10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI UGUR MUMCU GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) 1974, s: 158). Nutuk'ta Küçük Ağa, isyancılar arasında sayılmaktaydı. (Söylev, Türk Dil Kurumu Yayınlan. s: 332461) Romanda, Çerkez Etem ve Parti Pehlivan haklarında da yanlış bilgiler bulunmaktaydı. Bu yönlen ile roman tarihsel kişi ve olaylar konusunda yanıltıcı bilgiler vermekteydi. Bütün bunlara karşı: Canım n 'olacak nihayet bu bir roman, tarih incelemesi değil ki... diye düşünenler olabilir. Bu düşünce de yanlıştır. Tarihsei olaytardan söz edip, tarihte yer almış kişileri konuşturan bir romancı, gerçeklere bağlı olmak zorundadır. Tarihsel olaylar ve kişiler, romancının kalemi ile değiştirilemez. "Küçük Ağa" romanı, saptırılan tarihsel gerçeklerin yapay ortamında, Kurtuluş Savaşı'nın tutucu kesimini ön plana çıkaran bir çaba ile oluşmuştur. Romanın bu özelliğine söylenecek söz sınırlıdır. Tarihsel gerçekleri saptırmamak koşulu ile Kurtuluş Savaşı'nın bu özelliklerinin romanlaştırılması elbette yarariıdır. Âma tarihsel kişileri konu alan bir romancının bağlı bulunduğu kayıtlar vardır. Bu kayıtlar tarih gerçekleridir. Romancı, bu alan dışında özgürdür, dilediğini yazabilir. Romancıya tanınmayan özgürtük, tarihsel gerçeklerin degiştirilmesidir. Hiçbir romancının böyle bir hakkı, böyle bir özgürlüğü yoktur. "Küçük Ağa"y\ geçelim, peki "İngiliz Kemal" yaşanmış bir öykü müdür? Bu konuda herhangi bir kayda rastlamış değiliz. "İngiliz Kemal" olduğunu söyleyen bir kişinin ononbeş yıl önce öldüğünü anımsıyoruz. Ancak, romanda geçen olayların gerçek olduğu yolunda bir bilgiye henüz ulaşmış değiliz. Türk tarihi, hele hele yakın tarihimiz romanlara konu olacak nitelikte nice olaylarla doludur. Bir İttihat ve Terakki döneminden belki bin roman çıkabilir. EnverTalat ve Cema/Paşaiarın başdöndürücü serüvenleri, usta bir kalem eliyle romana dökülse herhalde vitrinlerdeki tarih romanlarının pabuçları çoktan dama attlırdı. Bugün tutucu basının kin kustuğu İttihat ve Terakki önderlerînin Abdülhamid döneminde nasıl özgürlük aradıkları, nasıl örgütlendikleri ve iktidarı ele geçirdikten sonra nasıl bir çaresizlik girdabına düştükleri ve hele Enver, Talat ve Cemal Paşa 'ların karşılaştıkları dramatik sonuçlar, bir değil, bin romancının tüketemeyeceği kadar zengin malzemelerle doludur. Biz yakın tarihini bile yeni yeni tanıyan bir ulusuz. kime kızıyoruz ki? Kurtuluş Savaşı dediğimiz o büyük, o görkemli kutsal isyanı, halkımıza gerçek özellikleri ve boyutları ile tanıtabiliyor muyuz? Ne yazık ki hayır.. Atatürk'ün toplumumuzu "ümmet" anlayışından "ulus bilinci"ne taşıyan ulusal devrim sürecindeki inanç ve kararlıhğını, televizyon ekranlarına bugün hangi yürek getirecektir? Nerede, ulus bilinci ile şahlanan, halkçı ve devrimci atılımlar? Nerede laiklık ile çağdaşlığa ulaşan akılcı düşünce? Nerede Türk'e Türk olduğunu anımsatan inanç seli? Ve nerede bunları anlatacak romanlar, öyküler, filmler... İstiklâl Marşı'nda sözcükleri, inançlardan oluşan birer meşale gibi art arda sıralayan Mehmet Akif'm bile "Değil mibir anasın sen? Değil mi Alman'sın? O halde fikir ile vicdana sahip insansın.." diyecek kadar yabancı hayranlığına kapıldığı günlerde, Osmanlı imparatorluğu'nun yıkıntılan içinden, "çağdaş bir ulus" yaratmaya çalışan "mazlum milletler öncüsü" Gazi Mustafa Kemal, niçin yalnızca tören alanlarının alışılmış resmi ve basmakalıp toplantıları içinde unutulur? Cumhuriyet kurulalı altmış yılı aşkın bir süre geçti. Biz yine de Atatürk ya da bir Kurtuluş Savaşı filmi yapamadık. Bu ayıp, onun. bunun, şunun değil, hepimizindir... Not: Dünkü yazımızda adı geçen belediye adı Gölköy değil, Akhisar Gölmarmara'dır, düzertir, Gölköy Belediye Başkanı'ndan bu yanhşhk için özür dileriz. Baştürk'ün avukatları Adalet Bakanhğı'na başvurdu Özal yarın Isvîçre'ye gîdîyor ANKARA, (ANKA) Başbakan Turgut Özal pazar gününden itibaren altı gün sürecek olan bir yurt dışı gezisine çıkıyor. Özal, gezisinde İsviçre ile Federal Almanya'ya gidecek ve 7 eylül gecesi Ankara'ya dönecek. Pazar günü 11.15 uçağıyla İsviçre'nin Zürih kentine gidecek olan Özal'ın, burada kaldığı süre içinde Isviçre'deki uluslararası banka yetkilileriyle görüşmeler yapacağı, aynca sağlık yönünden denetimden geçeceği bildirildi. 4 eylül salı günü akşaıru uçakla Zürih'ten Frankfurt'a geçecek olan Başbakan Özal 5 eylülde a.a.'nın Frankfurt şubesini açacak, daha sonra başkent Bonn'a gidecek. Özal, Bonn'da Federal Almanya Cumhurbaşkanı Richard Von Weizsaecker ve Başbakan Helmut Kohl ile birer görüşme yapacak. Başbakan Turgut Özal, 6 eylül perşernbe günü Hamburg' ta çeşitli Arap ülkelerinden gelen liderlerin katılacağı "Yakın ve Ortadoğu Birliği"nin 50'nci kuruluş yıldönümü törenlerine katılacak, bu toplantıya katılacak diğer liderler arasında Ürdün Veliahtı Prens Hasan ve Irak Dışişleri Bakanı Tarık Aziz de bulunuyor. Özal'ın F. Alman hükümet yetkilileriyle yapacağı görüşmelerde de ana konuların "nükleer santral ihalesi pazarlığı" ile Türk işçilerinin sorunlannın oluşturması bekleniyor. Öte yandan, Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl, Özal ile yapacağı görüşmeyle ilgili olarak "memnuniyetle kabul ettim, Özal ile ilk defa karşılaşacağız, ama göriişmemizin son derece olumlu geçeceğini umuyorum" dedi. Dün bir basın toplantısrdüzenleyen Kohl, Özal ile yapacağı görüşmenin gündeminde Türkler için 1986'da başlayacak serbest dolaşım konusunun da bulunduğunu bildirdi. "Bu konuya kendi açımızdan milli bir çözüm bulunması mümkün değildir" dedi. Kohl serbest dolaşım sorununu AET yetkili organları ve özellikle Türk hükümeti ile goriişerek çözümlemek amacında olduklarını söyledi. MUSTAFA EKMEKÇİ AIVKARA NOTLARI Kirvesiz Çocuklar... / EYLÜL 1984 DİSK davasından tahliye olduktan sonra başka bir cezası nedeniyle cezaevinde tutulan DİSK Genel Başkanı'nın bu durumu, avukatlara göre hukuka aykırı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk'ün avukatları Adalet Bakanlığı'na başvurarak, Istanbul Sıkryönetim Mahkemesi'nce tahliyesine karar verildikten sonra bir başka dava nedeniyle verilen 6 ayhk mahkumiyet kararının infazı için cezaevinde tutulan Baştürk'ün salıverilmesi amacıyla "yazılı emirle bozma" yolunun işletilmesini istediler. DÎSK Genel Başkanı'nın avukatları, Anayasa Mahkemesi ve Askeri Yargıtay'ın tutuklu kalınan sürelerin ceza mahkumiyetinden indirileceğine ilişkin İcararlarını gerekçe göstererek, Baştürk'ün cezaevinde tutulmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüler. Avukatlar, daha önce tutukluluk süresinin 6 aylık cezadan düşürülmesi için Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesi'yle Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuruda bulunmuşlardı. Bu başvuruların reddedilmesi üzerine Adalet Bakanlığı'na giden avukatlar, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları karşısında Baştürk hakkındaki işlemin hukuka aykırıIığını savunuyorlar. Masraf ayı başladı Ekonomi Servisi Dar gelir toplanmaya başlanıyor. Odun linin "kâbus a>ı" eylül geldi. kömür fiyatları illere göre değiEylül ayıyla birlikte bayram için, şikiik göstermekle birlikte, köokul için ve kış için yapılacak ha mürün tonu ortalama 1012 bin zırlıklar, aile bütçesine peşpeşe liraya, odunun tonu ise 1516 bin darbeler vurmak üzere sıraya liraya geliyor. Kimi illerde her iki girdi. Eylül maaşlan ve ikrami yakacak maddesinin de fiyatlayeleri, en düşük haliyle bile göz rı 20 bin liraya geliyor. Kimi ilkorkutan fiyatlar karşısında ça ** lerde ise her iki yakacak maddesinin de fiyatları 20 bin liranın resiz kalacak. "Eylül kâbusu"nda ön sırayı üzerine çıkabiliyor. Kışı geçirbayram hazırlıkları alıyor. Giy mek için tedarik edilecek iki ton si fiyatları aynı bayramda aile kömür ve bir çeki odun için en nin birden fazla ferdinin giydi az 27 bin 500 lirayı ayırmak gerilip kuşandınlmasına elvermi rekiyor. Kaloriferli apartmanlarda ise yor. Erkekler için en ucuz bayram giysisi, elbise, ayakkabı ve artan fueloil fiyatları bütçelere gömleğiyle 25 bin liradan başlar yeni yükler getiriyor. Bu yıl odeken, kadınlar için ayakkabı, çan necek toplam yakıt parası, mevta ve elbiseden oluşan, müteva cut fiyatlar temel alındığında gezi nitelikteki bir bayram hazırlı çen yılın yüzde 55 üzerinde olacak. Ancak, dolardaki artışa pağı,en az 20 bin liradan başlayan kurbanhk koçlar, pek çok aile ralel olarak fiyat artışlannın sünin bayram günderhine giremi receği de biliniyor. Apartman yor bile. Bayramın geleneksel ik yöneticilerinin, kış boyunca deramı şeker ise kilosu 450 ile 4500 ğişecek fiyatlardan etkilenmelira arasında satılıyor. Şekerde mek için toplu yakıt alımına girişmeleri halinde, daire sakinle"en ucuzu" akide şekeri, "en pahalıyı" ise çikolata temsil edi rinin de önemli miktarlarda yakıt parasını peşinen ayırmalan yor. gerekecek. OKULA HAZIRLIK Eylül ayı ile birlikte açılan masraf kapıları arasında, okul hazırlıklan da önemli bir yer alıyor. Bir ilkokul öğrencisinin önlük, ayakkabı, pantalondan oluşan kıyafeti 60009000 lira araHaber Merkezi Türk Hava sına değişirken, ilkokula yeni Yolları, iç hat ücretlerine yüzde başlayan öğrenciler için çanta, beslenme çantası, iki defter, iki 20 ile yüzde 42.9 oranında zam kurşunkalem, silgi ve kalemtıraş yaptı. 14 eylül tarihinden itibatan oluşan bir donanım en azın ren geçerli olacak yeni tarifeye dan 2900 liralık bir masraf ka göre en pahalı iç hat ücreti, IstanbulAdana ile Istanbulpısı açıyor. Gaziantep 20 bin lira, en ucuz iç Ortaöğrenime başlama masra hat ücreti ise DiyarbakırVan fı ise daha yüksek. Kız öğrenci arasında 5 bin lira oldu. ler için forma, gömlek, ayakkaYeni tarife şöyle: bı ve çoraptan oluşan bir kıyaeski yeni fet en az 7500 lirayı gerektirirücret ücret parkur ken; erkek öğrencilerin ceket, TL. TL. pantolon ve kravatlan bu harcalstanbulAdana 16.500 20.00C manın alt limitini 10 bin liraya " Ankara 12.500 15.000 yükseltiyor. 25003000 liraya alı12.500 15.000 " Antalya nacak bir çanta, ders kitaplan ve " Dalaman 12.500 15.000 kırtasiye masraflan ile fatura kaDiyarbakır 14.000 17.000 bardıkça kabarıyor. " Elazığ 14.000 17.000 KIŞ GELİYOR " Erzurum 14.000 17.000 Eylülün ikramiye ayı olması, '' Gaziantep 16.500 20.000 bir İcısım yurttaşlann kış hazır12.500 15.000 " İzmir lığını da bu ay yapmayı seçme13.000 16.000 " Kayseri lerine yol açıyor. Bazı binalarda, 14.000 17.000 " Malatya yaz aylannda aiınmayan yakıt 13.000 16.000 " Samsun masratları da bu aydan itibaren 13.000 16.000 " Sıvas " Trabzon 14.000 17.000 14.000 17.000 " Van Ankara Adana 12.500 15.000 (Baştarafı 1. Sayfada) 10.500 15.000 " Antalya şöyle: " Dalaman 12.500 15.000 "Eruh ve Şemdinli olaylanyDiyarbakır 10.500 13.000 la ilgili olarak gerekli güvenlik Elazığ 10.500 13.000 operasyonlan sürdürülraektedir. Erzurum 10.500 13.000 Bu meyanda Yüksekova bölgeGaziantep 12.500 15.000 sinde alınan istihbarat bilgilerilzmir 12.500 15.000 nin değeıiendirilmesini müteakip Kayseri 8.500 11.000 güvenlik kuvvetlerince 30 ağusMalatya 8.500 11.000 11.000 tos 1984 günü saat 7.30 sıralannSamsun 8.500 11.000 da bir arama harekâtı icra edilSıvas 8.500 13.000 miştir. Arama harekâtı esnasmTrabzon 10.500 13.000 da meydana gelen çatışmada iki Van 10.500 12.000 erimiz şehit olmşutur. Etkin bir İzmir Antalya 9.500 şekilde sürdürülen harekât sonu Dalaman cu olayla ilgisi olduğu degerlen" Antalya 6.500 9.000 dirilen 7 kişi yakalanarak gözal Antalya tına alınmıştır. Bölgede arama '' Dalaman 7.000 9.000 operasyonlanna devam edilmek Diyarbakır tedir." " Van 4.000 5.000 ANKARA, (a.a.) Türkiye'nin Köln Başkonsolosluğu'na 3 Kasım 1982'de silahlı baskın düzenleyen 10 eylemciden dokuzuna Federal Almanya makamlan tarafından iltica hakkı tanınmasını Ankara'nın "üzüntü ile karşıladığı" bildirildi. Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi Başkanı Yalım Eralp, bir soru üzerine, "Tedhiş faaliyetinde bulunanlara iltica hakkı tanınmasının bu faaliyetleri teşvik edeceğine şüphe yoktur" dedi. Dışişleri: Köln eylemcilerine sığınma hakkı tanınması üzücü Uçak da zamlandı "İcraatın İçinden" (Baştarafı 1. Sayfada) şüklüğü görmeyen göz, kapalı göz demektir. Başbakan, ücretlere yiizde 25 zammın yiizde 49 anlamına geldiğini hesaplamış. Ama bunu besaplarken gelir vergisinin yiizde 35'ten yiizde 30'a düşmesini ye vergi iadesinden yiizde 7,5 bir gelir artışı sağlanacagını kaleme almış. YILMAZ Vergi, vergilerin yüksek oluşundan dolayı indirilmiştir. îşçi ücretleri hesap edilsin diye değildir. Diğer yandan vergi iadesi konusu, vergi iadesinden para almak için muhakkak surette işçinin elinde para olması gerekir ki, aldığı maldan vergi iadesi alsın. İşçinin şu anda vergi iadesine esas olacak bir satın alma gücü yoktur. Koordinasyon Kunılu'nun ilke karan, kamu toplu iş sözleşmelerinde, uygulamada gorülüyor. YILMAZ Uygulamada herkes topu taca atıyor. Ben istiyorum ki, resmi ağız ortaya koysun yüzde 30'u. Enflasyon ytizde 30 değildir. Sizin VHK iicret zammını belirlemeden önce ileri sürdiiğiiniiz yiizde 43'liik Ucret zam oranı bugün yıpranmış mıdır? YILMAZ Yıpranmıştır. Rakamları ortaya koyalım. 30 bin lira ücret alan bir kişinin vergi iadesinden istifade edeceği miktarı hesap edelim. Yani 3 bin lira. YILMAZ 30 bin liranın 30 bin lirası için de fatura alırsa, 3 bin lira vergi iadesi tabii. İmkân var mı? Bu adam kira vermiyor mu? Bu adam çocuk okutmuyor mu? Neyin karşıhğında fatura alıyor da vergi iadesi alacak? Ben iddia ediyorum. 30 bin lira ve daha altında ücret alanların vergi iadesinden istifade etme şanslan yoktur. Yani sizce iicret arüşlan belirlenirken vergi iadesinin söz konusu edUmemesi mi gerek? YILMAZ Elbette edilmemesi lazını. Aynca biz 100 bin lira ücret üzerinde münakaşa etmiyoruz ki, yüzde 7,5 vergi iadesinden istifade etsin. Ben diyorum ki, 30 bin lira ve daha aşağı ücret alan işçilerin vergi iadesinden istifade etme şanslan yüzde 0,1 kadar bile değildir. Olur mu hiç? Akıl var, mantık var. Ne yüzde 7,5'u? 40 bin lira ücret desek ne olacak yani? Bugün file kaç liraya doluyor? Patatesi aldın bilmem kaç liraya, domatesi aldın, fasulyeyi aldın. Bunun faturasını alması mümkün müdür? Hayır. Pazarda fatura yoktur. Bizim mutfak da pazardandır. Bu yüzden vergi iadesinden bahsedilmemelidir. Yılnıaz: Pazarda vergi Manş'ta (Baştarafı 1. Sayfada) llk açıklamalarda batan gemi Başbakan, o zamanlar yiiz de sadece uranyum hexaflorür de 25 zam yapıldığı takdirde bu bulunduğu ve bu maddenin annun yiizde 49'luk artış olacağı cak su ile temasa geçtiğinde bir na ilişkin hesabının altına bir de tehlike oluşturacağı belirtilmişnot düşmüştü, "lşyerine göre bu ti. Fransız Atom Enerjisi Komisrakamda yukarıya doğru artış yonu'nun yeni raporuna göre, olabilecektir" diye. gemide bulunan 3 varil zenginYILMAZ "Minimum sevi leştirilmiş uranyum, tek başına yedir, asgari seviyedir. Bunun da tehlike oluşturacak nitelikte. iizerine çıkılabilir" dedi. Ama "Geminin çevre kirienmesinden kraldan fazla kralcı Yüksek Ha daha ciddi sorunlara yol kem Kurulu da bunu maksimum açabileceği" bildiriliyor. Yetkihesap ederek, ancak yüzde 5 iş liler, "Gemiden çevreye radyasçinin ücretini ancak ilke kararı yon yayüması olasılığının bulunolan yüzde 25 artı 2 bin liranın duğunu, ancak şimdiye dek yaüzerine çıkardı. Diğerleri ya o se pılan incelemelerde henüz böyviyede, ya da onun altındakı se le bir duruma rastlanmadığım" viyede verildi. bildiriyorlar. « Zenginleştirilmiş uranyum içeren üç varilin varlığının neden daha önce saptanamadığına ilişkin bir açıklama getirilmiyor. (Baştarafı 1. Sayfada) Gemide, zenginleştirilmiş uranceki gün Zeytinburnu Tanzim yumdan başta 9 varil uranyum Satış deposu'na getirildi. Önce hexaflorür, 18 varil de fakir ayıklama işlemine tabi tutulan uranyum bulunduğu açıklandı. patatesler, daha sonra zirai müInternational Herald Tribucadele ve karantina uzmanlarıne'e göre, zenginleştirilmiş urannın denetiminde dezenfekte edildikten sonra yeniden mühürle yum, nükleer enerji santrallarının reaktörlerinde yakıt olarak nerek beklemeye alındı. Patateskullanıhyor. lerin 15 gün bekletıldikten sonBelçikah bir yetkili, "nükleer ra, satışa sunulacağı öğrenildi. llaçlama nedeniyle patatesle madde içeren varilleri gemiden rin sağlığa herhangi bir zararı çıkanna çalışmalannın üç bafta olup olmayacağı konusunda gö devam edecegini" söyledi. rüşlerini aldığımız Zirai Mücadele ve Araştırma Enstitüsü Müdürü tlhan tlter, yapılan işlemin sağlığa zararh herhangi bir yan etkisinin bulunmadığını belirtirken, Zirai Karantina Araştırma Laboratuvarı yetkilileri de şöyle konuştular: "Patateslerin bir böliimunde Modacılar, 1985 kış modasmı zararh parazitlere rastlanmış ve sunmaya devam ediyorlar. çok bulaşık olanlar a>ıkianarak Mudo, 1985 kış giysilerini geri kalanlar bizim denetimimiz "Şirketi Hayriye"nin eski de dezenfekte işlemine tabi tutul vapuru Boğaziçi 66'da sundu. muştur. lşlem gerçekleştirildikÜlkemizde bir geminin ten sonra da 15 gün bekletilmek podyum olarak ilk kez iizere yeniden mühiirlenmiştir. kullanıldığı defilede, spor Günümüzde tüm tanm ürünleri giysiler öncelik taşıyordu. zararlıya karşı ilaçlanmaktadır. Beyaz ve gri renklerin Soz konusu patateslere yapılan egemenliği, pantotonlarda ilaçlama işlemi de bundan fark bollaşma, eteklerde daralma lı bir işlem değildir. Zaten pata ve uzama dikkati çeken tesler daha önce bir ayıklama iş noktalardı. Modacılar, kış için lemine tabi tutulduklan için çok lastik tabanlı rahat yiiklii bir ilaçlama yapılmadı. ayakkabıların yani sıra Eğer iirun tarladayken ilaçlan pantolonların üzerine çekilen mış olsaydı, üç gün beklemesi yün çorapları giydirmeyi gerekiyordu. Açık alanda ilaçla düşünüyorlar. Bandonun ma yapıldığı için tedbir olarak 15 çaldığı Cençlik Marşı ile gün surc.lt bekletıldikten sonra uğurlanıp, deniz trafiğini satışa çıkarılmasmı uygun gör altüst edercesine Ortaköy, dük." Kanlıca, Bebek üçgeninde dö'rt tur attıktan sonra, Kabataş nhtımında meşaleli gençler tarafından karşüanan gemideki defileyi gazeteci, modacı ve "hatırt sayı/ır" alıalann oluşturduğu 400 kişi izledi. (Fotoğraf: MEHMET AKtF) OzaVa göre Batfdan Doğu'yu göç başlayacak ANKARA, (ANKA) Başbakan Turgut Özal, televizyonda yayınlanan "İcraatın İçinden" programında, Doğu ve Guneydoğu Anadolu'nun kalkındırılması projesi ile çıkarılan kadro kararnameleri konusunda açıklamalarda bulundu. Özal, Doğu ve Guneydoğu Anadolu'nun kalkındırılması için alınan teşvik kararları ile "Göçün tersine dönerek, Batı'dan Doğu'ya doğru akacağım" savundu. Özal, Anadolu'nun hiçbir Avrupa ülkesinde olmayan bir coğrafi zenginlik içinde bulunduğunu ancak Anadolu'nun coğrafyasının bugüne kadar aşılamadığını belirterek, "Şimdi, ülkemizin ekonomik açıdan gerice yörelerinde ayn bir riızgâr, ayn bir heyecan esiyor" dedi. Dd erimiz Hasan Esat Işık, çarşamba günü çıkan katır fıkrasını pek sevmiş: Fransızlar derlermiş ki: Hükümetler, iç organları gibidir, gereklidirler. Ancak varlıkları duyulmamalıdır... Çarşamba gunü gündemimde, Numune Hastanesi'ndeki sünnet düğünüyle Barış Derneği davası vardı. Önce sünnet düğününe gittim. Hastanedeki sünnet düğününden, nasıl bir "Ankara Notları" çıkacaktı, merak ediyordum. Vardığımda, TV sunucusu Bilgi Gökçe, konuklara fıkra anlatıyordu. Fıkra şöyle: "Tuvalette, biri orta yaşlı, öbürü genç iki kişi konuşuyorlarmış, biri öbürüne sormuş: Sen Yozgatlı mısın? Evet. Nereden bildin? Boğazlayan'dan mısın? Evet evet. Hemşeriyiz demek: Boğazlayan'ın filan köyünden misin? ~ Hııı... Seni berber Mehmet mi sünnet etti? Hay Allah. Nereden biliyorsun? Bilmez olur muyum? Deminden beri ayağıma işiyorsun!" Konuklar arasında, Sağlık Bakanı Mehmet Aydın, eski Bakanlardan Faruk Sükan, müsteşar yardımcıları, Çocuk Esirgeme Kurumu yetkilileri, ön sırada oturuyorlardı. Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan bakılanlarla, babaları cezaevlerinde bulunan çocukların sayıları doksan sekizdi. Törenden önce, ameliyathanede uzman doktorlarca sünnet edilmişlerdi. Çocukların tümü uyutulmuşlardı sünnetten önce. Kirveleri yoktu. Uyandıklan zaman, kimi şarkı söyledi, kimi ağladı. Ameliyat birkaç dakika sürmüştü. Estetik açıdan durumları düşünülmüş, dikişlerde "katküt" yöntemiyle "sarık tekniği" uygulanmıştı. Bu yöntemde, dikişi almaya gerek de yoktu. Sünnetten sonra, çocuklara yiyecekler dağıtıldı. Dondurma yiyen çocuğa bakıyordum. Gözleri şaşılaşmış gibiydi, aklar giydirilmiş, kiminin kafasına sünnet külahları geçirilmişti. Yaver kordonuna benzer kordonlar vardı omuzlarında kiminin. Numune Hastanesi Başhekimi Mustafa Kemal Gavuzoğlu, güzel bir konuşma yaptı, hastanenin sorunlarını anlattı: 1700 yataklı hastanede her gün ortalama 20002500 hasta muayene ediliyordu. Hastalarla birlikte her gün hastaneye 910 binkişi geliyordu. Ziyaret günlerinde bu rakam on beş bini aşıyordu. Hastalann çoğu yoksuldu. Hekim, personel açığı çoktu. Jeneratör konusu çözülememişti. Konferans salonu, yemekhane yetersizdi. Bir "hekimevi" yoktu. Başhekim, ilgililerden "hekimevi" bekliyordu. Hastanede, sünnet yapılmasmın amaçlannı anlattı Gavuzoğlu, şunları söyledi: Amacımız, sünnetin cerrahi bir konu olduğunu vurgulamak, bunun cerrahi kurallara uyarak yapılmasmın gerektiğini kamuoyuna duyurmak, mernleketimizin bazı yörelerinde ilkel koşullarda yapılmakta olan sünnetlerin önüne geçilmesini istemek, yoksul çocuklarımızın bir kısmına sünnet yapmakla az da olsa yardımda bulunmaktır... Sünnet, İsa'dan önceye dek dayanıyordu. Başhekim tarihsel bilgiler de veriyordu. Sünnet çocukları anlamadılar ya, konuklar dinlediler. ibrahim Peygamber özel olarak yapılmış keskin bir aletle kendi kendini sünnet etmiş, sonra da oğullarını sünnet ettirmişti. Musa Peygamber de, Yahudilere, sünnet olmalarını buyurmuştu. İsa'dan önce 1550 yılında Firavun İkinci Ramses, oğlunu sünnet ettirmişti. İsa'nın da sünnet edilmiş olduğu görüşü benimsenmişti. Muhammet de, sünnetli doğmuştu. Başhekim Gavuzoğlu, "Tarihten öğrendiğimize göre, İbrahim Peygamberin sünnetinin 80 yaşında veya 120 yaşında yapıldığı rivayet olunmuştur" dedi. Konuşmasını şöyle sürdürdü: Kadınların sünnet edilmesi de söz konusu olabilir. Dünyanın bazı bölgelerinde kadınların evlenmeden önce sünnet edilmiş olduğu bilinmektedir. Kadınların sünneti "klitoris'in rezeksiyonudur... Sağlık Bakanı Mehmet Aydın da konuştu. Daha sonra, şarkılar, türküler bölürnüne geçildi. "Hacettepe Folklor Ekibi" oradaydı. Sevgi Mumcu, Tuğrul Mumcu, Lale Mumcu şarkılar ve türküler söylediler. (Türkücü Mumcu'ların Uğur Mumcu'y'a bir yakınlıkları yok.) Kemal Özcan, Selçuk Aygan, İclal Eroğlu şarkılar, Seyhan Tütün, Atilla İçli türküler söylediler, Zümrüt hemşire, "bayağı güzel!" dedi. Çocuklara armağanları, "Ankara TicaretOdası", "Benzinci Osman Tan", "19 Mayıs Mağazalan". "MİLKA", "AtatürkSanatoryumu" ile "Hürriyet Gazetesi", 'DostGiyim Sanayii", "Kâzım Şahin ", "Ertuğrul Kardeşler Mefruşat" yollamışlar, ya da sağlamışlardı öğrenebildiğime göre. "Fatma hemşire" oyuncaklar almış, Numune Hastanesi'nin önündeki büfeler, bisküviler getirmişler, çaycı da çay dağıtmıştı... Sağlık Bakanı Mehmet Aydın 'ın üç dişinden sıkıntısı vardı, birinde kis bulundu, dişlerin filmi çekildi... Saat 16.00'yayaklaşıyordu. Kirvesiz çocuklann sünnet düğününden ayrılıp, Barış Derneği davasının Askeri Yargıtay'daki karannı dinlemeye gittim. Karann okunması iki dakika sürdü, sürmedi... Ithal patates Sarı kartlılar savunma (Baştarafı 1. Sayfada) yasi eğilimin ağırlık kazanmasına yol açacak atamalar yaptığı gerekçesiyle eleştirilen Devlet Bakanı Kazım Oksay da, "Bu konuda ne Başbakan'dan ne de Sayın Cumhurbaşkam'mızdan herhangi bir uyarı aldım" dedi. Oksay, Cumhuriyet muhabirinin sorusu üzerine şöyle konuştu: "Bana bağlı olarak iki yer var, biri Diyanet İşleri Başkanlığı, bir diğeri de Vakıflar... Bu iki kurumda da göreve geldiğimden bu yana kadrolaşmaya tek bir örnek bile gösteremezsiniz. Bu konuda herhangi bir yakınma ya da eleştiri varsa bana da getirin. Ama atamalarda tarafsız olmaya özen gösteriyonız. Hangi bölgenin neye ihtiyacı varsa o saplanıyor ve ona göre atama yapılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili olarak çeşitli çevrelerce ileri sürülen iddialar, kanunsuzluk, yolsuzluk, laikliğe aykırı neşriyat, partizanlık gibi, Sayın Uluu Hükümeti döneminde ele alınmış, Başbakanlık'ça görevlendirilen üç kişilik heyet, bu iddialan incelemiştir. Inceleme sonucuna göre, bu kuruluşta öne sürülen iddialann varit olmadığı görülmüş ve dosya yine Sayın l lusu'nun Başbakanlığı döneminde hıfz edilmiştir. Tarafımdan durdurulmuş herhangi biı soruşturma talebi de mevcut değildir." HÜSNÜ DOĞAN Bakanlıkların düzenlenmesi ve atamalarda taraflı davrandığı yolunda parti içinde ve dışında eleştirilen Hüsnü Doğan da şöyle konuştu: "tdari reorganizasyon çalışmaları, bizim hükümet programında ortaya koydugumuz, gerçekleşmesini vaat ettiğimiz bir konudur. Bürokrasiyi azaltmayı, vatandaşın işini yerinde ve daha sürekli görmeyi amaçlıyoruz. Bölgelerden bazı tepkiler, eleştiriler geliyor, ama milletin çoğunluğunun menfaati icabıdır yapılanlar. Kadrolaşma ve taraflı atamalar yapıldığı iddiaları ise, Başbakanımızın dedigi gibi basın kendi inanıyor. sonra da yazıyor. Basın kendi inandığı şeylerle bizi suçluyor." Meclis dört gün çalışacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM'nin 17. dönem ikinci yasama yılı bugün Cumhurbaşkanf nın mesajı ve TBMM Başkanı Necmetlin Karaduman'ın konuşmasıyla başlayacak. İktidar partisi ANAP, ara tatil karanyla Meclise gelirken, ana muhalefet HP, bu yasama yılında somut bir muhalefet stratejisi izleme karannda. MDP ise, ANAP'ın sorunlan parlamento içinde göruşmeye yanaşması isteğinde. TBMM'nin bugün saat 15.00'te başlayacak birleşiminde ilk olarak Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in mesajı okunacak. Daha sonra Başkan Karaduman, yasama yılını bir konuşmayla açacak. Meclisin 4 eylül salı günü yapacağı toplantıda alınması beklenilen ara tatil karanyla birlikte çalışmalara 25 eylül salı günune kadar ara verilecek. defile Gemide Kapıkule sorunu dallanıp budaklandı (Baştarafı 1. Sayfada) vam etmesinin beklendiği bildiriliyor. Edinilen bilgilere göre, bir yıl kadar önce bir ihbar üzerine altın kaçakçılığı olayını ortava çıkararak, 85 kilo altın yakalayan Nihat Altınöz'ün sağlık durumu ile Bakan Vural Ankan'ın yakından ilgilendiği ifade edili>or. Başmüdür Nihat Altıııöz ile birlikte gözaltında bulunanların adları şöyle sıralanıyor: Zihni Teker (Başmüd. Yard), Nurettin Keskinyurt (Md. Yrd.), Sevcan Durak (Md. Yrd.), Sami Gezer, Hasan Sarıkaya. Kemal Mısırlıoğlu, Cengiz Erdoğan, Numan Baha Esingil. Vievlul Kaplan, lsmail Ökçesiz, Oktay Özcan, Refik Atakan, Bekir Bulbül, Safiye Aykaç, Mustafa Şahin. Savaş V ılmaz, Hamza Şahbudak, Ali Yavuz. Bülent Ertaş (Muayene memurları), Abdurrahman Aksoy (Ambar memuru), Ali Onay, Mahmut Sayan, Gürbüz Eker, Şahin Vüruk. Hüsnü San, Fahrettin Buyruk, Ferruh Baş. Ali Onay (Mudür yardımcı!an),Rafet Emre (Memur).Halil Şeker (Karaköy yolcu salonu müdürü), Hüsnü Deligöz, Ahmel Küçükçirkin, Rahmi Odabaşı. Rıza Yılancı (Gümrük muhafaza memurları). Cumhuriyet muhabirinin edindiği bilgiye göre, müdür yardımcısı Gürbüz Eker'in yakınları da Cumhuriyet Savcıhğına başvurarak, can güvenliği isteminde bulundular. Aynca yakalama lislesinde adı geçen gene! müdür yardımcısı Hafız Duman'ın işkence ve kötü muamele iddiası ile teslim olmadığı Ankara'da tesîim olacağı sağlanan bilgiler arasında >er alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle