15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EKÎM 1985 CUMHURİYET/7 Hanei şahsi, kaşıkı şahsi,kabı şahsi ve... Afgan evinde bir gün 4 Savaş, aile yaşamını da tamamen değiştirmiş. Mercan'ın evinde üç aile kahyor. Hepsi genç, evli mücahitler. Ama çiftlerin ayrı odaları yok. Kadınlar bir tarafta yatıyor geceleri, erkekler bir tarafta. Odanın içinde hiç kadınla karşılaşmadım. Kadınlar, yemeği getirip kapının önüne koyuyorlar da da kıkır kıkır guluşuyorlar. Mercan hafıf bozuldu: "Bir ş«y lazım olunca mutf aga girme, biıx sövle biz getiririz." Çaresız başımı salladım. \rna merakımı gıderememenın burukluğu var. Hadi kadınlardan açılmışken söz, bu cüvekeş cinsiyetle ılgili bir olayı daha aktarayım: Konvoyun resımlerıni vkinci kez çekmek istiyorum. Sabah erkenden tek başıma gideceğım. Akşamdan Mercan'a soyledım. Benı namazdan önce uyandırın diye. Gun doğmamıştı. Birisi dürttü, uyandım. ötekiler horulduyor hâlâ. Giyindim, çantamı aldım. Çıktım. Aşağı inerken, mutfak tarafından bir kapı gıcırtısı duydum. Sabah mahoşluğu var daha. Şöyle bir döndüm. Gencecik bır kız, kafasmın yarısını kapıya sıkıştırmış, öyle bakıyor. Alacakaranlıkta seçemiyorum sıluetini. Pakistan'da otellerde video fılmleri gösteriyorlar. 5O'lı yıllann Amerıkan fılmleri ya da vurdulu kırdılı Tayvan sıneması. Fılmlerde erkek ile kadm şöyle 10 santım birbirine yaklaşınca, ekranda kar yağıyor. Ve bir süre parazit ve kar kalıyor ekranda. Otelin broşurunde açıklaması var. "Filmdeki boşluklar askeri makamlar tarafından sansiır edilmlştir." Mıntıkayı Iskenderheyl bızım Çukurova'ya benzıyor. Daha kuçüğü tabü. Çcvresinde hep çamh dağlar. Mercan'ın evinde kalacağım. "Hanei şahsi". İki katlı kerpiç bir yapı. Guneydoğu Anadolu'dakı buyuk evler tipinde. Kapıdan gırınce biı avlu. Tavuklar, inekler, eşekler dolaşıyor. Merdivenle bir sağa bir sola gidiliyor. Genişçe bir odaya girdik. Yere hasır sermişler. Duvarlar kireç. Gece yeni başlamıştı. Bir parça ekmekle çay içtik. Yataklar serildi yere. Yattık. Tek uyku tulumunu bana verdiler. Üsttimu de, kafam dahil, örttüler. Nefes alamıyomm. Açtım. Keşke açmasaymışım. Sabah kalktığımda kaşım ağrıyor, örümcek şişiği. Göbeğimi açtım, suçıçeği dökmüş çocuk gibi. Korkunç bir kaşınma. Allah mı cezalandırdı? Yorgunluktan merhem surünmeyi unutmuştum. Tahtakurulan ve örümcekler ıntikara aldı galiba. Kimin, ne>'in ıntıkamını? "Muslüman Kardeşlerin" mi? Yoksa şimdıye kadar pırzolalannı afıyetle yediğım buyuklerinın mi? Yorgun vucudun kaşınması bir başka oluyor. \fgan mutfağı pek ünlü değil. Tabü savaşın da etkisi var. Ama yemek önemli bir tören. Yere gelişigüzel bir örtü seriliyor. Bağdaş kurup çevreleniyoruz örtünün kenanna. Küçük bir kilimin içinde nan dedikleh tandır ekmeği. Hep taze ve sıcak. Ya patates ya da pilav oluyor. fgan mücahitleri arasınd Yazı ve fotoğraflar RAGIP DURAN kılerde bir damla bile ter yok. Demek kı, onlar başka yerlerden atıyorlar vücudun fazla sıvılarını. Geceleri cehennem azabı. Mısırlı yok ama hasarat bol. Sadece haşarat olsa neyse. Yatmadan önce bır sessizlik oldu. Hışırt. Ne oluyor diye sordum. Mercan'ın tngılızcesi bıraz kısa. "Bir hayvan hasırı kemiriyordur" dedi. Bır hayvan? Gergedan değil herhalde. Ne olabilir? "Nasıl bir ha>van?". Farenın lngilızcesini çıkaramadı ama "Mkky Mouse" dedi gtılerek. Hasın kemıren, gece uyurken gehp kulak mememı mi ısırır, yoksa başka bır yerimi mı? Bir de Camus'nun "Veba"sı geldi gbzumün önüne. Ben resımleri harıç hayvan hiç sevmem. Ama kımısı benı sevıyor herhalde. Bir başka gece yarı uykudayım. Odanın kapısı açıldı hafifçe. Kimin girdığini göremedim. Köşede en dıpte, kapıdan en uzakta yatıyorum. Hafifçe doğrulup karanhkta gıreni seçmeye çalıştım. Ufak bır şey. Dört ayakh. Köpek galiba. Resulcan'ın kafasını kokladı. Yok yok, keçı bu keçı. Ne yapacağım? Boynuz atar mı? Isınr mı? Mumya kesilmek galiba en iyisi. Keçı, bır bir kafalan koklayarak geliyor bana doğru. Dortgöz durumdayım. Sıktım kendımi. Bakamayacağım artık. Hafifçe ve sessizce döndum arkamı. Ok yaydan çıktı. Ölüm yok ya... Alnımın ust kenannda ıslak bir JLİsmer, açık renk gözlü kadınlar Savaş, aile yaşamını da lamamen değıştirmiş. Mercan'ın evinde üç aile kahyor. Hepsi genç, evli mücahitler. Ama çiftlenn odalan yok. Erkekler bır tarafıa, kadınlar bir tarafta yatıyor geceleri. Odanın içinde hıç kadınla karşılaşmadım. Kadınlar yemeğı tepsiyle getirip kapının önüne koyuyorlar, sonra da kapıyı vunıp uzaklaşryorlar hemen. Bir keresinde dışandan, kaldığım evin damındaki kadınlan tele ıle uzun uzun ızledim. Çoğu esmer ve açık renk gözlu. Patanlar guzel bir ırk. Kadınları daha da guzel. Ama tüm yuzlerini hemencecik çarşafla kapatıyorlar bir er Wlesti yedim mest oldum Afgan mutfağı pek unlü değı! Tabü savaşın da etkisi var. Ama yemek önemli bir tören. Önce evin kuçük çocuklarından bırı surahı ile gelıyor, diğer elinde de bır kova. EUer yıkanıyor. Hafif ıslatma dense daha doğru. Daha sonra yere gelışigüzel bir örtu seriliyor. Bağdaş kurup çevreleniyomz örtunun kenanna. Küçuk bir kilimin içinde nan dedikleri tandır ekmeğı hep taze ve sıcak. Ya patates ya pilav oluyor. Bır keresinde küçuk bir tasta yoğurt getırmişlerdi. Yoğurda 'mesti' diyorlar. Bayağı lezzetli.Bundan sonra sadece yoğurt ve ekmek yıyeceğim. E tabıi gelenek görenek ayrı. Onlar parmaklarıyla dalıyor pilava ya da yağlı patatese. Tedbirliyim. "Kaşık" dedım. Getirdiler. Pilavdan birkaç kaşık aldım. Çok yağlı. Kaşığı piiav tepsisinin içinde bırakmıştım, bir baktun bir başkası aldı kaşığı, yöneldi pilava. Bır tek sözcük yetti: "Kaşıkı şahsi..." Yanıt geldi: "Nee!" Hayır, demek. Negatifin kısaltılmışı. Dikkat ettim, elle pılav yemek zor, ama onlar bu ışı iyi beceriyor. Beş parmak pilava daldıklan sonra avuç içinde yuvarlıyorlar pirinçleri, bir top yapmaya çalışıyorlar. Sonra dort parmak hoop, avucun başlangıana kadar ağzın ıçine giriyor. Tırnakların manzarasını anlatmıyorum. Ve sonra parmaklar bir bır yalanarak çıkarılıyor ağzın içınden. Ke Patanlar güzel bir ırk. Kadınları daha da güzel. Ama tüm yuzlerini çarşafla hemencecik kapatı veriyorlar. Çarşafı büyük bir maharetle kullanıyorlar. Hem çarşafı yüzüne geriyor hem de kafasını çeviriyor, parmaklarıyla çarşafın arasmdan şöyle bir meraki bakışı da ihmal etmiyorlar. kck gördüklerınde. Bırkaç keresinde dikkaümi çekti, çarşafı büyük bir maharetle kullanıyorlar. Hem çarşafı yuzune geriyor, hem de kafasını çevıriyor, ama parmaklarıyla çarşafın arasından şöyle bir meraki goz atışını da esirgemiyor. Kadınsız toplum olmaz ya, ne yaparlar, ne ederler diye çok merak ediyorum. Bir keresinde, şeker almak için kapıyı vurup mutfağa girdım. Fareden kaçarcasına dağıldılar mutfağın dört bir yanına. Araların B t R yEMEKSAHVEtA!***»* Vemek.r yerde yeniyor ya o.yo, O+, ^ak.any'a daUyo.ar suyu dökmeden işte uçer kez eller, ayaklar, kulak arkalan fılan yıkanıyor. Sonra eskı çoraplar geçınliyor ayağa. Bu sahnelerı gördukten sonra antımikrobık hapların dozajmı arttırdım ben. Onlarsa bağışıklık kazanmışlar herhalde. Kamplarda olsun, köyde olsun, temizle kirli arasmda pek muğlak bır ayrım olduğunu gordum. lskenderhe>l 300 hanelı bir köy. Nufusu konusunda ıse değışık sa\ılar var. 3 bin ila 5 bın arasında. Çunku bır hanede bazen ıki bazen uç aile >aşıyor. Patanlar çok çocuk sevıyor. 56 çocuklu aileler az. Doğum kontrolu hak getire... Zaten haram herhalde... narda köşede pirinç tanesi kalmasın diye. Dağlık bölge olduğu ıçın pek su sıkıntısı yok. Daha doğrusu su çok da, pek kullanılmıyor. Mescidin kenarında bir kaynak var. Buz gibi akıyor oradan. tlk gun su istedim. Sürahi geldi. Bardak istedim. O da geldi. Içtim. Fena degıl. Cam bardak olmadığı için suyun rengini göremıyorum, ama tadı normal ve soğuk. Bana getirdikleri bardağı onlardan birisi yine kullanınca "Kabı şahsi" demek zorunda kaldım. "Tamam" dediler. Benım bardağımı kimse kullanmaz oldu. Ama bır de baktım herkes surahiyi dayıyor ağzına, oradan içiyor, hem de ibriğın yansını ağızlarına sokarak. Yemek bittiğinde sıcak su geIiyor ellerimizı yıkamak için. Ama sonra otomobil tamircilerindekı usıupuye benzer Dır paçavrayı yerden yere atıp havlu niyetine kullanıyorlar. Yemekten sonra el yıkanıyor da, diş fırçalayanı gormedım hiç. Ama dişlerı hepsinin bembevaz. Nasıl oluyor? Efendim, yemek sonrası sohbetinde, parmaklar hep ağzın içinde. Tırnaklar kurdan ve fırça görevinı yapıyor. Bır guzel sıyırıyorlar tırnaklarıyla yemek artıklarmı. Sıyırmak ne kelime, kazıyorlar. Tırnakları anlatmamıştım değıl mı? Gerek yok. Gördüm, temizlik imandan gelmiyor. Çunku ımanlanna en kuçuk bir eleştınde bulunmak olanaksız. Muhammet peygamber, aptesın kurallannı kesin bir şekilde belırlememış galiba. Çunkü, bır suru insan, kuçucuk bır çaydan* lıktaki sudan aptes alıyor. Aynı .Tareyle keçi Gece uyurken böyle anı bır patlama seslerı du\ıa>orum. Hafif ama. Ne olsa? Sankı ucu >apışkanlı oklan duvara saplıyorlar Sabah belli oldu. Duvarlar tukuruk ıçmde. Odada 78 kişi yatıyoruz. Gece millet sağına soluna donup 'tuu' diye yapıştırıverıyor balgamı. Adetler ne kadar değışık değıl mi? Odada zaten surekli olarak en az 3 tane 'tikdanlık' var. Tukuruk hokkası. Gun boyunca dolup dolup taşıyor tıkdanlıklar. Yolda >ururken de ilgimı çekmıştı. Ben terden sırılsıklam olmuşum. Bızım Geceleri cehennem azabı. Haşarat bol. Sadece haşarat olsa neyse. Yatmadan önce bir sessizlik oldu. Hışırtı. Ne oluyor diye sordum. Rehberimin îngilizcesi biraz kısa. "Bir hayvan hasırı kemiriyordur" dedi. Bir hayvan? Gergedan değil herhalde. "Nasıl bir hayvan?" Farenin îngilizcesini çıkaramadı, ama "Micky Mouse" dedi gülerek. darbe hıssettım. Garıp bır ısı. Çim kokusu. İrkıldim. Ama oynayamıyorum yerimden. Bır dil daha attı uzaklaştı sonra. En tuzlu benim kafamı buldu demek kı. Keçi kapıya yöneldi. Sinirlerım gevşedi. Kurtuldum. Sonra da teselh felsefesı: 'Ya belki de kafamın saçça yoksul o bolgesin de saç çıkarsa!.. "Tabib meveul?" diye sordurn. Yanıt "Ne". HA TIRA FOTOGRAtl Pusuya düşüruı Sovyet konvoyu. Butun araçtar delik deşik ve kul~ lanılmaz halde. Kan kokusu hâlâ hissediliyor. Bir Rus tankının uzerinde haııra fotoğrafı çektiriyoruz Yarın: Müeahidin iyisi GAIATASARAY SÜPER PİYANGOSU GA1ATASARAY SÜPER PİYANGC6U Halide ÜRGÜP.GOREMELIHLARA Zelve Peri Bacaları.Yeraltı Şehirleri .Eğlence CÜMHURİYET BAYRAMINDA. 2829 EKIM özel Otobüs Tam Pansıyon Barbaroj, Buhan 35 Be^ıktaş 161107416182261612281 3361660 GALATASARAY SÜPER PİYANGOSU 302 S MERCEDES SÜPER ŞÖLENE KATEJN; ünü Çekılış 19 Dam 1985, Cumartcsı S Süper Sanatçılann Sanatçılann eşligınde Spor Sergı Sara>nnda. 190 MERCEDES SÜPER ŞÖLENE KAT1UN; Çekılış 19 Ekım 1985, Cumartesı günu Süper Sanatçılann eşlıgınde Spor Sergı Sarayında. 600 ASDODGE SÜPER ŞÖLENE KATIUN; Çekılış 19 Ekım 1985. Cumartesı günü Süper Sanatçılann cşlığınde Spor Sergı Sarayında 33000. ur İ TÜRKELİ ASLİYE HUKLK HÂKİMLİĞİNDEN Dosva No I9M \1Z Da\au Turkch Vusutlu koyundcn Tahır Kjlal.u laıatından açılan gaıplık davaMnın vapılan j<,A vaıgılaınası sırasınja, Daıau taralıııdjıı, Sıııop ılı Turkelı ılt,esı V usıınu ko\u ^ılı <U4 01, sayfa 5 7 , kuıuk 24'de nufusa ştuuı Tahu ıle Hanıle'dcn olıııa ^ 2 \^A~ doğumlu Ibrahım Ke;,er'dcn u/un /aıııandır haber alınjınaıııjM ıscdcnı ıle gaıplıgıne karar \enlmcsi lalcp odıldığındeıı Ibrahını Kcser VıaWWınJa bılgiM olanlann \c gaıp Ibrahım Koor • a ıse keııdiMiıın »ğ mahkemcnıi/nı 19S4/ 122 csas savılı dos\a\ıııa ınuracaatlan ılancn Uuyuıulur V H I^S^ BaMir 25^92 ^ SATTŞ YERUERİ: MILL1 PIYANGO BAYUER] PTT MERKEZLER1. ISTANBUL HALK EKMEX BUFELERINDE MACAZAURDA VE HEK YERDE SAT1Ş YERLERİ: MILL1 PIYWGO BAY1LER1 PTT MERKEZLER1 ISTANBUL H\LK EKMfK BLrtLERlNDE MACVAURDA. \ i HER YFRDE SAT1Ş YERLERİ: MIUI PIY^NCO BAY1LER1 PTT MLRKEZLERI 1ST\NBLL HAlKEKMLKBL'FtLERINDE M\CVA1 VRDA VE HFR tERDE PİYANGO BİLETLERİ 2500.TL AYR1CA: 1111 CUMHURIYET ALTIN1 PİYANGO BİLETLERİ 2500.TL. AYRICA:1111 CUMHURIYET \LT1NI PİYANGO BİLETLERl 25OO.TL Avcılar'da öğrenciye eşyalı oda Tel: 585 39 94 AYRICA: 1111 C \1TI\I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle