28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MA YIS 1984 EVET/HAY1R OKTAY AKBAL (Baştarafı 2. Sayfada) lar, çözümler arar, sorular sorar. Once başkalarına sorar, sonra 6a kendisine... Yanıtlar bulur, çareler yaratır. Yanhşlıklara düşecektir kimi zaman. Yanılgılara, aldanışlara... Ters yol gösterenlerin tuzağına... İyiniyette başladığı bu savaştmda bir de bakmış ki çıkmazdadır. Adalet önündedir, tutukevindedir, anasın dan, babasından, sevdiklerinden uzaktadır, birtakım düşüncelerin, davranışların hesabını vermektedir. Hatta ağır cezalara çarptırılmaktadır. On on beş yıl önce minik bir yavru diye sevdiğiniz kişi, şimdi bir 'kurban'dır, bir çeşit 'kader kurbanı'dır. Cezaevinde gençlerle konuştuğum oldu. On dokuz yirmi yaşlarındaydılar. Okumak, aydınlanmak. yetişmek isteğindeydiler. Kitap, hep kitap istiyorlardı. Öyle sakıncalılannı değil, insanı insan eden kitapları... Yayınevlerine mektuplar yazmışlar, birtakım kitaplar istemişlerdi; gelmemişti. yanıt bile alamamışlardı. On yıl önce uçurtma uçuran, futbol oynayan, koşuşan, analanna armağan almak için çırpınan çocuklardı bunlar. Şu balkonun köşesinde uyuklayıp duran güvercin yavrusu gibiydiler... Anneler Günü'nde cezaevlerınin kapısı alabildiğine açıldı. Ne iyi oldu! Anneler, eşler, çocuklar yakınlarıyla kucaklaşabildiler. Hep tel örgünün gerisinden izlemek sevilenleri, hep bağıra bağıra birkaç dakikalığına dertleşmek, hep özlem çekmek... Anneler Günü'nde cezaevleri avlularındaki görüntüleri seyretmek acı bir mutluluk duygusu verdi bana... Acı bir mutluluk, mutluluk mudur ki! Hapishaneleri ağzına kadar dolu bir toplumda kim duyabilir gerçek bir mutluluğu, gerçek bir huzur duygusunu? Ancak yüreği kara, katı insanlar... "Bir Kuş Masalı" adlı yazım okurlarımda ilgi uyandırdı. Mektuplar aldım. Kuş ne yapıyor, yavru çıktı mı diye... Evet, mınik kuş yuvasında oturuyor; bir süre sonra büyüyecek, annesi onu balkonun parmaklığına çıkartacak, oradan boşluğa itecek, sonra belki bir daha onu görmeyecek, hatta tanımayacak. O küçük kuş, yepyeni tüyleri, dünyayı ilk kez gören bakışlarıyla güvercinler içinde bir güvercin olacak. Doğup büyüdüğü yeri bilecek mi, anımsayacak mı? Geçen yılki yavru gibi kaptyı açık bulursa içeri dalıp odaları keşfeçıkacak mı? Gelecek nisanda yeni bir güvercin belki bu yılın yavrusu gelip yerleşecek yumurtalarının üstüne. Baba, anne bir türlü bırakmayacaklaryavrularını... İnsanlann ders alması gereken bir olgu bu. Sorumluluk nedir bilmek. Yavrusuna sahip çıkmak... Bir süre balkon kapısını açmayacağım. Minik yavrucuk iyice büyüsün. Sonrasını, gün gelir anlatırım yine sizlere... * • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/15 Oflıı İstnail Macaristan'da gözaltına almdı ANKARA (UBA) Çeşitli suçlardan aranan "Oflu İsmailin dun Macaristan'm başkenti Budapeşte'de yakalandığı öğrenildi. "Oflu İsraail" adıyla tanınan İsmail Hacı Süleymanoğlu'nun, Macaristandaki şüpheli faliyetleri nedeniyle gözaltına alındı UGUR MUMCU GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) Zafiru" gerçekten işgal kuyvetleri komutanının adıdır. "Muammer Bey" ise İzmir'in tanınmış eşrafındandır. Attila İlhan Muammer Bey'in ıç dünyasındaki serüvenlerini "Dünyanın bir kavga. Kavganınsa bir büyük yaşamak olduğu" sözcükleri ile tanımlar. Attila İlhan, işgal acısının kişisel dramlarını anlattığı bu şiirinde tarıh gerçeğine sırtını dönmeyi düşünmemiştir. Bu titizliği, televlzyonda büyük begeni ile izlediğimiz "Küçük Ağa" adlı romanda bulamıyoruz. Doğrudur; tarıh yazmakla, roman yazmak çok ayrı konulardır. Romanda anlatılan olayların her zaman tarih gerçeği ile çakışması beklenemez. Ancak romanda, tarihte yer almış kişiler geçiyorsa, o zaman, titiz davranmak ve yaşanan gerçekleri göz önüne almak gerekir. Daha önce de deginmiştık; Tarık Buğra, romanında, Çerkez Ethem'ı kardeşlerinin büyüğü olarak gösterir. Oysa, Reşit en büyük, Tevfik ortanca, Ethem ise en küçükleridir. Olaylar sırasmda henüz "Paşa" olmayan, bu yüzden "İsmet Bey" diye anılan İsmet İnönü, Buğra'nın romanında Ethem ve Tevfik Bey'in konuşmalarında "Paşa" diye geçmektedir. Buğra'nın bir bağışlanmaz tarih yanlışı da romanda "Pehlivan Ağa" olarak geçen, Ethem'in müfreze komutanlarından Parti Pehlivan'ın Ankara Hükümeti'ne ihanet ettiği kuşkusu ile romanın kahramanı Küçük Ağa tarafından öldürülmesidir. Dilerseniz, Çerkez Ethem ile Ankara Hükümeti arasında arabuluculuk yapmak üzere görevlendiren kurulun üyesi Celal Bayar'ın, ilk Meclisın gizli tutanaklarında Parti Pehlivan ile ilgili sözlerini aktaralım: ... Orada pek ağlanacak, hüzünlü dakikalar yaşadık. Bu memleketin istiklâlinı, namusunu, şerefini müdafaa için silaha sarılan arkadaslardan ilk hareketlerinden itibaren... Bunlara ait birçok menakıbi kahramanane dinledik ve bunlann içinde ezcümle (Reıs Paşa hazretlerine ve Meclıse söyleyıniz. Bize kurşun atmasınlar. Biz bu memleketin namusunu müdafaa için ortaya atıldık ve sizden yalvarırız, istirham ederiz, bu suıtefehhümü müslihane hallediniz)... Balıkesir ve havalısınde, bunları söyleyen zatı tanırlar. Anzavur'un tedibinde en ziyade amil olan zattır. Battal Gazi namını alan Parti Pehlivan'dır.. (TBMM, gizli celse zabıtları, i: 126, 30.12.1336, c: 2, s: 293) Parti Pehlivan, Çerkez Ethem Yunan Ordusu'na sığınırken, Ethem'den ayrılmış ve Yunan O'rdusu ile savaşı sürdürmüştür. Pehlivan Ağa ya da Parti Pehlivan, Çerkez Ethem olayının önemli kahramanlarından biridır. Çerkez Ethem, Yunanlılara sığınırken, Pehlivan Ağa, Ankara Hükümeti ile ışbirliği yapmış ve en güç ve bunalımlı anlarda nasıl seçim yapılacağını, dosta ve düşmana göstermiştir. Kurtuluş Savaşı'nda Çerkez Ethem olayından önce ve sonra büyük kahramanlıkları olan Pehlivan Ağa'nın, romanda 'Istanbullu Hoca"aracılığı ile hain ılan edilerek öldürülmesi, tarıh gerçeklerine aykırı olduğu gıbi, Pehlivan Ağa'nın ölüsüne karşı da büyük bir saygısızhktır. Kurtuluş Savaşı'nda, canını dişine takarak savaşan, Anzavur ordularını puskürten. butün gerici isyanların bastırılmasında etkin görevler alan ve sonra da yakın arkadaşı Ethem, Yunan Ordusu'na sığınırken "Benim yerim Mustafa Kemal'in yanıdır" diyerek, elde silah Yunan Ordusu ile savaşan Parti Pehlivan'ın, Tarık Buğra tarafından önce romanda, sonra TRT ekranında hain ilan edilmesi Türk halkına bir kahraman değil de bir hain olarak sunulması tarihe ve Parti Pehlivan'a karşı büyük bir haksızlık değil midir? Küçük Ağa romanını ve filmıni, Kurtuluş Savaşımızı anlattığı için çok sevdik ve beğendik. Ancak, yapılan bu haksızlık ve saygısızhğı görmezlikten gelmek, bir başka haksızlık ve saygısızUk olacaktı. Bu yüzden, Parti Pehlivan ko.. nusunu gündeme getirmeyi, Kurtuluş Savaşı'na duyduğumuz saygının bir gereği olarak gördük. Romancı, tarih gerçeklerini yok sayamaz. Kurtuluş Savaşı'nm kahraman bir çetecisinı bir hain olarak da gösteremez. Küçük Ağa'lar, Parti Pehlivan'ları ve onlann kahramanlıklarını unutturmamalıdır. PROF. AYDIN YALÇIN'A NOT Sayın Yalçın, Geçen cumartesi günü bu köşede yayınlanan "BirÖzerklık Anısı" başlıklı yazıdan çok tedirgin olmuşa benziyorsunuz. Bu yazıda sizin, Menderes Hükümeti'nce profesörlüğe yükseltilmemeniz nedeniyle oluşan olaylara değinmiş, sizin "Üniversite hocalığı mesleği her şeyden evvel, şekli ne olursa olsun. dış müdahaleyi reddeden, ilim metodunun zihinlere ve vicdanlara verdiği disiplinden başka bir otorite tanımayan bir hürriyet havasınt şart koşar" sözlerinızi aktarmıştık. Bugün için soracağımız soru "YÖK'ün, dış müdahaleyi reddeden bir hukuksal yapı getinp, getirmediğidir". Bu soruya vicdanınızda yanıt vermeniz bizler için yeterlidir. Sayın Profesör. Üniversiteler, öğretim üyelerinden bu gibi siyasal polemik yazıları yerine bilimsel incelemeler ve yapıtlar bekler. Yazarlara öğüt vereceğinize bu öğüt verme hakkını lütfen kendiniz için kullanın. Sayın Profesör. Sinirlerinize hâkim olun. Liberal anlayışınız, en azından bizlerin size boyle bir ricada bulunmamıza hak verdirir. Sonra "Başlann belaya sokulacağından" hiç söz etmeyin. Siz öğretim üyesisiniz, bırakmız "öe/a tevziatım" başkaları yapsın. "Yeni Forum" adlı dergide, bizlerin, terör konusunda yanıltıcı bilgiler verdiğimız de yazılmaktadır. Dergide sık sık sözünü ettiğiniz arkadaşınız CIA İstasyon Şefi Henze'nin terör konusunda ne gibi yanıltıcı bilgiler verdiğini de belgeleri ile yakında açıklayacağız. Dilerseniz, Henze'ye şimdiden bu konuda bir bilgi verebilirsiniz. Aydın Bey, ekonomı konusunda özgür araştırmalarınıza ve geniş kültürünüze ve engin deneyiminize dayah polemıklerden uzak, nesnel ve bilimsel yapıtlar bekliyoruz. Sizlere öğüt vermek bizim yetkimizi aşar. Bız yalnızca sizin gibilerin geçmişlerine saygı duyarız. Saygılar efendim... Ttnrhnmn ouruarus Tiirhfsti ı urueaı /iniinrl^ ununuc almadan kurtutdu. Metin Aksoy'un kullandığı 03 DA 994 plakalı kamyon sabaha karşı 05.İO sıralu rında Barbaros Bulvarı'ndan inerken frenleripatladı, Sinanpaşa Camiisionündeki virajı alamayan kamyon korkuluklara çarparak karşı yola geçti. Daha sonra Barbaros Türbesi'nin bulunduğu parkın girişindeki eski bir çınar ağacına çarparak devrilen kamyonda şoför Metin 4 ksoy yara almadan kurtulurken, hafif yaralanan muavin Ahmet Ergın ayakta ledavi gordü. Afyon'dan mevye ve sebze getiren kamvonun sürücüsü olaydan sonra gözaltına alındı. (Fotoğraf: ASENA ÖZKAN) hnrfi 1111*11 kamvonun YMlzYokuiU nda renibosaUm ' süncüsü f yam İSTANBUL KadıköyÇekmece arasında boru onarunı bitti su veriüyor tthal edîlen sigara, kaçağı önleyecek (Baştarafı 1. Sayfada) tiliyor. Yabancı sigaranın tuketimi Evren'e sunulan rapordaki verilere gore bu miktarın yüzde 5'ini oluşturuyor. Kaçakçılığı önlemek amacıyla, Turkiye bugünkü fiyatlarla 1984'te 200 milyon paket sigara ithal ederse, bir paket sigaranın ortalama 220 liralık ithal fiyatından hareketle, toplam sigara ithalatı için ödenmesi gereken miktar 101 milyar lirayı buluyor! Bir başka deyişle, yabancı sigara ithaline ödenecek 101 milyar lira, çevre yollan ile birlikte 1984 fiyatlarıyla 100 milyar Iiraya yapılacağı hesaplanan ikinei Boğaziçi Köprüsü'nün yapım parasını karşılayabiliyor. Bir diğer açıdan bakılırsa, bu 101 miiyar lira, uzun tartışmalardan sonra memurlara bu yaz verilmesi planlanan ve toplam maliyeti 40 milyar lira olarak hesaplanan yüzde 5 ek zammı iki kez finanse edebiliyor. Türkiye'ye yılda yaklaşık 200 milyon paket sigaranın kaçak olarak girdiği, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e, Özal hükümetinden onceki dönemde Gümrük ve Tekel Bakanlığı'nın üst düzeydeki bürokratları tarafından sunulan "Sigara Sanayii Raponı"nda yer alıyor. Rapordaki ilgili bölüm aynen şöyle: "Tekel tarafından yapılan çeşitli tespit ve lahminlere göre; kaçak olarak gelen sigara miktar! 200 milyon paket (4 milyon kg.) kadardır. Kuşkusuz bu miktar, yiiksek fiyatlı filtreli sigara oluşundan ötiırii piyasa değeri olarak küçümsenecek bir buyuklük değildir. Ancak, yukarıda belirtilen sayısal verilere göre Tiirkiye'de tüketilen toplam sigara miktarı içindeki pa>ı yüzde 5 kadardır." Aynı raporda yer alan bir bav ka ifadede, yabancı sigara şırketlerinin Türkiye'ye yapılan sigara kaçakçıhğını destekledikleri betirtiliyor Raporun, "Yabancı sigara yapımı ve dışalımının sonuçlan" başlığıyla yer alan sonuç bolumünde "Yabancı marka sigaralann yurt içinde serbestçe satışı oranında (ithal veya imalat yoluyla) Tiirk tütiin tarımının gerileyeceği; buna karsılık yeni bir hammadde (tutün) ithal kapısının açılacağı söylenebilir" deniliyor. Yabancı sigara ithali ya da iç piyasa içinde uretim sonucunda, altı milyon nüfuslu tütün üreticisi köylünun, karanlık bir geleceğe itileceği kaydedilen raporda şöyle devam ediliyor: "Göriilüyor ki, konu Tiirk tiitüncıilüğunün ve geçimini tiıtunden temin eden milyonlarca vatandaşımızın geleceği ile ilgilidir. Sigara kaçakçıhğını hareket noktası kabul ederck devletin munzam bir gelirden olduğunu ileri sıirenlerin ortaya attıklan bu önlemlerin altında, sadece ve sadece yabancı sigara fabrikalarının ve onlann Türkiye'deki muratssillerinin senelerden beri uğraştıklan, uzun vadede, Tiirk halkına Amerikan tipi sigara içim Hayali ihracata yeni (Baştarafı 1. Sayfada) büyuk farklıhklar bulunuyor İlk belirlemelere gore, İsviçre'nin çeşitli bölgelerindeki antrepolarda bulunan Turkiye çıkışlı malların toplamı tsviçre'ye giriş ve antrepolara yerleştirme değerlerine göre 16 milyon dolar. Bu malların Turkiye çıkışında gösterilen değerleri ise, ornekleme yoluyla yapılan hesaplamalar çerçevesinde 120 milyon dolan buluyor. Federal Almanya'da özellikle Frankfun Havaalanı çevresindeki antrepolarda yoğunlaşmış biçimde Turk ihracatçılarına ait 12 milyon dolarlık mal bulunuyor. Bu malların Türkiye'den çıkış değerleri ise 40 milyon dolara ulaşıyor. İsviçre ve Federal Almanya'daki anirepolardaki Turkiye çıkışlı malların çoğunlukla hazır giyim.gömlek, Tshirt, iç çamaşırı ve ayakkabı ile halıdan oluştuğu gozleniyor. tlgili ülkelerdeki antrepo sahipleri, ANKA'nın Isviçre'de 185 milyon dolar dolayında, Federal Almanya'da ise 90 milyon dolaı dolayında Turkiye çıkışlı mal bulunması gerektiği konusundaki sorularını genellikle, "Tiirk ihraç urünleri hacim ve yükte büyuk. pahada ise hafif ürünlerden oluşuyor. Bu kadar çok malı muhafaza>a antrepoların kapasitesi yetmez" şeklinde yanıtlıyorlar. Türkiye'nin lsviçre ve Federal Almanya'ya yılın ilk çeyreğinde yaptığı ihracatın, ilgili ülkelerin ithalat kayıtlarıyla karşılaştırılması durumunda, Türkiye'den çıkan mal miktarı toplam 275 milyon dolar dolayında bir farklılık gösteriyor. alışkanlığını kazandırmak ve Turk tutuncüluğunu çökertmek, kısa vadede de milyarlara ulaşan kâriannı yasallaştırmak yatmaktadır. Biiyiik butçelere sahip uluslararası tütiin tröstleri gerektiginde hükümet politikalannı da etkileyerek kendileri için en kazançlı mamul çeşitlerinin ve tütün türlerinin yaygınlaşması için biiyiik çabalar harcamaktadırlar. Bu tröstlerin 2. Dünya Sa\aşı oncesine kadar Şark tütıinü içimine alışmış Batı Avrupa ulkelerinde izledikleri politika, ekonomik şartlann yarattıgı fırsatlardan yararlanarak önce Virginia, Buıiey vb. tutıinlerin yer aldığı mamulleri tanıtmak alışkanlık haline gelen bir içim zevki oluşturuluncaya kadar her türlü ödeme kolaylıklan ve fiyat tavizleri saglamak, alışkanlıklar yerleştikten sonra döviz karşılıgı tütün ve sigara satışlarına ve yabancı sermayeli ortaklıklara geçmek olmuştur. 50 milyana yaklaşan nüfus ve 80 bin ton/yıl dolaylanndaki tüketim düzeyi ile Turkiye uluslararası tütün tröstleri için çok cazip bir pazardır ve bu Iröstlerin Türkiye'de 1960'lardan bu yana uygulamaya çalıştıkları politika, daha önce Batı Avrupa'da uygulanan politikaya paraleldir: Kaçak olarak yurda sokulan sigaralarla Turk tuketicisinin içim zevklerinin değiştirilmesine ve bu zevklerin Amerikan ve Avrupa harmanlanndan (Virginia ve Burley vs. tütunlerinden) yapılmış sigaralara yöneldiği izleniminin yaratılmasına çalışılmaktadır..." (THA) KadıköyÇekmece arasmdaki su borulannın onanmının sona erdiği, su borulanndaki anza nedeniyle bazı semtlerde iki gündür akmayan suların artık düzenli olarak verileceği bildirildi. Istanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) yetkilileri, Koşuyolu'nda bazı su borularındaki arızalann dün sabah 05'de giderildiğini ve borulara Ömerli Barajı'ndan su pompalanmaya başlandığını söylediler. Yetkililer, borularda hava olduğu için suyun yavaş yavaş borulara verildiğini, bu nedenle bazı semtlere geç ulasabileceğini de kaydettiler. (Baştarafı 1. Sayfada) gençligimizden haberli olduğumuzdan emin miyiz?" diye sordu. Tekdal, "Madde planında yapılan gözlemlerin rahat olmadığımızı kanıtladıgım" belirtti. Doğru Yol Partisi Genel Başkanı da 19 Mayıs dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Ava, 19 Mayısın millî iradenin oluşmasına giden ilk adım olduğunu belirttikten sonra, "Tüm sıkıntılara karşın, yılmadan ve büyük bir inançla bu yüce mücadele için her fedakârlığı göze alan, başta Afaturk olmak üzere tüm şehitlerimizi.dava adamla/ımızı aziz milletimiz daima takdir ve şükranla anacaktır," dedi 19 Mayıs'ı (Baştarafı 1. Sayfada) Festivali'nde ilk kez "ciddi" bir güzellik yanşması düzenlenecek ve bu yılki Eurovision yarışmasında yer alan İrlanda, Yugoslavya ve Belçika'nın temsilcileri' sahneye çıkacak. Festivalde hergün saat 18.00'de Yat Limanı'nda festivale katılan sanatçıların minik konserleri yer alacak. Defileler düzenlenecek, maraton ve güzellik yarışmaları yapılacak. Festival Ulusal Havayolunuz 51 ** Ankan: Best si^arasına Tekel ortak değil ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Bitlis'te temeli atılan BEST sigarasını üretecek olan BESTAŞ tesislerine Tekel'in ortak olmadığı bildirildi. TRT'nin haber bültenlerinde BEST Sigara Fabrikasına Tekel'in yüzde 25, Rothmans İnternational'ın yüzde 23 ve Koç Holding'in yüzde 7, geri kalanının da Bitlisli yurttaşlar tarafından gerçekleştirildiği bildirilmişti. Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Ankan, bu durum üzerine "Tekel bu işe nerden ortak oluyor? Biz kamu ekonomisinin yukünü azaltmaya çalışırken, Idmin verdiği belli olmayan bir şekilde Tekel de ortak gösterildi '* dedi. Tekel Genel Müdürü Yücel Özden ise, "Cumhuriyet" muhabirine, "Böyle bir olaydan haberimiz yok. Yapılan protokollerde Tekel'in adı geçmiyor. Bu konudaki muhatabımız kuruluşları uyararak eğer yeni gelişmeler varsa, bize bilgi vermelerini istedik" dedi. BESTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Dodanlı ise, şöyle konuştu: "Olay bizi fevkalade üzmüştür. Bizim tek muhatabımız Rothmans grubudur." Pazaroyun Çözümleri SORU ZİNCtRİ 1. ŞAHİN (Alpay) 2. PERŞEMBE 3. ORDU 4. 52 5. 3 6. TRİYO 7. TİYATRO 8. YUNANİSTAN 9. OTRANTO 10. ADRİYATlK Sabahattin Kudret nerede? SAİT FAİKALEKSANDRA (Sadun Tanju'nun "Sait Faik ve Arkadaşlan" adlı yazı dizisinin 3. bölümüne bakmız Cumhuriyet, 16 Mayıs 1984, sayfa 8.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle