25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLERİN DEVAMI 26 KASIM 1985 (Baştarafı 1. Sayfada) tanınan bir Arap ülkesi" için çahştıklarını kaydetti. FKÖ'den aynlan örgütün Abu Nidal liderliğinde olup halen Libva'da üst(Baştarafı 1. Sayfada) lendiği biliniyor. Mısır'daki askeri kaynaklara göre de ulkede'konması, Ataıürk'un devrimine ki silahlı kuvvetlerin alarm duen büyük darbe olmuştur. rumu sürüyor. Milli eğitim, partilerin eğiLibya, Mısır uçağının kaçırıl. limlerine göre değişlirilecek bir masıyla ilgili olduğu yolundaki hizmet değil, Atatürk Cumhuri• yeti'nin çağdaşhğını koruyan ve Mısır iddialannı yalanladı. Malta'ya kaçırılan Mısır Havayollabesleyen bir devlet düzeninin gen'na bağlı Boeing 737 tipi Sureğiydi. Laiklik ve bilimsellik, ayk adlı jet yolcu uçağının, Acbütün devlet okullarında temel hille Lauro gemisini kaçıran 4 " 'ilke olarak korunmalıydı. ParçaFilistinli korsanı taşırken 6 haf' tanan ve yıkılan temel budur. Bu ta önce havada Amerikan savaş işi yapanlar, tarih önünde Ata• 'türk 'e ve Cumhuriyete en büyük uçakları tarafından zorla müdahale edilen uçak olduğu bildirilkötülüğü yapmış sonımlular oladi. rak anüacaklardır. ABD'nin, Mısır uçağının kaBu gerçeğe kısaca değindikten çmlmasında Libya'nın rolü olup sonra bir noktaya parmak basolmadığını soruşturduğu bildirilmak istiyoruz Öğretim bir kez di. i'jvyından çıknktan sonra eğitimAdlarmın açıklanmasını iste~de keşmekeşin başlayacağı belmeyen ABD yetkilileri, olayda liydi. Bir yerde öğrenci başörtüLibya parmagı olduğunun, ya da sü giyecek, bir yerde açık başla tersinin ispatlanmasının zaman gezecek; bir yerde evritn kuramıalacağını, ancak Libya'nın olaynı öğrenecek, bir yerde "Kün!" la ilişkisi olduğu yolundaki ipuçkuralını benimseyecek; bir yerde lannm kuvvetli olduğunu belirtbilim ve akıl diyecek, bir yerde tiler. büimi kokünden yadsıyacak huMalta Hükümet Sözcüsü Parafelere kapılacak. ul Mifsud, Mısır yetkililerinin ısBu kaynaşmanm sorumlusu ne öğrencilerdir, ne de öğretmen rarı üzerine Malta hükümetinin operasyona izin verdiğini belirlerdir; "Öğretim Birliği Devrimitirken, sorumluluğun kendilerini"ni yıkanlardır. Sağda, solda, ö'tede, beride, ilçede, ilde, köyde ne ait olmadığını söyledi. Mifsud, olay boyunca 60 kişinin ölortaya çıkan çeşitli olaylardan düğünü, 30 kişinin de yaralandıötürü zabıta önlemlerine girişğını söyledi. Sözcu öienler aramek hem haksızlık, hem yanılgı sında 9 çocuğun da olur. Küçüklü büyuklü, kadınlı bulunduğunu belirterek. bunlaerkekli insanlarımızı bir keşmenn sekizinin Filistinli çocuklar keşe ittikten sonra, aralannda olduğunu söyledi. Mifsud'a gosorumlu ve suçlu aramak kadar re, operasyonda korsanlardan anlamsız ve aldatıa bir gösteriş biri de yaralı olarak yakalandı. I olamaz. St. Luke Hastanesi'nde ameliyat Atatürk Cumhuriyeti'nin temel edilen korsanm milliyetinin ve ilkeleri vardır. Devletin bu temel kimliğinin saptanamadığı belirilkelere göre bilimsel bir milli eği• jlim düzeni kurması, hiç olmaz tilerek, sağlık durumunun ciddi olduğu, ancak hayati tehlikeyle sa gelecek kuşakları kurtarır. karşı karşıya bulunmadığı bildi"Tavşana kaç, tazıya tut" polirildi. tikasıyla saf yurttaşlann üzerinOperasyon sırasında hava de baskı kurulması, demokratik korsanlarından birini kafasına rejime de ters düşer. Devletin baltayla vurarak öldüren, kaçımilli eğitimi bilimsel temele darılan uçağın Mısırh kaptan piloyanırsa ve yurttaş, inançlannda serbest bırakılırsa, sorun çözüm tu Hani Celal, hastanede ilk tedavisi yapıldıkian sonra düzenlenebilir. lediği basın toplantısında, ope.Ve var ki, sözde Atatürkçü gerasyon başladıktan sonra hava çinenlerde ya bu basit gerçeği korsanlannın liderleriyle arasınkavrayacak kafa yoktur; ya da alaturka kurnazlıkla işi idare et da geçenleri anlattı. 39 yaşındaki Mısırh pilot Celal, komandomeyi marifet saymaktadırlar. lann operasyona başlamasından •• * * • sonra, hava korsanlarının el bombalan attığını ve bunun üzerine kendisinin de bir baltayla »" (Baştarafı 1. Sayfada) hava korsanını öldürdüğünü belirtti. ,,'teklifi aşağıya geliyor, sizin tavMısırh komandoların operasj . n n ı z ne olacak, diye sordu. Ben yonunu başanb olarak niteleyen ,de Genel Başkana sordum. Depilot Celal, hava korsanlarının 4 " dira ki,daba evvel bir şeyler söyya da 5 kişi olduğunu sandığını . llemiştiniz, aynı şeyi devam ettisöyledi. Pilot Hani Celal, hava ..relim mi? (Evet) dedi, o da şuykorsanlarının uçağı kaçırdıktan '. du. 2969 sayılı kanunun (d) bensonra pasaportlan toplayarak, ,,dinden anayasanın geçici 4'üncü Israil ve ABD vatandaşlarıru öl!/maddesinin (a) fıkrasına bir atıf dürmeyi planladıklarını söyledi. . >var. Atıf şöyle; cezalı olanlan saHava korsanlanrun operasyon . yıyor, bunlar konuşamaz diyor. başlamadan önce kaç kişiyi öl, Bunu kaldırıyoruz. dürduğü ise açıkhğa kavuşmadı. .. Yani konuşma yasağını mı Malta yetkilileri, hava korsanla' kaldırıyorsunuz? rının bir yolcuyu öldürdüğünü " ( ÖZALP Evet, konuşma kaydederken, uçağın pilotu Hani .'yasağını kaldınyoruz. Bir de Celal, 7 yolcunun hava korsan.2969 sayılı kanuna bir süre konlarınca öldurüldüğünü söyledi. ,mamış, bir süre de koyabiliriz .. dedim. Yani süresiz olmaz bu idedim. Ilanihayet bu cezalara \devam edilir seklinde olmaz deKomandola' kabın zeınınını dim. patlatırken. dığer yandan da , . Süre ne ile ilgili? Konuşma gjvenlık kaptsından ıcen gi'Gıler yaşağı ile mi ilgili? '.. ÖZALP 2969 sayıh kanun,.da süre yok. .,' 5 yıl mı süre getiriyorsu GERÇEK ARDENDAKI Baskına buruk onay ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından operasyondan sonra ya>ımlanan bildiride, operasyonun düzenlenmesi için Mısır ve Malta yetkililerinin aldığı kritik kararı ABD yönetiminin desteklediği belirtildi. Bu trajik olayda birçok masum kişinin ne yazık ki öldüğü de belirtilen bildiride, "Ancak bu iğrenç eylemlere girişenler bilmelidirler ki, biz uygar uluslar, adaletin yerini bulmasında kararlıyız" denildi. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bir sözcüsü de, Mısır komandolarının operasyonu başlatmadan önce, Amerikan yönetiminin, müdahaleye hazır olduğunu söyledi. ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, operasyondan önce yaptığı açıklamada, terorizmle savaşılması gerektiğini belinmişti. Körfez ülkeleri de, 50 kişinin ölmesine karşın genellikle operasyonu terorizme karşı mücadelede atılmış olumlu bir adım olarak nitelediler. Kuveyt, Suudi Arabistan, Umman ve Bahreyn'de yayımlanan hükümet yanlısı gazeteler, baskını yerinde bir davranış olarak nitelediler. Mısır Televizyonu, pazar gecesi yaptığı yayında, operasyonun başanyla sonuçlandığını ve yolculann kurtanldığını belirtirken, yazıh basın, olayla ilgili haberlerin manşetlerinde ölü sayısını belirtmedi. El Ahram ve El Ekber gibi gazetelerde, ölü sayısı haberin içinde Malta Hükümet Sözcüsü'ne dayanılarak verildi. Mısır uçağının kaçırıhnasını Mısır kurtuluş Cephesi adlı bir örgüt üstlendi. Daha önce uçağın kaçmlmasını kendilerine Mısır Devrimcileri admı veren bir başka örgüt üstlenmişti. Mısır Devrimcileri adlı örgüt, İsrail ile Mısır arasında imzalanan ikili banş antlasmasına karşı çıkıyor. Mısır Kurtuluş Örgütü de, Batılı haber ajanslanna gönderdiği mesajda, olayı üstlenerek, Mısır'ın tsrail'le imzaladığı Camp David Antlaşması'nı feshetmesini istedi. Mısır hükümeti, olaydan sonra yaptığı ilk resmi açıklamada, "giiç kullanmaktan başka seçenegi olmadığını" bildirdi. Mısır1 ın açıklamasmda, hava korsanlarının uçakta bulunan bütün rehineleri öldürecekleri anlaşıldığı için operasyona karar verildiği kaydedildi. tsrail Drşişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise, Mısır komandolannın Malta'da düzenlediği operasyonun, anlayışla ve saygıyla karşılandığı kaydedildi. Fransa Başbakanı Laurent Fabius, da, Mısır uçağının kaçmlmasını ve ardından düzenlenen operasyonu kınayarak, "Korkarım. Valetta'daki korkunç katliam. terorizmi yeni bir savaş biçimi baline getirdi" dedi. Demokrasilerin, terorizm karşısında sıkışıp kaldığım hatırlatan Fransa Başbakanı, 'iki secenekle karşı karşıya kalıyoruz ya terorizme ödün veriyoruz ya da, kötü sonuçlara taruk oluyoruz" şeklinde konuştu. Fransa Başbakanı bu nedenle tüm demokrasileri birleşmeye çağırdı. Başarılı operasyonlar Evren: Savunma sanayiinde (Başrarafı 1. Sayfada) tettığini belirterek, "Çıkanlan Savunma Sanayii Fonu ile bu imkân yaratılmış oluyor. Özel sekloriın de ayak uydurarak bu yarışa katılmasını diliyorum" ifadesini kullandı. Başbakan Turgut Özal da Savunma Sanayii Fonu ile ilgili olarak şimdiden birtakım temasların ve taleplerin başladığını açıkladı. Cumhurbaşkanhğı Konseyi üyeleri ile birlikte dün öğleden sonra karayolu ile Kırıkkale'ye gelen Cumhurbaşkanı Evren, burada MKE'nin çelik fabrikasında namlu üretimi ile ilgili tesisleri gezdi. Cumhurbaşkanı Evren, daha sonra yapımına 1983 yılında başlanan ve toplam 11.5 milyar liraya mal olan tank topu üretim tesislerinin açılışını yaptı. Cumhurbaşkanı Evren, açılış töreni konuşmasında şunları söyledi: "Tiirkiye'nin, jeopolitik durumu dolayısıyla savunma sanayii dalında bağımlılığını azaltması kaçımlmazdır. Aksi takdirde çok muşkül anlarda savunma sanayiimiz eğer faaliyette olmazsa silahlarımızı temin edemez duruma düşebiliriz. Bunun acı örneklerini de yaşadık. Bu bakımdan bu tesis devreye girmekle, diğer özel sektörün de buna ayak uydurmasıyla. savunma sanayii memleketimizde büyük mesafeler katedecektir. İşte, çıkanlan savunma sanayii fonu ile bu imkân yaratılmış oluyor. Sivil sektöriın de buna ayak uydurarak bu yanşa katılmasını istiyorum. Böylece bir taraflan MKE, diğer taraftan özel sektör bir )anş halinde bu sanayii geliştirirlerken, Silahlı Kuv>etlerimiz zorluk çekmeyecektir." Cumhurbaşkanı E\Ten, Türkiye'de tank topundan sonra roket toplannın yapıldığı günü de görmek istediğini belirterek, "Tank topu ve diğer toplar yapıldığına göre bundan sonraki merhale roket topu olacaktır. Zire roket topunu yapmazsak, modern ordularla savaşma imkânımız o nispette az olacaktır" diye konuştu. Başbakan Turgut Özal da, törende yaptığı konuşmada, savunma sanayiinin Silahlı Kuvvetlerin ihtiyacının karşılanmasının yani sıra ülke ekonomisine de büyük katkısı olduğunu bildirerek, bu sanayi dalının Türkiyede daha iyi ölçuler içerisinde kurulabileceği noktasına varıldığını anlattı. Özal, savunma sanayii destekleme fonu yasasına da değinerek şöyle dedi: "Hükümetimiz, Cumhurbaşkanımızın direktifleri istikametinde bir savunma sanayii fonu kurulması konusunda geçen seneden beri başlattığı çalışmaları TBMM'den geçirerek noktalamış bulunmaktadır. Önumüzdeki yıl bu fonla ilgili olarak bir idarenin tam manasıyla organize edecegi savunma sanayiinin, nctice itibariyle Tiırk sanayiine entegre edileceği, halta o entegrasyon içinde dostlarımızdan, müttefiklerimizden. onların bu konuda çalışan şirketlerinden de büyük capta yararlanacağımız, birtakım ilişkiler kuracağımız muhakkaktır. Şimdiden bu konuda birtakım temaslar ve lalepler dahi başlamıştır. İ zerinde hassasiyetle durduğumuz konu. bu fonun hem memleketimizin. Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlannı karşılamak, hem de aynı zaman da ekonomimize fayda sağlamak esası üzerine egilmemiz lazım. Bu şekilde yürüttüğümüz takdirde tahmin ediyorum ki, memleketimizin kalkınmasında, gelişmesinde, yeni iş sahalannın açılmasında müspet bir hamle yapmış olacağız. Bu tesisin de fon ile alakalanabilecek bir tesis olduğu kanaatindejim." Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk de yalnızca 105'lik tank üstü topların yapımı ile yıida 20 milyon dolar dö\ iz tasarrufu sağlanacağını bildirdi. Yavuztürk, tesislerde üretilen silahlarda kullanılacak mühimmatın yapımı konusunda da Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve MKE'nin birlikte araştırmalarını sürdürduğünu söyledi. Yavuztürk, savunma sanayii için ek bir kaynak yaratma zorunluluğu dikkate alınarak savunma sanayii destekleme fonu oluşturulduğunu anlattı ve üretime açılan tesisi başka önemli projelerin izleyeceğini bildirdi. MKE Genel Mudüru Mustafa Taşan da dört >ıldır üzerinde çahşılan dokuz önemli asgari projeden üçünün tamamlandığını, beş projenin 1986'da, bir projenin de 1987'de bitirileceğini söyledi. Üretime açılan tesisin 10.5 milyar lirası dış, 1 milyar lirası da iç kaynak olmak üzere 11.5 milyar liraya mal olduğunu belirten Taşan, Savunma Sanayii Destekleme Fonu Yasasına değinerek şöyle dedi: "Bu kanun mer'i kanunlanmız içerisinde en hayırlı ve yararlı olanlarından birisidir. Kanun Turk sana> iciierine hizmet ve imkânlar verecektir. Bu hizmet ve imkânlar içinde MKE de mevcut olacak ve başı çekecektir. Zira kurum olarak biz bu konulan iyi biliyoruz. Kanunu uygulayacak mercilerin de bize güveneceğine eminiz." MKE tank topu tesislerinin açıhşına Cumhurbaşkanhğı Konseyi üyeleri, Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral da katıldılar. Açılış töreninde, tesislerin yapımında işbirliğinde bulunulan F. Almanya ve Ingiltere'nin buyükelçileri ile askeri ataşeleri de bulundu. hurbaşkanı Kenan Evren tarafından açılmasından sonra işçilerle sohbet ederken, bir botun 11 bin lira olmasından yakınılması üzerine "Biz küçükken bot mot bilmezdik. lastik ayakkabı giyerdik. Şimdi herkes lüksleşti" dedi. Cumhurbaşkanı Evren'in tesisin açılışından sonra ayrılması üzerine, "Başbaşa kaldık" diyerek MKE işçilerinin yanına giden Özal, işçilerle bir süre sohbet etti. Sohbet sırasında işçüerin enflasyona karşılık toplusözleşmelerle sağlanan zamların çok düşük olduğunu belirtmeieri üzerine Özal, "Bu konulan konuşmak için size Kizırn Oksay'ı göndereyim. Onunla tartışın" diye konuştu. Özal, işçilerin grev yapamadıklannı belirtip toplusözleşme düzenine hükümetin müdahale etmemesi, serbest bırakılmalannı istemeleri üzerine de şöyle dedi: "Grev yapmak ne size ne de memlekete fayda getirmez. Istiyorsanız buyurun \apın, valla yapın." MKE işçilerinin "Önümüzdeki seçimlerde kendinize güveniyor musunuz?" şeklindeki bir sorusuna Özal, "Biz size güveniyoruz" karşılığını verdi. Özal, işçilerin SSK hastanelerindeki hizmetlerden yakınmaları üzerine de, "Biz daha önce bu hastanelerin SSK'dan aynlmasını onermiştik. Fakat zamanın sendika başkanları buna karşı çıktılar. Çünkü kendileri hastanelerde özel muamele görüyorlar. tşçfler de kuyrukta bekliyorlar. Şayet rekabet olursa, işçiler istediği yerde daha iyi muayene olacaktır" diye konuştu. İşçilerin vergi iadesi için alışverişleri sırasında fatura alamadıklarını bildirmeleri üzerine tfç, "Faturayı söke söke alacaksjmz; vermeyenleri bize söylejin" diyen Özal, emeklilik yaşının yükseltilmesi konusunda yapılan itirazlara da şu karşılığı verdi: "Emeklilik yaşı şu anda çalışanlan kapsamıyor. Yeni girecekler ile belki beş yılhklar için emeklilik yaşı yükseltilebilir." Başbakan Özal, bir işçinin "Üç bin beş yüz lira yakacak parasını nasıl buluyorsunuz?" sorusunu da, "Siz memuriarla kendinizi karıştınyorsunuz. Memura 16 bin lira veriliyor ama, onların ne yan gelirleri var, ne de ikramiyeleri" sözleriyle yanıtladı. 1976''da L'ganda'nm Entebbe Havaalam'nda gerçekleştirdiği baskın, bu ülkenin yurt dışında giriştiği en iinlü operasyon olarak biliniyor. Filistin Halk Kurtuluş Cepehesi'ne üye 2 Alman, 6 Filistinli gerilla, 28 haziranda Air France'a bağlı bir uçağı 102 yolcusu ile Ugandanm Entebbe Havaalanı'na indirmiştL FHKC üyeleri, yolculann hayatına karşılık tutuklu 53 arkadaşlanmn serbest bırakılması için 5 temmuza kadar süre lammtştı. İsrailli komandolar bu tarihte havaalanına basktn düzenleyerek yolcuları kaçırdılar. Ancak baskında 7 gerilla, 3 yolcu, I İsrailli komando, 20 L'ganda askeri öldü, 11 MİG savaş uçağı hasar gördü. Entebbe baskını (1976) Mogadişu baskmı (1977) dolanmn Somali'nin başkenti Mogadişu Havaalam'nda rehin tutulan Lufthansa uçağına düzenledikleri baskın, bu alandaki operasyonlann en başarılıst olarak niteleniyor. Baskın sırasında uçağın 87yolcusu ve 5 kişilik mürettebatı sağ olarak kurtulmuş, uçağı kaçıran dört gerilladan üçu olay sırasında, ağır yaralı olan dördiincü gerilla da hastanede ölmüştü. Atina Havaalanı (Baştarafı 1. Sayfada) kanı Friedrich Zimmermann, Atina Havaalam'nın boykot edilmesi çağrısında bulundu. Zimmermann. "Bild" gazetesine verdiği demeçte, "TerörisUerin Atina Havaalanı gibi alanlarda göriilen boşluklardan yararlanmalarını kabul edemeyiz" dedi. Anımsanacağı gibi geçen haziran ayında da Kahire'den gelen Amerikan T\VA şirketine ait bir yolcu uçağı Atina Havaalanı'dan binen hava korsanlan tarafından kaçırılmıştı. Bu olaydan sonra ABD hükümeti, Yunanistan'a gelecek Amerikalı turistlere ambargo koymuş \e Yunanistan'a gelecek Amerikalı turistlere ambargo koymuş ve Yunan turizminin milyonlarca dolar kaybetmesine yol açmıştı. TWA uçağının kaçırılmasından sonra, Atina Havaalam'nda ek güvenlik önlemleri alındt. Yolcular ancak bir kez kontrolden geçerken, bu olaydan sonra alınan ek önlemlerle uç kez kontrolden geçiriliyor. Elektronik cihazlardan başka güvenlik memurlan çantaları araştırırken, yolculann üst başlan da gizli kameralardan denetleniyor. Yolcular uçağa binmeden önce son olarak bir kez daha aranıyor. Alınan bu ek önlemlerden sonra Uluslararası Sivil Havacıhk Örgütü (IATA), Atina Havaalanı' ndaki güvenlik önlemlerini yeterli bulduklanna dair raporlar hazırlamıştı. Ancak geçen cumartesi günü Mısır uçağının kaçırılması, Atina Havaalanı'ndaki güvenlik önlemlerinin hâlâ yetersiz olduğu kuşkularını canlandırdı. Y'unan yetkili makamları, tüm uçak seferlerinde olduğu gibi kaçırılan Mısır uçağının yolculannın da "didik didik arandığı", ancak şüphe uyandıracak hiçbir cismin bulunmadığında ısrar ediyor. Uçağın kaçınlmasında ve daha sonra 50'den fazla yolcunun ölümüne yol açan el bombalan ve silahlann ise KahireAtina seferini yaparken Kahire Havalimanı'nda uçağın içine gizlice yerleştirildiğini öne sürüyorlar. Mısır uçağı faciasından sonra Fransız Pilotlar Birliği Başkanı JeanLuc Steger, Atina Havaalanfnın 24 \a da 48 saat smeyle boykot edilmesini öneriyor. Öte yandan, Uluslararası Hava Ulaşımı Derneği (1ATA), bütün ülkelere, havaalanlanndaki güvenlik önlemlerini arttırmaları çağrısında bulundu. ÖZAL: BLYRUN GREV YAPIN Başbakan Turgut Özal, MKEnin tank topu tesislerinin Cum ANAP,siyaset UGUR MUMCU GOZLEM Yunan (Baştarafı 1. Sayfada) öte yandan, Yunan hava kontrolörlerinin açhk grevinin şimdiki halde uçak seferlerini etkilemediği haber veriliyor. Yunan Hava Trafik Kontrolörleri Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Yorgo Ketsimilis hava kontrolörlerinin açlık grevinin yam sıra uyumama grevine de başladıklarını ve eylemlerini isteklerinin hükümet tarafından "görüşülme>e değer bulununcaya" kadar sürdüreceklerini bildirdi. 400 kadar hava trafik kontrolörü, beceri priminin yani sıra 20 yıllık emeklilik hakkı ve tatil günleri de dahil olmak üzere fazla mesai istiyor. Dün başlayan açlık greviyle ilgili olarak kontrolörler sendikası üyeleri Atina Havaalam'nda yolculara, "Hükümet bizi aldatıyor. Temel sonınlarımızı göz ardı ederken. zaten düşttk olan ücretlerimizi daha da kısıyor" yazıh bildiriler dağıttılar. Hava trafik kontrolörlerinin aylık maaşları ortalama 80 bin drahmi (320 bin TL.) Operasyonun öyküsü Korsanlar uçağın ıcıne el bonıbas' atı'o yangn c • karoılar Rahşan (Baştarafı 1. Sayfada) San ve beyaz kasımpatılardan oluşan ve üzerinde "Demokratik Sol Parti" yazıh bant bulunan çelengi kabre koyan Ecevit, saygı duruşundan sonra Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı: "DSP, ku>vetin, kudretin, hâkimiyetin, idarenin doğnıdan doğruya halka verilmesi ve halkın elinde bulundurulması gerektiğini belirten Atatürk'ün bu ülküsünu gerçekleştirmek için halk tarafından kuruldu. lsığını O'ndan aldık, kendimizi O'nun voluna adadık." Aralannda Seyiettin Aydın, Selçuk Sonmez ile Musa Top'un bulunmadığı DSP yöneticileri Anıtkabir'de Atatürk Müzesi'ni gezerken, İsmet İnönü'nün kabrinin önünden de geçtiler ve geçerken saygı duruşunda bulundular. Müzeyi gezerken, Rahşan Ecevit'e tören komutanının Anıtkabir üzerine bilgi verdiği, bir ara Ecevit'in, "Eşim gazetecilik yaptığı sırada buranın yapılmasıyla çok ilgilenmişti" dediği du>Tildu. DSP Genel Merkezi'nden dün de partinin çalışmalarına ilişkin bilgi alınamadı. Rahşan Ecevit, bir soru üzerine, yurt gezilerine başlayacağmı söyledi, ancak geziye eşi Bülent Ecevit'in katılıp katılmayacağına ilişkin soruya, "Daha belli değil" karşılığını verdi. Avusturya'dan gelen Genel Sekreter Necat Hamzaoğlu'nun ne zaman Viyana'ya döneceği de oğrenilemedi. DSP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun yarın toplanması bekleniyor. ALMAN BASIMNDA Rahşan Ecevit'in DSP Genel Başkanlığı'na seçilmesi, Alman basınında geniş şekilde yer aldı. Die Welt gazetesi, haberi birinci sayfasından duyurdu. Ciddi Alman gazetelerindcn Frankfurter Allgemeine Zeitung da, Rahşan Ecevit'in DSP Genel Başkanlığı'na scçildiğini bildirdi. OZALP OLabilir, ne olacak ,'yani. Zaten fiilen herkes hodri jneydan konuşuyor. Eğer yasaya bir yürürlük t , süresi getirirseniz, diğer madde, leri etkilemeyecek mi? Örnegin 12 Eylül'ürj eleştirilemeyeceği ve 12 Eyliil öncesine döniilemeyeceğine ilişkin yasaklar var. Bunlara da süre koymuş olmayacak mısınız? ÖZALP Doğru, ona da sü•>e getiriyoruz. Kanuna süre ge' ' 'tirince onlara da süre gelmiş olacak. Söylediğinize göre evet, ama işin o tarafım düşündük mü düşünmedik mi derseniz doğrusu düşünmedik. Yalnız 5 sene iie '"fîlan alakası yok ' Bu konuda grubunuzun bir ,'l*slağı var mı? ÖZALP Taslakfalan yok, #1 . teklif komisyona gelince orada bunları savunacağız. Anayasa Komisyonu Başkanı Kâmil Tuğrul Coşkunoğiu ise, Resuloğlu'nun 2969 sayılı yasanın kaldırılmasına ilişkin önerisinin yakında komisyonda ele almacağını söyledi. ,'ÖZALP'IN DEMECİ 2969'LA İLGİLİ" lt ' Başbakan Turgut Özal, gazer ' tecilerin ANAP Grup Başkan A Vekili Haydar Özalp'ın demecini r '.* ammsatarak, "Eski siyasi lider'; lerin yasak süresinin 10 yıldan beş yıla indirilmesi konusunda sizin görüşüniiz nedir?" sorusu. na şu yanıtı verdi: " ' "Yasak süresi nereden çıktı? Siz 2969 sayılı kanunla karıştır' dınız galiba. Anayasanın geçici 7 '4. maddesini kim söylemiş? Siz • 'Özalp'ın söylediklerini iyi okuyun bakalım. 2969'la ilgili olma..sı lazırn." '" ' ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Kececiler de konuyu bilmediğini belirterek, Baş.bakan Özal'ın ANAP'ın bugün•' kü grup toplantısından sonra gö. rüşunü açıklayacağını tahmin ettiğini söyledi. Pılot ve bır korsan Kabmoekavgaetti Pılot başmdanya'a landı Bu arada bazı yolcula or. kapıdan kactılar HESAPLAŞMA (Baştarafı 2. Sayfada) rosu Başkanlığı" kuruldu. 197O'li yıllarda Mareşal von Mohke'nin yeğenlerinden Prof. Kurt von Moltke (19731976) ve İtatyan profesör Piççinatto (197071)'cle bir süre İstanbul'da şehir planı çalışmaları yaptı. "Büyük İstanbul Nazım Plan Bürosu Başkanlığı", bakanlıkça geçen yıl dağıtılıncaya kadar, kimi planlar yaptı ama bunların hiçbiri pnaylanmadı. 1983'te ülke yönetimini ele alan ANAP'çılar, İstanbul'un şehircilik işlerine el koydular. Sert girişimler yaptılar. Önce Boğaziçi Genel Müdürlüğü kuruldu. Boğaz sırtlarında yeni bir yapı kiralandı, döşendi, yeni bir kadro atandı, genel müdürü göreve başladı. Kimi önemli kararlar alındı. Ne var ki, kısa bir süre sonra Boğaziçi Genel Müdürlüğünün adı sanı duyulmaz oldu. Anakent Belediye Başkanı Dalan, yardımcıları ve genel sekreteri duruma el koydular. Şimdi İstanbul'un imar ve şehircilik çalışmaları birkaç bürokratın iki dudağı arasından çıkacak sözlere bağlı. vbn Moltke'den Prost ve Piççinatto'ya İstanbul için yaptırılmış nice plan, bakanlık ya da belediyenin tozlu raflarında çürüyor. Haliç kıyılarını hiçbir tarih değeri tanımadan buldozerlere vermiş olan "ANAP"çı belediyeciler, Boğaziçi'ne de el atma girişimlerinde. Bir gazete haberi bunu duyuruyor. Korular kamulaştınlacak. Boğaz görünümünü bozan yapılar yıktırılacak! Genış yollar açılaçak. Daha başka bir sürü "cak..." Oysa, Belediye yetkilileri, İmar Affı Yasası kapsamına girmediği için yıkılması gereken yüzlerce lüks yapı ve binlerce gecekondu için başka bir uygulama yolu buldu. Ruhsat izni için ödenmesi gereken paranın beş katını her yıl belediyeye ödeyenlere dokunulmuyor. Yılda birkaç yüz bin lirayı belediyeye ödeyebilen varlıklı kişi, imar Affı Yasası'nın yıktırma kapsamı dışında kalıyor. Bu yasa dışı tutum ne süre uygulanacak, bilemem! Bir tomar banknotu belediye veznesine yatırabilen varlıklı kişi, korunuyor, korunacak. Gecekondular da, seçimlerde oy deposu olarak kullanılmak üzere bir süre korunabılır! Yasalara uyması gereken belediye bürokratları, eski bir deyimle "baç" verebilenden yana. Oksay: Egede petrol (Baştarafı 1. Sayfada) lan 8. sondaj kuyusunda inceleme yaptılar. TPAO, İsveçli Salen, Amerikan ESSO şirketlerinin ortaklaşa yürüttükleri arama çalışmalannın maliyeti 25 milyon dolar olarak hesaplanıyor. 15 temmuz tarihinde başlatılan, 75 günde biteceği sanılırken, bazı teknik aksakhklar nedeniyle 141. gününü dolduran çahşmaların son aşamaya geldiği bildirildi. 5 bin metrede aranan petrol için yürütülen sondaj çalışmalannda 4 bin 600 metreye gelindi. Sondajın hedeflenen derinliğe bir haftada ulaşması bekleniyor. Söz konusu derinükte kuyuda petrol olup olmadığı, eğer varsa ekonomik işletmeciliğe izin verip vermeyeceği ortaya çıkacak. lskenderun Körfezi'nde bundan önce yapılan sondajlarda petrol "emare"lerine raslanrruş, ancak rezervlerin yetersizliği nedeniyle çalışmalara devam edilmemişti. TPAO ile yabancı ortakları arasındaki anlaşmaya göre, sondaj harcamalarına katılmayan TPAO, eğer petrol bulunursa, işletmecilik aşamasında kuyunun gelirini paylaşacak. EGE PETROLİ) Devlet Bakanı Kâzım Oksay, incelemeleri sırasında basın mensuplan ile kısa bir sohbet toplantısı düzenledi. TPAO Genel Müdürü Altan'm Ege'de henüz sondaj çalışmalarının başlatılmadığını ammsatması üzerine, bir gazeteci Bakan Oksay"a "Ege'de de petrol arayacak mıyız?" diye sordu. Oksay, soruyu "Niye aramayalım. Hakkımız olan her yerde ara>'acağız. Eğer aramazsak, ileri değil, geriye gitmiş oluruz" biçiminde yanıtladı. Oksay, "Ege'de petrolttn yabancı şirketlerle ortaklaşa mı aranacağı" yolundaki bir soruya da şu yanıtı verdi: "Güicihan platformunun günlük gideri 125 bin dolar duzeyindedir. Ege'de de durum sondaj çalışmalarının sonuçlarına bağlı olacaktır. Eğer sonuçlar çok umut verici olursa, gemi kiralar v^lnız başımıza ararız. Ancak gördügünüz gibi bu iş hem çok maliyetli, hem de uluslararası nitelikli bir iştir." Oksay, Türkiye'nin petrol gereksiniminin >ıllık 18 milyon ton düzeyinde olduğunu anımsattı, mevcut 310 kuyudan yılda 1 milyon ton üretim sağladığını anlattı. Bakan Oksay, yabancı şirketlerin üretimi ile birlikte bu rakamın 2 milyon tona çıktığını da kavdetti. BURHAN ARPAD (Baştarafı 1. Sayfada) sinde faşizme karşı direnen yiğit savaşçılardır. Sayıştay üyeliklerine TBMM Bütçe vePlan Komisyonuni da yapılan seçimler, "partizanltk" kavramının iık anlamdaki tanımına örnektir. Bu seçimle, Sayıştay üyeliklerine ANAP'ın 'Selametçi ve Hareketçi" kanatlannın "partizanlığı" egemen olmuştur. Bu "partizanük" yasadışı öğelerle sahnelenmiştir. Ülkemizde "cepheleşmeden" yakınır görünen devlet adamlarına bu "partizanlığm" yasadışı yönlerini göstermek istiyoruz. Sayıştay Yasasında 1985 yılında bazı değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerden biri, geçici 3. maddeydi. Bu maddeye göre Sayıştay üyeliklerine "bır defaya mahsus olmak üzere" TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nca seçim yapılacaktı. Değişikliğin yapıldığı tarihte beş üyelik boştu; Bakanlar Kurulu kararı ile "76 üye" için kadro verilmişti. Aynı yasanın bir de 6. maddesi bulunmaktadır. Bu madde üç ilke getirmektedir. Birinci ilke şu: Üyelikler için Sayıştay'a üçte/iki, Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na üçte/bir oranında kontenjan tanınacaktır.. ikinci ilke de şöyle: Sayıştay kontenjanından seçime katılaçaklar seçim tarihinde "Sayıştay mensubu" olacaklardır. Üçüncü ilke de Plan ve Bütçe Komisyonunda, adayların "sicillerinin inceleneceği" seçimin bundan sonra yapılacağıdır.. Çoğunluğunu ANAP milletvekillerinin oluşturduğu Bütçe ve Plan Komisyonu. seçim için bu üç ilkeyi getiren 6. maddeyi komisyonun çöp tenekesine fırlatarak, boş bulunan üyeliklere kendi doğrultularındaki adayları seçmiştir. SHP bu seçimi protesto etmiştir. Yapılan seçimler Sayıştay Yasası'nın 6. maddesine aykırıdır. Komisyon. seçimlerde söz konusu 6. maddenin uygulanmayacağına karar vererek; Sayıştay Yasası'nı çiğnemiş ve aralannda sicillerinde cezalar bulunan adayları Sayıştay üyeliklerine seçmiştir. Komisyon, burada, açıkça görevini kötüye kullanmış; yetkisini siyasal amaçlarla saptırmıştır. idare hukukunda buna "yetki saptırması" denilmektedir. İşin bir başka teknik yönü de Bakanlar Kurulu kararı ile konulan 16 üyelik kadrosunun serbest bırakılması ile ilgili Sayıştay Genel Kurulu kararı beklenmeksizin seçimlerin yapılmış olmasıdır. Sayıştay Yasası'nın 89. maddesi gereğince bu 16 üyelik kadrosuna 1985 yılı içinde seçim yapılamaz. "Kadrosuz istihdam"\n olmayacağını en çok Sayıştay yetkilileri bilirler. "Biçimsel sakatlık" bakımından bir başka nokta da seçimlerin Sayıştay Yasasında öngörülen sürenın sonunda tamamlanmasıdır. Hukukta "süre" çok önemlidir. Süresi dışında yapılan işlemler hukuksal sonuçlar doğurmazlar. Süre bir gün ya da bir saat geçse de! Sayıştay Yasası'nın 4. maddesi, Maliye ve Gümrük Bakanlığı kontenjanında aday olanlar ile ilgili olarak üye seçilebilmek için öngörülen yükseköğrenimi tamamladıktan sonra on yıl süre ile kamu kurum ve kuruluşlarında "görev" yapmayı zorunlu saymaktadır. Üye seçilen bir adayın bu on yıllık hizmeti tutmamış, "serbest mali müşavirlik" kamu hizmetinde geçen süre olarak hesaplanmıştır. Biz, Başbakanlık Müsteşarları'nın yasanın öngördüğü koşullara uymadan nasıl öyle bir makama atandığını da gördüğümüz için bunları hiç yadtrgamıyoruz. Partizanlık, bu gibi yollarla yasa ve kural tanımaz bir görünüm almıştır. Anayasal kuruluşlar, bu yollarla ANAP partizanlığına teslim edilmiştir. Hem de ANAP içindeki "Selametçi ve Hareketçi" kanadın partizanlığına! Yapılacak iş, bu seçimleri iptal ettirmektir. TBMM Bütçe ve Plan Komisyonu kararı ile bu kararı onaylayan TBMM kararı "yasama kararı" niteliğinde değildir. Bu bir "idari" nitelikte karardır. Bu yüzden idari yargı organlannca denetlenebilir ve bu karar bu kadar sakatlık karşısındaiptal edilebilir. Anayasa, "Cumhurbaşkantnın tek başına yaptığı işlemler ile Yüksek Askeri Şura'nın kararian"m yargı denetimi dışında tutmuştur. Bunun dışındaki işlemleri için yargı yolu açıktır. ANAP içindeki "Selametçi ve Hareketçi" kanatların bu "partizanlığına" göz yumanlarm bundan sonra tarafsızlıktan ve hukuk devletinden söz açmaları hiç inandırıcı olmaz.. Sayıştay devlet hesaplarını inceler, kamuoyu ise devlet adına hesapsız konuşanlann sözlerini!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle