16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EKİM 1985 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Mübarek, Kral Hüseyin ile görüştü Ortadoğu'daki son gelişmeleri değerlendirmek üzere dün Ürdün 'ün başkenti Amman 'a gelen Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, 5 saat süren ziyaretini tamamlayarak Kahire'ye döndü. Mübarek, Kahire Havaalam 'nda basına yaptığı açıklamada, Ürdün Krah Hüseyin 'le İsrail Başbakanı Şimon Peres'in Ürdün ile hrail arasındaki savaş durumuna derhal son verilmesi yolundaki çağnsını incelediklerini kaydetü. Mübarek, Hüseyin 'le yaptığı görüşme hakkmda aynntıu bilgi vermedi. Yalnızca Ortadoğu 'daki banş sürecini yeniden gözden geçirdiklerini söylemekle yetindi. İki liderin Ortadoğu 'daki sorunlann yam sıra, Arap ülkeleri arasındaki dayanışmanın güçlendirilmesi için atılacak adımlar üıerinde de durduklan samhyor. ABD Devlet Başkanı, Moskova'yı kriz bölgelerinde işbirliğine çağırdı Reagaırdan "Yalta85" önerisi Başkan Reagan'ın dünyanın belli bölgelerindeki uyuşmazhklann çözümü için önerdiği plan, çarpışan tarafların görüşme masasma oturtulması için iki büyük devletçe çaba sarfedilmesi, gerektiğinde görüşmelere katıhnması ve anlaşma sağlanmasmın ardından serbest seçimlerin yapıîmasını öngörüyor. Reagan'm bu önerisi BM kulislerinde dünyanın belli bölgelerinin paylaşılmasım öngören, "Yalta1985" olarak değerlendirildi. Sovyetler Birliği Dışisleri Bakanı Eduard Şevardnadze ABD'ye "Yıldız Savaşları"ndan vazgeçmesi çağrısında bulundu. Dış Haberter Servisi ABD Başkanı Ronald Reagan, dün BM Genel Kurulu'nda merakla beklenen konuşmasında, iki buyük devlet arasında yapıcı ilişki kurulabilmesinin bölgesel uyuşmazhklann çözümune bağlı olduğunu belirterek, Şovyetler Birliği'ni bu alanda işbirliğine çağırdı. Reagan'm bu çağnsı BM kulislerinde dünyarun belli bölgelerinin paylaşılmasım öngören "Yalta1985" olarak değerlendirildi. Başkan Reagan'm bölgesel sorunlarla insan haklanna ağırlık verdiği konuşmasında Afganistan, Kampuçya, Etiyopya, Angola ve Nikaragua'da Sovyetler'in yayılmacı siyasetleri nedeniyle her gün birçok insanın hayatını kaybettiğini belirterek, bu ülkelerde barışın sağlanması için üç aşamalı bir plan önerdi. Bu plana gore ilk önce ABD ve SSCB, savaşan taraflan banş görüşmelerine başlamaları için çaba sarfedecekler. İkinci olarak REAGAN ABD Başkanı Reagan 'dan yeni öneri. bu girişimi desteklemek için her iki ulke de görüşmelerde bulunacaklar. Son aşamada ise bir banş anlaşmasım izleyerek serbest seçimlerin yapılması öngörülüyor. ABD Başkanı Ronald Reagan, bu formülün işlemesi durumunda, söz konusu ulkelerin dünya ekonomisine döneceklerini ve gerekirse ABD'nin ekonomik yardımından yararlanabileceklerini kaydetti. Sovyetler Birliği lideri Gorbaçov ile gelecek ay yapacakları gorüşmede bölgesel sorunlann çozümune ağırlık vereceğini bıldiren Reagan, görüşmelerin iki ülke için de "taze bir başlangıç" olması çağrısında bulundu. Başkan Reagan, SSCB'nin uzay savunma sistemlerinin geliştirilmesi çaltşmalarından vazgeçilmesi çağnsını reddetti. Bu arada BM Genel Kurulu'nda konuşan SSCB Dışisleri Bakanı Eduard Şevardnadze, silahlanma yarışırun, dunyayı bir uçurumun eşiğine getirdiğini kaydederek, ABD'ye hazırladığı "Yıidız Savaşları" projesinden vazgeçmesi çağrısında bulundu. Şevardnadze "Sovyetler Birliği uzayda sılahlann olmadığı bir dünya öneriyor" dedi. Şevardnadze, Moskova'nın getirdiği önerinin, Yıldız Savaşlarına karşı "Yıldız Barışı" olduğunu söyledi. Bakan nukleer silahların sayısının azaltılmasmı ve ABD ile SSCB'nin nukleer denemelere son vererek, diğer güçlere örnek olmasını istedi. Şevardnadze kasım ayında yapılacak ReaganGorbaçov doruğunda ABD'yle anlaşmaya varmalarının, BM'nin 40. "doğum günu"ne sunulacak en iyi armağan olduğunu kaydetti. Yaşamsal Bir Sorun SAMIM LUTFU Ağustos biter bıtmez dönerdı istanbul'dan Bursa'ya ve bırkaç güneşlı günden sonra hemen başlardı eylül yağmurları. Dağın eteklerıne, neredeyse Çelikpalas'ın damının biraz üstüne değin ınerdı bulutlar. Yağışta dağ somurtkan, ova zırıl zırıl olurdu. Geride kalan yazın özlemıyle, çekılır arka taraftaki odasına, yağmurun cevizın dallarından süzülerek güz yaprakları üstüne düşüşünü dinler, çürümeye yüz tutmuş yaprakların, buram buram tüten nemli toprağın, pencerenin hemen yanındakı ıslanmış tahta trabzanın kokusunu içine çekerdi. Ön bahçeden buhur gibi tüten güllerin kokusu ulaşırdı. Kitaplıktan 1 lıralık Varlık Yayınları'ndan bırinı çeker, Sait Faik'in kendisini yeniden Burgaz'ın sulannda parlayan temmuz güneşine götüren sayfalarına dalardı... İçerden, kızkardeşınin açtığı radyodan Nat King Cole'un Kadife sesı yankılanırdı: "The Folking Leaves..." GulBaba'öa, Bursa'dagüller arasındaki o asudeyaşam da yıllarca ötede kaldı. O günlerin genç kızlığa ilk adımlarını atan kız çocuğu büyudü.ere çocuğa karıştı, o güzel yüzünü, kovan etrafında vızıldayan arılar gibı, çevreleyen canlı san kumral saçlara neredeyse aklar duşecek. Güçlüklerı, engelleri bol bir yaşam savaşı ıçinde artık o. Ne zaman ülkeyi sarsan bir çalkantı olsa, dogrudan yaşamına yansıyor ve bir kez daha yollara düşürüyor onu. Bir süredir eylül yağmuriarına da başka gözle bakar oldu. Şimdi akşam nefes nefese eve koştuğunda musluklar yine tıslayacak korku'suyla, endişeyle bakıyor eylülün ayak dıreyen yalancı yaz günlerıne. Üstelik bir süredir İstanbul'da da, Bursa'da da, eylükten vazgeçtik, ekım yağmurları bile neredeyse kentin büyük alanında toplu yağmur duasıyla çağnlacak kadar nazlı oldu. Yetkililer ise, "ekim yağmurları düşmeyince kerbelâ" olacak derlerken, neyse ki bir set kurtarıverdi durumu Geçenlerde bunları anlatırken birden duruverdi ve sonra. Ben de, dedi, şu çalkantılı yaşamımda sıyasal hareketlenmenın yeniden yeşermeye başladığı ortamda amma "sudan" konulara dalmışım değil mi? Oysa, Türkiye'nin en büyük kenti. 5.5 milyonluk İstanbul'da onun evinın musluklarını tıslatan yapısal bozuklukla, neredeyse rıtmik bir biçimde yaşamırjı allak bullak eden toplumsal çalkantı arasında dogrudan bir bağlantı var ve korkarım ki, bu bağlantıyı kavrayamadığımız sürece de demokras* konusunda da başarıya kolay erışemeyeceğiz. Gerçekten, Türk demokrasisinin Türk toplumunun bugün karşı karşıya bulunduğu en önemli sorunlardan biri de, üretkenlıği. toplurnsal yaşamı çoğulcu sistemin yapıcı doğruttusunda tutmaya yetecek düzeye bir türlü yükseltılememesıdir. Yirmi birincı yüzyıla girerken, Türk toplumu, bir yandan toplumsal gelişmenin demokratikleşmenın ön koşulu olan gelişmeleri yaşıyor; kapalı köy ekonomisinin çemberi kırılmış, pazar ekonomisı egemen olmuş, hızlı kentleşme ve montaj temeline de otursa, sanayileşme, kapalı aile yaptsını parçalamış, "birlokma bir hırka" düşüncesi çoktan geride kalmıştır. Bunlar hep gelişmenin, demokratikleşmenın önkoşulunu alt yapısını oluşturuyor Turkiye'de topluluklann değişimleriyle biriikte, ekonomik ve maddi ısteklerinin artmasına koşut olarak gelişıyor demokratık istemler. Ama gel gör ki, toplumumuzun üretkenliğı, bu istemlere yanıt verecek bir hızla artmıyor. Demokratik ıstemlerle koşut olarak artan bu istekleri karşılayacak bir üretkenlığe erışemeyen toplum, demokrasi de ıkide bir tekliyor. Demokratik olmaya yönelen yapının oya dayalı tabanı topluluklarının isteklerini geri çevıremezken, ekonomik yapı da, istekleri karşılayacak bir üretkenlığe erışemeyınce ya oyalayıcı önlemler sürülüyor piyasaya. ya da üretim artırılamadığı için, üretilen mal ya da hizmetın niteliğini zedeleyen zorlamalarla. niceük arttırılmaya çahşılıyor. Tıpkı 20 kişiye de içirebilmek için durmadan üstüne su eklenen bir şişe şarap gibi. Ne yazık kı, eğitımden, sanattan, spordan, konut üretimınden, ulaşıma, sanayii üretimine kadar her alanda benzeri gelişmelere tanık oluyoruz kırk yıldır. Bu sorunu bir türlü her iki ayağının üstüne oturtarak çözemeyince de, toplumsal çalkantılar. ritmik bir devresellıkle kapımızı çalıyorlar Bir yandan ekonomik istekleri geri çevirirken, öte yandan demokratik istekleri zorla bastıran zorba çözümlerin, 21. yüzyılın eşiğınde, Türkiye'yi hızla geriye kaydıracak, amorf bir toplum yarattığı böylelikle sözde çözümun gerçekte bir çözümsüzlük olduğunu bir kez daha yaşayarak gördük ve anladık. Demokratik istemleri körletmek, toplumun ınsan malzemesinı monetarist ekonominm vçinde daha da yabancılaştınp, sessizleştırip, özünde yıne yeterince üretken olmayan, olamayan, yapay bir ekonomızmin kısır çarkları arasında afallatmanın çözümsüzlüğünün özel ve evrensel sürecini de yaşıyoruz. Dünyanın dört bir yanında Friedmancılık'ın başansızlığı tescil edilir, Reagan yönetımi bile, bugüne dek az gelışmişlere umar olarak sundukları. Turkiye'de ise Özal patenti ile piyasaya sürülen. çarenin geçersizligını kabul zorunda kalırken, Turkiye'de sosyal demokrasi, bir kez daha, geniş kıtlelerin, iç ve dış etkin çevrelerin önüne ciddi bir seçenek olarak geliyor. Sosyal demokratlarm yeniden çok cıddı bir seçenek olarak ortaya çıktıklan bugünlerde, yaşamsal üretkenliğı arttırma sorunu da gundeme geliveriyor. Açık yüreklilikie söylemek gerekır ki, sosyal demokratlar, geçmiştekı kısa ve yarım yamalak ıktidar dönemlennde, Türk demokrasisinin üretkenlik kısırlığından doğal topallığını giderememış, giderebıleceğını gösterir elle tutulur seçenekler programlar sunamamış, üretkenlik arttınlmadan katılımcılığın anlamsız, demokratıklığin marız olacağını görememış ya da görmüşse bile, yeterli önlemı alamamışlardı. Hatta denebilır ki, onlar üretkenlik alanında ne yazık kı, demokratlıklannın yapaylığını kof bir popülizmın ardına gizleyen ve her iktidar oluşlarında, belirli bir sürenin sonunda, Türkiye'yi askeri müdahalenin eşiğinden içeri itmiş olan sağın bile gerisinde kalmışlardı. Yalnız bu kez, sosyal demokrat hareket, yeniden bir seçenek olarak adaylığını koyarken, sooınun ciddiyetini ve boyutunu kavramış, uzerine gitmeye hazır bir görünüm ıçindedir. Eğer onlar bu alanda cıddi, tutarlı. inandırıcı bir program oluşturmayı becerebilirlerse, hem kendilerini başa getirecek yolu açmanın, hem iktıdarlarını pekiştirmenın, hem de Turkiye'de demokrasinin ikide bir mudahale noktasına varan kısır döngüsünü kırmanın yolunda yaşamsal bir adım atmış olacaklardır Yalta' nedir? Dünyanın paylaşımı 411 Şubat 1945'te ABD Başkanı Roosevelt, Ingilız Başbakanı Churchill ve Sovyet lideri Stalin, Yalta'da bir konferans için toplandılar Bu konferansta Almanya'nın silahsızlandmiması ve savaş tazntmatı konusunda anlaşmaya varamayan lıderler, bu sorunu daha sonraya bırakarak, Churchill'in ısrarlanna rağmen Stalin ve Roosevelıîn isteği uzerine Almanya aleyhinde bazı ödünler karşılığında Doğu Polonya'nın bölünmesını kabul ettiler. Churchill de buna karşılık tngiltere'deki Polonyalı goçmenlerin Polonya'ya gerı döndürülmesini sağladı. Yalta gizli belgelerinin daha sonra ABD tarafından 1955'te yayımlanmasma rağmen hâlâ gizli bazı belgeler bulunduğu soylenıyor. ABD Senatosıij Ürdüne silah satışını erteledi ABD Senatosu, hükümetin Ürdün 'e planladığı silah sattsmı, Ürdün ile tsrail arasında doğrudan görüşmeler yapılana kadar erteleme karan aldı. Senatonun dünkü birleşiminde yapılan oylamada, yalnızca bir senatör satışın ertelenmesini öngören karar tasansının aleyhinde oy kullandı. tsrail lobisinin yoğun baskısma rağmen, satısm Ürdün 'ün güvenliği için gerekli olduğunu savunan ABD Başkanı Ronald Reagan da, kongrenin kabul etmesi halinde satısı ertelemeyi öngören tasanyı imzalayacağını açıkladı. Tasarmın, senatodan sonra ABD kongresinin ikinci kanadını oluşturan temsilciler meclisinde oylanması gerekiyor. Pasifik'te nükleer deneme gerçekleştirildi, çevreciler tutuklandı Fransa Greenpeace gemisine el koydu LONDRA, (a.a.) Çevre koruma örgütu "Greenpeace"e ait bir gemiye, Güney Pasifik'te Fransız komandolarınca el konduğu bildirildi. Greenpeace sözcüsu, VEGA adındaki geminin, komandolar el koyduğu sırada Fransız karasulannın 6 mil açığında bulunduğunu ve Fransa'nın Mururoa mercan adasında 24 saat içerisinde bir nükleer deneme gerçekleştireleceği haberi uzerine söz konusu ada açıklanna gitmeye karar verdiğini söyledi. Bölgeye VEGA'nın yerini alacak başk?, bir gemi gönderip göndermeyeceği konusunda ise açıklama •yapmadı. Bu arada Fransız Savunma Bakanı Paul Quiles, VEGA'nın Mururoa açıklarında Fransız karasularını ihlal ettiğini bildirdi. VEGA'nın söz konusu adanın 10 mil açığına gelmesinden sonra Fransa'nın mudahale ettiğini kaydetti. Bakan, gemi murettebaüran ise tutuklandığmı belirtti. Fransa'nın ise dün gece TSİ 20.30'da Mururoa adalarında"HERO" adında nükleer deneme yaptığı bildirildi. Yeraltı nükleer denemesinin, gerçekleştirilmesini Fransa Başbakanı Laurent Fabius, Savunma Bakanı Quiles, parlamenterler ve gazetecilerden oluşan kalabahk bir topluluk izledi. Bu arada, Yeni Zelanda Başbakanı David Lange, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, nükleer denemelerin yasaklanmasını istedi. Avustralya hukümeti adına da konuştuğunu kaydeden Lange, Nükleer silahlanma yanşının sona erdirilmesi konusunda hükümetinin kasım ayında, Cenevre1 de yapılacak, Reagan Gorbaçov zirvesinden olumlu sonuçlar beklediğini bildirdi. "Mini doruk" sona erdi New York'ta yapılan ve ABD, Japonya, Kanada, F.Almanya, Ingiltere ve ltalya'nın katıldığı "mini doruk" sona erdi. ABD Dışisleri Bakanı George Shultz, konferansın DoğuBatı ilişkilerine ve Cenevre'de yapılacak ReaganGorbaçov doruk toplantısına canlılık getireceğini umit ettiğini bildirdi. Shultz, görüşmeye katılan 5 liderin de silahlanmanın kontrolu konusunda ABD'nin tutumunu desteklediklerini açıkladı. KOMANDOLAR MÜDA HA LE ETTt Greenpeace adı çevre örgutünün gemisi VEGA, Güney Pasifik 'te Fransız nükleer denemesini izlemek için Mururoa adasına 6 mil açıktayken Fransız komandolannın müdahalesiyle karşılastı. Çevreciler tutuklandı. Güney Afrika'da 6 bölgede olağanüstü hal kaldırıldı Güney Afrika Devlet Baskanı P. fV.Botha, ülkesinde üç ay önce olağanüstü hal ilan ettiği 36 bölgeden altısmda bu uygulamaya son verme karan aldı. Botha, bugün yaptığı uçıklamada, siyahlar ile güvenlik görevlileri arasındaki çatışmalardan etkilenen bölgelerden altısmda durumun düzeldiğini, bu nedenle olağanüstü hal uygulamasmın kaldınlmasma karar verüdiğini kay• detti.Guney Afrika'da onceki gece meydana gelen çatısmalarda beş siyah ölduruldü. Şiiler Sovyet diplomatîarını arıyor Lübnan'ın başkentiBeyrut'ta 30 eylülde kaçmlan üç Sovyet diplomatını bubnak amacıyla, Şii "EMEL" milislerinin, onceki gece Beyrut'un guney kesimlerinde geniş çaplı bir arama operasyonu gerçekleştirdikleri bildirildi. Gelen haberlere göre, tlerici Sosyalist Parti militanlanyla işbirliği yapan "EMEL" milisleri BatıBeyrut'taki bazı mahallelerde de arama yaptılar. Ancak Sovyet diplomatlar bulunamadı. Haber kaynaklan, operasyon sırasında en az 70 kişinin sorguya çekildiğini kaydediyorlar. Hünerinjzi Gösterin, Ödül Kazanın... Yün ormede ustasınız. Ördüğünüz kazaklar. bebe takımları, şal ve yatak örtüleri vb. çevrenızdekilerce çok beğeniliyor. Bu ustalığınız AKSU El Örgü Yünlerı'nin kalitesıyle bırleşince daha büyük harikalar yaratırsınız. Katılın yarışmamıza, hünerınizın karşılığını alın. Katılma Koşulları: Yarışmada yalnızca AKSU El Örgu Yünü kullanılacak ve makıne ile yapılmtş örgüler değerlendırmeye alınmayacaktır. Bitirdiğıniz bir örgü ışinı, 31.1.1986 tarihine kadar, 10 adet "AKSU YÜN" bandrolü ve dolduracağınız "Katılma Formu" ile birlıkte fabrika adresimıze paketle postalamanız. yarışmamıza katılmanız için yeterlıdır. Yanşma sonuçlandığtnda dereceye giremezseniz de 400 gramlık bir "AKSU YÜN" teselli paketi ve bize yanşma için gönderdiğiniz örgü işiniz adresinize postalanacaktır. Değerlendirme: Fabrıkamıza ulaşan urunler jürı tarafından 15.2.1986 tarihine kadar değerlendırılecek ve dereceye gıren 200 ürüns aşağıda belırtılen tutarlarda ödüllendirilecektır. Derece alan ürünler Sayın Sacıde Ayaz'ın hımayelerınde düzenlenecek bir Kermes'te satılacak ve geliri Darülaceze Yardım Derneğı'ne bağışlanacaktır. "Polisario" Batı Sahra'da ateşkes ilanını tanımıyor Batı Sahra'nın bağımstzhğı için savaşan Polisario cephesinin yüksek düzeydeki bir yetkilisi, Fas Krah 2. Hasan'm Batı Sahra'da tek yanlı ateşkes ilan etmesi ve bölgede referandum yapüması yolundaki önerisini reddettiklerini bildirdi. Polisario Cephesi Dışitişkiler Sorumlusu OuldSalek, BM Genel Kurul'unda Fas Başbakanı Kerim Lamrani tarafından okunan Kral2. Hasan'm mesajmın "Fas önerilerinin bilinen ve uzlaşmaz tekranndan" başka bir şey olmadığını öne sürdü. (a.a.) 100 bin işçi daha greve gitti STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'da, Papandreu hukumetinın aldığı son ekonomik onlemleri protesto etmek amacıyla, geçen pazartesi gunünden bu yana başlayan grev dalgası yayılarak surüyor. Yunanistan Işçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE)'nin Komunist Partisi (KKE) ve PASOK'tan atılan sekiz üyesiyle işbirliği yapması uzerine ulkede dun de genel grev tehlikesi belirdi. Yunanistan'da dun de enerji, haberleşme ve sanayi kesimlerinde çalışan \uz bini aşkın işçi ve memur 24 saat surevle gre\e gitti. Başkent Atina ve Pire çevresinde hastanelerde gorev yapan 6 bin 500 do!;tor ücretlerinin dondurulması karannı protesto ederek işbaşı yapmadılar. Yunanistan'da hafta başında başlayan grevlerin onumuzdeki Yunanistan'da genel grev çanları Filipinler'de katliam Filipinlertn güneyinde en az 17 kişinin kimlikleri tespit edilemeyen silahlı kişilerce oldürüldüğu bildirildi. Filipinler Silahlı Kuvvetleri sözcusü tarafından yapılan açıklamada ülkenin guneyindeki Cotabato eyaletindeki ıssız bir köyde silahlı kisilerin halkı evlerinin önüne sıralayıp kurşuna dizdikleri, ölenlerin altısının çocuk olduğu belirtildi. Sözcü, olayın soruşturulduğunu, aynca kilise tarafından oluşturulan bir ekibin olayla ilgili unsurlan araştırmaya başladtğını ifade etti. Ödüller: Seçici Kurul: İlk 5 kifiye 500.000'er TL. Başkan: Sacıde Ayaz 20 kifiye 200.000'er TL. Uyeler : Adile Naşit (Ttyatro Sanatçısı) 75 ktfiye Aksu Çeyız Sandığı Ayşegul DınçkökfAksu remsıfcıs/) Canan Barlas cGuneş Gazetesı) 100 kifiye 1 'er adet Aksu Fusun Ozbllgen (Cumhunyet Gazetesi) Panda Battanıyesi Gulşen Bublkoğlu ISmema Sanatçısı) Gunay Ozkaynakçi (Nakış Iç Giynn Öğretmem) MuStafa TavÜOğlU (MUÖO Mağazalan Sahıbı) Nezıhe Araz (Gazetecı, Yazar) Selma Tükel (Hürriyet Gazetesı) Turkân AlagÖZ (Nakış İç Gıyım Ûğretmenı) Vasfiye Ozkocak (Mıllıyet Gazetesı) ' İsimler alfabetik sıraya göre yazılmıştır. Katılma Formu AKSU " 1 . Yün Örgü Yarışmasr Adı, Soyadı: Adresi:. Tarirr.. Örgü ışinın türiı:. * Aksu, Ebrv Tıcaret ve Cena/ans mensuplan yanşmaya katıfamaz/ar Gönderme Adresi: Aksu Iplık Dokuma ve Boya Apre Fabrıkaları T A.Ş . Osmaniye, Aksu Cad No 37, BaKirkoy / Istanbul Tel 570 00 50 (8 hat) günlerde de sürmesi bekleniyor. Öte yandan Yunan İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun 45 uyesinden 26'sı olağanüstü toplantıya gidilip ulkede genel grev karan alınmasını istedi. PASOK uyesi olan Başkan Hristos Raftopulos bu turde bir toplantının ancak 31 ekimden sonra yapılabileceğini söyledi. Raftopulos'un bu arada zaman kazanmaya çalıştığı belirtiliyor. Toplantı yapıîmasını önerenlerin çoğu KKE >anlısı. Bunlan, genel grev konusundaki eğüimleri nedeniyle PASOK'tan atılan 8 üye de destekliyor. Bu arada Raftopulos'un durumu da sarsıldı. Konfederasyona yeni bir başkan seçilmesi konusu gundeme getiriliyor. PASOK'un parlamento grubunda ise milletvekilleri Ulusal Ekonomi Bakanı Kostas Simitis'i adeta soru yağmuruna tuttular ve hukumetin ekonomik politikasını eleştirdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle