10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kalarını da, bu dilı ne kadar ıyı anlayıp kullandıklarına gore değerlendirırler. IV. Gorecelik Çağı: RÖNTGEN'IM N ('•) R l SSELL'E (') Oz^ "Duııja |ona bakışımla] yarattıgım olasılıklardan ibaret." ( M > . 1900 M.S. 1966) İNSANOĞLU (duşunuyor) Soru sordukça, Dunva'nın dev bir makine olmadığı gerceğini sanki daha iyi anlamava başlıyorum. Geçerii sorulan seçmekte bile Itirlu guçlukler ç<>kerken, cevapların çoklugu (çeşitliliği) karsisında şasırıp kalıyorum. Geçerii olsalar bile, şu grrçeği gorme/likten gelemhorıım ki, cevaplar. yıı/lerce \ıllık gozlemlerle kendi kendimi/e varaltıgımız hasvuru di/gelennın dışına çıkamıyor. Dünyamız, surekli olarak her gun >eni baştan irdelenmesi gereken turlu varsayımlarla dolu btılunuvor. Öyle varsavımlkir ki bunlar EVREN ile kurduğum zaman mekân ilişkisivle ve incelemeve kalkışIığıın her olgu>a bağlı, gore(ce)li olarak degışebiliyor. Malarımın " R u h " , filozofların "Gerçek", akılcıların ise "Yasa" adını verdigi degismez şeyler. benim yetersiz duyularıma \e gozlem araçlarıma, sanki Dunya'nın duzeni degil de duzensizlikleri olarak gorunuyor. Keşfedebileeeğim tek "Doğa Yasası", olasılıklann kaba goslergeleri sayabileceğim "islalislik orlalamalar" olarak gözukuvor. V. butunluk çağı: Peirce'ten, (4) EİNSTEİN'a ve Reiser'e Ozet: "Hesaba kitaba gelmeyecek derecede karmaşık gorunen Dunya duzenini, ancak butun yaşantılarımın bir bileşkesi o!arak kavrıyor; kolay bir kopabilirlik havasında, kendi simgesel kurgularımla oynuyor, oyalanıyonım." (M.S. 1966 ?) İNSANOĞLU (duşunuyor) Gozlemlediğım nesnelerı kendi gozlemlerımden ayıramayacağımı anladığımdan beri, gozlemlerimı de araştırmaya başladım. Gordum kı, gözlemlerim yalnızca kafamdan geçenlerle Mnırlı olmadığı gıbı, tum canlı varlığım (bedenım). butun tarihı birikimıvie gozleme katılıyor. Şunun da aynmına vardım kı, en >aman formullerımın gucu, sımgelerin boyutsal sınırlarıyla, ben ve benolmayan ayınmının otesınde, D u n y d a olupbitenlerie bır ve bırlik olmaktan kaynaklanıyor; ancak o zaman anlam kazanıyor. Uzaydaki gemvurulmamış enerjiden insan varlığına değin, EVREN'deki her şeyle karşılıklı ilişki ıçınde bulunduğum gerçeğının bilincı bu tur bılgıden geliyor; bılım, sanat ve din arasındakı sınırlarla sozlu ayırımlar o zaman ortadan kalkmaya, Dunya tek bır yaşantının butunu olmaya başlıyor. GOZLEM NOTU Iki bin yıl sonra ulaşılan bu Dunya goruşu, Buddha'nın, Hz. Isa ile Hz. Peygamber'ın zamana dayanıklı ahiâk (ethik) duzenlemelerıyle, Eınsteın'ın dunyasıyla, Hoyle'un ( ! ) dongusel olarak kendinı yenı baştan yaratan EVREN'iyle, Mc LUHAN (*) ile Ellul'un ( ) Katılmacı [kulturu] butunleyici onerılerıyle uyuşmauzlaşma umudunu da uyandırıyor Nıce kuçuk olsa da, yeryuzundekı bırkaç universıtede hâlâ dırenen biriki köpru başına, geceyarısının Doğusundaki sakallı ozanın dızelerınde ya da kâğıttan boimenin Batısında oturmuş taş bahçede damlayan su sesinı dınleyen Zen ustasının tefekkurunde bu umudun ışığı vardır. Solukcılız, ama yıne de gorulebilir. İNSAN (Sormah) "Nerdeyim, Neredeyiz, Neredeler?" (*) Don FVBUN'un "Değişme Dinamigi" (The Dynamics of Change, Prentıce Hall, 1967) denemesınden esınlerup yararlanarak ve Samuel Boıs'nın "Bılınç Araştırmalan" (Exploratıons ın Awareness, Harper & Row, I957)'ndan seçılerek, tırnak ıçınde ilalik yazılmış alıntılar eşlığınde, "Insanın Bılınç Dunvası'na duzenlenmiş, gerçekustu bır yaz yolculuğu." M.B'ııa Nollar ( Melinde adı geçen bazı unluler): (1) Planck, Max. KuvanU kuranuyla Nobel kazanan Alman fizıkçı. (2) Rontgen, W. X ışınlannı bulup Nobel kazanan Alman fizıkçı. (3) Russell, B • Nobel Edebıyat Odu\u kazanan Ingıliz maıematikçı filozof (4) Peırce, B.. Unlu bır Amerıkan matematıkçısı (5) Hoyle, F.. Astronomı bılgini, Ingılız Evren kuramcısı (6) Mc Luhan Kanadalı ıletışım kuramcısı (7) Ellul: Teknolojının (kulturc) egemenlığıne karşı başkaldıran Fransız filozof, eleştırmen, antropolog. 7 EYLÜL 1984 ağlar, Insanlar, üııya Görüşlori... İlkel Gerçekçilik Akıl ve Mantık Bilim Görece/ik Ve Bütünlük Çağları Boyunca: İnsanoğlu'nun Dunya Göruşu Nereden Nereye Geldi? TÜRK KARDİYOLOJİ DERNEĞİ'NDEN Avrupa Kardiyoloji Dernegı, Turk Kardıyolojı Derneğı ve İstanbul Unıversıtesı Rektorlueu işbırlığı ile bır mezunıyet sonrakı Kurs'u duzenlemişlerdir. 1921 evlul larihlorı arasmda İstanbul Tıp Fakultesi Çapa Hastanesı 14 M ^ t anfısınde yapılacak olan bu Kurs'ta Avrupa'nın ve ulkemızın tanınmış kardıyologları kalp hastalıkian dalında teshıs ve tedavideki yenılıklerı goruşeceklerdır. Ilgi duyan meslektaşlara duyurulur. Prof. Dr. BOZKURT GÜVENÇ I. İlkel Gerçekçilik Çağı Ozer "Dunya duyumsadığım şey (\eiTdir. 1 ' (M.Ö. ? M.Ö. 650) İNSANOĞLU (duşunuyor) Dunya ve ben ıkizler gıbiyız. Dunva, duyumsadığım (gorduğum, dokunduğum, tattığım, kokladığım \e işittığım) şeydır, bana benzer. Benim bir ruhum var. Dunya'daki her şeyin de bır ruhu var. Gorkemli torenler, gızemlı buyuler yaparak o ruhlarla birlıkte yaşamayı oğrendim. Öyleyse, "Ustün insan, ruhları lanıyan, ruhlarla başa çıkabilen bir bujucudür." GÖZLEM NOTU Dunyanm her yanında, bugun hâlâ, gizemli buyuler ve torense! işlemlerle ruhları denetleyebıleceğine ınanan, başkalarını da buna inandıran ınsanlar var. II. Akıl Mantık Duşunce Çağı: TALESTEN 4RİSTO'YA Ozev "Dun>a soylediğint (duşundugum] gibidir." (M.Ö. 650 M.Ö. 350) ÎNSANOĞLU (duşunuyor) Ikiydik, şimdi üç olduk: Dunya, Dunya karsısındaki Ben ve Dunya'ya bakan Beni gozlemleyen Benkendım. Dunya'ya bır yon ve duzen vermek ıçın eşya\ı, kendı nitelik ve davranışlanmı sınıflarım Davranışlanmı değerlendınrken, o sınıfları dıkkate alırım. Gucum yettiğınce nesnel (yani akılcı) olmaya çalışınm. Aklım, dunyayı yansıttığjna gore, onun gıbı duzenli tutarlı olmalıdır. Her gerçeğe karşjlık bır duşunce, her sozcuğe karşılık bır şey (kışı, eylem ya da nıtelık) var [olmalıjdır. Eğer bir duşunceden ötekıne mantık (düşunme) kurallanna uygun olarak geçebilirsem, bu yol beni oteki gerçeklere göturur. [Çunku] kafamın ıçınde de mınık bır evren var! GÖZLEM NOTU Iki bin yıl sonra bugun hâlâ boyle duşunen pralik ınsanlar var aramızda: Gerçeklen gorur, toplar, sınıfları, uzenne uygun etıketler ılıştırır. kendilerıni ve başkalarını bu "gerçeklere" ve etiketlere göre değerlendirırler. III. Bilim Çağı: KOPERNİKOS'TAN PLANCKA (') Ozet: "Dunya devasa bir makinedir, onun nasıl i>ledigini anlama>a çalışı>orum." (M.S. 1500 M.S. 1900) İNSANOĞLl (duşunu>or) Atalarımın kutsavıp inandığı ruhlara lutsak se»ini Doğa'nın nefesi sanan metafizikçi gibi kendimi kandırmıvorum. Dun>a'ja »onelrtiğim »orulara Doğa'nın verdiği cevaplan alıvor, malemalik formullere donuşturu>or: bojlece, bıldiklerimle bilinmevenleri kuşa(abili\or; Doğa'nın benden sakladığı tum sırlan orlava çıkarabili>onım. Öyleyse, '"Lstun insan, eşyanın ozellikleri>le insan davranışlannı formullerle dile getirebilen dene>ci matemalikçi kişidir." GÖZLEM NOTU Gunumuzun önde gelen kişilerı de, ışyerlerinı yonetenler, devletın ustyoneiim kadrolarını işgal edenler, dergi ve gazetelerımızın edıtorlerıyle yazarları, deneycımatematıkçıleri yetiştiren okui ve unıversıtelenn mezunları değıl mıdır? O\le kişiler kı. kendılerı sa>ı, istatistık, grafık ve şemalarla konuştukları gibı, baş Merhume Nadire Hanım ve Merhum Ali Rıza Beyin oğlu; Kemâl Acemi, Suat Acemi ve Sabiha Kopuz'un kardeşleri; Günseli Sevindik, Gülçin Albayrak ve Nejat Acemi'nin babaları; Nükhet Acemi Uğur Sevindik ve Ali Albayrak'ın kayınpederleri; Ebru, Emre, Kaan ve Cem'in dedeleri; Okyay, Sevindik, Albayrak ve Kopuz Ailelerinin kardeşleri; Neclâ Acemi'nin eşi; VEFAT RESSAM JNİHAT ACEMİ 31 Ağustos 1984 cuma günü hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 1 Eylül cumartesi günü öğle namazından sonra Erenköy Galippaşa Camii'nden ebedi istirahatgâhına tevdi edilecektir. NOT: Çelenk göndermek isteyenlerin Türk Eğitim Vakfına bağışta bulunmaları rica olunur. AİLESİ OK'Eff AKBAL EVET/HAYIR "Sofra"yı Yaşatmak... OKURLARDAN SilivrVde 2 yıldır onarılmayan köprü Silivri'nin iki yakasını birleştiren Mimar Sinan Köprusu 'nün onannu iki yılı aşkın bir zamandan beri bitirilmemiş, yuzustü bırakümıştır. Bu köpru, ES yoluna çıkmaksızın kertt merkeıi ile sahil kesiminin ulaşımını sağlamaktaydı. Iki yıldır bir kilometre uzaklıktaki kent merkezine ve öğrencilerin okullarma gidebümeleri için, once gidiş yönunun aksine 50 yıl önceki bozuk bir yoldan gidilerek, trafiğinin ve kazalannm yoğunluğuyla un kazanmış Londra asfaltına girilmektedir. tstanbul'un birinci derece ve oncelikli bir turizm bolgesinde bu derece ters bir yontemin yıllardır uygulanmasına ve her an bir trafik kazası ile burun buruna yaşanmasına, 200 metrelik bir köpru onanmmın iki yıldır suruncemede bırakılmasına neden seyirci kaltnmaktadır? Ilgili olabilecek tum kapılar çaltnmıştır. Muteahhit ynlda uç gun gelmekte ve 4 kamyon kum atıp sırra kadem basmaktadır. Bu nasıl bir muteahhit oyunudur? Yarm okullar açuacak, çocuklanmızm can güvenliği ile birinci derecede önemli bir konu ile ilgilenecek bir yetkili bulunmayacak mı? Felâket gelip çatmadan. ilgilileri ve ciddi yoneticileri goreve çağırıyoruz. 1SMAİL ARAS SILİVRİ Ek mesaı ücretı PTT gibi guçlu bir KİT'de çahşan bir memur olarak uzun süredir devam eden ve aleyhimize işleyen bir konuya değinmek istiyorum. En başta, somut bir örnek olarak kendimi göstereyim: PTTde teknisyen olarak görev yapmaktayım. Hemen hemen her hafta sonu veya geceleri ek mesai çalışması yapmak zorundayız. Celgelelim bir teknik eleman olarak aldığımız ek mesai ucreti, asgari ücret şaat parasından dahi azdır. Öyleyse bir memurun ek mesai Bir resmimi ıstemıştı. Bir türliı verememıştım. Yıllar böyiece geçtı. Geçen gün duvardakı resımleri seyrederken dalıp gıttim. Mehmet Alı Aybar, Bülent Ecevit, Ahmet Isvan, Özdemir Asaf, Cumalı, Altan, Gölpınarlı vb. Bu küçucük yerden kimler gelıp geçti, bu mermer masalarda kimler oturdu! İki de bır aşağıya seslenırdı Muzaffer Bey: 'İkı mısafirımiz var' diye... Az sonra Bursa kebabı geliverirdı önümüze. Bir yandan da dalardık söyleşıye, bır yandan yemeğimızi yerdik. 1955'ten 1984 Eylülüne uzanan yırmı dokuz yıllık bir zaman parçası!.. 1955'te açılmıştı 'Sofra.' Muzaffer Bey Cağaloğlu'nun sevilen bir kişısiydı. Heyecanlı, coşkulu, gündelik olayların ıçınde bir kışi. Tam da muhalefet yıllanydı. 195560 arası. Demokrasi savaşımı venlıyordu. Bu savaşı başlattığını söyleyenlere karşı demokrasi savaşı!.. Ne garip ışti bu, bir kaç yıl önce Türk toplumunda demokratık hak ve özgüriükleri yerleştıreceklerıni söyleyerek ıkfıdara geçenler değişmışlerdi, iktıdardan düşürdükleri parti ıse kısa surede güçlenmış, aydınları, gençlığı çevresinde toplamayı başarmıştı. Muzaffer Bey de bu akışın ıçindeydı. Her öğle saatlerı basının daha çok muhalefet kanadının buluşma, söyleşme yeriydı. 27 Mayıs'tan sonrakı günleri anımsarım, ne büyük umutlar, ne büyük özlemler, coşkular içindeydik! 'Sofra'nın masalarında gündelik politika, şiir, yazın tartışmalannın coşkuyla sürdüğü günler... Muzaffer Beyi yıtırdik bir iki yıl önce. 'Sofra' yıkılmadı yin° de... Muzaffer Beyin eşi ile çalışma arkadaşlan Cağaloğlu'nun bu sevımli köşesinı yaşatmak için uğraş verdıler. 'Sofra'yı yaşatmak biraz da Muzaffer'i yaşatmaktı. Arada bir gıdıyordum, dertleşiyor, konuşuyorduk, eskı gunlerı anıyorduk. Duvardaki resimlerden bize bakan Muzaffer'le selâmlaşıyorduk. Otuzuncu yılı kutlamaya hazırlanıyorduk. Derken, derken, bır de duydum kı, 'Sofra'nın bulunduğu yapı satılmış; yenı sahıbi oraya koca bır han yaptıracakmış. Oysa yenı bınanın altında 'Sofra'ya küçucük bır yer ayrılamaz mıydı? Olmamış, duşünulmemiş, 'Sofra' eylül sonuna kadar açık kalacak, sonra da silinıp gidecek... Yalnızca Babıali'nin bir ıki kusak gazetecısinın anılarında yaşayacak... İstanbui'un renkli yerleri, köşelerı, insanları vardır. Yavaş yavaş hepsi yok oluyor. İnsan ömrü sınırlı, sürgıt yaşatmak zor kişıleri, ama yerler, köşeler niye kuşaklar boyunca ayakta tutulmasın? Olmuyor, bakın o kadar yazıldı çizildi şu Markız pastanesı ıçin, şu Naşıd'ın Mıllet Tıyatrosu içın... Ne oldu? Hiçbir şey... Ben de şimdi 'Sofra'nın yaşatılması gereklilığmden söz ediyorum, ama boşuna!.. Gerçeklen boşuna mı? Bırden düşündüm, İstanbul Anakent Beledıye Başkanı Sayın Dalan kentın renkli köşelerinı yaşatmak ıçın bır çaba harcayamaz mı diye... Cağaloğlu yoresınde Beledıye'nın ya da başka resmi kuruluşların, bankalann yaptırdığı yapılar var, bunlardan birınde Sofra'ya bir yer aynlamaz mı? Beledıye Başkanını bir öğle vakti 'Sofra'ya çağırsak, otuz yıllık bir geçmişı gözlerınin önüne sersek, İstanbui'un, bu ilginç köşesınde kendisine duvardaki resımleri, tablolan göstersek, 'Sofra'ya bir yaşama yeri bulunması, otuz yıllık çalışmasını sürdürmeolanağı sağlanması içın 'bırşeyler' yapmasını ıstesek... diye düşünüyorum. Bakıyorum, Sayın Başkan İstanbul ıçın elinden geldiğince 'bırşeyler' yapmaya çalışıyor; denız yolundan yararlanarak taşımada kolaylıklar yaratmak, Kadıköy'den Bostancı'ya kıyı yolu açmak, Haliç'ı bataklıktan, pıslikten kurtarmak... gıbi... Öyleyse 'Sofra' gıbı gelenekleşmış, özellikle gazetecilerin anılarında yer etmiş bır yerın ölüp gıtmesinı önlemek de Sayın Dalan'ın görevlerı arasında sayılmamalı mı? Muzaffer'in çabuk çabuk konuşmasını anımsıyorum. 'Iki misafirimız var' diye seslenişini... Şimdi bu görevı sayın eşi yapıyor, emekli öğretmen kişıliğiyle, ağırbaşlılığıyle.. 'Sofra'nın yaşaması yaşatılması denecek ki o denli önemli bir şey mi! Belki öyle, belkı değıl! Yaşamımıza karışmış kişiler, köşeler bırer birer eksıldikçe bızlerden de bir şeyler yitip gidıyor. Eksılıyoruz, azalıyoruz, yok oluyoruz daha yaşarken.. Ben de 'Sofra'nın eylül sonunda kapatılacağını öğrenınce son umut olarak Beledıye Başkam'na seslenmekte yarar gördüm. Belkı gelir, bır Bursa kebabı yer, resımleri seyreder, anıları dınler, bu küçucük yerın yaşaması ıçin bır yer, bir çars bulur diye... yapmasmdaki amacı nedir? Se olmalıdır. Sadece vatana hizmet mi? Eğer öyleyse sorun yok... Evet aldığımız saat ücreti sadece 65 TL. 'sıdır. Yani bir hafta sonu mesai yapınca elimize sadece (65X8 = 520 TL.) geçmekudir. Bu paraya normal diyecek tek bir Allah'ın kulu tanımıyorum. Evet sayın yetkililer bu para gerçekten de az değildir! Komiktir, evet bunun tek bir tanımı var komiktir! Yetkililerden en kısa bir zamanda cevap bekliyoruz. Ya ek mesai zorunlu olmasın ki şu durumda mumkün gözükmuyor ya da ücretler arttırılsın. PTT'DE ÇALIŞAN TÜM TEKNÎK ELEMANLAR VEFAT Kıymetli varlığımız, iyiliksever, mümtaz insan, TEKEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Emekli Grup Müdürlerinden Tütün Eksperi İ. HAKKI TEKEŞ Tedavi için gittiği İsviçre'de Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Aziz naaşı 2 Eylül 1984 Pazar günü Bağdat Cad. ERENKÖY Galip Paşa Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra ebedi istirahatgâhı olan Karacaahmet mezarlığına tevdi olunacaktır. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın. 30. Eğitim yılında; 14 Diinya Rekoru, 23 Diinya Şampiyonluğu ve 27.050 mezunu ile sadece "lurKiye'de değil, dun\ada da sahasında en teerubeli, en guvenilir; u/man DEV KURULUŞ AİLESİ ELEKTRONİK ÇAĞINDA SINAVI EVİNİZE GETİREN SİSTEM • Anadolu Liseleri ve Kolejlere, • Fen Liseleri ve Askeri Liselere, • Üniversiteye hazırlık, ELEKTRONİK DAKTÎLOGRAFİ eğitiminde de onder. Komple program (Eylül sonuna kadar kaydolanlar) ayda 4 bin lira. ELEKTRONİK DAKTlLOLARLA Merkezi Beyogtu Şubesı Kadıkoy Şubesı Beyazıt Mtthat Pasa Cad 14'1 Istıkial Caa Yofica Han 87/7 Allıyol Kusdın CaOdesı 6/3 YAZI IŞLERIJ Tel 527 55 25 527 49 03 522 21 06 Tei 149 79 93149 8106144 90 11 1984 vılı Anadolu Lısekrı. <ız«.l TurK \e \abancı okullar ıkınc k l mak sınavında abonelenmızın ba^arı (iranı Türkiye ortalamasının iki katıdır. • Sına\ denemesı nıtelığınde 12 ^tr pcmodik kıtap • Tüm mutrt'datı taravan testler • Her sorunun açıklamalı çozümü. • Basamak Mnavlan oncesı bilgisayar değerlcndirmeli ttstler • ()rx.ekı \ıllann sorulan ve çözümlerı a\n ekler halırde İKİ MİSLİ BAŞARI Tel 338 08 42 336 11 50 BROŞÜRLERİMİZİ İSTEYİNİZ. Abone kayıtlan başlamıştır. FEN LSES VE ASKERI OKULLAR" r~M PPOGRAMI 4500 TL a 3« a Çehı Hes No Adres Bı «r ve Kultu> Yavnlar u c ştı Fevzı Cakmak Sok No 33 10 KMa>'ANKARA T» 30 B4 00 30 13 45 30 29 19 ANADOLU LISES! KOLEJLERE ~t*Z PROG1AMI 3500 TL Posta Çe« ıeb N J 14274 3 M.ERSITE HAZ PROGRAMI 6000 TL °osta Çek Hea ND 16091 1 Gösüert Hfkrrfuet sanat edebiyat dergisi. •Memet Fuat Oktay Akbal yeni çıkan kitaplan ve şiiri üzerine Melih Cevdet Anday'la konuştular •Fethi Naci'den Eleştıri Günlüğü •Füsun Akatlı yeni şiir kitaplan üzerine yazdı •Özdemir Nutku, oyunculuk kavramını inceledi •Mehmet Basutçu, Av/ignon Şenliği'ni anlatıyor •Rasin'le Resim Üzerine Söyleşi BURDUR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN 1983/546 Gonul Sîne tarafından Hikmet Ünal Sine aleyhine açılan boşanma davasının yapılan duruşmasında, Davalı Hikmet Ünal Sıne adına Dortyol Fıdan Sokak Gokçeoğlu apartmanı No: 16 adresine çıkartılan tebligatlar bila tebliğ geldiğinden gazete ile ılanen gıyap kararı tebliğıne karar verilmiş olup davalı Hikmet unal Sine'nin duruşmanm bırakıldığı 3.10.1984 tarıhınde hâkimliğimizde hazır bulunması veya kendisine bir vekil tutması, aksi halde duruşmanın gıyabında yuruyeceği gıyap kararı yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. 22.8.1984. *Bayilikler verilecektir. Anado*u L»sesı Progıan Fen Lısea Prograrr r 3 Unıve's 'e PfOQra<v>na LJ Okulu O Sırnfı Abone otuyCKum Broştır tslryorum ÜNtVERSİTELİ GENÇLERİMİZ İÇÎN PANSİYONCU AİLE OLMAK İSTER MİSİNİZ? Evleri uygun olan Sayın Ankara'lıları yükseköğrenim gençlerini evlerinde barındırmaya çağınyoruz. Müracaatlannız için: YÜKSEK ÖĞRENİM KREDt VE YURTLAR KURUMU ANKARA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Aydoğmuş Sokak No: 4 Kurtuluş/ANKARA Tel: 33 19 34 Basın: 23513 rtur HER CUMA KESIN HAREKET 10 gun 9gece ^^^"»" | TAM PANSfVON KONAKLAMA gun Zgece tıtrızmsunar 4 alaaddin •Emre Kongar, Ertuğrul Özkök, Bilgin Adalı, Ömer Kavur, Vecdi Sayar Çağımızın Salgını videoyu gündeme getirdiler. "^k İLAN ANKARA 5. İCRA HÂKİMLİĞİNDEN •\nkara Emek Işhanı A.Blok. No 5'te Konfeksiyon îşı ile ıştigal eden Muge Koll Şnketi (Yusuf Una) ve Cemal UnaJ) vekılının, Konkordato talebı Ankara 5. tcra Hâkımligrnın 28 8.1984 tarih ve 1984/861785 kararı ile borçluya İKİ AYL1K KONKORDATO MUHLET1 VERILMİŞTIR. IÎK.'nun 288. maddesı gereğınce 7 gun içinde ıtırazı kabul olmak üzere ılan olunur Basm 23596 GÖSteÜTİ Eylül sayısında ionat edebıyo» deı^st JMÂRIVIARİSİ ALANYA 5 otel IETT IŞLE1MELERI GENEL MUDURLUGUNDEN 12.000 21.000 4.000 5.000 5.000 Kg. Kg. Kg. Kg. Kg. Kuru Fasuiye Kuru Soğan Nohut Barbunya Kırmızı mercimek satın alınacaktır. İSTANBUL RASTAŞ REFORM AMBALAJ SANAYİ VE TtCARET A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIGINDAN Sicil No: 102395/48600 Şirketimizin 24 Ağustos 1984 tarihınde yapılan olağanustü genel kurul toplantısında sermayemızın 170 milyon liradan 420 milyon liraya yukseltilmesıne karar verilmiştir. T. Ticaret Kanunu gereğince hıssedarlanmızın, mevcut hisseleri nispetinde artan sermayeye iştirak haklan bulunmaktadır. Bu haklarını kullanmak isteyen sayın hissedarlarınızın, ıstirak taahhutnamelerini imza ve tevdi etmek uzere ılanı mıiteakip 15 gun içinde Oto Sanayı Sitesı Yunus Emre Cad. 35 4!cu JLevent/Istanbul'daki şırket merkezine başvurmalan rica olunur. Bu sure içinde kullanılmayan rüçhan haklan hükumsüz sayılacaktır. 1 Vukarıda mıktarı ve cinsi yazılı yiyecek maddelen mektupla fiyat ve teklif isteme usuluyle ihaleye çıkarılmış olup, teklıfler şartnamede yazılı kanunı nispetlere gore hesap edilecek geçici teminat ile birlikte 24 Eylul 1984 gunu saat 15.00'e kadar Metrohan d a t ç a HAVUZLU 4. katında bulunan Levazım Mudurluğu Iaşe kısım Şeflığıne elden \enlecektir. tatil köyü 2 Şartnameler Metrohan 4. katında bulunan Levazım Mudurluğu İaşe kısım Şefli"flrtur *Brtur *ffrtur "ffrtur Örtur *clrtur Örtur ğınden bedelsiz alınabilir. Barbaros Bulvarı. 35 BesıMas IST Basın: 23377 Tel 16110 74 16182 2616122 81 OBTUflKAOiKOV 33616 6O Şoför kardeş, Frene güvenme durmayabilir, kornaya guvenme duymayabilir. I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle