15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi Cumıuriyct Matbaacılık ve Gazetecılik Türk Anonım Şirketı adma Nadir N»di, • Genel Yayın Müdünı: Hasan Om«l, Muessese Mudüru: EmiM Işakhgil, Yazı tşlen Muduru. Ok»> Gonensin, • Haber Merkezi Mudurü Valçın Bayer, Sayfa Düzenı Yönetmtnı: AB Acar, # Temsılcıler: ANKARA V»lçınDo4»n.IZMtR Hikm*tÇ«tiııkava,ADANA:MelnnetMercaıı. TAKVİM 6 Ekim 1985 İmsak: 4.34 Güneş: 5.58 Islanbul Haberlerı: Reha Öz, Dış Haberler: Ergun Bakı, Ekonomı: Osınuı llagay, Kultür Aydm Emcç, Magazın: Yılçın Pekşea, Spor Danışmanı: Abdslkıdir Yucebnu, Duzeltme: Rtflk Durbaş, Araştırma. Şakia Alpa>, tş S«ndıka Şaknn Kctend. Haber Araştırma. Ufuk GaMtmir, • KoordınalOi Aknet Konıbu, • Malı Ukr Erol Erkat, Ilan: Ziy» Ergcac, Halkla llişkiier G i l d e m Koşmr, Idare: Huseyin Gorer, lşletme: S x h » Söunez. Ikindi: 15.10 Akşam: 17.46 Yatsı: 19.05 Basan ve Yayan. CumBuriyel Matbaacılık ve Gazetecılik T.A.Ş. Turk Ocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu Istanbul, PK: 246lstanbul, Tel. 526 10 00 (9hat), Telex: 22246 • Burolar Ankare: Zıya Gökalp Bulvarı tnkılap Sokak No 19/4 Tel. 33 11 4147, Telex 42344 • l n n i r Halıt Ziya Bulvan No: 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30 TeUs: 52359 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Tclex: 62155. Oğle: 11.57 Nazmiye Hanım'a yapılan sözlü saldından sonra Demirel kesin karannı vermişti 1 Hazıran 1977 Pazartesi. Sabahın ilk saatlerinde CHP önderi Bülent Ecevit, parti genel merkezinin balkonunda göründüğu zaman sokağı dolduran bınlerce ınsan birden dalgalandı. Alkışlar, çığlıklar, davul sesleri çevreyi bir kez daha sardı. Sevinci, başarıyı, siyasal yeni bir gücü simgeleyen bu gösterüer sokaktan taştı, başkemin caddelerine doğru aktı gıtti. Ecevit, zafer taaru elinde tutan bir komutan gibiydi. Ayaldannın altında kımıldanan, şarkı söyleyip adım haykıran kalabahğa doğru eUerini uzattı. Haykırışlar durdu. Ecevit, "Şimdiden 222 miüetvekili kazandıgımız belli olmuşlur. Tek başına iktidar olmak için sadece 4 uyelik kalmışiır. Sanı>orum, bu ögleye dognı, bu sonuç da alınacaktır" dedı. Kalabalık patladı O dakikaya dek söylenen şarkılar, vurulan davullar, atılan sloganlar birdenbıre daha bir boytrtlandı. Güneşin ilk ışıklanyla birlikte, "tktidar! İktidar" bağırışları gökyuzune doğru yükseliyordu. Demokratik secimlerin yapıldığı 1950'den bu yana ilk kez Cumhuriyet Halk Partisi halkoyuyla tek başına iktidara geliyordu! İlk kez solda bir parti, genel secım kazaruyordu! Ecevit, tek başına iktidara geldıklerini başına ve sokağa açıkladığı sırada saat O5.3O'du. 5 Haziran genel seçımlerı olaysız gecmiş, sandıklar on iki saat önce kapanmıştı. O Sonun başlangıcına nasıl gelindi? DEMOKRASİNİN yanlılarım taşıyan araç Demirel'in evinin önünde yavaşladı. Araçtakiler hep bir ağızdaru "Nazmiye, pabucu yarım, çık dışanya oynayahm.." diye bağırmaya başladılar. Demirel evdeydi. Yüzü kızardı, yumruklarını sıktı, öfke nöbetine tutuldu: "Nasıl hükümeî olacakmış görelim." ile CHP arasında siyasal maç baştamıştı. Ecevit: "AP ve MHP dışında her türlü koalisyona hazırız" diyordu. CHP f SONBAHARI33 CÜNEYT ARCAYÜREK ÎKTtDAR GELÎYOR 6 Haziran 1977 Pazartesi. Parti genel merkezinin bulunduğu cadde alkışlar, çığlıklar ve davul sesleriyle inliyor. Ecevit balkonda göründü. Zafer tacını elinde tutan komutan gibi. Aşağıda adını haykıran kalabalığa doğru elini uzattı. Haykırışlar durdu. Ecevit: "Şimdiden 222 milletvekili kazandığımız belli olmuftur... " (Fotoğraf: ARŞİV) AP merkezinde karamsarlık Haziran 1977 genel seçımlerine sağ partılerle kurduğu bır karma hukümetle giden AP önderi Siileyman Demirel, evindeydi. Adalet Partisi Genel Merkezi'nde saat 17.00'den sonra görülen heyecan gıderek >itiyordu. Sandıklar kapandıktan sonra AP merkezine ulasan bilgiler, umut vericiydi. Parti genel merkezi önunde toplananlara, alınan ilk bilgiler art arda verilıyordu. Orada da heyecan, gösteri, alkış vardı, AP'liler de partinin tek başına iktidara gelmekte olduğuna inanıyorlardı. Parti, beklenılenin üstunde oy toplamayı başarmış görunüyordu. Eğer bu bilgiler sureklilığim yitirmezse, AP 1%9'dan sonra uçuncu kez tek başına iktidar olabilırdı. Ne var ki, gecenin ilerleyen saatlerinde, 23.30'a doğru o dakikaya dek illerden gelen olumlu haberlerin dozunda düşme başladı. AP oyları geriliyordu. MHletvekili sayısında yükselroe olacağı yerde, sayı giderek aşağılara duşmeye başlamıştı. CHP merkezinde coşku büyuyor, AP merkezinde karamsarlığa yönelen yargılar beliriyordu. Gece yansmdan sonra AP önde gidenlen, seçimi yıtirdıklenne inanmaya başladılar. Fakat inancını yitirmeyen bir kişı vardı. Güniz Sokak'taki evinde AP ön DemireVin yüzü öfkeden kızarmıştv Ecevit nasıl hükümet olacakmış görelim deri Suleynan Demirel, parf. genel merkezine \e doğrudan kendine gelen bilgılen değerlendinyor, "Zaferin benuz AP lehine soluk aldıgına" inanıyordu. Bir parti önderine secimleri yitirdiğıni söylemenın zorluğunu çekenler, yalnızca aldıklan sayıları aktarmakla yetıniyor, ama şu kısa yanıtla karşılaşıyorlardı: "Köyleri beklodim, köyleri... Aşl oy oradan gelecek" diyordu Demirel hemen herkese...' alınan bilgiler, 13 mılletvekilinin yansını CHP'nin kazandığını bildirmedığı gibı, daha başka bir "olumsuz haben" yansıtıyordu: Milletvekili sayısında gerileme başlamıştı. Oy aynmı ilerleyip, ılçelerden köylere doğru yeni oy sayıları geldikçe 222'nin giderek aşağılara kaydığı gözleniyordu. Yaptlan hesaplardan sonra CHP onderinın açıkladığı 'tek başına iktidar" olanağı yitip gidiyordu. CHP onderi Ecevıı, öğleye doğru, "vaziyeti" gördü. Parti tek başına iktidara gelemeyecekti. Baan da aynı yargıyı öne sürüyordu. Ne var ki, CHP, Mıllet Meclisi'nde birinci büyük parti huviyetini alınca, seçim sonrası hukumet sorununda bir numaralı söz sahibi oluyordu. Ecevit'e yöneltilen sorular, artık, bir karma hukümetle ilgiliydi. Hangi partiyle bir karma hiıkumet kuracağı yolundaki sorulan askıda bırakıyor, "sonuçlar benıiz ahnmadığı için bu konudaki egilimi göstermeye yanaşmıyordu". Fakat üendeki gunlerin olaylarına bır ipucu veriyor, "Turkiye'nin sorunlannı koalisyon hukumetlerinin cozemeyece|i anlaşıldı" diyordu. Verdığı demeçlerde satır aralarına sıkışan bu cümlenin hangi anlama geldiği elbetteo sırada gözlerden kaçıyordu. Ecevit, tek başına iktidara gelemeyeceğini görmüştu, ama Millet Meclisi' Köydeki sandıklar açıldıkça Haziran Pazartesi gunü saatler ilerledikçe CHP Genel Merkeane bir kaygı egemen olmaya başladı. Parti onde gidenlerinın secim uzmanlanyla yaptıkları hesaplara göre, CHP, Mıllet Meclisi'nde 222 sandalyeyi garantılemişti. 450 mıllet\ekillığının 437'sinın dağılımı aşağı yukarı belli olmuştu. Geriye kalan 13 milletvekilinin durumu araştınlıyordu. CHP önde gidenlenne göre, 13 milletvekilinin yansından fazlasını en azından 6'sını CHP kazanacaktı. Bu hesap, CHP'nin 228 milletvekili ile tek başına iktidara gelmesi için yeterliydi. Ne var ki, ögleye doğnı illerden nde çok sandalyeye sahip parti önderi olarak bir karma hukumetin başına gelebilirdi! 6 Haziran gecesi CHP'nin tek başına iktidardan giderek uzaklaştığı kesinlikle anlaşıldı. Son değerlendirmelere göre, CHP 219 milletvekili çıkanyordu. AP 185, MSP 24, MHP, 14. 7 haziranda durum tümüyle aydınhğa çıktı. CHP 213 milletvekilinde kalmıştı. AP 189, MSP 24, MHP 14 millet vekilliği almıştı. Kamuoyu, CHP önderi Ecevit'in tek başına iktidara geldiğini açtklamakta "biraz acele cltigi" yargısındaydı. Nazmiye, pabuctı yarım... cevit'in, tek başma iktidarı kaçırmasına karşın, ağır siyasal sorumluluklar yukienrneye hazırlandığı saat ler de, 6 Haziran sabahının erken saatlerinde Demirel'in Guniz Sokak'taki evinin önünden CHP yanlılarım taşıyan bir araç geciyordu. Altıok bayrakları sallayan, CHP'nin seçim zaferinı kutlayıp, çevreye duyurmaya çahşan bu grup, bir sure Demirel'in evinin önünde durdu. Sevinç gösterileri, zafer haykınş Ece lan bir anda sözlü saldmya dönüştu: "Nazmiye, papucu y»nm, çık dışan oynayalım!" diye bağınyorlardı. Demirel evdeydi. Y'uzü kızardı Yumruklarını sıktı, sınirlerinı yatışurmayı başardı. "Hayatımıo en mukaddes parçası" diye nitelediği eşine yöneltilen bu saldırılardan sonra bir öfke nöbetine tutuldu. Oysa, o sırada seçim sonuçlannı değerlendiriyor, öne surulen savlara karşın, CHP'nin tek başına iktidara gelemediğine inanıyordu. Turkiye'nin yeniden bır karma hükumetle yönetilecegı kuşkusuzdu. Demirel, bu yargıya \ ardıgı sırada duyduğu bu sözlu saldırılardan sonra: "Hadi bakalun • dedi, 'Olsun bakalım hukumet, nasıl olacakmış gorelim!" Demırel, o dakıka Ece\it'in bır hukumet kurmasına karşı kesin davranış gösterme/e karar veriyordu. Bır an sorunuydu bu, bir dakikada parlayan bir olay, bu olaydan sonra varılan kesin karar! Duygu, sıyaset, sonra bu iki ogeyı birleştıren mantıkla varüacak kimi önemlı sonuçlar.. tşte, o an.. Kamuoyuna yerleşmiş yargı, CHP'nin kesinkes görev almasını gerektiriyordu. Ayrıca, halkoyu, CHP'yi tek başına iktidara getırmemişti, ama en güçlu parti olmasım sağlayarak omuzlanna buyük görevler yüklemiştı. Hemen her çevre, ordu dahil Amerikan ambargosundan başlayarak Kıbns sorununa, dış kredılerdekı tıkarukUğa kadar onemli uluslararası sorunlarda CHP'nin daha başanlı sonuçlar alacağına inanıyordu. tcevıt, aynntüanyla bildiği bu sorunlann yanı sıra, ulkedeki kanlı şiddet olaylarını iktidara geldikten hemen sonra durdurabilecegine de inanıyordu. Bırincı MC hukumetinin bu konudaki girişımlerinden sonuç çıkmadığını goren geniş kesimler, Ecevit'in anarşi konusunda daha başanlı sonuç alacağından kuşku duymuyordu. Ozellikle buyuk kentlerde bu yargı giderek pekişmişti. Hele aydın çevTelerde faşist yöntemlerle devletin ele geçirilrnesine yönelen davranışlardan büyıik kaygı duyuluyordu. Carter Demirel'den Kıbrıs'ta taviz istiyordu aşkan Carter, Londra'da ABD Büyükelçiliği'nin buyük salonunda Başbakan DemireVe, 11 Mayıs 1977 günü, "Sayın Başbakan" dedi, "Amerika'nm ambargoyu kaldırması için Turkiye'nin Kıbns sorununda bir adım atması bekleniyor." Carter'a göre, ABD Kongresi'ne başkan olarak ağırlığını koyabilmesi için Turkiye'nin "olumlu bir adım GÜLÜMSÜYORLAR AMA.. 11 Mayıs 1977. Londra'da atması" gerekiyordu. Bu ıstek ABD Büyükelçiliği'nin önünde Carter ile Demirel el sıkışıyorsonradan ABD'nin lar. Carter'ın ambargonun kaldtrüabiunesi için Demirel'den küambargoyu kaldırabilmek için çük bir ricası var: "Kıbrıs'ta olumlu bir adım atın... " Türkiye'den "dayanılacak bir değnek istediği" biçiminde yükümlüluklerini dost gidebUiriz, sorunlann çözümü yorumlanacaktı. Oysa yaklaşımlarla sürdürdüğünu bu yoldan daha rahat olur" Türkiye, ambargoyla Kıbns soylemiş, "sokaktaki adamın diyordu. sorununu terazinin aynı 'biz ABD'ye ne yaptık ki, Turkiye'nin gerçeklere kefesine koymakta ambargoyla bizi yakm bu direnmelerinden direniyordu. Yanı sıra 1976'da cezalandınyor' sorusunu oteye geciyordu sorun. Dışişleri Bakanı sorduğunu" betirtmişti. Demirel, ABD Başkanı Çağlayangil'ın Dışişleri Turkiye Başbakanına göre, Carter'la Kıbrıs'la ilgili Bakanı Kissinger'la ımzaladığı ABD, Türkiye ile Yunanistan gorüşmelerin açılmasma karar Savunma Işbırlığı Anlaşmasının arasında 'taraf tutuyordu. verseydi, bunu hükümet Kongreden geçmesini Carter ise, "Türkiye politikası olarak açıklayabilir istiyordu. vazgeçilmez dostumuzdur, mıydi? ama bize yardımcı olmanızda Demirel, ABD'ye karşı' Daha ilk gun Erbakan bu da yarar var, Kongre'ye böyle yönteme karşı çıkacaktı. Turkiye'nin kimi Doğrusu, kamuoyunun sadece sol kesimi değil, hemen herkes hepimizCHP'nin hukumet olmasına yanhydı. Hükümet sorununun bir kez daha ortada kalmakta olduğunu gördüğümuz gunlerde, CHP'nin hükumeti kurmasına yanlı yayınlar yapıyorduk. Hürriyet'te yazdığun yazılarda Bülent Ecevit'in ortaya koyacağı yomemlerin başarıya ulaşması gerektiğini savunuyordum. Bu savunu, bu istek, yalın biçimde seçim sonuçlarıyla ilgili değildi. Birinci MC'de ortaklar arasındaki tutarsızlığın ulkenin butun önemlı islerin%yansıdığını bılıyorduk. 5 haziran seçimlerinden bır ay kadar once Londra'da ABD Başkanı Carter'la bir göruşme yapan binnci MC hukumetinin Başbakanı Suleyman Demirel için, ortağı MSP önderi Necmettin Erbakan, "Demirel, Carter'ın önünde takla attı" dıyebilişordu. Çesitli önemlı scrunlarm yanı sıra bu ornek, Birinci MC Hukumetinin çekip gitmesine yeter de artardı bıle. Milliyeıçi Cephe hükumeti yeniden kurulursa ekonomik bunaiım son aşamasma gelebilirdi. Kıbrıs'ta çözüm getirecek bır hükümet işbaşında değildi. Kıbrıs'ta akılci bır çözume sureklı karşı çıkan bir ortaklar dızisi vardı başumzda. Erbakan'a Kıbrıs'la ilgili gorüşmelerin açılmasını bile kabul ettırmek olanaksızdı. ABD'den ve Batıdan gelen baskılar karşısında Erbakan'ın one surdüğü formül, "Ada'mn tumunu almaktı". Hele seçımden guçlenerek çıkan MHP'nın ycr alacağı yeni bir "MC'nin sağ terorizmi gözardı etmesi, sadece soldaki vuruşanlara dönmesiyle ortaya çıkacak "sakıncalı ort»m"dan buyuk kaygı duyuyorduk. ABD ise, durmaksızın Kıbrıs'la ilgili olumlu bir adım atılmasını istiyor, ancak bu olursa Kongre'nın askeri ambargoyu kaldırabıleceğım belırtiyordu. ABD askeri ambargosu, giderek ekonomik ambargoya dönuşmuştu. basında hemen herkes aynı karudaydı. Ecevit kozunu öne surdu: "CHP'nin kuracagı bir azınlık hükumeti!" Denurel sağ kanat paruleriyle doğrudan olmasa bile, aıîcadaşlan kanalıyla ılışki içindeydi. AP onderinın amacı, oncelikle Ecevit'in kurmayı istediği azınlık hukumetine karşı Millet Meclisi'nde bir •'kırmızı oy barajı" oluşturmak, guvenoyu almasını önlemekti. Ecevit, AP onderinin bu manevrayı yapabileceğini kestirmişti. Sağ kanat partilerinin yeniden bir araya gelerek ilk aşamada kuracağı hukümete karşı vazıyet almasını önlemek istiyor, boyle bir "cepheyi" dağürnaya zorluyordu, "Cephe çoktan yıkılmıştır" diyordu Ecevit. Hükümet konusundaki hesabının iki aşamalı olduğu anlaşılıyordu . İlk aşamada "azınlık hukümeti"ni kuracakıı. Eğer bu basanlı olmazsa, bu kez karma hükümet araştırmalarına geçecekti, Ne var kı, gönlunun birinci aşamadaki formule yatkın olduğu belırgınleşiyor ve "Fakat birinci aşamada karşıUşacağımız sorunlar bir partinin tek başına kurabilecegi bir hukumet tarafından daha kolay çozulebilir" dıyordu. AP onderi, CHP'mn Millet Meclısi'ndeki 213 oyuna karşılık, sağ kanat partıleriyle birleşmesi halınde 229 oyu bir oraya getireceğıni hesaplıyordu. Eğer 229 oyu bir araya getirt lir, Ecevit'in azınlık hukumetinin g u venoyu almasını engeüerse, CHP önderinin hukumet olma ısteği daha baş'mda suya duşerdi. Çunku, Ece\it'iı guvenoyu alamamasından hemen sonra demokratik kurallan vşletmesi zorunlu olan Cumhurbaşkanı Koruturk'un Mecliste ıkinci buyuk partiye hükumeti kurma gorevini vermesı gerekecek ıı. ABD ABDBüyükelçisi, ekonomikambargoyla ilgili olan haberleri yalanhyordu Buyukelçisi Sayın Spiers, Başbakanlık makammda Demirel'in karşısına oturdu ve: "Kimi gazetelerde ABD askeri ambargosunun yanı sıra ekonomik ambargo uyguladığımızı belirten haberler görüluyor. ABD'nin Türkîye'ye ekonomik ambargo uyguladığı yalandır"dedi. galann, karma hukumetler bıinyesinde, özellıkle "MC'ler doneminde" olan bu densiz olaylann "dışarıya vurması" idi. IMF ile çatışma, gorüş ayrılıklan ayyuka çıkmıştı. Bir gece IMFyetkılisi Woodward, Başbakan DemireVe geldı. Başbakan"Türk ekonomisinin nesini beğenmiyorsunuz'' diye sordu. ' ' Yüzde 15 enflasyon, yüzde 7 kalkmma hızı. 1977yılında 7 milyon ton buğdayımız var. Şimleyin, doları da 22 liraya" dedi. Woodward'a, "Erbakan'la bunu yapamam" dıyemedı Demirel. "Bir hamlede bu devalüasyonu yapamam. Kademeli olabilir" dedı. "İçinde" siyasal tutarsızltklarla, "dışarda" surdurülen baskı yontemleri Türkiye'ye karşı çalışıyordu.. Gizli bir el Maliye Bakanı Bilgehan, Eylül 1977'de Washingıon 'a gıtti, IMF ile konuştu. IMF krediler için uluslararası finans kuruluşlarına yeşil ışık yakmayı kabul etti, Bilgehan'a "Siz anlaştığımızı açıklayın, ardından da biz resmen açıklarız " guvencesini verdı. Tuzla'daki küçük yazlık evinde saat 02.00'de telefon çaldığında Demirel yatmak uzereydi. Bilgehan 'ın söylediklerini ilgıyle dinledi, belkı doviz ttkanıklığınt giderecek bir aşamaya geliyordu ekonomi. Celmedi. IMF, beklenen açıklamayı yapmadı. Yapılan değerlendırmeler de IMF'nin bu tutumunun arkasında Kıbns sorununun, Yunanistan 'ın askeri kanada dönmesi zorunluluğuyla ilgili isteklerin olduğu izlenimi saptandı. Bilgehan, ABD'den "etiboş"döndükten sonra, Turkıye 149 ton altınını İsviçre'de Union Bank'a rehın etmeye gir'ışü. 500 milyon dolar alacak, dovız sıkıntısını giderecekti. Banka ile anlaşmamn imzalanacağı gun, Unionwiss kararından caydı! Pamuklar, buğdaylar, tütunler hep elde kaldı! Alıcı çıkıyor, birsuresonra vazgeçiyordu. Demirel şöyle diyordu: "Neye girişsek, bir 'el' var, uzanıyor durduruyor." Demirel, Büyükelçi Spiers'a bunları anlattı. Spiers, "ekonomik ambargo yok " dedi, çıktı Başbakanın yanından. Hükumette Erbakan, "Kanla almmış Ada, dolara satümaz" diye bağınyordu o sırada. Takla, dolar, kan!.. "tçerde" ekonomi laçkalaşmaya böyle başladı. Demirel, diplomathğının yanı sıra, CIA hesabına onemli gorevler de yüruttuğü söylenen Büyükelçı Spiers'a baktı, içinden "buz gibi doğru ya"diye geçirdı. Ancak, Spiers'a, "Bu haberleri yaıanlara başvurunuz, yalan olduğunu onlarasöyleyutiz" diye yanıt verdı. Bu görüşme, Ecevit 'ın azınlık hukiimetini kurmayı başaramamasından sonra, ışbaşına geçen sağ kanat partilerinden oluşmuş Ikinci Millıyetçi Cephe Hükumeti sırasında geciyordu. Ikinci MC Hükumeti, giderek sarpa saran ekonomik koşullan yeniden düzenleyebilmek için Eylül 1977'de bir dizi yeni karar almıştı. Dış kredileri alabilmek için IMF'nin desteğine gereksiniliyordu. Ama hükümet içındeki tutarsızlık, MSP kanadının Erbakan aracılığıyla ortaya sürdüğü direnmeler varken, IMF'nin belirli isteklerini yerine getirerek ekonomiyi bir olçude düzlüğe çıkarmanın olanağı yoktu. Ikinci MC, dolaragöre Turk parasımn değerini 18 liradan 19.70'e düşürdü. Oysa IMF, 22 lira istiyordu. IMF'nin bilmediği bir nokta vardı: Devalüasyona Erbakan karşı çıkmıştı. Hükumetten yüzde 10'un tizerinde bır devalüasyon geçirmek olanaksızdı. Bu nedenle AP kanadı, Maliye Bakammn yetkisine dayanarak yuzde 10'un altında devalüasyona gitmeyi yeğlemıştı. Erbakan, bu karara da karşı çıktı, devalüasyon haberi üzerine sanki hükümet bir büiiın değildi, sanki Erbakan ayrı bir hükümeııi, gazetecilere "A'eden bana soruyorsunuz, gidin Maliye Bakanına sorun" dedi. AP kanadı, IMF'ye ilk yüzde 10'luk devalüasyondan sonra bir ikinci yüzde 10 para ayarlaması yapacağını söylüyor, ne çare, dinletemiyordu. Bu, içımizdeki kav CIA'ylada bağlantm olduğu öne sürülen Büyükelçi Spiers DemireVe, ABD'nin Türkiye'ye ekonomik ambargo uyguladığı yolunda gazetelerde çıkan haberleri yalanhyordu. Dış kredi alabilmek için IMF'nin desteğine gereksinim vardı ama Erbakan direniyordu. Devalüasyon kararlarına karşı çıkan Erbakan Mecliste: "Kanla alınmıs Ada, dolara satümaz" diye bağınyordu. dı aışpiyusau bugday 120 dolar, 160'a çıkmasını bekleyip satacağım. Elimizde satmaya hazır 500 bin ton pamuk ve tütun var. Sıkıntımızsadece 'tedıye muvazene'. 149 ton rehin ediiebilecek altımmız hazır. Bunları satarsam elime 2 milyar dolar geçer. Şu anda dovizim olmadığı ve krediye gereksindiğim için sizinle bir standby anlaşması yapmak istiyorum" diye surdurdu. IMF yetkılisi, "Gerçek kur politikast iz Ecevit ne yapacak? diği gerçeğın Ecevit'i hukumet olmaktan alakoyacağı inancındaydı ve Ecevit'in hukumet olmasım engelleyecek oğelerın elıne geçtığınden kuşku duymuyordu. Ecevit'in secimın ilk gunü nasıl bir siyasal manevra başlatacağı kesinkes belli değıldı. Bir küçük partıyle karma hukumet kurmaa beklentileri daha belirgindi. Ne var ki, Ecevit, "koalisyon hukumetiyle onemli sorunlann çözumunün" olanaksızlığını söylemiştı, gerçekten, inanıyordu da bu yargıya. Millet Meclisi'nde tek sandarye kazanan DP temsılcisi Faruk Sukan, 7 Haziran 1977 gunu, "CHP'nin hükumeti kunnası gerektiginden"' söz ettı. Peki nasıl olacaktı bu hukumet?.. Sukan, "Demirel daha once nasıl kurduysa öyle" diyordu. Ona göre, "Voüar açılmıştı, Urafsıziar da dcstekleyebilirdi bu htıkumeti." Demirel, kısa bir demeçle Ecevit'e karşı hazırlandığı siyasal manevralann ilk ışareıını \erdı: "Milletin solculara teslim elmediği ulkeyi, solculara teslim elmek de kolay degildir. Önumuzdeki gunlerde çok guzel şeyler olacak. Ama yeni hükümet o>le berkesin zannettiği gibi Halk Partisi hükumeti oJmayacak" diyordu. Bu sözlerin altındaki anlam birden anlaşılamadı. Ancak, AP önde gidenlerı "palroDİannın kafasında" Ecevit'in hukumet kurmayı başaramaması için yeni stratejıler oluştuğunu söyluyorlardı. Siyasal maç başhyor Haziran 1977'de Bülent Ecevit, "AP ve MHP dışında her turlu koalisyona hazınz" dedi. Bu açıklamayla 5 haziran sonrası iktidar kavgası yeni bir açılışa girdı. O gunden başlayarak başkentte CHP'nin mi, yoksa CHP karşısmda yeniden cepheleşen sağ partilerden bir hukumet mı olacağı tartışmalan başladı. Ecevit, "... Demokrasiyi yaşatmak, (opluma banş ve can gu>enliği getirmek ve ivedi ekonomik ve uluslararası sorunlara etkin çoztimler sağlayabilmek amacıvla CHP'je destek olmayı uygun gorecek miiletvekillerine kapımız açık olduğu gibi, Millet Meclisi'nde... demokrasiye bağlılıklannı kanıtlamış olan partılerle dayanışma >e işbirliği koşullannı goruşme>e hazınz... Ülusumuz fülen iktidarda bulunan faşizmi oylarıyla yenmiştir..." diyordu. Demirel ise, "şamatadan söz edivorum" diye başhyor. "... Halk iktidan, Mereedes arabalaria altıoklu bayraklarla sokaklarda korna çalmakla mı kurulcak?" diye soruyordu İki olgu ortaya çıkmıştı: Ecevit hükümet olmaya kararlıydı. Demirel, Ecevit'in ister tek başına, isterse bir yan parti bularak hükumet olmaması için elınden geleni yapacaktı. Belli olmuştu ki, Bülent Ecevit, kendi içinde tutarlı olacağına, sorunlann üzennc bir karma hukumetin gidemeyeceğıne kamuoyunu ısındırmaya çalışıyordu. Kamuoyunda, De 'emirel, seçim sonuçlannın getir 8 SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle