16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Kadınımız ya susuyor ya da gereksiz konuşuyor 5 Türk toplumunda ailenin karşılaştığı genel sorunlar nelerdir? BELtK Ailenin genel yapısı içinde, annenin de babasın da önemli rolleri vardır. Her iki unsur, birbirinin tamamlayıcısıdır. Gelenekîel Türk aile tipinde baba, disiplini, otoriteyi simgeleyen, düzeni kurup yaşatan kişi olarak belirginleşir. Ekonomik gücün kaynağı da babadır. Ancak son zamanlardaki gözlemlerimize göre aile yapısında bir değişiklik görülmektedir. Baba, hangi kültür seviyesinde olursa olsun, hangi sosyal düzeyde olursa oisun, annenin pek çok şeyi yüklenmesini tercih etmektedir. Sürekli yoğun çalışan, yorgun, hayat koşullannın getirdiği sıkıntıları dışarı yansıtan bir baba tipi oluşmaya başlamıştır son yıllarda. Geleneksel baba tipinde bir değişim başlamıştır. Bunun sonucu olarak da anne, babanın bazı görevlerini üstlendiği için, birçok şeyi tek başına çözümlemek zorunda kalmaktadır. Çocuklar üzerinde otorite kurmak, onları eğitmek gibi sorunları tek başına göğüslemek zorunda kalmaktadır. Kadınlarımız, bu kadar çok sorunun üstesinden hakkıyla gelebilecek kapasitede olmayabilir. Sözgelimi bizler eğitimci olarak babayı sorunlann içine almakta güçlük çekiyoruz. Okula getiremiyoruz. Babaya söylenmesi gereken şeyi anneye söylüyonız, o babaya aktanyor. Baba zaman zaman ilgilenmeye kalkıyor. Ev yaşamında da böyle bu. Mesela anne çocukları gece 21 .OO'de yatırmaya göre hazırlamıştır. Otoritesini, düzenini ona göre kurmuştur. Baba aklına estiği zaman, "Bırak çocukları ben akşama kadar görmüyorum, biraz sonra uyusunlar" diyebiliyor. Bu zamansız devreye giriş aile içinde çelişkili bir ortam yaratıyor. Şima hanım, çalışan ve çocuklu ana babalann karşılaştığı sorunlar nelerdir? BELtK Bence en önemli sorun çocuklara yeterince zaman ayıramamaktır. Bir de çalışan anne, eğer bir mesleği varsa malesef bunu bir süre için yapamamak durumunda kalıyor. Bazen de tümüyle işini bırakabiliyor. İşini ve evini birarada götüremediği için, ızinler, raporlar alan kadınlarımız giderek iş yaşamında kendilerine güven duyulmayan bir kadın oluyorlar. İyi bir iş kadını olma özelliklerini kaybediyorlar. Kısaca giderek başansız bir kadın olup çıkıyorlar işlerinde. Baba da evdeki görevi' ni yeterince üstlenmediği için, annenin aile içindeki işlerine yardımcı olmadığı için, aile yapısında birtakım sorunlar başgösteriyor. tyi eğitim görmiiş anne babalar için de aynı sonınlar söz konusu mu? BELtK Eğer anne baba yeterli bir eğitim görmüşse, belirli bir mesleği varsa çocuğunu çok iyi yetiştirmek istiyor. Evlilik öncesi ve çocuk doğmadan önce genel görünüm böyle. İyi bir çocuğun nasıl yetiştiği konusunda yeterli bilgileri oluyor genellikle. Kitaplar okuyorlar, gerekirse doktorlara, eğitimcilere danışıyorlar. Radyo ve televizyondaki ilgili yayınlan izliyorlar. Ama çocuk doğduktan sonraki yıllarda bildiklerini, öğrendiklerini yapamamanın getirdiği sorunlar başlıyor. Anne babalann salt bu yüzden bunahma düştükleri bile görülebiliyoT. Bu konuyu biraz açar mısınız? BELtK Şimdi birçok anne baba görüyoruz, pedagojik bilgileri var. Okudukları ile yetinmeyip bizden yabancı yayınlar isteyenler bile oluyor. Ancak bu şevk, bu arzuyla başlayan çocuk eğitimi giderek sapmaya başlıyor. Hayatın kitaplardaki gibi olmadığı ortaya çıkıyor. Hayatın akışı içinde karşılaşılan bazı sıkıntılar, zorluklar yüzünden oluyor bu sapmalar. Bir de bizde annebabalar çok şey vermek istiyorlar çocuklarına. Doğal bir duygu bu, ama her çocuğun kapasitesi bir değil. İstenilenler verilemeyince hayal kırıklıkları oluyor tabii... Bu konuyu ömeklendirir misiniz? BELtK Sözgelimi çalışan bir kadını ele alalım. Ya çocuk sahibi olmak istemiyor, ya da çocuğunu başkalarının eline bırakmak zorunda kalıyor. Çocuğun yetişmesinde birtakım aksaklıklar başgösterince de ben çalışmak istiyorum, ama cocuğum ellerin eline kaldı gibi bir komplekse girebiliyor. Çocuk ya aile büyüklerinden birine ya da bir kadına bırakılıyor. Ya da bir kreşe veriliyor. Anne bu koşullarda ümitsizliğe kapılabiliyor. Ben hem işi, hem çocuklarımın eğitimini, hem de eyimin işlerini götürebilecek kadar güçlüyüm diyecek yerde, çalışan anne olmaktan gurur duyacağı halde konumundan üzüntü duymaya başlıyor. Oysa bu sorunlar babanın yardımıyla kolaylıkla çözümlenebilecek sorunlar. Bu sorunlar genellikle ilkokul öncesi karşılaşılan sorunlar galiba. BELİK Evet, ilkokul çağı başlayınca bu sorunlann büyük bir bölümü kendiliğinden ortadan kalkıyor. Çünkü ilkokul zorunlu. Bizde anne babalar, çocuklarını kime bırakırlarsa maalesef onun egemenliği altına giriyorlar. Bu ya cahil bir bakıcı kadın oluyor. Ya da ailenin büyükleri oluyor. Çocuğa bakan kişi nasıl isterse çocuğu öyle büyütüyor. Çocuğu kucağına atma diyorsun alıyor, dizinde sallama diyorsun sallıyor. Oysa anne daha önce bunları okumuş, yanlış biliyor bunu. Ne yapayım mecburum, yapacak bir şeyim yok diyor. Çocuklar anne babanın otoritesinden yoksun yetişiyor. Okuldaki çocuklarımızda görüyoruz. Çocuk son derece zeki. cin gibi fakat çok şımarık. kaprisli, olağanü^tu bir harekeıülik içinde. Anne baba hiç söz sahibi değil çocuk üstünde. Dü^ünün şimdi anne bu durumda mutlu olabilir mi? Arada kıi!>ak farkı var, vaıışmalar \ar düşıincelerde. AKşam 6'da, 7'de işindcıi cvine gelecek. yemeğini îıa/ıılavacak, masayı kuracakur L:\deki işler onu bekler, ne bileyim ^amasırdı utu>üydü. Bu kadıı: Ü zaman alışvcriv yapacaktır, ııc zaman lerzisine. berberine gidc CUMHURİYET/8 25 EKİM 1985 MUŞERREF HEKİMOĞLU ANKARA,>,ANKA KADIN cektir. Şimdi kadın istemez mi, yemeğini hazırlayıp masasını kurduktan sonra, çocuklarını yatırsın, kocasıyla başbaşa televizyon seyretsin, ne bileyim bir kitap okuyup onunla tartışsın. Ama olamıyor bu. İş yaşamının yorgunluğuna evdekiler de eklenince yorgun bir kadın çıkıyor ortaya. Büyük kentlerde yaşayıp çalışan kadınlarımıza özgu bir olay bu. Böyle olunca da herşey kadının istemediği biçimde gelişiyor... Bu olumsuz koşulların sonunda kadında ne gibi değişiklikler oluyor? BELİK Bir kere kendini bırakıyor. Fikirlerini artık kabul ettiremediği için, yeni fikirler üretemez oluyor. Yaratıcılığını kaybediyor. Aslında yaratıcılık göziiyle ERKEK ERHAN AKYILDIZ Pedagog Belik: Çalışan kadın ya çocuk sahibi olmak istemiyor ya da çocuklarını başkalarının eline bırakmak zorunda kalıyor. Çocuğun yetişmesinde birtakım aksaklıklar başgösterince de, ben çalışmak istiyorum, ama çocuğum ellerin eline kaldı, gibi bir komplekse girebiliyor. Çocuk ya aile büyüklerinden birine ya da bir kadına bırakılıyor. O da olmazsa bir kreşe veriliyor. Anne bu koşullarda ümitsizliğe kapılıyor. ortam içinde soru sormaya çekiniyor. Şima hanım, çocuğun cinsel egitimi konusunda baba ve annelere duşen görevler nelerdir? BELLtK Bu sorunuza genel bir yanıt vermem gerekirse, ana babalar cinsel eğitim konusunda çok rahat olmalılar. Cinsel egitimde önemli noktalar nelerdir? BELİK Cinsel egitimde uyarılar çok önemli. Ömeğin kız çocuğunun altmı temizlerken bir anne, hem okşuyor, hem öpüyor, hem kokluyor. Bu çocuğun en hassas noktalanrun uyanlması demektir. Farkında olmadan çocuğa bir haz duyurmaktadır. Bu uyarılmalar sık sık tekrarlandığında, bu zevke alışan çocuk, giderek bu uyanlmalara alışır ve aramaya başlar. Bulamadığı zaman kendi kendini tatmine başlar. Küçük yaşlardaki sürtünmeler, oynamalar hep bu erken ve sık uyarılmalann sonuçlandır. Hiç bir şey yapamazsa çocuk, annesine sırtımı kaşı diyor. Arada bir yapılırsa doğal bir olay bu. Bu kaşınma istekleri sık sık tekrarlanırsa bu uyannın sonucudur. Böyle durumlarda bir erkek çocuğu anneye yakınsa, ileri yaşamında bir başka kadınla mutlu olması güçleşebilir. Peki Şima hanım, şimdiye kadar kadının ve erkeğin olumlu olumsuz yanlannı ortaya döktünüz. Sizce ideal bir anne baba nasıl olmalıdır? BELtK İki sosyal insan biraraya gelmiş ve bir aile kurmuşlarsa, ikisinin de aile yapısı içinde çok önemli yerleri var demektir. Anne babalar bir kere bunun bilincinde olmalıdırlar. Toleranslı insanlar olmak zorundadırlar. Tolerans aile yapısı içinde çok önemli bir olaydır. Kültürel seviyelerini yüksehmeye çalışmalıdırlar. Söz gelimi çocuk annesinin belirli bir kültür düzeyine erişmemiş olduğunu farkettiği zaman, babaya yönelmeye başlar. Eğer babada da bulamazsa özlemini dışarıda arar. Bu nedenle anne de baba da kendilerini belirli oranda yetiştirmek zorundadırlar. Evlenme biçimi erkeğin kadına bakış açısını da yansıtıyor Para kazanmaya başlayan, askertiğini de bitirmiş erkeğin, artık evlenmesi gerektiği düşünülür. Tanışıp anlaştığı birisi yoksa ve evlenmek de istiyorsa geleneksel bir vola başvurulur: Görücii usulü evlilik. Anketlerin dılıyle verıAraştırma Eğitim düzeyine göre erkeklerin evlenme biçimleri: bkokul meztına erkekler Görücü usulü evlenen Tanışıp anlaşarak evlenenler 62.0 38 0 Ortalise Y.okul nteznM •ezunu erkekler erkekler 38.6 61.4 11.5 88 5 yor. Kadın bir kez daha suçlanmış oluyor böylece. Oysa kadının suçu değil ki bu. Koşullar onu oraya getirmiş. Şurasını unutmamak gerekir. Bir kadını vıiceltecek olan erkektir. Kadın konuşamıyor. Kocasının düşündüklerinden farklı düşünüyorsa, bunları söyleyemiyor. Bugün iki tip kadın oluştu toplumumuzda. Ya susan kadınlar, ya da gereğinden fazla konuşan kadınlar. Ya susan, ya kumardan, giyim kuşamdan, gereksiz şeylerden konuşan kadın tipleri türemeye başladı. Çalışan anne babalann çocuklannın karşılaştığı sorunlar neler? BELtK Çocuğun istediği iki önemli şey var büyüme çağında. Bunlardan biri sevgi, ikinci Daha çok ilkokul mezunu olan erkekler bu geleneksel yöntemi tercih ediyor. Eğitim düzeyi yükseldikçe, tanışıp anlaşarak evlenenlerin de oranı yükseliyor. Tanışıp anlaşarak, belirli bir arkadaşlık döneminden sonra evlenenlerle, görücü usulüyle evlenen erkeklerin kadına bakışlan farklılaşıyor mu? Bufarklılaşma, en açık biçimiyle, eşlerinin ev kadını ya da çalışan kadın olmasım isteyen erkeklerin tutumlanna yansıyor. Eslerinin ev kadını olmasım isteven erkekler °b olarak Görücü usulüyle evlenen erkekler 795 Tanışıp anlaşarak evlenen erkekler 620 Eşlerinin ev kadını olmasını isteyenler, tanışıp anlaşanlara göre, daha çok görücü usulüyle evlenen erkekler. Pedagog Şima Belik; Bugün iki tip kadın oluştu toplumumuzda. Ya susan kadınlar, ya da gereğinden fazla konuşan kadınlar. Kadın ya susuyor, ya kumardan, giyim kuşamdan, gereksiz şeylerden söz ediyor. kadında doğal olarak varolan bir şey. Eğer bir de maddi koşullan iyi değilse kendine de bakamıyor. Zaten kendine bakacak yeterince zamanı da yok. Bu nedenlerden kendini hoş gösterecek nedenler aramaya başlıyor. Kadın bu kadar pahalı giyinmemelidir, makyaj yapmamalıdır diyor. Bir kazak, bir pantolon neyime yetmez diyor. Bunlar olumsuz koşullar içinde kendisi için yarattığı bir kılıf mı? Bir stgınak mı? BELtK Bir yerde kendini inandırmaya çalışırken, bunları çevresine, kocasına da kabul ettirmeye çalışıyor. Özellikle büyük kentte yaşayan erkek, en basitinden en gelişmişine kadar çevresinde birçok olanaklara sahip. Çok şey görüyor çevresinde. Görüp işittiklerini evindeki kadınında bulamayınca da beklentiler başlıyor. Mesela sen nıüzikten anlamıyorsun, seninle bir iki duble içki bile içemiyorum. Benimle konuşamıyorsun, bir kitabı bile tartışamıyoruz, kendine hiç bakmıyorsun diyebüisi de güven. Bizde sevginin aşırısı oluyor genellikle. Parayla, maddi şeylerle ölçülen bir sevgi gösterisi var. Doğal olan, içten gelen sevgi çocukların istediği. Birçok örneğini görüyoruz, anne babanın doğal sevgisi içinde gelişen çocuklar giderek azalmaya başladı. Bu sevgisizlik büyük bir yoksunluk çocuklar için. Güven konusu da çok önemli. Çocuklarımız için önemli bir olay da aileden almacak eğitimin yetersizliği. Düzensiz aile örnekleri çoğaldığı için bunları rahatlıkla gözleyebiliyorsunuz. Bütün bu olumsuzluklar içinde kararsız, sorumsuz çocuklar yetiştiriyoruz. Ya da çok aşın bir ihtimam gösteriyoruz oniara karşı, kucakta taşıyoruz, yemeğini yediriyoruz, ilkokul çağında biie kendi yemeğini yemeyen çocuklar görüyoruz. Bütün bunlar pasif çocuklar yetiştirmemize neden oluyor. Zamansız bilgilendirme de çok önemli, ya aşın bilgiler vererek çocuğu boğuyoruz ya da bunu anlamazsın, çocuksun diyoruz. Çocuk dengesiz bir Erkeklerin eslerinin ev kadını olmasım isteme nedenleri Gârücü «salüyle Tantşıp. anlaşarak evlenen erkekler evlenen erkekler Aileye daha iyi bakabilme Çalışmanın kadını yıpratması Kadının çalışmasımn geleneklere ters oluşu Neden belirtmeyenler. 435 0.8 34.1 21.2 59.1 3.9 25.8 11.4 Hangi biçimde evlenirse evlensin, eşlerinin evkadmı olmasım isteyen erkeklerin çoğunluğu, evde oturan kadının kendilerine ve çocuklanna daha iyi bakabileceği inancında. Ancak, burada önemli olan, gelenek ve görenekler nedeniyle kadının çalışmasına karşı olanlar. Görücü usulüyle evlenen erkekler, tanışıp anlaşanlara göre, daha büyük oranda kadının gelenekler yüzünden çahşmasına karşı. "Ana babamızdan böyle gördük " diyorlar. Dolayısıyla evlenme biçimi, erkeğin kadına bakış açısını da yansıtıyor. Görücü usulü gibi geleneksel kalıplar içinde yapüan evlilikler, kadının da geleneksel kalıplar içinde değerlendirilmesini beraberinde getiriyor: Evinde oturan kadın çocuk doğurmakla, eşine ve çocuklanna hizmet etmekle ve evini olabildiğince temiz tutmakla yükümlü.. Erkeklere ve kadınlara qöre en iyi çocuk bakımı Erkeklere göre Kadıntan «6re Anne bakımı Kreş ve yuva bakımı Difjer 91.9 7.3 0.8 86.3 11.5 2.2 Yarın: .Mutsuz evliligin sonuçları Başkent söyleşilerinde kötümserlik ağır basıyor. Cumhurbaşkanı Evren'in son konuşmalarına dönük yorumlar, Rogers planıyla ilgili tartışmalar, ekonomideki ters gelişmeler, parlamentodaki tutarsız olaylar belli bir karamsarlığı giderek derinleştiriyor. Geçen gün ekonomist bir dostumla konuşurken ufkumuz büsbütün karardı, sayılar istatistikler ve beklentilerte çizdiği tablo yBşam gücünü de direniş gücünü de yitirtiyor bir anda. Peki, yitip gidecek miyiz? Bence hayır. Cumhurbaşkanının son konuşmalarını doğal buluyorum ben. Çünkü Sayın Evren de demokrasiye geçiş sürecini yaşıyor henüz. Bu süreci aşmak çok kolay değil. Bu süreci aşmak için kişilerin de, kuruluşlann da demokrasiye inanmaları gerekiyor her şeyden önce. Demokrasinin kurallarını içlerine sindirmeleri gerekiyor. Bunu söyleyebilir miyiz rahatça? Galiba hayır Demokrasiyi tek sesli bir olay gibi düşünmek eğiliminden kurtulmadıkça, işlertiği beklenemez, değil mi? Kimi zaman Çankaya yollarında yürürüm. Yerrryeşil ağaçlar arasında Çankaya Köşkü'nü seyrederim uzaktan. İçerde kimler var, neler konuşulur, ne tartışılır, diye merak edenm, kapılar kime açılır, kime kapanır? Köşkün çevresinde görtilmez duvariar örüldüğünü hissederim kimi zaman, duvarcıları merak ederim. Rahmetli Gürsel ile bir konuşmamız çınlar kulağımda. Köy enstitüleri i!e ilgili bir konuşması beni çok üzmüş, acı biçimde eleştirmiştim. Kızım bana böyle anlatmadılar, dedi. Ben de sordum: Anlatanlar kim, neden başkalarını da dinlemiyorsunuz? Sayın Gürsel'e boşuna, "Cemal Aga" dememişler, başkalanyla da konuştu, sonra bir konuşmasında o yanlışı düzeltiyerdi. Sayın Evren'in son konuşmalarını dinlerken düşündüm. Çankaya Köşkü'nde bir danışmanlar grubu çalışsaydı, yaşadığımız olaylar, bu düzeye vanr mıydı acaba? Böylesine hızlı siyasal tırmanışlar olur muydu? Bir siyasal danışman, bir toplumbilimci öyle bir konuşma için nasıl bir görüş öne sürerdi acaba? Siyasal gelişmeleri iyi izleyen, doğru değerlendiren bir danışman Sayın Evren'i uyarabilirdi bence, ya da bir toplumbtlimci böyle bir konuşmanın, çekip gitmekten söz etmenin ters bir ortam oluşturabileceğini söylerdi hiç değilse... Son gelişmeler Cumhurbaşkanımızı da Genel Sekreterini de biraz düşündürmüş olmalı. Bu açıdan ben iyimserim. Aslında kötümserliği hiç sevmem, kısır bir duygu diye düşünürüm. Çünkü kötümserlikle hiçbir şey üretemez insan, acıyla üretir, ötkeyle üretir, ama kötümserliğe saplanır kalır. Oysa bugün saplantılardan kurtulmak, üretken olmak zorunluğu var. Sayın Evren'in konuşması da tepkiler üretti, eleştiriler üretti, değişik sesler üretti, kötümser değil, iyimser olmak gerekir bence, tepkiden değil, tepkisizlikten, sesten değil, sessizlikten kaçınmalı. Duyarsız birtoplum özlemiyle demokrasilerde yol alınamaz. * • • Mehmet Güleryüz ile bir söyleşi yaptık geçen gün. Bir sanatçınm tüm sancılarını yaşadım onu dinlerken. Bir resim, bir yontu nasıl oluşuyor, sanatçının kafasından, yureğinden çıkıp oluşuncaya kadar ne kavgaiar yaşanıyor, nasıl göz nuru ve alın teri dökülüyor, çok güzel anlattı değerli sanatçımız. Bir sözü özellikle etkiledi beni: Asıl sorun, bir resim ya da yontu bitince başlar, dedi. Güzel bir ürün vermişseniz, onu aşmanız gerekir, yeniden kolları sıvamanız. Verememişseniz, o yenikliği aşmanız, daha çok çalışmanız... Siyasal ressamlanmız bu sözden bir yorum çıkarmalı bence. Ozüne.sanatına saygı duymak önemli bir olay, Mehmet Güleryüz, bu nedenle önemli bir ressam. Tablolarını seyrederken sonsuz bir inanç, tepeden tırnağa sevgi, öfke ve de acı hissedıyor insan. Kiminde ağlıyor, kiminde gülüyor, ayrıca, o tabloyu üreten ellerin öyküsünü yaşıyor. O söyleşiden çok iyimser ayrıldım ben. ne güzel ressamlanmız var, diye sevindim. Kötümser dostlanma hiç katılmıyorum. Çünkü iyimserlik veren olaylar da yaşıyoruz durmadan. Ruhi Su'nun son yolculuğundaki kalabalıgı ammsayıverin.. TV bir santimlik görüntü vermese de, niteliği ve niceligiyle gözlerden silinebilir mi o kalabalık?' Sonra Erdal İnönü ile Aydın Gürkan'ın yarattığı coşkuya bakın, halkımızın demokrasiye inancını, bitmeyen umudunu yansıtmıyor mu bu coşku? İnönüGürkan birlikteliğiyle gelişen bu coşkuya limon sıkmak kolay mı artık? Geçen akşam Hırçın Kız'ı seyrettim Devlet Tiyatrosu'nda Shakespeare'in güldürüsünü Yücel Erten sahneye koyuyor. Devlet Tiyatroları, son yıllarda sanat düzeyıni yitirdi, hayli yozlaştı diye az yazmadım bu köşede. Ama işte, güzel bir Shakespeare oyunu seyrettik, eleştirmeciler, neler yazar bilmem, ben mutlu ayrıldım tiyatrodan. O yozlaşan ortamda sağlıklı bir gelişme gözledim çünkü. Yücel Erten, çağdaş bir yorumla dipdiri bir oyun üretiyor. Gazetemizde kadın sorunları tartışılırken, bana çok anlamlı geldi bu yaklaşım. Işık Yenersu da çok güzel oynadı o son sahneyi, Hırçın Kız'ın day^ık, kötek ve de açlıkla tatlı ve uysal bir kadına dönüştüğünü düşünenler, kanlı elierini görünce iyi bir tokat yediler. Yücel Erten, Shakespeare'in oyununda hiçbir şey değiştirmiyor. Shakespearein sözlerine bir söz eklemiyor, ama Hırçın Kız'ın damarların, keserek oyunu çağdaş bir düzeye vardırabiliyor. Devlet Tiyatrolan'nın eskimiş, yıpranmış sahnesine taze kan katabiliyor. Umutsuzluğa, kötümserliğe gömülerek değil, tersine umutsuzluğu aşmaya karar vererek, o kararı kesin uygulayarak gerçekleşiyor bunlar... Önce Karar Vermeli... Erkekler ve kadınlar, çocuğun en iyi bakımmın annenin yanında sağlanabileceği inancındalar. Anne bakımmın önemine inanan erkekler, kadınlara oranla daha fazla. Çocuk bakınuna ilişkin yaklaşvnlarmda farklılık olmasma karştn, çocuklar, eşler arasındaki önemli tartışma konularmdan biri. ISTANBUL SANAT TIYATROSU Erkekler, ev işlerine katkıda bulunuyorlar mı? Erkekler tarafından, eş olarak öncelikle ev kadınlarmın tercih edildiği toplumumuzda temizlik, yemek yapmak, bulaşık ve çamaşır yıkamak, çocuğa bakmak gibi işleri ağırlıkla kadın üstleniyor. Erkeğin ise ev işlerine katılımı oldukça sınırlı. Erkekler ne kadar ev işi yapıyor? E* işlerine katılcnğını beflrten erkekler H Erkeğin ev işlerine katıldığını bettrten kadınlar «j^ Temizlik Yemek İxT 8.6 3.7 3 1 KUÇUKADAM SNA? Oyunlaştıran: YILMAZ ONAY Yöneten: RUTKAY AZİZ Müzik: TİMUR SELÇUK Dans Düzeni: ALTAN TEKİN Çeyre Düzeni, Giysi: ALİ CEM KÖROĞLU NAZ ERAYDA HANS FALLADA Elemanlar Aranıyor Bulaşık Çamaşır Çocuk bakımı 5.2 3.1 5.9 . 26 1.7 3 2 tamirat Alışvenş 87.9 77.9 61 4 40 8 Her lOOerkekten 7'si temizlik, yaklaşık 9'u yemek, 57 bulaşık, 3'ü çamaşır. 6'sı çocuk, 88'i tamirat ve 78'i ise, alışveriş işlerinde eşlerine yardımcı olduklarını belirtiyor. Kadınlur ise, erkeklerin belirttiklerinden de daha az oranda ev işlerine yardımcı olduğunu süylüyor. Kadının göziiyle, erkeğin katılımı hemen hemen yarıya düşüyor. Yalnızca tamirat işlerinde erkeğin belirttiğine yakın oranı veriyorlar. Erkeğin ev işlerine katılımı konusunda erkeklerden ve kadınlardan farklı yanıtlar gelrne\ine karşın. erkeklerin, çoğunlukla tamirat ve alışveriş işlerine kutıldıkları görülüyor. Erkeklerin ev işlerine katılımı Görücü usıılvyle Tanışıp. anlaşarak evlenen erkekler evlenen erkekler AYA Reklam Hizmetleri A.Ş. Seher Yıldızı Sok. No. 6 Etileristanbul > "ta «* 9.7 11.6 Temizlik Yemek 3.6 4.8 Bulaşık Çamaşır Çocuk bakımı tamirat '.. 3.0 6.9 Alışveriş 75.9 24 32 534 • 3.7 82 87.8 79.5 îuma 21.00/C.tesi 13.30, 16.30/Pazar 16.30, 19.: Tel: 140 67 92 DR6DP.60REME.IHLARA Zelve FeriBacaları.YeraltıŞehirleri.Eğlence CTJMHURİYET BAYRAMINnA. 2639 EKIM özel (Jtol)üs Tanı Pansivon Tanışıp anlaşarak evlenen erkekler, görücü usulüyle evlenenlere göre ev işlerine daha fazla katkıda bulunduklannı helirtiyorlar. ŞAN TİYATROSU'NDA 33.000 Barbarus HuKan 35 1611U74161S226 161Z281 kaidikov Slrtur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle