Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyef Yüksek fiyutlar Arap turizmini baltalayaeak Arap müşteri bulma umuduylaastronomik boyutlara vardırılan gayrimenkul fiyatları ve kiraları, bu piyasayı altüst ediyor. Ekonomi Servisi Bir türlü "pallamak bilmeyen" turizme katkıda bulunabilecek tek fırsat da elden kaçırılma tehlikesiyle karşı karşıya. Özellikle bu yıl büyük bir gelişme gösteren Arap turizmi, "kötii muamele" ve "fahiş fiyat" tehdidi altında. Yabancılara Türkiye'de mülk edinme hakkının tanınması ile birlikte, Arap turistlere hitap edebilecek semtlerdeki gayrimenkul kiralan ve satış fiyatlart anormai ölçüde yükseldi. Istanbul'da Sarıyer, Tarabya gibi semtlerde; günliik kiralar 40 bin liraya kadar yükseliyor. Boş apartmanlan topluca satma hevesiyle baa komisyoncular, milyarlık fiyat taleplerinde bulunuyorlar. Arap turistler ise kendilerine uygulanan "özel" fîyatlardan şikâyet ederek, dünyanın hiçbir yerinde benzeri fahiş fiyatlarla karşılaşmadıklannı belirtiyorlar. Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazeıetilik Türk Anonim Şirkeıi adına Nadir Nadi. • Genel Yayın Müdüru: Hasan Cemal. Muessese Müduru: Emine l şaklıgil, Yazı İşleri Müdüru: Okay Gönensin, # Haber Merkc zi Muduru: Yalçın Bayer. Sa\fa Dıizeni Yöneımeni: Ali Acar. İmsak: 4.52 Gune*: 6.23 Temsilciter: ANKARA: Yalçın IKığan, İZMİR: Hikmel Çetinkaya. ADANA: Mehmel Mercan, • Servis Şefleri: Istanbul Haberlcri: Reha Öz, Dı> Haberler: Krgun Baleı, Ekonomi: Osman Ulagay, Küllür: Aydın Kmeç. Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yücelman, Du/ellme Refik Durbaş. Araşıırma: Şahin Alpa>. UScndıka: Şükntn Ketenvi. ikindi: 16.49 Ak^,am: 19.45 Yaısı: 21.09 Biirolur: % Ankara: Ziya Gökalp Bulvarı Inkılap Sokak No: 19/4 Tef: 33114147, • İzmir: Haüt Ziya Bulvan No: 65'3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kal 3, Tel: 145501973i # Basan \e Yayun: t umhuriyet Malbaaalık ve Ga^ececilik T.A.Ş. Turk Ocaâı Cad. 39, 41, Cağaloğlu, Isl. PK: 246İsı. Tel: 5209703 Tele.v 22246 TAKVİM 1 Eylül 1984 Öğle: 13.09 AGRI'YA. CIKISENGELLI Y4RIS KIH,YC.WEH.W:T O 18. BALKAN TIP BİRLİĞİ KONGRESİ uzatarak götürmeleri ve gündüz olduğu halde gece tarifesi uygulamaları da şikâyet konusu oluyor. HALKI UYARMAK GEREK Tanınmış turizm şirketlerinArap Enformasyon ve Hizmet den Net Holding'in bünyesinde kurulan, Arap Enformasyon ve Merkezi Müdüru Ahsen Batur, Hizmet Merkezi (ARİS), kendi derledikleri izlenimlere dikkat lerine başvuran Arap turistler çekerek, "Ayağımıza gelen bir fırsatı fahiş fiyat ve kötü muaden derlenen Türkiye'ye ilişkin izlenimleri dün bir basın toplan mele yüzünden kaçırmak tehlitısı yaparak açıkladı. Çoğu ilk kesiyle karşı karşıyayız. Basın, kez Türkiye'ye gelen ve önemli TV ve benzeri araçlarla Türk bölümünü Suudi Arabistan uy halkını uyarmak zorunludur" rukluların oluşturduğu, Arap tu görüşünü savunuyor. "Araplar ristlerin en büyük şikâyetleri (her ticareti bizden daha iyi bilirler ve yerde kendilerine "özel fiyat" sıkı pazarlıkçıdırlar. İnce eleyip uygulanması ve "aptal mu sık dokuıiar. Herkesin kendilearaelesi" yapılması. Arap tu rini soyma peşinde olmasından, özel fıyattan sikâyetçiler," diyen ristler kendilerine uygulanan gayrimenkul fiyatlannı çok fa Batur, şu görüşü dile getiriyor: hiş bulduklanru ve diğer ülkeler "Hangi Batıh turiste aylığı 11.5 de böylesine fiyatlarla karşılaş milyon liraya pek de ahım şahım madıklarını beürtirken, alışveriş olmayan evler kiraya veriliyor. sırasında kötü muamele gördük Hangi Batıh turiste, 1.5 milyar lerini ve pazarlığın satın almay liraya villa satılmaya kalkışılıla sonuçlanmaması halinde kü yor. Bu şartlarla satış yapmak für bile Lşittiklerini ileri sürüyor miimkün değildir. Bizim araştırlar. Ayrıca bazı taksi şoförleri malarımıza göre bugiine kadar nin gidilmek istenen yere yolu resmen satışı yapılmış tek bir mülk de yok." EGtTtCt ÖNLEMLER Emlak komisyonculuğu, araba kiralama ve ihracat işleriyle uğraşan ARlS'in kendisine başvuran Arap müşterilerden gayrimenkul konusunda edindiği izlenimin, "arsa satın almak ve kendi zevklerine göre ev yaptırmak olduğunu," söyleyen Ahsen Batur, bunun dışında müstakil evleri ve bir apartmanı topluca satın almayı tercih ettiklerini belirtiyor. En çok tercih edilen kesimler Boğaz, Bursa, Yalova ve Gökçedere. Batur, "tstenen fiyatlar yalnızca konut piyasasım alt üst edecek, başka bir işe yaramayacak," şeklinde konuşuyor. Zorlayıcı resmi önlemlerin yararlı olamayacağını savunan Batur, eğitici önlemler alınmasından yana. ARAP TURİSTLERİN 3 ŞİKÂYETt 1 Satılık ve kiralık emlakta dünyamn hiçbir yerinde görülmeyen fahiş fiyatlar isteniyor. 2 Bazı taksi şoförleri taksimetreyi gündüz yerine gece tarifesine göre açıyor, kısa mesafelere dolaştırarak götürüyor. 3 Alışverişte, malı beğenmeyip almazsak küfür bile işitebiliyoruz. Kötü muamele görüyoruz. Bizi soymak için adeta yarış ediliyor. Ayrıcalıkh fiyat uygulanıyor. SOı\ HAZIRLIK Toz yutmamak için ağızlar burunlar sanlı yapılan yolculuk bit nış hazırlıklan yapılıyor. Köylünün meraklı bakışlan altında dağcı grubu çanta yermiş, kamyon gelip Eli yaylasında durmuş. Eşyalar indirilip atlara yükleniyor. Tırmaleştirme, krem sürme, fotoğraf çekme çabasmda. 'Fotoğraf: ÜMİT KIVANÇ) Ağn Dağı'ndan herkes memnun 1 Anlatıldığına göre, 1600'Ierin sonlarına doğru Hollandalı bir gezgin, Ağn Dağı eteklerinde o Hıristiyan keşişe rastlamasaydı, bütün bunlar olmayacaktı. Keşiş, gezgine 5 bin 165 metrelik Büyük Ağn Dağı'nı gösterip, "Yukarda gemi var" demiş, gezgin de ülkesine dönünce, yemeyip içmeyip Ağn Dağı'nın tepesine bir gemi çizerek bu resmi çıkardığı kitaba ko>Tnuştu. Nuh'un gemisinin yeri böyle şekillerle tarif edildikten sonra, kutsal kitaplarda yer alan bir nesneyi elle tutulur hale getirmek isteyen pek çok dağcıaraştırmacı, Türkiye'nin doğu "kenannda" yer alan Doğubeyazıt'a akın edip, Ağn Dağı'na çıktı. Şimdi, hem gemi meselesi yüzünden, hem de sırf dağcılık açısından Ağn Dağı'nın pek çok taliplisinin olması, turizme henüz iki yıl önce açılan dağı, Türkiye açısından önemli bir sorun kaynağı haline getirmek üzere. Aslında dağın yaratacağı sorunlarla sadece Türkiye'nin uğraşacak olması yine de tercih edilebilir. Eğer 1921 yılında Sovyetler Birliği, dağın kuzey yamaçlarından çekilmese, 1932 TürkIran sınır düzeltme işlemiyle 3 bin 925 metrelik Küçük Ağn TC sınırları içine alınmasa, Nuh'un gemisi ve onun peşindeki astronotlarla falan üç devlet, üç ülkenin basını ve kamuoyu oyalanmak zorunda kalacaktı. Oysa, şu anda gemi sayesinde Ağn Dağı'nın, dolayısıyla Türkiye'nin "dünyanın ilgisini çekmesinden", dağın eteklerindeki Topçatan köyü bakkalından KültürTurizm Bakanına kadar herkes son derece memnun. Hatta bakana göre, "Gemi bulunsa daha çok sevinecegiz". "Gemi ille de orada, mutlaka bulacağız" diye bastınp Ağn sefı), International Expedition (Uluslararası Araştırma) gibi kuruluşlarca fınanse ediliyor. Yalçın kayalar ve sarp buzullar üzerinde göğüsleri imanla dolu gemi arayan bu cesur insanlar, gemiyi bulamıyor, ama muhtemelen bu işten yollarını buluyorlar. 750 delege tıpta yeni metodları tartışıyor tstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in korumasındaki 18. Balkan Tıp Birliği Kongresi, çalışmalarına dün lstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'taki Fen Fakültesi binasında başladı. Kongreye bildiri sunmak üzere Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Yugoslavya, Fransa, Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti ve Türkiye1den yaklaşık 750 delege katıldı. Kıbns Rum kesiminin resmen çağnlmamasını Yunan hükümetinin protesto etmesi üzerine, Yunan delegasyonu kongrede gayriresmi yer aldı. Kongreye katılmak üzere önceki gün Türkiye'ye gelirken yolda beyin kanaması geçiren ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan Balkan Tıp Birliği Şeref Başkam Prof. Dr. Pupescu Buzeu, dün bir beyin ameliyatı geçirdi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şefik Kayahan, 84 yaşındaki Rumen profesörün sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu bildirdi. Balkan Tıp Birliği'nin 18. Kongreşi saat 10.00'da törenle başladı. Kongre Başkanı Prof. Dr. Hikmet Altuğ tarafından açılışı yapıldıktan sonra, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kalemli bir konuşma yaptı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Ihsan Dogramacı, Prof. Dr. Sadi Irmak, ANAP Meclis Grup Başkan Vekili Ercüment Konukman, MDP Meclis Grup Başkan Vekili Murat Sokmen, I.Ü. Rektörü Prof. Dr. Cem'i Demiroglu, hastane başhekimleri, dekanlar ve çok sayıda öğretim üyesinin katıldığı açılış töreninde, kürsüde öteki ülkelerin temsilcilerinin yamnda yer almak isteyen Yunan delegasyonu Genel Sekreteri Dr. Sterjio Povloc'un bu isteği, kongre yönetimince geri çevrildi. 30 kadar Yunanlı doktor, kongreye sadece tebliğleriyle katılabilecekler. Merkezi Paris'te olan Uluslararası Tedavi örgütü Başkanı Prof. Fry, yardımcısı Prof. Pradaliev ve 30 delegasyonun katıldığı ve 14 ayrı dalda modern tedavi metotlarının tartışılacağı kongre, 4 eylülde son bulacak. Kutsal bir atmosfer Nuh'un gemisi ve "Dağa çıkınca Tann'ya yaklaştığını hissediyorum" diyen astronot Irwin'in mübarek kişiliği sayesinde, Ağn Dağı hayli kutsal bir at Amerikalı araştırmacı Marwin Steffins'in bir miktar taştoprakla birlikte ortadan kaybolduğu günlerde, Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, "Yurt dışına çok kıymetli bir şey kaçmlmış gibi telaşa gerek yok" demişti. "Bir sürii hayvan ve insanın sıgdıgı koskoca gemiden nasıl olsa bize de bir şeyler kalmıştır." Bakan sonuçta haklıydı. "Bize" kalan, yurt dışına kaçırıldı diye kıyamet kopartılan taştoprağın külliyetli miktarından Hem Nuh'un gemisi meselesi yüzünden, hem de sırf dağcılık açısından Ağn Dağı'nın pek çok taliplisinin olması, turizme henüz iki yıl önce açılan dağı, Türkiye açısından önemli bir sorun kaynağı haline getirmek üzere. ferleri düzenleyen ve dolayısıyla bizi "sevindirme" ihtimali bulunanlar, 20. yüzyıl sonunda katıksız Hıristiyan inançlarını birtakım vakıf ve kuruluşların mah' döngülerinden besleyen imanlı kişiler. Son günlerde Türkiye'de adları Turgut Özal, İlyas Tiifekçi ve tbrahim Tatlıses'ten daha çok duyulan James Irvin, Marwin Steffins gibi "gemici'Mer, ABD merkezli Creation Research Institute (Yaradılış Araştırmaları Enstitüsu), High Flight Foundation (Yüksek Uçuş Vakmosferle çevrelenmiş durumda. Gerçi kutsal kitaplarda Nuh'un gemisine dokunmaya kalkanın çarpılacağı yolunda herhangi bir kayıt yok, ama dağa çıkmaya kalkan, "alelade" yabancıların "çarpıldıgı" gerçek. Ruhanî hiçbir tarafı olmayıp sadece beşeri nitelikteki çarpmaçarpılma süreci, Ağn Dağı'nın özellikle dıştan gelen yoğun ilgi nedeniyle "açıldıgı" iki yılda çok belirgin bir şekilde ortaya çıkan büyük dağ turizmi potansiyelini tehdit edecek nitelikte. oluşan koskoca bir dağ. Zirvesi her zaman karlı, zaman zaman üstüne vuran güneş ışınlarını gözünüze, ensenize püskürten, zaman zaman birtakım bulutlan şal gibi omuzlarına atıveren, onların ardına gizlenen, hangi çehresiyle olursa olsun "heybetli" kavramının sözlük anlamı gibi karşınıza dikilen bir kütle. Çok da güzel. Ayrıca, taliplisi epey fazla. Latin Amerika'nın, Afrika'nın dağlarında tepelerinde dolaşmış olan, ama yine de "Dle Arafat" diyen yabancı dağ Tarihin en tehUkeü yükü Japonycfya taşınacak 250 kilo plütonyumu Fransa'dan Japonya'ya götürecek gemi ilk ve son 1000 millik mesafede askeri korunmaya alınacak. Uydular da gemiyi sürekli olarak uzaydan gözetleyecek. Araştırma Servisi Otuz atom bombası yapmaya yetecek kadar plütonyumun Fransa'dan Japonya'ya deniz yoluyla taşınması için ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya olağanüstü güvenlik önlemleri alıyor. Japonya'nın üzerinde deneyler yaptığı yeni tip bir üretken reaktörde kullanılacak olan yaklaşık 230 kg. plütonyum, bugüne kadar görülmemiş ölçüde tehlikeli bir yük oluşturuyor. Ulusal Kongre'nin çeşitli güvenlik endişeleriyle muhalefet etmesine rağmen Başkan Reagan plütonyumun Japonya'ya taşınması için gerekli izni geçtiğimiz ay içinde onayladı. Newseek dergisinin son sayısında yer alan habere göre, plütonyumu taşıyan gemi, yolunun ilk ve son 1000 millik mesafelerinde askeri korumaya alınacak. Yolun geri kalan kısmında da ABD gemileri her zaman gerektiğinde yardıma gelecek kadar yakından seyredecek. Uydular da plütonyumun teröristlerin eline geçmesini ya da denizin dibini boylamasını önlemek için gemiyi sürekli olarak uzaydan gözetleyecek. Times gaztesinin 29.8.1984 tarihli haberine göre, İngiltere Deniz İşçileri Sendikası, üyeleripe, Fransa'nın La Hague'daki nükleer yakıt yeniden işleme tesislerinde bekleyen plütonyumun taşınmasıyla ilgili hiçbir iş almamaları konusunda uyardı. Uluslararası Çevre Örgütü Greenpeace de taşımayı engellemeye çahşacaklannı açıkladı. PLÜTONYUM NEDtR? Bilindiği üzere plütonyum uranyum atomlarının parçalanmasıyla elde edilen ve nükleer teknolojinin gelişmesiyle dünyaya gelen çok tehlikeli bir madde. Atom bombası yapımında da kullanılan plütonyum aynı zamanda bilinen en öldürücü kanserojen madde. İnsanların akciğerlerine yerleştiği takdirde, yarım kilo kadar plütonyum bütün insanlığı yeryüzünden silecek kadar tehlikeli. ABD'DE YENİ BİR REAKTÖR KAZASI 27.8.1984 tarihli Wall Street Journal'da verilen bir habere göre, ABD'nin Tenessee eyaletindeki Sequuoyah 1 adlı nükleer enerji santrallarında 19 Nisan 1984'te bir kaza meydana geldi. Yakın zamana kadar kamuoyuna yansımayan kaza ile ilgili olarak işletmeci Fırmanın ABD Nükleer Denetleme Kurulu'na (NCR) verdiği raporun yetersiz olduğu ortaya çıktı. Firmanın kendi denetleme kurulu, NCR'ye verilen ilk raporun kazayı olduğundan önemsiz gösterdiği sonucuna vardı. Yeni rapora göre: "Kaza her ne kadar yaralanma, yüksek dozda radyoaktif ışınlama ya da olum nhıylarına neden olmadıysa da. kazada bu sonuclan dogurabilecek unsurlar mevcuttu. İşçileri kazadan tesadüfen ve şans eseri kurtuldular." Söz konusu kaza, yeni yakıt yüklenmesi için iki ay süreyle kapandıktan sonra reaktörün yeniden işletilmesi sırasında soğutma sisteminde bir çatlak meydana gelmesiyle oluştu. Denetleme heyetine göre kazaya öngörülen güvenlik önlemlerine uyulmaması neden oldu. DUIVYADAN NUKLEER HABERLER cıların sayısı o kadar çok ki. Avrupalı ve Amerikalı dağcılık meraklılarının özel hünerler ve akrobatik yetenekler gerektirmeyen Ağn urmamşlarına nasıl bir heves duydukları, Ağn Dağı trafiğinin terminali Doğubayazıt'ta kolaylıkla gözlenebiliyor. Zaten, yabancı dağcıların Ağn'da dağcılık yapmak için verdikleri gözler yaşartıcı mücadele, bizzat, çevresi 100 kilometreyi bulan oval biçimli bir volkanik kütleye duyulan ilginin yoğunluğunu kanıtlıyor. Söz konusu kişiler, astronot Irwin gibi yarı resmi konuk statüsünde olan, dağa çıkmak için kâğıt üstünde herkes gibi "sportif amaçlı tırmanış" izni aldıkları halde, dağda "kazı sporu" yapanlar değil. Ağrı'ya tırmanış için bütünüyle sportif amaçlarla gelenler Invin'in gördüğü hüsnükabulün en iyi ihtimalle kınntılarından çimlenebiliyorlar. lrwin, bir tasa doğradığı iki şeftaliyle karpuz çekirdeklerini kanştırarak, kahvaltısını yaparken, ya da kaldığı otelin önünden geçen transit karayolunda formunu koruma koşuları düzenlerken, kalabahk bir meraklı topluluğunca izleniyor, herkes uzaydan gelen adamı görmek için Irwin'in oteline gelip hiç değilse bir bakıyordu. Yüreği Nuh'un gemisinin ateşiyle yanıp tutuşan idealist Amerikalının kaldığı yer Irwin baba türbesi gibi bir şey olmuştu. Oysa, "normal" dağcılar, aynı sırada muhtemelen "İznimiz geldi mi?" telaşında, rehberlerle pazarhkta ya da emniyette pasaport kontrolundaydı. Ağn'dan Doğubeyazıt'a gelirken, büyük Ağn, uzaklardan belli belirsiz kendini göstermeye başladığında, çığhklar atan, dağa çıkabilecekleri an nihayet geldiğinde gözleri parlayan dağcılık tutkunlarının engelli yarışını izleyeceğiz. SCRECEK Tekstü işkolunda görüşmeler kesildi Tabip yedeksubay adaylannın yılhk celpleri 4'den 6\n çıkarıldı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Milli Savunma Bakanlığı, tabip yedeksubay kaynağındaki artış dolayısıyla, yalnız tabip yedeksubay adaylannın yılda 6 celp olarak silah altına alınacağını ve bu uygulamaya 1 Ekim 1984'de başlanacağını açıkladı. Bakanhğın açıklamasında ekim 1984'de 180'nci dönem olarak silah altına alınacaklar şöyle belirlendi: Yalnızca tabiplerden 83/11 grup olarak askerliğine karar alınanların tamamı ile tabip yedeksubay adayı olup, daha önce celplerde sevke tabiyken, yasal özürleri nedeniyle yoklama kaçağı olanlardan ya da bakayadan Ş nUVUglUlUUM ILlillltll bu yıl yeni bir "işyeri" eklendi. "Haydar Abi mahkemeye verildiği için sevk nin" ayakkabıcı dükkâm. Yıllardır boş duran ve çoğu adalının farkmda bile olmadığı bu kendi halinde edilemeyenlerden, 15 Eylül 1984 kovuğu "keşfeden" "Haydar Abi", burada ayakkabı tamir ediyor, boyuyor... Kovukla, içine sığışmış(dahil) tarihine kadar yasal özürolan boyacı pek gözükmese de, öndeki ayakkabı sandığı, fırçalar ve ayakkabılar bu "gizli işyeri"ni eleleri sona erenler ve yargılanması veriyor. (Foroğraf: NATALİ MEDİNAj sonuçlananlar. İşSendika Servisi Tekstü İşverenleri Sendikası ile Teksif arasında 81 bin işçi adına surdürülen toplu sözleşme görüşmeleri dün yeniden kesildi. Taraflar, sözleşmenin henüz temel ilkeler bölümünde bir ilerleme kaydedemeyeceklerini anlayınca, görüşmeleri, düşünme payı için 12 eylül tarihine kadar ertelemede anlaşmaya vardılar. Teksif Başkanvekili Sait Bürçin, görüşmelerin gelişmesine ilişkin sorularımızı yanıtlarken, toplu sözleşmenin "Temel Hükümler" bölümünde kaldıklarını bildirdi. Müzakerelerde, Tekstil İşverenleri Sendikası'nın TİSK ilkeleri doğrultusunda, yönetime katılma, işin düzenlenmesi, iş güvencesi konulannda sendika ve işçilerin söz sahibi olmalan anlamına gelebilecek hiçbir konuda hak tammaya yanaşmadığı bildiriliyor. TİSK ilkeleri ve YHK'nın toplu sözleşmelerde yaptığı değişiklikler konusunda Tekstil İşverenlerinin katı tavrı karşısında ise Teksif açmaza düşüyor. Çünkü Teksif tabanı iş yerlerinde çalışma güvencesi, iş düzenlenmesi, çalışma saatlerinin düzenlenmesi konulannda YHK sözleşmelerinin uygulanması sonucu mağdur olmuş ve çok duyarlı davranıyor.