Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 Ozetle Hoparlörden dua okutan başhan: Pişman değilim DGM, belediye hoparlöründen dini yaytn yaptıran Çivril ilçesinin ANAP'lı Belediye Baskanı Servet Özel hakkında 5 yıl hapis cezası istemiyle dava açtı. DGM'nin olaya elkoyması üzerine ilçede perşembe gütüeri okutulan pazar duaları da dünden itibaren kaldınldı. Daha önce bazı imar yolsuzlukkm savkmyla . hakkında soruşturma açılan ANAP'h Belediye Baskanı özel, yaptıklanndan pişmanhk duymadığını belirtti. Larnaka saldırısı: MOSSAD'a ağır darbe 3 Sylvia Rafael, 50'li yaşların hemen başında güzel ve çekici bir kadındı. 25 eylül günü yanında biri kocası, diğeri ise aile dostları gözüken iki erkekle birlikte Kıbrıs'ın Larnaka Limanında yatına saldıranlar tarafından öldürüldüğünde dünya kamuoyu admı öğrendi ve lerörün kurbanı bu Israil vatandaşı olmaktan başka suçu olmayan güzel kadına acıdı. Oysa Sylvia Rafael'i Filistinli çevTeler daha 60'b yıllann sonunda tanımışlardı. Ancak Sylvia Rafael adıyla değü, Patricia Roxberg adıyla. Patricia Roxberg 1%9 yılında, o dönemde Ürdünde altm dönemini yaşayan Filistin gerilla hareketine katılmak için Paris'ten kalkıp gelmişti. Kendisini bir fotoğrafçı ve Filistin direnmesinin sempatizanı olarak tanıtmıştı. Siyasi görüşlerini de MarksistLeninist olarak açıklamıştı. Şu sırada Filistin hareketi içinde Sovyet yanlısı çizginin temsilcisi durumundaki Nayif Havatme'nin Demokratik Cephesi o yıllarda daha Sovyet yanlısı bir tutuma girmemişti, ama MarksizmLeninizm'e bağlı olduğunu bildirmiş ve "küçiik burjuva milliyetçüiği" ile suçladığı George Habbaş'ın Halk Cephesi'nden koparak yeni kurulmuştu. "MarksistLeninist" Demokratik Cephe"nin "proleter enternasyonalizmi" gereği, Avrupa'dan kopup gelen "yoldaşlara" safları açıktı. Patricia Roxberg de bu ardına kadar açık kapılardan Demokratik Cephe'ye girdi. Güney Afrikalı Yahudi bir babadan doğma Patricia Roxbergin Israil istihbarat örgütu MOSSAD ile ilişkileri o yıllara dayanıyor. Patricia Roxberg'in görevi, Filistin hareketi ile Ordün'deki kraliyet rejimi arasındaki ilişkilerin ne denli sağlam olup olmadığını araştırmak, Kral Hüseyin'in mizacını, kişilik yapısını öğrenmekti. O dönemde 301annın başlarında güzel bir kadın olan Patricia Roxberg, kadınlık avantajlarını kullanarak geniş bir çeyre edindi. Parisli fotoğrafçı, Ürdün'de girdiği her çevrede hayranlık yaratıyordu. O kadar ki, bir seferinde Kral Hüseyin'in verdiği bir resepsiyonda şeref konuğu bile oldu. 197071 yülarında Ürdün'de Kral ile FKÖ'ye bağb güçler arasında iç savaş patladı. Filistin gerillaları 1971 yazında Ürdün'ü terk ettiler. Patricia Roxberg'in Ürdün'de kalmasının gereği ortadan kalktı. 70'li yılların başlannda Beyrut'ta da bir süre yaşayan Roxberg'in Filistinli liderlere suikast planlan hazırlayan beyinlerden biri olduğu daha sonra öğrenilecekti. 1979 yılında FKÖ Uderi Yaser Arafat'ın muhafız birliği "Kuvvet lT'nin kurucusu ve komutanı Abu Hasan Salame bir sabah arabasının kontağını açtığında havaya uçmuştu. FKÖ istihbaratı, bu olayın beyninin Patricia Roxberg olduğunu bir zaman sonra Batılı istihbarat örgütleriyle geliştirdikleri ilişkiler sayesinde haber alacaktı. Filistinliler, 1985 yazında Akdeniz'de uluslararası sularda lsrail hücumbotlan tarafından tutuklanan iki gemi dolusu Filistinlinin yakalanmasınm ardını kurcaladıklarında, Israil donanmasına ulaşan istihbaratm Larnaka Limanı'nda sürekli demirli duran bir îsrail yatından geldiğini öğrendiler, yatta bulunan Sylvia Rafael'in de Patricia Roxberg ile aynı kişi olduğunu. Larnaka baskını sadece Patricia Roxberg'in (Sylvia Rafael) canını almakla kalmadı, hayatım kaybeden diğer iki lsrailliden birinin MOSSAD'ın Avrupa Masası Şefi olduğu ve tuğgeneral rütbesinde bulunduğu, üçüncüsünün de Îsrail istihbaraümn ileri gelenlerinden biri olduğu duyuldu. Bu bilgiler "diplomatik kaynaklara" dayandınlarak Ingiliz Daily Telegraph gazetesinde yayımlandığı için sır sayılmıyor. Ancak, Daily Telegraph'ın haberi, olayın ardından gelen İsrailin Tunus baskını, Achille Lauro gemisinin kaçırılması ve Mısır uçağmın Amerikan savaş uçaklarınca Italya'ya indirilmesi ve bir dizi diplomatik dramatik gelişme karşısında kaynadı gitti. Tunus'ta hangi FKÖ kadrosuyla konuşsanız, Larnaka'da MOSSAD'ın çok ağır bir yara aldığını size söyleyecektir. Bu bakımdan, Larnaka saldırısı bir kör terör olayından çok, istihbarat örgütleri; daha da geniş kapsamıyla îsrail ile Filistinliler arasındaki mücadele çerçe\'esine oturuyor. HABERLER 1 KASIM 1985 Refah Gecesi Izmir'de RP'nin düzenlediği Refah Gecesi'nde laikliğe aykırı davramşlarda bulunmakla suçlanan 5 partili hakkında tzntir DGM'de dava açıldı. RP tzntir tl Baskanı Mehmet Kaya, dün düzenlediği basın toplantısmda Cumhuriyet Başsa vcılığı'/»/», Refah Gecesi'yle ügili kişilerin partiden çıkarılmalan istemini i Hzahı mümkun olmayan bir olay" olarak niteledi. "Olay üzücüdür. Biz aynı üzüntüyü Barış Demeği Davası 'nda yargılanan ve mahkum olanlar için de duyduk" dedi. AKDENİZ'de SONBAHAR CENGİZ ÇANDAR Yatta öldürülen 3 kişiden biri, Filistinli liderlere suikast planlan hazırlayan beyinlerden ve çekici bir kadın olan Sylvia Rafael ya da Filistin gerilla hareketi içindeki adıyla Patricia Roxberg'di. Diğer iki kişi ise MOSSAD 'ın. A vrupa Masası Şefi ile îsrail istihbaraünın ileri gelenlerinden biriydi. FKÖ yöneticileri, ReaganGorbaçov zirvesinde iki süper devlet stratejik konularda anlaşmaya varırlarsa, Ortadoğu 'daki durumu donduracaklar. Bu da FKÖ'nün feda edilmesi olacak. Uluslararası kamuoyunun Arafat'ı en yalnız ve zor durumda gördüğü şu dönem, FKÖ liderinin bir başka açıdan bakıldığında en güçlü ve cevval dönemi. Arafat, devletler, hükümetler nezdinde itibar erozyununa uğrarken, milyonlarca kişinin gözünde yine bir kahraman hüviyetine bürünüyor. FKÖ kadrolarına göre İsraU'in en çok ürktüğü, bir Filistin devletinin kurulmasını hedef alan barış süreciydi. Barış irişimini torpilleyecek f KO'yü dışlayacak her ve gelişme IsraiVin yararınaydı. 22 Ağustos 1984 tarihinde Kapıkule sınır kapısında Edirne Valisi Enver Hulan başkanhğmda gerçekleştirilen bir operasyonda rüşvet aldıklan iddia edilerek gözaltına alınan 19 gürnrük gorevlisi, dün çıkartıldıkları Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tahliye edildiler. 19 gümrük görevlisine tahliye Gönüllü ti^afikçiler söreve başladı nk ve orta dereceli okul öğrencUeri, öğretmenler ve öğrenci velilerinden oluşan gönüllü trafikçiler göreve başladılar. Traflk Şube Müdürlüğü 'nde eğitimden geçirilen 142 öğrenci, 10 öğretmen ve 15 veliye, okul geçit garevli belgeleri verildi. Özel kıyafetler içindeki gönüllülerie ilk uygulajna dün Etiler Lisesi önündeki kavşakıa yapudu Gönüllüler, öğrenim gördükleri okul önlerinde görev yapacaklar. Gönüllü trafikçüer, kuraüara uymayan sürücülerin araçlarmın plaka numaralarım traflk ekiplerine bildirecekler. bir güç. Devlet kurmak istiyor. Yani mevcut Ortadoğu baritasının bozulmasuıı ve yeniden çizilmesini.. İki süper devlet, kendilerine hayatı zorlaşüran bu unsurtın tasfiyesinde karartı." Fih'stin Kurtuluş Örgütü'nün beyin tröstü sayılan Planlama Dairesi'nin birkaç ay önce lidc Yaser Arafat'ın önüne koyduğt rapor da, benzeri bir saptamadan hareket ediyor. Söz konusu rapor, daha analitik ölçüleTe başvurmuş. Esas olarak şu noktalara işaret ediyor. "Reagan ile Gorbaçov'un 1920 kasım Cenevre zirvesinde ele alacaklan ana konu, stratejik denge ile ilgili. Yıldız Savaşlan, stratejik silahlar ve Avrupada taraflan karşı karşıya bulunduran orta menzilli silahlar. başlıca miizakere konusunu oluşturacak. Ortadoğu, aralanndaki temel raesele degil. Ancak, zirveye giden yolda karşılıklı güçlerini ve niyetlerini ortaya koymak bakımından Ortadoğu, anahtar role sahip. Ortadoğu'ya ilişkin olarak, Sovyetler Birtiği, FKÖ ile Ürdün arasındaki 11 şubat tarihli Amman Anlaşması'nı zirveden önce yırtıp çöp tenekesine atmak istiyor. Amman Anlaşması ve bundan hareket eden ÜrdünFUistin ortak girişimi, SovyerJer'e bölgede rol bırakmıyor. Bu nedenle Moskova, Arafat'a büyük öfke duyuyor. Onun ve onun ki . şiliğinde FKÖ'nün devre dışı bırakılması için çaba harcıyor. ABD'ye gelince, zirveye dek banş süreci yönünde hiçbir ilerlemeden yana değil. Bu konuda alınacak her mesafe. Reagan'ı Cenevre'de Gorbaçov karşısında bir kozdan ve manevra olanağından yoksun bırakacak. Bununla birlikte, ABD, bu girişime kapıyı bafif aralık bırakmak niyetinde. Çünkü, Cenevre'de stratejik konularda iki süper devlet arasında bir anlaşmaya ulaşılamaması halinde, ABD, ÜrdünFilistin ortak girişimi kartıyla harekete gecebilir. Her iki süper devletin çıkan, şu sırada Arafat'ın denkleme sokulmaması konusunda çakışıyor." Cenevre'de stratejik konularda iki süper devlet arasında anlaşma sağlanırsa, o zaman ne olacak? Yanıt şöyle: " O zaman, Ortadogu'daki durumu dondururlar. Bu da. FKÖ'nün feda edilmesi demektir." •Göz Kurumu Koruma Vakfı'nca yaptınlan Bayrampasa Göz Hastanesi, yarın açdacak. Vakıf Gtnel Sekreteri Ziya Hepbir, amaçlannın çocuklar başta olmak üzere, tüm yurttaşlarm göz hastahklarından korunması olduğunu söyledL Hepbir, iki bin metre karelik bir alanda inşa edilen hastanenin, 25 yatak kapasitesi bulunduğunu ve hastanede aynı anda iki değifik tür göz ameliyatı yapılabüeceğini bildirdi. Yalnızca göz hastalıklannm tedavi edileceği hastanede, günde 100 kişi muayene olabilecek. Göz hastanesi yarın açdacak YAHUDtLER Yakın geçmise kadar Araplar, Yahudileri îsrail devletinden ayn ARAPLAR Filistin sorununun 40 yıla yakın bir süredir kanayan bir yara olması, aşağılanmalar giderek çalkantıyı arttınyor. Arap halk kitlelerindeki çalkann, Arap tutarlardı. Yıilardtr devam eden hayal kırtklıklan, Araplarm gazabım şimdi onlann üzerine çekmeye basladı. •. •:: ..^.Yahudi kan. davasına dönüsme olasüığı taşıyor. hammed Abbas) yönetiminde çok küçük bir grup olan Filistin Kurtuluş Cephesi'nin eseri. Bu örgüt zaten çok küçüktü ve 1983'te üçe bölündü. İki numarası Talal Yakub'un sürüklediği kanat Şam'da Suriye'nin denetimi, üç numarası Muhammed Ghanem önderliğindeki daha küçük bir topluluk ise Libya denetimi aJtına girdi. Bağdat'taki Irak rejimiyle içli dışlı Abul Abbas ise 1984 kasım sonunda Amman'da yapılan Filistin Ulusal Konsey toplantısmda yer aldığı için, FKÖ bünyesi içindeki yasalhğını korudu ve Abul Abbas, FKÖ Yürütme Kurulu'nda FKC'ye ayrılan sandalyeye orurdu. . Achille Lauro olayı, Arafat'ın bilgisi dışında gerçekleşmişse bile, Abul Abbas sayesinde FKÖ ile olay arasında dolaylı bir bağ kurmak mümkün. Abul Abbasın Newsweek dergisinin kapağında "WBntedAranıyor" biçiminde fotoğraflarının yayımlanmasıyla etkisiz ve gücsüz bir kişiyi "Dünyanın bir numaralı teröristi" gibi göstermek ne kadar anlamsızsa da, Arafat önderlığinin Abul Abbas'ı feda etmeye yanaşmaması da o kadar anlamlıdır. Çunkü, Arafat, asıl "wanted"ın kendisi olduğunu biliyor. karargâhına îsrail saldırısının, Arap halk kitlelerinde son >ıllarda görülmemiş bir öfkeye yol açtığı döneme denk gelmişti. ABD'den duyulan hayal kırıklığı, Tunus'u saran antiAmerikan gösterilerle, tsrail'e duyulan hiddet ise Sina'da bir Mısırlı askerin 7 tsrailliye ateş açarak öldiırülmesiyle İcendini gösterrnişti. Îsrail, PeresRabin ikilisinin "demir yumruk"' politikası uyannca her gün işgal altında tuttuğu Batı Yakası'nda gerilla avı bahanesiyle aralannda çocukların da bulunduğu Filistinli Araplara karşı "av" düzenliyor ve günde ortalama 34 Filistinli ölüyordu. Aynı dönemde, Tunus'un Cerbe Adası'nda yaşayan Yahudi azmlığın devam ettiği ha\Taya bir Tunuslu polis ateş açıp, 5 Yahudi Tunus vatandaşını öldürüyor, gazeteler İspanya'nın Barcelona kentinde iki Israilli denizcinin ölü bulunduğu haberini yayımhyorlardı. Olaylar, tam bir ArapYahudi kan davası biçiminde tırmanırken, Îsrail de, FKÖ de bu siddet dalgasından hiç de rahatsız değillerdi. Neden? Îsrail Başbakanı Şiraon Peres, gelişmeleri gerek kendi toplumuna, gerekse başta ABD, Batı toplumlarma bir antiSemitizm dalgasırun ortalığı kapladığı ve bunun ardında "terörist" FKÖ'nün bulunduğu biçiminde sunulabiliyordu. FKÖ'yü gözden duşürmek için mükemmel bir fırsat ele geçirdiğini duşünüyordu. Böylece, "can düşmanı" olarak gördüğü FKÖ'nün Ortadoğu sorununa bir taraf sayılmasının, böyle algılanmasının önüne geçebilirdi. Üstelik, Tunus saldırısıyla yol açtığı uluslararası "can sıkınıısım " bertaraf edip, insanlık ailesinin gazabım FKÖ üzerine çevirebilirdi. Nitekim, Peres'in BM Genel Kurulu'nda yaptığj ve Ürdün'e yönelttiği barış taarruzunda bu düşüncesinin tüm unsurları göze çarpıyor. Îsrail Başbakanı, "Ortadoğu'da bir yeni dinamik durumun dogduğunu" ve Ortadoğu sorununa ilişkin gorüşmelere sadece "Banştan yana olan temsilcilerin kaülabUeceğini, bunun da kendiliğinden FKÖ'yü dışlayacağını" söylüyor. yi ve insanı kuşkuya düşurmü>tü. Tunus'taki FKÖ kadroları ise bu konuda hiç şaşkın değillerdi. "İsrail savaş \e yayılmayla yaşamaya mecburdur. Kuruluşundan beri harcı, yapısı bu olguya da\anir. İsraU'in görrvi, uluslararası s|stem adına Ortadoğu'da hegemony^ kurmaktır. İsrail için banş demek. ABD'den en çok ve en iyi şartlarla silah alan ülke olmaktan çıkmak \e yuzde 1000'in uzerindeki enflas>onla basbaşa kalmak demektir. İsrail, askeri güciinü anlamlı kılmak ve cömert ekonomik yardımlara mazhar olmak için savaş ortamında bulunmak zorundadır. Misyonu, varoluş nedeni de budur" diyorlardı. FKÖ kadrolarına göre. İsrail'in gerçekte en çok ürktüğü bir Filistin devletinin kurulmasını hedef alan barış süreciydi. Siyonist devletin tum manevra olanaklan bu süreçte kısıtlanıyordu. Barış girişimini torpilleyecek ve FKÖ'yü dışlayacak her gelişme, tsrail'in yararınaydı. kin FKO değerlendirmelerinde yatıyor. Filistin Kurtuluş Örgütü üst yönetimi, Cenevre'de 1920 şubat tarihleri arasında bir araya gelecek ABD ve Sovyetler Birliği liderlerinin, FKÖ'yü uluslararası arenada. rolsüz bırakmak ve Ortadoğu sorununda bir taraf olmaktan tasfiye etmek konusunda zımnen anlaştıkları kanısında. FKÖ çevrelerinin yıllardır "Ortadoğu'da yeni bir Yalta" hayaleti ya da karabasanı altında rahatlık duyduklannı, birinci derecedeki yetkililerle yaptığımız görüşmelerden ve gözlemlerimizden biliyoruz. Işte, FKÖ yönetimini yıllardır etkisi altında tutan bu kanı, ReaganGorbaçov zirvesi arifesinde somut işaretlerle iyice güçlenmiş. Tunus'ta bir evde, Filistin Öğrenci Federasyonu yöneticilerinden olan ve Beyrut günlerinden bir dostumuzla konuşuyoruz. Önce takılıyoruz, "Kaç yaşına geldin, hâlâ öğrenci işleriyle mi uğrasıyorsun? Daha büyUmedin mi?" Hiç oralı olmuyor, "Bizde siyasi kararla yaş alınır. Karar çıkmadıkca büyüyemem" diyor. Gerçekte, "buyük sorunlar" konusunda FKÖ çizgiSini yansıtacak kadar "büyük". "İki süper devlet, anlaşabilirlerse, mevcut dünya haritası üzerinde nüfuz alanlan paylaşımı konusunda anlasacaklar. Oysa FKÖ, harita degiştirmek isteyen artları karıştırmak' Yaser Arafat, bir danışma organı niteliğindeki Planlama Merkezi'nin tahlillerine ve yargısına ne derece itibar ediyor, bilinmiyor, ama aynı tahlil unsurlarını kullanmasa da sonuçiara katıldığı anlaşılıyor. Zira, FKÖ liderinin yakın çevresinden sızan bilgilerden, ismi ve varlığıyla FKÖnün kişiliğini özdeşleştiren liderin, "FKÖ'yü feda etmeyi öngören bir AmerikanSovyet anlaşmasını nazarı itibara aldıgını" biliyoruz. Yaser Arafat bu nedenle Filistinlilerin deyişiyle Ortadoğu'da "kartların kanştırdmasından" yana. Her şiddet döngüsü, yepyeni olgular yaraitığı, dengeleri, bağlantıları alt üst ettiği için, böjgede durumun dondurulmasının önune geçecek. Süper devletlerin masada karşılıklı kozlarla oturmayı hesapladıkları bir sırada "kartlar karmakanşık" olacak. Bu açıdan bakıldığında, uluslararası kamuoyunun Arafat'ı en yalnız ve zor durumda gördüğü şu dönem, FKÖ liderinin, bir başka açıdan bakıldığında, en güçlü ve cevval donemine de işaret edebilir. Arafat, uluslararası diplomasinin labirentlerinde kaybolacağı ve dişleri sökülmüş bir aslan haline geleceği yerde, tıpkı 1960'larda olduğu gibi "sinei millete" dönüyor. Yani, Arap ve İslam dünyası halklanmn çalkantılı denizinden güç almak için oraya dalıyor. Arafat, devletler, hükümetler nezdinde itibar erozyonuna uğrarken, milyonlarca kişinin gözünde yine bir kahraman hüviyetine bürünüyor. Achille Lauro olayının ve tngiltere'nin günahı FKÖ'nün sırtına yükleyerek Londra'da ÜrdünFKÖ heyetiyle yapacağı görüşmeyi iptal etmesinden sonra. Arafat, Sudan'a ayak bastığı sırada patlak veren antiAmerikan kitle gosterileri bu yeni açılımın tipik bir göstergesiydi. Onbinlerce kişinin tezahüratı önünde, Başkanlık Sarayı'nın balkonuna çıkan Arafat, halka tüm Arap rejimlerini şikâyet etti ve Filistin davasının halkın mücadelesiyle zafere yurüyeceğini ilan etti. Galeyana gelen topluluk, daha sonra ABD Büyükelçilği'ne doğru yürüyüşe geçti. ReaganGorbaçov zirvesi arifesinde giderek radikalleşen bir Arafat var. Belli ki, 1974'te BM Genel kurulu kursüsunden inerken söylediği, "Bir eiimde özgürlük savaşçısının silahını, diğer eiimde zeytin dalı tutuyorum. Zeytin dalının elimden düşmesine izin vermeyin" sozieri belleklerde kalmamış olabilir. Fakat o, bu sözünü unutmadı. Zeytin dalı elinden henüz düşmedi, ama şimdi silahı sımsıkı kavradığı seziliyor. "K Vatan Caddesi Lahor Alanı yakınlarında Titrgut Kalafat yönetimindeki 34 DH 588 plakalı minibus, 59 yaştndaki Hasan Durmuşa çarparak olümüne yol açtL Ortaköy ElSKA binası önünde de 34 TR 588 ve 50 DA' 989 'plakalı iki özel otomobilin çarpışması soııucu Burhan Necmi Kayar hayatım kaybettl Trafik kazalarında 2 kişi öldü •Darışın imkânsızlığı Israil'iri şiddet dalgasından aslında hoşnut olmasının nedenleri anlaşılabilir. Siyonist devletin ÜrdunFKÖ ortak girişiminden ve bu girişimin bir barış anlaşmasına sahip bulunduğu tek Arap devleti olan Mısır'ın aktif desteğıni elde etmesinden büyük rahatsızlık duyduğu bilinmeyen bir şey değil. Tunus'taki FKÖ karargâhına karşı giriştiğı saldırı, İsrail'in banş niyetleri k^nusunda çok ülke Emekli polis intihar etti Şehremini Çınar Karakolu yakınlarındaki bir apartmanda Oturan Erdoğan Doğan isimli emekli polis, dün saat 11.15 sırala,ında tarırn ilacı içerek intihar etti. Ailesi ile arasındaki geçimsizlik yüzünden intihar ettiğini beürten yetküiler, emekli polisin Cerrahpaşa tip Fakültesi'ne kaldırümasına rağmen kurtanlamayak öldüğünü bildirdiler. 50 yaşındaki Doğan, 4 yıl önce Istanbul'da emekliye ayrılmıştı. nasıl görüyor? F K O durumu K. davası Achille Lauro olayırun gerçekleştiği dönem, Tunus'taki FKÖ Peki, ama Yaser Arafat önderliğindeki FKÖ, neden şiddet dalgasından rahatsız değildi? Hatta neden bu dalgayı pompalıyordu? Bu sorunun yanıtı, yaklaşan ReaganGorbaçov zirvesine iüş Polis Nıırarfa 17.5 yıl (Baştarafı 1. Sayfada) Arat'ın yargılanması dün Istanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sonuçlandı. Duruşmaya son derece şık ve oldukça sakin bir şekilde çıkan Nuran Arat'ın annesi Zehra Arat ve erkek kardeşleri ile öldürülen Yüzbaşı Saip Çakın'ın annesi Sevim Çakın da hazır bulundular. Saat 11.05'te başlayan oturumda yaklaşık 1.5 saat süren bır savunma yapan sanık avukatı Rahmi Özkan, olayın basit bir öldürme olayı olmadığını, dul bir kadının iffeti ve namusunun söz konusu olduğunu, maktül Yuzbaşı Saip Çakın'ın yaklaşık 5 yıl süreyle sanıkla birlikte oiduğunu ve kendisine evlenme sözü verdiğini söyledi. Olay gecesi maktülün, "20. yüzyıldayız, bir beş seneni daha başka biri ile paylasabilirsin. Ailem seninle evlenmemi uygun görmüyor" dediğini, o an sanığın dünyasının yıkıldığını ve kendisinin bu atmosfer içinde olduğunu söyleyen Rahmi Özkan'ın olayın ayrıntılannı anlattığı sırada öldürülen Yüzbaşı Saip Çakın'ın annesi Sevim Çakın'ın gözyaşlarını tutamadığı ve elindeki mendili ile sürekli olarak gözyaşlarını sildiği görüldü. Hemen iki sıra ötesinde oturan Nuran Arat'ın annesi Zehra Arat'ın da sürekli olarak kızına baktığı ve ağladığı görüldü. Savunmamn çeşitli anlarında Nuran Arat'ın da hıçkırarak ağladığı mahkeme salonunda, bu atmosfere avukat Rahmi Öıkan'm da katılmasıyla mahkeme salonu bir anda "ağlama salon u " n a döndü. Avukat Özkan, savunmasının sonunda Nuran Arat'ın silahını kendi canına kast için çıkardığmı öne sürdü ve beraatini istedi. Özkan ayrıca, yapılan hareketin kasıt değil, olsa olsa bir tedbirsizlik olarak değerlendirilebileceğini, ayrıca ortada ağır bir tahrikin bulunduğunu da sözlerine ekledi. Özkan, sanığın ancak TCY'nin 455. maddesinden hüküm giyebileceğini, bu durumda yattığı süre göz önüne ahndığında tahliye edilmesi gerektiğini de ileri sürdü. Duruşmaya yaklaşık 15 dakika ara verildi. Mahkeme heyeti Nuran Arat'ın kasten adam öldürmekten 24 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmasına, suçun emniyete ait tabanca ile işlenmesi nedeniyle cezasının 28 yıla çıkarılmasına karar verdi. mahkeme, ortada ağır bir tahrikin olduğu ve sanığın duruşma boyunca takındığı olumlu tavn göz önüne alarak bu cezayı 17 yıl 6 ay ağır hapis cezasına dönüştürdü. Kararın açıklanmasmdan sonra öldürülen Yüzbaşı Saip Çakın'ın annesi Sevim Çakın'ın, "Oğlumu öldürdün, cezanı buld u n " diye bağırması üzerine Nuran Arat'ın, "20 >ıl da yesem, ben oğlunu hâlâ seviyorum" diye bağırdığı ve hıçkırarak ağladığı görüldü. Güvenlik yetkililerinin araya girmesi ile Nuran Arat mahkeme salonundan çıkarüdı. Duruşma sonrasında sanık avukatı Rahmi Özkan, "Adaleün Ankara'da tecelli edeceginden şüphemiz yok" dedi. Sertan Çetın olan adım, T.C. Bakırkoy 7. Asliye Hukuk Hâkimliği'nin 985/308 No'lu kararı ile Nurullah Çetin olarak değişmiştir. Duyurulur. NURULLAH ÇETİN Akaryakıta zam kapıda ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Akaryakıta bu kez Savunma Sanayii Fonu nedeniyle zam görundü. Devlet Bakanı ve Milli Savunma Bakan Vekili Kâzım Oksay, Bütçe Plan Komisyonu'nda görüşülen savunma sanayüni destekleme fonu için alınacak yüzde 5'lik pay dolayısıyla akaryakıt fıyatlannm arttınlabileceğini bildirdi. Komisyonda savunma sanayii destekleme fonu yasa tasansı görüşülürken HP Kırklareli Milletvekili Erol Agagil, tasarıda öngörüldüğü biçimde fona alınacak pay dolayısıyla akaryakıt fiyatlarına yeni bir zam yapılıp yapılmayacağını sordu. Oksay, bu soruyu yanıtlarken "Akaryakıttan alınacak pay, yapılacak hesaplara gore bir rıyat a\arlamasını gerektiriyorsa, bunun yapılması kaçınılmazdır. Elbetteki bu fiyat ayarlaması yapüacakbr" dedi. Oksay, savunma sanayii ihtiyaçlarının butçe içinden karşılanamaması nedeniyle fona başvurulduğunu ve fondan yılda 150200 milyar dolayında bir birikim beklediklerini söyledi. MKE'nin özel sektöre devredilmeyeceğini de kaydeden Oksay, özel sektörun savunma sanayii alanına sokulmasıyla pazarlama esnekliğinden yararlanılacağını anlattı. Savunma Sanayii Destekleme Fonu yasa tasansı, dün komisyonda yapılan değişikliklerle benimsendi. Buna göre, fona ka>nak oluşturmak amacıyla ucretlüerden ayrıca gelir vergisi alınmayacak. Ücretliler dışında kalan mükelleflerden, ek olarak yuzde birer oranında gelir ve kurumİar vergisi alınacak. Tasan aynen yasalaşırsa, Milli Piyango'nun tüm geliri, Savunma Sanayii Destekleme Fonuna aktanlacak. Aynca içki ve sigaradan paket ya da şişe başına 200 liradan bin liraya kadar fon için ek para alınacak. Silahlı Kuvvetleri güçlendirmek amacıyla kurulmuş vakıfların çeşitli şırketlerdekı hisseleri, 6 ay içinde fona devredilecek. Akaryakıttan da fona yuzde 5 oranında kaynak aktanlacak. TBMM'de bütçenin görüşülmesine başlanıyor ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) 1986 mali yüı bütçe tasansının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesine bugün başlanıyor. Komisyonda bugün ve yann bütçenin tümü üzerinde görüşmeler yapılacak. 1986 bütçesinin yanı sıra, 1984 mali yılı kesin hesap yasa tasarılarını da görüşecek olan Bütçe Plan Komisyonu'nda pazartesi v« sah günleri Başbakanhk Bütçesi ele alınacak. 1986 bütçesi uzerindeki çalışmalarını 23 kaara cumartesi günü tamamlayaa k olan Bütçe Plan Komisyonu, bu süre içinde yalnızca pazar günleri tatil yapacak. Komisyon, bütçe ile ilgili raponınu 29 kasım tuma günü TBMM BaşkanhğYja sunacak. F K O nün olaylarla ilgisi FKÖ'nün resmi ağızlan, Larnaka olayıyla ilgilerini reddetseler de, bu konuyu Tunus'ta kurcaladığınızda açılmayan ya da gülümse>en dudaklar, FKÖ'nün bu olayla ilgisiz olmadığı izlenimini verebilir. FKÖ'nün Arafat'ın kişiliğinde simgelenen yönetiminin Larnaka baskınıyla ilgisi, Achille Lauro gemisinin kaçırılması olayındaki kuşkulu ilgisinden daha güçlü bir olasıhk gözüküyor. Achille Lauro olayı Abul Abbas (Mu SATILIK OFSET Solna 124 1969 model Tel: 526 96 36 Saint Benoit Lisesi mezunundan Fransızca dersi verilir. Müracaat: 585 01 12 StRECEK