Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 KÜLTÜR YAŞAM 15 EYLÜL 1984 TELEVIZYON 16.59 Açılış ve Program 17.00 Haberler 17.05 Bitkilerin Harika Dünyası Programda, çiçek mimarisi konusu anlatılıyor. TV'de Sinema Ozetle Baki Süha Ediboğlu anılıyor BRIÇ ŞİAR YALÇIN 2 0 1 H e r şeyin daha iyisi vardır • R1063 CRD82 09 42 tAR 17.30 Çizgi Film 17.50 Sağlık iki bölümden oluşan bugünkü programda, çocuklarda sıklıkla rastlanan göz şaşılıkları, teşhis ve bu kusurların giderilmesi konusunda Opr. Dr. Orhan Zilelioğlu bilgiler verecek ikinci bölümde ise, Hemoroit hastalığı hakkında Prof. Dr. Akın önbayrak bilgiler verecek. 18.05 18.30 18.55 Ülkeleri Tanıyalım Diskotegimizden Seçmeler: Nilüfer Serüven Peşinde Programda sanatçı su parçaları seslendiriyor: Hatıralar hayal oldu, Ta uzak yollarda, Pisman etme, Sensiz olmaz. Dizinin "Kaçırılma" adlı bölümü ekrana geliyor. Corky bir esir tüccarı tarafından kaçınlır. Jack ve Sara onu bulmak için ellerinden geleni yaparlar. 19.45 20.10 20.30 21.00 21.10 21.20 Konularla Türk Şiiri Çizgi Film Haberler Hava Durumu Uykudan Önce Ajda Pekkan Müsfik Kenter ile Kadriye Kenter 'in sunduğu programda, deniz konusu işleniyor. 1972 yümda ölen ozan, yazar ve TRTspikeri Baki Süha Ediboğlu, akraba ve dostlarımn katılacağı bir törenle bugün saat 12.00'de Zincirlikuyu'daki mezannın basında anılıyor. Anma töreninde Ediboğlu'nun şürleri okunacak, kişiliği tamtılacak. Antalya'da doğan Ediboğlu, Haydarpaşa Lisesi'ni bitirdikten sonra Vakit, Tan, Akşam ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıstı, Istanbul Radyosu 'nda basspikerlik yaptı. Öldüğunde aynı radyoda müsavirük görevini sürdürüyordu. Ediboğlu 'nun basüca yapıtlan arasında, ' 'Cenup'' (Şürler 1942), "Sel Geliyor" (Öyküler 1944), "Gece Yağmuru" (Şürler1947), "Yurt ve Kahramanlık Şiirleri" (Antoloji 1961) bulunuyor. (THA) "Zorba" 19 eylülde Fikret Hakan Tiyatrosu 'nun 14 eylülde sahneleyeceğini duyurduğu "Zorba"nın 19 eylüle kaldığı belinildi. Nikos Kazancakis'in aynı adlı romanından yararlanarak sahneye uyarladığı oyunla ilgili olarak Fikret Hakan, "Oyunun aksaksız olarak seyircisine ulaşmasına olağanüstü çaba gösteriyoruz. Bu nedenle bes günlük bir gecikmeyle perdelerimizi açacağız," dedi. Batı Güneyin 6 Pik kontratına karşı pik dörtlüsünü çıkar ve Doğu dokuzluyu verir. Deklaranın her savunmaya ve her dağıhma karşı kontratını yapmak için nasıl oynaması gerekir? CEVAP: 'Bu el masada oynandığında, deklaran yüzde yüz çözümü görememiş, ancak şlemini yapmanın çok zarif bir yolunu bulmuştur. Treflleri ve körleri elimine etmek mümkün olsaydı, deklaran karo dokuzlusunu oynayarak ve icabında Doğunun koyacağı kâğıdı büyüterek eli Batıya verir ve onu çatalına doğru karo veya el çaka yer çakaya trefl oynamak zorunda bırakırdı. Ama pikler tabiî 31 olduğuna göre (yoksa problem olmazdı), körleri elimine ettikten sonra son kozu harcamadan karo empası yapmak için yere geçmek mümkün değildir. Deklaran bu sorunu şu şekilde halletmiştir: koz çıkışım elden almış, kör asını çekmiş, pik onlusuyla yere geçerek iki metr trefle iki körünü atmış, yerin kayıp körilne elden büyük çakmış, koz ruasıyla tekrar yere geçrniş, iki metr köre elden iki karo atarak eüminasyonu tamamlamış ve şu durumda yerden karo oynamıştır: Programda, sanatçı sırasıyla şu parçaları seslendiriyor: Memory, Son SON BERABERLİK Büyük oyuncu Bette Davis ve ününün doruğundaki Errol Flytın, "Kraliçe yolcu, Bir günah gibi, ftalyano, What a Feeling, Bambaşka biri, Elisabeth" filmiyle ikinci ve son kez bir arada oynamışlardı. Düsünme hiç neden diye, Uykusuz her gece. 22.20 TV'de Sinema: Kraliçe Elizabeth (Ayrmtıh bilgi yandaki sütunlarda) 23.50 Haberler 00.00 Kapanış Farkh bir tarihsel film RADYO TRTI 05.00 Açılış, program ve kısa haberler 05.05 Ezgi Kervanı. 05.30 Beraber ve solo şarkılar. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bolgesel yayın. 06.30 Günaydın. 07.30 Haberler. 07.40 Bölgesel yayın. 09.00 Kısa haberler. 09.05 Çocuk saati. 10.00 Arkası yann. 10.20 Oyun havalan. 10.30 Hafta sonu. 11.55 Radyo tiyatrosu. 12.55 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Saz eserleri. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 15.00 Kısa haberler. 15.05 Şarkılar geçidi. 15.30 Türküler. 15.45 Silahlı Kuvvetler Saati. 16.00 Kısa haberler.16.05 Türküler geçidi. 16.35 Solistlerden birer şarkı. 17.05 Gençük. 17.25 DUek kutusu. 18.00 Gençlik. 18.20 Hafif mUzik. 18.25 Bölgesel yayın. 18.55 Reklamlar. 19.00 Haberler. 19.30 Çeşitli mttzik. 20.00 Türküler geçidi. 20.20 Şarkılar. 20.40 TUrkçe sozlü hafif raüzik. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Yeni sesler. 21.30 Gençler için Türk müziği. 22.00 Gecenin sesi. 23.00 HaberleT. 23.15 Cumanesiden pazara. 00.55 Günün haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.05 05.00 Gece yayını. 11.20 Solistler geçidi. 11.45 Hafif müzik. 12.00 Türküler ve oyun havalan. 12.30 Beraber ve solo şarkılar. 13.00 Haberler. 13.15 Hafıf müzik. 13.30 TürkülerleTürkiye. 14.00 Çeşitli sololar. 14.20 Klasik koro. 14.50 Mizahtan damlalar. 15.10 Ezgi kervanı. 15 J5 Şarkılar. 15.50 Hafıf müzik. 16.20 Arkası yann. 16.40 Her plağın bir öyküsü var. 17.25 Türküler geçidi. 17.45 Turizm deyince. 18.00 Türküler. 18.15 Hafif müzik. 18.30 Fasıl. 19.00 Haberler. 19.30 Yurttan sesler erkekler topluluğu. 20.00 Şarkılar. 20.20 Hafıf müzik. 20.40 Türküler. 21.00 Radyo tiyatrosu. 22.00 Gece konseri. 22.30 THM toplu programı. 23.00 Haberler. 23.15 Solistler geçidi. 23.40 Hafıf müzik. 23.55 Dort mevsimden. 00.55 Program ve kapanış. 07.00 Açüış ve program. 07.02 Güne başlarken. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Türkçe haberler. 09.03 Müzik söleni. 10.00 Senfonik müzik. 10.45 Ankara Radyosu Çoksesli Korosu. 11.00 Stüdyo FM. 12.30 Müzige çagn. 13.30 MUzik bahcesinden. 14.30 Küçük konser. 15.00 Cumartesi diskoteği. 16.00 Her plağın bir öyküsü var. 16.45 Hafıf müzik. 17.00 Haberler. 17.12 Görünüm. 17.20 Çay saati. 18.00 Gençler için. 19.00 Haberler. 19.12 Görünüm. 19.20 Çağdaş Türk Sanat Müziği. 20.00 Gramofon. 21.00 Günümüzde caz. 22.00 Haberler. 22.12 Görünüm. 22.20 Gecenin getirdikleri. 23.00 Cumartesi konseri. 24.00 Gece ve müzik. 01.00 Program ve kapanış. 'Kraliçe Elizabeth' (The Private Lives of Elisabeth and Essex) / Yönetmen: Michael Curtiz / Oyuncular: Bette Davis, Errol Flynn, Olivia de Havilland, Donald Crisp, Vincent Price, Alan Hale, Henry Stephenson, Henry Daniell, Leo G. Carroll / 1939 yapımı / 100 dakika. lngiltere'nin ünlü kraliçesi I. Elizabeth, yalnızlığı ve yüksek sorumlulukları içinde genç ve yakışıklı bir erkeğe, Earl Kontu Essex'e âşık olur. Ancak olayların akışı, genç adamı devlete karşı bir asi haline sokacak ve kraliçe, devlet sorumluluğuyla kalbi arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. Hollywood'un pek meraklı olduğu ve zaman zaman gösterişli filmlere dönüştürdüğü îngiltere Tarihi'nin ilginç bir sayfası. Britanya Imparatorluğu'nun sınırlarım alabildiğine genişleten, tarihin en buyük devletlerinden biri haline dönüştüren ilginç bir kadının özel yaşamından bir sayfa... Olaylar, kuşkusuz belli tarihsel gerçeklere yaslanıyor. Ancak Hollywood usulü romantize edilmiş bir yaklaşımın varlığı da belirgin... Ünlü yazar MaxweJI Anderson'ın bir sahne oyunundan alınmış olması, fılme belli bir durağanlık getirmiş. Sol Polito'nun Oscar adayı olmuş renkli göriintüleri, Technkolor'un sinemadaki ilk başanlı kulla TRTHI rumlanndan biriydi. Ama fılmin asıl kozu, kuşkusuz oyunculan. O dönemde VVarner Bros'un değişik türdeki filmlerde en ünlü oyuncuları olan Bette Daris ve Errol Flynn, bir yıl önce ilk kez "KızkardeşlerSisters" adlı melodramda bir araya gelmişlerdi. Bu tarihsel film, onlann ikinci ve son beraberlikleri oldu. Sinemanın gelmişgeçmiş en büyük oyuncularından olan Davis, Elizabeth rolünde olağanüstü makyajıyla müthiş bir portre çiziyor. Errol Flynn de çok iyi. O dönemde henüz büyük ün yapmamış olan Olivia de Havilland ve bir dizi ilginç karakter oyuncusu, dönemin portrelerini tamamlıyorlar. Ahşılmış tarihsel filmlerden farkh, gösterişten ve vurkırdan çok psikolojiye dayanan, ilginç bir yapım... Çevrildiğinden yaklaşık 15 yıl kadar sonra Türkiye'de ilk kez gösterilmişti. Bizim Tiyatro Zafer Diper yönetimindeki Üsküdar Bizim Tiyatro, "Kurtuluştan Sonra"adlı oyunlaperdelerini Harbiye Kenter Tiyatrosu 'nda açıyor. Şükran Kurdakul'un yapıtlanndan yararlanarak Zafer Diper 'in yazdığı ve yönettiği oyunun dekorlan Behçet Malikler, müziği Nadir Göktürk tarafından hazırlandı. Bizim Tiyatro bu yıl aynca, "Al Gülüm Ver Gülüm " adlı çocuk oyununu 6 ekimden itibaren Üsküdar Sunar Tiyatrosu nda sahnelemeye başlayacak. (UBA) 0AD8 Bu oyun tarzının tek riski rakiplerden birinin iki köre ya da birinci veya ikinci trefle çakmasıdır (Vol,5 ve %0,l olasüık). Ama aslında bu çok küçük riski dahi göze almaya gerek yoktur. Problemin belki masada kolayca görülmeyebilecek olan basit ve %100 emniyetli bir çözümü vardır: Üç el koz ve üç el kör çekin, yerin iki metr trefline elden iki karo atın. Körler 33 ise problem yoktur: karo ruasına empas yapıp tutarsa bir fazla yaparsınız. Eğer körler Doğuda sarkmış ise (rengin dağılımı ister 42, ister, 51 ister 60 olsun), eksik çözümde olduğu gibi karo ile eli Batıya venrsiniz: Batı ya çatalınıza doğru karo ya da el çaka yer çakaya trefl oynamak zorunda kahr. Yok eğer körler Batıda sarkmış ise, bu kez de yerden son körü oynayıp elden bir karo daha kaçarsmız ve Batı yine çaresiz kalır: ya karo ya da el çaka yer çakaya kör veya trefl oynamaya mecbur olur. Devlet Tiyatroları Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Tasçıoğ/u, Bakanlığm 19841985 yıü çausmalannı açıklamak için önceki gün düzenlediği basın toplantısında Devlet Tiyatrosu 'nun bağımsız bir çocuk, gençlik tiyatrosu kurma hazırhğında oldugunu belirtti. Taşçıoğlu, mart 198S'te "Gençlik Tiyatrosu"konulu bir sempozyum düzenieneceğini, "Belgelerle Kurtuluş Savaşı" adlı belgeselin bir gençlik tiyatrosu örneği olarak sergileneceğini söyledi. Taşçıoğlu, önumuzdeki sezonda tzmir'de Devlet Türk Müziği Korosu kurulacağım da kaydetti. (THA) 202 Kadının fendi erkeği yendi Aşağıdaki el dünyamn en büyük kadın oyuncularıdan biri olan Christiane Manin tarafından oynanmış ve Pierre Albarran ile Jos^ Le Dentu tarafından Cent Donnes Ertraordinaires (Yüz Olağanüstü El) adlı kitaplarına yaygın bir oyun tekniğinin klasik örneği olarak ahnmıştır: Sinemanın ihanetîne ugrayan bir ünlü kaleııı ııstası: Romancı Graham Greene Kiiltiir Servisi Ünlü Ingiliz romancı Graham Greene, beyaz perdeye uyarlanan romanlarından söz edildiğinde öfkeden küplere binen yazarlann belki en başında geliyor. Geçenlerde, London's National Theater (lngiliz Sinematek'i) tarafından onuruna düzenlenen bir toplantıda söz alan Greene, "Sinema Tarihi'nin en kötü filmlerinin yapımına isteyerek ya da istemeyerek benim de katkım olmuştur belki, ama tek sorumlu ben değilim", dedikten sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: "Örneğin, John Ford'un 'Giiç ve Zafer' adlı romammın uyarlaması katlanılır gibi değildi. Ama Mankiewicz'in 'Sakin Amerikalı'da yaptığı daha da beterdi. Çünku sömürgeciliğe karşı olan bir romandan, ABD'nin Vietnam'a müdahalesini merdeyse doğnılayan bir konu çıkarmıştı. George Cukor'un "Teyzemle Yolculuklar"ını görmediğim için bir şey söylemiyorum, ama senaryoyu okudum ve bu bana yetti. Hitchcock büyük adam sayıhr, oysa ben ona hayranlık duymam. 'Havana'daki Adamımız'ın film haklarını almadan aldığını ilan etti. Ben de ona vermedim kitabın haklannı. Otto Preminger 'tnsan Ögesi'nin haklannı aldı da, hiç değilse filmi çevirmekten vazgeçti. 1yi işbirliği yapabildiğim yönetmenler hep Avrupalılar oldu. Carol Reed'in 'Üçüncü Adam'ı çok iyiydi. Ama yapımcı David O. Selznick ille filme 'Viyana'da Bir Gece' adını koymak istiyor. 'Üçüncü Adam' adının iş yapmayacağını söylüyordu. Onu zor vazgeçirdik". Graham Greene, bunları anlattıktan sonra ozeleştiri yapmaktan da geri durmadı ve sözlerini şöyle bitirdi: "İlk özgün senaryom 1937 tarihini taşıyor. Bir süre bunun sinema için yazılmış en kötü metin oldugunu düşündüm. Yanılmısun. Eleştirmenler, bir yıl sonra filme alınan ikinci senaryomun daha da beter oldugunu söz birliği ederek yazdılar." • A10876 CRDV . OR + AR103 KUZEY 1 Pik 3 Trefl 4 Kör 5 Kör (2 as) 6 Pik (3 rua) GÜNEY 2 Kör 3 Karo 4SA 5 SA 7 Kör TRTII 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07.30 Haberler07.40 Türküler ve oyun havalan. 08.00 Sabah için müzik. 09.00 Şarkılar. 09.15 Beraber ve solo türküler. 09.45 Turkçe sözlü hafıf müzik. 10.00 Klasik koro. 10.30 Arjivimizden. 10.50 Küçük konser. Hitit Festivali Çorum 'da yapılacak olan 4. Hitit Festivali 18 eylül günü başlayacak. Bir hafta sürecek festivaUn ilk günü Çorum Sanayi Sergisi ile Bölge Tiyatrosu 'nun açılışı gerçekleştirilecek. Aynı gün Devlet Tiyatroları sanatçılan, "Bozkır Güzellemesi" adlı oyunu sahneleyecek. (a.a.) BULMACA OSMANLTDAN BVGUNE/VEÜDEDEOĞLU MAMET YOK'te görev güvencesi görmüyorum 14 Bu nedenle dilimizin özleşmesini savunuyorum ve bunu savunmanın "milliyetçiyim" diyen herkes için bir gorev olduğuna inanıyorum. Atatürk ilkelerine yürekten bağlı olan Cumhuriyet'i ve onun Başyazarı aziz dostum Nadir Nadi'yi de bu arada anmalıyım. Yeri gelmişken belirteyim: Sayın Nadir Nadi ile aramızda kurulan fikir dostluğuna, uzun yıllar boyunca aşama aşama oluşan kişisel dostluk da eklendi. Buracıkta size onunla ilgili anılarımdan birini aktarayım: Tam 15 yıl önce, 1%9 eylülünde, tehlikeli bir hastalık nedeniyle Londra'nın bir hastanesinde gözetim altında bulunuyordum. Oradaki başka bir hastanede yine çok tehlikeli bir hastalıktan tedavi gören ve ne yazık ki kurtarılamayan Doğan Nadi yatıyordu. Bu nedenle Londra'ya gelen Nadir Nadi, kardeşi ölüm döşeğinde yatarken, bir fırsat yaratıp benim de hatırımı sormak için hastaneye gelmişti. Kendisine Doğan Nadi'nin durumunu sorduğumda herhalde moralimi bozmamak için kısaca "iyi" diyerek hemen konuyu değ^ştinnişti. Bunu hiç unutamam. Dostluk ilgisi, hele karagun dostluğu unutulmuyor. KONUŞMA S1RAS1NDA Velidedeoğlu, 9 Mart 1981 günü Boğaziçi Üniversitesi'ndeki Devrim Tarihi Eğitimi Şiîrası 'nda konusuyor. Prof. değindiğim gibi, öğretim üyeleri için görev güvencesi olmadıkça, bunlann görevine gerekçe bile gösterilmeden tek buyrukla son verme olanağı bulundukça, üniversitelerde öğretim üyeleri bilimsel araştırma ortamını yaratmaktan çok, kişisel ve ailesel geleceklerini başka alanlarda güvenceye bağlama yollarını aramak zorunda kalırlar. YÖK olsaydı bu sonucu alamazdım Ben 1946'da çıkarılan bir yasa ile özerkliğe kavuşan İstanbul Üniversitesi'nde 1974'e kadar tam 28 yıl öğretim üyeliği, iki kez de Hukuk Fakültesi Dekanlığı yaptım. Daha önce de 1934'ten 1946'yadeğin üniversitede egemen olan düşünce özgürlüğü ortamında öğretim üyeliği görevimi sürdürdüm. Kırk yılhk çalışmamın ürünleri ortadadır. Bugünkü gibi bir YÖK yönetimi altında verimli olamaz ve bu sonucu alamazdım. Zaten yaşatmazlardı beni üniversitede. Şimdi sorarım size: Benim yerimde ve yaşımda olsaydınız, son yolculuğunuza üniversitede yapılacak bir törenle başlamak ister miydiniz? Beni seven üniversite arkadaşlarım, nerede olursa olsun, zaten uğurlamaya gelirler. Daha fazlasını istemiyorum. Işte merak ettiğiniz vasiyetüı nedeni budur. • • • Hıfzı Veldet VeUdedeoglu'yla ıslak ve puslu bir tstanbul akşamında başlayan söyleşimiz İzmir'de, Karataş semtinde, körfeze bakan Elif Apartmanı'nın yedinci katında, konuk olduğu dairede bitti. Biz yanından ayrıhrken, kendisi bir kitabevinin düzenlediği imza gününe katılmak için hazırlanıyordu. 1/ Üzerinde zıplamaya yarayan somyaya benzer bir araç ve bu araç kullanılarak yapılan spor. 2/Gecikme... Bir çeşit Ingiliz birası. 3/ Vilayet... Nutuk. 4/ Sert, katı... Bir bağlaç... Kriptonun simgesi. 5/ Manük. 6/ lkiyüzlülük... Edirne'nin bir ilçesi.7/ Kalayın simgesi.... Orta Asya Türklerinde âmir, vezir ve büyük memurlara verilen unvan.8/ Kabul ettirmek amacıyla öne sürülen görüş... Dogu Anadolu'da kullanılan bir tür küçük zurna. 9/ Don Kişot'un atının adı. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Eşya taşımakta kullanılan üç tekerlekli küçük taşıt. 2/ Bir elektrik devresinde, bazı koşullar gerçekleştiği zaman belli bir değişim meydana getirmeye yarayan araç... Numaranın kısa vazılışı. 3/ Bir hayvan... 19291933 yıilannda Batı kapıtauzminin geçirdiği büyük bunabma, tam istihdam ve faiz konusundaki görüşleriyle çözüm getirmiş, böylece yeni bir kapitalizmin kuramcısı ofanuş ünlü lngüiz iktisatçısı. 4/ Soğurma, em SOLDAN S A G A : me... Nazi partisinin "Kahverengi Gömlekliler" de denilen hücum kıtasının kısayazıkşı... Endonezya'nın plaka isareti. 5/ Diploma... Gomut, mezar. 6/ Asya'da ikiye bölünmüş bir ülke.7/ Parlak kırmızı renkte değerli bir taş... Genişlik... Manganezin simgesi. 8/ Yabanıl incir ağacı... sonsuzhık. 9/ Eskiden yıhn ilk gününde yapüıp dağıtılan özel kokulu bir macun. Kuzeyin 19 onör (sek karo ruası için bir puan tenzil ediyoruz) ve 21 dağılım puanı vardır. Piki altılı veya dörtbeş onörlü olsaydı 2 Pik diye açabilirdi. Buna karşıhk, kalitesiz bir renkle iki açışı pek tavsiyeye şayan değildir. Güney, karosunun altüı olmasına rağmen önce iki kör diyerek yaygın konvarsiyona göre en az 11 puanı ve beşli körü oldugunu göstermeyi tercih etmiştir. Kuzey üç onörlü körü ile ortağını doğrudan destekleyebilir ama 3 Trefl diyerek hem ikinci rengini, hem köntrolünu hem de güçlü elini göstermeyi tercih etmiştir; Güneyin 2 Kör cevabından sonra bu konuşma yüzde yüz forsingtir. Güney bu defa sıçramaya gerek olmadan ikinci rengini gosterir: bu aynı zamanda "dördüncü renk" forsingidir. Kuzey basit bir tercih yaptığı izlenimini vennemek için ortağının ilk rengini sıçrayarak destekler. Artık, onör puanı bakımından zayıf fakat distribüsyonel bakımdan güçlü eliyle inisyatifi ele almak sırası Güneye gelmiştir. As ve rua araştırmasından sonra ortak rengin granşlemini ilan eder. Batı kör dokuzlusunu çıkar ve Doğu bir trefl atar! Christiane Martin her savunmaya fakat tabiî belirli bir dağılıma karşı granşlemini yapmak için nasıl oynamıştır? (Amerikalı "feminist" yazar Charlotte Whitton'un bir sözü vardır: "Bir kadm ne yaparsa yapsın, aynı takdiri görebilmek için onu erkeklerden iki kat daha iyi yapmak zorundadır. Bereket versin ki bu hiç de zor bir şey değildir." Sanırız Christiane Martin briç alanında bu özdeyişi doğrulamıştır.) CEVAP: İlk bakışta kontratın çıkan yok gibi göriinmektedir. Çünkü deklaran her ne kadar Batının beş kozunu elinden alabilirse de, bunun tek yolu karo ruasım asla ezerek ele geçmektir. O zaman da on, büemediniz onbir lövede kabr. Oysa, Batının dağıhmıru doğru tahmin etmek şartıyla 7 Körün batan yoktur. Tabiî Christiane Martin ve emsali için! Ünlü Fransız oyuncusu karo ruasını çekmiş, sonra pik asını oynamış ve bir pik kupu ile ele geçmiştir. Karo as damını ve arkasından trefl as ruasmı çekmiş, bu kez TREFL kupu ile ele geçmiş ve şu son durumda çifte kupla granşlemini yapmayı başarmıştır: KUZEY*10 GÜNEY V A10O7 6 3<?98765OV82*D54 Bugünkü YÖK sistenıine karşıyım Hocam, gazetedeki yazılarınızda "profesör" sanını çoktan beri kullannuyorsunuz; eskiler bilir ama, yeni kuşaklar profesör olduğunuzu bilmeyebilirler.. VELİDEDEOGLU Evet, kullanmıyorum. Bence bilimsel unvanlar yazıya değer katmaz. Eski yıllarda, bu unvanın başka bir anlam ve değer taşıdığı za DOGUM GUNU Ben Yaşamımın yedinci yılına bastığımı tum arkadaşlanma ve beni sevenlere duyururum. 15 Eylül 1984 AHU ERCAN manlar uzun bir süre adımın başına "Prof. Dr." sanını ekledim. Şimdi artık gerekli görmüyorum. İzninizle size son bir soru daha yöneltmek istiyorum. Yanılmıyorsam iki yıl kadar önce çıkan bir yazınızda, Tann gecinden versin, vefatınız halinde tstanbul Üniversitesi'nde sizin için geleneksel tören yaptınlmamasını yakınlarınıza vasiyet ettiğinizi belirtmiştiniz. VELİDEDEOĞLU Doğrudur. Ben zaten ülkemizde sık sık yapılan törenlerden pek hoşlanmıyor ve bunlann çoğunu gereksiz buluyorum. însanın dünya değiştirmesi dummunda da, camide yapılan dinsel törenden başka bir tören yapılmasını hiç değilse kendim için gerekli saymıyorum. Kaldı ki, ben üniversitelerde bugün uygulanmakta olan YÖK sistemine temelden karşıyım. Çünkü bu sis temde düşun ozgürlüğü ve gorev güvencesi görmüyorum. Üniversitelerin temel görevi olan bilimsel inceleme ve araştırma, kısacası bilim ve düşiin üretme bu sistemde gelişemez. Üstelik herhangi bir yüksek okula "Üniversite" veya "Fakülte" demekle onun niteliği değişmez. Zengin uzmanlık kitaplıkları, çağdaş tekniğe uygun araştırma laboratuvarları, enstitüleri ve bunları hakkıyla yönetip değerlendirecek bilgili ve yetenekli öğretim üyeleri olmadıkça, böyle üniversitelerin, ezberciliğe dayalı öğretim yapan eski medreselerden farkı kalmaz. Bilimsel kurumlarda sayısal çokluk, yani nicelik değil, özlülük ve derinlik, yani nitelik esastır. Yukarda beîirttiğim koşullar gerçekleştirilmeden üniversitelerin sayısını çoğaltmak, bilimi yaygınlaştırmaz, sulandınr, yüzeyselleştirir. Üstelik, yukarda Batının eli şoyleydi: Zavallı dört kez alta çakmak zorunda kalmıştır! Deklaran elden yapacağı ikinci kup için niçin trefli pike tercih etmiştir (kolayca görüleceği gibi, deklaran ikinci kez ele geçmek için trefl yerine pike çakmak yoljnu seçseydi, Batı üste çakacağı için batardı) Tabiî sekiz rengi dışarda olan bir rengin 62 dağılmış olması olasüığının yedi rengi dışarda olan bir rengin 52 dağılmış olması olasılığından az oldugunu bildiği için. 203 Kontratınızın oluru iki tedbire bağlıdır BtTTİ Güneyin 3 SA kontratına karşı Batı kör üçlüsünü çıkar. Deklaranın iki rakipten birinde karo şikanı dışında her dağılımına karşı kontratını yapabilmek için nasıl oynaması geıekir?