Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 EKİM 1985 HABERLER CUMHURİYET/7 Meclis'te Hüsnü Doğan hedef ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Vehbi Dinçerlerden sonra Tanm Orman ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Doğan, Mecliste hedef durumuna geldi. MDP Grubu, ANAP'lıIardan da tepki toplayan Hüsnü Doğan ve hükümetin izlediği tanm politikası hakkmda genel görüşme açılmasını kararlaştırdı. Ayrıca, ANAP Bingöl Milletvekili Hakkı Artukaslan da grupta yaptığı konuşmasında, bakanhğa bağlı Köy Hizmetleri Genel Müdurlüğü çalışmalannın aksadığmı belirterek, bakanı eleştirdi. ANAP'lı Artukaslan, dun toplanan ANAP Grubunda yaptığı konuşmada, YSE, DSİ ve Toprak İskân'ın birleştirilmesi ile oluştunilan Köy Hizmetleri Genel Müdiirluğü'nün, bütün bölgelerde taşra orgutlerinin bir türlü yerine oturmadığını söyledi. Artukaslan, tohumluk kullanımında da büyük aksamalar olduğunu, bunun üretimi olumsuz etküediğini btldirdi. Hükümetin grup ve parli çalışmaları ile uyum sağlaması gerektiğini de söyleyen Artukaslan, ozetle şoyle konuştu: "Grup Genel Kurulu çalışmalannda uyum saglanmalıdır. Bakanlar, grubunun eleştirilerine ve temayulüne önem vermelidirler. Hükümetin başansının detamı, ba DUYTHK/GORDIK YALÇIİV PEKŞEİV MDP, tanm politikası ile ilgili genel görüşme isteyecek. Genel görüşmelerden sonra bakan hakkmda Meclis araştırması istenecek. AIVAP'lı Artukaslan, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün aksaklıklara yolaçtığım savunarak bakanı eleştirdi. kanların grubtın teraayüllerine önem vermelerine bağlıdır. Tanm Bakanlığı'nın politikası ile ilgili birçok arkadaşımız sıkıntılarını dile getirdi, bunlar kulak ardı edilmemelidir." GENEL GÖRÜŞME İSTENİYOR MDP'nin dun toplanan grubunda da hükümetin izlediği tanm politikası konusunda Mecliste genel göruşme açılması kararlaştınldı. MDP'li Abubekir Akay ile Abdurrahman Karaa genel görüşme açılması yolundaki önergenin hazırhğını üstlendiler. MDP Grubunda gündem dışı bir konuşma yapan Genel Sekreier Abdurrahman Karaa, Ege, Trakya ve Marmara bölgesinde yaptığı gezileri anlatarak, "köylü perişan ve AN AP'a oy verdiğine de pişman. Tohumlar yanlış ithal edilmiş ve hastalıklara yol açmışlır" dedi. Karaa, hükümetin izlediği tanm politikasının iflas ettiğini belirterek, bunun için Mecliste genel göruşme açılmasını isteyeceklerini bildirdi. Karaa'nın bu önerisi grup tarafmdan benimsendi. Karaa, genel görüşmeden sonra Tarım Orman ve Köyişleri Bakanı Hiisnü Doğan için Meclis araştırması isteyeceklerini de bildirdi. Karaa, bakanla ilgili gensoruya kadar her yolu deneyeceklerini sözlerirfe ekledi. SORU ÖNERGESİ VERİLDİ Öte yandan MDP Aydın Milletvekili Ertugrul Gökgün, Meclis Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde, son beş yılda ne kadar inek ve koyunun suni tohumlamaya tabi tutulduğunu, bu tohumlamalardan ne kadar buzağı ve kuzu elde edildiğini, Tanm Orman ve Köyişleri Bakanının cevaplamasını istedi. Bir "süperstar" daha çıkardık Çorlulu Muhammet Kâmil Tekbaş, kendi kendine "süperstar" adım takmış. Bize gönderdiği broşürüne bakılırsa bu sıfatı almakta haksız da değil... Kâmil Tekbaş'ın güçlü pazuları ve çenesindeki sakdiı ile Ajda Pekkan'la bir benzerliğı yoksa da, süperstarlığa Ajdadan daha çok layık. İstersenız "en büyük benim" diyen Kâmil Tekbaş'ın neden büyük olduğunu broşüründen okuyarak öğrenelim: "Güzel Sanatlar Akademisi'nin medarı iftiharı Kungfu kralı, Türkiye'ye Kungfu sporunu getıren hoca, şöhreti yurt sınıharını aşan şampiyon, sinemanın gerçek kralı, dünyanın Tekbaş'ı." Kısacası "Dünyada Bruce Lee, Türkiye'de Kâmil Tekbaş..." Devam edelim: "2. Kıtalararası Asya Avrupa Maratonunda 42.600 metrede 4 madalya aldık. 1984 Tekbaş Reklam komedi ekibi, "Abidik gubidik" sürprizlerle yakında yine sahnede sizlerle oıacağız. Ayrıca Çorlu, Yoga, Kungfu takımı seri gösteriler sunacaklar. Çorlu Halk Eğitim tiyatro kurslarını başlattık. Tiyatro dersleri Tekbaş hoca tarafından pazar günleri verilecek." Durun bitmedi.. Süperstann marifetleri daha çok. Devam ediyoruz: Clnl SJMthr *kı*«W*ı Wmtm İHkM Okurlardan gelenler Başbakan Özal: 84. madde açık değil özat, ANAP Grup Yönetim Kurulu'nda Anayasa'nm 84. maddesi ile iigiienilmesini ve bu konuda muhalefetin görüşlerini istedi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal, dün ANAP Grup Yönetim Kurulu'nda, anayasanın 84. maddesi ile iigiienilmesini, bu konunun gündemde tutularak muhalefetin görüşlerinin alınmasını istedi. Özal, toplantınm hemen başında, Grup Başkan Vekilleri Haydar Özalp ve Pertev Aşçıoglu'na, "Anayasanın 84. maddesini ne yapıyorsunuz?" diye sordu. Grup yöneticileri, muhalefetin görüşlerini istediklerini, ancak HP'den henüz bir görüş gelmediğini anlattılar. Başbakan bunun üzerine şöyle konuştu: "84. maddeyi gündemde tutun, canlı tutun, 84. madde açık degildir, bu biçimiyle uygulanabilir durumda da değildir. Bu konu üzerinde ciddi olarak durunuz. 84. madde>i gündemde tutun, ne duşünülüyor, sorun öğrenin. koouşla ilgilenenin, bana bildirin." Daha sonra Meclis komisyonlarının Başkanlık Divanı konusunda neler yapıldığını soran Özal, muhalefete bu konuda kesinlikle taviz verilmemesini istedi. özal ayrıca, 2969 sayılı yasayı kaldırmak için öneri veren Abdullah Nejat Resuloğlu'nun, grup içerisindeki muhalif davranışlannın nedenini sordu. öte yandan Danışma Meclisi üyesi ve Anayasa Komisyonu eski Başkaru Prof. Dr. Kemal Dal, anayasanın bir maddesinin ya da bir kanunun askıya alınmasının mümkün olmadığını söyledi. Akbııhıt: Polisîn dayak atıııaya hakkı yok İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, Osmaniye'de susturucusuz motosiklet kullanan vatandaşı döven iki polis hakkmda kamu davası açıldığını bildirdi. Akbulut'a göre, kapalı şişe ile içki satılan yerlerde içki içilemeyecek. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Yıldınm Akbulut, "Polisin, vatandaşa eziyet etmeye, dayak atmaya hakkı yoktur" dedi. Akbulut, HP'li Cüneyt Canver'in, susturucusuz motosiklet kullandığı gerekçesiyle Osmaniye ilçesinde Mustafa Kırkıt adlı şahsın polislerce dövülmesi ve dalağımn patlamasına ilişkin sözlü soru önergesini yanıtlarken, Kırkıt hakkmda tehlikeli vasıta kullanmaktan işlem yapıldığını söyledi. Bakan, polis memurlan Ali Acar ve Mehmet Kılıç hakkında kamu davası açıldığını söyledi. önerge sahibi Cüneyt Canver, bunun üzerine bakanın gösterdiği hassasiyete teşekkür etti ve "Polisin vatandaşa eziyet etmeye ve dayak atmaya hakkı yoktur, sozlerini büyük sevinçle karşıladığını" söyledi. Konuşmasından sonra kürsüden inerken ANAP Milletvekili Ismail Ügdül'ün laf atması Üzerine Canver, Ügdül'ün üzerine yürüdü. Canver'in, Uğdül'ün üzerine yürürken, "Evet sana diyonım" dediği duyuldu, İçişleri Bakanı Akbuiut, dün Esenboğa Havaalanı'nda gazetecilerin sorulanm yanıtlarken de, büfelerin önünde içki içilmesi durumunda, içenlerin değil satıcının suçlu olacağını ve satıcılar hakkmda yasal işlem yapılacağını söyledi. Akbulut, "Kapalı satma ruhsatı varken, kadehle satış yapılırsa bu kanuna aykın olur" dedi. Akbulut, bir başka soru üzerine de, ABD'den satın alınan yalan makinelerinin önümüzdeki günlerde getirileceğini bildirdi. "Yalan makinesinin insan haklan açısından sakıncalı olduğu" yolundaki goruşlerle ilgili olarak da, "Gelsin bakalım, her konuda fikirler var. Demokrasi ile idare edilmenin fazileti burada. Ama çeşitli fikirlerin en iyisini bulmak lazım. Belki fikirlerin hepsinin doğruluk payı vardır. Bunlann içerisinde en dogrusunu yapacağız" dedi. "Balkanlar'da Uzakdoğu sporlarından Kungfu'yu Türkiye'ye ilk getiren ünlü hoca Muhammet Kâmil Tekbaş, Türkiye Kungfu kralı, aerobik, judo, karate, teakvando, Tayland boksu, Çin boksu, profesyonel boks, Kungfu ve gerçek Çin Kungfu'sunun tek hocası.. Spor ilimle yapıldığı zaman değer kazanır. Her hoca talebe yetiştiremez. Devtet Güzel Sanatlar Akademisi mezunu sanat güneşi Muhammed Kâmil Tekbaş "Balkanlar'da en büyük benim" diyor ve "sporsever halkımızı, sizleri bekiiyor." "Sigara, içki sağhğınızın en büyük düşmanıdır. Sizı bu kötü alışkanlıklarınızdan yalnız biz kurtarırız. Bizi gelip görunüz." Hâlâ bitmedi. Broşürdeki yazılar sürüyor: ••Devlet Güzel Sanatlar Akademisı'nin ünlü sanatkârı sanat güneşimiz Muhammet Kâmil Tekbaş, siz sayın Çorlu halkmın emirlerinizi bekleriz. Her türlü resim, heykel, tabela, afiş, reklam, lastik mühür, bez yazı, vitrin düzenlemesi, dekorasyon hizmetlerınizde, yağhboya tablo, portre çizimleri için emirlerinizi bekleriz. İş yapamıyorsanız reklam profesörümüze danışınız. Gazetelere ılan, reklam alınır." Acele etmeyın daha bitmedi: "Tekbaş reklam sağlık hizmetiniz... Yogayla, hipnozla, mucize tedaviler... Türkiye'de tek isim Tekbaş. "Ruhsal sorunlarınıza çözüm, geri zekâlı, zihni özürlü çocuklar tedavi edilir. Felç, nüzül, kekemelik giderilir... Sağır, dilsiz konuşturulur vb. vb. Onceden randevu alınız." Sonunda bitti. Altında da adres var. Bilmem saydınız mı, Muhammet Kâmil Tekbaş'ın on parmağındaki marifetleri... Ve kendi kendine "süperstar" adım takmasına hak verdiniz mi? ADIM ADIM BtRLEŞME SODEP ve HP birleşmesi adıtn adım gerçekleşiyor. Ancak tnönü ve Gürkan 'ın birleşmenin zorluklarını en somut olarak gördükleri ilk yer de Izmir oldu. Inönü ve Gürkan'ın Ege gezisinin ardından Tavandaki Sıyınrf tabanda yok CELAL BAŞLANGIÇ İZMİR "Birleşme protokolunun ilk fiziki ıngulaması" olarak SODEP ve HP liderleri Erdal tnbnü ile Aydın Güven Gürkan'ın 4 ekim cuma gunü başlattıkları dört günlük Ege gezisinde "sosyal demokrat birleşme" açısından olumlu ve olumsuz ilginç olaylar yaşandı, görüntuler izlendi. Afyon, Uşak, İzmir, Manisa, Denizli, Burdur illerini içeren gezinin hemen hemen her günü yaşanan görunüm şöyleydi: İnonü ile Gürkan yanyana, Es Turizm'den kiralanan otobusün ön sağ koltuğuna birlikte oturuyorlar, kendilerini karşılayan, yakalanna HP ve SODEP amblemi takmış partililerin il sınırlarında otobüsü durdurmaları üzerine aşağı inip sarmaş dolaş oluyorlardı. Daha sonra da il binalarını ziyaret "faslı" geliyordu. İnönü ve Gürkan onde iki parti rozetinden birini takmış, karışık biçimde giden partililer de arkalarında koşusturuyorlardı. Gidılen yer HP İl Başkanlığı ise, partinin il başkanı masasında oturuyor. İnönu ve Gürkan masanın onünde yer alırken, SODEP il başkanı da Gürkan'ın yanına geçiyordu. HP il merkezinde İnönü il başkanıyla bir süre konuştuktan sonra görüşme sona eriyor, panide konuk olan fnönü bir konuşma yapıyordu. Ardından İnönu ve Gürkan onde, aynı kalabalık SODEP il merkezine koşuşturuyordu. Burada da Gürkan il başkanının önüne oturuyor, İnönü HP'li il başkanını yanına alıyor, Gürkan önce belediye başkanıyla bir sure sohbet ediyor, sonra da yine hep beraber çıkıyorlardı. Gezinin ilk gününde gidilen Uşak ve Afyon'da yeterli sayıda kalabalığın bulunmaması, önce "Geç haber verildi, onun için örgütler hazırlanamadı" yorumunun yapılmasına yol açtı. Ancak bazı örgütler de birleşmeden doğacak SHP'de "daha çok yer tutma" kaygısıyla daha fazla araba getirme yarışına girmişler, buna karşalık bu kadar kişi getirmişlerdi. "Sosyal demokral hareketin beşiği" diye nitelenen İzmir'deki karşılama da pek öyle görkemli olmadı. Gerek ŞODEP'in gerekse HP'nin genel merkez yöneticileri, beklenenden az kişinin gelmesi karşısında memnuniyetsizliklerini dile getirdiler. 5 ekim cumartesi günu İnönü ve Gürkan önce HP'yi sonra da SODEP'i ziyaret ediyor, Kemerakı çarşısında alış verişe çıkanlara "sürpriz" gelebilecek bir gezi yapıyorlardı. Ülkü Sinema Polis oyunları YENİ bır grafik yöntemiyle sportif oyunların sembolize edilmesi modaoldu. Yukardakl kupürde görülen şekil ve altındaki yazı (polis spor kulübü) ilk bakışta benzer yöntemle polis oyunlarım sembolize eder gibi görünüyor. Fakat aslında böyle bir spor kulübü yok. Yukardaki şekil, Almanya'nın Bielefeld kasabasında bir Almanın yaptığı şakadan ibaret. Alman vatandaşının otomobiline yapıştırdığı bu çıkartmayla, kendilerini küçük düşürdüğünü ileri süren Bielfeldli iki polis mahkemeye başvurdu. Mahkeme otomobil sahibini 200 D.M.'ye mahkum etti. Davalı bu karara bir üst mahkemede itiraz etti. Ouruşmada davalı polislerden biri "Ben gözü kapalı değil, düşünerek, hesaplı vuruyorurn" dedi. Her şakada bir gerçek payı yok mudur? Yukardaki şekılde kimi "polis oyunlarına" bir simge olarak uygun düşmüyor mu? Mecliste protesto Akunakarhn Arapça konuşması^ ANAP'hkırı büe çileden çıkardı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) MDP Diyarbakır Milletvekili Mahmut Altunakar'ın, TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı konuşma yaparken kullandığı dil, HF? milletvekillerüıin büyük bölümü ile ANAP'h milletvekillerinin bir bölümü tarafından protesto edildi. Altunakar'ın hac konusunda özellikle sürekli olarak Arapça kelimeler kullandığı konuşması sürerken, HP milletvekilleri genel kurul salonunu terk etti. Bağdat Üniversitesi mezunu olan Mahmut Altunakar, konuşmasında, hacılara götürdükleri hizmet için, Diyanet Vakfı'na ve Kızılay ekibine teşekkür etti. Hac süresinde büyükelçilikler personelinin izinlerinin kaldırılmasını istedi. Altunakar, önümüzdeki yıl hac döneminin yaza rastlayacağını bildirerek, klima tesisatı bulunan otobüslerin hacca gitmesine izin verilmesi gereküği gönişünü savundu. Altunakar'ın "Muhterem Reis Heyeti Âli'nin degerii âzâlan" diye başladığı konuşması sırasında önce bir grup ANAP milletvekili sıra kapaklarına vurarak durumu protesto ettiler ve genel kurul salonundan çıktılar. Altunakar'ın, ısrarla, anlaşüması güç bir dil kullanması üzerine, HP milletvekilleri de birleşimi yöneten Başkan Vekili Şevket Bilgin'e itirazlarda bulundular. HP milletvekillerinden genel nerkeze yakın olanların salonu terk etmelerine karşın, eski HP Genel Başkanı Necdet Calp ile Yılmaz Hastürk ve bazı arkadaşlarınm genel kurul salonunda kalmayı yeğledikleri dikkati çekti. HP'lilerden, genel kurul salonunu terk eden Başkan Yardımcısı Barış Can'ın Altunakar'a doğru, "Bu Atatürk düşmanıdır" diye bağırdığı duvuldu. sı'ndakı kapalı salon topıantısının ancak sinemanın koltuklanndan birazcık daha fazla bir katılımla yapılmasına rağmen HP'li ve SODEP'li yerel yoneticiler "içerdekilerin dörtte üçü bizim" diyerek iki bine yakın kalabalığı pa>laşmaya çabalıyor^ardı. Gürkan ve lnönü'nün "Birleşmenin zorluklarını en somut olarak yerinde gördükleri ilk yer" de İzmir oldu. Çünkü iki partinin de il örgütleri gezinin programını yapmakta zorlanmışlar, HP'liler bir hafta sonra baloları olduğu için cumartesi akşamı yapılan yemeğe karşı çıkmışlardı. Gazetelere verilen duyuruda da bir yanhşhk sonucu olmasına karşınHP'nin adının ikinci sırada yer alması sorun yaratmıştı. 6 ekim pazar günü Manisa'dan başlayan gezide "birleşme sancısı" kesin olarak ortaya çıktı. ŞODEP'in Manisa İl Başkanı Erdoğan Yetenç birleşmeye karşıydı. Ama Yetenç, parti disiplinine uyarak kapalı salon toplantısına gelmiş ve masadaki yerini almıştı. Ancak Yetenç mikrofon kendisine verildiğinde sadece sosyal demokratlara başarı dilemekle yetiniyordu. İnönü, daha sonra Manisa'daki coşkusuz kalabalığı ve il başkaıu Yetenç"in tavnnı soran gazetecilere "Herkesin değişikliğe aynı anda uyum sağlamasını beklevemeyiz" diye karşıhk veriyordu. Aynı gün Aydın'da yapılan karşılama çok iyi ve kalabalık coşkuluydu. İnonü politikaya atıldığından bu yana ikinci kez omuzlara alınmaya engel olamıyordu. Ancak Aydın'da HP örgutu yok denecek kadar zayıftı ve tüm düzenlemeyi SODEP yapraıştı. Kahvede yapılan kapalı salon toplantısında ses düzeni arıza yapınca Gürkan'ın "bizim sesimizi kesemezler" diyerek mikrofonsuz ko1 nuşması HP Tekirdağ Milletvekili Salih Alcan ın tepkisine yol açıyor, Alcan once Gürkan'ın sozünu kesiyor, sonra da düzenlemeyi yapan SODEP'Iilerle tartışıyordu. Şarköy'de ise İnönü ve Gürkan'ı, SODEP İl Başkanı Adnan Keskin Uzerlerine SODEP amblemli tişört giydirdiği gençlerle karşılıyor ve böylece ilk kez gezide gençler ortaya çıkıyordu. Seçim heyecanı erken başlayan Sarayköy'de, Denizli il örgütiı canlı bir toplantı gerçekleştiriyordu. ' Burdur'da 7 ekimde yapılan kapalı salon toplantısı dolu ve coşkulu sayılabilecekbİLsatenda yapıhrken, kapatılan CHP'de uzun yıllar görev yapmış deneyimli yerel politikacılar ise İnonu ile Gürkan'ı kenardan izliyor "Hiç bir >erde değiliz. Daha güçlü oluşum bekliyoruz" diyorlardı. GENÇLER YETİŞİYOR Işsizliğın kol gezdığı ölkemızde. özellikle taşı toprağı altın olan Istanbul'da çalışmak gıöerek güçleşıyor.. Bir zamanlar "işportacıcenneti" sayılan tarihıÇınaraltındabileçalışmakeskısıkadar kolay değil.. Eminönü Beledıyesi zabıta memurları her saat başı yaptıkları kontrollarla göz açtırmıyortar. İki küçük satıcının harçlıklarını çıkartmak ıçın verdıklerı uğraş, cezasını buluyor. Böylece hem belediye zabıta memurları kendilerıne btr iş bulmuş, hem geleceğin genç satıcıları şımdıden belediyenin ceza yontemlerine alışmış oluyorlar. ANKARA JASl U1>ILT TV\ Yüz verme Ali'ye İDAM hükümlüsü Ali Akgün için artık TBMM'nin kararını ne zaman onaytayacağı bile anlamsızdı. Bir tek şey vardı yüreğtnde büyüyüp genişleyen.. Son arzun nedir? Dediklerinde kavuşacağı "rüyası.." Ancak mevzuata göre bu soruyu ilmik boynuna geçmeden biraz önce soruyorladı. O zaman da "rüyası"nı yudumlamaya fırsatı kalmayacaktı. idamlık Ali bu yüzden avukatı eli ile savcılığa bir dilekçe verdi: "Kendi paramız ile satın alacağımız bir adet volkmenin incelendikten sonra tarafıma verilmesi dileğimi, insancıl düşüncelerle yerine getireceğinize inanarak kabulünü saygılarımla dilerim..." Artık Burdur Cezaevi avlusundaki sehpadan başlayacağı son yolculuk ikinci planda idi. Minik aletin "beklemek işkencesini" azaltacağına öylesine inanıyordu ki.. Geçmek bilmeyen günlerden sonra savcılıktan yanıt geldi: "Hiçbir hükümlüye yolkmen verilmediğinden isteğin yerine getirilemeyeceğinden bilginizi..." Bir sızı hissetti... Ali Akgün yüreğinde patlayan bu sızıyı bir de yargıcın kalemini kırdığı gün hıssetmişti. Burdur Savcılığının Ali'ye yüz vermemesinin atalarımızın "uyarısı" ile bir ilgisi olamazdı. O halde savcılığın bir nedeni olmalı idi.. Sonunda buduk sanıyoruz: Volkmene karşı çıkmasının nedeni müziğin "ruhun" gıdası olmasıydı. Ali Akgün ise "henüz idam" edilmemişti. "Belgesel'bir olay ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar hafta içinde Mersin'e gitti. Partililer hemen çevresini sarıp şikâyetlerini sıraladılar. Bu yıl kuraklık var. Yağmur yağmıyor.. Taşar hepsini sabırla dinledi. Ama sonunda iki elini havaya açıp, Bu isteklere dedi, biz karışmayız. Dua edelim yağmur yağsın.. Tanrının işine bakın ki aradan bır süre geçtı, gök gürültüsü ile yağmur boşaldı. ANAP'ı iktidar yapan Yüce Tanrı yağmurunu genel sekreterinden esirgeyecek değildi ya. Herkes sevınc içindebir yere koşuştu. Ama Taşar şaşkınlığından olacak kaçamadı ve iyice ıslandı. Otele dönüldü, ama Taşar sucuk gibi olmuştu. Mersin Belediye Başkanı Okan Merzeci ortalığa emirier yağdırdı. Bır saat geçmedi. Belediye Başkanı yanında bir hazır giyim terzisi, bir ayakkabıcı bir de tuhafiyeci, Taşar1 ın odasını tıklattı. Taşar tepeden tırnağa yeni üst baş ile bir damat gibi giydirıldi. Şebinkarahisar'da tartışmâ ANAP'h Köymen: Işkence falan yoktur GtRESUN, (Cumhuriyet) Şebinkarahisar ilçesindeki işkence iddialanyla ilgili olarak bir açıklama yapan ANAP Giresun Milletvekili Yavuz Köymen, "tşkence yok, sansasyon peşindeler, ilçe C Savcısı görevden alınmak üzere" derken, Savcı Ahmet Gündel ise "Ben adaletin öngördügünü yaptım" dedi. Şebinkarahisar'daki işkence iddialanyla ilgili olarak Cumhuriyet muhabirine bilgi veren ANAP Milletvekili Köymen, "Savcı, sanki Şebinkarahisar'da hastane yokmuş gibi işkenceye maruz kaldıkları ileri sürülenleri niçin Sıvas'a veya özel doktorlara gönderiyor. En yakın devlet hastanesi kendi ilçelerindedir. Bazı partiler de, bunu siyasi potemik haline getirmek amacındalar. Şebinkarahisar Savcısı Ahmet Gündel görevden alınmak üzeredir" dedi. Şebinkarahisar C. Savcısı Gündel ise konuya ilişkin olarak, "Ben adaletin ongördüğü görevi yerine getirdim. Beni buradan alıp başka bir yere verebilirier. Ama gittiğim yerde de aynı görevimi sürdürecegim, gönlüm rahat" biçiminde konuştu. Karaduman Pekirfde Jfieclis Başkanı, Çin 'deki azınlıklar hakkmda bilgi alırken "Avrupalı olmakla övünen bazı ülkeler azınlıklara zulüm yapıyor" dedi. BETUL UNCULAR PEKİN Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi (meclis) Başkanı Peng Zhen'in davetlisi olarak Pekin'de bulunan TBMM Başkanı Necmettin Karaduman, ülkedeki azınlık toplumlarıyla ilgili bilgi aldıktan sonra, "Sizin gibi azınlık meselelerine akılcı yaklaşan ülkeler varken Avnıpalı olmakla ögünen bazı ülkeler azınlıklara zulüm yapıyor" dedi. Karaduman ve beraberindeki heyet dün Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Başkanı Zhen ve kongre üyeleriyle yaklaşık üç saat süren bir görüşme yaptı. Karaduman izınbk sorunlarının ele alındığı görüşmede, "Toplumlann temelinde adalet ve eşitlik düşünceieri olmabdır. Bulgaristan'da \S milyon Tiirk dinleri ve isimleri degiştirilmeye zorlanıyor" biçiminde konuştu. Çin'le Türkiye arasındaki ilişkilerin memnunluk verici bir biçimde geliştiğine işaret eden Karaduman daha sonra ticari ilişkilerden söz ederek, "Bu yıl aramızdaki ticaret bacmi 200 milyon dolar olacaktır" dedi. Taşar Ankara'ya dönünce Mersin izlenimlerini partide keyifle gazetecilere anlatırken ayak ayak üstüne attı. Ayakkabısımn altındaki etiket hâlâ duruyordu: "35 bin... TL." ANAP'm da Taşar'ın da çok sağlam bir tabana sahip olduğunun adeta bir belgesi idi. Taşar'ın "belgeyi" çıkarmadan gezmesı de herhalde bu yüzdendi. Atatürk neden gülüyor?.. ŞİNASİ Nahit Berker'in Ankara Gazeteciler Cemiyeti'nce bastırılan "Gazeteci Olunmaz, Gazeteci Doğulur" kitabından bir bölüm: "Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Ekmekçi'ye bir arkadaşı Atatürk'ün gülerken çekilmiş bir lotoğrafını armağan etmiş.. Ekmekçi soruyor: Atatürk acaba neden gülüyor?.. Bunun cevabını Atatürk'ün kendi ağzından dinleyelim: "Büyük olmak için kimseye ıltifat etmeyeceksin. Hiç kimseyı aldatmayacaksın. Memleket için hakikı mefkure ne ise onu görerek, o hedefe yürüyeceksın. Herkes senın aleyhınde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevırmeye çalışacaktır. Fakat bunda müteahammil olacaksın. Önune nıhayetsiz manialar çıkaracaklardır. Kendını büyuk değil, küçuk, zayıf, vasıtasız, hic telakkı ederek. kımseden yardım gelmeyeceğıne kanı olarak bu ELEMANLAR Şirketimizin yeni oluşturulacak departmanlarında görevlendirilmek üzere lise mezunu, universıte mezunu ve öğrencisi bay ve bayan elemanlar almacaktır. Muracaat: Halaskârgazi Cad. No: 97 Kat: 2 Pangaltı Çin Ulusal Halk Kongresi Başkan Yardımcısı Ye Fei de, "Aramızdaki siyasi ilişkiler son derece iyidir, ama ticari ilişkiler buna paralel değildir. tki iilke meclisleri bu ilişkileri geliştirmede katkıda bulunabilirler" ifadesini kullandı. Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi de Karaduman ve heyeti için bir akşam yemeği verdi. TBMM Başkanı ve beraberindeki heyet bugün imparatorluk sarayını gezecek vek Devlet Başkanı Li Zianian tarafından kabul edilecek. 520 acele satılık, 85.000 km.'de ful aksesuar, çok temiz, 4.5 milyona. Tel.: 520 59 41 manıalan aşacaksın. Bundan sonra da sana, büyüksün derlerse, bunu soyleyenlere güleceksın!..."