25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/4 KÜLTÜ1 YAŞAM 3 TEMMUZ 1984 TELEVİZYON 19.00 19.30 19.55 Açık Öğretim Tanm ve Köy Sam (Renkli) Prof. Dr. tlter Akad, fş ldaresine Giriş dersini veriyor. Programda, çeltik yetiştiriciliği ve zeytinde halkalı leke konulan yer alıyor. Dizifılmin bugün yayınlanacak olart 1. bölümünde, Breen, yüzbaşı Cody tarafmdan yeni bir göreve atanır ve Teksas'a hareket eder. Ülkenin çeşitli polis örgütlehnden gelen ve Adalet Bakanlığı tarafından onaylanan bir deneme programını gerçekleştirmek iızere 21 haftalık bir çalışma yapacaklardır. Breen, Sam adında bir köpekle değişik sertivenlere girecektir. Cemal Reşit Rey'in 80. yılı ve kemancı Erlih'in armağanı FİLtZ ALİ George Orwell, "Down and out in Paris and London" (Paris'te ve Londra'da Meteliksiz) adlı kitabında, Paris'in en lüks otellerinden birinin mutfağını anlatır. Aşçısı, aşçı yamağı, bulaşıkçısı, garsonu, vb. ile bambaska bir dünyadır mutfak. Günün her saatinde sürekli katastrof yaşanır burada. Pislik, düzensizlik, telaş, bitmez tükenmez çekişme, yetişmeyen yemekler, garsonlarla mutfak personeli arasındaki neredeyse sınıfsal itişme, kesinlikle üst kattaki lüks yemek salonuna yansımaz ama... Büyük bir özenle, titizlikle ve beğeniyle hazırlanmış gibi görünen ve gümüş tepsilerde, gümüş kaplar içinde sunulan yemekler, aslında delicesine koşuşturmayla, zamana karşı verilmiş savaşların ürünüdür. Kulis ile sahneyi, ben çoğu zaman mutfakla yemek salonuna benzetirim. Aynı telaş, ters giden işler, son anda ortaya çıkan sorunlar, hastalanan solist, çalışmayan piyano pedalı, kopan keman teli, elbisenin sökülen eteği, zamanında yetişmeyen notalar, bulunamayan sayfa çeviricisi konser sanatçısının yaşamının vazgeçilmez birer parçasıdır. Hele festival gibi, trafiği baş döndüren organizasyonlarda sanalçının geç gelen uçağı, uykusuz geçen yolculuk, beğenilmeyen gürültülü otel odası, ödenmeyen yol parası, gümrükte kalan çanta benzeri, önceden hiç akla gelmeyecek aksilikler, festivallerde daha da çoğalır. SAHNE GERİStNDEKİ GERtLİM TRTNİN İÇİNDEN M.TALİ ÖNGÖREN luş Savaşı azııeri... 23 Haziran 1984 Cumartesi günü, TRT Televizyonu'nun kapanış haberierinde Kurtuluş Savaşı gazilerinden üçünün ölüm haberi vardı. Geçtiğimiz kış mevsimi süresince de TRT sık sık Kurtuluş Savaşı gaziterinin ölüm haberierini verip durdu. Sanki hepsi aynı yılda doğmuş ve 19831984 kış aylarında da ölmeye karar vermişler gibi bir bir aramızdan aynlryorlar. Onların yaklaşık her gün ölüm haberini veren TRT kılını bile kıpırdatmadı. Kimdi bu ölenler? Nasıl yetişmişler, nasıl büyümüşlerdi? Acaba kaçta kaçı bu ülkenin kendilerine verdiği fırsattan ya' rartanmıştı? Ya da nasıl bir özveriyie ülkelerine hizmete koşmuşlardı? Kurtuluş Savaşı'nda nerelerde çarpışmışlar, neler görmüşler, nelere katlanmışlardı? Bu kahramanlıklarının karşılıgında da neler almışlardı? Acaba TRT bu isımsiz kahramanları hem yaşını başına almış radyoTV izleyicilerine, hem de yeni kuşaklara tanıtmaya niçin önem vermiyordu? Herhalde "vatan mületsakarya" edebiyatına bu denli önem verilen bir ülkeye Türkiye dışında rastlamak mümkün degildir. TRT de yıllardan beri aynı tutum içinde... En önemli olaydan en önemsizine dek her fırsatta yapılan törenler, atılan nutuklar ve verilen demecler TRT'den eksiksiz yayımlanır. Tüm ulusal günlerde ise radyolarda ve televizyonda konunun önemine ve anlamına hiç yakışmayan, yapay, yüzeysel ve yıllardan beri ağızlara sakız olmuş sözleri ve kullanıla kullanıla bıkkınlık veren görüntüleri içeren izlencelerden geçilmez. Uzun yıllardan beri TRT'nin ilginç, çağdaş ve izleyicileri gerçekten coşkulandırabilecek bir yapıma ulusal günlerimizde yer verdiği görülmemiştir. Ama sırası gelince radyo da, televizyon da gerek kendi hazırladığı yapımlarda ve gerek yayımladığıkonuşmalarda vatansevertiği kimseye bırakmıyor. Artık TRT, onun bunun vatanı ne denli çok sevdiğini kanıtlayabilecegi bir yer olup çıktı. Ne var ki, bu olanaktan salt belli bir kesim yararlanıyor. Sanki diğerleri vatansever değil... Vatanseveriik bayrağı salt TRT'deki konuşmalaria dalgalandtrılabilir diye düşünülmemelidir. Ama eğer TRT de bu konuda kendini göstermek istiyorsa, gerekeni doğru dürüst yapmak zorundadır. İşte önemli bir gerçekle karşı karşıyayız. Kurtuluş Savaşımıza katılmış, vatanı uğruna ölümü göze almış ve hiç karşılık beklemeden özverisini esirgememiş insanlarımız birer ikiser aramızdan aynlıyorlar. Kimi zaman aynı gün üçünün ölüm haberine bile rastlamak mümkün. Bir kuşak yitip gidiyor. Onlann ölüm haberleri o denli sık radyolardan ve tetovizyondan duyulur oldu ki, vatanını gerçekten sevenlerin içinde de bir şeylerin kopup eksildiğini duyumsamamak olanaksız. Bu ölüm haberierini veren TRTde ise, "Yayınlarda onu bunu suçlayacağımıza, Kurtuluş Savaşı gazileriyle ilgili hiç otmazsa bir izlence hazırlayalım. Onlann görüntülerini, anılannı, görüşlerini ve düşüncelerini gelecek kuşaklara bırakmaya çalışalım. Kurtuluş Savaşı gibi önemli bir olayın bugüne dek ortaya çıkmamış ayrıntılannı gözler önüne serelim. RadyoTV yöneticileri ve yapımcılart olarak çağımıza ve Türkiye'nin çok önemli bir dönemine tanıklık edelim " diyebilen yok. Oysa televizyon ve sinema çağımızın en büyük ve etkili tanıkları arasındadır. Her ikisinin "belgeci" yanını eğer Kurtuluş Savaşı gazilerimizle ilgili olarak kullanmayacaksak, kendi devrim tarihimizi bundan sonra görüntüsel arşivimize hiç geçiremeyeceğiz demektir. Bu görevi yerine getirmeyi düşünmeyen TRT'ye ne denir? Sorunun yanıtını size bırakıyorum. 20.30 21.00 21.10 21.20 Haberler Hava Durumu Uykudan Önce (Renkli) Barbaros Hayrettin Paşa (Renkli) Programda, Barbaros Kardeşlerin kısa yaşam öykuleri konu edilmekte, Oruç ve Hızır Reislerin zaferleri anlaiılmaktadır. Hızır Reis'in Akdeniz'de saldığı korkudan bahsedilmekte, Hızır ve Oruç Reislerin kazandıklan başarılardan sonra donanmanm gittikçe büyümesi ve 1516 yılında Oruç Reis'in Cezayirli Suitan oiması anlatılmaktadır. 21.40 TV'de Sinema: Doğu Yakası Batı Yakası (Aynntılı bilgi yandaki sütunlarda) 23.20 Haberler 23.30 Kapanış FRANSIZ KEMANCI VE USTA Cemal Reşit Rey'in (ortada) 80. yasgunu konserinde, kemancı Devy Eriih (sol basta) eşine az rastlanır güzellikte bir yorumla dinleyicilere gerçek bir şölen sundu. derecede etkileyebilir. 108 No: 3 KemanPiyano Sonaü"nın ilk iki bölümü de aynı minval üzere sürdü. Fakat Scherzo ve finalde her iki sanatçımn da havaya girdiklerini ve gerçek müzisyen yüzlerini göstermeye başladıklanm sezdik. Alkışlar üzerine çaldıklan Bartök "4 Macar Halk Dansı"nda ise artık iyice kendilerini bulmuşlardı. Ne yazık ki sahneye ve seyirciye ısınmaları bütün bir resitalin neredeyse tümünü kaplamıştı. Merak bu ya, konserden sonra dayanamayıp piyaniste, "Piyanoyu beğenip beğenmediğini, pedalda bozukluk olup olmadığını" sordum. Peter Frankl ne dese beğenirsiniz? "Salonun akustiği öyle yogundu ki, sesler birbirine kanşmasın diye hemen hemen hiç pedal kullanmadım. Yoksa çok mu belli oldn?" Evet ya, çok belli oldu. Neyse ki lstanbul'un festival izleyicisi yeni ytlzlere, yeni adlara ve iyi müziğe öyle aç ki, izlediği her konserde sahneye çıkan herkesi aynı coşkuyla alkışlıyor da, sanatçılar kusurlannın anlaşılmadığını sanıp mutlu oluyorlar. İDSO, 12. Uluslararası Îstanbul Festivali'ne Cemal Reşit Rey'in 80. yas yıldönümünü kutlayan bir programla katıldı. Ünlü bestecimizin iki eserinin çalındığı bu konsere bütün Türk bestecilerinin gelmesini ve Cumhuriyet döneminin çoksesli müzik yaşamında önemli hizmetlerde bulunmuş olan bu büyük sanatçımızı hep birlikte kucaklamalannı gönül isterdi. Bestecimize saygı görevini Fransız kemancı Devy Eriih üstlenmişti bu konserde. Rey'in 1975 yılında kemancı Suna Kan için bestelediği "Andante" ve "AM«gro"nun notalan yine "mutfaktaki" akıl almaz kargaşalık ve düzensizlik nedeniyle, Devy Eriih'in eline konserden ikiüç hafta önce geçmişti. Kemana bu kadar kısa süre içinde eseri ezberine almış ve gerçekten soluk kesen yorumuyla bestecisine armağan etmişti. Devy Erlih, dinleyicinin sürekli alkışları arasında besteciyi sahneye çağırdı. Cemal Reşit Rey, kurduğu ve uzun yıllar şefliğini yaptığı Îstanbul Şehir Orkestrası'nın devamı olan İDSO elemanlarını neredeyse teker teker öperek ne denli duygulandığını gösterdi. Dr. Nejat Eczacıbaşı'nın Rey'e sunduğu 80. yıl armağanından sonra kemancı Devy Erlih de hem Rey'e hem de dinleyiciye, az rastlamr güzellikte yorumladığı J.S. Bach'ın "Solo Keman tçin Chaconne"u ile bir doğum gunü armağanı daha verdi. Konserin ikinci bölümünde İDSO, Romen şef lonescu Galati yönetiminde Berlioz'un "Fantastik SenfonisP'ni yorumladı. Bütün bir sezon ÎDSO ile uğraştığım için, bari festivalde zavallılann yakasını rahat bırakayım istiyordum. Yine de dilimi tutamayacağım galiba. Bu konsere gelen dinleyicinin yandan fazlası Cemal Reşit Rey'e saygı ve sevgi duyduğundan oradaydı dersem, bilmem abartmış mı olurum? Hal böyleyken, bestecinin iki kısa eseriyle "Enstantaneler" ve "Andante ile AUegro" yetinmeyip, bütünüyle Cemal Reşit Rey'in eserlerinden olusan bir program yapüsaydı daha doyurucu ve tutarlı olurdu kanısındayım. Bozuk entonasyonla, çalgılar arası denge sağlanmadan çalınan bir Berlioz "Senfoni Fantastik" yerine belki bir "Fatih Senfonisi" dinleseydik daha mutlu olurduk. CUMHURBAŞKANLlCl SENFONİ ORKESTRASI KONSERİ Ankara CSO, Norveçü şef Karsten Andersen yönetiminde verdiği konserde (25 Haziran 1984), Beethoven'ın "Egmont Uvertürii"nü, yine aynı bestecinin "Op. 37 No: 3 Piyano Konçertosu"nu (solist Verda Ennan) ve Dimitri Şostakoviç'in " 5 . Senfonisi"ni yorumladı. Öteden beri CSO'nın, çok zayıfladığı öne sürülen yaylı çalgılar gruplarını ben kendi hesabıma hiç de öyle zayıf bulmadım. Düzenli ve belli bir ekol gösteren kemanlar ve çelloları, İDSO'ya yeğlediğim anlar bile oldu. Özellikle Şostakoviç, "Senfoni"yi dengeli, coşkulu ve temiz bir yorumla seslendiren CSO'yu ve şeflerini kutlanm. İZLEYİCİ GÖZÜYLE TVde "aslan spikoşlar" Şu TRT'nin, Avrupa Kupası karşılaşmalarmı TV izleyicilerine aktarmalan için büyük masraflar yapıp Fransa 'ya gönderdiği "aslan spikoşlar" var ya nani. Geçenlerde bunlardan biri, îspanya'mn turnuvamn surpriz ekibi Danimarka ile yaptığı maçı anlatıyordu. TV ekranına Danimarkah Larsen geldi. "aslan spikoş" hemen, "Gördünüz Larsen fiziği güçlü, ama tekniği zayıf bir futbolcu " deyiverdi. Az sonra Larsen zarif vücut çahmlanyla iki kişiden sıynlınca hazret bunu da fiziksel güç gösterisi saymış olmalı ki sesini çıkarmadı. Ama Larsen son penaltı atısını kaçınp Danimarka 'nm eknmesine yol açınca "üstat" kıvançla, "Ben size teknik yönden zayıf bir futbolcu demedim mi" diye böbürlendi. Oysa Fransa'da yayımlanan 25 Haziran 1984 tarihli günlük spor gazetesi "L'Eçuipe" maçın başhk altında "En iyi oyuncu Larsen tn besinci penaltıyı kaçvmasıykt Danimarka lspanya engeüni geçemedi" diyordu. Ha gayret "aslan spikoş", sen yakında futbol uzmanlanna ders verirsin. Rahmetli Kemal Takir'in deyimiyle "Bunlar ne biçim bir aktOar" ayol! HÜSAMETTİN KAYA / îstanbul RADYO TRT I •S.M Açüiî, program ve kısa haberler 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Şarkılaı ve oyun bavaian. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bölgesel yayın. 06.30 Günaydın. 07.30 Haberler. 07.40 C&nun ıçinden. 10.00 Arkası yann. 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 TOrkOler geçidi. 11.25 Çejitli sololaı. 11.45 Şarküar. 12.00 KıM haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 öğle üzeri. 12.55 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Saz eserleri. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 Hukuk ve sorunlanmız 15.00 Kısa haberler. 15.05 öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Şarkılar. 16.25 Hafif müzik. 16.40 TOrkUler ve oyun havalan. 17.00 Kısa haberler. 17.05 KöyümOz Köylümüz 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar. 18.00 Çocuk bahçesi. 11.15 Haftanır. çocuk şarkısı. 18.20 Erkekler faslı. 18.50 Hafif müzik ve reklamlar. 19.00 Haberler ve olaylann içinden. 20.00 Şarkılar. 20.30 Türküler. 20.45 Türkçe sözlü hafif muzik. 21.00 Kısa haberler.. 21.05 Konulann içinden. 21.35 Turk Haik Müziği dinleyici istekleri. 22.00 Sevilen eserler. 22.30 Solistlerden seçmdcr. 23.00Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlehnden Ozetler. 01.00 Program ve kapanıs. 01.0505.00 Gece yarısı.. 07.00 Açüış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07.30 Haberler 07.40 Türküler ve oyun havalan 08.00 Sabah için muzik. 09.00 Solistler geçidi. 09 30 Sabah konseri. 10.00 Şarkılar. 10.20 Türküler. 10.40 Nobel. 11.00 Küçük koro. 11.30 TOrküler. 11.45Hafif müzik. 12.00 Yurttan sesler kadınlar toplulugu. 12.30 Beraber ve solo şarkılar. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif müzik. 13.30 TOrkuler geçidi. 14.00 Şarküar. 14.15 Hafif müzik. 14 J0 Yabancı dil öğrenetim. 15J0Barok müzik. 16.00 Halk muzig] dünyamız. 16.20 Arkaa yann. 16.40 Şarkılar. 17.00 Saz eserleri. 17.10 Turkçe sözlü hafif müzik. 17.30 Çağdaş TOrk Sanat Müziği. 18.00 Yurttan sesler. 18.30 Din ve ahlak. 19.00 Haberler ve olaylann içinden. 20.00 Dünden bugüne tango. 20.30 Yabancı dil öğrenelim. 21.30 Küçük konser. 22.00 Soüstlerden birer şarkı. 22.30 Bir roman / Bir yazardan hikâyeler. 22.45 Türkçe sozlü hafif müzik. 23.00 Haberler. 23.15 Solistler geçidi. 23.40 Hafif müzik. 23.55 Çağlar boyu oda müziği. 00.55 Program ve kapanış. BütUn bu nedenlerden, her konserde, o konser hakkında ilk anda kesin karar vermekten daima kaçınmışımdır. Arada bazen sorarlar "Nasıl buldunuz, çok iyiydi ya da çok kötiiydü değil mi?" diye. Böyle sorulara kesin yanıt verebilmek bence olası değil. Mutfakta neler olduğunu bilmeden idam fermanını çıkarmak haksızlık olur değil mi? Kemancı György Pauk ve piyanist Peter FrankJ'ın 24 Haziran 1984 günü Aya lrini'de verdikleri resitalde de böyle kararsızdım konserin başından sonuna kadar. Sanatçı lar resitalin ilk yarısında Beethoven'ın "Op. 30 No: 1" ve "Op. 30 No: 3 KemanPiyano Dinleyiciler sakin sakin salonSonatlarT'nı yorumladılar. Bedaki yerlerini almaya başlarken, raberlikleri mükemmeldi. Ama herhalde sahne gerisindeki gerikemancı Pauk, sıcaklığı olmalimi akıllanna bile getirmezler. yan, mesafeli bir kemana. PiyaSanatçı için her konser bir sürpnist Peter Frankl da hayatunda rizdir oysa. Hele ilk kez çıkacağı bir sahnenin akustik koşulla dinlediğim en "nonlegalo" hatta "secco", yani bağsız ve kuru rı, piyanist ise karşılaşacağı çaltuşesi olan piyanist izlenimini gının huyu suyu, dinleyicinin ilverdi bana. "Bakalım Brahms'gisi ya da ilgisizliği, sanatçımn yorumunu, dengesini ve kon da ne yapacaklar?" diye bir açık kapı bıraktık. Brahms'ın "Op. santrasyonunu umulmayacak 12. UmSLARARASI İST4NBUL FESTİVALt BerHnli on iki viyolonsehst Atatürk Kültür MerkezVnde Kültür Servisi 12. Uluslararası Îstanbul Festivali'nde bugün Berlin Filarmoni Orkestrası'nın 12 Viyolonselisti saat 18.30'da Atatürk Kiiltür Merkezi Büyük Salon'da Festivaldeki tek konserini verirken, Ankara Sanat Tiyatrosu saat 21.30'da Rumelihisan'nda Brecht'in "Galile'nin Yaşamı" adb oyununu son kez sergileyecek. Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü ise saat 21.30'da Yıldız Sarayı Hasbahçe'de Halk Danslan ve Türküleri gösterisini sunacak. TV'de Sinema Nancy Reagan beyuzperdede »Doğu Yakası, Batı Yakası" (East Side, West SideJ/Yönetmen: Mervyn Leroy/Oyuncular: James Mason, Barbara Stanwyck, Ava Gardner, Van Heflin, Gale Sondergraad, Cyd Charissej Nancy Davis, William Conrad/1949 yapımı /105 dakika. New York sosyetesinden zengin bir işadamı, karısıyla mutlu bir hayat sürmekte iken tanıştığı daha aşağı kesimden bir genç kadına âşık olur, bu olay yaşamım altüst eder... Döneminin unutulmaz aile melodramlanndan biri... Marria Davenport'un öyküsü, tipik bir 'kadın filmi'ne malzeme oluşturuyor. Ancak film öylesine profesyonelce yapılmış ki, şaşmamak elde değil. 1900 doğumlu ve sinemayı 60"larda bırakmış olan Mervyn Leroy, "Ben Bir Pranga Kacağıyım", "Anthony Adverse", "VV^teıioo Köprüsu", "Unutulan Yülar", "Madame Curie*', "Küçük Kadınlar" gibi TV'de izlediğimiz ilginç filmlere imza atmıştı. Leroy, kamera ardında ünlü Charles Rosher, müzikte de yine ünlü Miklos Rozsa'nın yardımıyla, bu 'çok yıldulı' filmi bayağı ilginç kılmayı başarıyor. James Mason, o yıllarda tngiltere'den Hollywood'a yeni gelmiş ve büyük bir başan sağlamıştı. Barbara Stanwyck, bir kez daha iradeli, inatçı bir kadın portresi çiziyor. Ava Gardner'i güzelliğinin doruğunda iken izleyeceğiz. Cyd Charisse, MGM'ye yeni girmiş bir yıldızdı, henüz müzikallerde parlamamıştı. Artık yaşamayan büyük karakter oyuncusu Van Heflin'in yanı sıra, bugün Bayan Reagan olarak Beyaz Saray'da oturmakta olan Nancy Davis'in de kısa bir rolü var... Ûlkemizde zamanında "Gönül Fırtınalan" ismiyle oynamış olan bu dram. birçok açılardan hem sinema meraklılanru, hem de sıradan seyirciyi ekran başına bağlayabilir. FESTİVALDE BUGUN Berlin Filarmoni Orkestrası 12 Viyolonselisti (Atatürk Kültür Merkezi, 18.30) Ankara Sanat Tiyatrosu: "Galile'nin Yaşamı" (Rumelihisan, 21.30) Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü: Halk Danslan ve Türküleri (Yıldız Sarayı Hasbahçe, 21.30) zi Büyuk Salon'da saat 21.30'da bir konser verecek Anthony ve Joseph Paratore Piyano lkilisi'nin konseri iptal edildi. "GALİLE" SON KEZ SERGtLENtYOR Ankara Sanat Tiyatrosu oyuncularının sergilediği "Galile'nin Yaşamı"nı bugün Istanbullu tiyatroseverler son kez izleme olanağı bulacaklar. Mevsim boyunca kentimizde aynı oyunun değişik bir yorumunu Dostlar Tiyatrosu'nda izleyen lstanbullular, böylelikle aynı sezon içinde Brecht'in ünlü oyununu iki seçkin topluluktan iki ayn yorumuyla izleme şansını elde ediyorlar. Adalet Cimcoz çevirisiyle sergilenen "Galile'nin Yaşamı"nı Rutkay Aziz sahneledi. Oyunun dekor ve kostümlerini Yücel Tanyeri, müziklerini ise Timur Selçuk gerçekleştirdi. Oyunda Galile'yi Kerim Afşar, Bayan Sarti'yi Jale Karadağ, TRT II BULMACA 07.00 Açılış ve program. 07.02 Giae baştarkea. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Türkçe haberler. 09.03 John McLaughlin'in Musk Spoken Here Albümü. 09.30 Barok müzik. 10.00 Caz müziii. 10.30 Her hafta sizlerle. 11.00 öğleye dogru. 12.00 Haberler. 12.12 Diskoteğimizden 13.00 Konser saati. 14.30. Caz müziği. 15.00 Müzikli dakikalar. 16.00 Günün konseri. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler için. 18.00 Pop dünyasından. Berlin Filarmoni Orkestrası'19.00 Haberler. 19.12 Müzik dünyanın 12 Viyolonselistinin öncüsü sından. 20.00 Melodiler geçidi. 20J0 kabul edilen Rudolf VVeinsheiCaz dünyasından. 21.00 Salı konseri. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin ge mer, toplulugu şöyle tanıtıyor: tırdikleri. 23.00 Dort mevsimden. "Topluluğun özelliği, oniki ki24.00 Gece ve müzik. 01.00 Program şiden oluşması ve şef Herbert ve kapanıs. von Karajan'ın da belirttigi gibi, her birinin kendi çalgısında ayn birer virtiioz olmasıyla başlar. 12'linin her üyesi ayrıca oda müziği, ögretmenlik ve solistlik yapmakta. Bu >üzden de, oda orkestrası olmaktan çok, kendimizi on iki solistten olusan bir küçük orkestra olarak tanımlayabiliriz. Müzisyen ve insan olarak aramızda çok iyi bir uyum var. Bugünkü başarımızı insanustü bir çalışmaya borçluyuz. Onaltı kez ünlü bestecilerin galasını yaptık. Sekseni aşan kentte konser ve yüz yirmi kez de radyoda konser verdik." 12 Viyolonselist bugünkü konserlerinde Funck, Klengel, Eder, VillaLobos ve Blacher'in yapıtlarını seslendirecek. Bugün Atatürk Kültür Merke TRT III Sagredo'yu Ertan Savaşçı, Küçük Andrea'yı Adnan Erbaş, Büyük Andrea'yı Tank Cnlüoglu, Ludovigo'yu Levent Ozdilek, Virginia'yı Şebnem Gürsoy, Yaşlı Kadın'ı Meral Niron canlandınyor. Tank Ünlüoglu ayrıca Bellarmin, Matematikçi ve İkinci Astronom rollerini üstlenirken, Alton Erkekli de Felsefeci, Barberini, Papa ve Birinci Astronom'u oynuyor. BÜFK'ÜN FOLKLOR GÖSTERİSt Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü, Festivaldeki ilk Halk Danslan ve Türküleri gösterisini bugün sunacak. 1959 yılında kurulan Folklor Kulübü, o günden bu yana etkinliklerini aralıksız sürdüren bir kuruluş. tlk başlarda yalnızca halk oyunlan çalışmalan yapan Folklor Kulübü, giderek nalkbilimi ilgilendiren öteki konulara da yöneldi. Bugün Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü üyeleri pratik çalışmalann yanı sıra kuramsal çalışmalar da gerçekleştiriyor. Kulüp, çeşitli etkinliklerinin yanında "Folklora Doğnı " adlı bir de dergi çıkanyor. BÜFK'ün halk oyunlan ekibi, katıldığı iki uluslararası yanşmada iki ikincilik elde etti. BÜFK'ün Festivaldeki programında, her biri kendi yöresinden gelen çalıştıncılar tarafmdan hazırlanan Ağrı, Artvin, Siirt Kız, Eskişehir Zeybek, Eskişehir Kız, Semah, Adıyaman, Kafkas ekiplerinin gösterileri sunulacak. Aynca Semah ve Eskişehir müziklerinin çokseslendirilmiş örnekleri ve halk müziği korosunun çoksesli olarak söyleyeceği halk türküleri yer alacak. Bolu'yu konu alan bir resim yanşması düzenlendi ÇAĞDAŞ ' TÜRK' RESSAMLARI 1 SOLDAN SAGA 1/ Adı hemen anımsanmayan ufak ve değersiz şeyler için kullanılan bir sözcttk. 2/ Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan, onun özUndebuhınmayan... Tümör. 3/ lsveç'te en büyük yönetim bölümü... Uç bentten olusan bir Batı şiiri türü. 4/ Üslup, biçem... Bazı dillerde numaranın kısa yazılışı. 5/ Kusatma, sarma... Afrika'da yaşayan bir antüop. 6/ Sodyumun simgesi... Bir yüzey ölçüsü birimi.7/ Su... Toprak damlan sıkıstırmakta kullamlan taş silindir... Basit şekerlerin genel adı. 8/ Sutta taşınan yük... Cet. 9/ Bir topluluğu siyasal alanda etkilemek ve çosturmak amacıyla yapılan yoğun çafışma. YUKARIDAN AŞAGlYA 1/ Edepsiz, şirrrt.2/ Kansık renkli... Bir renk. 3/ Yakasız ve uzun kollu erkek gömlegi... Lityumun simgesi. 4/ Tarla sının... Tembellik, işsizlik. 5/ Derisi çlzgili bir Afrika hayvam... SSCB'debir ırmak. 6/ Uyar ma... Pantolonun apış arasına gelen yeri. 7/ Kriptonun simgesi... Kamer. 8/ Deniz kuslan pisliklerinin birikip yığılmasıyla olusan ve gübre olarak kullanılan bir rnadde... Yapısına girdigi sözcüğe "kendi kendine" anlamı katan yabana bir önek. 9/ Halk dilinde varis h&stalığına verilen ad.. Nuri İYEM Hasan KAVRUK Fikret KOLVERDİ Abdullah MERİCADAÜ Nihot AKYUNAK Husevin BIIİŞİK Zekı KIRAL Ruzin GERÇIN Tekm ARTEMEL Muammer DURMUS Muzcffer AKYOL Habip AYDOGDU GALERİLER A^ASANAT GALERISI AEDPA EVLER Mahmet Aksel Avnı Arba* Nsnuk Bayık FlhrMtın Baykal Vecıh Bereketoitu M<i2*t1er BekMn Guntel Duyar •Min Edfmtt L«yla Gamsu Mehmd Gurbay NKdcl Kalay Flkrgl Kciv*rdl NUgun Ongan Rasan Gunay Sağun BurlunUygur M**ut Ukta* V^aı renlccU Haxmâ Yı«ıwz HüMytoı Y u « K « M YükMlcngH 528 66 29 GARANTİ BANKASI YONCA SANAT GALERİSİ Kültür Servisi Bolu lli Tertip Komitesi tarafından, Bolu ve yöresinin zengin kültür, turizm, ekonomi, folklor yönünden özelliklerini bir yanşma çerçevesinde değerlendirmek ve kentin tanıtımını sağlamak için bir resim yanşması düzenlendi. Yanşmaya katılacak yapıtlarda yapısal özelIikleri, doğal ka>Tiaklan, sosyal, ekonomik, kültürel, turistik ve etnoğrafik yapısıyla Bolu konusu işlenecek. Yarışmanın en büyük özelbği, katılacak sanatçılann bizzat Bolu'ya gelip kaJarak resimlerim yerinde yapmak zorunda oluşları. Bu süre içinde her turlü gereksinimleri Tertip Komitesi tarafından karşılanacak. En çok üç yapıtla yanşmaya katılabilecek olan sanatçılar, en geç 10/10/1984 günü saat 18.00'de resimlerini makbuz karşılığı teslim edecekler. Resimlerin tuval üzerine yağlıboya olarak yapılması gerekli. Değerlendirme iki aşamada yapılacak, seçici kurul 10/10/1984 tarihinden sonra saptanacak. Yanşmada birinci ödül 500 bin, ikinci ödül 300 bin, üçüncü ödül 200 bin lira. Ayrıca mansiyon alacak beş kişiye 50 biner lira verilecek. : İSMAİL AĞAN Resim Sergisi 25 Haziran 1984 9 Temmuz 1984 Tesvtkıye Cad No 141 NISANTASI • 3 1 RESİM lOlONARİM I S J MERKEZİ Eski ve yıpranmış tablolannız değerlendirilir, satm alınır. Maçka Cad. 73/1 Teşvikiye / istanbul Tel: 148 22 35 DESTEK SANAT GALERİSİ Karma/Reşim/ Sergisi 331 temmuz AOct Ipekçı Cad 75 Maçka1460354 URART Resim sergisi SANAT GALERİSİ CanGöknil & 21 haziranlltemmuz'84 12"° N'^tpjzarharic) ÜMTTTASJUt SANAT GALERISI TAYINI Mehmet Zaimoviç 22 Haziraa 15 Temımu 1984 BernaTürcmen f IMlIIUHİtl » lanok Resim Sergisi Dr. MASUME ÇÖL DAHİLtYE MÜTEHASSISI Mua.: Halaskârgazi Cad. 182, Kal: Osmanbey İST. (Pangaltı Akbank yanı), Tel: 1474793 Ev: POLAT YALI A/l Blok Daire: 6 Yeşilköy Tel: 573 91 06 Karma Yaz Sergisi 3 Temmuz14 Eylül Nıspetıye Cad 44/2 Etıler Tel 165 19 35 Özgür Dağıtımlstanbul Tel.: 526 25 13 Husıev Gefote Cad 126 Teşvıuye ^•^^^^^•^^•^1 Lcvdetpasacad.,398 I,bebekI6î>«88 en galeri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle