28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 KASIM 1985 EKONOMİ CUMHVRİYET/U TÜRKIYE'den Işçi döviz girişleri % 5.5 artış gösterdî T Vahit Erdem, KÎT satışlanndaki politikayı açıkladv 4 Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanı Erdem: KİT satışlarında önceliğin işçilere verilmesinin, "Sermayenin tabana yayılması amaçlarına bağlı olduğunu" söyledi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) KİT hisselerinin calışanlara, yerli ve yabancı tasarrufçulara satışını öngören projeden sorumlu Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanı Vahit Erdem, satış sonunda kamunun elinde, bu kuruluşlara "acil dunımlarda müdahale edilmesine" olanak tanıyacak oranda hisse kalacağını açıkladı. Erdem, bu uygulamayı, "Altın hisseler biztir. Öncelik, işçilere satışa verilmiştir" dedi. Erdem, yılbaşından bu yana kaınu kunırnlarmın özelleştirmesi projesi yürüten bazı yabancı ülkelerde yaptığı incelemelerde, özellikle emekyoğun teknoloji ile çalışan tesislere işçilerin ortak edilmesinin "son derece olumlu sonuç verdiğini göztemlediğini" belirtti. Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: "İngiltere'de nakliye tekeli olan bir kamu kuruluşunun işçilere satışından sonra şoförlerin daha az zamanda daha çok yol katettikleri ortaya çıktı. Aynca meselenin bir de sosyal yanı var. Çalışanlann KİTlere ortak edil Altın hisseler'kamuda kalacak de kalacak" diye tanımladı. KİT satışlannın örnek çalışmasını THY üzerine yapan Amerikan Danışmanlık Şirketi Lazard Freres'e, "hisselerin pazarlanmasında önceliğin çaltşanlara tanınması" yolundaki direktifi kendilerinin verdiğini anlatan Erdem, "Ancak bu KİT'leri başka satacak yer bulamadığırtuz anlamına gelmez. KtT'ler, aşamalar halinde ozelleştirilecek EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY ANKARA, (a.».) ürkiye'nin 8 aylık işçi dövizi girişleri, 1 milyar 157 milyon doları buldu. Federal Aİmanya başta olmak üzere, dış ülkelerde çalışan Türk işçilerinin gönderdikleri dövizlerin yüzde 85.9'unu oluşturan 994 milyon 48 bin dolarlık bölümü özel bankaJar aracılığıyla, yüzde 14.1'ini oluşturan 163 milyon 357 bin dolarlık bölümü de Merkez Bankası kanalıyla yurda geldi. Türk işçilerinin gönderdikleri dövizler, 1984 yılının ocakağustos dönemine göre yüzde 5.5 oranında, 1983'ün eşdönemine göre de yüzde 10.6 oranında daha fazla oldu. 1984 ağustos sonunda gelen dövizlerin tutan 1 milyar 97 milyon dolara, 1983 ağustos sonunda da 1 milyar 46 milyon dolara erişmişti. ANKARA, (ANKA) Hazine, ihale yoluyla 69.5 milyar liralık devlet iç borçlanma tahvili sattı. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, satışa çıkanlan 60 milyar liralık bir yıl vadeli devlet iç borçlanma tahvili için 75.6 milyar liralık teklif verildi. Bu tekliflerden yüzde 49.50 ile yüzde 50.95 arasında feiz önerisi bulunanlar kabul edilecek.69.5 milyar tutarında satış yapıldı.Stışı gerçekleşen tahvillerin ortalama faizi yuzde 50.60 olarak belirlendi. Hazine, önümüzdeki hafta 60 milyarlık 6 ay vadeli Hazine bonosunu satışa çıkaracak. Hazine umduğundan fazla tahvil sattı mesiyle, sermayenin tabana yayılması mümkün olacaktır." KİT hisselerinin işçilere pazarlanmasından sonra, ikinci aşamanın bu kuruluşian tasarrufçulara açmak olduğunu anlatan Vahit Erdem, "Bu noktada, Bogaziçi Köprüsü Gelir Ortaklığı senetlerine benzer bir yöntem irieyecegiz" dedi. Erdem, üçüncü aşamada da KİT'lerin durumunu "iyileştirecek" kapasitede yerli ve yabancı ortak lar aranacağıru kaydetti. KİT hisselerinin işçilere satışında teşvik unsuruna ağırlık verileceğini belirten Erdem, "Bu iskontolu satış olabilir, taksitli satış olabilir, bedava hisse verilebilir" diye konuştu. Halk İçin Enfjasyon Yüzde 40'ın Ustündedir Kuşçulu: Türkiye'nin tam üyelik başvıırusu AET'yi rahatsız eder ISTANBUL, (a.a.) İTO Başkanı Nuh Kuşçulu, "Türkiye'nin tam üyelik için başvurusu reddedümese bile, AET'yi biiyük öiçiide rahatsız edecek" dedi. Kuşçulu, İTO'nun kasım ayı meclis toplantısmda, Brüksel'de AET yetkilileriyle yaptıklan görüşmelerle ilgili bilgi verdi. Nuh Kuşçulu, tam üyelik halinde, Türk işçilerinin serbestçe dolaşınu ve yapılacak büyük mali yardımın, bu rahatsızlığı yarattığını belirtti. Nuh Kuşçulu, AET yetkilileriyle görüşmelerinde, "Biz daha evimizi yeni kuruyoruz. Kendi başımızın çaresine bakamadık. Bir de sizinle uğraşamayız. Tam üyelik başvunınuzu yapmayın" şeklinde mesajlar aldıklarını aktardı. Kuşçulu, temaslannı bir raporla hükümete sunacaklannı bildirdi. Ekimde tüm tasarruf sahipleri zarar etti ANKARA, (ANKA) Ekim ayında rekor düzeye çıkan fıyat artışlan, tasamıf sahiplerinin tümünü hayal kınklığına uğrattı. Ekim ayında Devlet Istatistik Enstitüsü (DIE) tarafından açıklanan yüzde 5'lik toptan eşya fıyat artışı karşısında parasını altına, dövize yatırarüar ve mevduat olarak bankada değerlendiren tasamıf sahipleri zarar ettiler. Enflasyon fırtınasmdan en az zaran, binde 6 ile mark tasarnıfçulan gördü. Mark üzerine döviz tevdiat hesabı açtıran tasarruf sahipleri, ekim ayındaki değer artışıyla biriikte. ancak yüzde 4.4 oranında gelir elde edebil HANGt TASARRLF ARACI 10 AYDA NE GETİRDt? (yüzde 31.7lik enflasyon çıktıktan MEVDUAT* Yüzde Sürekli üç ayiığa yatıranlar 8.52 Alu ay, üç ayiığa, sonra altt ayltğa yaiıranlar 9.95 Sürekli altı ayiığa yatıranlar 8.31 Bir yıllığa yatıranlar 1.56 KÖPRÜ SENEDİ (Altt ayhk kesin, on ayhk tahmtni gelir) A tertibi 5.0i B tertibi 2.S0 ALTIN (22 ayar) 0.60 ABD DOLARI Sadece değer artışı 5.81 Faiıli değer artifi 4.05 F. ALMAN MARKI Sadece değer artışı 12.90 Faizli değer artışı 21.49 * Yüzde 10 stopaj düşülmüftür. diler. Ancak yüzde 5'lik fiyat artışı karşısında marka yatınm yapanlann zaran binde 6 oldu. Dolar yatınmcüanıun ise, enflasyon artışına Amerikan parasırun uluslararası piyasalardaki değer kaybı da eklenince, bir aylık gelirleri fiyat artışının yüzde 2.6 daha gerisinde kaldı. Yüksek enflasyon en fazla, altına yatırım yapanları etkiledi. Altın, ekim ayında sadece yüzde 1.3 düzeyine değerlenerek kendisine yatınm yapanlan yüzde 3.5'lik zarara uğrattı. Altın ve döviz cinsinden yatınm yapanlann enflasyon karşısında uğradıklan zarardan Türk Lirası tasarrufçulan da payını aldı. Tasarruflannı bankada mevduat olarak değerlendirenler, ekim ayında yüzde 2.6 kazanç sağlamış görünmekle beTaber, enflasyon payı düştükten sonra yüzde 2.3 zarar ettikleri ortaya çıkıyor. Johnson and Johnson Türkiye pazarında ANKARA, (ANKA) Dünyanın önde gelen firmalarından Johnson and Johnson gelecek yıl Türkiye'de üretime başlayacak. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı yetkililerinden edinilen bilgilere göre, daha çok "bebek kremieri ile kadın hijyenik bağlan üretiminde" söz sahibi olan firma, Türkiye'de temsilcilik düzeyinde faaliyete geçti ve genel mudürlüğüne Sinan Hamzaoğlu atandı. Kanada, ABD, Meksika, lsveç, Norveç, Danimarka, Isviçre, lspanya, Zaire, Tayland, Filipinler ve Japonya gibi gelişmiş, gelişmekte olan ya da az geüşmiş 40'a yakın ülkede fabrikaları bulunan firma, Istanbul'da kurulması için çalışmalanna başlanan modern bir fabrikada üretime geçecek. Yıllık cirosunun 50 milyar dolar olduğu bildirilen firmanın 50 çeşit ilaç ürettiği bildiriliyor. Levy: Korumacılığa karşı biriikte mücadele edelîm tSTANBUL, (a.a.) Isviçre resmi heyeti başkanı Federal Ekonomi Bakanlığı tkili llişkiler Müsteşar Yardımcısı Ptailippc Levy, "Korumacdıga karşı biriikte mücadele edelim" dedi. Levy, İTO'ya dün yaptıklan ziyarette şunları söyledi: "Türk ihracatçılan, İsviçre'nin gefişmekte olan ülkelere tanıdıgı gümrük tarifea öneeliklerindcn yararianmamaktadıriar. tsviçre, bugün hiçbir sayısal sınıriama uyguiamıyor. tthalatı tümüyle serbest tutmaya büyük özen gösteriyoruz. Sanayiyi dışanya karşı konımanın, geçeıii ve uzun vadeli bir çözüm olmayacagını biliyoruz. Biz, birlik Philippe Levy Sanayiyi korumak geçeıii ve uzun vadeli bir çözüm olamaz. te konunacdık hastahgun karşı savaşmalıyız. Türkiye'nin tsviçre'ye olan ihracatında gümrük tarifelerindeki onceliklerden ber zaman faydalanılmadığını görduk. Bundan >ararlanın." DLINYADAKİ 10 BİN BtLGÎSAYARlN 7Sİ TURKİYEDE Bîlgisayarda pazarın yarısı iki firmanın Ekonomi Servisi Türkiyedeki bilgisayar pazan son beş yılda büyük ölçüde genişlerken bügisayar dergisinin yaptığı bir araştırmaya göre, ülkemizdeki toplam bilgisayar parkı dünya bilgisayar parkının on binde 7'sini oluşturuyor. Türkiye'de kamu ve özel kesimde toplam olarak kullanılan 4600 bilgisayarın pazar değeri 255 milyon doları buluyor. Derginin yaptığı araştırmaya göre, Türkiye"deki bilgisayar pazarında en büyük payı sırasıyla IBM, KoçBurroughs, NCR alıyorlar. Son iki yılda özel sektörde bilgisayar sistemleri kullanımmın hızla yaygmlaştığının belinildiği araştırmada toplam 4600 bilgisayarın yüzde 80'lik bölümünün özel sektörde, yüzde 20 oranmdaki diğer bölümü ise kamu sektöründe kullanıbyor. Kurulu bilgisayar sistemi olarak ise kamuözel sektör ayrımı şöyle: Özel sektörde 1514 kuruluşta toplam 3287 bilgisayar sistemi bulunuyor. Kamu sektöründe ise 374 kuruluşta 936 bilgisayar sistemi bulunuyot. bilgisayar pazannda büyük paya sahip firmalar aynı pazar payı sıralamasını ülkemizde de gösteriyor. Tiırkiye'deki bilgisayar pazannda en büyük pay yüzde 37 ile IBM'in. tkinci sırada ise yüzde 14.2 ile KoçBurroughs geliyor. Yüzde 13.5 oranındaki bir pazar payı ile üçuncu sırada yer alan NCR'ı, sırasıyla Saniva, Ute, Eltek, Biltek izliyor. Toplam 7 firmanın bilgisayar pazarındaki payları yüzde 95.6'yı bulurken, yüzde 4.4'lük payı ise geriye kalan rırmalar alıyor. Dergide yer alan araştırmaya göre, bilgisayar sistemlerinin yüzde 50 oranındaki büyük bölümü Istanbul'daki kamu ve özel sektör kuruluşlarında bulunuyor. Ankara yüzde 25 oranında bilgisayar parkma sahipken geri kalan büyük şehirlerde bulunan bilgisayar sistemleri de toplam yüzde 25'i buluyor. TürkSuudi yatırım şirketi ANKARA, (ANKA) TürkSuudi Holding Yatınm Şirketi'nin çalışmalarını görüşmek üzere TOBB Başkan Yardımcısı Ali Koç başkanhğında 11 kişilik heyet, bugün Cidde'ye gidiyor. Heyet, 1617 kasım tarihleri arasında TürkArap müşterek ticaret odası toplantılarına da katılacak. Toplantıda, TOBB ile Suudi Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi arasında 1983 yılında başlatılan TürkSuudi Holding Yatırım Şirketi'nin çalışmalarının sonuçlandırvlması görüşmelerinin yapılacağı bildiriliyor. Peru'da döviz mevduat hesapları 6 aydonduruldu LtMA, (ANKA) Peru hükümeti, Peru bankalanndaki ABD Doları'na dayalı döviz mevduat hesaplarını 6 ay süreyle dondurdu. Karar, Amerikan bankalarının Peru için tanıdıklan ticari kredi limitlerini daraltmalan üzerine alındı. Dış borçlarını geri ödemekte güçlük çeken Peru, uluslararası fınansman çevrelerinde "kredi itiban"nın tartışmalı hale gelmesi nedeniyle, yerel bankalardan büyük tutarlarda döviz mevduatı çekilişiyle karşı karşıya kalabileceğinden ve döviz birikiminin eriyebileceğinden çekiniyor. Bu arada, alacaklı bankalan da 30 Nisan 1986 ta/ihine kadar masaya oturarak bir borç ertelemesi anlaşmasına razı etmeye çalışıyor. Peru Devlet Başkanı Alan Garcia, 28 temmuzda göreve başladığında da, ABD Doları'na dayalı döviz mevduat hesaplarını üç ay süreyle dondurmuş ve dış borç ödemelerini ihracat gelirlerinin yüzde 10'uyla sımrlandırdığını açıklamıştı. DUNYA'dan Türkiye'de üretimin koşulu yılda en az 100 bin otomobil NECMİ ÇELİK Japonya'run küçük araba scrisınde Çnde gelen otomobil fırması Suruki Motor Co.'nun, Ortadoğu Afrika Pazarlama ve Satış Müdürü Yoichi Takeuchi ile Japon otomobil üreticilerinin Türkiye pazanna bakışlan ve geleceğe yönelik projeleri üzerinde konuştuk. Takeuchi, görüşmemizde Japonya'da iş eğitimi ve yöneticilerin günlük yaşam biçimi üzerinde ilginç açıklamalar yaptı. Takeuchi, Amerikan ve Avrupa yapıraı otomobillerin piyasadaki payının azalmasına paralel olarak Japon fırmalannuı Türkiye pazannda giderek daha geniş yer kaptıklarına dikkati çekti. Yedek parça ithaline üişkin yasal mevzuatın hâlâ çok karmaşık ve bürokratik olması nedeniyle bazı Japon firmalannın ürünlerini Türkiye pazanna getirmekten kaçındıklannı söyledi. Takeuchi, "Yedck parça ilhali için izin almak »yn bir bürokrasi, Turkiye'ye getirilen yedek parcayı gümrükten temizlemek «yn bir bürokrasi. HavaaUnı gümriigünde, gönderilen yedek parçalar günlerce beklivor" diye yakınıyor. "Japon arabalan Türk halkı tarafından kabul gördü" diye görüşünü ifade eden Takeuchi, Japon firmalarımn Türkiye pazarındaki rekabet durumunu da şöyle özetliyor: "Her Japonfirmasınınayn bir pazar stratejisi var. Her firma. diğerinin stratejisini iyi bilir. Örneğin Toyota bütiin serilerde üretim yapar, ancak bnyük araba dizisinde bir numaradır. Suzuki ise küçük araba serisinde lider durumundadır. Nisan, Honda, Mitsubisbi, biiyüU ve orta serilerde uzmanlaşma eğilimindedirler. Dolavısıyla Japon arabalannın aynı pazarda bir arada bulunmalannda bir zıtlık yoktur. Aynı hacimut otomobil ureten firmalar da tuketicinin değişik egilimlcrine stslenmeye çalışır. Yani her Japon firma ayn bir kavram, a>n bir mesaj yarabr. Mümkün oldağunca keskin rekabete girmcmeye özen gösterirter." TÜRKİYE UMVT VERtYOR ~ adct üretmesi gerek. Minumum üretim hacmi bu, aksi halde ekoaomik olamaz." Türkiye'de otomobil sektöründe toplam yılhk üretim kapasilesinin 70 bin adet civarında olduğu düşünülünce, Takeuchi' nin bir fabrikanın ekonomik çalışabilmesi için yılda en az 100 bin otomobil üretmesi gerektiği biçimindeki sözleri ilgi çekiyor. 18 yühk bir çalışmadan sonra yönetici düzeyine ancak ulaşabildiğini belirten Takeuchi iş egitimi ve yükselme biçimi konusunda şunlan söylüyor: "Karşılıklı güven ve işbiriiği Japon sanayiinin temelidir. Alt ust hiyerarştsi hâlâ egemendir. Bu, beraberinde çaiışüan kuruluşa mutlak sadakati getirir. Egitim düzeyine ve niteliklerine bakılmaksızın herkes ynkselme, yönetici olma sansın» sahiptir. Ancak lise ögrenimi gören biri 20 yılda yönetici düzeyine gelirken. bir ünhersite mezunu için bu surt 15 yüa kadar iniyor. Bazı firmalar özel egitim sistemleri kurmuşlardır. Ama esas olan işte eğitimdir, yani yaşarken öğrenme ilkesi." ÇOK ÇALIŞMAK SADAKATTtR "Özelb'kle yönetici düzeyindekilerin beyin yıkama eğitiminden geçtikleri söylenebilir mi? Takenchi, bu soruya önce şasınyor ve sonra karşıhk veriyor: "Özel olarak planlanmış, kasttlı bir Brain Wash"dan (beyin yıkamadan) soz edilemez. Pek çok durum vardır ki, şirketler çalışanlar araan Japon Suzuki'nin Pazarlama Müdürü Takeuchi: Suudi Arabistan'da yalnız kadınlar için fabrika Ekonomi Servisi Suudi Arabistan'da yalnız kadın işçilerin çahşacağı bir fahrika kuruluyor. Kararın, çoğunlukla ev yaşamı içerisine hapsolan kadınlann dış dünyaya açılmasmda önemli bir adım olabileceği belirtiliyor. Saudi Cable Co. tarafından kurulacak fabrikarun yeri belli olmamakla biriikte, kadın işçiler, erkek yöneticilerle video ekranları kanalıyla haberleşecekler. Suudi Arabistan kanunlan, erkek ve kadınlann aynı çalışma alanını paylaşmasını yasaklıyor. Video ekranlar, halen erkek profesörleri kız öğrencilerden ayırmak amacıyla üniversite Kadtn işçiler, erkek yöneticilerle video kanalıyla haberleşecekler. lerde kullanıüyor. Yalnız kadın işçilerin çalıştınlaca|ı fabrikanın Kral Fahd tarafından onaylandığı ve 5 yıl içinde faaliyete geçeceği belirtiliyor. dan gdişmeye açık biıtakım insanlan özel seçime tabi tutarlar ve onlan profesy onel efcitiro organizasyonlanna gonderirler. Fakat yine söylüyonım, leme) egitim iş surecinin içindedir. Sadakat deyince akhmıza çok çahşarak, çok öz>eride bulunarak şirkete kalkı vapabilmek geliyor." Japonya'da, Avrupa'da veya başka bir ülkedeki gibi sık sık iş değiştirme ömeklerine rastlanmadıgını dile getiren Takeuchi, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Duşünüo ki bir kişiye üç, dört yıl ugraş «eriyorsunuz. egitimden geçiriyorsunuz ve sonra bu kişi, firmasından aynlıyor. Bizde iş yaşamına bangi sirkette başlananız genellikle o sirkette soa bulnr." Bir gunlük iş yaşaraını ise, Y'oichi Takeuchi şöyle anlauyor: "Her giin 7.30'da ayaktayun. 8.30'a kadar sabah temidiği, kahvaltı ve günlük gazeteleri okuma. Tam 9'da iş yaşamı başlar. Her gun 10 dakika süren sabab toplantılan yspıhr. Bu toplanUlar çok önemli. Hiç aksamadan yuriilüruz. Yönetici ile personel arasında anlayış ve gönış farklılığı olmamalı. Kanılar ortaklaşa paylaşılmah. Başan da zaten buradan geçmiyor mu? Japonya'da orta ve üst duzey yonetküerin bemen hemen hiçbiriu'n makam odası gibi luksJeri yoktur. Oda oda parçalara bölünme iletişimi önler. Esas olan yuz yuze ilişkidir. Akşamlan büyuk çogunlukla saat 89'lara kadar iş sürer. Fakat yine de yoğunluk bolumden bölüme değişir. Aynı parayı alıp da her akşam 5.30'da evine giden yöneticiler de ohıyor. • Ekim ayına ilişkin fiyat göstergeleri tümüyle belli oldu. Bu göstergeleri ve ekim ayı sonunda ortaya çıkan tabloyu topluca değerlendirerek, Türkiye'deki enflasyonun seyri ve ekim ayındakı fiyat patlamasının nedenleri konusunda gerçekçi bir fikir edinmek mümkün görünüyor. Ancak ekim ayı sonunda ortaya çıkan tabloyu ete almadan önce, hangi fiyat göstergelerinin hangi toplum kesimleri için geçerli bir enflasyon ölçüsü olduğu ve endekslerin hangi göstergelerinin daha sağlıklı bir yıltık. enflasyon rakamı verdiği konusunda kısa bir hatırlatma yapmanın, elmalarla armutların iyice birbirine karıştırıldığı şu ortamda yararlı olabileceğini düşünüyoruz. • İşçiyi, memuru, sıradan vatandaşı ilgilendiren, onun bütçesine darbe indiren fiyatlar, hiç kuşkusuz tüketici fiyatları, ya da perakende fiyatlardır. OECD istatistiklerinde de standart enflasyon ölçüsü olarak üye ülkelerin tüketici fiyatları endeksleri kullanılmaktadır • Toptan eşya fiyatları iş âlemi için, toptan mal alıp satan, üretim ve ticaret yapan kesimler için enflasyon ölçüsüdür. Toptan eşya fiyatlarmın sıradan vatandaşın ekonomik durumuyla doğrudan bir ilgisi yoktur. • Bu nedenle işçinin, memurun, sıradan vatandaşın ücretmaaş artışıyla karşılaştırılacak gösterge, tüketici fiyatlan endeksleridir. Kişisel tasarrufların sağtadığı gelirin enflasyonun üzerinde olup olmadığı da gene tüketici fiyatları endeksleri kullanılarak daha sağlıklı ölçülebilir. Firma kârlılıkları, reel ciro ve kâr artışlan ve kurumlarca yapılan mevduatın reel getirisi hesaplanırken ise toptan eşya fiyatları kullanılabilir. • Yıllık enflasyon göstergesi olarak daha yaygın kullanılan gösterge, "yıllık ortalama fiyat art/ş/"dır. Türkiye'de de geçmiş yılların enflasyon göstergeleri belirtilirken kullanılan rakam, genellikle o yılların yıllık ortalama fiyat artışı rakamı olmaktadır. Yıllık fiyat artışlarının diğer göstergesi olan ve 12 aylık fiyat artışlarının ortalamasm değil, sadece 12 ay önceki fiyatlarla bugünkü fiyatlann oransal karşılaştırmasını veren son 12 aylık artış göstergesi ise, yıl içinde enflasyonun seyri konusunda bir fikir vermek için kullanılmaktadır. Bu noktaları göz önünde tutarak, ekim ayı sonunda ortaya çıkan tabloyu değerlendirmeye ve bazı sonuçlara varmaya calışalım. , • Yıllık ortalama artış rakamlarını esas aldığımızda, işçiyi, memuru, sıradan vatandaşı ilgilendiren tüm fiyat göstergelerinin yüzde 40'ın üzerinde bir fiyat artışına işaret ettiği görülmektedir. Türkiye çapındaki tek tüketici fiyatları endeksi olan DİEnin Türkiye Tüketici Fiyatları Endeksi'ne göre, yıllık ortalama artış oranı yüzde 46.0'dır. İstanbul için DİE'nin rakamı yüzde 48.7, Hazine'nin rakamı yüzde 44.4, İTO'nun rakamı yüzde 43.1'dir. Ankara için DİE yüzde 51.1, Hazine yüzde 45.6 rakamını vermektedir. DİE'nin tüketici fiyatlarını izlediği İstanbul ve Ankara dışındaki 12 ilde de yıllık ortalama fiyat artışlan yüzde 42.9 (Eskişehir) ile yüzde 47.7 (Antalya) arasında değişmektedir. Yıllık ortalamayı değil de son 12 aylık fiyat artışını aldığımızda da, DİE'nin Türkiye Tüketici Fiyatları Endeksi, yüzde 435'lik bir artışa işaret etmektedir. Kısacası, hangi rakama bakarsak bakalım Türkiye'de işçi, memur, sıradan vatandaş için enflasyon yüzde 40'ın üzerinde bulunmaktadır. 1985 yılı enflasyonunun yüzde 40'ın altına inmesi mümkün görünmemektedir. • Toptan eşya fiyatları endekslerine baktığımızda, bu endekslere göre yıllık ortalama artışların da yüzde 40'ın üzerinde olduğu görülmektedir. DIE Türkiye Toptan Eşya Fiyatları Endeksi'ne göre bu artış yüzde 45.9, Hazine'ye göre yüzde 42.0, İTO İstanbul Toptan Eşya Fiyatları Endeksi'ne göre yüzde 43.1'dir. Ancak son 12 aylık artışlar esas alındığında, rakamlar yüzde 40'ın biraz aKına inebilmektedir. Salt bu rakamlara bakarak, "Türkiye'de enflasyon yüzde 40'ın altındadtr" demek, hiç de inandırıcı görünmemektedir. • Ekim ayında özellikle perakende fiyatlarda, yani sıradan vatandaşı doğrudan ilgilendiren tüketici fiyatlarında, çok çarpıcı artışlar meydana gelmiştir. İstanbul'daki artış İTO'ya göre yüzde 7.4, Hazine'ye göre yüzde 5.8, DİE'ye göre yüzde 6.6 olmuştur. DİE'ye göre aylık fiyat artışlan Kayseri'de yüzde 7.6'yı. Diyarbakır'da yüzde 7.5'i, Erzurum'da yüzde 7.4'ü, Trabzon'da yüzde 7.2'yi, Bursa ve Zonguldak'ta yüzde 7.1'i bulmuş, Türkiye genelinde ise yüzde 6.3 olmuştur. Demek ki yaygın ve ülke çapında geçerli bir yüksek artış söz konusudur. Artışlar iddia edıldiği gibi. bazı endekslerin yetersiz olmasından kaynaklanmamaktadır. • Gerek tüketici fiyatlan, gerekse toptan eşya fiyatlan endekslerinin alt gruplar itibarıyla analizi, ekımdeki hızlı fiyat artışlarının öncelikle gıda maddeleri, tarım ürünleri ve giyim eşyası fiyatlarındaki yüksek oranlı artışlardan kaynaklandığını ortaya koymaktadır. Yetkililer ne derse desin, rakamlar bunları söylemektedir. Gazetemizin dünkü sayısımn 1. Sayfasmda yer alan "Asıl Hata Kimde" başlıklı yazımızın 4. paragrafında geçen "Sadece son 12 aylık artışlar esas alınırsa rakamlar yüzde 40'ın altına inebiliyor" cümlesi yanlışlıkla " 10 aylık artışlar" şeklinde çıkmışıır. Düzeltir, özür dileriz. Otomobilleri Japonya 'dan getirmekle Türkiye'de üretmek arasında dağlar* kadar farklar var. Büyük paraların yatınlması gerekli. Ustelik Türkiye'de uzun bir geçmişe sahip Reno Murat gibi iki büyük yerli üretici var. Büyük yatırımlar yapmışlar. Düşünün ki, bir kişiye 34 yıl uğraş veriyorsunuz, eğitimden geçiriyorsunuz ve sonra bu kişi firmasından ayrılıyor. Bizde iş yaşamına hangi sirkette başlarsanız, genellikle o sirkette son bulur. Ancak iş sürecinde çalışanlar, en az iki yılda bir değişik alanlarda deneyimden geçirilirler. izmir Ticaret Odası ve ekonominin 100 yıh Ekonomi Servisi İzmir Ticaret Odası, 100. kuruluş yıldönümünu çeşitli etkinliklerle kutluyor. 100. yıl kutlama programı çerçevesinde düzenlenen "18851985 Türkiye Ekonomisinin 100. Yılı, İzmir ve İzmir Ticaret Odası Sempozyumu", 21 kasım perşembe günü AKM'de başlayacak. Üç gün sürecek ve Cumnurbaşkanı Kenan Evren'in de katılacağı sempozyumun açış konuşmasını İTO Başkanı Dündar So>er yapacak. 1885 öncesi \ e cumhuriyete dek uzanan süre içinde Osmanlı ekonomisinin ele alınacağı ilk gunkü oturumda, eski Dışişleri Bakanlarından Prof. Dr. Gündüz Ökçün, Doç. Dr. Zafer Toprak, Dr. Muhteşem Kaynak ve Doç. Dr. Ali Ihsan Bagış konuşacaklar. Yine 21 kasım perşembe günü öğleden sonra yapılacak panele, Prof. Dr. Giilten Kazgan, Doç. Dr. Orhan Kunnuş, Doç. Dr. Çelik Aruoba, Dr. Mehmet Ali Kılıçbay katılacaklar. Sempozyumun ikinci güniinde, Osmanhlarda dış fınansman kaynaklan ve Duyunu Umumiye, gümrükler, mütareke ve milli mücadele döneminde ekonomi ile lzmir'in ele alınacağı oturuma konuşmacı olarak Prof. Dr. Haydar Kazgan, Prof. Dr. Mttbahat Külukoğlu, Tevfik Ça\dar, Doç. Dr. Özer Ergenç yer alacaklar. 22 kasım cuma günü öğleden sonra düzenlenen panale, Prof. Dr. Halil Sahillioğlu, Dr. Seyfettin Gursel, Doç. Dr. Ergun Türkcan. Doç. Dr. Tuncer Baykara katılacak. Cumhuriyet dönemi Türkiye ekonomisinin ele alınacağı 23 kasım cumartesi günkü oturumda, Prof. Dr. Yüksel Ülken, Prof. Dr. tlhan Tekeli, Selim İl r kin, Prof. Dr. Erdogan Alkin, Cavit Yamalı ve Bulent Variık konuşacaklar. Son gün düzenkr necek panelde konuşmacı ola,rak, Osman Nuri Torun, Prof. Dr. Cem Alpar, Doç. Dr. Kenaâ Mortan \ e Dr. Öztin Akgiiç yer alacaklar. Oturumlar, sabah saat 9.30'da başlayacak. 847559 no'lu pasaporturfıu kaybettim. Hüküm İngiltere'de özelleştirmeden 4.7 milyar sterlinlik kaynak bekleniyor Ekonomi Servisi İngiliz Hükümeti Maliye Bakanı Nigel Lawson, Avam Kamarası'nda yaptığı geleneksel sonbahar dönemi açış konuşmasında, kamu kuruluşlannın özelleştirilmesi çahşmalannı son hızla surdüreceklerini, birbirini takip eden 3 mali yılın her birisinde özelleştirmeden 4.75 milyar sterlin (6.7 milyar dolar) kaynak beklediklerini açıkladı. 1986 mamnda kapanacak bu mali yıl içinde özelleştirme gelirlerinin 2.5 milyar sterlin seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Gelecek yıllarda kamu kuruluşları hisselerinin halka satılarak elde edilecek gelirin bu yılkinin yaklaşık 2 misli olarak planlanması dikkati çekti. İngiltere Kraliçesi'nin 6 kasımda parlamentoyu açarken yaptığı konuşmada, "Hükümetim, özelleştirme programını kapsamh bir şekilde sürdürecektır" şeklinde konuşması da ilginç karşılanıyor. 5J \ r T.C. ZİRAAT BANKASI 15 KASIM 1985 TARİHİNDEKİ DÖVİZ KURLARI ijj \W DOVİZ KURLARI Dövizin Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustratya Doları 1 Avusturya Şılini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florint 1 İsveç Kronu 1 İsviçre Frangı 100 İtalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kuveyt Dinarı 1 Stertin 1 S.Arabıstan Rıyali Döviz Ahş 555.60 373.92 30.29 212.75 10.54 56.89 69.82 188.95 70.80 259.57 31.49 273.29 1903.71 79284 152.25 Döviz Satış 561.16 377.66 30.59 214.88 10.65 59.48 70.52 190.84 71.51 262.17 31.80 276.02 1922.75 800.77 153.77 Efektif Ahş 555.60 355.22 30.29 212.75 10.01 58.89 69.82 188.95 70.80 159.57 29.92 259.63 1808.52 792.84 144.64 Efektif Satış 566.71 381.40 30.90 217.01 10.75 60.07 71.22 192.73 72.22 264.76 32.12 278.76 1941.78 808.70 155.30 DÖVİZİN CİNSİ 1 ABD DOLARI 1 AVUSTRALYA D0URI 1 AVUSTURYA $İÜNİ 1 BATI ALMAN MARM 1 BaÇİKA FRANO 1 DANİMARKA KRONU 1 FRANSIZ FRANGI 1 HOLLANDA R0RİNİ 1 İSVEÇ KRONU 1 İSVİÇRE FRANGI 100 İTALYAN URETİ 100 JAPON YENİ 1 KANADA D0URI 1 KUVEYT DİNAR) 1 NORVEÇ KRONU 1 STERLİN 1 S. ARABİSTAN RİYAÜ DOVİZ ALIŞTL. 555.60 373.91 30.39 212.97 10.59 58.99 69.82 189.05 70.80 259.57 31.49 273.29 403.77 1903.70 70.75 79284 152 25 EFEKTİF ABD'de tekstil ithalatı kısıtlanıyor WASHINGTON, (ANKA) Birleşik Amerika'da, tekstil sektörünün yoğun baskılanna boyun eğen Senato'dan, çeşitli ülkelerden yapılan ucuz tekstil ürünleri ithalatını önemli ölçüde kısıtlayan bir yasa tasansı kolayca geçti. Cumhuriyetçi Paui"nin çoğunluğu oluşturduğu senatoda benimsenen yasa tasarısı, özellikle Tayvan ve Güney Kore'den yapılan ithalata önemli sınırlamalar getiriyor. Senato'da dün onaylanan yasa tasansının Kongre tarafından benimsenmesi halinde söz konusu iki ülkenin Birleşik Amerika'ya yönelik tekstil ihracatı, yüzde 30 oranında azaltılacak. Türkiye'de uzun vadede üretime geçmeyi düşünüyor musunuz?" diye soruyoruz Takenchi'ye. Yanıtı şöyle oluyor: "Oldukça ilginç bir soru. Şimdiye kadar böyle bir düşüncemiz olmadı. Ancak Türkiye umul veren bir pazar gorünümunde. Üretim çok zor iş. Japonya'dan getirmekle Türkiye'de üretmek arasında daglar kadar farklar var. Buytik paralann yatınlması gerekli. t stelik Türkiye'de uzun bir geçmişe sahip Reno Mural gibi iki büyük yerli üretici \ar. Büyuk yaünmlar yapmışlar. Eğer bir Japon firması burada fabrika kurmak isterse, her şeye 'sıfırdan' başlamak zonında. Böyle bir fabrikanın yılda en az 100 bin T.C. ZtRAAT BANKASI "GncüM erifllmcı" SATIŞ TL. AUŞTl. iSATIŞTL 561.16 555.60 572 26 377.66 355.22 385.13 30.69 30.39 31.30 215.10 212.97 219.35 10.90 10.69 10.06 58.99 60.75 59.58 69.82 71.91 70.51 190.94 189.05 194.71 72.92 70.80 71.50 262.17 259.57 267 36 32.43 31.80 29.91 276.02 259.62 281.48 407.81 383.59 415.88 1922 75 1608.52 1960.79 67.21 72.87 71.75 800.77 j 792.84 816.61 153.77İ144 63 156.81 ÇAPRAZ KUR 1 ABD DOLAR! 2 6115 B.Alman Markı 7.9576 Fransız Frangı 2.9404 Hollanda Florinı 2 1404 Isvıcre Frangı 1764.37 İtalyan Lıretı 203.30 Japon Yenı 3.6492 S Arabistan Rıyali 1 Stertin 1.427 ABD Doları ALTIN GÜMÜŞ ALIŞ Cumhuriyet Reşat 24 ayar kulce 22 ayar altın 900 ayar gümuş 40.200 45.000 5.990 5.375 115 j SATIŞ 40 400 46 000 6 005 5800 117 süzdür. TİMVRTAŞ GÜNEL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle