25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7UMHURİYET/8 HABERLER 26 KASIM 1985 Cumhurbaşkanı, aşı kampanyasının 5. bölümünde nüfus sorununa değindi Evren: Aile planlaması kampanyası başlatalım TÖzal: Çocukların ve hamiklerin beslenmesi için çalışmalar yapacağız. Aydın: Çocukları tartma, anne sütü verme, ishalleri önleme ve doğum öncesi ölümleri önleme kampanyaları da açacağız. de Cuellar: Türkiye 1990 olarak saptanan hedefe 5 yıl önce ulaştı. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile L'NICEF'in birlikte gerçekleştirdikleri aşı karapanyasının uçuncu ve son aşaması Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından başlatıldı. Türkiye'de aile planlaması kampanyasının da başlatılmak zorunluğunu belirten Evpen, "Son nüfus sayımında nüfusun artıs hızının yiizde 2.7 oldugu gorüldii. Bunu azaltamazsak sıkıntılan da azaltamayız. Ben bu kampanyayı da başlatmaya hazırun" dedi. • Cumhurbaşkanı Kenan Evren, aşı kampanyasını başlatırken yaptığı konuşmada bir ışe "Tiirk gibi başla, Tiirk gibi bitirme" şeklinde bir deyim olduğunu belinerek "Bu kampanyanın başansıyla tUm dünyaya Tiirk gibi başla, Titrk gibi bitir dedirttik" biçiminde konuştu. Evren çocuğun dünyaya gelmesinden sonra hayatta kalması için her şeyin yapılmasının zorunlu olduğunu kaydederek, şoyle konuştu: "Çocuk istenmiyorsa bunun başka yolları var. Çocuğu doğduktan sonra kendi haline bırakamayız, yaşatmak için elimizden geleni yapmalıyız. Ben çocukken yalnız çiçek aşısını büirdik. Kızamık, kızıl ve nefrit hastalıklanna yakalandım. Nefrit olup şjşince beni bir koy un işkembesinin içine sardılar. Ustelik ben bir köyde deği) şehirde yaşıyordum. Ama böyle inançlar vardı. Bugun tıpta. fende muazzam ilerlemeler var. Neden bunlardan yararlanmayalım?" Hızh nufus art\şma da değinen Evren, "Bu memlekette aile planlaması kampanyasını da başlatmak zorundayız" dedi. Evren, son nufus sayımında nüfus artış hızının vüzde 2.7 olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti: "Nüfusa kaydedilmeyenler ve yurt dışında olanlarla bu rakam yiizde 3'e ulaşıyor. Bu çok > iiksek bir rakam, bunu azaltamazsak sıkıntıları da azaltamayız. Ben bu kampanyayı da başlatmaya hazınm. Aynca akraba evliliklerinden doğan sakat çocuklar konusunu da işlemek lazım. Bu da bizim için buyük bir uzuntü vesilesi. Bu kampanyayı da hiçbir zaman ihmal etmemek gerek." Başbakan Turgut Özal da kampanyanın oneminin "böyle büyük bir kampanyanın Türkiye'de de yapılmasının miimkün olduğunu gostermesi olduğunu" soyledi. Kampanyanın gerisinde Türk milletinin çocuklara verdiği önemin yattığını belirten Ozal, "Önemli olan kampanyanın başarısının devam etmesi. Her yıl yeni doğan bir buçuk milyon çocuğun da aşılanması gerek. Önümuzdeki yıl uzerinde duracağımız konulardan biri de çocuklann ve hamile kadınların beslenmesi sorunu. Çocuk ölümlerine neden olan beslenme yetersizliğini önümuzdeki yıl en iyi şekilde çozeceğiz" biçiminde konuştu. Sağlık Bakanı Mehmet Aydın da konuşmasında kampanyada aşılanan çocuk yuzdesinin yiizde 80'in üzerinde olduğunu vurgulayarak "Bu dünyada erişilmiş en buyuk rakam" dedi. Kampanvanın "çocukları yetiştirme ve geliştirme" çalışmalarında bir devrim olduğunu belirten Aydın şoyle, konuştu: "Kampanyanın başarılanndan biri de annenin eğitimi. Allah verdi, Allah alır gibi kaderci görüşün yerine sağlık hizmetlerine talep artıyor. Uluslararası ilişkilerde de değişmeler oldu. Turk deneyiminden yararlanmak için on ulke bize başvurdu." dedi. Aşı kampanyasının ardından, çocuk büyümesinin sağlıkh biçimde izlenebilmesi amacıyla "çocukları tartma kampanyasının" da başlatılacağını bildiren Aydın, bunun ardından ise, "çocuklara anne sutü verme", "ishalleri önleme", "doğum öncesi ölümleri önleme" ve "aile planlaması" gibi kampanyalann da uygulanacağı soyledi. UN1CEF Genel Mudüru James Grant ise, kampanyada yüzde 80 aşılama hedefinin aşılmasının büyük bir başarı olduğunu belinerek "Kampanyanın başlatılmasından önce Türk çocukları dünyanın en fazla risk altında olan çocuklarıydı. Bugun bu durum tersine çevrildi" dedi. Başbakan Turgut Ozal'a bir mesaj gonderen Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar da mesaj ında 'Dünya sağlık örgutünün tüm çocuklan aşıiamak için 199O'ı hedeflediğini ve Türkiye'nin bu hedefe beş yıl önce ulaştığını" soyledi. POLİTİKA VE ÖTESİ Ufuk Güldemir'in 'Kanat Operasyonu' adlı kitabını okurken elçileri aracılığı ile Amerika'nın bize nasıl baktığı daha iyı anlaşılıyor. Biz Amerika'ya dost demişiz ya, sanki başkasmın dostu değilmış gibi bakmışız; onlarsa dostluğu ince eleyip sık dokumuşlar. Taa gerilere, Amerikan yardımına, Marshall Planına gıtmeye gerek yok, son günlere bakmak yeterli... 12 Eylül hareketinin yapılacağını büyükelçiye genç bir binbaşı haber veriyor. Ama büyükeiçı ınanmıyor, başından savıyor. Oysa 12 Eylül'de hareket oluyor. Hareketten dostlanmızın korktukları, çekindikleri yok! Nasıl olsa Amerikan dostluğu bozulmayacak... Biliyorlar ki Türk ordusundan ne Nasırçıkar, ne Kaddafi!.. Rahatlanna bakıyorlar. Amerikan elçilerine göre bizdeki asker hareketleri nedir7 İşlemeyen eski rejimı, aseri bir hareketle değiştirmeden düzeltmek... 27 Mayıs, 12 Mart gibi hareketlerden çıkardıkları sonuç budur... Biri gidiyor, öteki geliyor. Türkiye dincidir İran olmaz, laiktir Sovyetler Birliği olmaz.. Kendi halinde, kendi yağıyia kavrulur. Amerikan elçisi bakıyor ki, hareketi yapanlann dilinde 'demokrasiye en kısa sürede geçeceğiz' gibilerden bir söz yok. Ne yapsınlar da böyle bir sözün geçmesini onlara duyursunlar. Hiçbir askeri lıderle ilişki kuramıyorlar. Kendilerine yakın bir asker General Saltık var. Onun da bir türlü telefona gelmeyeceği tutuyor. Sıkıntı içinde iken İlter Türkmen'den bir telefon.. İlter Türkmen Hariciye umumi kâtibidir. "Daha açıklanmadı ama, ben Dışişleh Bakanı olacağım, acaba bir diyeceğiniz var mu" "Başanlar dileriz bir mesajımız var." "Söyleyin lütfen." "Askeri hareketi yapanlann mesajlan arasında 'en kısa zamanda demokrasıye geçeceğiz' diye bir cümle geçmıyor. Bir an önce böyle bir cümleyi söylesınler. Hani biliyorsunuz biz demokrasiden yanayız. NATO üyesi ülkelerin demokrat olmasını isteriz." "İsteğinizi yukarıya duyururum." Gerçekten de öğle üzeri askeri hareketin lideri televizyonda yaptığı görkemlı konuşmasında tez elden demokrasiye geçeceklerini özellikle birkaç kez vurguluyor. Amerikan Büyükelçisinın yüreğine soğuk sular serpiliyor, rahattır. Liderlerin, Ecevit'in, Demirel'in, Erbakan'ın gözaltına alınmaları ve belirli bir yere gönderileceklerı duyuluyor. Büyükelçiyi bir telaş daha alıyor. "Acaba ne yapacaklar?" Sonra öğrenıliyor ki, eşleri ile birlikte gidebilirler. Hareketin kansız olduğu anlaşılıyor. Büyükelçiye göre asker ve sivil liderler kim olursa olsun aralarında aynm yoktur. Çünkü hepsi de Atatürkçü, hepsi de cumhuriyetçidir. Görünüşte fark olsa bile aslında hepsi birdir, hareketlerde bir sıkıntı çekilmez. Şu gözlem, okka dört yüz dirhem yerli yerine oturmaktadır: "... Ecevit'in gözaltına alınması Türkiye'de onun başaniı bir başbakan olduğundan kuşku duyan sol çevrelerde dahi fazla tepki uyandırmaz... Demirel'in politika dışı tutulması Türkiye'deki demokratlann göz yaşına yol açmaz." Demokrasiye bakarken de elçiler gerçekçidir. Gün gelir demokrasi bozulur ama, başınıza bir Humeyni gelmez. Ecevit1ın demokrasisı, Demirel'in demokrasısi, askerlerin demokrasisi üç aşağı, beş yukarı birbirinin benzeridir. Hürriyetler kısılır, bir süre sonra açılır. Anayasalar kaldırılır. yerine bir süre sonra yenisi konulur. Demokrasimiz yenidir. Yüz yıldır süren isteklerin bir sonucudur. İttihatçılardan cumhuriyetçilere, cumhuriyetçilerden bugünkü sivil ve asker öncülere miras kalmıştır. Her şey bozulur ama, hep ileriye dönük düzelir. Büsbütün bozulması diye bir şey yoktur. Dünkü ve bugünkü liderlerin hepsinin bir bir adlarını sayıyor ve "Hepsini bir bütün olarak gördüm" diyor. Sonunda bir de öğüt veriyor ki çok dikkatli olmak gerekir. Yani kantarın topuzu kaçarsa kendilerinin buna engel olamayacağını belırlemek ister, şunu öğütler: "... Eğer Türkiye'nin bugünkü liderleri Türkiye'nin demokrasiye alıştığını, yeni kuşaktarm demokrasi içinde yetiştiğini fark etmezlerse. yeni sorunlar ortaya çıkar. Tavsiye edilmeyen partinin 8 Kasım seçimlerıni kazanması gibi.." Amşn ha ters tepebilir!... Ters Tepebilir... MEHCVIED KEMAL SHP, 58 U orgütunu tamamladı ANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) SHP'nin 9 il dışında kalan il yönetimleri belli oldu. İzmir'de Şeref Bakşık, Ankarada Erzan Erzurumluoğlu, Diyarbakır'da Mehmet kahraman SHP il başkanhklarına getirildi. SHP'nin belirlenen il başkanı saîf\sı 58'ye yükseldi. • SHP Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan başkanhğında saa< 11.30'da toplanan başkanhk •divanı anlaşma sağlanan 45 ile «k olarak 14 ilin durumunu goraştü. Göruşmeden sonra 14 il başkanı belirlendi ve onay için il yönetimleri MKYK'ya sunuldu. Buna göre, lzmir SHP 11 Başkanhğı'na Şeref Bakşık (SODEP), Manisa İl Başkanlığfna .Hasan Akgör (HP), Zonguldak \\ BaşkanhgYna Kazım Altıntaş (HP) Bursa İl Başkanlığı'na Yüksel Özen (SODEP), Ankara tl Başkanlığı'na Prof. Onur Kumbaracıbaşı (SODEP) ile Doğan Taşdelen (HP) arasmda an. laşma sağlanamayınca da SODEP üyesi Prof. Erzan Erzurumluoğlu getirildi. Başkanhk Divanı Kırşehir İl SaşkanlığYna HP il Başkanı Ahnıet Halas, (HP) Kutahya'ya Hakkık Ener (SODEP), Elazığ'a Hakkı Kişioglu (SODEP), Edirne'ye Hasan Akın (HP) Aydın'a, Aydın Küçükırmak (HP) Diyarbakır'a, Mehmet Kahraman (HP) Amasya'ya Reşat Arpacıoğlu'nun (HP) getirilmesini kararlaştırdı. Yozgat'ta HP ve SODEP II Başkanları yerine CHP'nin eski Yozgat İl Başkanİarından SODEP üyesi Hanın Kurt, İçel İl Başkanlığı'na da çekişmeli bir seçimden sonra Hüseyin Toksoy (SODEP) getirildi. Daha sonra 68 MKYK uyesi Genel Başkan Gürkan başkanlığ^nda toplanarak Başkanhk Kurulu'ndan çıkan İzmir, Manisa, Zonguldak, Bursa, Ankara, Kırşetıir, Kütahya ile Elazığ, Yozgat, Edirne, Aydın, Diyarbakır ve Amasya SHP il başkanlıklarını onayladılar. İçel il başkanlığına Hüseyin Toksov'un getirilmesi tartışmaya «eden oldu. MKYK önce Toksoy'un başkanlığı konusunu onümüzdeki haftaya bıraktı, ancak daha sonra bu karar onaylandı. Başkanhk Divanı'nca Amasya SHP il başkanı olması önerilen Reşat Arpacıoğlu'na îlişkin öneri ilerı bir tarihe bırakıldı. Muhafazakar Parti aduıı değiştirecek Cuınartesi güniı yapılacak kongreye Alpaslan Turkeş, Süleyman Demirel ve Bulent Ecevit'in davet edileceği bildirildi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Muhafazakar Parti'nin cumartesi gunu yapılacak ilk kongresinde adı değişürilecek. Partınin yeni adı büyük bir olasılıkla "Milliyetçi Çalışma Partisi" olarak benimsenecek. Hareketçi göruşu savunan kişilerce oluşturulan partinin admda yapılacak bu degişiklik sonucu "çalışma" sözcüğü ile "hareket"e çağrışımda bulunulacak. Muhafazakar Parti yöneticüeri partinın adının değiştirilmek istenmesinin gerekçesi olarak "Muhafazakar" sözcüğünun soylenmesinin güç olmasını gosterdiler. Parti için duşünulen yeni adlar arasında "MCP"nin yanı sıra, "Milli Hedef Partisi". "Milliyetçi Türkiye Partisi" ve "Büyük Anadolu Partisi" yer alıyor. Bu adlar cumartesi günü Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu'nda yapılacak kongrede delegelerin oylarına sunulacak. Edinilen bilgiye göre, kurucular arasında yapılan anketler sonucu belirlenen yeni adlar arasında "Milliyetçi Çalışma Partisi" daha fazla kişi tarafından benimseniyor. Muhafazakar Parti'nin ilk kongresinde, "yönetime iştiraki arttırmak ve yönetime girmek isteyenkrin tatmin edilmesi" amacıyla 25 kişi olan MKYK'nın sayısı da 35 ya da 40'a çıkarılacak. Partinin ilk kongresine 5 gün kala, yönetim için kulislerin yoğunlaştığı ve geçen hafta partiye üye olan Ordu eski Valisi Reşat Âkkaya'nın da genel başkanhk için çalışma yaptığı öğrenildi. MP Genel Başkanı Ali Koçun da yeniden aday olacağı kongrenin kulis çalışmaları ile ilgili olarak genel merkez yöneticileri "Başka bir liste daha çıkacağı söyleniyor. Özellikle Reşat Âkkaya'nın adı geciyor. Ama görunürde bir şe> yok. Gizli gizli çalışmalar yürütüyorlar" diye konuşuyorlar. Bugüne kadar 41 ilde örgutlenen Muhafazakâr Parti'nin Selim Sırn Tarcan Spor Salonu'nda yapılacak birinci büyük kongresine 215 delege katılacak. Kongreye eski siyasilerden Alpaslan Türkeş ve Süleyman Demirel davet edilecek. Parti yöneticileri Bulent Ecevit'in de kongreye çağınlacağmı bildirerek, eski siyasilerin kongreye gelip gelmeyeceklerinin henüz kesinlik kazanmadığını belirttiler. BALCI, ASLAS VE CEVAHtROĞLV Istanbul 7. Ağtr Ceza Mahkemesi'nde dün görülen davada Şükrü Balcı'mn, diğer sanıklardan uzak durması dikkati çekti. (Foıoğraf: HALÎL NEBILER) Rüşvet davasında Dündar Kılıç'ın ifadesi: 'Şükrü Balcı'yı kamhyorlar Rüşvet vermek ve almak suçundan yargılanan Dündar Kılıç, Ankara'da talimatla alınan ifadesinde 'Şükrü Balcı'yı sevmem. Ancak kendisine rüşvet vermiş değilim. Bu olay bir tuzak ve komplodan ibarettir" dedi. Şükrü Balcı da davamn bir an önce bitirilmesini istedi. tstanbul Habet Servisi "Rüşvet almak, rüşvet vermek. tehdit ve şantajla para toplamak" suçlanndan Istanbul 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde Dündar kılıc, Fahrettin Aslan ve Huseyin Cevahiroğlu ile birlikte yargılanan eskı Istanbul Emnıyet Mudürü Şükrü Balcı, davamn görülmesinin geciktirilmemesini isteyerek, "Bizim için önemlidir. Bu dava uç yılı buldu. Bir senesi etek altında kaldı. Adalet yerini bulsun" dedi. Sanık sandalyesini paylaştsğı Hüseyin Cevahiroğlu ve Fahrettin Aslan'dan surekli olarak ikı uç adım uzakta duran Şükrü Balcı'nın rüşvet aldığına ihşkin savla ilgili olarak Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde talimatla ifadesi alınan Dündar Kılıç'ın ifade tutanağı okundu. İfade tutanağında, "Ben açıkça rüşvet \erecek kadar aciz değilim" diyen ve Istanbul 7'nci Ağır Ceza Mahkemesı heyetin' ifadesini bizzat almaları için butün masraflarını karşılamak üzere Ankara'ya davet eden Dündar Kılıç. Şükru Balcı'nın karalandığını belirtti. Dündar Kılıç'ın ifade tutanağında yer alan sozleri özetle şöyle: "Şükrü Balcı esasında beni sevmez. ben de kendisini pek sevmem. Ama böyle bir suçlama sadece Şükrü Balct için yapılmadı. Otuz kadar polis memuru hakkında da boyle suçlamalar yapıldı. Ben 1978 yılında Hilton Oteli'nin kumarhanesine ortak olmuştum. Balcı, orayı kapattı. Bu yüzden kendisiyle aramız bozuldu. Ama kendisine rüşvet vermiş değilim. Ben ne sebepten Şükrü Balcı'ya rüşvet vereyim? Son zamanlarda devlet memurlarını karalama eğılimi var. Burada (Ankara'da) size verdiğim ifadeyi tstanbul 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne vermek, onları poliste gördüğum işkenceye inandırmak isterdim. tstanbuî'daki Mahkeme Başkanı Hüseyin Yücel'i tanırım. Kendisine sa\ 9 gım büyuktür. İsterdim ki, mahkeme heyetinin masrafını ben vereyim, mümkünse gelsinler, beni dinlesinler. Ben de kendileriııe gördüğum işkenceyi anlalavım. Türkiye'de yapılan hiçbir işkence açığa çıkmaz. Ben açık açık rüşvet verecek kadar aciz bir adam değilim. Şükrü Balcı'ya araba da almadım. Bu olay bir tuzak \e komplodan ibarettir." Dündar Kılıç'ın ifadesinin okunmasmdan sonra, aynı suçlamalarla ilgili olarak Kocaeli'nde açılan sanıklarla ilgili dava ile İstanbul'daki dav anın birleştirilmesi için Kocaeh'deki mahkemenin olurunun alınmasına karar verildi. Mahkeme heyeti, Kocaeli'den gelecek yanıta göre duruşmaya girmeye ve bundan sonraki duruşmanın 30 Aralık 1985 günu saat 14.00'e bırakılmasına karar verdi. ÇALIŞANLAREN YILMAZ ŞIPAL SORULARI/SORUNLARI "Bilimsel, objektif yöntemler" 1 Ekım 1985'te yürürlüğe gıren ve 41.400 TL olarak belirlenen yeni asgari ucret "Asgari Ucret Tespitinde Uyulması Gereken İlkeler"e göre saptanmıştır. " 1. Asgari ucret pazarlık ücreti değildir. İşçinin geçimini sağlayacak yasa ve yonetmeliklere uygun, bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücretidir. 2. Asgari ücret uzun dönemde ekonomik ve sosyal şartlann iyileşmesine yardımcı, hakça gelir dağıhmını sağlayıcı olmalıdır. 3. Asgari ücret iller itibanyla mallann perakende fiyat farklılıklarını gerçek olarak tespit etmek, bunların asgari ücrete yansımasını sağlamak suretiyle ülke çapında tek bir ücret olarak tespit edilmelidir." "Asgari Ücretin Tespit Yöntemi" ise; 1. Asgari ucret, bütun illerde besin içi ve besin dışı harcamalan kapsayan ihtiyaçlar için yeterli bir satın alma gücu sağlayan ücrettir. Bu nedenle, tüketim harcamaları, besin içi ve besin dışı harcamalan olarak iki bölümde duşünülmuştür. Çalışanların fizyolojik ihtiyaçları ile tutarlı ve dengeli beslenme için gerekli besin maddelerinin tespiti amacıyla Hacettepe Üniversitesi'nin bir işçinin günlük çalışma kaışıhğı olarak ihtiyaç duyduğu kalori miktarı ve bu kaloriyi sağlayan beslenme kahbı bu konudaki çalışmalara esas alınmıştır. 2. Dengeli beslenme için gerekli 3500 kaloriyi sağlayan besin içi harcamalarının tutarı tum illerdeki perakende fiyatlar kullanılarak ve bu fiyatlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığf ndan kayıtlı iş kanunlanna tabi işçi sayıları ile ağırlıklandırılarak tespit edilmiştir. 3. Bu fiyatlar Devlet İstatistik Enstitüsü'nün tum illerde aylık olarak derlediği perakende fiyatlar olup asgari ücretin hesaplanmasında DIE'ce ekteki verilere gore son ay olan ağustos 1985 fiyatlan kullanılmıştır. 4. Devlet îstaüstik Enstitusu'nün 19781979 Kentsel Kesim Hane Halkı Gelir ve Tüketim Harcamalan anket sonuçlarına göre r bulunan besin içi Vo 44, besin dışı o 56 oranlan esas alınmıştır. 5. İşçinin gunlük 3500 kaloriyi verecek maddelerin fiyatlarının tespitinde net 3500 kaloriyi sağlayacak brüt ağırlıklar esas alınmıştır. 6. Bu oranlar esas alınarak ve 1985 yılı ağustos ayı perakenae fiyatlan kullanılarak bulunan asgari ücrete yürürlüğe gireceği ekim ayı başına kadar vukuu muhtemel fiyat artışlan dikkate alınarak ""o 2.89 ilave edilmiştir. (...)" Böylece de "İşçinin geçimini sağlayacak vasa ve yonetmeliklere uygun, bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle" asgari ücret ayda 41.400 TL. brüt olarak saptanmıştır. Sosyal Sigortalar Yasasf nın 72. maddesi ile "İş kazalarıyla meslek hastahkları, hastahk, analık, malulluk, yaşlıhk ve ölum sigortalannın gerektirdiği her turlu yardım ve ödemelerle her çeşit yönetim giderlerini karşılamak üzere" Sosyal Sigortalar Kummu'nca prim alınması ongorülmuştür. Bu prim de "Sigortalılann o ay için hak ettikleri ucretlerin" brut toplamları üzerinden ve % 5'i hastahk sigortası, ^o 9'u ise malulluk, yaşlıhk ve ölüm sigortası primi olarak toplam ""o 14 üzerinden alınmaktadır. Böylece 41.400 TL. olarak saptanan " t a b a n " ücretten 5.796 TL. Sosyal Sigortalar'a kesilmekte, geriye 35.604TL. kalmaktadır. Gelir Vergisi Yasası uyarınca da, brüt 41.400 TL taban ücretten 5796 TL. sigorta primi indirildikten sonra, taban ucretinin 600 TL.sı genel ve 4.500 TL.sı da ozel ındirimden yararlanarak, kalan 30.504 TL.sı % 25 oranında Gelir Vergisine tabi olmakta ve bu ücretten 7.626 TL. Gelir Vergisi ve 166 TL. da damga vergisi kesildikten sonra 27.812 TL. net taban ücrete inmektedir. Bize göre de gerçek asgari ucret budur. "Asgari Ücret Tespit Yöntemi'nde, günlük 3500 kalariyi verecek maddelerin fıyatlarının tespitinde net 3500 kaloriyi sağlayacak brut ağırlıklar esas alınmıştır." Ancak dileriz ki, taban ücretin saptanmasında, sigorta primi, gelir vergisi gerçeği de goz önune alınır ve böylece ve belki "asgari ücret uzun dönemde ekonomik ve sosyal şartlann iyileşmesine yardımcı, hakça gelir dağıhmını sağlayıcı" olur. ACI KAYB1MIZ Merhume Ayşe Yurdagül ve merhum Ali Çağlarer'in sevgili oğulları, Merhume Emitıe Ecer ve merhum Şükrü Ecer'in damadı, İlhan Saadet Çağlarer, Erdoğan Müzeyyen Sürek ve Nuran İskeçeli'nin ağabeyleri, Necdet Analiese, Necmi Mengühan, Necil Günseli Ecer'in enişteleri, İşçibaşı, Altınkök, Işıtman ailelerinin yeğenleri, Belda Çağlarer ve Süleyman Önen'in kayınpederleri, Barış ve Duygu Önen'in Can dedeleri, Ayşegül Önen, Nur ve Mehmet Çağlarer'in biricik babaları, Neclâ Çağlarer'in sevgili eşi, Karayolları 17'nci Bölge eski Müdür Muavini, Zonguldak D.M.M. Akademisi kurucusu, Akademinin eski Başkanı İnş. Yük. Mühendisi Köylü ile jandarma kavga etti; 1 yaralı var BALIKESİR, (THA) Balı kesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Oda köyunde mahkeme keşif heyetinin guvenliğini sağlamak r için gore\ lendirilen jandarma ile köyluler arasında çıkan kavgada bir astsubayın kolu kırıldı, olayla ilgisi görülen 16 kişi gözaltına alındı. İlçenin Oda köyünde bulunan kömür ocaklarına gelen Sulh Huknk Hâkimliği heyeti ile heyetin guvenliğini sağlamak için gönderüen jandarmalara, köylüler taş ve sopalarla saldırdılar. Çıkan olayda jandarma astsubayı Ergun Çakır'm kolu kırıldı. Kemal (Baştarafı I. Sayfada) ameliyatı geçiren Kemal Aydar, ameliyat sonrası kendisine verilen ilaçların vücudundaki bağışıkhğı azaltması nedeniyle, zatürree hastalığına yakalanmış ve uzun süre çok ciddi seyreden hastalığından sonra bitkisel yaşama girmişti. . Tedavi edilmekte olduğu Washington'da Georgetovvn Hastanesi doktorlanndan alınan bilgiie gore, yoğun bakım unitesinde son bir hafta içinde özel tıbbi avgıtlara bağlı olarak yaşamını sürdürmeye çalışan Kemal Aydar, dün (TSİ) 16.30'da hayatını kaybetti. Kemal Aydar'ın cenazesinin yurda nakledilmesi için gerekli işlemlerin 12 gün içinde tamamlanacağını belirten ilgililer. TBMM BaşkanlıgYnın işJemlerle yakından ilgilendiğini de belirttiler. 1924 yılında Trabzon'da doğan Kemal Aydar, 1941'de Trabzon;da yayımlanan Yeni Yol gazetesi'nde gazeteciliğe başlamış, sırasıyla Tasvir, Vatan ve Hur Vatan gazetelerinde muhabirlik ve İkdam Gazetesi'nde Yazı İşleri Müdürlüğü yaptıktan sonra Cumhuriyet'e girmiş ve 1 Ekim 1962'den 20 Mart 1979'a kadar yaklaşık 17 yıl gazetemizin Ankara temsilciliğini yapmıştı. Basın Şeref Kartı sahibi de olan Aydar, 1979 yıJında emekli olduktan sonra 1983'te Halkçı Parti kuruculan arasında yer almış ve 6 Kastm seçfmlerinde Ankara milletvekili seçilmişti. Kemal Aydar'ın ölumüyle SHP'nin TBMM'deki sandalye sayısı 86'ya diıştu. BURHAN ÇAĞLARER 24.11.1985 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 26.11.1985 (bugün) ikindi namazından sonra Kızıltoprak Zühtüpaşa Camii'nden kaldırılarak, Karacaahmet mezarlığına defnedilecektir. Tanrı rahmet eylesin. AİLESİ NOT: Çelenk gönderilmemesi arzu edenlerin Türk Eğitim Vakfına bağışta bulunmalan rica olunur. Malatya^da örgiit üyesi 8 fcîşi yukalandı MALATYA (Cumhuriyet) Malatya Emniyet Müdurluğü Siyasi Şube ekiplerinin Malatya merkez ve Akçadağ ilçesi bölgesinde gerçekleştirdiği operasyonlarda. bu bölgede 12 Eylül öncesi illegal faaliyette bulunan ve yasadışı TKPML/DHB orgut üyesi 8 kişi yakalandı. Yetkilileı. yakalanan 8 kişiden İbrahim Dogan ve tbrahim Salman'ın yapılan ilk sorgulamalarından sonra tutuklandıklarını söylediler. Bu arada, tutuklanan kişilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda örgüte ait bazı dokumanların ele geçırildiği belirtildi ve bolgede gerçekleştirilen operasyonlarm devam edeceği açıklandı. BAŞSAĞUĞI Karayollanmızın büyük ustalarından Yüksek Mühendis ACI BİR KAYIP Rukiye Gözen ve Hüsnu Bey'in evlatlan, Zeyyin Gözen'in aziz eşi, Husnu, Nafiz ve Erim Gözen'in sevgili babaları; Şükran, Hediye ve Mine Gözen'in saygıdeğer kayınpederleri. Lale ve Mehmet Kasapoğlu. Zeyyin ve Aynî Gözen'in buyükbabaları, Erdem Kasapoğlu'nun büyükdedesı, Semiha Pelin, Fahri Gözen ve Müzehher Şakar'ın ağabeyleri, BURHAN ÇAĞLARER'İ kaybetmenin derin üzüntüsü içinde, kederli ailesine ve camiamıza başsağhğı diler, Yüce Tann'dan merhuma mağfiretini esirgememesini niyaz ederiz. PALET İNŞAAT Niiamaşı, Teşvıkıye, Şijlı, Osmar.bey \e Gumuşsuyu civannda 12.r OOOTLye kadar kırahk ev araiıinaktadır. Müraca,.!. İ55 08 7374 mRAHIM AYNI GOZEN 25 Kasım 1985 pazartesi gecesi (dün) hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugun (26 Kasım 1985 salı) oğle namazından sonra Erenkoy Galippaşa Camisi'nden kaldırılarak Karacaahmet'teki aile kabristanında toprağa verilecektir. Tanrıdan mağfiret dileriz. AİLESİ NÖT: Çıçek gönderilmemesi rica olunur. Dileyenler Eğiıim Vakfi'na yardımda bulunabilir. GULER GUNDOGAN ile CEMAL GÜNDOĞAN nişanlandılar. 22 KASIM 1985 ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle