16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER 6 MA YfS 1984 de yalın ve çok berrak olan yazılarında. Türkiye'nin en önemli sorunlarını, Batı ve Doğu devletleri karşisında\i siyasal ve ekonomik konıımunu açık ve secik olarak görursünüz. Bir kristal ayna gibidir bu yazılar; gerçekleri oldukları gibi yansıtırlar. İlhan Selçuk, başta ulusal egemenlik olmak üzere, Ataturk ilkelerinin yılmaz savunucusudur. En çapraşık ekonomi konularını az çok okul görmüş kişilerin anlayabileceği bir dille açıklamakta çok ustadır. Eskiden beri ekonomi ile siyasetin birbirinden aynlamayacağı gerçeğini savunur. Bizim politikacılar bu gerçeğe daha yeni ulaşmaya başladılar. İlhan Selçuk'un daha nice yıllar ülke gerçekleri konusunda halkımızı aydınlatmasını yürekten dilerim. • Melih Cevdet Anday bir kültür, sanat ve edebiyat adamıdır, ozandır, denemecidir, romancıdır, oyun ve gazete yazarıdır. Onun aydınlatan, öğreten ve özellikle düşündüren yazılarını okumak için, birçokları gibi ben de cuma günlerini dört gözle beklerim. Kimsenin dikkatini çekmeyen bir olayı, bir sözü, hatta bir sözcüğü yakalayıp onun yöresindc özgün düşünceler üretmekte ustadır Melih Cevdet. Birçok şiiri yabancı dillere de çevrilmiştir. Duşün adamlığı ile sanat adamlığının uyumlu karışımından, değerli ve güzel yapıtlar üretildiğini kanıtlayan (onun deyimiyle "tanıtlayan") kişidir Melih Cevdet. • Yıllardan beri gazetede en yakın dostluk ilişkisi içinde olduğum edebiyatçı ve yazar Yazı İşleri Müdürlerinden Sami Karaöre«, gazetede ikinci sayfada yayınlanmak üzere yollanan ve savısı kimi zaman yüziere yaklaşan yazıları büyük bir sabır ve dikkatle okur, seçtiklerini bir yana koyar ve zamanı gelince bunlardan güncel olanını, dizilmek üzere Hıdır Usta'ya gönderir. Bu, öyle basit ve kolay bir iş değildir. Yaa sahipleriyle kimi zaman tartışmalar, hatta dargınlıklar bile olabilir. İkinci sayfanın sürekli yazarlan olduğu için, bunlardan artan günler pek az, gonderilen yazılar ise pek çoktur. Sami Karaören bunlardan en özlü ve yararlı olanı seçmek için çırpınır durur. Çoğu kez geceleri okumak için evine de yazı götürür. Bütün bu işlerin arasında türlü edebiyat ve sanat dergilerinde yayınlanmak üzere yazılar hanrlar. Mantıklı anlatımı, yalın, ama güzel biçemi ile bu yazılar zevkle okunur. Öz Turkçecidir yazılannda; ama öte yandan Divan Edebiyatı'nı da sever. İznik Gölu kıyısındaki sazlara bakan kendi deyimiyle o küçücuk yazlık "kulübe"sinde daha nice yıllar duşünce uretmesini dilemekteyim. * * * Cumhuriyet'i hazırlayanların kervanı elbette birçok eksiklikleriyle burada bitti. Bana gelince; bu kervanın içinde sırtındaki 80 yıllık yukle, yeni kuşaklara ayak uydurmaya çalışmaktan sonsuz mutluluk duyuyorum ve bu yazıyı İrlandalı mizah ve tiyatro yazarı, Nobel Edebiyat' Ödülü sahibi Bernard Shaw'ın (18561950) şu sozleriyle noktalamak istiyorum: "Bütün çalışma gücümü kullanıp tükettigim zaman ölmek isterim. Çok çalıştıkça çok yaşayacagıma inanıvorum. Yaşam benim için titrek bir kandil değil, güclu bir meşaledir. Olabildiğince guçlü ve parlak olarak yanmasını sağladıktan sonra onu gelecek kuşaklara emanet etmek isterim." \angın: 10 (Baştarafı 1. Sayfada) kaz kaldırma çalıştnalarını sürdüren itfaiye görevlileri de çöken bir yapının altında kalmaktan son anda şans eseri olarak kurtuidular. Görevli itfaiye erleri ve çevreden yetişenlerin yardımıyla kurtarılan Musfafa Altıntaş (31), eşi Zeynep (28) ve çocuklan Menekşe (11) ile Feride (14) kaldırıldıkları Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alındılar. Muslafa Altıntaş yanıklarının ağır olması nedeniyle oksijen çadırına alınırken, eşi ve çocukları ilk tedavilerinden sonra taburcu edildiler. Bu arada yangın yerine çok yakın olan Esnaf Hastanesi'nden bir sağlık ekibi olay yerine anında giderek yaralananlara ilk müdahaleyi yaptı. Esnaf Hastanesi doktorları müdahaJe edilenlerden bir bölümünün yangın şoku, ötekilerinin de yanık ve yaralanma nedeniyle tedavi gördüklerini belirttiler. Esnaf Hastanesi'ne kaJdınlan Hiilya Çelik, A>sel Çelik, İfakat Çelik, Sadıka Çelik, Salih Çelik ve Emine Erdoğan ayakta tedavi gorerek taburcu edildiler. Sabah erken saatlerde olay yerine gelen Eminönü Belediye Başkanı Tahir Aktaş, yanan evlerin eski eserler kapsamına girdiğini, bu nedenle dokunulamadığını, içinde oturanlann da mali güçlerinin olmaması nedeniyle restorasyonlannın yapılamadığını bildirdi. İtfaiye yetkilileri de aynı olayı doğrularken, özellikle ahşap yapıların bulunduğu semtlerin adeta dinamit gibi olduğunu, bu evlerde oturanlann azami dikkat göstermelerini ve soba bacalarını sık sık temizletmeleri gerektiğini söylediler. Bugünkü Cumhuriyet (Baştarafı 2. Sayfada) "Türkiye'nin Kalbi Ankara" kitaplarını okursanız, benim bu göruslerimin ne denli yerinde olduğunu siz de anlarsınız. Bence onun edebiyatçı yönu henüz yeterince değerlendirilmemiştir. Burhan Arpad'ın her hafta ikinci sayfada çıkan yazılarını hiç kaçırmam. Istanbul'umuzun gün geçtikçe yok edilen güzelliklerini anlatırken, sanki ruhunun taa içinden butün Türk ulusuna haykmyormuş gibi gelir bana. Onun her satırından ışıl ışıl yurt sevgisi yansımaktadır. tlgililer bu sese kulak vermelidirler. • Araştıncı, yüreklı, yiğit yazar l ğur Mumcu'yu Ankara Hukuk Fakultesi'ndeki asistanlık döneminden beri bilirim. Önce yazılarını, bırkaç yıl sonra da kişisel olarak kendisini tanıdım ve sevdim. Son yıllarda onun hiçbir tehdide kulak asmadan ve her turlü tehlikeyi göze alarak deştiği konulardan her biri, ülkemizin ve butun dunyanın çıkarcılık kenetleriyle kenetlenmiş karanlık yüzlerini ortaya çıkaracak kapıları aralamaktadır. Kahramanlık yalnızca savaş cephelerinde olmaz. Kaleminden başka silahı olmayan yazarlık ve gazetecilik alanında da olur. Bu, yadsınamaz. Alman filozofu Hegel'in şu sozunü hiç unutmamalı: "Bir uşaga göre hiç kimse kahraman değildir; bu görüş, dünyada kahraman bulunmadığını degil, onu söyleyenin uşak oldugunu göste• Oktav Akbal'ın kişiliğini ve sanatçı yazarlık gucünü uzun uzun anlatmaya gerek yok. Yalnız kö>e vazarlığında değil, oyküde, romanda, günce vazarlığında üstün başarı sağlamış ve haklı bir ün kazanmış kişidir Akbal. Hani büyük ressamlar kimi zaman birkaç karakalem çizgisi, ya da suluboya fırçası ile olağanüstü güzellikte eskizler yaparlar; ben Akbal'ın bazı köşe yazılarını onlara benzetirim: Az bir oylum (hacim) içinde çok şey aktarır hayal gucumuze. Geçen haftaki "Bir Kuş Masalı" başlıklı yazısı bu türun en güzel örneklerinden biriydi. Ayrıca daha önce bir kez daha yazdığım gibi Akbal ödünsüz ve inanmış bir Atatürkçüdür. Atatürk Devrimi'ni her yönüyle, herkese karşı savunmayı görev edinmiştir. Bu konuyu ele alınca onun sanatçı gonlü coşar, coşar, coşar... • tlhan Stlçuk'u İstanbul Hukuk Fakültesi sıralanndan tanırım. O zeki gözleri, sorup araştıncı niteliği gunümüze değin hiç değişmedi. Onu her görduğümde, ders bittikten sonra özlü sorular yönelten ynllar öncesinin genç üniversitelisini anımsanm. Hepsi KURTARABlLDtĞlEŞYALARIYLA BtrpUutik imalathanesinde işçi olarak çahşan Seyfettin Aşçı battaniyeye sanlmış, kurtarabildiği eşyaUtnnın arasında oturuyor. "Pek çok şeyimiz yandı, ama olsun, çocuklarım ve kanm sağ ya, bu bana yeter" diyor yaşlı gözlerte. (Fotoğraf: YALÇIN ÇAK1R) \anıyor... \anıyor evim, yuvam yanıyor (Baştarafı 1. Sayfada) la ortalığı dolduran sirenler... Çılgıncasına koşan insanlar.. Tepelerde, gecenin zifiri karası, kızıl yalımlarla aydınlanıyor zaman zaman... Kapkara, koyu, zehir acısı bir duman genizleri yakıyor, gözleri neredeyse kör ediyor... 25 yaşlarında gösteren gençten bir adam, saçı başı, giysisi sırılsıklam, sürekli yanan bir yapıya atılmak istiyor. itfaiye görevlileti engellemek istiyorlar kendisini.. Bağınyor adam: "Nolur.. Nolur.. Brrakın geçeyim.. İçerde bir milyonluk çorabım var. Butun sermayem gitti. Mahvoldum. Bırakın bari birazını kurtara>ım.." Aslında bal gibi biliyor hiçbir şeyi kurtaramavacafcını. O da biliyor. Ama bir umut.. "Mal canın yongasıdır" derler ya.. "Çıkmamış candan umut kesilmez" derler ya hani... Eminönu Emniyet Amirliği'ne bağlı ekip otolarının guvenlik zincirini asabilen kadınlar ağlıyorlar, çığlıklar atıyorlar, ağıtlar yakıyorlar sürekli. Ayakkabılı, ayakkabısız, pijamalı, donlu.. Biteviye koşuşturan insanlar.. İTFAtYE ARAÇLARI GİREMİYOR Alevler tepelerden durmaksızın yön değiştiriyorlar, sokağı bir uçtan bir uca geçip başka yapılara atlıyorlar. Çıtırtılar, patlayışlar kaplıyor ortalığı kesif bir dumanla birlikte. Çıra gibi yanıyor ahşap, eski yapılar. İtfaiye araçları giremiyorlar daracık yollardan içeri. Üstelik Avnipaşa Sokağı çıkmaz.. Yine de araçlar kalabalığı yarabildikleri olçüde sokağa girmeğe çabalıyorlar. Bir köşede elleri kısmen yanmış bir adam battaniyesine sıkı sıkıya sarınmış yaşlı gözlerle yanan evleri, sokağı seyrediyor. Seyfettin Aşçı bu. Bir plastik imalathanesinde işçi olarak çalışıyor. Yangının çıktığı belirtilen evin karşısındaki 19 numaralı binada iki çocuğu ve eşiyle birlikte kiracı olarak yaşıyor. Hâlâ o anın dehşetini yaşıyor. "Bu evler çok eski, zaten hep bir yangın tehlikesiyle karşı karşıya idi." diyor kesik kesik, zaman zaman kesif dumandan etkilenen nefes borulannı temizleyerek.. "Bir ara güniltüler du>arak kalktım. Bizim olurdugumuz evin ust katlannı alevler sarmıştı. Bir anda neye ugradığımı bilemedim. Alevler bütıin sokağı baştan başa sarmıştı. Çocuklarımı kaptıgım gibi sokağa çıkarttım. Sonra da kanmla beraber kurtardıgımız eşvaları yanan sokakian kaçırdık." "Duruyor, soluklanıyor ve gözlerinden iki damla yaş akıtarak şöyle diyor: "Pek çok şeyimiz yandı, ama olsun, çocuklarım ve kanm sağ ya, bu bana yeter.." "KAÇIN KAÇIN ÇÖKÜYOR" Bu arada yangının çıktığı ileri sürülen 4 numaralı ev öne doğru yatmaya başlıyor. İtfaiye erleri, arkaları dönük olduğu için çöküşün ayırdına varamıyorlar. Kalabalık çığlık çığlığa bağırmaya başlıyor. "Kaçın, kaçın.. Çöküyor..." İtfaiye erleri şaşınyorîar. Bina bir anda büyük bir gürultuyle çoküyor olduğu yere. itfaiye erleri son anda kendilerini yerlere atıyorlar; karşıda yanan binanın dibine... Son anda alevler içinden canlı olarak çıkarlarken, kalabalık derin bir " o h " çekiyor. Sokağın girişindeki bir binanın merdivenlerine oturan kadınlar çocuklanna sanlmışlar, ne yapacaklarını şaşırmışlar, suskun, şaşkın ve korku içinde yaşananlan seyrediyorlar. Çevredeki sokakiarda da bir başka panik yaşanıyor ama. Buradaki evlerde oturanlar buyük bir hızla eşyalarını boşaltmaya çalışıyorlar, olabildiğince uzağa götüruyorlar. Saat 02.30 sularında başlayan yangın yaklaşık iki saat sonra kontrol altına alınıyor ve sabah saat 06.00 sularında tamamen söndürulüyor. Enkaz kaldırma çalışmaları başlıyor bundan sonra. Ve yoğun bir hıçkırık sesi kaplıyor ortalığı. Cesetler çıkıyor birbiri ardına; tümüyle yanmış, katranlaşmış, cesetlikten çıkmış cesetler. Saat 08.00'e vardığında lOceset sayıhyor. Sonra?.. Sonra dozerler başlıyor homurdanarak çalışmaya. Yıkıntılan temizlemeye.. Anık geride ne kurtarılacak bir eşya ne de kurtarılacak bir can kalmıştır; nasıl giderileceği pek bilinmeyen "acf'djn başka. ARTKTÜRKfVFDE rir." ÖĞRENCİ ANSJKLOPEDfeİ İlk insanlar bilgisayarı kullanabilir miydi? Kayalara yazılan sırçözülünce.neler ortaya çıktı? 4000yıl öncesinin Newyorkvlondrası Bereketli hilal nedir? Istanbuldaki dikilitaş gökten mi düştü? Alfabe gemilerle nasıl taşındı? Çöllerde gemi varmıydı? neredeidi? SOFYA, (THA) Bulgarıstan Resmi Haber Ajansı Sofya Pres'in bildirdiğine göre, Papa 2. John Paul'e karşı girişilen suikast ile ilgili soruşturmayı yürüten İtalyan sorgu yargıcı llario Martella, söz konusu soruşturmanın tamamlandığını açıkladı. Soruşturma sonuçlannın henüz açıklanmadığının bildirildiği haberde, bazı Batı gazetelerine dayanılarak, Papa suikastı ile ilgili suçlanan tum kişilerin mahkeme önüne çıkarılabileceği belirtildi. Haberde, teroist Mehmet Ali Agca'nın suikast girişiminde suç ortaklığı yapan kişiler arasında gösterdiği Bulgar havayollan görevlisi Sergei Antonov hakkında, soruşturmada yer alan suçlamaların kanıtlanması ve gerekçelere dayandırılmasının gerektiği kaydedildi. Yargıç Martella'nın prensip sahibi ve dürüst bir hukukçu olarak tanındığını belirten Sofya Pres, yine de Antonov'un serbest bırakılması durumunda, Bulgaristan'a karşı düzenlenen "komplo"nun yaratıcıları olan güçlerin ağır bir darbe yiyeceğini ve Martalla'nın buna cesaret edememe olasılığının bulunduğu yorumunu yaptı. Italyan Savcı MarteUa, Papa sıükastinin soruşturmasını tamamladt VEFAT Merhum Avukat Hasan Fehmi Alagün ve Necibe Saniye Alagun'ün kızı, merhum Aziz ve Fatma Kaya'nın gelini, Avukat Abdurrezak Kaya'nın eşi, Dr. Semra Kolb ve Dr. Aziz Kaya'nın annesi, Lale Kaya ve VVolfgang Kolb'ün kayınvaldesi, Dr. Hamdi ve Dr. Şekip Alagun'ün kardeşi, Meliha Alagun'ün görümcesi, Prof. Dr. Lütfi Duran ve Hafize Duran'ın dünurü, Ayşe ve Kerem'in babaannesi, Meryem Sağkan, Halviye Yaltrak, Cafer, Bedri, Şemsi, Mcsut, Sıtkı Kaya ve merhum Ferman, Bekir, Ali ve Ömer Kaya'nın yengesi Emekli coğrafya öğretmeni EMİNE MEBRUKE KAYA 5.5.1984 cumartesi günü vefat etmiştir. Cenazesi 6.5.1984 Pazar günü Fatih Camisinde kılınacak ikindi namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecektir. AİLESİ ANADOLU BANKASI Bandırma Şubesi kendi hizmet binasında 7 MayiS 1984 Pazartesi gününden itibaren sayın halkımıza hizmete devam edecektir. İstanbul Haber Servisi istanbul Sıkıyonetim ve 1. Ordu Komutanlığı Askeri Savcısı Hâkim Kıdemli Albay Hanefi Önciil dun sabaha karşı Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'nde öldü. Cenazesinin yarın kaldırıiacağı bildirildi. Hâkim Kıdemli Albay Hanefi Öncül geçtiğimiz hafta perşcıiıbe gunü geçirdiği bir mide rahaısızlığı sonucu Gümuşsuyu Askeri Hastanesi'ne kaldırılmış ve pazar günü de ameliyat edilmişti. Dün sabaha karşı fenalaşan Hanefi Öncül bütün çabalara karşın kurtarılamadı. 1925 Ardahan doğumlu olan Hanefi Öncül evli ve 4 çocuk babasıydı. 1971 yılında da tstanbul Sıkıyonetim Komutanlığı nezdinde Askeri Savcı Yardımcılığı, Askeri Savcılığı ve Adli Müşavirliği görevlerinde bulunan Öncül, 12 Eylül harekâtından sonra da Adana ve Erzurum Sıkıyonetim Komutanlıkları Adli Müşavirliği görevlerinde bulunmuştu. öncul, 1 Temmuz 1982 günü emekli olan İstanbul Sıkıyonetim Komutanlığı Askeri Savcısı Hakim Kıdemli Albay Siileyman Takkeci'nin yerine getirilmişti. Hanefi ÖncüFün cenazesi yarın Selimiye Camiinde öğle namazı ardından kılınacak cenaze namazından sonra Zincirlikuyu mezarlığındaki aile kabristanına defnedilecek. Askeri Savcı Albay Hanefi Oncül öldii TATIL HEDIYELERİ KARAGOTUN • Bir öğrenciye, yanında velisi ile İngilterc'dc 10 günluk tatil >lngiltere tatilini kiuanan oğrencinin okıılıına bir \id«>. • tngiltere tatilini kazanan oğrencinin sınıf oğretmenine bir renkli televizyon • 11 öğrenciye, Fethiyedeki Karas»)/. Tatil Kampı'nckı lügünlük tatil.. KARAGÖZ'DEN ÛGRENOİLERE Alın... Bilgiyle tanışın... HACtVATIN beyin, • 2 Sinclair elektronik • 22 Elektronik oyuneak »222 adet elektronik, rad>'olıı veya hesap makineli kol (Baştarafı I. Sayfada) maları araştırmak uzere bir Meclis araştırması önergesini önümuzdeki hafta içinde FBMM Ba>kanlığına vereceklerini söylediler. Öıe yandan, Tunçsıper'in hazırladığı af önerisini HP ve MDP'nin destekleyeceği öğrenildi. ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar ise, Tunçsiper'in onerısınin parti grubunda görüşüleceğini ve grup toplantısında rcddinın söz konusu olmayacağını bildirdi. Taşar, Başbakan Turgul Özal'ın da af önerisini benımsediğinı bildirdi. Bu diada HP Genel Başkan Yardımcılartndan Engin Ajdın, HP milletvekili Cüneyl Canver'in bir sure once af konusunda yasa tasarısı hazırladığını hatırlatarak, ANAP'ın da oneri hazırlamasını "samimiyetsizlik" olarak niteledi ve "Anavatan ParJisi af konusunda samimi olmalıdır" dedi. Adalet ÖĞRENCİ ANSİKLOPEDİSİ "ARKADASINIZ, ^ANADOLU ^ ö BANKASI Hazine pankası înönü Cad. No=52 Tel:11816 115^15 906 KARAGÖZLE. ATI BURAK'LA TATİLDE. TARİHİCİNDE YOLCULUĞA ÇIKIN, KARAGÖZ OGRENCİ ANSİKLDPEDISİ ALIN KUMGÖZ Y4YINCILIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle