19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 BRUKSEJJden (Baştarafı 1. Sayfada) kuymklar oluştu. Aklı vitrindeki devetüyü mantoda kalan genç kadın, tvvid ceketin kemik düğmelerinde yıllar önce tskoçya'ya yaptığı yolculuğu hatırlayan emekü memur, kış sporlanna hiç gitmediği halde pantuflu kar çizmelerine göz koyan işçi delikanlı ve yakalı dar bluzun cumartesi dansiglerinde çekiciliğini daha da arttıracağından emin sekreter kız, indirimleri fırsat bilip mağazalara, dükkânlara üşüştüler. Haklan da yok değil. Reklamlara bakarsanız tenzilatlar yüzde 20'den yüzde 60'a kadar gidiyor. Bahar koleksiyonu tezgâhları doldurmadan önce kış stoklan "tasfiye" ediliyor. Dior etiketi taşıyan alpaga kostümlere, Church makosenlere, Burberry trençkotlara, Cardin tayyörlere, Giocometti gömleklere, tenzilatlı da olsa, yaklaşmak biraz el yakıyor. Bunlann indiriminden yararlanmak her baba yiğidin harcı değil. Bazılan, benim gibi, ucuz alacak kadar zengin olmadıklannı bildiklerinden kaliteli bir mağazadan İrlanda yünü sveter, ne kadar yıkansa balinalan bile bozulmayan açık mavi üstüne bej çizgili bir gömlek düşürmeye çalışıyorlar. Bazılan ise, bu kadar ince eleyip sık dokumadan, ucuzluğun cazibesine Kapılıp harcıâlem, bir mev HABERLERİN DEVAMI 6 OCAK 1985 Indîrimli satışlar simlik giysiler ediniyorlar. Duvarlan maun kaplamalı ve soyluluk kokan eski mağazalarda eski tezgâhtarlar büyük bir ciddiyetle müşterilerin ölçüsünü alıyor, indirim olmasa buraya hiç ayak basmayacaklan bir bakışta mimliyorlar. Güzel giyinmek, diğerlerinden değişik olmak, "nrhının içinde kendini iyi hissetmek" meşru bir tutkudur. Bunun da illa zengin olraakla ügisi yoktur. Eski bir robla birlikte boyna sanlan uyumlu renkte bir fular kadını başka kılar. Çekicidir, tanıyamazsınız. Bir de parası olup da giyinmesini bilmeyenler vardır. Bunlar "Eşeğe altın semer dc taksan, eşek yine eşektir" cinsinden olanlardır. En pahalı mağazalardan alışveriş yapar, tizerlerindekilerin etiketlerini de görmemişin oğlu gibi teşhir ederler. Ne var ki, renk uyumundan, giyinmenin estetiğinden, fantezinin nerede ne ölçüde kullanılacağı bılgisinden yoksun olduklan için semerleri hemen sıntıverir. Ama doğruyu söylemek gerekirse, ben bu tür seraerli eşekleri hep aynı semeri sırtlayan eşeklere tercih ederim. Değişiklik, uyumsuzluğun değişikliği olsa bile. MEHMED KEMAL Ahşap yapıda 3 kuşak can verdi Gençlik Yılı ölenlerin sayısı 4'e yükseldi. Kocaoğlu ailesinden dede Mustafa, oğlu Hasan ve torunu Döndü yaşamlarını yitirdi. Yangından sonra bulunamayan Tekel işçisi Hasan Satılmış Aydın'ın kömürleşmiş cesedi ise enkaz altından çıkarıldı. Ortaköy yangını POUTIKA VE OTESI LONDRA'dan Sterlinin düşüşü (Baştarafı 1. Sayfada) ürli turistlerini bile Londra'ya çekti. Gerçi Ingilizlere soracak olursanız, Amerikalılar esas olarak Prenses Diana'yı, Joan Collins'i ya da Margareth Thatcher'i çok sevdikleri için Londra'ya geliyorlar. Ama lngiliz Sterlininin şu son 10 aydaki iniş eğrisi galiba her şeyden önemli. 1983'ün sonlarında bir sterlin, 2.5 dolar iken, bugUn 1.15 dolara kadar diiştü. bkonomistler bu konuda derin derin araştırmalar yapıp, tartışmayı sürdürüyorlar. Dolar mı değer kazanıyor, yoksa sterlin mi değer kaybediyor? Aslında iki tezin de doğru yanları var. Ancak şimdiye kadar sterlin çeşitli dönemlerde değer yitirdiği zaman, hükümet Merkez Bankası aracılığı ya da faiz oranlannı yukselterek müdahale ediyor, böylece bir denge sağlayabiliyordu. Ancak, Thatcher hükümeti, son bir yıl içinde iki kez faiz oranlanru arttırmasına rağmen, sterlinin değer yitirişini gene de önleyemedi. Tabii bu arada Ingiltere'nin Kuzey Denizi'nden çıkardığı petrolün fiyatının düşürülmesi de sterlinin değer kaybetmesine neden olan etkenlerden biri... Ancak, Amerikan dolannın turn diğer dövizler karşısında sürekli olarak yükselmesi nedeniyle lngiliz hükümeti ne yapsa, sterlinin belini doğrultamıyor. Bu konuda kimi uzmanlar açık açık, "Stetiinin geleceği dolann elindedir. Ancak, ABD'deki biitçe açıgı kapatılıp faiz oranlan düşürülürse, sterlin kendini toplayabilir" diyorlar. Paralarının değer kazanması için Aüantik ötesi geüşmelere bel bağlamaktan başka çareleri kalmayan Ingilizler, sterlinin bu zayıf durumu tartışma gündemine geldiğinde hemen, "Evet, ama Fransız Frangı, hatta bazen Alman Markı ve Japon Yeni bile dolar karşısında değer yitiriyor" deyip avunuyorlar. Söz paradan açılmışken, 1%8'den bu yana ilk kez yeni 50 penilerin yakında piyasaya çıkacağını duyuralım. Yeni madeni paralarda Kraliçe Elizabeth'in yeni bir portresi olacakmış. Kraliçe'nin bu madeni paralarda nasıl bir yüz ifadesiyle göründüğü bilinmiyor. Bakalım bu yeni çehre, îngiliz parasının düşüşünü önleyebilecek mi? İstanbul Haber Servisi Ortaköy'de önceki gece çıkan yangında ölum, Kocaoğlu ailesinden 3 kuşağı konukluğa gittikleri evde yakaladı. Her şey Sinop'un Boyabat İlçesi Buyükkaraağaç köyunden olan ve Galatasaray Lisesi'nde bahçıvanhk yapan Hasan Kocaoğlu'nun memleketten gelen babası Mustafa , eşi Ünzile kızı Döndü ve oğlu Mustafa'yı yanına alarak yakın köylusü Hasan Satılmış Aydın'ın Ortaköy'deki evine gitmeleriyle başladı, kuçük çocukları İhsan ve Yusuf ise evde bırakılmıştı. Konukluğa gittikleri evin sahibi Hasan Satılmış Aydın'ın eşi ve çocukları ile hep birlikte televizyonda haberleri izliyorlardı, o sırada "yanıyonız, yangın var" feryatİarı ile irkildiler. Dört katlı ahşap binanın en ust katında bulunuyorlardı, alt katlardan dumanların gorülmesi uzerine herkes telaşlandı, evde bulunan 9 kişiden 5'i kendini YANGININSOS'RASIBüyük apartmanlar arasmda kalmış, de kurtanrken, dede Mustafa Koğil itfaiye aracının, taksinin bile giremeyeceği daracık sokaklardan caoğlu <75), oğlu Hasan Kocaoğgeçilebilen ahşap yapıdaki yangında ölen 4. kişinin de kömürleşmiş lu (45) ve torunu Döndu Kocacesedi ıtzun çalışmalar sonunda çıkarıldı. oğlu (17) alevler arasında bağı ra bağıra can verdiler. Yangmdan sonra bulunamayan Tekel işçisi Hasan Satılmış Aydın'ın kömürleşmiş cesedi ise enkaz altından çıkarıldı. 28 yaşındaki genç tabanca ile intihar etti ÖzaTın ücretler için 13 emri (Baştarafı 1. Sayfada) Genel Sekreteri Metin Vılmaz, Çimento ve Maden Işverenleri Sendikası Başkanı BetUl tpek, Başbakanlık Sosyal ve Kültur lşleri Daire Başkanı Göney Arıtman (aynı zamanda Kamu Koordinasyon Kurulu'nun Rarx>rtörü) tarafından imzalanan Kamu Toplu îş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu'nun ilke kararlan toplantı tutanağı aynen şöyle: "Toplanü tarihi: 4.8.1984 saat: 11.00 Toplantı yeri: Başbakanlık (yeni bina kat 2 ziyaretçi bekleme salonu) Toplantı no: 5 GÜNDEM: Kamu toplu iş sözleşmelerinde, ücret ve sosyal yardımlarla ilgili olarak dikkate alınması gereken genel hususlar, K.TJ.S.M.K.L Devlet Bakanı Sayın Alptemoçin'in başkanlığında kurul iiyelerinden Sayın Kutlu Savaş, Sayın Fikret Yağmur, Sayın Remzi Yücebaş, Sayın Veysel Yavan, Sayın Betttl Ipek, Sayın Metin Yılmaz ve raportör Günay Antman'ın iştirakı ile 4.8.1984 gunii, saat 11.00'de toplandı. 1. DİE ve banknot matbaasının toplu iş sözleşmelerini yüksek meblağlarla baglamalan konusunun sayın başkana iletildigi ve başbakanın diğer toplu iş sözleşmelerinde, bu sözleşmelerin emsal aiınmamalan hususunda talimat verdikleri, sayın bakan tarafından acıklandı. 2. Başkan ve kurul üyelerince, ücretler ve sosyal yardımlarla ilgili olarak aşağıda açıklanan sevlyelerde mutabakat saglandı. Ücret: Total olarak 1. yıl ° o 30'u, 2. yü % 25'i aşamaya7 cak, daha düşük tutulmaya çahşdacak. Kunıluşlar ve işveren sendikalan azami olan bu oran çerçevesinde, ücret kalemlerini kendi bünyesine uygun biçimde formüle edecekler. tşe girişte; vasıfsız işçide asgari ücret üzerine artış y apılmayacak, vasıflı işçide ıskala uyguîanacak. Sosyal yardımlar yevmiye veya aylığa bağlı olmadan, nakdi olarak ifade edilecek. Yeraek yardımı: Metin, bir ögün 2000 kalorili doyunıcu yemek verilir. Verilmezse 150 TL. yemek ücreti ödenir şeklinde düzeltilecek. Yakacak yardımı: Yıllık 30.000 Tl.ye kadar ödenenlere •o 25, 30.000'in üstünde ödeT nenlere % 15 zam verilebilecek, tavan 60.000 TL.>i geçmeyecek. Doğum yardımı: Artış maksiraum 1000 TL.yi, tavan 5000 TL.yi aşmayacak. Giyecek yardımı: Eski toplu iş sözleşmesindeki uygulama aynen devam edecek. Evlenme yardımı: 7500 TL.nin altında olanlarda 7500 TL.ye yükseltilebilinir. Üstünde olanlarda ay nı meblağ sabit tutulacak. Ölüm yardıraı: Eski toplu iş sözleşmelerindeki rakamlar aynen muhafaza edilecek. İzin yardımı: Pazarlık marjına bırakılarak ° o 25 kabul edi^ lebilir. Ancak tavan 10.000'i geçmeyecek. Bayram harçlığı: Varsa eski toplu iş sözleşmesindeki meblağ sabit tutulacak. Vasıta yardımı: Varsa eski toplu iş sözleşmesindeki uygulama devam edebilir. Ancak nakit olarak vasıta yardımı yapılmayacak. Çocuk yardımı: Varsa eski toplu iş sözleşmesindeki meblağ aynen muhafaza edilecek. Tahsil yardımı: Varsa eski toplu iş sözleşmesindeki meblağ aynen muhafaza edilecek. İstihsai primi: Varsa, aynen muhafaza edilebilir. Artış getirilmeyecek. Kıdem tazminatı: Yüriirlukteki prensip uygulamaya devam edilecek. Harcırah: Bütçe ve harcırah kanunlanna göre uygulama yüriitülür. İkramiye: Eski toplu iş sözleşmesindeki uygulamaya devam NEW YORK'tan Şeyhin dev şanıpanyası (Baştarafı 1. Sayfada) yüksek binası Empire State, çürük elma ya da pranga mahkumu kılığında olanlar vardı. Parkın karşısındaki binalardan birinde parti veren evsahibi, davetlilerden bazılarını beyaz garson ceketi giydirerek 8 kilometrelik yarışa sokmuştu.. Soho'da eski toptancı depolanndan bozma yüksek tavanlı dairelerden birinde Rus aristokrasisinin son temsilcileri Dr. Jivago'yu yeniden yaşayarak kutladüar. NeokJasik beyaz sütunlan ve 4 metre yüksekliğindeki pencerelerini örten kadife perdeleriyle 20. yüzyıl başlarındaki balo salonlarından birine dönüşmüştü daire... 100'den fazla Rus soylusu şampanya, siyah havyar ve vals eşliğinde tarih koridorlarında bir yeni yıl yakalamaya çalışırlarken New York limanında bir Arap şeyhi yatından dünyanın en büyük şampanyalarını patlattı. Adı açıklanmayan ancak Bahreynli olduğu belirtilen şeyh, >ılbaşı için kiraladığı 45 metre uzunluğundaki yatta 200 kişilik bir parti verdi. Geceyarısı on ikiyi on saniye geçe herbiri top büyüklüğünde iki şampanya şişesi bol köpük gürültüleriyle açıldı. Şeyhiu partisini organize eden firma yetkililerinin şampanyalardan fırlayan dev mantarların isabet etmesi halinde küçük bir römorku bile batırabileceği konusunda şeyhi önceden uyardıkları, ancak şeyhin 1985 uğruna her türlü tehlikenin sorumluluğunu yüklendiği beürtildi. Yılbası düşüncesine temelden karşı olan bayağı iyi örgütlenmiş bir topluluk 1984'ün son saatlerinde de tavnnı sürdürdü. ATENAdan 400 milyar liralık kunıar (Baştarafı 1. Sayfada) kek, büyük küçük herKes, yılbaşı gecesi 12'de geleneksel yeni yıl çöreğini kestikten sonra, yeşil çuhalı masalara oturmayı âdet haline getirmiş bulunuyor. Devlet denetimi altındaki en ünlü üç kumarhane yılda 1 milyar drahmi (4 milyar lira) vergi ödüyorlar. Halkın sportoto ve piyango biletine düşkünlüğü de bu kuruluşların >ılda 10 milyar drahmi (40 milyar Türk Lirası) vergi ödemesinden kolayhkla anlaşılıyor. Devlet ise, Yunan halkının şans oyunlarına düşkünlüğünden hiç de şikâyetçi değil... Bu oyunların vergisinden sağladığı gelirleri, atletizm siteleri, kütüphane gibi kamu yatırımlan için harcıyor. Atina'nın birçok semtinde kurulu özel kumarhanelerin sahipleri gündelik cironun yaklaşık 1520 milyon drahmiye (6080 milyon lira) hatta bazı özel gunlerde 200 milyon drahmiye kadar çıktığını söylüyorlar. Tabii "zar" gibi, "kılıç" gibi yasadışı oyunlann oynandığı özel kumarhanelerin net gelirleri ise hiçbir zaman vergi dairelerine intikal etmiyor. edilecek. İzin süreleri: Artış getirilmeyecek. Nof. Yukanda belirtilmesine ragmen, eski toplu iş sozleşmesinde yer almayan kalemlere, genel prensiplerde de belirtildigi gibi, yeni toplu iş sözleşmelerinde de yer verilmeyecek. 3. 6.8.1984 giinii kunıluş temsilcUeri ile yapdacak toplantı da, yanlış uygulamaya meydan vermemek için, başbakanlığın 15 nolu genelgesinin ve prensip flkelerinin tekrar okunarak toplu sözleşme görüşmelerinde bu hususlara titizlikle dikkat edümesi gereginin tekrar hatırlanmasına, Ücret ve sosyal yardımlarla ilgili olarak, kurulca kararlaştırılan ölçulerin, toplu iş sozleşmesi görüşmeleri devam eden ve teklif alan kamu kuruluş ve işveren sendikaları temsilcilerine açıklanmasına karar verildi. " Ahmet Kurtcebe Alptemoçin (dönemin Devlet Bakanı ve Kamu Koordinasyon Kurulu Başkanı). 11 Agustos 1984 (Cumhuriyet'e yaptığı açıklama) "Biz toplu sözleşmeler için ücret konusunda taiçbir öneride bulunmadık, bunu söylemek bir yanügı, bir hatadır. Kamu kurum ve kuruluşlannın bağlı bulunduklan bakanlıklar var. Onlann bütçeleri var. Verecekleri ücretleri, onlar belirleyecekler. Kurumlann genel müdürlükleri var. Genel müdürlükler belirleyecekler ücret zammını, yüzlerce toplu sözleşme var. Biz tek tek bunlan takip edecek bir kurul değiliz." 14 Eylül 1984 (Cumhuriyet'in tüm kamu kuruluşların söz birliği etmişçesine yüzde 30 zammın üzerine çıkmadıklarının anımsatılması uzerine) "Bütçeleri ne bakacaklar. Gelirgider hesaplanna bakacaklar. Kâr zarar hesaplanna bakacaklar. Verebilecekleri zammı kendi bakanlıklanna teklif edecekler, bakanlıklarının onayını aldıktan sonra da toplu sözleşmelerini bağıtlayacaklar. Bizim butçesini, gelir gider hesabını bilmediğimiz bir kuruluşa şu rakamda bir zam vereceksiniz dememiz mümkün değildir. Eğer o kunıluş yüzde 15 zam verebiliyorsa, biz nasıl kalkar da yüzde 30 zam ver deriz? Kurulumuz müdahale eden bir kuruluş değildir. Kurulumuz taraf değildir. Toplu sözleşmelerde son sözü söyleyecek taraf da değildir." İstanbul Haber Servisi Merter'de Ali Gülbay adb 28 yaşındaki bir genç tabancayla intihar etti. Merter'de Simitaş 13. Blok 42 numaralı dairede önceki gece saat 22.30 sulannda, ruhsatsız tabancasını şakağına dayayarak ateş eden Gülbay'ın yakınlan "niçin intihar ettiğini anlayamadıklarım" belirtirken, polis yetkilileri olaym araştırıldığını söylediler. Olayın geçtiği dairenin önünde perişan bir halde yakınlarınca teselli edilen Ali Gülbay'ın kardeşi Fahri Gülbay, bekâr olan kardeşinin Zeytinburnu'nda babasının inşaat malzemesi satan dükkânında çalıştığını belirterek "Kardeşinin işsiz ve para sıkıntısı içinde olmadığını ve bu yüzden niçin intihar ettiğini bilmediklerini" söyledi. Olay sırasında evde olmadığını belirten Fahri Gülbay, 3'ü çalışan, 2'si okuyan, l'i de askerde olan 6 kardeş ile anne ve babaların çift taraflı karşılıklı dairelerde oturduklarını belirtti. İntihar eden kardeşleri Ali Gülbay ve üç kardeşin karşı dairede oturduklannı belirten Fahri Gulbay, önceki gece tabanca sesini duyarak karşı daireye koştuklarını ve Ali Gulbay'ı nereden bulduğunu bilmedikleri tabancayla şakağına kurşun sıkmış, kanlar içinde bulduklarını söyledi. \f>Wl 1flf> II J ^ ' M**^* * Franscfyi . protesto ettik SABETAY VAROL PARİS Turkiye'nin Paris Büyukelçisi Adnan Bulak, perşembe akşamı Fransız Tele\izyonu 2. kanalında gösterilen bir program nedeniyle Fransa'yı yeniden protesto etıiğimizi açıkladı. Büyükelçilik binasında Paris'teki Türk basın mensupları için dun bir basın toplantısı düzenleyen Büyükelçi Bulak, "TürkFransız ilişkilerinin düzelraesi doğrultusuna belki de birtakım imkânlann doğduğuna inandığımız bir sırada, bu program yeşermeye başlayan tohumların üzerinden bir silindir gibi geçti" dedi. Paris Büyukelçisi Adnan Bulak, söz konusu program hakkında kısaca bilgi vererek, "Resistance" adlı programın butünüyle Türkiye'yi kötüleme amacı taşıyan tahrik edici bir yayın olduğunu ifade etti. Genel olarak Fransız basınının Türkiye aleyhine yürütülen kampanyalara itibar etmediğini söyleyen Bü>ükelci, "cevap hakkı tanınması" için Fransız Audiovisuel Yüksek Kurumu'na başvurulacağını da bildirdi. Programda Turkiye'de yaşayan etnik ve dini azınlıklara baskı yapıldığı ileri sürüldü. Osmanlı imparatorluğunun yıkılmasından sonra ilan edilen cumhuriyet, hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki Atatürk ve arkadaşlarının eseridır. Atatürk ve arkadaşları diyoruz, çünkü Atatürk'ün bazı arkadaşları ilan editen cumhuriyete karşı çıktılar. Cumhuriyet ilan edildi ama, bu cumhuriyet birisine emanet edilecekti. Atatürk cumhuriyeti ne sermayeci sınıfına, ne işçi sınıfına emanet etti, doğrudan doğruya gençliğe emanet etti. Emanet ederken de bir bildiği vardı. Büyük Söylev'inde şöyle diyordu: "Bugün vasıl olduğumuz netıce, asırtardan beri çekilen milli musibetlerin intibahı ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu neticeyi, Türk gençliğine emanet ediyorum." Dünyada ve Türkiye'de özellikle Ataturk'ün cumhuriyeti emanet ettiği gençlik nedir? Gençliği bir yaş kesiti içinde türlü türlü tanımlayanlar vardır. Bu tanımlar birbiriyle çelişir de... Çünkü gençlik kavramı toplumdan topluma, çağdan çağa, toplumdaki çeşitli sınıf, tabaka ve kesimlere göre değişir. Herkesin kesinlikle kabul edeceği bir gençlik tanımı yapmak zordur. Ama gene de bir tanım yapmaya çalışılmaktadır. UNESCO yayınlarının birinde şöyle genisçe bir tanım yapılmaktadır: "Genç, öğrenim yapan ve hayatını kazanmak için çalışmayan, kendine ait bir konutu bulunmayan kişidir... Genç, büyük birhayal gücüne sahip, cesaretin çekingenliğe, macera isteğinin rahata üstün geldigi insandır... Gençlik, 1525 yaş arasındakilerden oluşan bir yaş grubudur." Gençlik kavramı, toplumlara, toplumun yapısına göre de değişir. Tarım toplumu ile endüstri toplumu gençleri birbirinden ayrılır. Toplumların demokratik yapılarına (siyasal yapıya) göre de gençlik değişkendir. Bizde ise 1960'dan 1980'e değin gençlik birçok siyasal dalgalanmalar geçirmiştir. Özellikle siyasal partilerden bazılan gençliği kullanmak istemiştir. Gençliğin siyasal partileri tutmakla birlikte bağımsız davrandığı da çok olmuştur. Gençleri ilkin Halk Partisi ögrütlemiş, desteklemiş ve kullanmıştır (4 Aralık 1946 Tan'ın, başka gazete ve dergilerin yıkımı gibi). Ama vaktaki gençliğin kontrolü elinden çıktığında Halk Partisi gençlik kollarını kaldırmıştır. 1980 rejimine değin gençlik hareketleri yoğun, karmaşık ve dinamiktir. 1980 rejiminin gençliği donuk ve suskundur. 1985, dünyada uluslararası gençlik yılı olacaktır. Elbette gençlik üstüne eleştiriler, dilekler, açıklamalar yapılacak, konular tartışılacaktır. Gençliğin bugünkü durumunu irdeleyen yazısında llhan Selçuk arkadaşımız şunları söylemektedir: ".... 7960'/ann iik yansında analarının ninnileriyle beşıklerinde tıngır mıngır sallanan bugünkü gençleri son günlerde coşkulu bir havanın sardığını görüyorum. Gençlik gözüpek olur. Ama son yirmi yıllık yaşam sürecinde iki kuşak üniversite gençliğini harcayan güçlerin, ülke kesimindeki ağıriığı da bir gerçektir. Sözün kısası, bugünkü gençlerin, ağabeylerinin düşünJİIdüğü tuzaklardan sakınmalan, hem kendileri, hem de ülke adına kaçınılmaz bir görev niteliği taşıyor " Toplumun siyasal karın boşluğunda sürekli olarak baskılı tutulan iki kesim vardır; işçi ve gençlik! Her ikisinin de tuzağa düşmemek için dikkatli olması gerekiyor. Demokrasi bu boşlukta yıkılır, dikta bu boşluktan gelir. Yılmaz Onay'ın Haçan yayınlannda çıkan 'Tren Gidiyor' adlı oyununda anne şöyle konuşur: "Çocuklarımız/Elimiz yetişmiyor onlara/Ama elleri avuçlarımızda/Gençecik gülüşleh güneş gibi/Acıyla yakan gözyaşlanmızda". Babanın seslenişi de şöyle: "Çocuklanmız/Sancılanmızın çığlığı onlar/Durgun isyanlarımızda büyüyorlar/Umutsuz olamayız, hakkınız yok/ Umutsuz olur mu hiç çocuklar". Anne ve baba her ikisi birden şöyle konuşur: "Çocuklarımız eyy/Baharlann en güzelini veren/Ama bahar yüzü görmeden solan/Bozkır çiçekleh gibi bellisiz/Bozkır çiçekleri gibi renk kaynayan/Çocuklarımız eyy/Genç çocuklanmız/Avuçlarımızda büyüyen ellerinizle/Bizi de taşıyın o geleceğe/Bizi de taşıyın eyy". Evet, gençlik var, bir de o gençliğin anne ve babası var değil mi? Hep birlikte, gençleri ve yaşlıları ile yitirdiklerimizi anyoruz. BAŞSAGLIGI Şirketimizin 34 yıldan beri DİVRİGİ başbayiliğini üstlenmiş bulunan MEHMET İKİZ'in vefatını büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Kendisine Tanrıdan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz. GAMEDA LTD. ŞTİ. BAŞSAĞUĞI Gameda'nın 34 yıllık DİVRİĞİ başbayii MEHMET İKİZ'in vefatını derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Kendisine rahmet düer, kederli ailesinin acısını paylaşırız. CUMHURİYET GAZETESİ Erdal İnönü: Türk Demokrasisi Mehmet Keçeciler: Anarşi ve terörü önlemenin bedeli Hasan Aksay: Demokrasi yolunda Gökberk Ergenekon: Neden mi bu ürküntü? Turgut Özal: Demokratik sisteme geçilmiştir İktisat politikalan, büyüme ve demokrasi üzerine açık oturum Aydın Köymen Asaf Savaş Akat Nazif Kocayusufpaşaoğlu Onur Kumbaracıbaşı Bilsay Kuruç İdris Küçükömer: Başbakan parayı anladı mı? Tiınıır Selçuk: Bizde "kentli" müzik yok yeniden çıktı gazete bayilerinde, 150 Lira (KDl/ dahil)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle