24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Körfez'de sürpriz Dış Haberier Servisi Iranlrak savaşındaki son gelişmeler yüzünden Körfeze girmeye cesaret edemeyen petrol tankerlerinin Birleşik Arap Emirliklerinin Doğu kıyılarına yığıldıkları ve şirketlerinden talimat bekledıkleri bildirilirken, Reagan yönetimi Suudi Arabistan'a 400 tane omuzdan atılan yerden havaya "Stlnger" ftlzesi satacağını açıkladı. 5 kilometre menzili olan Stinger füzelerinin alçaktan uçan duşman ucaklarına karşı <;ok etkili olduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan, bu füzelerle tran'ın petrol kuyulanna olası intihar saldmlarma karşı önemli bir silaha kavuşmuş olacak. BBC'nin haberine göre. İngilterede yayınlanan Daily Telegraph gazetesi Türkiye ile Pakistan'ın hem İran hem de lrak ile iyi ilişkileri olduğunu belirterek, iki ülkenin Körfez savaşında arabuluculuk yapmasıru istedi. Sahibi: Cumhııriyet Matbaaalık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, # Genel Yayın Müdurü: Hasan Cemal, Müessese Müdürü: Emine Uşakhgil. Yazı İşleri Muduru: Okay Gönensin, • Yazı Işleri Müdür Yardımcısı: Ahmel Konılsan, Haber Merkezi Müdürü: Yalçın Bayer. Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Acar. Temsilciler: ANKARA: Yalçın Doğan, İZMİR: Hikmet Çetinkaya. ADANA: Mehmet Mercan, # Servis Şeflerı: İstanbul Haberleri: Reha Öz, Dış Haberler. Ergun Balcı, Ekonomi: Osman Llagay, Kültür: Aydın Emeç, Magazin: Yalçın Pekşen. Spor Danışmam: Abdülkadir Yücelman, Düzellme: Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpay, İşSendika: Şükran Ketenei. Ikindi: 17.05 Akşam: 20.33 Yatsı: 22.19 Bürnlar: # Ankara: Konur Sokak No: Yenişehir, Telt 189851253257 İdare: 183335, • tzmir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Atatürk Caddesi, T.H.K. Işham Kat: 2/13. Tel: 1455019731 % Basan ve Yavan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, ist. PK: 246lst. Tel: 5209703 Telex: 22246 TAKVİM 29 Mavıs 1984 İmsak: 3.34 Güneş: 5.29 Oele: 13.06 YÂSAL KURTAJ KUYRUGUNDA YASEMİN YAZICI Petrol fiyatları düşüyor Körfez'deki bunalımın ilginç sonuçlanndan biri ise petrol fiyatlannda bekiendiği gibi yükselme yerine düşme oldu. Petrol uzmanlanna göre bu olgunun nedeni. petrolcü ülkelerin son günlerde üretimlerini arttırmaları. Bir uzman bu konuda şöyle dedi: "Oaha bir süre, dünyada petrol ureliminin ariışına ve ham petrol fiyatlannın düşüşüne lanık olacağız. Körfez bunalımı, pelrol ureıim tah METAL İŞKOLUNDA TEPKİLER SÜRÜYOR Türk Metal, işveren sendihası karşısında zayıf kalacak İşSendika Servisi Metal işkolunda MESS İşveren Sendikası'nın Türkİş'e bağlı Türk Metal Sendikası ile öncelikle toplu sözleşme masasına oturmasının tepkileri devam ediyor. Bağımsız Otomobilİş Sendikası yetkisi kesinleşmeden toplu sözleşme masasına oturan Türk Meıal Sendikası'mn işveren karşısında zayıf kalacağını açıkladı. Haklş'e bağlı Özdemirİş Sendikası, işkolunda sözleşme hakkını kazanmış dörı işçi sendikasının yetkililerinin bir araya gelerek MESS'in ilke kararlarına karşı ortak hareket etmeleri gerektiğini söyledi. MESS ile yapılacak ve 70 bin işçiyi kapsayan grup sözleşmeleri içinde Türk Metal dısında söz sahibi olan Otomobilİş, Çeliklş ve Özdemirtş Sendikalarından gelen eleştiriler üzerine MESS Genel Sekreteri tlhan Lök dün yaptığı açıklamada. bütün sendikaları yetkiler kesinleşmeden görüşmeye çağırdı. Türkİş'e bağlı Türk Metallş Sendikası ile MESS tşveren Sendikası arasında 31 ağustosta süresi sona erecek ve 70 bin işçiyi kapsayan grup sözleşmesi için görüşmeler 25 mayıs günü törenle başlatıldı. Yasanın 120 gün öncesinden görüşmelere izin vermesi hakkındaki maddesinden yararlanıldığı bildirildi. Bu arada Türk Metal Başkanı Mustafa Ozbek törende yaptığı konuşmada 40 bin işçi adına görüşmeleri başlamklannı bildirdi. Ancak OtomobilIş Sendikasından dün yapılan açıklamada Türk Metal'in sadece 33 işyerinde 9 bin işçi için Bakanhktan tespit belgesinin geldiği, bunlar için dahi kesinleşmiş yetki belgesinin buiunmadığı hatırlatıldı. Yasanın 120 gün önce görüşmelerin başlamasına elverişli olmasına karşın, çağn yapılabilmesi ve toplu sözleşme masasına oturulması için kesinleşmiş yetkinin bulunması gerektiği belirtilerek, ancak özel nitelikte görüşme yapılabileceği savunuldu. Yetkisi kesinleşmeden masaya oturan sendikanın işveren karşısında güçsüz kalacağı belirtildi. Hakİş'e bağlı Özdemirİş Sendikası da Türk Metal'in yetki belgeleri kesinleşmeden masaya oturmasını işçiler adına talihsizlik olarak niteledi. Türk Metal'in aynı hatayı 1978 grup sözleşmelerinde de yaptığını, MESS'in ilke kararlarını erken masaya oturarak kabul ettiğini ve diğer işçi sendikalannı güç durumda bıraktığını bildirdi. Tepkiler üzerine açıklama yapan MESS Genel Sekreteri tlhan Lök, işkolunda yetki barajını aşmış, ancak işyeri yetkileri kesinleşmemiş bütün sendikaları önceden toplu sözleşme masasına çağırdıklarınt, sözleşmelerin geçikmemesi için görüşmelerin önceden başlamasında yarar olduğunu söyledi. minlerini altüst etti. Bazı ülkeler panik içinde daha f azla uretmeye başladılar." Birleşik Arap Emirlikleri, kıyılannda Körfez'de kuzeye seyretmek için talimat bekleyen 25 tankerin çoğunun Yunan bandıralı olduğu bildirildi. Uzmanlar. geçtiğimiz hafta aynı yörede 9 tankerin beklediğini anımsatarak. bir hafta içinde Birleşik Arap Emirlikleri kıyılarında biriken lankerlerin sayısında büyük artış olduğuna dikkati çekiyorlar. İsveç'te büyük bir denizcilik şirketi ise, Körfeze gemi göndermeyi durdurduğunu açıkladı. Geçtiğimiz hafta da Japonya Körfeze tanker göndermeyi durdurmuştu. Reagan yönelimi bir süredir beklenen açıklamayı yaparak Suudi Arabistan'a omuzdan atılan 400 tane Stinger füzesi satılacağını bildirdi. Beyaz Saray'da admm açıklanmasını istemeyen yüksek düzeyde bir yetkili füzeleri teslim etmek için Başkan Reagan'dan yeşil ışık bekiediklerini bildirdi ve normal durumda silah satışjannın Kongre'nin onayından geçtiğini. ancak Başkanın acil durumlarda karar verme yetkisi bulunduğunu belirtti. 5 km. menzilli, karadan havaya atılan Stinger füzeleri, bazuVa gibi omuzdan ateşleniyor ve ısı ile yönünü bularak alçaktan uçan uçaklara Varsı etkili oluyor. Suudi Arabıstan'ın elinde Carter döneminde satın aldığı 62 " F 1 5 " avcı uça|ı bulunuyor. Ancak bu uçaklar kalkış için fazla zaman harcıyor ve bu nedenle etkinliği azalıyor. Üstelik Suudi Arabistan'ın İsrail'e bu uçaklarla saldırmasından çekinen Carter yönetiminin uçaklara çok küçük bir yakıt deposu koydurduğu ve bu nedenle "F15"lerin uçuş sürelerinin önemli ölçüde kısaldığı belirtiliyor. Öıe yandan, Güney Kore hükümeti, İran'a silah sattığı yolunda dış basında çıkan haberlerin asılsız olduğunu açıkladı. GECEYAR1SI KUYRUĞA CİRtYORLAR Kürtaj yaptırmak işteyenler, hasıanelerde geceyanlan uzun kuyruklar oluşturuyoriar. Erkekler, eşlerini eve gönderip onların yerine stra numarası almak için sırada bekliyorlar. (Fotoğraf: MEHMET ER YILMAZ) Sıra numarası alabilmek için geceyurısı kuyruğa giriyorlar Rekleme salonunda 3 erkek var. 3 'ü de heyecanh, utançlı, sıkılgan... Gece, sabaha doğru Herliyor. "Düzensizlik içinde, korkuyla sıra olmanm telaşındayız" diyorlar. Gebze'den gelen biryurttaşımıza, "Kürtajsonrası için ne düşünüyorsunuz?" diye soruyorum. "Spiral iakacak" diyor. "Karın da istiyor mu?" diyorum. "Çok konuşuyorlar etrafîan. Kanser yaparmış diyorlar. Korkuyor tabii" diyor ve ekliyor; "Hammın sağlığına zarar gelirse kendimi günahtan kurtaramam." Kürtaj sonunda yasallaştı. Ama kürtaj yaptırmak hâlâ büyük sorun. Hastanelerde geceyansında kuyruğa girmek gerekiyor. Hastalar ve yakınları danışacak kimse bulamıyorlar. Hatta ne olur ne olmaz diye 6 ay sonrasına sıra alanların bile olduğu söyleniyor. İnsan, koridorlardaki karmaşayı gördükten sonra, "neden olmasın" diye düşünüyor. Hastaneye gddiğimizde saat geceyarısını geçiyordu. Bekleme salonunun tahta banklarında oturan üç erkek karşıladı bizi. Sorduk1. "Kürtaj sırası bitti rtıi? "Geç kaldınız. Sıralar tutuldu artık." "Peki. ölekiler nerede?" "Onlar gittiler. Biz onlann yerine bektiyoruz." "Kimler sıraladı sizi?" "İçlerinden biri geldi. Uzerinde tarçın rengi bir palto var. Neredeyse övünerek konuşan bir sesle, "ben sıraladım" dedi. Bizim kürtaj için gelmediğimizi ve gazeteci olduğumuzu anlanıtlıyor sorumu: "Çocuğun alınması." Daha önceleri birkaç kez gelmiş sıra almak için. 1976 yılından bu yana evli. 4 oğlu var. Karısı ilk kez kürtaj olacak. Kendisi inşaatta çalışıyor. Sigortalı mısın? Evet. Peki neden gitmedin sigorta hastanesine? Göztepe'dekine gittim. Yapmıyorlar. Bir tek burası yapıyor dediler. Karın şimdi nerede? Yorulmasın dedim. Korkuyor da. Bir akrabalara bıraktım. Sabah gelecek. Gecenin ilerleyen saatlerinde bekleme salonunun loş aydınlığında bekliyoruz. Dışandaki sessizliği bozan bir ambülans, hastanenin bahçesine acılı siren sesiyle giriyor. Açılıp kapanan kapıların seslerini işitiyoruz. Hastanenin görevlileri, polisler de nöbet tutuyorlar. Beklemenin tedirginliğinde üç erkek. İçerisi oldukça soğuk. Hem konuşmak istiyorlar hem de bırakılması zor bir çekingenlik var hallerinde. Evirn yakın, demiştin buraya... Ne iş yapıyorsun? Seyyar satıcıyım. Lahmacun saucısı genç, incecik yapıh gülerek konuşuyor hep. Karısı çalışmıyor. 6 yıldır evliler. 2 de çocuklan var. Kansının ilk kürtajı olduğunu söylüyor. Peki altı yıldır nasıl korunuyorsunuz? İşte kendi aramızda anlaşıyoruz." Şimdi neler hissediyorsun? Uzülüyoruz tabii.. Nasıl oldu?.. Yine aynı sıkılganlık sarıyor yüzünü. Ancak sürdürüyor konuşmasını. Bir akşam ayıptır söylemesi arkadaşlarla eğlence yerine takıldık. Eve alkollü geldim. Ondan sonra kendime hâkim olamadım. Hammın kızdı mı buna? Heyecan ve suçluluk duygusuyla, "Evet. hâlâ bana sırtı dönük yatar" Gerçekten büyük üzüntüyle konuşuyordu. "Kürtajdan sonra gönlünü alırsın" dedim. Umduğunu belirten gülümsemeyle yere baktı. Biraz uzakta kalan ötekinin yanına yaklaştım. Benzer sıkılganhkla konuşuyor. Kendisi Suudi Arabistan'da çalışan bir kimya işçisi. 11 yıllık evli ve iki çocuklan var. Köydeyken, karısıyla sevişip kaçmışlar birbirlerine. Uzun süredir evli olmalarına karş,ı fazla çocuklan olmaması şaşirtıcı... Nasıl korundunuz? Eşimin zaten âdet düzensizliği vardı... Tedavi oluyordu. Kşinizle bu konuları açıklıkla konuşur musunuz? Köydeyken pek değil. Ama İstanbul'a geldikten sonra konuşmaya başladık. Her şeyi konuşuyoruz. Daha önce kürtaj olmuş muydu hanımınız? İki defa, özel bir muayenehanede. Ne kadar ödediniz? 4 ytl önceydi. Birine 10 bin, birine de 8 bin lira ödedik. O günlerde neler hissetmiştiniz? Bilhassa hanım çok korkmuştu. Ben de tedirgindim. Hani doktor da tehlikeli olduğunu söylememişti. Gerçi etraftan duymuştuk. Doğumdan pek farklı görmüyorduk. Sonra kanamalar oldu. İkinci kürtaj daha da tehlikeli oldu. Zehirleme yaptı. Nasıl bir şeydi? Bir titreme, bir halsizlik oluyor. O zaman Haydarpasa Hastanesi'ne gittik. Doktor içeride parça kalmış dedi. Zehirlenme olduğunu söyleyerek yeniden kürtaj yaptılar. Elinde olmadan heyecanlıydı. Zorlu geçen iki kürtaj sonrasında karısını yeniden kürtaja getirmenin suskun tedirginliğini yaşıyordu. Üç erkek... Üçü de tedirgin... heyecanh... utançlı... sıkılgan.. Gece. sabaha doğru üerliyor... "Danışma yok diyorlar", "Bilgi alamıyoruz" "Düzensizlik içinde, korkuyla sıra almanın telaşındayız " diyorlar. Oysa doktorlar, " G ü n geçmesin, dikkat edin" diyorlar. Günlerse sıra almak için zorunlu geçiriliyor. Bu arada pek çok söylenti de ortaUkta dolaşıyor. Ne olur ne olmaz diye 6 ay sonrasına da sıra alan varmış. Gece nöbetlerine dek süren karma^aya bakarak düşünüyor insan, "Neden olmasın." "Peki kürtaj sonrası için ne düşünüyorsunuz?" diyorum. Gebzeli olan hemen atılıyor. "Spiral takıyorlar." Karın da istiyor mu? Çok konuşuyorlar etraftan. Kanser yaparmış diyorlar. Korkuyor tabii. Sonra duraksıyor. Aklından kötü şeyler geçiyor olmalı. Y'üzü kararıyor. "Hammın sağlığına zarar gelirse, kendimi günahtan kurtaramam." Saat 03'ü geçiyor. Birkaç saat sonra yeniden gelmek üzere çıkıyoruz. Zeynep Kamil'den sonra, Şişli Etfal'e uğruyoruz. Kapıdan soruyoruz. "Sabah 9.00'da gelin" diyorlar. Gecenin kürtajla olan ilintisi, caddelerin, sokakların ıssızlığından geçerken ister istemez aklımıza takılıyor. Sabaha doğru gidiyoruz. SLRKCEK ICFTLI Türkiye için tavsiye kararı aldı HADt ULUENGİN BRÜKSEL Kısa adı ICFTU olan Hür tşçi Sendikalan Konfederasyonu'nun Briiksel'de yapılan Yürütme Kurulu toplantısında Türkiye'ye ilişkin bir tavsiye kararı alında. Türktş temsilcisinin de kaııldığı bu toptantı bitiminde yayınlanan tavsiye kararında Türktye'deki genel dururo ve özellikle de işçi haklanna ilişkin kaygılara değinildi. Kararda grev ve toplu sözleşme haklarını sınırlayan yeni çalışma yasasının Uluslararası Hür İşçi Sendikalan'nın üyesi bulunan Turktş'in talepleri doğrultusunda değiştirilmesi ve sınırlamaların kaldınlması önerildi. Batı Dünyasının en çok üyeye sahip uluslararası sendika konfederasyonu durumundaki ICFTU genellikle "sajt tendanslı" olarak nitelendirilmekte. Bilindiği gibi, Türkİş'in Uluslararası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun üyeliği Sendika Genel Sekreteri Sadık Şide'nin 12 Eylül 1980'den sonra kurulan Ulusu hükümetinde görev almasının ar dmdan askıya alınmıştı. 10 bin sendikacı Istanbul'da toplanacak İşSendika Servisi Türkİş'in 2. genişletilmiş taban toplantısı 3 haziran pazar günü Istanbul'da Açık Hava Tiyatrosu'nda yapılıyor. 10 bin civannda işçi ve sendika yöneticisinin katılması beklenen ve daha önce İzmir'de'ya'ptlmış olan taban toplantıları ile işçi sorunlannın kamuoyuna mal edilmesi amaçlanıyor. Türkİş'in taban toplantısının gündeminde öncelikle işçilerle ilgili yasalarda yapılması istenen acil değişiklikler, YHK'nın belirlediği ücret artışlarımn enflasyon karşısında gülünç kalması nedeni ile, karann yeniden gözden geçirilmesi istemi, özgür sendikacılığın işletilebilmesinin güncel acil sorunları yer alıyor. Toplantıda Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz bir konuşma yapacak. I dıklarında, önce biraz tedirgin oldular, ardından da "çok iyi yaptınız geldiniz" dediler. Konuşmaya başladık. "\ereden geldiniz?" "Ben Gebze'den", "Ben buralıyım. Valide Mahallesi'nde oturuyorum. Evim buraya yakın", "Ben Kanal'dan geldim." İlk kez Gebze'den gelenle konuşuyoruz. Konuşmalarımızdan anlıyorum; yurttaşımız sıralamadaki becerisiyle övünmekte pek hakluSabah gelen, sonragelenlerilisteye yazıyot. Herrvep başhekime imzalatıp, onay alıyorlar. Gebzeli yurttaşımız da ilk gelenlerden. Daha sonra hep beraber listenin başına bir kaza gelmesin diye bekliyorlar. Saat geceyarısına gelince, aralarında seçtikleri ikiüç kişi sabaha dek bekleme salonunda nöbete kalıyor. Sabah gidip, bir sonraki gün için, kürtaj sırası kartlannı alacaklar hastaneden. "Kürtaj ne demek biliyor musun?" diyorum, Gebzeliye. Gözlerini kaçırarak, çokça da utanarak bir an duraksıyor, ayıplayan bir gülümsemeyle ya dan Aşık profesörü rektörlük cezalanchrdı LONDRAYURDAKUL MEHMET ŞAKİR FARUK BİLDİRİCİ bir ay üniversiteden uzaklaştırma cezasına çarptınlmıstı. soruşturma yapmakla görev lendirdi. ANKARA Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Yıldınm Akman, bir bayan araştırma görevlisine, "gönul ilişkisi kurma teklifî" nedeniyle rektörlükçe cezalandınldı. Prof. Akman, Boıanik Anabilim Dalı Baskanhğı'ndan alındı. Ancak Akman, halen Fakülle Yöneüm Kurulu üyeliğini sürdürüyor. Fen Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. tsmail Yılmaz da bir bayan öğrencisine yaptığı teklifler nedenivle Prof. Yıldınm Akman'ın bayan araştırma görevlisine karşı davranışları da ilk kez geçen yıl temmuz ayında onaya cıktı. Prof. Akman'ın davranışlanna karşı çıkan bayan araştırma görevUsi, konuyu Dekan Sevinç Karol'a iletti. Ancak Dekan Prof. Karol'un olaya ilgisiz davranması üzerine, "Prof. Akman'ın çirkin teklifleri" Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Tank Somer'e yansıtıldı. Prof. Somer. Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Güner Abal'ı ön Prof. Güner Abal da Fen Fakültesi 'nden Doç. Tahsin Nuri Durlu, Doc. Turhan Uslu ve Yardımcı Doc. Turhan Guven'în ifadelerine baş\urdu. Doç. Tahsin Nuri Durlu'r.un, Prof. Abal'a verdiği ifade metni, daha sonra Dekan Sevinç Karol hakkında, "Mt,K kanalı ile Yüks«kögretim Dcnetleme kurulu'luna yapılan şikâyet dosyasında" da >er aldı. O tarihıe Dekan Yardımcısı olan Doç. Tahsin Nuri Durlu'nun Akman'ın davranışlanm anlattığı 20 Temmuz 1983 tarihli ifade metni özetle şöyle: "Bundan bir a> kadar önce fakiiltemiz bivoloji bolumunden bazı araştırma gorevlisi >e yardımcısı duçenl arkadaslar, özel sohbet sırasında bana, (Hocam bu ne biçim i>tir. Prof. Dr. Yıldınm Akman bir araştırma görevlisi arkadaşla şahsi ilişki kurmak îstemiş, kız olumsuz cevap verince kendisi ile akademik olarak ugraşmaya başlamış ve zorluklar çıkarıyormuş) dediler. lar lekelcyici şeylerdir. Dogru olduğuna inanamıjorum. sn ne dersiniz?) diye sordum. Ben şahsen bir öğretim üyesinin böyle bir soru karşısında hiddete kapılarak olayı şiddetle redd«tmesini ve bunun iftira olduğunu <u>\lemesini bekterdim. Prof. Yıldınm Akman. bana kelimesi kelimesine. (Arkadaş ben erkek adamım. Hoşuma giden kan oldu mu (tklif cderim. Ama kabul edip etmemek kendisine aittir. ancak kan bana yüz vermedi diye ona düşmanlık beslemem. İş ayn, scks ayn...) dedi. Son derece üzüntü duyduğumu, bu olayı da fakülle dekanıınıza ileterek kendisini konuşmadan haberdar eltim." On soru>turmanın yürütulmesi sırasında bayan araştırma görevüsi de başka bir fakülteye atandı. Prof. Göner Abal'ın soruşlurmaya gerek olduğu kanısına varması üzerine o dönemde Rektör Yardımcısı olan Prof. Erol Cansel, rektör tarafından soruşturma yapmakla görevlendirildi. Prof. Cansel soruşturmasını şubat ayı içerisinde tamamladi. Prof. Cansel, Akman'ın cezalandınlmasını istedi. Rektör Prof. Somer soruşturma 5onuçlannı dikkate alarak, Akman'ı "kınama" ve "yönetira gorevinden ayirma" cezasına çarptırdı. Akman. ceza uyarınca dekanlık tarafından Boıanik Anabiüm Dalı Baskanhğı'ndan alındı. ancak Fakulte Yönetim Kurulu üyeliği ise halen sürüvor. Prof. Yıldınm Akman Cumhuriyet muhabirinin konuya ilişkin sorutarına, "Sinirii bir şekikle" şıı >anıtları verdi: Sİ2 sarkınlılıkla bulundunuz mu? AKMAN Size öyle söyleyenler halt ediyorlar. Hiçbiri doğru değil. Hangisi dogru değil? Olay mı, görevden alınmamz mı? AKMAN Hiçbiri doğru değil. Soruşıurma falan yok. Merak ediyor^anı? rekıörden öğrenirsiniz. Benim söyleyecek bir şeyim yok. Halen Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanı olan Prof. Dr. Erol Cansel ise, Cumhuriyet muhabirinin sorularım, "İcraatı rektörlük yapmıştır. Dogru olabilir. Rektörlük ne gibi bir takdir kullanmışlır?.. O konuda ben konusamam" diye yanıtladı. Cansel, Akman'ın olay» doğrulamamasını he, "Açıklanmamasını istemesinde kişisel menfaati vardır" diye de|erlendirdi. ? Maksat turist gelsin Krallık ailesi, İngiltere'nin şirinlik muskasıdır. Başbakanın ülkeyi yönetmesi. Kraliçenin turist çekmesi beklenir. Buckingham Sarayı önündeki muhafız değişimi töreninden, atlı saray arabasının rahvan mı tırıs mı gideceğine, Kraliçenin şapkasına ne renk çiçek iliştireceğine kadar herşey turist potansiyeline göre düzenlenir. Kral deyince, akla artık o ceberut müstebitler gelmiyor. Parlamento güçlenip palazlandıkça, astığı astikkestiği kestık krallar gerilemiş, simgesel bir devlet başkanına dönüşmüş. Çağımızın modasıysa, parlamentoların pabucunu dama atma modası.. Hükümetler güçleniyor, parlamentolar geriliyor günümüzde. 21'inci yüzyılda Batı Avrupa parlamentolan, dünden bugüne aktarılmış bir avuç kral ya da kraliçe gibi, işlevi simgesele indirgenmiş emekli kahvehanelerine dönüşürse hiç şaşmamak gerek. Sözün kısası ingiltere'de Kral ailesi ve şimdılik, hiç degilse dış duvarlarıyla parlamento binasıVVestminsterartık en kabadayısından turist çekmeğe yarıyor. Önemi azalsa bile. parlamentoların ömrü gelecek yüzyılı da görmeye yetecek kuşkusuz. Ama kral aileleri 21 "ınci yüzyılı da yaşayabilir mi, bilemiyorum. Devrik Mısır Kralı Faruk'un kehaneti galibadoğru çıkacak sonunda. "2000yılınagelindiğinde" demişti Kral Faruk "yeryüzünde beş kral kalacak. Birdeste iskambil kâğıdındaki dört kral, bir de ingiltere kralı..." Krallık kurumunu aşındıran, salt cumhuriyetçi aşkı değil. Soylu ailelerin taşıdığı kanşıksız kan da başlarına dert oluyor çoğu zaman. Kral aileleriyle, safkan köpekler bir bakıma bırbirlerine çok benzerler. Kral aileleri içevlenmeler nedeniyle, safkan köpeklerse hep aynı türün renkleriyle dişileri çiftleştirilerek üretildiği için, kalıtımsal hastalıklar, bir zincirin halkalan gibi uzar gider soylu ailelerle safkan köpeklerde... Dahası var: Bizleri biraz güçlükle yere vuran bazı hastalıklar, soylu ailelerle safkan köpekleri sapır sapır döker. Kraliçe Victona'nın oğullartndan üçünün hemofili hastalığına yakalanması salt bir rastlantı değildi herhalde. Özellikle bu yüzyılda kral ailelerinin başına çöken sıyası felaketler de tıbbi afetlerin üzerine tüy dikmiştir. Eğer eksik saymadıysam, bu yüzyıl içinde bizim Osmanlı Padişahı dahil, dört imparatorun yanı sıra, onbir kral işsiz kaldı. iki istisnası var bunun: Biri ispanya tahtına geri dönen Kral Juan Cartos, diğeri AvusturyaMacaristan tahtının varisi, İmparator FranzJosef'\n yeğen Arşidük Otto... Arşidük Avrupa Parlamentosu'nda seçimli bir iş bulabilen tek soylu oldu... Gerısi kamuoyunun gözünden uzakta yaşamava calışan bir issizler takımı... Salt fakirfukara işçiler yakınacak değil ya işsizlikten... "benim mesleğimde işsiz sayısı hayli kabardı" diye hayıflanan Belçika Kralı 1 'inci Albert değil miydi? William Shakespeare'm günüyle bizim günümüz arasında pek fark yok galiba. Onun gününde de biri devirecek korkusuyla, "taçlı başlar huzursuz"<iur\ar, şimdilerde de turizme hizmet etmiyorlarsa gün geliyor işsiz kalıveriyorlar. Yıldınm Akman Bey, fakülte dekanlıgındaki odama geldi. kendısine (Bu sekilde laflar dolaşıyor. Bun YUMIS NADİ ARMAGANI'84 F1NALISTLERI Katılma No: 333
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle