştir. Ulkemizin bütünlüğüne karşı faaliyet gösterenleri, teröristleri yüreklendiren Amerikan Kongresi'ndeki bu girişimlere karşı en kararlı ve sert tepkinin gösterilmesi ulusal bir görev niteliği taşır. İş, yalnızca tepki göstermekle bitecek değildir kuşkusuz, ama Türkiye'nin öyle itilip kakılacak bir ülke olmadığını sergilemenin böyle bir kalkış noktasından geçtiği hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır. * Bir dost ve müttefik ülke olan Amerika'da durum böyledir. Öte yandan, iyi komşuluk ilişkilerini sürdürmeye ve geliştirmeye Türkiye'nin her zaman özen gösterdiği Sovyetler Birliği'nde de bu konudaki belirtiler pek öyle iç açıcı değildir. Yarın da bu konuya satırbaşlarıyla degineceğiz. Söylemezoğlu: Sağda birleşmek içîn yenî bir ışık doğuyor olan Elbistan'da halka hitaben MEHMET YAPICI bir konuşma yaptı. SöylemezoğELBtSTAN MDP Genel lu, havamn yağjşlı olmasma karBaşkanı ÜHcü Şöylemezofla, şın eski terminal meydanında ElANAP hılkünıetinin başkalan bistanlılara sesienirken Anavatan zamarnnda planlanan tesislenn ıktidannın ülkede yatmmları temelini attığını, yine başkalan durdurduğunu, işsizlik ile hayat dönemıode temeii atılan tesisle pahablıgjm arttırdığıru savundu ri acugın] bildirerek, "Bir gün ve şöyle devam etti: kendBeriM ait bir şeyteriB temeÜBİ atacak otariarsa görmek için "HHkümetin bakanı tanfradzel olarak gidecegİBi" dedi. dao bBgan açıb|i yapılan şeker Söylemezoglu, sagda birleşme fabrikaama temeh 1976 yıhada, için DYP dıjında yeni bir "ı^k" temeB aofan kan«Hy»syon projedoğduğunu da sö>'ledi. & kt 4 yi 6uet İBer Bankas'nca progniBa ahnıniftı. Ben o zmMDP lideri Söylemezoglu, El man lnar «»fc.ııiıir. Müsteşan bistan Şeker Fabrikası'nm açılı idtao ve ba projeaiıı programa oktnguno şına katıldıktan sonra memkketi biüyonıınnz. Bagaa acıuşı ympılas MikiiiBet bontnBB «emeV de tm Bftküme* dönemiıd» önce •triauftı. AnmmtmfctikametiMdeceteJevizyoodagöföBinek içiıı dana önce başl«mış bizmederiB acüışuıı ve planlanmıs tesiskrİB temcüni «öyor." MDP Genel Başkanı, konusmasında birleşme konusuna degindi ve "Bu mittete hizmet edecek kadroUr hazırtaaıyor «e geliyor. Demokratik sagı toparlamak için yoflar» dttjtuk. Biriesfli $ol bir anyt gekfi. Demokratik sagı da matlaka Mrieştireceglz, yrai bir ıpk dofayor, bn ışık demokratik sagı bir »nrya geüreceküVdedi. GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Uyuşmazlık konusu şu: Pehlivanlı, Çimseİş Sendikası'nın müşavir avukatıymış. Yapılan avukatlık sözleşmesine göre Pehlivanlı, sendika adına girdiği davalarda "belirlenen vekalet ücreti dışında" bir para da almayacakmış. Bolu Çimento işyerinde çalışan işçiler, 1981 yılındayürürlükteolantoplusözleşmegeregikendilerine işverenin "net kârından beher milyon için iki yevmiye tutannda" para ödenmesi için gerekli başvurularda bulunmuşlar. İşveren, 1981 yılı için ödeme yapmış, ancak 82 yılı için Yüksek Hakem Kurulu'nca yapılan sözleşmede "kâr primi" ile ilgili hüküm bulunmadığı savı ile ödeme yapmamıştır. Sendika ile işveren arasındaki uyuşmazlık bu konudan kaynaklanmıştır Mahkeme, dava açan 368 işçi için 44 milyon 333 bin 455 liranın işverenden alınıp, işçelere ödenmesine karar vermiştir. Avukat Pehlivanlı, bu 44 milyon paranın yüzde 10'u olan 4 milyon 400 bin lirayı vekalet ücreti olarak kesmiş, geri kalanını noter huzurunda işçilere çek olarak vermiştir. Mahkeme, anapara dışında, ödenecek paranın yüzde 5'i oranında da faiz ödemesi yapılmasına karar veımişti. Bu para, kuruşu kuruşuna, 4 milyon 873 bin 433 lira 50 kuruş tutmaktaydı. Avukat Pehlivanlı, bu faiz ödemelerini de aldı. Ancak işçilere ödenmesi gerekli faizleri odemedi. Bunun üzerine işçiler, noter aracılığı ile avukat Pehlivanlı'ya birer ihtar çekerek yasal faizin kendilerine düşen tutarının ödenmesini istediler. Pehlivanlı, bu paraları ödemedi. İş de büyüdü. Türkiye Çimseİş Sendikası, konuyu Ankara Barosu'na yansıttı. Sendikanın yazılı başvurusu üzerine avukat Pehlivanlı hakkında disiplin soruşturması açıldı. Avukat Pehlivanlı Ankara Barosu Yönetim Kurulu'nda yaptığı savunmada, faiz ve icra giderlerinin kendisine ödendiğini; kendisinin de "ilamlan icraya koyduğunu" bu yüzden "icra vekalet hakkı" doğduğunu ileri sürdü. Baro Yönetim Kurulu, "İcraya intikal etmiş bulunan dosyalar itibarıyla faizler dahil avukatın almış olduğu para ve muhakeme giderleri" için bir işlem yapılmasına gerek olmadığını saptadıktan sonra şu konuya değiniyor: "Dosyadaki mevcut noteriik belgelerine göre şikâyetli avukatın icraya intikal ettirmediği 33 dosya için de faizleri aldığı, ancak bunlan iade etmediği anlaşılmıştır. Bu duruma göre şikâyetli avukatın icraya konmamış dosyalar için ayrıca vekalet ücreti alma hakkı olmadığına göre bunu hak sahiplerine iade etmesi gerekirdi..." Baro Yönetim Kurulu, bu gerekçelerle, ANAP Ankara Milletvekili Alpaslan Pehlivanlı hakkında "disiplin soruşturması" açılmasına karar vermiştir. Alpaslan Pehlivanlı, önümuzdeki cuma günü Ankara Barosu Yönetim Kurulu'nda kendisini savunacaktır. Bir "işbitirici"n'\n öyküsü şimdilik bu kadar. "TBMM Adalet Komisyonu üyesi" ANAP Ankara Milletvekili Alpaslan Pehlivanlı icraya koymadığı dosyalar için aldığı işçi paralarını sahiplerine ne zaman ödeyecektir? Erbakan: Ifeni devîr (Baştarafı I. Sayfada) "maşallah" dedi. Eskisi gibi kısa kesilmiş saçlannın tümüyle beyazladığı dikkati çeken Erbakan, otobüsle Istanbul'a gelinceye kadar gümüş alyansını taktığı sağ eliyle yayından gecen konvoyu selamladı. Bir ara gazetecilerle de konuşan Erbakan, "Biz onlara, onlar bize hasret kalmış" dedi. Birkaç kilometrelik bir konvoyla Istanbul'a girmekten bahtiyar olduğunu, tarihi bir gün yaşadığını hissettiğini de söyleyen Erbakan, MSP davasından beraat ettiklerini hatırlatarak şöyle konuştu: "Bizi beş sene mumyalamışlardı. Bizim için zaman işlememişti. Şimdi tekrar başlıyor." Eyüp'te otobüsten "Mücahit Erbakan" sloganlan ile inen Erbakan, burada kendisini, baş parmaklan havada, sağ yumruklarını sıkarak selamlayanlara, el sallayarak karşıhk verdi ve "Allah nzası için açılın" bağırışlan arasında Eyüp Sultan Camii'nin avlusuna girdi. "Gdrevli" olduklannı söyleyen ve kolkola girerek koridor oluşturan sempatizanlannın arasından güçlükle Eyüp Sultan türbesine ulaşan Necmettin Erbakan, türbenin içine girmeden dış parmaklıklar önünde dua etti. Başına beyaz dantel bir takke giyen Erbakan yine "Mücahit Erbakan" sloganlan arasında otobüse döndü. Eyüp'ten Topkapı'ya, Fatih'ten geçerek giden konvoy, yol bo>iinca küçük bir gövde gösterisi yaptı, trafiğin açık olmasma rağmen çok yavaş giden otomobiller sürekli korna caldı. Milli Gazete"nin Topkapı'daki tesislerinde bir basın toplantısı düzenleyen Necmettin Erbakan, önce p>encereden kendisini aşağıda bekleyenleri selamladı, öğle ezanınm okunup bitmesinden sonra kısa bir konuşma yaparak, "Kendimi şu anda yeni bir devrin başlagıcında hissediyorum. tnşallah önümuzdeki günler daha güzel olacak" dedi. Basın toplantısında beş sayfalık yazüı metni, tek kelimesini bile değiştirmeden okuyan Necmettin Erbakan, daha sonra gazetecilerin sorulannı yamtladı ve bir soru üzerine anayasanın geçici 4. maddesinin MSP yöneticilerini kapsamadığını bildirdi. Erbakan, söz konusu maddenin o dönemdeki iktidar ve ana muhalefet partisinden "açıkça söz ettiğini, Mecliste grubu bulunan öteki siyasi partilere değinmediğini" ve yine aynı maddenin birinci fıkrasında "de>letin şahsiyetine karşı işlenmiş cüriimlerden berhangi biri ile ilgili olarak kamu davası açılmış olanlar" cümlesinin geçtiğini belirtti. Basın toplantısında, 12 Eylül öncesi Türkiye'nin sorunlannın can güvenliği ve asayiş ile ekonomi konularında iki grupta toplandığını anlatan Erbakan bugün sorunlann üç bölümde toplandığını ve bunlann "hürriyet ve insan haklan". 'Türkiye'nin güçlenmesi", "mflletin refahı" olduğunu savundu. İnsan hakiarı ile ilgili iddia ve eleştirilerin üç noktada toplandığını söyleyen Erbakan şöyle konuştu: "1982 anayasanın ek gecici 4. maddesiyle getirilen tahditler ve bunun neticesinde insan haklan bakımından vatandaşlann çeşitli gruplara aynlmış olmasıntn, anayasada yer alan insan haklanna saygı ve herkese eşitlik ilkesine uymadıgı ifade edilmektedir. 2969 sayüı kanunla koyulan sınırlamalann da yine anayasanın söz ve ifade hürriyeti temel prensiplerine aykın olduğu, daha iyi ve guzelin bulunabilmesi için herkese söz hürriyetinin verilmesi, fikirlerin açıkça ve serbestçe söyknmesine zemin hazırianmasının uygun ve faydalı olduğu ileri suriilmektedir." Türkiye'nin güçlenmesindeki temel noksanhğı, "ağır sanayimizin olmayışı. savunma silah ve vasıtalanmızı bağımsız olarak kendimizin yapamayışıdır" diyerek açıklayan Erbakan IMF'ye bağımlı politikaların da ülke ekonomisini "inkan gayri kabil tarz"da tahrip edip çökerttiğini söyledi. Yüksek faiz ile para değerinin düşünilmesini ekonomideki "viriis"ler olarak niteleyen Necmettin Erbakan, "Herkes öz varlıgını tüketmiş, her şeyini seferber ederek yaşama mücadelesi vennektedir" dedi. Basın toplantısı sırasında gürültü olması üzerine, iki kez konuşmasını keserek "liitfen konuşulmasın" diyen Erbakan öne sürdüğü sorunların çözümü için "altenıatiF' de getirdi: "Bizim inancımıza göre kurtuluşun yolu: Kendi gücümüzle kalkınmadır." Erbakan, hedefe ulaşmak için "milli göriiş"ün ancak "milli çözünT'le gerçekleşebileceğini söyledi. Basın mensuplannın sorulan üzerine, bugünkü siyasi partiler hakkında görüşlerini açıklamak istemediğini bildiren Erbakan, "kadayıfın altı" ile ilgili soruya ise sinirlendi ve "kadayıf sözcüğünü kullanmadan öyle bir "benzetme"yi neden yaptığını anlattı. "Irtica" konusunda ise, "Bu kabil meseleler suni olarak ortaya aülmaktadır" dedi. Basın toplantısının sonunda, salona, uluslararası nitelikteki "Miislüman Kardeşler" akımının Afganistan'daki uzantısı "Hizbi İslam"ın lideri ve Sovyetler'e karşı direnen mücahitlerin komutanı Gülbeddin Hikmetyar girdi. Erbakan, Hikmetyar'a masa üzerindeki vazodan aldığı gülü armağan etti ve fotoğraf çekilmesi için bu hareketini birkaç kez tekrarladı. Erbakan, gecede Spor ve Sergi Sarayf nda 9 yıl sonra tekrar ringe dönen 40 yaşındaki Cemal Kamacı'nın, boksör olduğu açıklanan Sinisa Popoviç adındaki bir Yugoslavı yendiği maçı iziedi. "Milli Gençlik ve Spor Gecesi" adı altında düzenlenen organizasyonda Hizbi îslam'ın lideri Hikmetyar ise bir konuşma yaptı ve hür Afganistan İslam Devleti kurulana kadar silahlannı bırakmayacaklarına yemin etti. SHP'ye vur (Baştarafı 1. Sayfada) sorarak, yeni bir parti olması halinde milletvekillerinden ve Hazine yardımından, HP'nin devamı olarak kabul edilmesi halinde de örgütlerinden vazgeçmesi gerektiğini öne sürdü. SHP MKYK üyesi Hızır Ekşi, Keçeciler'in iddialanna bugün >anıt vereceklerini açıklarken, Cumhuriyet Başsavası Finız ÇUingiroğlu, "Biz SHP'yi HP'nin devamı olarak kabul ertik," dedi. Başbakan Turgut Özal'Ia Eskişehir'e giderken otobüste gazetecilerle sohbet eden ANAP Genel Başkan Yardımcısı, Siyasi Partiler Yasası'nın 19 ve 20. maddelerine göre SHP'nin ilçe kongrelerini 30 gün, il kongrelerini de 45 gün içinde yapması gerektiğini vurgulayarak, "2 aralıkta ilçe kongrelerini bitirmeleri gerekiyordu. Bu durumda kongre yapamayan ilçeler, sonra da il örgütleri feshedilir," dedi. Keçeciler, SHP hakkındaki iddialannı şöyle sürdürdü: "SHP'nin Kurucular Kurulu olmadığı için il ve ilçe örgütlerine yeni atama yapamazlar. SHP, Cumhuriyet Başsavcıhğına gönderdiği raporda HP'nin de>amı olduklannı belirtjyor. Bu durumda önce ilçe, sonra il ve daha sonra da partinin feshedilmesi için Başsavcılık dava açar. Tereyagından kıl çeker gibi birleştiklerini söylediler, ama demek ki yapamamışlar. SHP'nin tüzük degişikliğinde de yeni orgütler kurabilmek için yeni bir parti oldukları biçiminde bir degişiklik yapmışlar." Cumhuriyet Başsavcısı Firuz Çilingiroğlu ise, SHP'nin gönderdiği rapora göre HP'nin adının, ambleminin, tüzüğünün ve programının değiştirildiğini hatırlatarak Keçeciler'in iddialanna karşıhk, "MKYTCyı seçip büdirdiler. fllerdeki müteşebbis heyetleri de atadıkça bildiriyorlar ve MKYK il ve ilçelerdeki geçici atamaları yapıyor," dedi. SHP'nin feshedilmesi gerekmediğini de söyleyen Cumhuriyet Başsavcısı, atamalarla ilgili olarak öteki partilerde de zaman zaman aynı durumun söz konusu olduğunu bildirdi. SHP Genel Sekreteri Cahit Angın, Şebinkarahisar'da işkencenin valinin himayesinde sürdüğünü söyledi. Ş. Komhisor'da 3 kişi tutuklondı Işkenceci Komiser Haskırış yakalandı HALİL NEBİLER Işkenceyle bir gencin ölümüne neden olan ve 22 eylül günü Topkapı'da Kayserili kuyumcu Durson San'run 20 milyon karşıhğı dövizini silah zoruyla gaspedenlerden biri olduğu saptanan Ankara Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube eski komiser yardımcılarından Mustafa Haskınş ve suç ortağı olduğu belirlenen Yılmaz Alp, Istanbul Emniyet Müdürlüğü 2. Şube Müdürlüğü ekiplerince yakalandı. 2. Şube Ekipleri'nce 25 Kasım 1985 Pazartesi gecesi, Kartal'da bir eve yapılan baskında ele geçirildiği öğrenilen Mustafa Haskınş ve olayın sanıklarından Kayseri Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Başkomiser Necmi Alpin kardeşi Yılmaz Alp için Sarıyer SavcılığYndan bir hafta gözaltı süresi istendi. Olayın yakalanamayan tek sanığı, Yeşilköydeki Kapri Restaurant'ın sahibi Musa Kâzım Ay'm yakalanması için yoğun çalışmalar içinde bulunan Emniyet yetkilileri, gözaltı süresinin yeniden uzatılmayacağını belirterek, saruklann siire bitiminde savcılığa gönderilerek haklanndaki gıyabi tutuklama kararlannın vicahiye çevrileceğini söylediler. Daha önce yakalanan olay sanıklarından Kayseri Emniyet Müdürlüğü lstihbarat Şube Müdür Vekili Başkomiser Necmi Alp ve Kayseri'de görevli polis memuru Mehmet Sait Turgut'un polise verdikleri ifadelerden, Necmi Alp'in işkenceci ve soyguncu Mustafa Haskırış'ı eskiden beri tanıdığı ve arandığı sırada görüştükleri öğrenildi. Zeynel Abidin Ceylan adlı genci, Ankara Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube Müdürlüğü'nde görevli iken işkenceyle öldürdüğü için Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi1 nce 14 yıl 2 ay 20 gün ağır hapis cezasına çarptınldıktan sonra ortadan kaybolan Mustafa Haskınş ile ilgili olarak, Necmi Alp şu ifadeyi verdi: "Mustafa Haskınş üe çok onceleri tanışırım. Aynı zamanda kendisini kardeşi m Yılmaz Alp ve Kapri'nin sahibi Musa Kâzım A}' da tanımaktadır. Nitekim 20.9.1985 günü Kapri'de ben, kardeşim Yılmaz Alp, Musa Kâzım Ay. Mustafa Haskınş ve polis memuru M. Sait Turgut ile birararaya geldik. Toplantı sırasında, benim daha önceden yapmış olduğum hazırlıktan Mustafa Haskınş'ın haberi vardı ve bir eczaneden temin ettiğim pamuk ve eterden Mustafa haberdardı. Bu işe başlangıçta inisiyatif bende olmak üzere Mustafa Haskırışla biriikte kararltlık ve kurgu içinde idik. Poiis Sait ise başlangıcında isteksizlik içinde idi ve hatta bir konuşmamızda 'Tayinimiz çıkü. Dövizden mövizden bize yarar yok. Başımıza iş almayalım' diye karşı çıkmasına rağmen, benim tembihimle Topkapı'ya geldi ve buluştuğumuzda 'sizin pastırmacılar geldi' dedi ve bunun işaretiyle işi bitirdik." Haber Merkezi Şebinkarahisar'da gözaltına alınan 8 kişiden 3'ü tutuklanarak cezaevine konuldu. SHP Ilçe Başkaru avukat Polat Sabuncu ve 4 kişi serbest bırakıldı. Dün sorguları yapılan Mnrat Sabah, Adil Demirel ve Hürriyet Yakar'ın tucuklanma gerekçesi açıklanmadı. Söz konusu kişilerin "eski bir soruşturmadan" tutuklandıkları öğrenildi. SHP Genel Sekreteri Cahit Angın, Giresun valisinin himayesi altında iki aydır işkence ve terör olaylarının sürdürüldüğünü bildirerek, SHP grubunun Mecliste hükümet ve içişleri bakanından gereken hesabı soracağını söyledi. Angın, dün yaptığı yaalı açıklamada, "27 eylülden bu yana Şebinkarahisar ve Giresun'da birtakım insanlann gözaltına alındığını, işkenceye tabi tutuldugunu" belirtti. Kişilerin keyfi olarak gözaltına alınıp serbest bırakılmalannın da bir tür işkence olduğuna değinen Angın, "Bn uygulama çevreyi huzursuz kılacak ölçüde yaygınlaşmışsa bu da bir terordür" dedi. Hükümetin bu çirkin olaylann seyircisi olarak sorumsuzluğunu sergilediğini kaydeden Angın, şunları söyledi: "Olaylar 27 eylülde Şebinkarahisar'da gözaltına alınan vatandaşın işkence gördügünün saptanmasıyla başlamıştır. Olaya Şebinkarahisar savcılıgı el koymuş ve soruşturma açılmıştır. Giresun valiligi savcılığın istediği gerekli bilgiieri vermeyerek soruşturmayı dolaylı olarak engellemiştir. İşkence olayının sonımlulan, iki aydır çevreyi huzursuz kılan olayları bu hiraaye altında siirdürmektedirler. Bu güvenlik gorevlileri Giresun'da geçmiş birçok olayiara kanşmıştafdır." Angın, olaylann parlamenterler tarafından İçişleri Bakanına anlatıldığı ve önlem alınması istendiği halde, bakan seçim çevresine doğru yol ahrken Şebinkarahisar İlçe Başkanı Polat Sabuncuoğlu ile yerel basın temsilcisi Mehmet Yenez'in gözaltına alındığını beürtti. Angın, "Olaylar karşısında böylesine duyarsız kalan bu hükümel Türk devletinin itibanna sürülen lekenin tek sorumlusu olacaktır. Türk ve dünya kamuoyunu bir insanlık suçu olan işkence ve insan haklan konusunda rahatsız eden olaylardan dolayı bu hükümet ve onuo içişleri bakamndan SHP grubu parlamentoda gereken hesabı soracaktır" dedi. Domates satıcısuu öldüren potisin yargdanmasına devam edildi ANKARA, (Cumhoriyel Bürosn) Seyyaı domates satıasını öldüren ıraftk polisi Famk Canbcr'in yargılanmasına, tanıkların dinknmesiyle devam edildi. Ehiiyetsiz traktör kullandıgı için bir süre takip ettikleri seyyar domates salıcısı Ahmet Büyükorhan'ı, bir derede traktörün . durmasından ötüru yakalayarak, tabanca ile öldüren polisin yargılanmasına devam edildi. Yenimahalle Ağır Ceza Mahkemesi'nde tanıklann dinlenmesiyle devam edilen davada, trafik polisi Faruk Canher, "kaslen adam öidürdügu" iddiasıyla yargılanıyor. Duruşmada dinlenen tanıklardan Kâmil Bal, "Olay wrine geldiiiade yerde Ahmet Büvükorban'ı ait çakmak, sig«ra paketi ve kan lekeleri gördü£uj>ii" söyledi. Duruşma yargıanm, "Veıde polis gögiis arması, kol dugmesi % polis kol e trmas gonıp görmedigi" şeklındeki sorusunu ise tanık Kâmil Bal, "Olay yerinde başks bir ser edrmedfm" biçiminde yanıtladı. Kâmil Bal aynca. daha önceki duruşmada tanık olarak dinlenen Havva Kacar'ın olay sırasında kendisinin yanına gelerek, "Polis anna vc kol diiğmesinin olay yerioe yanm saal sonra geleo polisler urafmdan konuldusöyledigini" anlattı. Mısır'ın Fantomları de düşünülmesini, savunma konulannın da bu çerçeve içinde değerlendirileceğini söyledi. Mısır'ın satışa çıkardığı 35 Fantom'u Yunanistan'dan önce satın almak isteyen Türkiye, ilk kez 1984 ağustosunda bu konuda resmen girişimde bulundu. Geçen yıl 7 ağustosta Kahire1 (Bajtarafı 1. Sayfada) ye giden Milli Savunma Bakanı "Uluslararası Hür İşçi Sendi Zeki Yavuztürk, Devlet Başkanı kaları Konfederasyonu ICFTU Hüsnü Mübarek tarafından da kabul edildiği ziyaret sırasında nun 1719 aralık tarihlerinde Brüksel'de yapılacak toplantısın Türkiye'nin Fantomları mal karda Turkiye'deki çahşma hayatı ile şılığında satm almaya hazır olduilgili çıkmazlar tüm açıklıgı ile ğunu bildirdi. Mısır makamları ortaya konulacak ve uluslararauçakiann herbirinin500600komsı alanda destek gösterilmesi is ponent ve hayati yedek parçatenilecek. lardan oluştuğundan hareketle 21 aralık Ankara'da yapılacak tanesine 600 milyon dolar fiat Pariamentoya Çağn toplantısı biçtiklerini ve ülkenin içinde buna ICFTU temsilcisi davet edi lunduğu ekonomik kriz nedeniyle ödemenin nakit olarak yapıllecek. ması görüşü üzerinde durduklaOrta Anadolu, Giiney Bölgerıru bildirdiler. Fakat yine de mal si, Göller Bölgesi. Ege Bölgesi. karşılığı satış teklifini de inceleMarmara ve Trakya bölgelerinyeceklerini kaydettiler. de yapılacak oian il loplantılarıAradan geçen bir yıl içinde na bütün sendika genel başkanMısır'ın ekonomik durumu dalan katılacak. Bu çalışmalar sürerken, açık ha kötüleşti ve Türkiye'nin mal hava toplantıları. bunlann yer, karşılığı satış teklifi yanıtsız kaldı. gün ve şekillerinin belirlenmesi Bu aşamada Mısır Devlet Başiçin 40 kişilik "düzenleme kurulu ve tertip komiteleri" oluşturu kanı'nın kardeşi, Mısır Halk Meclisi üyesi Ahmet Sami Mülacak. Orta sınıfı yok elmeye başla barek'in "Türkiye'nin ekonomik yan ekonomik politikanın, ileri modeüni" incelemek gerekçesiyle de ülkenin barış ve huzurunu Türkiye'ye gelmesi soruna yeni tehlikeye sokacağı inancıyla.ne bir boyut kazandırdı. Îstanbul'da Ortadoğu Ticaret pahasma olursa olsun tüm gücümüzle bu gidişe "dur" demenin Merkezi'nde (OTlM) Cumhurivatanseverlik olduğu görüşü yet muhabirinin sorulanm yarutpaylaşılmış,mutlak sonuç alının la>an Mübarek, Türkiye'nin sacaya kadar mücadele edilmesi tın almayı düşündüğü Fantomlann TürkMısır ekonomik işbirkararlaştınlmıştır." liği çerçevesi içinde değerlendirilŞide, yargı organlarına her zamesini isteyerek, Mısır'ın içinde man saygılı olduklannı kaydedebulunduğu ekonomik güçlüklerek, "Ancak Türkİş, Yargıtay 9. rin gözönüne alınması gerektiğiHukuk Dairesi'nin kazanılmış ni belirtti. Mübarek, "Türkiyei haklann sözleşmelerle ortadan nin son yülarda kaydettiği ekokaldınlabileceğine ilişkin karanomik gelişme dikkat çekecek nndan büyük endişe duymakniteliktedir. Ekonomik modelitadır" dedi. Şide büyük hatalaniz üzerinde duruyoruz" dedi. rın düzeltilmesiyle hukuka ve Konuyu izleyen diplomatik adalete olan güveninin yeniden çevTeler Mübarek'in dikkatle sarpekiştirileceğine dikkat çekti. fediüniş sözlerinin Fantom satıŞide, Türkİş'in, 1986'ya çok şı açısından olumlu olmakla birdeğişik bir anlayış içerisinde ve iikte çok da umut verici olmadıittifakla girdiğini beürterek, şöyle ğını kaydetti. Aynı çevrelere gökonuştu: re Mısır'ın içinde bulunduğu "Her sıkıntıya katlanmanın ekonomik kriz, Fantomların bir müddeti vardır. Umduk ki, Türkiye'ye satışı için "özel bir bizi anlayacaklar. Ancak bu sa kolaylık gösterilmesine" imkân bırlı davranışımız ise yaramadı. tanımıyor. Meseleyi biraz daha degişik olaMübarek'in Mısır'a dönüşü rak ortaya koymamız yadırgansonrasında Fantomlar için bir gemamalıdır. Vanlmak istenen sonuç iyi niyetlidir. Artık bep sıkın lişme beklenmekle biriikte sorutı verir diye düşündügümüz ey nun Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in önümuzdeki yıl şubat lemlerimizi engellemeyecegiz." Şide, 1986 yılında uygulana ayında Mısır'a yapacağı ziyarete cak eylemlerden birtakım çevre kadar devam etmesi bekleniyor. lerin rahatsız olacağını belirterek, "Bu çevreler iktidar partisi, Pazaroyun Çözümleri hem işbaşında olan hükümet dahil diğer yöneticilerdir. Şimdiye Çizgili bulmaca kadar işlerimizi efendilikle yaptı k. Artık işi biraz sertleştireceğiz. Söyleyeceğimiz bazı sözler kırıcı olacaktır. Ama her oyun kendi kuralları içerisinde oynanır" dedi. Şide aynca siyasilerin işine yarayan maddelerin parlamentoda ele alındığından, kendilerini engelleyen bazı anayasa maddelerinin ve fıkralannın da ele alınması için başvuruda bulunacaklarını da sözlerine ekledi. (Baştarafı 1. Sayfada) Halen îstanbul'da bulunan Ahmet Sami Mübarek Cumhuriyet muhabirine Türkiye*yi ziyaretinin genel ekonomik çerçeve TürkIş ABD'ye telgrâf yağıyvr Soykırım tasarısı için (Baştarafı 1. Sayfada) Demir Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre belirlenen yeni fiyatlara mevcut depo fıyat farkları da eklenerek satış yapılacak. Cuma günü akşamı satışlarının durdurularak stok tespit çalışmalarına başlandığını belirten yetkililer, pik fiyatlarının şimdilik zam kapsamına alınmadığını belirttiler. 21 ekimde yapılan yılın 8'inci zammı üzerinden bir ay gibi kısa bir süre geçtikten sonra alınan 9. zam kararına gerekçe olarak maliyet artışlan gösterildi. Demir'e Papandreu (Baştarafı 1. Sayfada) devalüasyonundan sonra petrol giderlerindeki hızL artış karşısında gerekli olduğunu savundu. Bir şişe süt de 41 drahmiden (161 lira) 49 drahmiye (196 lira) çıktı. Öte yandan kahve, meşrubat satan pastanelerde bunlann fiyatları da yüzde 15 orarunda artış gördü. Elektrikli mutfak aletleri ise yanndan başlayarak yüzde 22 zamlı fiyatla satılacak. Geçtiğimiz hafta sonunda Başbakan Andreas Papandreu'nun yerh' gazetecilere düzenlenen günlük basın toplantılarının iptali önerisinin Bakanlar Kurulu tarafından oybirliği ile kabul edilmesinden sonra, Yunanb Gazeteciler Birliği karara sert tepki göstermiş, gazetecilerin greve gideceği yolunda uyanlarda bulunulmuştu. Bu çerçevede Yunan RadyoTV, Atina Haber Ajansı ve Başın Bakanlığf nda görevli gazeteciler 24 saatlik uyarı grevine gitmişlerdi. Bu uyan grevinin gazetelere de sıçraması beklenirken, gecen cuma günü toplanan Bakanlar Kurulu, geçtiğimiz hafta aJdığı kararı değiştirmek zorunda kaldı. • Beş yılda gerçekleşen mucizenin öyküsü..."Tımarhane"den akıl hastanesine • Tecavüze uğrayan kadın hastalar... Bir hafta somya altında kalan ölü... Tesisat boşluğunda bulunan kurukafa... Ve "Büyük Ateş"le başlayan dönüşüm 0 A N A P İçindeki "Hareketçiler"in yeni lideri Konukmon:"Yöneficilergrubun tansiyonunu dikkate almıyor!" 0 Çaya idrar raporu veren laboratuvarları açıklıyoruz % Geneleve kız ihraç eden lcöy 0 Anadolu Üniversitesi'nde skandol: Sınav sorularını kim, kaça sattı? • MSP'li Battal: "IMF ile arkadaslık eden faiz kokar" ©Banker Yalçın'ı kurtaracak adam bulundu BAKIRKOY 'TIAAARHANE'SININ ICYUZU * Bulgaristan soruniL, ABD DSP'den (Baştarafı 1. Sayfada) katılmaması dikkati çekiyordu. Top, ayrıca pazartesi günü DŞP'lilerin Atatürk'ü ziyaret edip çelenk koyma törenlerinde de bulunmamıştı. DSP MKYK üyesi Hasan Aitun, "Musa Top'u ben önerdim. Kendisiyle de görüştüm ve bana hiçbir partiye kayıth olmadığını söyledi. DSP'nin tüztik ve programının kendi görüşlerine çok uygun olduğunu, memnuniyetle MKYK üyesi olmayı kabul ettiğini açıkladı" dedi. n©Kta Ha/ralık Haber Derçisi A BUCÜN ÇIKTI '#'5 (rflişim ~* Ya\ınlan VVASHİNGTON, (a.a.) ABD Dışişleri Bakan Yardımcılanndan Richard Schiffer, Doğu Avrupa'da son zamanlarda dine karşı en büyuk saldırının, Türk azınlığın yok edilmek istendiği Bulgaristan'da yaşandığını söyledi. Schiffer Senato Dışişleri Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, Bulgaristan'da nüfusun yüzde 10'unu oluşturan Türk azınlığın isimlerini Slav isimleriyle değiştirmeye zorlandığmı, Türklerin Türkçe konuşmalarına ve ibadetlerini yerine getirmelerine izin verilmediğini hatırlattı. Schiffer bu zorlamalara karşı direnen Türklerin çoğunun öldürüldüğünü ya da hapsedildiğini belirtti. Senatosunda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM'nin dış ilişkileriyle ilgili dört komisyon başkanı, ABD Temsilciler Meclisi'ne gönderdikleri telgrafta, Ermeni karar tasarısının iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerinde yaralar açabileceğini belirttiler. TBMM Dışişleri Komisyonu ve AvTupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türk Grubu Başkanı Fethi Çelikbaş, TürkiyeAET Karma Parlamento Komisyonu Başkanı Aycan Çakıroğulları. Kuze>r Atlantik Assamblesi Türk Grubu Başkanı Ferruh İlter ile Parlamenterlerarası Birlik Başkanı Barlas Doğu, ABD Temsilciler Meclisi Kanunlar Komitesi Başkanı Claude Pepper'a gönderdikleri telgrafta şöyle dediler: "tnsanın insana zulüm günü gibi masum bir başlık taşıyan Kongre'nin 192 sayılı ortak kararının, asılsız Ermeni iddialanna dayandığı gerçeğine dikkatini çekmek isteriz. Hiçbir şekilde tarihi gerçekleri yansıtmayan bu karann bir kere daha en onemli müttefikimizin Kongre gündemine getirilmesinden üzüntü duymaktayız. Ülkelerimiz arasındaki uzun bir geçmişi olan dostluk ilişkilerinde onarılamayacak yaralar açabilecek tarihi bir yanlışı önlemek için Temsilciler Meclisi'nin sonımlu üyelerinden her türlü çabayı sarfetmelerini diliyoruz." SÖYLEMEZOĞLU MDP Genel Başkanı Ülkü Söylemezoğlu da Kongre'ye hitaben yayımladığı mesajda, böyle bir karar tasansının Türk kamuoyu ve parlamentosunu derin şekilde üzeceğini, iki ülke ilişkilerinde ciddi yaralar açacağını belirtti. Öte yandan Türkİş yönetimi, Ermeni soykınrru iddiaları konusundaki tasarının engellenmesi için Amerikan İşçi Sendikaları Konfederasyonu AFLCIO'nun harekete geçmesini istedi. Türkİş Genel Sekreteri Sadık Şide, bu konuda yaptığı açıklamada konuyla ilgili olarak AFLClO'ya bir telgraf çekmeyi kararlaştırdıklarını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle