19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 KASIM 1985 Türkiye, 'cömert' davransın 1Bayrak çekme Yunanistan'ın NATO'ya dönüşü konusundaDevlet Başkanı Evren beni bilgilendiriyordu 2 TürkAmerikan ilışkilerinde üçüncu ülke faktöru her zaman Yunanistan olmuştu. Yunan Amerikan ılişkilerinde de Turkiye. Nitekim 1979 arahğında Turkiye'ye hareketımden önce de Amerikan yönetiminin Türkiye'ye birçok aianda ilgi duymasına karşıhk kongrenin sadece Kıbrıs sorununun çözülmesi konusunda Türkiye ile ilgilendiğini farkettim. Karşılaştığım her senatör bana Kıbns konusunda sorular yöneltiyordu. Bazılarımn ilgisi seçmenlerinin Yunan Amerikalı olmasından kaynaklanıyordu; bazılannınki Turkiye'nın Kıbns'ı işgaliyle bir saldırganlık örneği sergilemiş olması iddiasına dayanıyordu; geriye kalanlar da Dışişleri Bakanı Kissinger'ın Amerikan silahlan üe Kıbns'a çıkılmış olmasma tepkisiz kalmasından doğan şikâyetlere dayanıyordu. Benden istedikleri tek şey "Kıbrıs konusunda bir şeyler yapmamdı." Ankara'ya geldiğimde karşılaştığım ilk sorun da bu oldu. Başbakan Demirel ve Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen, yıllar sonra Amerika'nın bu konuda yeniden inisiyatif ustlenmesinden hoşlanmamışlardı. Aynca bu konu zaten Turkiye'nin iç polıtikası açısından hassasiyet gerektiriyordu. Demirel hukümeti, işgal sırasında dinamik ve başarılı bir rol oynamış olan Ecevit'in siyasi bir taarruzundan çekiniyordu. Gelecekte, kısmi bir çekilme olabileceği konusunda işaret vermekle birlikte kesin bir soz vermiyorlardı. Erkmen şöyle diyordu: "Kıbns sonınunun çözülmesinin bizim için ne kadar önerali oldugunu size şöyle anlatabilirim. Çözum, her şeyden önce adadaki kardeşlerimizin haklarını guvenceye alacaktır. Bizim iizerimizden kaldırmakta guçliık çektiğimiz mali bir yuku alacaktır. Bolgede istikrarsıziık kaynagı olan bir sorun eiimine edilmiş olacaktır. Fakal bu çözum hakkaniyet prensipleri içinde gerçekleştirilmelidir." 4 ağustosta Başbakan Demirel ile 70 dakika suren bir goruşme yaptım. Dışişleri Bakanı Erkmen'le yaptığımız göruşmede danışmanları ve zabıt katıpleri vardı, buna karşıhk Suleyman Bey ile başbaşa göruşıuk. Benim bir sunuş yapmamı beklemeden konuya gıren Süleyman Bey, Kıbrıs'ta çözum içın Turkıye'nin "comerl" davranabileceği gibi bir soz vermesinin mumkun olmadığıru, çunku bunun sonunun olmayacağını kaydettıkten sonra tutumlannın ancak "akıkı, man</tüdı ve esnek" olarak özetlenebileceğini vurguladı. Beş hafta sonra 12 Eylul'de Silahh Kuvvetler'ın yönetime el koyması Demırel gibı çok tecrubeu bir devlet adamını Kıbns konusundan daha başka sorunlarla karşı karşıya bıraktı. 12 Eylul Harekâtı'ndan iki hafta sonra Dışişleri Bakanı Edmund Muskie'den aldığım bir washington: Kıbrıs konusunda "1 Spain'in anjları (ABD'nin eski Ankara Büyukelçisi) CUMHVRİYET/U TürkABD Şayunma ve Ekonomik İşbirligi Anlaşması müzakerelerinde iki sorun çıktı: JVnkara'ya ilk geldiğimde Başbakan Demirel ve Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen, yıllar sonra Amerika'nın Kıbrıs konusunda yeniden inisiyatif ustlenmesinden hoşlanmamışlardı. Demirel hükümeti, işgal sırasında dinamik ve başarılı bir rol oynamış olan Ecevit'in siyasi bir taarruzundan çekiniyordu. Rürkiye ile Yunanistan ilişkileri açısından karşımıza çıkan bir başka sorun da Yunanistan 'm NA TO 'nun askeri kanadına dönüşüydü. Turkler ve Yunanhlar arasında Ege'de birçok sorun vardı, ama biz Amerika olarak Ege'deki komuta kontrol sorumluluklanmn havada kalmasına kayıtsız kalamazdık. Amerikalı generaller, sorunları çözmek için Türk ve Yunanlı generallerle gizli müzakereler yapmaya başladt. Elçilik olarak biz bu konudaki bilgileri Amerikalılar yerine Türk kanadından sağlamaya başladık. mada zararlı sonuçlar getırebılirdi. Hiçbir şey yapmadan çok şey yapıyor olabilirdik. Fakat Washıngton'un aceleciliğini onleyebılmek çok kolay değildi. Bu arada bazı aktivıst burokratlar dost ulkelerin buyükelçilerine Turkiye'ye Kıbns sorununu çozmesi için baskı yapacaklarını söyleyince, diplomatik çevreler bu haberle yankılanmaya başlamıştı. Martta bu hava bıraz yumuşadı. Nitekim Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın genel sekreteri beni aramış, Atina ile diyaloğa girdiklerini, Turkiye'nin yeni yöneticilerinin artık sorunu ıyıce ıncelediklerinı ve yapıcı, esnek bir tutumla yaklasmaya hazır olduklarını bildirdi. Sordum, "Bn (utum toprak tavizini de kapsıyor mu?" Genel sekreter olum Turkıyede görev yapan Amerikalı personel tıpkı Amenka'da olduğu gıbı gün başlarken çekıtert, akşam olduğunda ındınlen Amenkan bayrağımn aitında hızmet etmek ısüyordu TürkJenn, kendı bayrakianyla btrlıkte bıamkının de çekılmesme ıtırazlan yoktu Ancak Turkler bızım gıbı her gun bayrak cekıp ındır • mtyor, buna karsılık rtafta tatıltennde ve bayramlarda bayrak cekıyortardı Bayrak gece de dalgalanıyordu Türkiye'de Amerikan Diplomasisi Yayına hazırlayan: UFUK GÜLDEMİR telgrafta yine Kıbns konusunda gırışimlerde bulunmam talimatı geliyordu. 26 eylül akşamı Başbakan Bulend Ulusu'yu zıyaret ettim. Akhselim göruşleri ile halkının takdirlerini toplayan Ulusu ile Türkiye uzerine uzun uzun konuştuk, ama Kıbns konusuna girmeye pek niyetli değildi. Bunu Washington'a bıldirirken, Turkiye'nin yeni liderlerinin bu konudaki hazırlıklarını ve bilgilerini tamamlayabilmeleri için bırkaç ay beklememizi tavsiye ettim. Ancak bundan altı ay once hiçbir şey yapmaya niyetı olmayan bazı işguzar VVashingtonlular şimdi aniden Kıbrıs ABD'ye aıt bölgede görev yapan Turk askeri personelının yemek parasını kım ödeyecektr? ABD Savunma Bakanlığı, Amenkan btrlıMerı ıcın hızmet veren" yerlı asken bırlıklerın yıyecek masraflannı üsttenmeye haardı Ancak Pentagon un huKiıkcuları' hızmet veren ' ederınkm' odemeyı tobul eimemekle bırlıkte 'beraber gorev yapan" Türk teknık personelının yemek parasını da ödemeye karsı cıkıyordu Buna karşılık Türk hukukçuları da dıren.yordu Bu uygulama talımatnamelere aykındır 2 Yemek parası ERKMES REDDEDIYOR üönemin Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen, Spain'i kabulunde, Kıbrıs'taki Türklerin haklarını güvence altına almayan çözümleri reddediyordu. konusuna ilgi duymaya başlamıştı. Lefkoşe'deki toplumlararası goruşmelenn, eğer Turkler toprak tavızı vermezse, kopacağı goruşune varmışlardı. Benim kanımca da Türkiye1 nin yeni hderlerı zaten bu işe olumlu bakıyordu. Haddinden fazla Amerikan baskısı bu asa 12 EylüVden sonra Turkiye'nin yeni liderleri Kıbrıs işine olumlu bakıyorlardı. Haddinden fazla Amerikan baskısı bu aşamada zararlı sonuçlar getirebilirdi. Hiçbir şey yapmadan çok şey yapıyor olabilirdik. Fakat Washington'un aceleciliğini önleyebilmek çok kolay değildi. Bazı aktivist burokratlar dost ulkelerin buyükelçilerine Türkiye }ye Kıbrıs sorununu çö'zmesi için baskı yapacaklarını söyleyince, diplomatik çevreler bu haberle yankılanmaya başladı. MUSKIE'MN M. urkABD Savunma ve Ekonomik Işbırlıği Anlaşması muzakerelen sırasında karşılaştığımız çıkmazlar ıçınde "bayrak sorunu " haylı onemlı bir yer tutuyordu. Türkiye'de gorev yapan A merikalı personel, tıpkı A merika 'da olduğu gıbıgun baş < larken çekılen, akşam olduğunda ındirılen Amerikan bayrağımn aitında hızmet etmek ıstıyorlardı. Türklerin, kendı bay. rakları ile birlikte bizımkının de çekılmesıne ıtırazlan yoktu. , Ancak onların Aıaturk dönemine dayanan bayrak protoko lu, bızımkmden bıraz farklıydı. Turkler bızım gıbı her gun' bayrak çekıp ındırmıyor, buna karsılık hafta tatıllerınde ve. bayramlarda bayrak çekiyorlardı. Bayrak gece de dalgalanı, yordu. > Eğer her iki protokolü de uygulasak karışıklıklar doğacak,. örneğın hafta ıçınde Turk bayrağı çekılı değilken, Turk per' sonel Amerikan bayrağı aitında çalışmak zorunda kalacaktı. • Sonunda her iki tarafı da kırmamak ıçın "Amerikan personelinin bulunduğu tesislerde Amerikan bayrağımn da çekileceği" maddesını anlasmaya koyduk. ' Dıplomasıde bu sık karşılaşılan bir durumdur. Hukukçuların ve mu'zakerectlerin çaresız kaldığı durumlarda ış akhselim sahibi insanlara havale edılır. Bizim burada ' yaptığımız da, işı, her tesisin Titrk ve Amerikalı komutanının aralarmda varacağı anlasmaya havale etmek oldu. Ve sorun çok tatmınkâr bıçımde çozuldu. iu aniamda baa hareketier yaptı. Türklerin teklifi ağustos 1981'de somutlastı. Buna göre adadaki Turk bırliklen adanın Yuzde 30'unu işgal edecek biçımde geri çekileceklerdi. Fakat Yunanistan'da yaklaşan seçımler Yunanlıların bu teklifın değerini ardamalannı önledi. Seçimlerden sonra da Papandreu işbaşına gelip, Kıbrıs sorunu da *'enternasyonalizasyona" itilince, çözumsuzluk kapıya dayandı. Türkiye ve Yunanistan Uişkileri açısından karşırruza çıkan bir başka sorun da Yunanistan'ın NATCnun askeri kanadına dönuşuydu. Turkler ve Yunanhlar arasında Ege'de birçok sorun vardı ama biz Amerika olarak Ege'deki komuta konırol sorumluluklanmn havada kalmasına kayıtsız kalamazdık. Bu konudaki anlaşmazlık Ege'de ıttifakın butunluğunu zedeliyordu. Amerikalı generaller bü sorunu çözmek için Turk ve Yunanlı generallerle gizli müzakereler yapmaya başladı. Tabii bizim generaller yaptıkları işi çok ciddiye aldıklarından elçilik olarak biz bu konudaki bilgileri Amerikalılar yerine Turk kanadından sağlamaya başladık. Devlet Başkanı Evren beni bu konuda bilgilendiriyordu. Her ne kadar anlaşma sağlanmış olmasının başansı Rogers'a aitse de, bizim açımızdan başarı da Türk liderlerini böyle bir anlaşma sağlanması halinde Ege'de pazarlık guçlerinin artacağma ikna etmek oimuştu. Yemek parasını kim ödeyecek? Savunma ve Ekonomik tşbırlığı Anlaşması muzakerelerı sırasında son dakıkada çıkmaza giren bir başka madde de Amerika Bırleşık Devletleri'ne aıt bölgede gorev yapan Turk askeri personelın yemek parasını kimın odeyeceğıydı. ABD Savunma Bakanlığı Amerikan bırliklerı ıçın "hizmet veren"yerlı . asken bırlıklerın yıyecek masraflannı ustlenmeye hazırdı. Ancak Pentagon'un hukukçuları "hizmet veren" erlermkmı odemeyı kabul etmekle birlikte "beraber gorev yapan" Turk teknık personelın yemek parasını odemeye karşı cıkıyordu. "Pa , rayı odeyebilmemiz için beraber görev yapması değil, hizmet vermesi gerekmektedir" diyorlardı. Turk hukukçular da dırenıyordu. "Turk tesislerinden en az 24 saatliğine ayrılanlara harcırah verebiliriz, sabah kahvalhlannı ve akşam yemeklerini Turk kıslasında yiyip, sadece oğlen yemeği sırasında bulundukları Amerikan tesisleri için harcırah vermek talimatnamelere aykındır" dıyorlardı. Topu tofüı yılda 30 bin dolar tutan bu ufak purîlzun çıkardığı sorunlar anlaşmanın ımzalanacağı saatten 24 saal o'ncesme kadar devam etti. Amenkan kanadı, son olarak Turk teknık personelın öğlen yemeklerının faturasının Turk Haia Kuvvetlerı'ne çıkarılmasını, ama bu faturanın karşılığının qdenmemesini teklifetti. Turkler, adlanna çıkanlmış faturayı odememenın "şerefsizlik" olacağı gö'ruşunden harekelle teklifi reddettiler. "Hapse girersek beraber gireriz" 28 Mart 1980 gunu Dışişleri Bakanlığı muste>arı Matt Nimetz'e telefon ettim. Buyukelçi olarak takdir hakkımı kullanarak ertesi gun saat 11.00'de anlaşmayı yemek paralarını bizim odeyeceğimiz guvencesını \ererek ımzalayacağını soyledim Seçkın bir musteşar olan Nımetz ertesi sabah beni aradı ve "Bir hukuki ortu bulamadım, ama Pentagon'a bir muhtıra jollayarak bujukelçi Ue a>nı kanıda olduğumu so>ledim. Arkanda>ım, hapse girersek beraber gireriz"dedi. Bu arada Savunma Işbirliği Anlaşması rauzakerelerinın çıkmaza girdiği basına sızmış, Ankara'dakı Dışişleri Bakanlığı sozcüsu ile bu konudaki hiçbir soruya yanıt vermemeyi kararlaştırmıştık Zaten gazetecilere sorunun tabldottan kaynaklandığını so>lesek hiçbırı inanmaz, daha başka sorunlar var zannederlerdi. O gun anlaşmayı, VVashington'dan kesin destek almadan imzaladık. Türk tarafı adına Dışişleri Bakanı Hayrettin Erkmen. Amerika adına da ben. TELGRAF1 ABD Dışis/eri Bakanı Edmund Muskie 12 Eylül harekâttndan iki hafta sonra Spain'e gönderdiği telgrafla buyukelçinin Kıbrıs konusunda girişimlerde bulunmasınt istiyordu. Varın: Balerüı nasıl kaçırıldı? Barış Derneği'ne SHP ziyareti (Baştarafı 1. Sayfada) Güven Gürkan, beraberinde Erdal Inönu, SHP Istanbul ll Başkanı Hasan Fehmi Guneş, H P eski ll Başkanı Turgut Sanca, SODEP eski ll Başkanı Sadullah Usumi, SHP MKYK uyeleri Rafet Tüzün ve Fermani Altun'dan oluşan bir heyetle dün saat 10.00'da Bayrampaşa Ceza ve Tutukevine geldi. Gazetecilerin alınmadığı yaklaşık bir saatlik görüşmeden sonra cezaevi çıkışmda Erdal Inonu ile birlikte gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Aydın Güven Gürkan, "Barış Derneği sanıklarının bir kısrnı meslektaşım, bir kısraı dostum, bir kısmı da urunleri dola>ısı ile yakınlık duyduğum, tanıdığım insanlar. Kendilerine i> i dileklerimizi ve aklanma dileklerimizi ilettik" şeklinde konuştu. Gurkan, "Bans Derneği santklan sizden özel istekte bulundu m u " şeklindeki soruyu "Hayır, çok insanca, dostça bir konuşmaydı ve aklanma diieğimizi ifade et[ tik. Hiçbir ozel istekieri olmadı" şeklinde yanıtladı. "Cezaevi koşulları bilini>or. Bu cezaevi koşullannın düzeltilmesi için once bir geniş kapsamlı af gerekir" diyen SHP Genel Başkanı Gürkan, şöyle konuştu: "Bu koşullarda cezaevlerinde iyileşrae sağlamak. ne yapılırsa yapılsın ancak vuzelsel ve geçici olur. Bugun aldıgımız izienim, yalnız Barış Derneği tutukluları için so>lerai>orum. sos>al bakıradan aldıgımız bilgi gosteriyor ki, ceza ve tutukevlerinin bir an önce afla boşalmasının sağlanması ve geriye kalanlar için de, insanca yaşanır koşullann oluşturulması gerekir." rerek, Sağmalcılar 2. Askeri Cezaevi'ndekı yakınlarını da ziya"Bu arada Barış Derneği turet etmelerini istedıler. Sağmalluklularının, elden geldigince incılar 2. Askeri Cezaevi'ndeki sanca koşullarda yaşatılabümeyakınlarının çok kötu koşullarsi için sarfedilen caba>ı da takdir ettik" diyen Gürkan, "DUi da buiunduğunu belirten ve Barış Derneği sanıklannın zıyaret >orum ki her tutuklu ve her edilmesinden mutluluk duydukmahkum için bu insanca katkı ve larını söyleyen tutuklu ve hubu insanca çaba yerine getirilir. O zaman tutuklu da olsa, mah kumlu yakınlarını Erdal Inonu, "tgileneceğiz" şeklinde yanıtlakum da olsa insanlarını insanca dı. "Oradaki durumu bili>or yaşatan bir Türkiye'de olmaktan musunuz?" şeklindeki sorulara mutluluk duyarız" şeklinde Aydın Guven Gürkan "Hepsini konuştu. "Anayasa sınırları içinde mi, bilivoruz ilgilenecegiz" yanıtmı yoksa dışında mı bir aftan yana verdi. sıruz?" şeklindekı bir soruyu da "Anayasa sınırlan içinde doğal olarak" diye yanıtlayan Gürkan, af konusunda da şunlan söyledi: (Baştarafı 1. Sayfada) "Anayasa degiştirilmez, ama bay Ilhan Şenel'ın raponı davaAnayasanın ilgili maddeleri biz nın başından berı gehşmelerini ce duşünce suçlannın ve evleme içeriyor, ancak Şenel herhangi kanşmamış sijasal suçların affı bir goruş belirtmiyor. nı engellememektedir. Bu, af yaBarış Derneği yonetıcılerı ile sa tasarımız Meclise sevkedildigi zaman gorulecektir. Anayasa ılgılı davada, son olarak, Istannın ilgili maddeleri yıirüıiügıinii bul Sıkıyonetim Komutanlığı 2 devam ettirse de birçok insan af Numaralı Askeri Mahkemesı, eski kararında dırenerek, beş yıl fedüebüir." hapis cezasına çarptırılmış olan "Sonuç olarak Banş Derneği samklardan Orhan Apavdın, Nisanıklarının iyi koşullarda oldu yazi Dalyancı, İsmail Hakkı Özğunu mu belirlediniz?" sorusu torun, Melih Tumer, Doğan nu ıse Erdal Inonu yanıtladı. Gorsev ile Mahmut DikerdemInonü, "İyi şartlar diye sorulın salıverilmelerıni kararlaştırdu. Tabii en iyi şartlarda dışarmıştı. 2 Numaralı Mahkeme, Asda olmak daha iyidir. Yanlış ankeri Yargıtay Üçuncü Dairesi'nin lasılmasın, tutuklular vakitlerini bozma kararına uvmamış, eski >azı, çeviri ve resim yaparak gekararında direnmişti. Tutukluluk çiriyorlar. Okumaktan çok, >uzı hallerı devam eden sanıklann ad>orlar" dedi. ları ıse şoyle: İnonu ve Gurkan'ın zıyaretlerini duyarak cezaevi kapısında Reha İsvan, Erdal Atabek, A>biriken siyasi tutuklu ve hukum kul Goker, Tahsin Usluoğlu, Halü yakınlan da İnönü ve Gur iuk Tosun, ^>el'ik A>>an, .\>l>ars kan'a 170 imzalı bir dilekçe veLngan, Ali Ta.vgıın, Melin Ozek, Grevdeyken îşten atılanlar mahkeme kararıyla döndü tşSendika Servisi Çankırı Yünlü Sanayii'nde grevde iken devamsızlık gerekçesi ile iş akidleri feshedilen işçilerin yeniden işe girişlerine karar verıldi. İşçilerin üyesi olduğu HakIş'e bağlı ö z İplikİş Sendikası'nın başvurusu uzerine durumu inceleyen Ankara Bolge Çalışma Müdurluğu, 35 işçinin iş akdinin feshine ilişkin işlemin geçersizliğine karar verdi. Yasanın açık hukmune göre grevdeki işçinin iş akdinin askıda olduğu, hiçbir şekilde feshedilemeyeceği belirtilerek, işverenın devamsızlık nedeni ile 35 işçinin iş akidierini feshetmesinin yerinde görulmediği bıldirildi. İşverence yapılan işlemin iptal edilerek işçilerin yeniden işe gıriş ışlemlerinin yapılması istendı. Bolge Çalışma Mudurluğu aynca işçilerin grev oncesine aıt hak edilmiş alacaklannın odenmemesinin de yasadışı olduğuna karar verdi. Çankırı Yunlu Sanayiı'nde ışverenin toplu sozleşme masasına oturmaması ve resmı arabulucu aşamasında da goruşmeyı kabul etmemesi uzerine yetkilı sendikaOz Iplikİş'ın grev hakkı doğmuş 8 kasım tarıhınde ış yerinde grev başlamıştı Işveren 15 ekim tarıhınde grevdeki işçılere yaptığı teblıgatla, işe mazeretsiz gelmedikleri gerekçesi ile ış akidierini feshettiğıni bildırmış. yasal grev u\gulamasını tanımamıştı. Aynı iş yerinde daha once de orgutlenme ve işverenin ıtirazı nedeni ile yargıda sonuçlanan ve uzayan yetki aşamasında da 45 işçinin iş akidleri feshedilmış. Bölge Çalışma Mudurluğu ıncelemesinde bu çıkarmaların sendikal nitelikli ve yasaya aykırı olduğu sonucuna varılmıştı. Oz IplikIş gerek grev oncesı çıkarmalar. gerekse grev sırasındakı yasadışı uygulamaJar iddıası ile bütun ilgili resmi kuruluşlar ve yargıya yazılı başvuruda bulundu. TürkIş raporu: Grev ve \ Lokavt Ihsası değiştirilsin Şevket Yılmaz: Tatbikattaki aksaklıklar belki bugün değil yarın tedavisi zor yaralar açabilir. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Turkİş, iş yasalannda değışiklik isteyen raporunu dun, TB.MM Sağhk ve Sosyal Işler Komisyonu uyelerine verdi. TurkIş bınasında yapılan toplantıda konuşan Genel Başkan Şevket Yılnaz, 1LO kararlannın yapılacak duzenlemelere yansıtılmasını isteyerek, "Tatbikattaki aksaklıklar belki bugun degil ama yann tedavisi zor yaralar açabilir" dedi. Konuşmasında TurkIş raporundakı göruşlere geniş olçude yer veren Şevket Yılmaz, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası' nın gerekçelerinin bulunmadığını, bunun da çalışma banşını engellediğini soyledi. Turklş raporunda ise, İLO sozleşme ve tavsiye kararlannın yansıtılması için TurkIş'in çaba gostermekle gorev lendirildiği vurgulanarak, "Bu kararın öziı ve hedefi yurdumuzda işçi sınıfının karşı karşıya kaldıgı son derece ağır kısıtlamalann kaldınlması, işçilerin temel hak ve ozgurluklerinin yeniden elde edilmesidir" goruşune yer verıldi. Raporda, toplu pazarlık duzeninde yaşanan çıkmazlara ve kıdem tazminatında işverenin iorumluluğunun surmesi gerektiğine değinılerek, as>gari ucret belirleme yontemi eleştirildı, sosyal guvenlik sistemi ile ilgili sorunlar ortaya konuldu. Toplantıda konuşan, TBMM Sağlık ve Sosyal İşleri Komisyonu Başkanı Mustafa Balcılar da Tıfrkfş'in ortaya koyduğu sorunlan, dikkate alacaklanm ve bundan böyle komisyon toplantılarının iş yaşamı ile ilgili olanlanna TurkIş'den temsilci çağıracaklannı soyledi. Balcılar, TurkIş'ın ortaya koyduğu sorunlan hukumete gotureceklerine de söz verdi. Raporda Turklş'in istekieri şöyle sıralandı: • İş Yasası, Sosyal Sigortalar Yasası, İcra ve İflas Yasası, Sendikalar ve Toplu İş Sozleşmesi Grev ve Lokavi Yasası değiştirilmelidir. • Îşten çıkartmalar, yargı denetimine bağlanmalıdır. • Kıdem tazminatı fonu, Yaşlılık, emeklilik, mamuliyet, toptan odeme ve olum hallerini kapsamalı, iş yasaları uyarınca kıdem tazminatı odenmesi gereken diğer hallerde işverenin kıdem lazminatı ödeme sorumluluğu devam etmelidir. • Işçi sağlığı ve ış guvenliği gereklerine uymayan ışverenler hakkında uygulanacak yaptuımlar arttırılmahdır. • Sanayi, tanm ve ulaştırma alanlanndaki kuruluşlarda işçi: lerin yonetim kurullarında tem* sil edilmeleri sağlanmalıdır • • Tuketıciler korunmalıdır. , • Karayolu taşunacıiığında çalışan işçiler sosyal guvenlik kapsamına alınmalıdır. \argıtay"da karar gtinü. Ataol Behramoglu (vurt dışında), Ali Sirmen, Gençay Şavlan. Ergun Elgin, Orhan Taylan. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, Uçuncu Daire'nin bozma kararı ile bu bozma kararına uymayıp, kararında dırenen ilk mahkemenin kararlarını inceleyecek, bozmaya neden uyulmadığını araştıracak. Bu toplantıya usul gereğı kararı veren Askeri Yargıta> Uçuncu Daıre uvelen katılamıyor. Asken Yargıtay Daireler Kurulu, Uçuncu Dairenın kararını yerinde gorur, 2 Numaralı Asken Mahkeme'nın direnme kararını "eksik soruşturma"dan bozarsa, dava venıden ilk mahkemeye gidebilecek. Bu arada tutuklu sanıkların salıverılmelerine karar verebıliyor. Nutui LU/daıumı uıırdım Hukumsu/dur. SULTAN VIETIN 20 milyona kadar kamulaştırma bedeli peşin ödenecek ANKARA, (Cumhuriyet Biırosu) TBMM Plan ve Butçe Komisyonu Başkanı Cengiz Tuncer, 20 mılyon liraya kadar olan kamulaştırmalann bedelinin peşin olarak odeneceğıni bildirdi. Tuncer, komisyonda 1986 bütçesi göruşmelerinin tamamlanmasıy la ilgili olarak duzenlediği basın toplantısında 20 milyon liralık kamulaştırma bedelinin peşın odenmesiyle vatandaşlara buyuk olçude yarar sağlanacağını soyledi. Tuncer, borçlanmaların ve borç odemelerin 1986 butçesi kapsamına ahnmadığını da belırterek, bu uygulamayı ovdu ve bu yolla ulusîararası standartlara uyunı sağlandığını savundu. Nufus huvıyetıraı kaybetıım. Hukumsuzdur. BÂRBEL ULUCAN Nufuz cuzdammı kajbettım. Hukumsuzdur EROL İSCEDAL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle