20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 OCAK 1985 HABERLER Başbakanhn TVde son toplanü TRTformülü: SODEP'e evet DYP'ye hayır Haber Merkezi Başbakan Turgut Özal, parlamento dışındaki partilerin TRT'de görüş açıklayabilmeleri için TRT yasasında yapılacak değişiklikte, bu partilerin yerel seçimlerde aldıklan oyların parlamentoda grup kurmaya yeterli ohnası gerektiğini, bunun da yüzde 1415 oranında oy alınmasıyla miimkün olacağını söyledi. Böylece Özal, TRT yasasında yapılacak değişiklikte yerel seçimlerde yüzde 13,3 oranında oy alan DYP'ye TRT'de söz hakkı tanınmayacağı, yüzde 23,4 oranında oy alan SODEP'in ise bu olanaktan yararlanabüeceği işaretini verdi. özal dün partisinin Istanbul İl Kongresi'nde konuşurken, TRT yasasında yapılacak değişiklik konusunda parlamento içindeki partilere de danışacaklannı belirterek şöyle konuştu: " Ancak. partilerin sort raahalli seçimlerdeki oy oranına bakanz. Mediste grup kurabitecek kadar oy almışlar mıdır?" Turgut Özal, Istanbul İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada demokrasi konusundaki görüşlerini açıklarken televizyonda yapılan açıkoturumu kastederek şöyle konuştu: "Televizyonda sonılan soranlar şimdi demokrasi havarisi kesildiler. Ama eskiden yazartarken Meclis başkanı şu olacak, üç bakan şunlardan olacak diye yazıp dunıyorlardı. Bu, demokrasiden yana olmak değildir. Söylediklerioin hiçbiri de doğru çıkmadı. Ama hâlâ aynı dedikodulan yaymaya çalışıyorlar." ANAP Genel Başkanı, "Meclis dışında kalan partilerin yüzde 40'ı temsil etükleri söyleniyor. Elma Ue armut toplanır mı?" biçiminde konuştu. Meclis dışındaki partilerin TRT'de görüşlerini açıklayamamaları konusunda da şöyle dedi: "TRT'de konuşamıyoruz, diyorlar. Onları çok i> i tutan gazeteler var. Onlar kâfi degil mi? TRT Kanunu'nu biz yapmadık. Ne diyor TRT Kanunu? Meclis'te grubu olmak kaydıyla, haber niteliği olmak kaydıyla ve cevap bakkı doğurmadan görüş bildirin, demiş. Dışardakiler cevap hakkı doğurmak için TRT'yi istiyoriar. Aslı bu. Çünkü iktidara çatmadan ne söyleyeceksin orada? Gayet tabii kanuna bakarız. Ama İcraatın Içinden'i değiştirmek istiyorlar akülan sıra. ıcraatumzt söyleyecegiz. Bu maddeyi değiştirmeyecegiz. TRT Kanunu" nda değişiklik için içerdeki partileıie de konuşacağız. Dışardaki partUer tnisal olarak grup kuracak kadar oy almışlarsa veya buna benzer bir fortnüle hak Unırız. Ama yüzde 10 baraj kâfi degil, Mecliste grup kuracak kadar oy almalan, yani yüzde 1415 rey almaları icap eder. Bakanz kaç tane milletvekili çıkarabiliyorlar? İl genel meclisi secimlerine göre. Grup kurabiliyorlarsa sokanz. İşin mantığı bu. Dışardaki parti grup kuramıyorsa onu gösterelim TRT'de." AJNKARA'dan YALÇIN DOGAN Liderler, TV'deki basın toplantılarında yöneitilen soru/ara karşılık bulmaya çalıştılar. İşte bu diyalogdur ki, bugün Türkiye'yi artık bir başka noktaya getirmiştir. Parlamentoda grubu bulunan üç siyasal parti liderleriyle televizyonda yapılan basın topiantısı ve onların kendi aralarında düzenienen açıkoturum, Türkiye'nin gündemini yeniden belirledi. Türkiye bugün artık bir başka gündemi tartışıyor. Gündemin özü de var olan sıkıntılan dile getirmek değil artık. Ama bu sıkıntılardan yola çıkarak, onların "nasıl bir çözüme kavuşturulacağı" yani bugün veri olan siyasal ve ekonomik sistemin değişmesi gerektkji gündemin özünü oluşturuyor. Parti liderlerinin basın toplantılarında, örneğin Başbakan Turgut Öza/'ın "rahat" oluşu, kendisinin birçok soruya karşılık vermiş gibi görünüp, aslında vermediği gerçeğlni değiştirmiyor. Nedir "rahatlık?" Ekran karşısında nefesi kesilmeden oturabilmek mi? Sakin bir biçimde sorulara yanıt verebilmek mi? Hiç hırçınhğa kapılmamak mı? Bunlar Sayın Özal'ın nitelikleri arasında yer alabilir. Ne var ki, sorulara doğrudan yanıt vermeyişi de, en az "rahat" oluşu ölçüsünde bir başka gerçektir. Aynca bir başka o)gu daha var: Örneğin Başbakana soruluyor: "Sıkıyönetim ne zaman kalkacak?" diye. Başbakan "Sen bunu bilemem" diyor. Ülkedeki Başbakan bilmeyecek de kim bilecek böyle bir sorunun karşılığım? Ya da ekonomik sorunlara ilişkin sorular birbiri arkasına yağarken, Başbakan da kendisine göre rakamlar veriyor. "Sen 24 Ocak Kararian'nda varım ve 24 Ocak, Türkiye 'de yeni bir devir açmıştır" diyor. Artan ihracatı, Türkiye'nin dış dünyada rahatlıkla borç bulabilir bir ülke haline gelmesini bu kararlann bir sonucu olarak gösteriyor ve bunu kendisine bağlıyor. Ama konu fiyat artışlarına geldi mi, "Bunda suçlu 1983 yılı hükümetidir" diyor. Yani iyi sonuçlarda Sayın Özal'ın kendileri, olumsuz sonuçlarda 1983 hükümeti var. Halkçı Parti Genel Başkanı Sayın Necdet Calp'in çok içten ve dürüst yanıtları kimsenin gözünden kaçmadı. Zaman zaman sinirlenmesinin dikkat çektiği gibi, ya da MDP Genel Başkanı Sayın Turgut Sunalp'\n çok uzun ayrıntılara girmesi ve hatta sıkıcı konuşması da gözlerden kaçmadı. Bir yandan "parti içı demokrasîden" söz eden Sayın Sunalp, öte yandan "Parlamento dışı muhalefet olursa, parlamento dışı iktidar da olur" gibi, çağdaş demokratik kurallara aykırı sözler de söyleyebildi. Liderler, şöyle ya da böyle yöneitilen sorulara karşılık bulmaya çalıştılar. Uygar bir tartışma ya da spruyanıt diyaloğuna tüm Türkiye tanık oldu. İşte bu diyalogdur ki, bugün Türkiye'yi artık bir başka noktaya getirmiştir. Basın toplantılarından ve açıkoturumdan önce Türkiye bir başka noktadaydı. Bugün bir başka nokA Cnıbu 1001 CUMHURİYET/7 Sunalp: Türkiye'nin sonunu lyı gormuyorum MDP Genel Başkanı, TVde dün akşam yayımlanan basın toplantısında, "ANAP iktidarımn yerel seçimlere giderken halkı kandırdığını" söyledi. "Bizde ayrılık gayrılık yok. Tek sağ parti partimizdir ve oyların yüzde 70'ini temsil eder" dedi. mez olduğunu belirterek "Ancak çarelerin en sonuncusu erken seçimdir" dedi. MDP Genel Başkanı Sunalp, "genel seçimlerle yerel seçimlerin özelliğinin ayrılmasını islerken, ANAP iktidarımn yerel seçimlere giderken halkı kandırdığını" söyledi. Turgut Sunalp, Türkiye'nin içinde bulunduğu dönemin "normal bir dönem olmadığııu" söyledi. Ancak bir süre sonra "Ben demokrasiye kesinlikk geçildiğini iddia ediyonım" dedi. Sunalp, gazetemiz Ankara temsilcisi Yalçın Doğan'ın "Secimler demokrasinin bir aracı olduğuna göre yerel seçimlerde TBMM dışındaki partilerin aldığı yüzde 42'lik oy oranı" konusundaki sorusunu yanıtlarken "Normal bir dönemde değiliz, demokrasiye geçiş dönemindeyiz. Kongrelerini yapmakta olan partilerin erken seçime gitmesinin bu memlekette bir kaos yaratacağını söylemek bir kıhanet olmaz. Millei seçimden bıkmıştır, tnillet politikadan soğumuştur. O halde milleti seçim isler hale getirmek lazımdır. Bu bakımdan erken seçime karşıyız" dedi. Sunalp, Hurriyet gazetesinden Esen Ünür'un "MDP nasıl bir partidir?" sorusuna karşılık verirken demokrasi konusuna değinerek şöyle dedi: "Ben demokrasiye kesinlikle geçildiğini daima iddia ediyonım. Yalnız demokrasiye geçtiğiniz zaman demokrasi eğer bir inkıta verdiyse bu inkıta geçişie şüphesiz bazı müesseseleri çalıştırmak için bir zamana ihtiyaç vardır. Yoksa memlekette şu anda demokrasi tamamen hâkimdir. Demokrasiye de geçilmiştir, bilmem anlatabildim mi?" Sunalp, partisinin "emirle kurulmuş bir parti olmadığını daha önce beyan ettiğini" söyledi ve seçimleri bitirmekte "büyük ders aldıklarını" belirtti. Güneş gazetesinden Cüneyt Arcayürek TBMM dışındaki partilerin 6 Kasım seçimlerine giremeyişlerinin nedenini sordu, ancak, Sunalp bu soruya somut bir yanıt vermedi ve partisinin birlik ve bütunlüğünden söz ederek şöyle dedi: "Bizde aynlık gayrılık yok, tek sag parti partimizdir ve oyların yüzde 70'ini temsil eder." Arcayurek'in "Özal iktidarımn hiç beğendiğiniz yönü >ok mu?" sorusuna ise Sunalp şu karşılığı verdi: "Çok iyi bir tarafı var müsadenizle soyleyeyim, bizim önemli bir parti olduğumuzu millele ilan ediyor, onun için bundan fevkalade memnunum." Yeni Asır gazetesinden Muammer Bostancı'nın bir sorusu üzerine, Sunalp, "Sayın Calp kadar memleketin iktidarı için konuşmayayım ama memleketin istikbalinden endişeliyim, memleket herhangi bir şekilde tehlikeye duşerse evvela demokrasi içinde onu halletmemiz lazımdır. Biz diyonız ki demokraside çare tukenmez, bu çarelerden sonuncusu erken seçimdir ve muhalefet erken seçime hazır değildir" şeklinde konuştu. Tercüman gazetesinden Yavuz Donat, MDP içinden bir grup milletvekilinin DYP ile birleşmek için temaslar sürdürdüğünü hatırlattı. Sunalp, böyle bir konuda bilgisi olmadığını belirterek birleşme konusundaki düşüncelerini şöyle açıkladı: "Kongre geldiği zaman koltuğum boşalacaktır. Ben bu koltuga yapışık degilim, boşaldığı vakit ben mi seçileceğim başkası mı bu doğnıdan milletin bilecegi iştir." Milliyet gazetesinden Teoman Erel'in bir sorusu üzerine, Kıbrıs konusundaki görüşlerini açıklayan Sunalp, hükümet programını hem kıyasıya eleştirip hem de niçin çekimser oy verdiğini soran Yalçın Doğan'a şu karşılığı verdi. "Bu memlekette birisinin ciddi, dürüst, seviyetli bir politikaya başlaması lazımdır. Çektiğimiz musibetler entirikalı polilikalardandır. O halde ben buna partimle birlikte başladığımı iddia etmektevim." Şimdi Artık Bir Başka Gündem Var tadadır. Asıl önem taşıyan da budur. Peki, nedir şu anda ulaşılan nokta? Her şeyden önce TRT Yasası'nın 20. maddesinin değiştirilmesi ya da bir madde eklenmesi artık kaçınılmaz görünüyor. Eğer bu değişiklik yapılırsa, şu anda parlamento dışında bulunan siyasal partilerin de TV'den yararlanma olanakları belirecek. Gerçi Başbakan Özal "Konuyu belli yerlere sormam gerekir" dedi. Ama sanıyoruz artık "belli yerfer"üe yavas yavaş parlamento dışındaki siyasal partilere ilişkin haberterin TV'den yayımlanması, o parti liderlerinin TV'de görünmelerine ilişkin düşünceye gelmek üzeredir. Kaldı ki, parlamentoda bulunan partilerin üçü de "TRT Yasası'ndaki değişiklik yoluyla parlamento dışındaki partilere böyle bir olanağın açılması" üzerinde birleşmişlerdir. Her üç lıder de bunu televizyondan açıkça dile getirmişlerdir. Mecliste herhangi bir partinin bu yönde vereceği bir değişiklik önergesini diğer partilenn engellemesi artık söz konusu değildir. • Parlamento dışında bulunan siyasal partiler artık halkın ilgisini parlamento içindeki partilere göre daha çok çekmektedir. SODEP ve Doğru Yol Partisi'ne olan ilgi Halkçı Parti ya da MDP'ye olan ilgiden çok daha fazladır. Zaten halk da bu ilgisini 25 Mart yerel seçimleriyle çoktan kanıtlamıştır. Parlamento dışındaki muhalefet, Turgut Sunalp'in tüm iddialarına rağmen "meşru bir muhalefettir." Üç günlük tartışmalar çok açık ve seçik bir biçimde "parlamento dışında bir muhalefetin" varlığını göstermiştır ve parlamento dışındaki muhalefet pariamentodaki muhalefete göre çok daha güçlüdür. Parlamento dışındaki muhalefet demokratik bir muhalefettir. Gücünü de buradan almaktadır. Meclisin içinde beklenen "etkili ve seviyeli muhalefet" bir yılın sonunda sınıfta kalmıştır. Meclisteki muhalefet cılızdır. Muhalefete yöneitilen eleştirilerin tümü bu noktada birleşmektedir. • ANAP iktidarı en iddialı olduğu ekonomik sorunlara çözüm bulmaktan uzak bir tablo sergilemektedir. Gelir dağılımı her geçen gün çalışanlann aleyhine bozulmakta, alınan kararlar "ortadireği" bir kez daha zayıflatmaktadır. • Siyasal sorunlarda iktidar kendini rahat hissetmemekte ve istediği kararı almadan önce "belli yerlere sormak gereğini" duymaktadır. • İşte tüm bunların sonucunda Türkiye'nin gündemine çok büyük bir ağırlıkla "erken seçim" gelmektedir. Uç basın toplantısı ve bir açıkoturum "erken seçimi" olanca ağırlığıyia Türkiye'nin gündemine getirmiştir. Bir yandan siyasal sorunlara çözüm ve demokrasinin tüm kurallarıyla işlerlik kazanması, öte yandan ekonomik sorunlara bir başka yaklaşımın bulunabileceğı düşüncesi, erken seçimi ister istemez zorlamaktadır. Hemen belirtmek gerekir: Erken seçim bu yıl olmayabilir, ama 1986'da "erken seçim" herhalde en çok duyulan ve konuşulan kavram olacaktır. Ul ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TRT'nin düzenlediği siyasi parti liderleri ile basın toplantısı programlannın sonuncusu dün yapıldı. Gazete temsücileri MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp'a çeşitli sorular yönelttiler. Sunalp, HP Genel Başkanı Necdet Calp'in "Türkiye'nin sonunu iyi görmedigi" yolundaki beyanına katıldığını belirterek "Ancak ben iktidann degil memleketin istikbalinden emin degilim" dedi. Sunalp demokratik rejimlerde çarelerin tüken SUNALP Açıkoturumda gazetecilerin sorulanyla teriedi. (Fotoğraf: RIZA EZER) İnönü: Açıkoturumların hiçbirini izlemedun SODEP Genel Başkanı TRT'yi protesto etti, "Bizi TV'ye davet etmemekle, nüfusun yarıya yakın kesimini yok farzediyorlar" dedi. ANKARA, (THA) SODEP Genel Başkanı Erdal tnönu, TRT'yi protesto ettiğini, açıkoturumlardan hiçbirini izlemediğini ve izlemeyeceğini söyledi. Erdal tnönü, parlamento dışı muhalefet partilerinin TRT tarafından açıkoturuma davet edilmemelerinin çok ciddi bir yanlış olduğunu, böylece nüfusun yarıya yakın kesiminin yok farzedildiğini, bunun düzeltilmesi gerektiğini belirterek, THA'ya yaptığı açıklamada şöyle konuştu: "Televizyondaki açıkoturumlardan hiçbirini izlemedim, izlemeyeceğim. Çünkü SODEP'i çağırmadılar. Çağırmamaya haklan yoktur. Bu davranış çok yanlış olduğu için bu oturumlardan hiçbiri hakkında hiçbir şey söylemiyorum. Bu konu çok ciddi bir konudur. Bizi buraya davet etmemekle vatandaşlara büyük bir saygısulık yapıyorlar. Nüfusun yarıya yakın bir kesimini yok farzediyorlar. Bu o kadar ciddi bir yanlıştır ki, bu yanlış düzeltilmeden başka bir şey diyemem." Öte yandan, SODEP lstanbul İl Başkanı Korel Göymen, parlamento dışı muhalefet partilerinin televizyondaki toplantılara çıkartılmamasıru şöyle yorumladı: "Özal, boş sahada topu dilediği gibi ayagında sürüyor. Boş sahada topu isterse taca atıyor. Saha kendisinin istediği gibi. Sahanın enini genişletiyor, boyunu daraltıyor. Hep aynı yerde dönüp duruyor. Hep aynı şeyleri söylüyor." Bu arada Erdal İnönü, yann 4 ili kapsayan yeni bir yurt gezisine çıkacak. İnönü, yedi gün surecek gezisi sırasında Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Zonguldak illeri ile bu illere bağlı ilçelere gi j decek. Gezisi sırasında SODEP'li 22 belediye başkanını da ziyaret edecek olan înonü, parti orgütlerince düzenlenecek toplantılara katılacak. Erdal lnönü'nün gezisine, Genel Başkan Yardımcısı Cezmi Kartay ile Yerel Yönetim Birimler Başkanı Yiğit Gülöksüz de katılacaklar. KartalKaya PerşembePazar 45.OOO.TL. 4 Gtin 3 Gece B o k l ' K a r t a l OtOİ Paur Perşemb* 60.000TL. 5 Gün 4Gece « K. D. V. YOzme havuzhı Diskotek Beşçayı Skiliftkr Tam pansyonKonaklama ve Rehbcrlik hizmetkri dıhfl. tımzmseyahat TUKIU RE/fRMSTON fAL ÜEVRELERİ 27 • 31 Ocak Tbskay: Çözüm TRT dışında ANKARA, (THA) TRT haberleri ile ilgili suçlamalan yanıtlayan TRT Genel Müdürü Tunca Toskay, "Çözüm TRT'nin dışında" dedi. TRT Genel Müdurü Tunca Toskay, Yankı dergisine yaptığı açıklamada bazı maddeleri siyasi partilerce eleştirilen 2954 sayılı TRT Kanunu'nun devlet ve hukuk sisteminin bir parçası olarak devletin yapı taşları ile ilişkili olarak düzenlendiğini kaydederek, şunlan söyledi: "Bu konunun geçirdiğimiz dönemlerin tecrübelerini de dikkate alan belli bir felsefesi vardır. Anayasanın 133. ve 26. maddelerindeki ilkeler ışığında hazırlanraıştır." Sorunun 2954 sayılı Kanunun 20. maddesi ile Türk siyasi hayatında mahalli secimlerden son3 (Baştarafı 1. Sayfada) rekli önlemleri almasını istedi. Kıbrıs muhabirimiz İzzet Rıza Yalm'ın bildirdiğine göre, KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denktaş, New York Zirvesi'nin büyük bir tecrübe olduğuna dikkati çekerek, "Secimler yapılıncaya kadar bir doruk toplantısının söz konusu olamayacagını" söyledi. Denktaş, Kıbrıs Türk Çiftçüer Birliği'nin genel kurulunda yaptığı konuşmada, "Türk tarafımn ortaya koydugu yüzde 29'un üstünde, 30'un altuıdaki toprak yüzdeliği, Rumlarca muzakere edilmek istendiğine göre, bundan sonraki dönemde önerilen bu toprak oranının hariUya işleniş şeklinde Türk köylerini dışta bırakmanın bir hedef olacağını" açıkladı. Denktaş, seçimlerde "partileriistü" kalacağıru da yineledi. ATİNA'NIN DEĞERLENDİRMESt Atina muhabirimiz Stelyo Berberakis'in haberine göre, Rauf Denktaş'ın KKTC'de anayasa için referandum ve genel seçimlerle ilgili aldığı karar, Lefkoşe'de olduğu kadar Atina'da da yeni bir "Türk oldu bittisi" biçiminde değerlendiriliyor. Bu konuda Yunan hükümet sözculüğünce yapılan açıklamada, "Denktaş'ın son aldığı kararlar, Kıbns sorununa adü ve kalıcı bir çözüm bulunması yolunda Genel Sekreter Perez de Cuellar'ın uğraşılannı baltalamak anlamına gelmektedir" denildi. Rum ra ortaya çıkan tablonun karşıUk.li ilişkisinden doğduğuna dikkat çeken Toskay şoyle devam etti: "2954 sayılı Kanunun yüriirlüğe girmesinden bizim yönetimimize kadarki dönemde de 20. madde bizim uyguladıgımız şekilde uy gulanmış ve parlamento dışında bulunan siyasi partiler, bugün olduğu gibi uygulamadan şikâyetçi olmuşlardır. Bu da bizim yönetimimizin larafsız olmayan bir uygulama yaptığını iddia etmenin mümkun olmadığını göstermektedir. Böyle bir sorunun ortaya çıkışının sebebi TRT yönetiminin tutum ve uygulaması değildir. TRT üzerinde baskılan yoğunlaştırmanın ne sorunun çözümune, ne de Türk toplumu ve demokrasisine yaran olacak tır." : BE ŞİKTAŞ, Bvterot Bulvarı 35 iıt. Td: 161 10 74 • 161 82 26 Ttkx: 26105 oror tr. : KAOIKOY, Altıyoi, Sevimli ijrunı İn. Td: 336 ^ * « " Yasaklardan yasak beğen TRT'de skandal Politikayı sevmıyorum Sürgünler eve dönüyor . Ne var ki yasakların kolu uzundu. Sık sık sanatçının elini kolunu bağlıyordu. Nasıl mı? Seyredilsin diye yapılmış filmler depolanıyor, yakılıyor, yazarlar yazdıkça yasakçılar yasakl.yordu..." . Yarışma16'nın yapımcısı Bülent Özdural geceyansı evine döndüğünde şaşkına döndü. Antrede saçılmış bir öbek para duruyordu. 11 yarışmanın şampiyonu Mehmet Yücel Nart bu kez de yarışmaya katılmak için rüşvete başvurmuştu..." devamı Nokta'da . Zeynep Özal, 'Ben Gökova'yı çok seviyorum' diyordu. 'Babamla pek konuşmadık ama santralın hu güzel yeri kirletmesine çok kars.y.m..." devamı Nokta'da . 'Müjde' diyordu Avukat Nizar Özkaya. Askeri Yargıtay'ın yeni bir kararıyla infaz durdurulmuş, sürgün bitmişti. Oral Işıtman artık evine dönebilirdi. Avukat Özkaya öteki sürgünlere de şu çağrıda bulunuyordu:..." devamı Nokta'da Loto Türkiye'ye geliyor • Evlenmeden birlikte yaşayanlar Kahveci'nin aradığı adam • Entel kulüpleri • Tunaya'nın son kitabı Halkçı Parti Bulgaristan için gizli (Baştarafı J. Sayfada) toya getirerek gizli oturumda çözüm bulunulmasını isteyeceğiz" dedi. 196878 göç dönemlerinde Bulgaristan'dan gelerek Çorluya yerleşen ve bugün 6 bin kişilik bir topluluk ile Türkiye'nin en kalabalık mahallesini oluşturan göcmen Türkler, Bulgaristan'ı Islam ülkelerine telgraflarla şikâyet ediyorlar. HP Genel Sekreteri Yılmaz Hastürk, Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli'deki göçmenlerden, Bulgaristan'daki son gelişmelerle ilgili gelişmeleri izlemek üzere üç günlük Trakya gezisine Çorludan başladı. Beraberinde Tekirdağ Milletvekili Selcuk Akıncı, İstanbul Milletvekili Sabit Batumlu ile birlikte önceki gece Çorlu'da Bulgaristan'dan göçen Türklerin oturduğu Yeşiltepe Mahallesi'nde kalabalık bir grupla toplantı düzenledi. Toplantı sırasında, yakınlarmdan haber alamayan göçmen kadınlarının ağladıklan görüldü ve son 10 gündür hiç haber gelmediği bildirildi. lstanbul ve Bursa'daki göçmenlerle birlikte, Bulgaristan'daki akrabalan üzerinde yürütülen baskıları endişe ile izlediklerini dile getiren göçmenler, şimdiye kadar ABD Başkanı Reagan. BM, Papa 2. Jean Paul, Suudi Arabistan Krah Faysal, Iran'ın dini lideri Humeyni, Libya lideri Kaddafi ile diğer tüm Islam ülkeleri liderlerine telgraflar çekerek, son "Bulgar mezalimini" şikâyet ediyorlar. Çorlu'daki toplantıda, Bulgaristan'a turist olarak gidip 3 gün sonra 19 ocakta geri dönen Mehmet Osmanlı, gördüklerini acı bir ifadeyle anlattı. İsim değiştirmelere karşın Yablanova köylülerinin nasıl direndiklerini ve kendisinin yakalanma korkusu içinde bu köyden başka köylere yürüyerek nasıl geçtiğini, daha sonra bir otobüs ile Türkiye'ye nasıl döndüğünü anlattı. BAYAN ÖĞRETMEN'İN AĞZINDAN Bulgaristan'da Türkçe öğretmenliği yapan Şehriban Köybaşı, >ıllardır tuttuğu not ve belgelerle, Türklerin nasıl sindirildiğini, 2. sınıf vatandaş haline gizli gizli nasıl getirildiğini ağlayarak anlatırken, "Bulgaristan'da bu baskılar kapitalizm doneminde de sosyalizm doneminde de v'ardı" dedi. Şehriban Köybaşı, Türk hükümetinden ise şu isteklerde bulunuyor: Sorun BM'ye ve tnsan Hakları Komisyonu'na iletilmeli, katliam ve soykırım protesto edilmeli, ... Bulgar barbarlığı, İslam konferansında gündeme getirilmeli. ... TBMM'de konu ivedilikle ele alınmalı. Cumhurbaşkanlığı'nın da bazı girişimleri olduğunu, Dışişleri'nin son temaslannda Bulgar hükümetinin güvence verdiğini öğrendiklerini kaydeden Hastürk, şunlan söyledi: "Soydaşlanmıza uygulanan jenosit ve assimüasyon hareketlerini olay ve yer gösterilerek, son haftalarda yaşanmış belgesel hadiselerle öğrenmek, beni son derece üzdü. Konunun yüce parlamentomuz çatısı altında değerlendirilmesinde yarar gorüyoruz. Edindiğimiz yeni bilgiler ışığında etkin girişimlere ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bu konuyu parlamentoya getirerek, gizli oturum isteyeceğiz. Parlamento'dan bu konuda bir çozüm bulmasını isteyeceğiz." Bu arada Meclisten karma bir parlamento heyetinin, Bulgaristan'a gitmesi konusunda bu hafta Meclis Başkanıyla bir goruşme yapacaklannı da belinen milletvekilleri Akıncı ve Batumlu, geçen yıl İsrail'e giderken TBMM Başkanı'ndan " r e s m i " izin alamamışlar, bu nedenle temaslan olay yaratmıştır. HP heyeti, Trakya'daki göçmenlerle ilgili şikâyetleri dinlemek üzere Edirne ve Kırklarelide de incelemelerde de bulunacaklar. | i|Gelişim Yaymlan Ozdağlar (Baştarafı 1. Sayfada) yonda kimlerin dinleneceği kararlaştınlacak. Bir komisyon üyesi belge ve bügiler geldikten sonra ilk tahkikatı yapacaklarını "vicdan ve delilleri bir araya getireceklerini'" ŞALTER AFİF YESARİ'NtN BİR DÖNEMİN İLGİNÇ OLAYLARINI YANSITAN KİTABI ÇIKTI SANDER YAYINLARI BÜTÜN KİTAPÇILARDA MAITEPE DERSHANESİ Anadolu Liseleri ve Kolej hazırlık öğrencileri için DENEME SINAVI yapıyor. Sınav Tarihi: 29.1.1985 Tel. 352 25 37 K.MALTEPE söyledi. ( J ) KALBtNlZl KORUYUN Göğsunuzde ağrı ve vanma varsa, Turk Kalp Vakfı Muayene ve Konırol ıçın Tel: 148 58 66 kalbınızı koncrol euırın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle