Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 EKİM 1985 CUMHURİYET/1L 12 Mart öncesı, Sılahlı Kuvvetler ıçındekı örgütlenme çalışmalannı yazacaktım Neılgınçıı Eğerbenımde ıçınde bulunduğum örgütlenme çalışmaları "cuntacıbk" sayüıyorsa, bu cuntaya lıderlık yapmış ıkı kışı o günlerde Sılahlı Kuv\etlerın başındaydı Gurler ve Batur Ve sorgumun yapıldığı Zıverbey Koşku sıkıyönetım komutanlığına bağlıydı Eskı Genelkurmay Başkanı ve Hava Kuvvetlerı Komutanını suçlayacak bır dosya hazırlıvordu demek' Elyazılı sorguma, "..Sılahlı Kuvvetlerde oluşturduğumuz cunta.." dı>e başlasam, suçlamaları peşınen kabul etmış olacak, bu ıfade ıle Sılahlı Kuvvetler ıçerısınde kurulmuş bir ıhtılal ve darbe örgutünün uvesı olduğumu ıtıraf etmış sayılacaktım Gerçı ortada bır örgütlenme calışması vardı, ama bu çalışma. komutanlanmızın lıderlığınde yurumuştü Bız, onlardan ayn ve onlara karşı bır darbe duzenlememıştık kı' llk beş sayfayı doldurdum, gönderdım Bır sure sonra bır sıvıl görevh, ellennde benım vazdığım sayfalar olduğu halde odama geldı ve kâğıtları önume atarak "Otanamış bu Paşam, başhğını aibayın dedigı gıbi yazınamışsınız..." Ben, "l>ı ama tmı kardeşım, olmayan bır cuntadan, ıhtılal >a da darbe gırişımınden soz ederek kendimi nasıl suçlu duruma duşureyım? Ben gerçegı vazıvonım" dedım Karşımdakı dırenıvordu "Hayır, oyle yazacaksınız... Albayun, kulâhlan degıştınnz, dıyor. Haberinız olsun.." Bıraz daha değışık ıfade ıle kaleme aldığım ıkıncı başlık da kabul görmeyınce, uçüncüsünü de belleğımde kaldığı kadan ıle şöyle vazmak zorunda kaldım "Gizlı bir orgut (cunta) oluşlurup darbe hazıriıklan vaptıgımız şeklınde iddıa edılen fakat bızım nazannuzda saglıkb fikır ve duşunce >apılanna, Ataturkçu ve ilenci niteiiklerine ınandığımız kışüerie, ulkenın içinde bulunduğu bunalımdan çıkış yollannı goruşup tartıştığımız >e kesinlıkle başımızdakı komutanlann bilgı ve onayı çerçevesınde surdurulen memleketçı faalıvetlenmız hakkında bildıklenmi şöyle ozetleyebılirim". Her nasılsa bu kez, yaptığım bu gınş bıçımı kabul edılmış olacak kı, yazdıklanm alıkonarak arta kalan kısımlarını yazmava devam etmem ıçın beşer kâğıtlık kontenjanlar halınde bana kâğıt göndermeyı surdurduler Yanılmıvorsam yaklaşık 2025 sayfalık bır ıfade yazdım \e sonunu şöyle bağladım "Ulu Tann'dan niyazım, şerefli Ifademi el yazımla kaleme almaya başlıyorunv Ne yaptıysak, komutanlarımızın bilgisi ve onayı dahilinde yaptık Emekli Tümgeneral CELİL GÜRKAN 12 Mart öncesi ve sonrasını anlattı UĞUR MUMCU yazdı El yazılı sorguma "Sılahlı Kuvvetlerde oluşturduğumuz cunta..." diye başlayacak olsam, suçlamaları peşinen kabul etmiş olacak, bu ifade ile Sılahlı Kuvvetlehn içinde kurulmuş bir ihtilal ve darbe örgütünun üyesi olduğumu itiraf etmiş sayılacaktım. 'Albay'ın istediği yazılı ifadelerimde bu girişleri kullanmadım. Bunun üzerıne bir sivil gorevli odama geldi ve, "olmamış Paşam," dedi, "Başhğını Albayın dediği gibi yazmamışsınız." ca ettigimı soyle..." Çavuş. "Nasl bir şey istiyorsunuz? Gazete sokulması vasak.. Ne gıbi bır kıtap versinler*" dı>e sordu "Oğlum, ben ana dılım TurVçe'den başka, Ingılızce ve Fransızca da bilinm. Bu uç dılden olmak şariıyla her kıtap makbulum. İsterse Kur'an olsun, tncil olsun, Tevrat olsnn razıyım" dedım Bu sözlenm çavuşu son derece şaşırmıştı Çunkü. buvük olasılıkla kendısıne "odada eline avaklanna zincir vurnlan paşanın \llah tanımaz kıpkızıl komunst" olduğu söylenmış olmalıydı Şımdı ışte bu komünıst general (') okumak ıçın Kur'an, Incıl ya da Tevrat gıbi dın kıtapları dahıl kıtap ıstıvordu' Duyduklanna manmamış olacak kı bana, "Sahi mı soyluyon komutanım, sen Kur'an okuyabılır misin?" dedı "Ne sandın oglum. Gerekırse Arapca alfabe ile yazıinıış olanından da okurum!" Çavuş gıttı Yarım saat sonra elınde ıkı kıtap ıle döndu ve kıtapları bana uzjtftı Aldım, baktım Bın Turkçe, bıri Fransızca Yaklasık 100120 savfahk olan Turkçe kıtap , belleğımde kaldığına göre, "Rusya'da İflas Eden Kolboz Teşkilatı" adını taşıyordu Fransızca kıtap ıse bır cınsıyet romamydı Kapağında, :a\ar.a asılmış \e dılı dışarı duşmuş bır ınsan resmı vardı ve adı sanırım "Gece Yansında Tavana Asılı Bulunan Adam" gıbılerden bır şev 12 MART'a beş kala... Sılahlı Kurvetlenmizi, sevgdı vatanımızı ve aziz ulusumuzu, "lider" geçinen, fakat sınav ve karar gunu gelip çatnğında, kendilerine inanmış, umut baglamış nıce vatan evlatlannı yuzuslu bırakan 'Ben, bu ışın ıçınde yokum" dı>en, inançsız, kazip şöhret (yalancı un) sahıplennden konımasıdır!..' Tatmın edılıp edılmedıklennı bılmem, ama benden almak ıstedıklerı bılgılerı almış ya da söyleyıp yazdıklarımdan başka bır bılgı sağlayamayacaklarına kanaat getırmış olacaklar kı, bır daha benı ne sorguya çektıler, ne de yazılı ıfademi ıstedıler Zıverbey Köşkü'ndekı konukluğum bundan sonra kıtık dolu yatağımın uzennde uzanıp yatmak ya da oturmakla geçtı En buyuk sıkmtım. okuyacak bır şey bulunmamasıydı Okuyacak bır şey bulamamaya karşı dırenme gücüm son sınınna da yanmış olacak kı, görevlı çavuşu çağırdım \e kendisine şovle dedım "Evladım, geidıgimden ben ikı satır okuyacak bır şey >ermedıler. Ben okumadan duramam. Samsun sigarasının ustunu okumaktan da bıktım. Başınızdakı gozluklu yuzbaşıyı gor ve kendısinden bana uygıın gorecegı bır ıki kıtap gondermesini n BÎR TOPLANTI Genelkurmay Başkanhğı'nda bir toplantı. Sol başta taık Turun. Turun'un hemen yanında, o zamanki rutbesiylt Korgeneral Muhsin Batur, Korgeneral Necati Ogan, Korgeneral Doğan Ozgoçmen. Onde Genelkurmay Başkanı Cemal Tural ve îkinci Başkan Fikret Esen. En sağda ise Celil Gurkan. Kendı kendıme şöyle dedım Kıtap secımı son derece ısabetlı vapılmış Celil Efendı Senın gıbi "komuniste" (') ancak böyle kjitaplar yarar Turkçe^ını okursun, komünızmın ıflas etmış bır rejım olduğunu anlarsın, Fransızcasını okuduğun takdırde, daha fazla ılerı gıdersen akıbetımn ne olacağını gorursun' Kıtapları sırf okuma susuzluğunu gıdermek ıçın ıstemıştım Hemen okudum ve gerı verdım Arkasını bekledım Bır daha kıtap gelmedı Tümgeneral Celil Gurkan, bu sorgudan sonra nasıl serbest bırakılmii9 lı Orgeneral Turun'un surdurduğu bu soruşturma, nıçın bırdenbıre kesılmışıı'* Araya gırenler mı otmustu7 Bunlan bılemtyoruz General Gurkan da bumıyor Bılmiyorum. Üst düzeydfe bir Uzlaşma mı oldu Bılemem Fakat scrgu o noktada bıtmıştı Mankemeye de çıkanlmamıstım Eğer ıddıa ettıklerı gıbi bır suç ışledıysem, bır de asken savaya ıfade \ermem, daha sonra da sanık olarak mahkeme önune çıkarılmam gerekmekteydı Kımse bovle bır dava açmadı llk gunlennkı dışında, sorgusuz, sualsız ve de en ufak bır açıklamada bulunulmadan daha dort gun geçırdım Faık Turun'un ust rutbelı meslektaşlarına layık görduğu "konforiu" koşktekı konukluğumun altıno gunu saat 10 sulannda göziuklu >uzbaşı geldı ve"Paşam, bugun ogle \emeğınden sonra sızı serbest bırakacagız. Şımdı elbıselennızı ve kişisel eşyanızı gonderecegım. Hazırlanın!" dedı Sevınmedım dersem yalan olur, sevındım Teşekkür ettım Traş oldum Gelen elbıselen gıydım Tutanak tutuldu, eşyam tek tek sayılıp teslım edıldı Saat 12 sulannda kapımn kılıdının çevnldığını duydum Çavuş buyukçe bır tepsı üzerınde porselen tabaklara konulmuş, etlısı \e tathsı ıle çeşıtlı ve dahası çatalh, kaşıklı, bıçaklı \e peçetelı öğle yemeğımı getırmıştı, şaşırdım Hangı dağda kurt ölmuştü1' Ne olmuş, ne değışmıştı9 Gözlerıme ınadan fotoğrafımı ceken ak saçlı gorevli odaya geldıler Yıne gözlerım bağlandı Odadan çıkıp aşagı ındık Altı günden ben ılk kez temız hava ıle karşılaşıyordum Zıverbev Köşku'nde, cezaevlerınde olduğu gıbi hava almak ya da "volta atmak" yasaktı Yaşlı görevlının yardımı ıle "station vagon" tıpı olduğunu anladığım bır askerı araca bındınldım Orta sıra>a oturtuldum ve soldakı cama lamaya başlamıştı Sağlık olsun . Yaşlı bır babanın dızınde özgürlüğe doğru yol alıyordum ya, ne gam! Zıverbey Köşkü'nden özgürlüğe gıden volculukta askerı aracm ızledığı cadde ve sokakların şaşırtıcı güzergâh olduğunu farketmekte gecıkmedım Bır sure sonra yaşlı görevlı, gözümu açmamı ve doğrulmamı ıstedı. Ankara Istanbul karayolunun Boğazıçı Köprusu'ne ayrılış hızalarındaydık Az sonra Selimıye Kışlası'ndaydık Kışlanın guney kapısından gırdık Daha sonra bır askerı savcının onündeydım Yarbay rutbesınde bır asken savcı bır de yedek asteğmen O da hukukçu Savcı serbest olduğumu ytl • zume karşı "tefhinı" ettı Serbesttım, öyleyse nıçın gozahına almıp, dlerım ve ayaklanm zıncıre bağlana, rak, gözlerım sıyah bantla kapalı olarak sorguya çekümıştım9 Benı nıçın gözaltına almışlardı, şımdı nıçın serberst bırakıyorlardı? Tümgeneral Celil Gurkan, bu so , runun yamtım bugun de almıs değıl.. ı General Gurkan ıle şımdı, bıraz '• daha gerıye gıdıp, 12 Mart öncesı ne' ler olduğunu, kımlenn hangı loplan • lılara katıldıklanm konuşuyoruz. ', "Saym Gurkan, siz geleceği par • lak bir generaldinız. Hiçbir olaya ka', nsmasaydınız, en yuksek makamla \ ra kadar tırmanabılirdtnız. Boylt bir guvenceli yolu bırakıp, nıçın Sılahh t Kuveıler'de örgütlenme çalifmaJan • na katıldıruı? Ne duşunuyordunuı?', Nasıl gırdimz bu çalışmaiara?" ifademe şöyle başladım: "Gizli bir orgüt (cunta) oluşturup darbe hazırlıklan yaptığımız şeklinde iddia edilen, fakat bizim nazarımızda sağlıklı fikir ve düşünce yapılarına, Atatürkçü ve ilerici niteliklerine inandığımız kişilerle, ulkenin içinde bulunduğu bunalımdan çıkış yollannı gorüşup tartıştığımız ve kesinlikle başımızdakı komutanlann bilgi ve onayı çerçevesinde sürdürülen memleketçi faaliyetlerimiz hakkında bildiklerimi şoyle özetleyebilırim..." namıyordum Gerçekten ne değışmıştı1' Evet hangı dağda kurt ölmüştu'' Ya getırılen bıçağı ve çatalı kötu amaçlarla kullanrraya kalkarsam1 Hele böylesıne melun bır Marksıst (') generale bu denlı güzel yemekler \e servıs yapılmasına neden gerek görülmuştu0 Saat 13 sulannda gözlüklu yuzbaşı ıle ılk geldığım gece aranan suçlulara ve sabıkalılara özgü önden ve vanyaklasmamam ıstendı Yamma başka bın daha oturdu Az sonra bu görevlının fotoğrafımı çeken kışı olduğunu anlayacaktım Yaşh görevlı "Paşam, bır sure benim dızımt başınızı koyarak yan tatanız" komutunuverdı öyleyaptım Dızıneyattığım yaşlı görevlının pamolonu 'lk gün karşılaştığımız gunkü pantalonuydu Ve asker kaputu kumaşından \apılmıştı Bu nedenle olacak, daha başımı kovar koymaz, yuzümu dağ Oerbest bırakılıyorum nljfı İçımden ıster ıstemez bır gulme geldı Neden bana bu tur ıkı kıtabı göndermeyı gerekL gormuşlerdı'' Ayrıca, \anm saat ıçınde bu kıtapları nereden alıp getırmışlerdı'' Ellennde mı \ardi9 tNÖNÜ tLE Celil Gürkan, uç yıl süreyle Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay'm Özel Kalem Mudürluğu'nu yaptı. Fotoğrafta, Çurkanjnonu ile Belçikalı Korgeneral De Cumont'u tanıştmyor. Demokrasiye geçişin temelindepazarhk va Demokrasinin kuruluşu demokratik inançlardan doğan iyiniyetin ağırlığından daha çok, zararyarar muhasebesine dayanmıştır. Demokrasiye geçışın temelinde guçler dengesinden doğan bir siyasal pazarlık, adeta bır demokratik sozleşme" yatar. Görtiş ve çıkarlarını birbirlerıne empoze edemeyen farklı guçler, birbirleriyle uzlaşmak ve demokratik kurallar içinde mucadele etmeyi kabullenmek zorunda kalmışlardır. Dünyada ve Türkiye'de StRECEK DEMOKRASİYE GEÇİŞ SORUNLARI Doç. Dr. İLKAY SUNAR Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Demokrası sorununa ekonomık açıdan bakanlar, toplumun gelışme surecınde nerede olduğuna, toplumsal koşullar açısından yaklaşanlar ıse bır toplumun nereden geldığıne, tarıhıne ve tarıhı mırasına önem venyorlar Feodal mırasın Batı toplumlannda demokratık gelışmeye elvenşli bır ortam yarattığı bu yaklaşımlann temelını oluşturuyor Bu yaklaşımının gerekçelen ıse şöyle ele alınmaktadır Merkezıyetçı bır siyasal dıizenden farklı olarak feodalızm çok merkezlı bır ıktıdar yapısına sahıptı Krallık, arıstokrası, küıse ve ozerk şehırler bu yapının ıçınde bırbırlerının guçlennı dengeleyen ıktıdar odaklannı oluşturmaktaydı Feodal sıstemın bu çok merkezlı, çoğulcu ıktıdar yapısını sıyasal ıktıdarın 'ekelde toplandiğı merkezıyetçı sıstemlerle karşılaştırdığımızda, feodalızmın çoğulcu demokratik sısteme elvenşli, merkezıyetçı sıstemlenn ıse elvenşsız ortam yarattıkları geçerlı görunmektedır Çok merkezlı feodal ıktıdar yapısı toplumsal değışme sonucu ortaya çıkan yenı toplumsal guçler ıle bırlıkte bır 3 Hiçbir demokratik duzen elverişli bir ortamda bile kendı başına gelışmez. Koşulların çızdiği bazı sınırlar içinde olsa bıle demokrasi kurulur. Elverışsiz koşullara rağmen demokrasüer kurulabilir. Demokratik duzenin etkisiyle demokratik bir kültur ve toplum gelişmeye başlar. Biıtun olumsuz tarihi koşullara rağmen Türkiye, kalkınmakta olan ulkeler arasında hiç de yabana atılmayacak bir demokrasi deneyimine sahiptir. İJIkemizde tarihi ve toplumsal koşullar demokratik duzene sürekli bir teminat sağlayamadığı halde, otoriter bir rejime de sureklı destek sağlayacak nıtelıkte değıldır. mucadeleuzlaşma surecı ıçınde çoğulcu demokraflk sısteme doğru evnürken, merkezıyetçı sıstemler gelışen yenı toplumsal gruplara karşı dırenmışler ve ıktıdarı bu gruplarla paylaşmaktan sakınmışlardır Bır başka deyışle, feodalızmın çoğulcu ıktıdar yapısından kaynaklanan tarihi bır sureç ıçınde siyasal otonteden bağımsızca örgutlenebılen guçlenn oluşturduğu sıvıl toplum ortaya çıkabılırken, merkezıyetçı sıstemler siyasal ıktıdar dışında gelışen grupları bastırdıklan gıbi yme merkezden bağımsız bır ekonomık duzenin ve toplumsal yapının gelışmesıne engel olmuşlardır Feodalızmın mırasçılan olan Batı toplumlannda devletten bağımsız bır pıyasa ekonomısının, guçlu bır gırışımcı sınıfın ve sıvıl toplumun, ardından da örgutlu bır ışçı kesımıntn geiıştığı vadsmmayacak gerçeklerdır Yalnız yem gelışen hiçbir toplumsal guç, siyasal yonetımı eıkılemek olanağına mucadele vermeden kavusamadığı gıbi, sahneden çekılenler de (krallık ve arıstokrası) mucadelesız yok olmamışlardır Mutlakıyetçı rejımler bu mucadelede kralların geçıcı zaferım, lıberal rejımler ıse sonradan gelışen orta sınıflarm mutlakıyetçıUğe karşı kazandıklan mucadeleyi belgeler Işçı ke sımı ıse bu mıras ıçınde verdığı mucadele ıle hem demokratik dengelerın kurulmasında onemlı bır guç olarak ortava çıkmış hem de demokratik rejımlerın aynlmaz bır parçası olmuştur Toplumsal yapının demokraükleşmeve sağladığı destekler açısından Turkıye've bakarsak, merkezıyetçı bır siyasal mırasın, devletçı bır ekonomık sıstemın, cılız bır orta sınıfın, dağınık ve guçsuz bır ışçı kesımın, temelde zınarleme bırbınne bağlı olan bu koşulların, demokratıkleşmeye sağlayabıleceklerı destek oldukça sınırlıdır Fakat butun bu olumsuz koşullara rağmen Turkıye, kalkınmakta olan ulkeler arasında hıç de yabana atılmayacak bır demokrasi deneyimine sahiptir 1950 yılından bu yana, Türkiye demokrasiyle yaşamayı becerememektedir, ama deneyimleri ve bırıkımı sonucu demokrasisız de yaşayamamaktadır Tarihi ve toplumsal koşulları demokratik duzene sureklı bır temınat sağlayamadığı halde otoriter bır rejime de sureklı destek sağlayacak nıtelıkte değıldır Demokrası ıle askerı mudahaleler arasındakı gıdış gelışler bır bakıma bunun kamtıdır Ne ekonomık ne de toplumsal koşullar, Turkıye'de olagelen rejım değışıklıklennı kendı başlanna kaçınılmaz bır bıçımde belırleyecek nıtehktedır Hıçbır toplumda siyasal rejımler belırlı şartların «onucu olarak kendı başlanna oluşmazlar Bu açıdan kultürel koşulların da farklı bır nıtelık taşımadığını göruyoruz Demokrasiye elvenşli kultürel ortamı farklılaşmaya açık değerlerden oluşan bır butun olarak ele alabılınz Bıreyın gelışmesıne, toplumsal grupların bağımsızlaşmasına, toplumsal butun ıçınde si yasal, ekonomık, sosyal ve dınsel kurumların bırbırlerınden aynşmasma yatkın olan kulturlerı, farklılaşmaya açık olan kulturler olarak tanımlayabılırız Farklılaşmaya kapalı toptancı kulturler ıse farklılık yenne benzeşme\e, bağımsızlık yerıne bağımlıkğa, ayrışmış kurum ve yapılann butunluğu yenne organık bır bırlığe öncelık verır Farklılıklardan doğan çokseslı toplumun bütunluğu hoşgöruye, uzlaşmaya ve dıyaloğa davanır Toptan bırlık ıse denetıme bağlıdır Farklılaşmaya açık kulturlenn çoğulcu demokratık duzen ıçın elvenşli, toptancı külturlenn ıse elverışsiz bır ortam yarattıklan kuşku göturmez Farklılaşmaya kapalı toptancı kulturlerde, ekonomının de\let denetımınden kunulması, dınden farklılaşması, toplumun siyasal kontrolden, bıreyın sosyal baskıdan bağımsızlaşması oldukça guçtur Bu guçluklenn ıse demokratıkleşmeyı etkılemesı doğaldır Fakat siyasal rejımlenn gelışme ve değışmesınde ekonomık ve toplumsal determıruzm soz konusu olmadığı gıbi, kultürel bır determıruzm de soz konusu değıldır Elverişli ekonomık, toplumsal ve kultürel şartlann demokrasının gelışmesıne destek olduğu bır gerçektır Fakat ne elverişli şartlar demokratıkleşmeyı garantıler, ne elverışsiz koşullar kaçınılmaz bır bıçımde bır ulkeyı demokratık olmayan rejımlere mahkum eder Farklı ulkelerde, farklı olumlu ve olumsuz koşulların oluşturduğu farklı bıleşımler, demokrasiye geeış ıçın farklı ortamlar yaratırlar Fakat, en son aşamada, hiçbir demokratik duzen elvenşli bır ortamda bıle kendı başına gelışmez Koşulların yarattığı bazı sınırlar ıçınde olsa bıle, demokrasüer kurulur. tnsanın kurucu (ve bozucu) yeteneğını ortaya kovduğu, venı duzenler yarattığı (veya.yıktığı) alan ıse sıyaset ıle ılgıhdır Sıyasette, ekonomık, toplumsal ve kultürel koşullar kadar yetenekler, başarılar, hesaplar ve tesadüfler de önemlı rol oynar Siyasal rejımlenn gelışmesı ve değışmesı, ekonomık, toplumsal ve kultürel koşulların sıyaset ıle kesıştığı nok'ada başlar Sıyasetten bağımsız bır determınızm söz konusu değıldır Elverışsiz koşullara rağmen demokrasüer kurulabilir Kurulan demokratik duzenin etkisiyle de demokratik bır kultur ve toplum gelışmeye başlar Sıyaset, tarihi koşulların oluşturduğu ortam ıle demokratik duzenin kurulması arasında kopru rolu oynar Işte sıyasetın ve siyasal kurumların demokratıkkşme surecınde oynadığı bu önemlı rolu goz onunde bulunduran sıyaset bıUmcılen tarıhsel ve toplumsal önkoşullardan daha çok demokrasılenn kuruluşunu temellendıren sıyasal sureç ıle ılgılenmışlerdır Bır toplumun demokratıkleşmesınde "olağanustu" bır nıtelık vardır Demokıatık ol mayan bır toplum demokratik, temel değerlen, ınançlan, tercıhlen ve çıkarları demokrat olmayan lar demokrat olacaklardır Bu olağanüstü değışımın sırrını demokratik rejımlerın kuruluş tarıhlennde bulabılıyoruz Gerçekte hemen hiçbir demokrası öncesı toplumda demokratlar çoğunlukta olmamıştır Demokrasının kuruluşu demok, ratık inançlardan doğan lyı nıyetın ağırlığından çok çıkar hesaplanna, zararyarar muhasebesine dayanmışnr Inançlan, çıkarları ve ılk tercıhlen hıç de demokralık olmayan guçler bırbırlenyle gınştıklen mucadeieler sonucunda bırbırlen uzennde kesın bır egemenlık kuramadıklan ıçın demokratik duzene "ıkıncı en ıyı" çözum olarak önce katlanmışlar, zamanla da alışmışlardır Başka bır devışle, demokrasiye geçışlenn temehnde guçler dengesinden doğan bır sıvasal pazarlık, adeta bır "demokratık sozleşme" >atar Kendı göruşler ve çıkarlanna daha yatkın ılk yönetım tercıhlennı birbirlerıne empoze edemeven farklı guçler, bırbırlenyle uzlaşma ve bu uzlaşmadan doğan demokratık kurallar ıçınde bırbırlenyle mucadele et1 meyı kabullenmek zorunda kalmışlardır Bu nedenle demokrası tarihi bır mucadele, uzlaşma ve uzlaşma ıçınde mucadele tanhıdır Bu sürecı bır sıyasal gozlemcı şoyle aşamalandırıyor (1) Ulusal bırlıgın sağlanması, (2) Hiçbir sıyasal veya toplumsal gücun kesın egemenlığı ıle sonuçlanmayan uzun bır mucadele dönemı, (3) Demokratık kuralların bılınçlı olarak benımsenmesı, (4) Bu kuralların gelenek halıne gelmesı Demokratık sürecın bu aşamalardan geçmesı, demokratık surean valnızca doğrusal bır çugı uzennde gelıştığı anlamına gelmıyor Demokratık sureç bır defa yaşandıktan sonra tekrarlanabüıyor. Dernokratık rejımden otorıter rejime, tekrar demokratık rejime geçen ulkeler, demokratık sürecın yalnız doğrusal değıl, dıyalektık veya devrevı nıtelıklerde de olabıleceğını göstenyor Nıtekım, demokratık surecın doğrusal bır çızgı uzennde gelışmesı yalnız Ingıltere ve Amerıka Bırleşık Devletlen gıbi ulkeler ıçın geçerlı halya, Almanya, Avusturya ve Fransa gıbi Batı Avrupa ülkelerınde ıse bu sureç dıyalektık bır nıtebğe sahıp Bu ulkelerde demokrasüer kurulduktan sonra çökmüş, sonra tekrar daha ılen bır aşamada ıstıkrarlı bır bıçımde yenıden kurulabılmıştır. Bırçok Üçüncu Dunya ulkesı ıçın demokratık surean devrevı bır nıtelık taşıdığını göruyoruz Brezılya, Uruguay, Arjantın, Yunanıstan ve Turkıye gıbi ulkelerde demokratık rejımler ve askerı mudahaleler arasında gıdışgelışler adeıa gelenekselleşmış gıbi görunuyor Demokratık veya askerı rejımler değı!, her ıkısı arasında gıdışgelış adeta bır sıyasal sıstem huvıyetıne burunmuş gıbi bu ulkelerde DENEYIM 1950 yılından bu yana Turkiye demokrasiyle yaşamayı becerememektedir, ama deneyimleri ve bırikimi sonucu demokrasisız de yaşayamamaktadır. StTRECEK